3 Ekim 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6

3 Ekim 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tefrilka No : 90 ' - ıı Yazean : M. Süleyman EI!IN "ESRARENGİZ zi et İSTANBUL —O — Tercüme ve iktibas bakkı mahfuzdur Anam, babam, yanma sen!.. Yakasından tuttu, bir iki tokat aşketti, sonra kapı dışarı _Iıı'lıtlı, attı. Olamaz bence şümulü gidene hay- TÜ şerin Her ölü yükselir omzunda safüfu beşerin Rolünü yaptı demektir gidene bul- ma kusur Onu var sen, yipesi oynatanın ken- dine sor Bir misafir olarak kaldı beş on gün kürede Rahmeti Rab ile Olga caşup aktı ebede Yasakçıların -evvelce de yazdığım Bibi - gündelikle tutulan ameleden, aylıkla kullanılan uşaktan farkları yoktu. Kerhane yasakçıları da, mey- hane yasakçıları gibi, belülılara, e - depsizlere, sululara karşı durmak vazifesile (!) mükellefti, Fakat, mey- | hane yasakçıları arasında hakikt ka- | badayı vardı, Hele, bazıları, yıllar ve yıllar Beyoğlu hayatında ömür yıpratıp, Galata eğlencelerinde şöh- ret kazandıktan sonra, her şeyden el etek çekmiş, oldukça yaşlanmış ve uslanmış adamlardı. Günlük nafa- kasımı gündüzleri muhtelif işler ya- parak kazanmıya çalışırlar, geceleri de büyük gazinolarda, birkaç kuruş yevmiye ile yasakçılık ederlerdi. Bunlar külhanbeyi idi amma, kül- hanbeylerinin edepli, terbiyeli, ağır- başlı, efendi takımındandı. Bu ayarda yasakçıları, gazinolarda gören sulu- lar, dükkân bozuculareğer fâsit bir fikirle gelmişlerse, — niyetlerinden vazgeçerler, onun bir Beyoğlu kur- du, eski bir külhan olduğunu anlar- lar, anlamıyanlar, daha ckyiklikla- rımın başlangıcında, yağakçılar, ya- kalarından tuttukları gibi kapıdışarı atarlardı. Birkaç pısırık, hatır için yazakçı olarak kullanılanlar istisna edilecek olursa, ötekiler tam mana- sile eli ayağı tutan, gözü pek adam- lardı. Bunlar temiz giyerlerdi. Elbise- lerini datma İstanbulun en iyi ve tanınmış terzilerine — diktirirlerdi Her hangi bir kabadayılık vak'ası ile Adliyeyi, zabıtayı uğraştırmak- tan çekindikleri için, zabıta da bu Bibileri tutar, yasakçılık ettikleri zaman, ellerinden bir kaza çıksa bile örtbas etmiye çalışırlardı. Kumarı, yüksek kabadayılığın i « caplarından sandıkları için oyrlar- lardı. Fakat kumarbaz — değillerdi. Galatada Kürkçülerde Hurşit Reisin dükkânında paseta, kılıç, Yenişehir- de Kostinin bitirim yerinde barbut, Beyoğlunda — Galatasaray lisesini Beçtikten sonra tayyare piyango şu- besinân üç dükkân üstündeki Hana- ki'de bakara, lâkine oynarlardı. Çün- kü buraya hatırlı kabadayılar, efen- di adamlar, beyler, paşa zâdeler de- vam ederlerdi. Halbuki kerhane yasakçıları hiç te bu kıratta, bu ruhta, bu karakter- de insanlar değildi. Filhakika, cesa- ret bakımından yürekleri söyleyen adamlardı. Olur olmaz şeylerden korkmazlardı. Fakat, yaptıkları iş, Yasakçı! Kerhane yasakçısı! Sermayeler bunları tahkir eder, hizmetçiler istihkarla bakar, birkaç kuruş günlükle, bir iki lokma ek - mek ve bir iki kap yemek için, bu kadar âdi, kötü bir vazife (!) gör- | Kocasını Beğenmiyen Kadın!.. (Ç 4 Üncü sayfadan devam) olduk, sonra mangal yelpazeliyen kadına, oradan da palabıyıklı işkem- beciliğe düşmek, insanım başını öyle fena döndürüyar ki, sorma. Dün ge- İce sinemadan dönüyorduk, birden - İbire önümüzden hızla koşan bir ke- di geçti, arkasından soluyan — bir İköpek koşuyordu. Kocam hemen ko- İlumdan çıktı, önüme geçerek bana döndü ve: — Şunları görüyor musun, dedi, Vişte bize benziyen iki mahlük,..-Sen, *Miyav miyav» diye nazlı şarkılar terennüm eden bir kedisin.. ben de «havhav'» diye aşk hüzünlerile solü» yan bir köpeğim... Artık buna dayanamarmıştım. Bi- | p Leylâ olduk, Zühre olduk, Jülyet *ı s c R Dünya haberleri Fransa-Italya tenis İki haftadanberi devam etmekte olan Fransa ile İtalya arasındaki te- niş müsabakaları şu şekilde cereyan etmiştir: İlk haftada Fransızlar Paul Feret, Cristian Boussus'un galibiyetleri sa- yesinde İtalyanları 4 puvan göçmiş- tir , Andre Merlin ile J. Ja « düklerinden dolayı, bunları iyi a - 70 gülerek bakan ahalinin arasından min'in de muvaffakiyetleri binince dam saymazlardı. Yasakçıların vazifesi, umumhane- lere asılan, zorla içeri girmek iste- yen adamları karşılamak, güzellikle atlatmak, işi polise aksettirmeden idare etmekti. Lâf dinlemiyenler, dikilenler olursa, onlara karşıköy- mak ,dövüşmek, boğuşmak ta vazi- İfeleri icabındandı. Akşamdan ısmarladıkları rakınm, gecelik kaldıkları kadınların para « larını vermek istemiyenler olursa, kabarık bir yekün tutan bu parayı tahsil etmek, olmazsa zorla almak ta yasakçılara ait bir işti. Para vermiyen, vermek istomiyen zamparalar, her şeyi göze aldıkları için, yasakçılara silâh çekenler de olürdu. O zaman evin içinde boğaz boğaza bir kavga başlar, kafa göz yarılır, sustalılar kaba tarafa soku- lur, camlar, çerçveler kırilır, niha- yet sermayelerin, hizmetçilerin, ev sahiplerinin, teyzelerin : — Can kurtaran yok mu? — Bizi öldürüyorlar.. imdat! — Ulannnan... puştttt! Hakkımı vermiyorsun, üstelik bir de evi kırı- yorsun!.. — Ah mahvoldum, eşyalarım bit- til.. — Bedavacılar bastı... Polillisss! — Ah vre kaymeni, yandım! Seslerine bekçi, polis, zaptiye, fıs- tiıkçı Acem, Tatavlalı Iâternacı, to- pikçi Mıgır, başçı Arnavut koşar, etraftaki pencerelerden bir sürü zam- para başları uzanır, birsürü yarı de- kolte, çoraplı, çorapsız günahkârlar, ihtiyar teyzeler, hizmetçi dudular evin önünde toplanır, her ağızdan bir ses, bir lâf çıkardı : sa! Ne oldu — Tikanite!.. Tikanite!, — Yanan kimdir z0? — Yine ne olooorrr! Borozalarcılar bastı... — Anam, babam yanma sen!.. — Efendim, sana söyleyim, bunlar fena alışmış ettiler. İstoorlar ki be- davadan eğlensinler, param pul ver- mesinler. Bu nerede görülmüş şey- dir ki?.. Nihayet polis işe müdahale eder, yasakçı pestil gibi karakola nakle - dilir, bedavacılarla ev sahibi kara- kola posta gider, bu perde de böyle kapanırdı. zarla kaçabildim. Genç kadının, burnunun — üstüne ;kad;ıf_ı, bu sefer kahkaha ile güldü. Hırsızlığı (* övcü soyfadan devam) |İköylü kızından ziyade bir şehir kı- zına benziyor. Çok çalışkan da bir kız. Geçen cuma sabahı küçük kız, 730 da çıkarak mektebe doğru ha- reket ediyor. Boynundaki küçük bir çantada kitapları ve defterleri var. Annesi, yolun dönemecine kadar bir daha göremiyeceği kızını gözle- rile takip etmiş. 200 metre öbür tarafta küçük kız, bir çiftlik sahibinin çocuğuna rastgeli- yor. Zavallı çocuk, müualliminin ona öğrettiği gibi yolun sağından yürü- |yor ve çiflik sahibinin oğluna selâm |veriyor. Şimdi çiftlikten 150 metre |kadar uzaktadır. Her günkü gibi İçiftliğe uğrayıp arkadaşı Morie Co- guelin'i alıp mektebe beraber gide- cekler, Ve zavallı kız bu esnada kay- bolmuştur. SİYAH OTOMOBİL, KURŞUNİ KAMYON St. Helard'da oturanlar o gün bir siyah otobille bir de kurşuni kam - »yöneti büyük yolun sağ kenarında ve kaybolma vak'asının mahallinde 1 kilometre mesafede durürken görmüşler. Otomobilde bir kadın var- miş. Fakat köylülerin anlattığına göre çok güzel olan bu yolda müte- addit otomobiller gelip dururlarmış. Bir de vak'a yerinden 600 metre u- zakta bir kadın ayakkabısı izleri bu- lunmuştur. Fakat buralarda her va- kit gelip gezinilirmiş. Genç bir kız, perşembe günü, yani vak'adan bir gün evvelbir otomobi- Hin, Lorant familyasının — oturduğu evinin yanında durduğunu görmüş- . Polis, ailenin tanıdığı kimseler hakkında tahkikat yapmıştır. İstintak esnasında komşular çok kayan saçlarını nihayet düzelten ar- | Yasakçıların bir vazifeleri daha |müphem sözler söylemişlerdir. Bun- vardı : Bunlar, sabaha kadar uyu - |ların en mühimmi, bu ailenin yanın- mazlar, kapıda nöbet beklerlerdi. İgaki evda oturan iki komşunun söy- Eski yıllarda, umumi evlerde zam- İlediğidir. paradan ekseriyetle akçamdan para | Bunlar, bir ötomobilin durduğu- :mıxm"""" göcülür- 'nu söylemişlerdir. Vak'adan bir ge- maline binaen, yasakçılar gece uyu- (©€ ©VVel kızın annesi ve babası, bir- gördükleri vazife, nihayet kerhane bekçiliğinden başka bir şey değildi. mazlardı. (Devamı var) No : 33 Her halde bunlardan birisi suçlu, bi- | — Peh ummam. risi değil Elbet katil aleyhine rahat | — Gerniko'nun vücudündeki döv- rahat bir delil bulabiliriz. Ayni za - İmelerden bir şey çıkmadı mı? manda da masum olanı ölümden | Mösyö Vogler bu sualinin, Voro- kurtarmış oluruz. Fakat görüyorum beyçik üzerinde bu kadar tesiri ola- ki bu tarafa hiç yanaşmıyorsunuz. İs- 'cağını zannetmemişti. — Filhakika, terseniz, onları çağırayım, sikı bir İmüfettiş, Hemen müdafaa vaziyeti- istintaka tâbi tutayım. Belki bir şey 'ne geçmişti. Dudakları gerilmişti. öğreniriz. (Kısaca : Mösyö Vogler tasdik etti : Hayır, dedi, hem bu dövmeler — Evet, Bunu tercih ederim. Öyle |tuhaf., çok tuhaf... Şu örtü hikâyesi İnansız, delilsiz adam tevkif etmek İkadar tuhaf, işime gelmez. Esasen çu dakikada | — Neler söylüyorsunuz? Ne örtü- 'Tinyol'un öldüğüne dair hiç bir şey 'Sü?.. yok. Belki de hayranlarının elinden | — Hiç.. teferruat kabilinden bir kurtulmak için kaçmış olabilir. işey. Lâkin bir gün belki bu teferru- ıkuç defa bahçelerindeki köpeğin acı ibavlamalarile uyanmışlardır. Jat sayesinde hakikate varacağız. — Peki amma hangi örtü?. — Gerniko yaralandıktan — sonra Senter'in yatağına yatırılmıştı ve yatakta bir de örtü vardı. Kendi kay- bolunca örtü de beraber kayboldu. Bir tütlü bulamadık. Mösyö Vogler artık bu işten bık- mıştı. Hem okumakta olduğu kita- ba devam etmek te istiyordu. — Vens, dedi, ne yaparsan yap, bir âan evvel vu işi hallet. etti: — Demin, gazetlerin neşriyatı yü- zünden sizi biraz tahtie ettim. Affe- dersiniz, Ne yapayım? Matbuatı sus- turmak lâzım. Hakları da var ya! Bununla beraber bu işi muvaffakı- yetle başaracağınızdan eminim. — Ya bir cinayet daha olursa! Mösyö Vogler «Ne yapalım?, der |gibi omuzlarını silkti. Müfettiş te veda ederek eyrıldı. ENKARNASYONUN SIRRI Varobeyçik koltuğu göstererek: — Oturunuz madam. f Dedi. Karşısında Mösyö Vogler'a | ismini söylemek istemediği kimse, Fransızlar İtalyanları iyice geçmiş- lerdir. Bu müsabakaların en mühimmi ında Fransız şampiyonu smına oyununu kabul et- iş, fakat sonlarda şaheser nilecek. bir oyun çıkârarak İtal « yanı 1-6, 6-4, 6-4 mağlüp etmiştir. İkinci müsabakada İtalyanın en çok ümit bağladığı genç şampiyon V. Csnepele'yi Fransız Andre Merlin 6-1, 6-4, 6-0 kazanmıştır. Fakat son- ra da Çuin Laval'a talisiz bir oyun çıkararak 3-6, 6-3, 4-6, yenilmiştir ve bu suretle İtalyanlar İlk puvanı al- |mnışlardır. | Paul Feret kendi hesabıma Taroui- yi az müşkülâtla yenmemiştir. Ve bu suretle maçların ilk haftası Fran- sızların 46-1 galibiyetile bitmiştir. Bu pazartesi günü devam edilen mü - sabakalarda Fransızlar 'T puvan da- |ha almışlar ve 5 puvan kaybetmiş- lerdir, FRANSADA FUTBOL MAÇLARI Eylülün 28 sında Moutbeliard'da Parisin Racing'ile Sochaux - takımı karşılaşmıştır. Maçtan evvel spor muherrirleri bu maçın Sochaux ta- İrafından kazanılacağını ümit ediyor- lardı. Çünkü Racing takımı daha formunda değildi. Takımlar, maça şu şekilde çıkmış- lardır:* Sochaux: Di Lorto, Cazenave, Mot- let Hug, Szabo, Lehwmi, C. Keller, Faczinek, Courtois, Hoffmon, Korb. | Racing: Hiden, Cathelain, Diagne, Bainde, Yordan, Louys, Keruven, Baussos Özenne, Zibkoviteh, Vemante, Y. Matlie, İlk haftaymda, 45 inci dakikaya kadar maçın berabere biteceği zan- nolunuyordu ve maç ilk haftaymda 0-0 bitti. Sochaux mükemmel çi - menli kendi sahasında pek rahat oy- nıyamıyordu. Maç, cansız bir şekilde cereyan e- diyordu. İki tarafın pasları ve şüt- leri isabetsizdi. Courtis'nin —aldığı — mükemmel! bir şütü Avusturya milli takımının kalecisi Hiden parmaklarının ucile zor tutabildi. Yordan Courtois'i çok iyi marke ediyordu. Loys ile Batide de vazi - felerini çok iyi yapıyorlardı. So - ehaux'nin muhacimleri böyle mü - kemmel tutulurken müdafileri de hacimlerini tutuyorlardı. Maç, bu şekilde hatasız devam edi- İyordu ki, ikinçi haftaymın başların- da birdenbire durdu. Diagne'nin bir hatasından istifade eden Sochaux oyuncusu Szabo gol yapmıştı. yani Enkarnasyon vardı. Müfettiş: — Sizi, dedi, buraya kadar getirt- imekle rahatsız ettim, Beni affediniz. Buna mecburdum, Müfettiş bu sözleri söylerken genç kadına bakıyor ve hayatında birçok güzel görmüş olmasına rağmen, kar- İşısındaki kadına hayran olmaktan |kendini alamıyordu. Genç kadın si- yah bir tuvalet giymişti. Yalnız, göğsünde küf rengi bir çiçek vardı. Vens, onun sakin ve kendinden e- Vorobeyçik kalktı, Vogler devam |İmin tavrı karşısında, Polis Müdüri- İyetindeki odasında değil, bir dostu- nu ziyarette zannediyordu. Diğer taraftan, Enkarnasyon'un bu sükü- neti onu sinirlendiriyordu da., Bu kadını sorguya çekecekli. Kadın bu- 'nu biliyor ve biç bir merak veya he- yecan göstermiyordu. Vens, işe nere- den başlayacağını şaşırmıştı. Bere- ket versin, imdadına bizzat genç ka- Vens, dedi, kantoen ne şekilde sorguya çekmek icap edi - yorsa o şekilde hareket ediniz. Esa- sen bugüne kadar kimsenin hbana bir şey sormamış olmasına hayret edi- yördüm. — Zannedersem — Tinyol'un boş durmuyorlar ve Racing'in mu - | Ve müsabakaları | Racing - Socheuk ? arasında — şapılan * | Güneşten gözleri görmiyen Hiden, | 10 uncu Racing Club — 6 yumruğunu boşa sallamıştı. | 11 inci Roubaix 5 Bu dakikadan itibaren oyun, Ra - | 12 nci Excelsioar 5 cing'in aleyhine döndü. Yordan'ın | 13 üncü Antibes 4 hatusından istifade eden Courtois bir DİĞER MAÇLAR gol daha yaptı ve üçüncü gol de Cour- Birinci seri: tois tarafından yapılınca, oyunun &- kibeti belli olmıya başladı ve Szabo İdördüncü golü de attı. Maç bu şe- Rowen - O. Lillois: 0-0. Red Star - Valenciennes: 20 Marseille - Antibes: 1-0. Mektep yerine İ p ı n v um-ıgı.ıız...ı....., l| RADYO Genç seyyah, Mançuryada iken başına bir hâdise gelmiştir. Japon- BUGM PROGRAM lar, İngiliz gencinin elindeki fotoğrat | “Aksem neşriyatı: ğ makinesini görerek, kendisinin he - | Saat 18,30 plâkla dans mu men Mançuryadan çıkmasını bildir- | 19,30 konferans: Ordu Saylavı $ mişlerdir. Sibiryada da casus, diye Sırrı Tarcan tarafından, 20 yakalanmıştır. Litvanyada treni ka- |Yen ve arkadaşları tarafından Ççırmış, buna yetişmek için bir tak- |usikisi ve halk şarkıları, 2180 siye binmiş, karlar içinde örtülü yol- |mer Rıza tarafından arapça lardan müşkülâtla geçerek bir saat- |20,45 Bay Muzaflet ve ari te kırk mil mesafe katederek trene |tarafından Türk musikisi Ve iyetişmiştir. Bu seyahat, bir seneden |şarkıları (saat ayarı), 21,15 ork &z bir zamanda olup bitmiştir. Genç İrmektepli diyor ki: | — Bu sayede çok şey gördüm, üğ- rehdim. Kitapların öğretmediğini öğ- | rendim,» Her ne ise.. kendisi bir şey söyle- miyorsa da her halde yine mektebe dönerek okumasına devam ederse İyi olur; diyorlar. (tesi günün programı, 22,30 son. YARINKİ PROGRAM Öğle meşriyatı: Saat 12,30 plâkla Türk |12,50 Havadis, 135 Muhtelif y * beşriyatı, 14 son, Tramvay geçen caddealer yakında asfalta cevrilecek . | Belediye, üzerinden tramvay hattı | |geçen caddelerin asfalta çevrilmesi HUĞ için tramvay şirketi ile müzakereye başlamıştır. Bu müzakere sür'atle sadi T Yarın gece (Bebek) ikmal edilecek ve İstiklâ caddesin- den başlanılmak üzere bazı ana tad- (Erkekler kırkından sonna 'deler derhal asfalt yapılacaktır. HenemeinmENE N Ümülendlet a icerenssnuna adai kayboluşu, polisi harekete getirdi. — Ne münasebet?. — Mürasebeti şu ki, nihayet ben- den de şüphe edildiğini zannediyo- rum. Esasen daima masumlardan şüpbe edilir değil mi Suçlular, ken- dilerinden şüphe edilccek şeyleri ev- velden önlerler. Size, bütün soraca- İğinız şeylere açıkça 'cevap vereceği- mi vadediyorum. Hattâ en mahrem suallere bile. Bu itibarla bana karşı istediğiniz şekilde hareket edebilir- İsiniz. Şunu da ilâve edeyim ki, ni - |şanlım Gerniko'nun uğradığı akıbeti de öğrendim, Mösyö Senter söyledi. Vens gülümsedi. Şimdi büsbütün İşaşırmıştı. Bu kadına karşı kendini küçülmüş görüyordu. Ona nasıl ken- disirden şüphe ettiğini töyleyebile- cekti. Nasıl olur da ona Senter ile Perlon derecesinde bir şüphe altın- da bulunduğunu izhar edebilir. ve onu bir müttehem gibi sorguya çe- kerdi. Her halde karşısındaki kadı- İnan kalbi, nişanlısının ölümü ile ke- |nıyor ve büyük bir metanetle tees- sürünü gizliyordu. Ya bu itham o- |vaplarınız da var demektir: nun tahammülünü açarsa, İbarln... Vons genç kadına bir daha baktı | (Devami tine gösterdiği itina oldu. EĞEF fettişin tasavvur ettiği dere leessür içinde olsa, bu derect? ile giyinebilir miydi? Müfetti görüşü, soğukkanlılığını iktü |mesine yardım etti. Lâkin ren Enkarnasyon : — Müsyö Vens, dedi, bendefk mot ile Gribbe öldükleri zamf relerde olduğumu, ne yi racaksınız zannediyorum. Hef nişanlımın vurulduğu zaman (olduğumu soramazsınız, Zİr. (ne ateş edildiği zaman, bili! ki yanımda idim. Varobeyçik tekrar şaşırdi. bir şey düşünmediğini söyle tedi. Lâkin her halde bir $€Y mek lâzımdı : — Görüyorsunuz ki, dedi |müşkül bir vaziyetteyim. SİZİ sız etmek istemezdim. Lâkin F y ki, bizzat kendiniz birtakım palde den bahsediyorsunuz, her müçtan enstantane b? ve gözüne çarpan şey, onun, tüt şey söylemedi. Onun sustuğun? © pe ? kilde 4-0 bitti. KLÜPLERİN PUVAN VAZİYETİ | Sete - Cannes: 4-3. » Metz « Leus: 1-1. 1 inci Sochaux 9 puvan » ö Fives « Roubaix: 3-0 2 nci Sete 9 > TeT 3 üncü Marseill 8 L EeK BAE K Havre - Caen: 3-0 4 üncü Rouen Ü. EYA rakll 5 inci Strasbourg . BOKS 8 ncı Lens eaf Daoktor Madriello geçenlerde ? nci Red Star v 4 Apastoli ile maç yapan Nırslj 8 inci Fives 6 » J|gözündeki yaranın vahim bir »e& — 9 uncu Metz $.. . alabileceğini söylemiştir. " 4 / BZ 22,15 Ajans ve Borsa haberleri V€ | İsololar, opera ve operet parçalaftı” | n 7 z a m v c e M PP P O O L A A aA A F Ve » A AY O A LKL PD UÖ

Bu sayıdan diğer sayfalar: