2 Ağustos 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6

2 Ağustos 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dünya yüzündeki ahret iskelesi «Bir senden, bir bendeni» ikramile adamcağız | zum olmuş, hiç kendini bılmıyecek hale gelmişti | j Fatma, hüviyetsiz, küçük ccsedı. mini mini çıplak cenazeyi bir beze sardı. Hemen dışarı fırladı, acele adımlarla çökük merdivenleri in- miye başladı. İffet faclayı, cinayeti hissetti. Gözleri döldu. Evlâdını ilk ve son Gela görmek arzu ve işliyakile ba- şını yorganin- altından — çıkararak /haykırdı: * — Anne getir! Yavrumun yüzü- Dü göreyim, öpeyim, koklıyayım, vedalaşalım! Fatma, kızının feryadını, tazal - | Tümünü “duymamazlığa geldi. her bedense göstermek islemedi; cvin bahçe kapısından çıktı, mezarlığın dünya yüzündeki bu ahiret iskele - sinin yolunu tuttu. Her selvinin gölgesi boyunun iki Misli bir genişlikte simsiyah yere tzanmıştı. Havada selvi kokulari- le karışık bir ölüm kokusu dolaşı yordu. . şan gölgeleri arasına girmiye uğra- Şşan ay, bu biribirine karışan göl - geleri müt bir korka içinde — aydınlattıkca, dürya ile ahret, ha- — yalle hakikat arasında kalblere lit- 'r veren manzarular peyda o- htmı mehtabin yer yer serp- Bn hafif ışıklar üzerinde, şeytan! bir yol gösterici gibi, kendisinden evvel yürüyen uzun gölgesini ta- — kip ede ede ilerledi. — IST — Mumsuz evliyanın türbesine gel- — Giği zaman durdu, bitişik mezara — yaktaştı, kucağındaki cesedi yere vi biraktı. Birkaç gün evvel - bütün mezarlığı dalaşmış, tetkik etmiş, / bprasından münasip bir yer bula - — Mamış, hattü »lühdi kolayca açıla- Z: cak bir şekle ; sokmuştu. — Hapağı kaldırdı. Korkunç, sim- siyah bir çuktur gözüktü. Mini mi- ök cesedi. çukura atlı, toru- n ölü kemikleri arasına dü - / çıkardığı sesi işitti, 6 ka - ranlık ağız, aşkın vereceği mahsu- nuni Te namus ve kanun sayfalarında — yer bulmadan biribirinin kucağı - Na atılan tecrübesiz çiftlerin bu gü- — Bahsız kurbanını saklamak için ka- — Bületti. Eve döndüğü zaman, İffet dalgın — Galgin uyüyor, arada hafif hafif sa- ; yaklıyordu : yavrumu getir! bir kere Günler geçti, haftalar biribirini Takip etti. İffet lohusa düşeğirden kâlktı. Hiç küimse başından g çen — Mâceradan haberdar blmadı. Bir- kaç zaman sokağa çıkmayışını has- — talığına hamletti konu komşu... Kırkından sonra, tekrar mezar- — hklarda dolaşmıya başladı. Fakat ü defasında uslu uslu dolaşıyor, — kimso ile aşna fişne yapmıyordu. /— Yalnız, arada yemişciye uğrayara eski pazarlık üzerinden vemişler alıyordu. Çektiği ağrıları, sıkıntıyı, her ge- Yi her şeyi unuttu, Yalnız yüzünü ediği yavrusu ile, Şehsüvarı İkisi de kalbinde bir ikan, kemiren, harap e- ldüren bir acı... ylar geçti böyle... Fatma, bu sonra, Şehsüvarı unut- Ması için kızının yakasını bırakmış, attö ıskata falan götürmiyerek, Bgitmiye toşvik etmiyerek, gönül 2- isımı unutturacak vesileler aramı- a, bizzat icat etmiye başlamıştı. lattâ bazı geceler. evde mahalle- el sesli kızlarını, biraz vt yosmaları toplaya- tertip c&yw, lıı— eğli du. Fııkıt İllnl, i.luı d,gq favrusunu, ne de — Şehsüvarımı | iyor, unutabiliyordu. l&jz ağrısı unutulmaz!. ü r da, unutmasa da, İffet i- hayatın ve mukadderatm ha- rladığı çııdııı plân dairesinde olacak, mukadderut ıibet er k eli * rümekten başka çare yoktu. Bu | el 4—&.,1_ .Ü.İl—yııı mpan ll Tercüme ve iktibas hakkı mahfuzdur Bu yolda ilk adımı kendi kendi- ne atan İffet, kızlığını istismar işi- ni de kendisi bulmuş, bu sırada ba- | şına, telâfisi mümkünsüz bir felâ- ket ta gelmişti İkinel adımı kendisine annesi atlırdı. Artık, ortada — korkulacak Bit şey kalmadığı İçin, oldukça pi ralı bir adam bularak, bir gece ken- di evlerinde, — kendi &lile kızının koynuna koydu | Fatma bu işde çok kürtezca ha- veket etmişti, İffeti, zengin zampa- raya kız olarak tanıtmış: Koynuna bir kız oğlan kız ve- receğim, fakat çok para isterim! | Diyerek, uzun uzadıya pazarlık yapmış, nihayet otuz sarı liraya tabdık kalmıştı Adamcoğız, güzel, findik kurdu Bibi bir bakire ile bir gece geçir - mek hulyasile, eve geldiği zaman, rakr sofrasını hazır bulmüş, bu iş büsbütün haşuna gitmişti. Sessiz, sadasız gede yarısına Radar eğlen- mişler, paralı zampara da fcm ma- nasile : — Zom! olmuştu. Fatma içki masasını bilhassı zırlamış, İffeti bakire diyı mak için, herifi sarhoş etm — Bir senden, bir benden!. İkramile, hiç bir şey anlamıya- cak, farketmiyecek — bir hale sok- ı HIKAVF | Londrada bir Aşk macerası (4 öncü sayfadan de berce gezdik. Ben de esasen ertesi gün Löndradan aytılarak Dovete Ridecektim, İngiliz kızını akşam ye-| nwkınd davet ettim. Geldi, gülüş - | tü muştuk, ertesi gün kaçta gi- | deceğimi sordu, anladı, fakat ertesi gün gelmedi. | İstanbula geldiğim zaman yazı - handmin pesta kulusunda benderi evvel gelmiş bir mektup buldum, Bu İngiltereden geliyöordu. Merak- la mektubu açtım. Bizim - İngiliz | misinden. Ocoh.. Bir de ait tarafını okuyunca göl mek mi, ağlamak mı lâzun geldi - #ini anlıyamadım. Kız şunları ya- zıyordu: — Güzel adam.'Ben bir polis mes | muruyum, sizi takibe memur edil- Son dakikaya kadar vazi femi bihakkın yaptım Siz de hana çok kölaylık gösterdiniz. Bu yüz - den size teşekkür ederim. Bir daha Londraya gelirseniz, beni bularm - yacağınız da tabildir. Selâm. Zeki Cemal Telrıkn No:: 28 Rüstem yanına en değerli arka- daşlarından on beş denizci aldı.. Palalarını çektiler.. | Şatonun behçesine girdiler. Bir ikinci kafile de, yine an beş kişiden ibaret olarak şatonun et - rafını sarmıştı Şatonun külelerinden dökülen kızıl alevler gök yüzüne doğrü bi- ver ateş sütunu halinde yükseli - yordu. İri boylu şato bolçtıı Rüsleme: — Jozettayı — kurtarabilirseniz, Kont çok sevinccek. Çünkü o, Jo- zettadan çok hoşlanmıştı. Rüstem kaşlarımı çatarak, şato- nün yüksek burçlarıma tırmanmı- ya başladı. Üst kattaki pencereden bir ka'- din Başı uzanmıştı. Rüstem: — Jozetta.. diye bağırdı. Rüstem Ük gördüğü kadına Jo - zetra diye hitap ediyordu. Mademki şatoda Jozettadan baş- ka bir kadın yoktu. Bu kadın şüp- be yok ki, Jozettadan başka biri o- Tamazdı, Kadın ismini duyunca: — İmdat. Diye bağırdı. F İ Rüstom aradığı kadını bulmuş eç ti « n z B ANBUL, Galatasaray bayramı dün yapıldı Muhtelif müsabakalar nasıl oldu 7> , Süleymanın .—;arayında KUD Gerdem — —an.” JÜS KIZLARI | SAAT AAA LA AA Tefrika No: 129 Yazan: M. Necdet Tunçer Sahra birdenbire ortaya atıldı: «İçinizde yıldızı yere düşen biri var. Ağzını açmıyor!» diye bağırdı: Hato susmuştu. | Sahra, Hato ile boğuşacak balde | değildi. o da sustu. Hatonun gözleri dönmüştü.. Sahra atına atladı: — Alacağın olsun, Hato! | » Hato, Sahranın arkasından gü - | lerek söyleniyordu: - Zarno ölmedi.. yarım, öbür gün kalkarsa, ikiniz birlikte benden öc alırsınız! | Sahra ormanda durmadı.. j Atım sürdü.. j Dağlara tırmanarak Hatanun ya- nından uzaklaştı .. Dünkü ogçunda Avnintn bir. kurlarişı Galatasaraylılar saat tam ikide önde bandn olduğu halde tramvay asini takip ederek Taksim stad- | yomuna doğru hazeket etti. Genç sporcular muntazam bir vaziyette yürüyorlardı. Kafilenin önümde es- ki Galatasaraylılar ve onları taki - | ben Galatasaraylı bayanlar, deniz- ciler, eskrimciler, atletler, basket - bol, völeybol ve üç futbol takımın- dan ibaret 300 kişi tribünlere karşı dizildi ve askeri bando tarafından çalınan istiklâl marşı hürmetle a - yakta dinlendi. Bunu takiben Galatasaray klü - bünün reisi Koşşaf Saim bir nutuk söyledi. 33 üncü yı lönümünü kut- lulamıya gelen halka teşekkür çt- | H ve muhtelif harpletde şehil dü - şen sporculara tazimen halkı bir dakika süküta davet etti. Bundan sonra resmi geçide başlandı. İlk müsabakayı 100 metre sür'at teşkil ediyordu. Beş kızın - iştirak ettiği bu müsabakada birinci gelen | Nezihe bu mesafeyi 15,1/5 le elde etti. Bu derece, Türkiye rekoru çüncü Mukaddes, Yüksek atlama birinci Pulat 1,80; ikinci Fenerden Necdet 1,75,1/2, çüneü Faik 175,1/2: Yunanlı atlet | ancak dördüncü olabildi. 1500 metre: Bu, müsabakaya iki | Yunanlı ve 9'Türk olmak üzere beş atlet iştirak etti. Balkan şampiyo - | nu Yorgakapulos son turda rakip- lerini 25 mette açarak 417 ile biz rinci oldu. Yunanlı Kusudis 424 le ikinci, üçüncü Beşiktaşlı Artin. 800 metre kızlar arasında; Bu müsabakaya” altı kız köşücu girdi ve neticede Kadriye &J1 le birinci, İfakat ikigel, Turan üçün- cü oldular: 400 metre: Bu müsabakaya beş atlet iştirak etti. Neticede Yunan şampiyonu Skiyadis 530 le birinci, Fenerbah- çeden Firuzan ikinci, Fahri üçüncü oldular Rustem, Şatonnn bekçısım ve İıagdııtları yere serdikten sonra, Jozettayı gemiye götürdü. Arka ——Şu-nl!ıyıhınıu—. Diyerek şatonun duvarına tır - manmıya başladı. Rüstem bir tarvftan kontum a « Tanması için emirler veriyor, bir taraltan da Jozettayı kurtarmıya Ççalırıyordu. Jı'vthnınnei—"l'iıküu- muş, tiplerini öğrenmişti, Rüstem pencereye omuz verdi: — Sırtıma atlayın köntes! Diye haykırdı. Kulenin tepesinden yayılan alev- ler Jozettanın yüzünü yaladıkça, genç kız can acısından ne yapaca- Hinı bilmiyordu. Derhal Rüstemin emuzuna atıldı.. Alev dalgalarının arasından va- e RRTR ola - | rak kabul edildi. İkinci Tayyar, ü- | l : Kuzdar arasında bayrak yarı Bu müsabakaya kırmızı, sarı ve msvi olmak üzere üç takima iftirak etti. Neticede 163 dakikada kırmı- rinci, mavi takım ikinci, sarıtakım da üçüncü oldu. 200 metre: Bü koşü üç atlet arasında yapıl- | dı. Yunanlı Lambri iştirak etme - | di. Neticede Raif 23.1 le birinci, Naz-| mi ikinci, Nazımi üçüncü oldular. Cirit atma: Bu müsabakaya dört atlet girdi. | Neticede Galatasaraydan - Rasim 53,30 Ja birinci, Fenerbahçeden Nec- det ikinci, Şerif üçüncü oldular, - | Bu müsabaka ile atletizm hare - ketleri nihayetlenmiş oldu. Teksütlerin — müsabakası — için | Matbuat - Galatasaray futbolcü - leri sahaya çıktılar Abidin Daverin iskemlede otu - rarak idare ettiği maç Galatasara- | yın akınile başladı. Oyun matbuat takımındaki göbeklilerin tuhaf ha- reketlerile çok enteresen öluyor. | Halk da kahkahadan - kırılıyordu Birinei devre her iki tarafın karşı- lıkli hücumları içinde 040 a bitti. Halat çekme müsabakası: İki devre arasında kara ve deniz sporları takımları arasında —hi çekme müsabakası yapıldı. Birinet çekişi Çoban Mehmedin bulundu - u kara sporları kazandı. İkindi çe- | kişi deniz takımı kazandı. Son çe - kiş çok heyecanlı - oldu, kara sporcuları 2-1 galip geldiler. İkinci devrede Maibuat lakımın- | da gazelemizin spor muharriri Mu- | rat Kayahan da oynuyordu. Sön da- | kikalarda Kurun gazetesinden Se- kikalerda Kurun gazetesinden Se dat öitinci golü yaptı. Biraz sonra | da Matbuat takımı 1-0 maçı kazan- di Sırs 'günün en mühim geldi Evvelâ sahaya Admira, biraz gon- | ra Galatasaray takımı çıktı. Ta - kımlar karşılıkh dizildikleri vakit Ca!a'ıınnv şöyle idi Maçına | vıç yavaş bahçeye indiler. , Jozetta inerken: | — İmdadıma — yetişmeseydiniz, kendimi küleden bahçeye atacak- tım.. Diye söyleniyordu., Rüstem, kollarının arasında bay- | gın bir halde yatan Venedik dilbe- tinin yüzüne baktı: — Ben de seni arıyordum, Jozet- ta! Babanın methettiğinden çok | daha güzelmişsin! Jozetta korkudan bayılmıştı. Rüstemin sözleri genç kızın ku- Tağına girmiyordu. K Rüstem, — Venedikli - şövalyenin kızını kacakladı, bahçeden sahile ” ömdii. Bu sırada bahçede dolaşan şato bekçisi > u YERE DÜŞEN YILDIZ Sahra iki gündenberi Zamoyu Zame meydanda yoktu. Zamanun bahasi kabile reisine | geldi : — İki gündür oğlurmu arıyorum, bBulamıvyerum. Bana vyardım ediniz., ömu e0 Birliğile arayulım. Dedi. Sahranın babası hayretle sordu: — Zamo kayboldu mu demek is- tiyorsun? | — Evet. Kayboldu. Kime sor - dumsa görmediğini söylüyor. Kudüse gitmiş olmasın? — Zamo Kudüse yılda bir kere iner. Bu aylarda Kudüse intnesine ihtima) verilmez. Sahra bu konuşmayı dinliyordu. İ Bir kere de Hebran setnanımı asastüız.. ben su başında (l nun ormara gideceğini duyn tumm Dedi. undan ayrıldı. üko- İhtiyar kabile reisinin ya- Sakra Babasına meseleyi açami- | yordu. İş Hatoya aksedecek otursa artalık karvacaktı. Hatonun, reise onu seviyordu.. K Diyeceği muhakkaktı. | Akşam üstü kabile reisinin çadırı önünde büyük bir kalabalık top - danmıştı. ee —e aj Hamolulardan biri haykı: — Zanm Hebran armanında i baygın bir halde bulduk. Zavalli Zamo bâlü ayılamadı. Onu bu hale | getiren her kim ise, hemen ceza « l landırılmasını ik. Salâhattin, Söleyman, çim, Küçük Bülend. Bu- mükabil Avusturya takımı da Platzer, Şal, Morieki, Urbanigi - zer, Klak, Katlet. Hayneman, İs- tober, Şillig, Veg! I Rüzgâr altına düyen Admira ta - | kımı ilk dakikalarda sahaya hiç yabancı değillerdi. Bu müddet zar- fında Galatasaraylılar bir iki mü - essir hücumlarımı lük, fakat meşhur l“ılr nde müda - | » Gittikçe aç n Admiralılar 12 nci soldan bir kornı — Kontesi nereye götürüyorsun? Diye bağırıyordu. Sato bekçisi iri boylu, heybetli bir adamdı.. Türk korsanlarının Jozettayı gemiye götürdüklerini Körünce belinden kılıcını — çekti.. sahile doğru koşmuya başladı. Kara Mihalın adamlarının ele e- çiremedikleri güzel Jozettayı Türk- | ler mi kaçıracaklardı? | Kontun bekçisi boğalar gibi ba- | ğarıyordu: | — Jovetta. nerdesin.. nereye gi-İ diyorsun? Bu sırada bekçinin omuzuna bir kilıç darbesi indi.. iri boylu adam derhal yere yuvarlandı ve elinde salladığı kılıcı çakıl taşların üze- rine düştü. Bekçiye kılıç sallayan bir Türk denizcisi idi.. Zamo bit sedye ile meydana ge- tirilmişti. — Zamonun babası, anası ve kaz kardeşleri kabilenin âdetince ma- tem türküleri söyleyerek cese başı ucunda ağlaşıyorlardı. Kabile reisi toplanma davulunu ön | çaldı. kabilecin bütün erkekleri meydana Goldu'ar Rois sordu Zamoyu bu hale getiren kim- wlemiyet, Tanrının riz.. Setmizde biç bizi ona tamaz. Bu kalsbalık arasında Hato d yardı. Hamolularıbu ce Hato susuyardu. hra ortaya attldı nizdo yıldızı yere düşe: Kİ var. ağzımı açmıyar. nerede ve masıl vürü! — İşte, susan adamın yüzünd “ne yaptığı akunuyor. Ve Hamolulara dönerek — Eğer suçunu kendisi itiraf ot- mezse, bu çinaveti yeren çahitle var. onları da mevdana çıkaraca- öam.. dedi Kahile efradı firtınaya tutulmuş bocal 4 bir gemi gi 'or, herkes hid- detirden Kalabahi seldi TTâto dağların bekci: — Hato, dağların Jarda olup n ve gören — © halde n bildiklerini ve di bilei mivor?, Diye bağırdılar. Yösto Ynerd bir od f Bu kadar susamazdı erikp tham eltında Onu ben —.whdıın ü Di Re dılar, Vogi I. in çektiği korner kim- se dokunmada sine girti. Bu suretle Admirahlar birinci göllerini yapmış oldular. 2 dakika sonra da bir Admnira cumunda Vogl'un yerine bir şüt: kale direklerine çarparak geri qel— di. Direkler sarr - kırrmızı mühakkak bir gölden kurta Oyunun bundan sonrak, larr tamamen Admira hâk: aitında ccreyan etti.” Admiral tasile hücum yapı Bu sıralarda Galats (Devan 7 inci 03 kep sol ağikları vom- Celâl Cen_g:z — Onu Tmeden haşka re yok. Rüstemi tehlikaden kut » tarmak gerek., Diyordu. Biraz ilerde Türk korsanlarının yakaladığı haydatlardan - birkaçı da birer birer 'Tütk kılicile yarala- narak yerlere yuvarianmışlardı. Kızıl alevler içinde dövüş. Bu, görülecek bir sabne idi. Değ. me harp meydanları bu kadar he yecanlı olamazdı. Şato alevler içinde kül oluncays kadar yanmıştı. Rüstem arkadaşlarına: «— İş başına..> Emrini verdi. Artık sahilde ne dövüşecek kim- se kalmış, ne de görülecek bir .. Karsanlardan biri: — Kontu aramakta devam ede- lim mi? Diye sordu. Rüstem: — Kontla bir alâkamız vok, de- di, hemen yelkenleri şişirin döne- lim, Gemiciler Rüstemi çok sevdik - leri için: — Taliin varmış, vei di Jozettayı çabuk buldun.. (Devamı varj diyorlar «

Bu sayıdan diğer sayfalar: