13 Temmuz 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6

13 Temmuz 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-— -En kibarından en kopuğuna, dilencisinden Babı- — Madı merhüm Fuat Bi Tefrika No: 13 a —SONTELGRAF — 13 Temmuz ——— — .20 1937 Yazan: apan &. ll.ım,y!ıı ÇpA 'ESRARENGİZ İSTANBUL? Terceme ve iktibas hakkı mahfuzdur Topkapı meyhaneleri çok itibardaydı âli mühimme kalemi hülefasına kadar bütün iç/” düşkünleri buraları doldururdu tahrik ettiler. Salı sabahı üçüncu avcı taburuna mensup bir bölük askerle, polis ve komiserden rekkep bir kuvvet, evvelâ Süley- vmaniyeye doğru ilerlemeğe başla- Avnullahülkâzimi beyin evini bas tırdılar, sıkı bir araştırma yaptı « lar, kâfht, mektup, yazı ve kitap namına ne buldularsa toplayıp gö- türdüler. Fazlıpaşada — bulunan cemiyet merkezi de, kuvyetli süvari müf « erile sarıldı, iki b AVCI a5- keri tarafından orada da sıkı bir a- raştırma yapıldı, ele geçen evrak- lar çuvallara konarak mühürlendi. Cemiyet reisi Avnullah beyle, Hukuku umumiye sermuharriri -Necip Nadir bey Edirneye gittik- ten sonra sermuharrirliği üzerine almıştı- doktor Ali Saip; Şirvant zade Tahir, Gürcü Mehmet Ali beylerden başka cemiyetin kırk - | tan fazla üzası tevkif edildi. Adliyenin yaptığı tahkikat neti- cesinde, bu İhbarın mürettep oldu- » ğü anlaşıldı. Ve bir buçuk aydan fazla mevkuf kalan Fedakâranı Mil- Tet mensupları se-best bırakıldı, Fedakâranı Millet cemiyelini da- ğıtmak için bir çok vesileler ara - dığı halde, bir türlü bulamıyan İt. tihat ve Terakki, menileketle vel. veleli hâdiseler uyandırmak için çalışanlar tarafından ortaya atılan muhil suikasdlerden istifade ede- rek, cemiyeti dağ: tturmiş, siyasi sa- hada kuvvetli bir unsurdan kurtul- Müştu. (Fedakâranı Millet Cemiyeti) n mutaffakıyetle taşlanmasından son-| Kara Kemal), Kefalo, Kürt Hü- seyin ve Süleymariyeli Memo'ya o« | Nar altın verdi. Yorgunluk ve gaza hediyesi Kefalo, paraları cebine yerleşti- Tince soluğu Glatada aldı. Bir kaç kafadarla, Domuz sokağında (Oş- manlı) birahanesinde - Bir köşeye çekildi, kalasını kirişlemiye başla- dı. Hüseyinle Memo da, Topkapı - Bın selâtin meyhanelerinden Tine düştüler. Burası, yerden tava- na kadar, sıra sıra, büyük büyük küpler dizilmiş, loş ve serin bir yer- O yıltarda Topkapı meyhaneleri Çok itibardaydı. En kibarından, en kopüğuna, dilencisinden — Babıâli Mühimme kzlemi hulefasına, Ba- likçı Altipormak Karabetten, sey. | Yur sirkeci Karamanlı Boc tocusundan Mezar kazıcı bütün sabahçılar, gündi dkşamcılar, İstanbul dan buraya koşar gelir, dünyodan Ziyade ahret sınırına girön, bu yar karanlık, geniş, tohoz meyhanel, de günün yorgunl: çina içerlerdi Biz de az mı geldik! Babam, Ah- met Rasim, Şair Mehmet Celâl, eç | ylerbeyli üs. 4, tanburi Postahaneli Fu. $SİZ musiki üstadı ve ses hâliki â m, bir zaman 'Topkapı Meyhanelerinin en başta Belen müş. terilerindendi. Buranın çok meşhur olan turşusile rakı içmek için, tâ Kadıköyünden, Kartaldan, Üskü - | dardan buraya kadar gelmekten ü- şenmezlerdi. Burayı sevenlerden bi- risi de Başkâtip Tahsin Pa şanın da- i. Çok de- fa Üstad Ahmet Rasim Tanbu « Tacı Osman Pehlivanla gelirdi. Meyhanen içinde Altıparmak Karabetle Ar - tin, nev'i şahsına münhasır (tip) lerdendi. Bunlar pazardan başk < Gündüzcülük Yapmazlar, fakal ak- — Famları meyhaneden eksik lardı. olmaz - Biri """Myi sever, okur, öteki Y meme ei a msai ei n Tefrika No.:8 muş ve yelkenleri ünlemiye bayılırdı. Mıgırın, boğa- zını yırta yırta, meyhane ağzı, ba- yati ve âmiyane şarkı okuyuşu ha- kikaten görülecek manzaralardan - di. Ben kemeri (5 inci sagfadan devam) Ayni gün Flaryada diğer bir baş- ka plâjda olan Amerikalı pehlivanla da konuştum ve bana dedi ki: — Mülâyimin bu hareketi doğru bir hareket değildir. Hele kemeri a- bp vermemesi gayet gülünçtür. Çünkü, o, beni bir saat zarfında tuş- Ja yenip mağlüp etmemiştir. Ha- kem de berabere Kaldığımızı ilân ettiği halde Mülâyim kendince na- sıltgalip geldiğini ortaya sürer ve kemeri alır? Doğrusu bu işe şaştık, kaldık. Saniyen Suyolcu Mehmet, diğer iki hakemle islişare etmeden kemeri ne diye M ime veriyor? Sonra, ilk maçta biz kemeri mey - dana ka umuz halde Mülâyim beş yüz dol Güreşmiyecektik, fakat kere toplanmıştı. Öğrendik ki balk bir Mü- Rüstem, Murad Reisin emri al - tında bulunduğu için, ona sorma - nn ve bilhassa ondan emir alma- dan ateş açamazdı. Murad. Rei Rüsteme şu emri verdi: — Kalyonların cephanesi bit « lar Venedikten gelmiyor- Venediğe cephane al- rlar, İlerit... — Neredeh anladın böyle oldu- ğunu?.. Diye sordu. Murad Rcis: — Top menziline girdik. Hâlâ bi- ze bir gülle atmadılar. Fakat, gü- vertedeki okcuları yaylarını gerip üzerimize ok yağmuru yağdırmağa hazırlanıyorlar. Dedi. Türk denizelleri ateşe atılır. gi- bi, yılmadan ilerlediler. İlk ateş Türklerden başlamıştı. Murat Reis yüzde bir Jhtimalle 'a düşmeyi de düşünmemiş de- gemisinin çok kuvyetli idi. Cezairde dolaşan ilk toplü kor- san gemisini Murat Reis i topları *diyordu. Rüstemin Bemisinde bir kaç top vardı. Fakat bu toplar büyük ge - milre ulaşacak kadar uzun menzilli değildi. Rüstem bunlarla ancak sa- hi! boylarını ve balıkçı çektirmele- rini ürkütürdü. Reisin gemisindeki top- zda sekiz toptan sekiz svurdular, üyük Venedik kal- direği iki kat ol- parçalanmaştı. arı meydana koymadı. | _Ortaya koyarım | kudar gö | | Bir kaç kadeh parlattıktan sonı Karabet Mıgıra seslenirdi: — Haydi ne durcorsun ahpa: Usta işi, kıyak bir şarkın yoktur? | gönderemedi. Pek ge (Devamı lâyimin Osmanlı bankasında (500) döları yokmuş, varsa ispat etsin. m kendi rızasile kemel | dade etmediği takdirde kemerimi tekrar güreşle kendisinden alaca - ğim; esasen, Amerika konsolosi uğu işe el koydu. Kanunen kemer alına- caklır. Kemeri geri alırsanız, Mü yimle tekrar güreş yapmak iş misiniz? — Elbette!., Kemer bize iade e- dildikten sonca Mülâyime ölan tek- lifimiz şudur: Mademki Mülâyim kendisine çok güveniyor, Ortaya beğ yüz dolar koysun, biz de ya ke- meri veyahut beş yüz doları ko - yar ve zaman kaymadan yenilinci- ye kadar güreşiriz. İşte şimdi iki pehlivan bu iddia- Zİ Acun er M |lik kirayı peşli | — Bizim kızlar üç akşam içi | tanbula malüm ya bizim pa: aracalarında caklar. | Roza'ya &© Adada pansiyon ( 4 üncü sayfadan devam) hem siz bu evin erkeği olacaksı - | nız.. sizden başka kiracı da yok.. Bu sözleri duyan Reşidin ve M tafanın gözleri de parladı: ÖOhh. Kiralık iki oda,. ikisi birden oda- | ları tuttular. Çok pazarlık etmeden Reşit ile | in a Mustafa kızların hatırı — diya - n eşyalarile Adaya-tâşı- şİt ile Müustafayâ kapıyı 50 yaşındaki hizmetçi Reşit ve Musta anı gören hizm zamanında yaptı nin suratlarını Çİ, vazifesini Üç gün, üç ay.. ev kiralanıncaya kadar yevmiye ile tatolmuş kızları, tabil ne Reşit ve ne de Mus- tafa bir daha görmedi. Fakât Haygânuş mem lara ikişer liradan başka b ehtarilik d olan Kız: mâ Ma müamıştı. Venizelosa '“Haber gönder )4 Tucü » adın devam) da doğdum. Babam anasıl Leh tanlıdır, annem Fransızdı. Babam çok fakirdi. Beni ilk mektebe bile | Ç yaşta am- camın yanında çalışmıya başladım Artık ondan sonra hiç durmadım. | | | belerim K Düşman gemisinin nedikliler: Batıyoruz.. BALKAN MUHAREBESİ Kim silâh istediyse, hepsine de sattım. Rusyada Rus, Yuna - nistanda Yunanlı, Pariste Fyan - sızdım. Çalıştığım firmaların his- se senetlerini mütemadiyen alırdım. Hangi kapı kapanırsa, gi- der, öteki kapıyı Balkan muharebesinde sipariş ü- zerine sipariş aldım. Yu bir denizaltı gemisi satır ştım. Ha buki Türklere iki denizaltı gemisi sattım. Bütün memleketlerde Şu- ardı. : Umumi harp çıkınca, artık ne ka- dar iş yaptığımı tasavvur edebilir. siniz, Tütün ikramiye havalesi tir. Çek almış olanlar bankaya m racaat edebilir. Evvelce ilân ed len günlerde çek gelmiş- AT RE Wurad rels düşman gemisine atlar atlamaz Venedikil $ÖvVal-enin Ürerine atıldı. Türk gem' Ceri uzaklan ancek bu iliyorlardı. Murat 2cis Venedik gemilerin - den karşılık görmeyince: — Biraz daha sokulalım.. Diye bağırdı. Aralarında yarım mil kadar me- safe varken, Türk korsanları iki YÜZ metreye kadar sokuldular, Bu dövüş ya büyük bir mağlü - biyetle, veyahut yüz güldürücü bir zaferle bitecekti, Birinci Uı*zı'gnıl çok Bütün Türk denizcileri ikinci ih- timal üzerinde yürüyorlar ve gül- leleri ardısıra yağdırmakta devam ediyorlardı, Tuhaf şey! Düşman gemisinde atılacak bir tek gülle ve ok kalmamış mıydı? Bunlar kollarını sallayarak nere- den geliyorlar, nereye gidiyor di. 2 Artık düşman gemilerinin Va - ziyeti anlaşılmıştı. Dümenci Hüseyin bu işi en doj | muşlar | dare ödiyorm stile * | tırlık bahe BEOYR:S ANTSADİ ARENDA İS> (5 inet sayfadan devam ) Bu fabrtik l içi İtalyan askezlerile de'u kadar kamyon gelmiş Öğleden sonru erkâniharbiyeye uğradım. Kumandan — Alfredo'ya, vaziyet hakkında mütaleasını sor- | düm: Çok fe i, düşman her cephede birden taarruz ediyor. Acaba şehir, daha ne kadar zaman kendisini müdafaa edebilir 2>, «Balearı, <Almi- ile daha küçük ton- ç harp gemisi bütün gün Ma laganın bombardıman ettiler. Cümhuriy şimal ve cenup sah n filosu gözükmüyor. Asilerin denize ve havaya lamamile hâkim alduklarını görüyorum. Şehirde er- yok, cepane yok. İlk'panik a - dk 1 netleri göze ça piyor. Valinin kaçtığını öğrendim. Va- lünsiyaya gitmiş. Bir kötü haber daha! İtalyanlar son telgraf hattı- nı da kesmişler Gecenin geç vaktinde k Alftodu, Hi ldi. Asilerin civar kasa n daha ikisini işgal etti verdi beni oto nediyordu. / harbiyı dan a'ya bulmak imkânsı: zden evvel bir kâğıt bırak » benden başka gna göre benim - hiç çekemiyeceklerin! yazmış, Otele döndüğüm Bazeteci kadın git yordu. Deri aman |: hazırlanı - an beş ön sa- cağızın eline tu- Ti başı suya gömülürken, Ve- diyerek denize atıldılar edenlerden biriy k izahatı ver arasında Murat işi o ki dar iler mışlar ve eller boş olarak geri dönmiye mecbur ol- muşlardı. Murat reis: — O halde bu gemileri züptede - , Tim.. Ne di | Diye söylendi. Rüstemin gemi - İ sini arka kasaraya aldılar.. ayakta konuştular: — Bu gemileri zaptedemez mi - yiz, Rüstem? — Niçin edemiyelim?! Herifçik - derin ne cephsneleri kalmış.. ne de tesaretleri.. — Doğru. Fare gibi hepsi güver- teye sinmiş.. Gölgelerimizden ka- çınacak yer arıyorlar. Rüstem bir ihtimali ileri sürdü;: — Gemilerdeki askerleri bizden fazla ise..? — Hepsinl esir alırız. Ayaklarına Zincir vurup forsalar arasına ata- ını, şövalyelerini Sin- Ciyovani ile İstanbula gönde- yiriz, — Bu fena bir tedbir de D Helebir arkadaşları deneycji;_ıı diyorlar bakt - uyoruz? . —| Dkâye | Frankonün idama malı küm ettiği gazeteci etmesini Tica ettim. Şunu | ö0 DT Ö Z İYazan: Celâi | | f ) redirler, ben şehirde kalıyoru: halkının hicreti baş yöolu kamyani | . | dan (Kanuni Si tm: <Asiler Malagı T hit Öğleden sonra saa: ikide $* a ağı. Valansiy umun evindi Galibi dedi Kumandan Alfredo geldi. Beni gö * rün mıma koştu. — Birkaç süat sonra yolu da kör r, dedi — Peki amma biz ne yanacağı Alfredo v Sonra taban faşist'or müddet bir şey $ asını çıkara* lemedi. rak ort gibit - mi zabitler barına gö” içeride in cin yak: iki konyak dostumu bulunduğunu gör da olduğu gi ITİZAR — Reis gemicilere sordu! ği bağlı, Kar” iz. duru) atı kaçırmak ister misiniz? gemiciler hep bir ağızdan lar: emisini topla batırmak ve ancak ele g yice çirmme k Ve kaptan gemisi < e etmek kolay bir iş değildi- Murat: — İlk önce büyük gemiye ateş-. Diye bağırdı. Türk topçuları tekrar gülle sa * vurmıya başladılar. Murat Reis. büyük başın derdi büyük olur kanaatinde idi. Rüs * tem: — Aleşi neden kesmiyorsua? Diye bağırdıysa da, Murat Reis aldırmadı., Bir tehlike sezmiş his- sini vererek top ateşine devam €t fi ve nihayet akşama doğru büyük Venedik gemisinin baş tarafındaf iki büyük delik açılmıştı.. Bu de- liklerden çeşmegibi, gemiden içe * riye kol kol su giriyordu. Biraz sonra geminin baş tarafı suyun içine meylederek, bütün tek- neyi su bastı. Geminin direğinde bir beyaz büğ" rak belirmişti. Venedikliler: e Pizi ned Büy

Bu sayıdan diğer sayfalar: