18 Şubat 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

18 Şubat 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Muthîg bir hn!dud zal(lllaw Bu canavar bütün ev hal- kını kurşuna dizmiş ve sonra onları evle bera- ber yakmıştı l. İşlediği alçakça faciadan sonra irar eden azılı şerir nihayet tu- tularak mahkemeye verildi -|casını çıkararak bütün ev halkına ker teker ateş etmeğe başlamıştır. Ana, baba, çocuklar da dahil ol mak üzere bütün hir ailenin vücud larından kanlar fışkırirken, yüzek -| ler tırmalayıcı acı feryadlar yükse| Tirken, kana susayan canavar tapan- casını beline sokmuş ve büyük soğuk kanlılıkla evden dışarı çık - ve cumhuriyet adliyesine teslimm ilmiş bulunuyor, tahkikata ve söy- ine göre facia şöyle işlerimiş . mıştır. Facia zanlısı, Yavuzkemallide Otu-| PFakat canavarın vâhşeti bununla! ran Osmandır. Bundan yedi — senc'da bitmemiştir. Cebinden — çıkardığı| vvel köyde her dediğini yaptırmak | kibritiyle evi ateşlemiş, içindeki ya J| inda bulunan bu adamla — aynı öyden gençağa aasında — bir tarla esinden ihtilâf çıkmıştır. Tula di balledilip unutulmasına rağ - jmen, Osman Gençağaya kin besleme-| |ğe ve ondan intikam almağa karor İvermiştir. Osman bir gece, Gençağa- İlin evine gitmiş, misafir olmuş, n- İdamcağızın yemeğini yemiştir. Fakat bir aralık tabancasını çekerek — ev ibine kıpırdanmamasını söylemiş- tir, Osman, neye uğradığını şaşıran za- 1 ev sahibini kıskıvrak bağladık - tan sonra odadan çıkmış, bedbaht a - n karısını da aynı şekilde bağ -| lamıştır. Canavar ruhlu adam bu - İnunla da hıncını alamıyarak — evde buğrışıp imsakı |rahlarla birlikte ev yanıp kül olun seyretmiş, ondan Bonra köyden u - zaklaşıp gitmiştir.. Facia gece cere yan ettiği için hâdiseyi köyde gören. ler pek az olmuştur, Rivayetlere bakılırsa, faciayı gi ren bazı şahidler, bu canavar rul adamdan korktukları için şahadette bulunamamışlar, hattâ Dursun adın- 'da bir adam, Osman aleyhinde şa hadette bulunduğu için esrarlı — bi şekilde öldürülmüştür, Katil ğa muvaffak olmuştur. Fakat o vakittenberi yapılan — sıkı) araştırmalar neticesinde Osman ni lamış ve belinden taban-| mahkemesine verilmiştir. Istanbulda Bahar Müdürlüğünde Anadoluda kış!.| Teftişler 4-5 senedir görülmiyen 835 senesinder ” Müyor ndenberi ya- Bu yıl; havalar şehrimizde baharı ve tofliş olunuyor Öğrendiğimize göre bu iki müfet- bulunan tiş; görülen lüzum üzerine Kadıköy ımıdkııh-’lıpuddlnmhıtıxhgmı”Mn_ line tesadüf edilmiyen soğuk, kor -| beri teftiş etmektedirler, Müfettişler | kuüne bir dereceye yükselmiştir. — |935 senesinden itibaren mevcud ha. Bu arada yollar karla kapandığı (S'İ9': ve dosyalar üzerinde — tetkikat için $ memurla bir kereste tüccarı; YaPMaktadırlar. Bu teftişlerin neti. #vvelki gün; yaya olarak şehre git - SESt ancak bir ay sonra alınabilecek. Mek istemişler, bunlardan ikisi Tal. T7 Henüz müfettişlerce malümatı- Bi zörü dK füldernü Yararl müracaat edilmiş kimse yoktur. | Bu iki müfettişe sicil grup müdü. kolu efradı tarafından yarı dnnmuı!ıü Agüh Bilgin alpın odası tahsis e « halde kurtarılmışlardır. Diğer İkisi 'dilmiştir. de bütün gece karanlıkta ve tipide dolaştıktan sonra sabaha karşı don - Dahliye Vekilinin Muş bir vaziyette kasaba yolunda seyahati bulunmuşlardır. Dahiliye Vekili Bay Şükrü Kaya- jran bugünlerde şehrimize - geleceği yazılmıştı. tur P faber aldığımıza göre Bay Şükrü derecesi ise tam 20 İKaya; şimdilik Ankaradan ayrılmı - yacaktır. Ürgübde de tam 15 gündür devam tden kar 2 metroyu bulmuştur. Pos- ta münakalâtı durmuştur. Karsta soğuk Gerecededir. Şünmüyorum, Düşünmedi için de böyle hareket etmekte bir bcis Börmiyorum. Beni belki ayıblıyor,- #unuz, bu düşüneelerimi çirkin bu- luyorsunuz, fakat ne yapalım - ki, Yirminci yüzyıl dünyasının en sağ- lam hakikati budur. Suâd, kardeşini gittikçe artan bir hayretle dinliyordu. Bu hayretle yirminci yüzyıl dünyasının - orta- İcaya kadar vahşi bir zevkle yangını ida o vakittenberi gizlenip saklanma. ı ağlaşan masum yavruları da yet yakalanmış ve Giresun ağır cezaj: | İş arayan, işçi isteyen veya bir müşkülü olup bizden fikir soran ve şikâyetini bildirmek arzu eden muh- terem — karilerimizin — mektublarını her gün bu sütanda muntazaman ve parasız neşredeceğir. Bize gönderi - lecek iş ilânları 2 gün üstüste tekrar- la neşredilecektir. 165 Çelik ustası bir Macar iş aramak- tadır. Kendisi diplomalıdır ve Bulga- ristanın Filbe kasabası halkındandır. Arzu edenlerin Küçükayasofya Ka - sabosman sokağı No, 23 te Bay Ös - mana müracaat etmeleri lâzımdır. — |lü döküntü, kırıntı ve saire satıcının 166Orta tahsil görmüş eski ve yeni ya|beraberinde bulunduracağı — kapalı zılara vâkıf bir genc iş takibi, yazıha-|kaplarda biriktirilecektir. nelerde iş görmek üzere her türlü iş| Yenilecek ve içilecek şeyleri satan aramaktadır. Kendisi terbiye ve ah - seyyar esnaf, gerek şahsi temizlik ve lâk sahibidir. Elinde hüsnühal vesi -/sıhhi muayene ve gerek kullandıkla- İicaları vardır. Kanaatkâr ve az birİri malzeme, vasıta, alât ve saire ba- “ücretle çalışmağa hazır bulunan mu- / kımlarından ayni şeyleri satan dük- İmalleyh hakkında arzu edenlerin ga-|kânlar ve satıcılar hakkındaki hü - İzetemiz iş ve halk sütunu vamtasile|kümlere tâbidirler. veya Şehzadebaşında Turan tiyatro-| Birkaç şeyi birden satanlar bunla- sunda Bay Adnana müracaat etmele-İrm birbirine zarar vermiyecek nevi- l ti. den olmaları şartına dikkat edecek - | 167 Lise mezunu bir genccim. Yaşımıİler ve bunun için önceden belediye- '30 dur. Her nerede olursa olsun işjnin rızasını alacaklardır. İarıyorum. Şimdiye kadar bir banka-| Seyyar satıcıların saat 20 den seki- da çalıştım. İstihbarat şefliği vazife-|ze kadar sokaklarda bağırmaları ve sini yaptığım bu banka kapânınca a-|bu müddetin haricinde de gürültü ile İcıikta kaldım. Anadoluya da giderim. | Satılacak, herkesi rahatsız edecek şe- Kanaatkâr bir ücrete razıyım. Ar-| Silde yüksek ses çıkarmaları ve dü - vu edenlerin Son Telgraf iş ve halk|dük öttürerek, çalgı çalarak, gazcl İvütene veklünlle (Selim) € müraca-| YEYa şarkı söyliyerek ve her ne su « atlerini rica ederim. 168 Orta tahsili bulunan ve transız- '“’ı':n“e“:' ':': î': ':'l”;:"î';îş Mal (dukları mıntakaların belediye zabı- ne veya kasa iş K , HL tÜ l eek t listiyorum. İyi terzilik de bilirim. Ee-| CüNCA (sev *:) ';:_’";:fnî“ğ“*:ğ_ K ve kadın elbiselerini dikerim | ecek şekti k ve kadın — elh n erim. (D VC ; Ka İrilecek olan yerlerde lişabilecek - |Ücret hususunda kanaatkârım. K e BAD E İ Sinema ve ti hükü tış yapmaları yasaktır. Ayakkabı boyacıları ancak bulun- lerdir. .. Açık muhabere Sgrrfa ve Bayan Boda — Bir mektubunuz Dişcilerin altın Sarfiyatı Meliye Vekâletince nümu- İ vardır. Matbaamıza gelerek almanı- zi rica ederiz, | ÇANAAMRR e 'Bu kabil yerlerde dikkat edilecek hususlar ve yeni esaslar !.. - Satış münasebetile olacak her tür-| retle olursa olsun gürültü ederek sa-| g -somrrrnon (şarıyanlar söütmu| Belediye yasakları! yatrolara aid mler Sinemaların uyacakları hükümler /şunlardır: | Sinema salonunun sahibi bu mücs- İseseyi işleten kimsedir. (Sinema sa- lonunun sahibi, reşid değilse veyal, salonun bulunduğu şehirde, oturmu- ya yahud salon mütesddid kimseler tarafından işletilmeğe veya bir şah- |sın mütcaddid sinema salonları bu - lunmükta ise) her sinema için mes'ul ibir mütlür tayin edilerek belediyeye bildirecektir. Sinema — gösterildiği müddetçe sinemanın sahib veya müdürü orada |bulunacaktır. Yeniden açılacak olan bir sine- İmanın işe başlıyabilmesi için beledi- ye merkez fen heyetinin aid olduğu şubesinden talimatname ahkâmına uygun olduğuna dair bir rapor alma. sı şarttır. Sinemanın sahib veya mes'ul mü - |dürü elinde sinemayı teftiş veya kon- İtrola salâhiyettar olduğuna dair be- lediyenin resmi vesikası bulunan me- murlara, sinemanın bütün dairelerini göstermeğe mecburdurlar, Her — sene başında bir sinema teftiş ve kontrol edilecektir. | Türkiye Polonya Ticareti Hükümetimizin kararı | İstanbul Tapu beraber heyecanı da ziyadeleşiyor, bir harb meydanını andıran kafa- #ihdan fışkıran bir sinir seli, taham- Mülünün bütün bendlerini yıkıp, #ğarak vücudünü istilâ ediyordu, Kolları göğsüne kavuşuk, asa - bma hâkim olmağa çalışarak: — Sen, dedi, Sami bütün bunla. Ti sen mi söylüyorsun? Delikantı başını eğdi. Suad, sert bir sesle konuşması- Ba devam etti: Karşımda yapmağa kalkıştı- bu saçma ve küstah felsefe ile dini mazur göstermeğe çalışı- :;r:ııı. aldandığını söylemek iste- Ne gene oluşun, kendi ifadenle, &n sında bulunuşun, ne de bu orta- sında bulunduğun dünyanın en sağlam hakikati seni bu işte asla mazur gösteremez. Namusun her çağ ve her cemiyetteki manası bir. dir bence, Bu kadın sana müsaid davran - mış, seninle macera yaşamağa kalk- mış olabilir; mademki sen bu ka . dınla münasebete başlarken, onun evli olduğunu biliyordun. Derhal uzaklaşacaktın! — Peki amma, bu işi sizin gibi düşünseydim, yapmam icab eder. di. Ben sizin fikirlerinize iştirak etmiyorum ki.. — Benim fikirlerime iştirak et Hububat ş Piyasalarındaki |Büyük yükselme Bütün madde.erin satı- şında inkişaf var Son günlerde hububat piyasaların- da büyük bir canlılık ve inkişaf gö- rülmeğe başlanmıştır. Bilhassa ketca İmeleler yapılmaktadır. | Fındık piyasası da bülhassa hara- Yetli ve sağlam bir safhaya girmiş - Ür. Bu sebeble filatlar mahsüs bir de- revede yükselmiştir. Memleketimizde pamuk satışları İda mühim bir miktara baliğ olmuş- cib bir yükselme kaydedilmiştir. Diğer maddelerin piyasa vaziyetle- |ti de normal bir seyir takib etmekte- (dir. ——— ——— Şehrimizde kadas- tro çalışmaları Kadastro mintaka — müdürlükleri (çalışmalarına devam — etmektedirler, Bunlar meyanında üçüncü kadastro mıntaka müdürlüğü tarafından Ak - isaraydaki Muradpaşa mahallesinin İkadastrosu ikmal edilmiş ve alâka - dar emlâk sahiblerine çaplı senedle- rinin tevzime başlanmıştır. Bundan başka Fatihte Hüsambey, ve Kirmas- ti Mahallelerinin kadastrosuna baş - lanmıştır. Buradaki faaliyeti yakın - da nihayet bulacaktır. nesi gönderilen defter- tebliğ olundu lere kaydedilecek Vekiller Heyetince Türkiye - Po - Alınan tedbirler yanında; dişçi-|lonya koöntenjanı dışında — bırakılan ler gibi altına ihtiyacı olan kimsele-|ve Polonyadan memleketimize idha-| .? — 18 Şabat 1928 Halk - Filozofu”” diyor ki : Reklâmlar Herkes malının saltılmasını, baş- kasının razlından üstün olmasını ix « ter ve hatta kendisine öyle gelir &? bütün dünyada ayni cinsten olan mallar içinde en mükemmeli kendi- sininkidir; Buna samimiyetle de İnanmıştır. Bunun böyle olması meş- iru olsa bile bununla öğünmek mak. bul olmaz. Zira bu kadar kendi nef- sine itimaddan temeddühe giden ye- Tun Üzerinde insanı bekliyen tehli. keler vardır. Yalnız reklâmlarda mubah sayılan bu öğünme başkalarının sararını mu cib olacak şekillerde bile tecelli et. tiği görülüyor. Ben, bir elicaret ser- best, reklâm meşrudur» diye alabil. diğine başkalarını kötüliyerek — ya- pilmakta olan propagandaların aley- hindeyim. Satışı temin edebilmek için malının meziyetlerini saymak nekadar affolunabilecek bir öğünme ise ve bu şekildeki öğünme reklâm- /da nekadar haklı ve belki de lüzumlu ise başkasının malımı kiymette sifi- ra indirmek o kadar çirkindir. «Taklidlerinden — çekininiz. den başlıyarak etiketinin üstüne koy: duğu — imarkazının — agrandismanım çerçeveliyen — yazıda — «markamıza dikkat! Bu markayı havi olmıyanlar sahtedir.» diyenlere de rasgelinir. «Eğer hayatınızı seviyorsanız yalnız bunu kullanınız. Zira diğerleri zarar. hdır.» a kadar varan münasebetsiz reklâmlar insanda tevlid ettiği tik- sinti ile adeta yapmak istediği tesirin tersini uyandırıyor. Bence bu. bir zekâ işinden ziyade hamakate benzemektedir. H. F. Her vilâyetteki Memur aynı Maaşı alacak Bütün vilâyetler hususi idare memurlarının maaş- larını bir yapan mühim bir proje hazırlandı İç Bakanlık, hazırladığı yeni — bü rin de sarfettikleri ve satın aldıkları|li serbest bırakılan mallar hakkın - proje ile devlet memurlarında oldu- jtor, Fiatlarda da memnuniyeti mu .| altınları muntazaman hususi defter- lere kaytdetmeleri kararlaştırılmış - tar, Bu münasebetle Maliye Vekâleti pılan muameleler; tetkik |tehumu piyasasında hararetli mua- | tarafından bunlar için; allın alış ve İsatış defterleri nümuneleri hazırlan - mış ve bu nümuneler her tarafa gön-| derilmiştir. Dişçiler ve sarraflar; badema bü - tün sarfettikleri ve kullandıkları al- lıınııı:ı ve bunlara aid tafsilâtı mu -| (hakkak bu defterlere kaydedecekler- |dir. İcabında bu defterler; alâkadar maliye memurları tarafından tetkik ve teftiş olunacaktır. Orman tay'nleri Bileci korman mühendisi B. B. E- mit Ersoy Araç orman mühendisliği- madeni orrman mühendisi Şükrü or- man amanajman grupunda çalışmak üzere Ankara orman haş mühendisli- Bine, İstanbul orman mühendislerin-i iden — Niyazi, Şile üçüncü sımıf or- man mühendisliğine Karamürsel or- man mübhendisliğine, Gebze — orman mühendisliğine, Tavşanlı orman mü- bendisi muavini Kemal Ulukışla or- man mühendisliğine, Şile kondoktörü Mustafa Karamürsel or - DELİ GÖNLÜM | YAZAN EDEBİ R miyebilirsin. Fakat senin namus ve kazakter hakkında bazı fikirlerin, hiç olmazsa bu kelimelerin itade ettiği manalara bir aşinalığın var zannederdim. Sen bir an için ken- dini o kadının kocası yerine koy.. Gönlün razı olebilir mi?.. «Kendi- ne yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma!» Bilirsin meş- bur bir sözdür bu!.. ıız;skı:;:w sorayım, bu kadın ıza çıksavdı, > Hni çıksaydı, ne yapar- Suad, nefretle yüzünü buruştur- du, adeta haykırırcasına vevab ver. di: — İğrenirdim © kadından, derhal terkec NUSRET SAFA COŞKUN OMAN46 Sami, yüzündeki müstehzi hat- ları, saptallık ederdin!» manasımı ifade eden mimikleri elile, alnın- daki terleri siler gibi kapıyarak: — Belki böyle yapardınız, kat'i söyliyemezsiniz; bu, a kadına kar. Şı olan sevginizin, sempatinizin şid- detine bağlıdır.Kim bilir, belki de böyle — kocalı bir kadınla mü - nacebette bulunmakta ayrı - bir zevk, tehlikeli loduğu için tatlı bir beyecan bulurdunuz! Seni karşımda böyle küs konuşcuaktan Yavaş karşı a kardeşim olduğunı isnil nin Ve babarın ssadu- Bemuzdan şüphe | 1 geliyor, da verilen karar şehrimiz Türkofis ğu gibi, bususi idare Mmemurlarının ne, Araç orman mühendisi Fahri Bı'—: lecik orman mühendisliğine, Akdağ arman| müdürlüğüne gelmiştir. — Bu karura göre 16 Temmuz $87 tarihli Türki -| ye - Polonya ticaret anlaşmasına bağ- | h B. listesi yerine ikame olunan ye -| ni B. listesinde 2 A 412, 2 B, A 520, da yurdun ber tarafında aynı maaş ive terfi esaslarına bağlı kalmalarını temin etmiştir. Böylelikle bütün me- murlarımızın — içinde bulundukları gartların bir Kül olması yolunda —cn 17T M, 21 A 522, 3 A 524 (rulo ha - Hinde olanlar müstesna) 3 B 524, B 529 (91/2 dahil) den 76,25 milimatre- lik perdahtan birleştirilmesi veya öy-| tülmesi ile yaptırılmış (soude edilmiş olanlar müstesna) C 524, 533, A C 552, | B D 574 998, 210, 712 pozisyonları i - çin mevcut kontenjanların - ilgasile buprfıymlmdıhilhlonyım— ne salâhiyet verilmesi muvafık gö- rülmüştür. — Geçen hafta Londraya giden müllt! banka müdürlerimizin temasları ne- ücesinde İngilterenin bize 50 milyon | İngiliz liralık bir kredi açması mev -| zuu bahsolduzu | | Gene söylendiğine göre, bu para | şimdi senin yerinde bambaşka bir insan duruyor Sami.. Fakat ben bu insanı göremiyorum, © kadar ulak, Senin bu kadar küçülmene taham- mül edemem!.. Sami hiçbir zaman maruz kalma- dığı bir hakaret görmüştü ağabe- yisinden.. Hiçbir zaman da onu bu kadar sinirli ve asabını yenemiyecek ka- dar şuürsuz görmemişti. — İnsanları, hayvanlardan ayıran yegâne farkı zekâda buluyorlar. A- caba, insanlar zekâlarını, bütün kötülükleri, ahlâksızlıkları - kitaba uydurmak muvaffakiyetini göster- mek hasasunda mi küllanıyorlur? Senin kendini mazür göüvermek aaelr retile temini için Hariciye Vekilliği- |. 2 nci 5 senelik sanayi plânının tatbi- | mühim adım atılmış bulunmaktadır. Bu proje, husust idare memurları- mıza devlet memurlarımızın bugün sahib bulundukları çok sağlam ve örnek olmaya değer hakları vermek- 1938 senesi büdeeleri hu esasa gö- re hazırlanacaktır. için böyle cür'etkür ve saçma bir felsefe kurmanı ayıb telâkki ede . rim, Her insan yaptığı her fenalığı karşısına silik bir hüviyet içinde, mazur göstermeğe çalışır, bunun için de mantığır. elestikiyetine da- yanarak, saçmasapan izah yolları bulmağa kalkarsa cemiyet ahlâk anarşisi içinde kalır. Hoş, kalma- mış da değil ya.. Dinlenmek ister gibi bir saniye durdu. Ellerini yanına salwverdi, Derin bir iki nefes ald. — Sana yalnız bir noktadan te- şekkür etmek isterim, dedi. Beni isyan etmeden dinledin, tahkir et- tiğim halde ses çıkarmadın! Te- şekkür ederim yavrum, teşekkür ederim, Ne bileyim, belki böyle konuşmamamız lâzımdı Fakat be- ni mazur görürsün değil mi? Se- nin büyüğünüm, senden daha iyi değilse bile, tecrübelerimle daha makul düşünebilirim, zannediyo- rum. Sana, üzerime düşen — vazifenin emrettiği herşeyi söyledim. İstedi- ğin şekilde harekette — serbestsin. (Deramı var) o eileğlidkzsi 5l

Bu sayıdan diğer sayfalar: