5 Ağustos 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

5 Ağustos 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 - SONTELGRAF — 5 Ağustos 1937 aat Ün d A LA K erdrilerr eeei LAİ A italyahın ON E SA SESU maksadı İtalyanın yenidenize inen 35 bin tonluk meşhur zırhi Bir an evvel Şarki Afrika İmparatorluğunun Ingilizler tarafından tasdikı,. Bugunlcr Mmoektup ve makale gün- leri... Bay Musolini sık sık gaze- tesinde makaleler neşrediyor. Daha evvel de İngiliz Başvekiline bir mek- tüp yollamıştı. Belçika kralı da Baş- vekflinebir mektup yoladı. Şimdi ha- ber alıyoruz ki, İngiliz Başvek İtalya başvekiline cevap yazacak, Yazıyor, yazmış imiş.. İtalyanlar için bu kabil haberler vakit vakit büyük bir memnuniyet uyandırmaktan ge- ti kalmamâaktadır. İtalyan gazeteleri | hir taraftan geçen gün denize indi - rilen 35,000 tonlük zirhlıdan hara - Tetle bahsederlerken diğer taraftan da Filistinde İngilizlerin istikbale gö- lanarak orada Arap ve Ya- hudi devleti etmekle Akde- nizde ne kadar mühim bir rol oyna mak isted dilerini alamıyorlar. lerin Bingaziden ba: ye kadar irili ufaklı bir çok devlet- lerin bir gün kendisine yardımcı ol- mal t istiyeceğini de ilâv İkbalini çok di yorlar Şu sön bir iki gündür, İngiltı nda bir adan i. Anlaşma otrafında daha h haberler almak için beklemek zarureti vardır. Çünkü iki senede: beri, yani Habeşistan meselesi çıktı, çıkalı İngiltere ile İtalyanın arası açıldıktan sonra vakit vakit Roma ile Londra — arasında anlaşmalardan, dostluklardan bahsedildiğini duy - madık değil... Bu kabil rivayetler, efkârı umumiye üzerinde o gün için her hangi bir tesir uyandırmak ve belki de halkı oyalamak için olduğu her vakit görülmüş şeylerdendir. Şimdi yine böyle İngiltere ve İtalya arasında bir anlaşmadan, hattâ İngi- liz Hariciye Nazırı Bay Eden'in Ro- Maya gideceğinden bile bahsedildi- ğini duyduğu zaman insan hep bu- nu hatırlıyor. Bügün İngiltere ile İtalya arasın- da nasıl bir mesele vardır ki her iki memleketi biribirinden bu kadar a- yınıyor?, Eğer İngilizlere sorarsanız İngilterenin İtalyaya dü; olma- lerini saklıyan M TTT KuN — lll | | B ——— B -— — Artık komşulardan ses sada İşitilmez oldu. — Haydi canım, biz onları sağfiyek İmiş.. ge gültüler, sanalım diye yapıyorlar, 31 için ortada bir sebep mevcut ol- madığını söyleyeceklerdir. lara sorulursa, onlar da: — Evet, aramızda bir şey yok.. di- yecekler!.. Fakat İtalya - Habeş mu- harebesi esnasında İtalyan matbu- atı İngiltere aleyhine ağızlarındaki baklayı lüzumundan çok çıkarmış- lardır. O zaman yazılan şeyler ise İngilizlerce “unutulmuşa hiç benze- miyör. Maamafih iki hükümet arasında düşmanlığa bir sebep olmadığını an- lalmak için geçen sene bir anlaşma yapılmadı değil, Fakat bu anlaşma arlık ameli kıymetini kaybetmiştir. Çünkü İngiltere, koskoca Habeşis - tanın İtalyanın eline geçmiş ol - bir türlü tasdik etme- miştir. İşte İtalyanların pek hassas bulundukları bir nokta.. Şarki Af- rikadaki İtalyan İmparatorluğunun herkesce bir an evvel tasdik edilmiş olmasını istiyorlar. İngilterenin ce- vabı ise hazırdır: Bu, Milletler Ce« Miyetine ait bir meseledir. Orası tas- dik ederse İngiltere de tasdik eder!, Habeşistan İmparatorunun Millet. İtalyan- er Cemiyetine yolladığı mürahhası ul etmemek için İtalya tarafın- lan şimdiye kadar beyhude olmuştur. Çünkü Mil- letler Cemiyetindeki büyük küçük bütün devletler İtalyanın Habeşis- tanı böyle zaptedivermesini bir tür- lü caiz görmüyorlar. Şimdi İngiliz - İtalyan münaseba- tında bir yenilik, dostluğa doğru bir değişiklik olacağından bahsedilir - ken Habeşistan meselesinin tazelen- mesi de tabil görülmektedir. İtal « yanlar ne yapıp yapıp şu Şarki Afrika İmparatorluğunu İngilizlere tasdik ettirmenin kolayını arıyorlar, İngiltere, diğer taraftan Almanyayı İtalyadan çekerek Berlin - Roma mihverini bozmak ve İtalyayı yal- niz birakmak için uğraşmaktadır. Bugünlerde Roma - Berlin münase- Batına fazla bakmak lâzım geliyor: Görünürde Almanyanın İtalyanları bıraktığına dair - ortada bir işaret yoktur. Hattâ gerek Roma, gerek Berlin matbuatı iki taraf münase « |batının çok samimi olduğunu her vas kitkinden ziyade söyleyip.dürüyor- lar. Maamafih politikada en ziyade samimiyetten bahsedildiği zamanlar şüpheli zamanlardır. Acaba İngiliz Başvekili, İtalyan Başvekiline ne yazacak? Nevil Çem- berlayn İngilterenin harlef politika- sında faal bir rol oynamak istiyor. Bunu, geldiği gündenberi anlatmak- tadır. Musolini - bunu anladığı için evvelce kendisine dostane bir mek- tup yazmıştı. Anlaşılan, bu mektu. ba cevap vermenin zamanı şimdi gel- Milletler Cemiyetinin eylül toplantısına şimdiden hazırlık!. edilen ısrarlar | Biraz hüsnüniyetle mes'ut ve Tahat yaşamak kabildir. Büyük A- merikan filozofu Jefferson bu hususta bazı tavsiyelerde bulunmaktadır. Rahat bir ömür geçirmek isteyen kadın ve erkek, bu tavsiyelere riayet etmleidir. Şu maddeleri dikkatle oku yunuz! 1 — Paranızı kazanmadan serfet meyiniz. 2 — Ucuz diye lüzumsuz olan hiç bir şeyi satın almayınız 3 — Bugünkü işinizi yarına bırakmayınız. 4 — Kitfi derecede yemek yemediğinizden dolayı asla teessüf etme« yiniz, 5 — Hüsnüniyetle yapılan iş, insanı yormaz. 6 — Bizzat yapmıya muktedir olduğunuz bir iş için başkasına asla müracaat etmeyiniz. 7 — Kibir ve gurur bize açlık ve susuzluktan daha fazlaya mal olur, 8 — Her işe başından başlayınız. 9 — Bir şeyden memnun olmadığınız zaman söze başlamadan evvel Cna kadar sayınız. Hiddetli olduğunuz zaman yüze kadar $: 10 — Hayalinizde vücat verdiğin iz ve hiç bir zaman - vaki ölmiyan kaygı ve meşakkatlerden kendinizi koruyunuz. Aslan pençesinde bir papas ve bir kız Küçük kızın s—(ığıîl_ciânlılığı ikisinin hayatını kurtardı., Papas Davitson aslan kafesinde Londrada 16 yaşında bir genç kız $ — İmdat!.. Aslanlar mürebbileri- ile bir aslan arasında çok kor - İni parçalıyorlar.. kendinizi koruyu» kunç ve heyecanlı bir mücadele ol- fnuz, Kafesten kaçmak üzeredirler.. muş, genç kız, bir papazı aslanın Ş Bunun Üzerine halk biribirine ka- pençesinden kurtarmıştır, rışmış, kadınlar, çocuklar kaçışmıya, Londranın Skevnetff parkında halk gücüne, kuvvetine güvenenler de as- için muhtelif eğlenceler mevcuttur. İlan kafeslerine doğru koşmıya baş- Parkin kalabalık bir gününde bir İlamışlardır. baraka üzerine şöyle bir ilân asıldı. Ü Biraz sonra mesele anlaşılmiştir ğ görülmüştür: İMeğerse, papaslığı bırakıp — amatör «Papas Davidson'un aslanlarını folarak vahşi hayvan mürebbiliği ya- görünüz!> ipan sabık papas Davidson her gün Halk, aslanları görmek için bara- folduğu gibi, o gün de aslan kafesine kaya doğru yürümekte olduğu bir iş ve papaslığı ne suretle bıra- sırada bir feryat işitilmiştir: (Devamı 6 1nct sayfamızda) Cesur küçük Rena aslanla karşı karşıya 'Ne olurdu?. yorsun F bakır rengi pullardan dar bir gece elbisesi var. Vücudüne pullu bir yı- lan de Bibi yapışan omuzlarının genişliğinin, küçük göğsünün, yu - varlak kalçalarının ve aşağıya doğru süzüle süzüle inen uzun bacaklarının bütün güzelliğini ortaya koyan bu elbise onun boyunu ne kadar uzun gösteriyor. Pas rer başının ü tac gibi. Yemyeşil gözleri, güneşten yan - mış kızıl pıriltili yüzünde iri iri a- çılmış bakıyor. İlerde, renkli fenerlerle donanmış bahçenin tâ öbür ucunda tango çalı- tiyör ve süslü ve şık insanlar dans ediyorlar, Hasır koltukta siyah smokinli, es- mer bir erkek öturuyor. Şakaklarına âk düşmüş, zayıf yü- zünün asabi çizgileri sert bir erkel Ufak kameriyenin içinde onlardan başka kimse yok.. masanın üstünde iki şampanya kadehi ve bir de buz içine oturtulmuş şampanya Şişesi Genç kadın şimdi erkeğin karşı- sına gidiyor, kollarını uzatıyor, o - nun omuzlarına dayıyor. - Kıpkıizıl dudaklarını âçan tatlı bir gülümse- me ile yeşil gözleri akarak başını biraz arkaya doğru atıyor ve: — O gün benimle konuştun, bil- miyorum, © gün benimle ne konuş- tun?. Fakat o gün bana söylediğin geylerden başka şeyler söyleseydin in gibi o gün bana kor - kunç bir hikâye anlatacağına için- den geçmiş olduğunu şimdi anlattı- i saçları, ufak bukleleri, tünde, pırıl pırıl yanan bir İbambaşkadır. Şimdi bana: <N |du?» diye soruyorsun.. Ne olurdu?.. Tatlı bir kahkaha ile gülüyor: —O gün.. o gün.. Şimdi bana o gün © kadar uzak geliyor ki.. onu görmek için gözlerimi maziye çevirince âde- ta ihtiyarladığımdan ürküyorum.. O gün.. fakat benim eski dostum o gü- nün üstünden acaba bir asir mı geç- ti? Hiç bir şey hatırlamıyorum. Hat- |tâ o gün seninle başbaşa kaldığımız © gün.. nasıl bir his haleti içinde ol- duğumu bile hatırlamıyorum. Sen İki o zaman gülmerdim. Gü Yazan : Suad Derviş &toş yerinden kalkıyor. Üstünde- (hatırlıyor musun?.. Acaba o gün ha- va güzel miydi? Güzel havaların, ma- |ceralara teşvik eden kandırıcı bir hu- İsusiyetleri vardır. Ha! gün eğer hava güzel idi lir.. belki de.. bana içi saydın, ben bunu haliften . Ve bundan bir macera doğabilirdi. la dökmediğine |Eğer o gün, o gün hava yağı: ysec.. bana kalbini ükretmelisin. Çünkü yağmurlu ha- larda tahammül edilmez dercce ksi bir insan olurum. Eğer yağmur- lu bir havada bana: «Seni seviyo - ramt» demiş olşaydın, vallahi senin- le kavga ederdim. Sana: <Utanmı - yor muşun artık» derdim.. «Bizim kadar iyi iki arkadaş arasında böyle şeyler olabilir mi? Bunu yajnız bir erkek düşünebilir. Aşk ne gülünç $*Y» detdim. Ilık ve karanlı az Şee celeri vardır. Çok yıldızlı, sim$iyah göklü yaz geceleri. Kani ya akâüsya- ların bayıltıcı, sarhoş ediel bir ko - kusu vardır. O gecelerde ben, akas- Yya kokularile taze bir hava git ğerlerimi şişirmeyi ne severim, öyle bir gece.. bana hafif bir rü miş olsaydım, kimbilir belki o da- kikanın sinirlerimde yarattığı ha - va içinde sana âşık bile olabilirdim. Gülüyorum şimdi. g Filerimi avuçlarına bir gelin gibi bak: yer rirdim, Belki bu sevgimiz devamlı o- lurdu. Belki sevgimiz geçici Olurdu.. olurdu. Ah neler olmazdı ki: Her şey ölabilirdi. Bana iha derdin, beni üzebilirdin, beni £ bilirdin.. hattâ beni bedbaht bile e- debilirdin, yahut bunun tamamile olurdu. et e- âksi olurdu. Senden soğuyan kâl - bim bir başkasını sevebilirdi. Sana sadakatsizlik ederdim. — Aramızda sahneler,ka vgalar, didişmeler, ağ - laşmalar, darılmalar ve barışmalar olabildi. Kimbiliç belki aklımıza 8- ser de evlenirdik. Yine evlenmiye « Bim, Olmiyacak şey mi bu!.. O zaman evimiz şevimizin derdi olurdu. Senin de hayatta epey müşkül dev. relerin olurdu. Belki de o devrelerde (Deemt 6 inet sayfade ) İstanbul Belediyesinden : 10 Ağustos 937 Salı gününden İlibaren Karaköy köprüsü üzee rinde seyrüseler Icabı ve Belediye zabıtamı talimatnamesi ile Bele- diye tenbihi hükümlerine göre aşağıda yazılı hususat tatbik edi- lecektir. Sayın Halkın ve bütün vesaiti nakliye sahipleri ile şotörlerin arabacı ve sü- rücülerin aşağıdaki maddelere riayet etmeleri ilân olunur. 1 — Halk köprü üzerinde yaya kaldırımlardan bir taraftan di. ğer tarala ancak çivi ile işaret edilen saha dahilinden geçecektir. 2 — Bütün nakil vasıtaları, bu sahaya geldiği vakit buradan yaya geçen varsa derhal duracak ve yaya gidenler geçlikten sonra yoluna devam edebilecektir. Bu sebeple nakil vasılaları bu sahaya gayet ağır gelmelidir. “B,, "4880,

Bu sayıdan diğer sayfalar: