18 Şubat 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

18 Şubat 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KUKT Dağ yürümezse... Yazan: FİLE Resim, şiüir gibi düşündürücü — ve mâvâsına ulaşabilmek için uğraşıl - ması lâzım gelen bir san'attir. € kadar büyüleyici, İn- sanı olduğu yerde mıhlayıcı ve tesiri ani olan musiki san'ati gibi değildir. | Halkın dudaklarına asılmış şarkılar, bir şırıltı gibi en umulmadık yeri . mizden içimize giriveren davetsiz bir. misafir gibidir. Böyle olduğu halde üzerimizde ix bırakabilmesi, bizi düşündürüp m: gul ve hasretimizi tabrik edebilme> için bir musiki eserinin bile kendi kendisini kabul ettirineye kadar 1s- lâzımdır. lîiı.| bir kaç defa dinlediğimiz ve artık| fişınası olduğumuz parçalardan haz ederiz. rarla hize seslenmi | İş büyle iken resim ıııı'ıllmlulzt müstağni, mağrur yaşıyan bir mün -' zevi halinde kalmışlır. Senede bir a çılan sergilere konan duhuliyeden ür- kerek resimle temasnı temin ede miyen halk, bizde resim sergi — ve anlayışmdan mahrum olarak yaşa -| maktadır. | Resim san'ati bu kadar aykırı ve yahancı bir mevendiyet halinde göz. den ve gönülden irak edilmiş bulun- dukça bu sevgi ve bu anlayışın te- kevvün edehilmesi de mümkün de - &ildir. n S Çaresi; Resmi muvakkat bir müd, | det için bir propaganda vasıtası ola- rak kullanmak ve halka sevdirmek İ- çin halkın içinde bedava ve Mmütcad- did sergiler açmalı gazeteler de halkı bu sergileri görmiye teşvik etmeli dirler. Böyle yüzlerce binlerce * de- | fa tekrarlanacak ve maballe içlerine, Bizim Hizmetçiler duymasın ! Viyanada Hizmetçi Kızlar Kraliçesi seçildi kadar genişletilecek, ulaşlırılacak 0- lan bu sergiler böyle bir halkın ara> | sına girince belki bir yıldız barı «| şıklığı temin etmek mümkün alabi- lecektir. Milânodan Yapılan mühim Bir müracaat !, | Milânoda bir firma Zonguldak kö- mür şirketlerine müracaat ederek, yepyeni bir tarzda ve içer sur haya bulunan bir mal ettiklerini; bu tuğlaların, hara- ret, rutubet, ses ve saireyi katiyen geçirmediğini, bunlarla — Zonguldak | kömürü mübadele etmek istedikleri-| ni bildirmiştir. Bu tuğlalar, her şe -| kilde, her uzunlukta imal edilmek «| te, döşeme, tavan, kubbe, ara du » varı vesaire için kullanılmaktadır, Kömür şirketleri; inşaat — işlerile uğraşmadıklarını beyanla bu talebi HİZmetçi kızlar arasında yapılan güzellik musabaka- Faşistlerin Habeşistan İmparatorluğu Londra piyasalarından para aramağa (gelenlerin aldığı cevab müstakbel anlaş- ma mihverlerini ortaya koymuş oluyor.. İngiltere Akdeniz işinde İtalyadan en kuvvetli temi- | | | İ J | o natı almadıkça aniaşmak kabil olmıyacaktır.. z 15 Inci yaplılan merasimden bir yıldönümü münasebetile geçenlerde Romada Intiba İngiltere ile İtalya arasında mü -|İspanyaya yollamış oldukları «gö -|şüphelidir ki hele Lonâra piyasasın- #akereye başlanıyor, başlanacak diye|nüllü» leri geri çekmedikçe Londra' K Hak -İdiye aylar geçmektedir. İtalyanlar'nın konuşmıya yaklasmatı o kadar|mın imarına sarfetmeyi düşünenle « | beklerler. Evvelleri pek çok h: İdan para tedarik ederek Habeşista - İrin bugünlerde artık apaşıkliıre mey « İdana çıkan teşebbüslerinden — zonra İngilizlerin müzakerede acele edecek- lerine ihtimal vermemwelidir. Bir za- manlar İtalyan matbuatı İngiltere a- İleyhine ateş püskürürken şimdi İn - İğiliz- Başvekilinin artık müsaid va - ziyeti görerek sanki Londra ile Ro- ma arasında her ihtilâf halledilmiş bitmiş, yeni bir dostluk devri açılmış gibi ümid verici neşriyata ba: maştır. İngiliz - İtalyı inasebatı. nin alacağı şekil, şimdiki Çe şına geldi geleli çok düşünülmüştür. Çünkü Roma ile anlaşmak için İngi- liz Başvekili müsaid bir vaziyet al-| makla kendini tamıttı. Şimdiye ka- di 1 Telgraf» ba n gel- dikçe Avrupa matbuatının en canlı neşriyatını hulâsa etmek suretile ta- zelemiş, yazmıştır. Bugün İngiliz - İ- talyan mi 1 bahsini kurcala- mak lâzımgeliyor. Londradaki İtalyan sefiri Kont Grandi bir an evvel İngiltere — ile anlaşmak istiyen bir diplomattır. He. le Çemberlayn kabinesi iş başına gel- di geleli geçen yazdan beri — Kont Grandi İngiliz Başvekilile temas fır- satını hiç kaçırmamıştır. — İtalyada, UZUI si ası | | Bağdaddan eski bir hatıra ; Cami avlusu-da de hafta:4 Bağdadda bir Ölüler kervanı, Kiralık kadınlar. “Muvakkat izdivacı ortaya çıkaran hacılardır,, “Hac'cın devamı müddetince bir kadın ki- ralanır vemuvakt — izdivac akdolunur,, Bağdadtan âyrıldık, Kerbelâya gi- jdiyoruz. Münbit ve mahsuldar — bir araziden geçiyoruz. Yolun etrafında, telgraf tellerinin üzerinde yeşil renk- li milyonlarca küçük kuş., Zümrüt İbir şerit gibi uzanup gidiyor, , — Cennet kuşları, Rivayete göre |bunlar, Hüseyinin şehit edildiği gü İyaratılmış. Kerbelâyı ziyarete gelen hacılara, takip edecekleri yolu gös - İtermek için tellerin üzerine dizi » lirler... Biraz sonra, Kerbelâ sahrasına var dik, Yezidin ordusu Peygamber aile- sini burada çevirmiş, biraz ileride ve sağda akan Fıratı kesmişti. Kerbelâyı ziyarete gelenler, - su » suzluktan çok sıkıntı çekerlerdi. Zen- gin bir Hindli kesesinden bir — çok paralar sarfederek - Fıralın - Suyuni kanallar vasıtası ile şehre kadar ge- tirdi. Bu kanala (Kanal Hindi) der ] ler. — Fakat, nasıl oluyor da ha Bağaadlı biİr Mmuganniye ; Fethiye -—E: huzurunda y İtesadüf etmiyoruz?, pılıyor ve bir saatten daksan dokuz — Bugün Muharremin dördü, Ha- seneye kadar hükmü cari meşrü bi |çilar, çoktan Kerbelâya varmışlar -/akid sayılır.... |dır. Bir çoklari da onuncu gününül — Hir gaatteni doksan dokuz sene CI BE-İye kadar!... Fakat; doksan dokuz se lirdi. Umumi Harpten sonra azaldı.|ne bir kadınla yaşamağa razı nlacak Şüphesiz her tarafta hüküm süren!/pabayiğit erkek nerede?, buhranın' bündâ bir teğiri var. gaa ı D L ieimillk E de üniveralelerde taknü adem gn İseriyetle bir müddet şart könur; v gençler bu gibi ziyaretlere pek o ka-i filecek paranın mıktarı kararlaşlı - (dar ehemmiyet vermiyorlar, İlır, Nısfını peşin, nıstını da müdde - Vaktiyle Bağdaddan Kerbelâya de-|tinin hitamında verilir. Eğer erkek & velerle ve üç dört günde gidilirdi. (mmükaveleyi vaktinden evvel bozmak Şimdi ise bir günde gidip gelini -| isterse paranın tamamını vermek mec yor. Necefi, becefden sonra küfeyi 2i-| buriyetindedir. İyaret ederler Bazları Şama, Küdüs Yu çocuk dür li sında birinciliği kazanıp kraliçe olan Melitta Pansole SiddetmakiğeilE İkinelliküçüncülük kazanan İKi arkadaşınin ortasında Alâkadar makamlar, bu tuğlaların faşistler arasında bir cereyan — da a aü? Londra elçisi Grandi ile beraberdir. A SÜİ asla tetkiki için inşaat malzemesi tacirle- | ri ve ithalatçılarını keyfiyetten ba - Verilmiş, ve baloda hizmetçiler ara-|kızlarımız esasen birer - prensesten | ;ımdı bir güzellik müsabakası yapıl- 'Takas yolile bu tuğlaların ithali «(Mmıştır. berdar etmişlerdir. nin faydalı olup olmıyacağı, inşaat malzemesi tacirleri tarafından tedkik | seçilmiştir. edilmektedir. | Viyanada bir hizmetçiler balosu|/böyle bir adet olsa bütün hizmetçi| daha nazlı iken bir de içlerinde kra -| İPiçe çıkınca' 'Onlarş nasıj zapteder, nas| İsıl iş gösterebiliriz. Kraliğeyi evinde galıştırmağa mec- bur olacak bayanın çekeceklerini bir İgözönüne getiriyor musunuz. Ve aralarında bir genç kız kraliçe| Eğer bizi memleketimizde de Son günlerde Grandi ile İngiliz Ha- riciye Nazırı Eden dört defa görüş- müşlerdir. Lâkin büna bakarak İngilterenin İ- talya ile hemen ne olursa olsun an- laşmak istediğine hükmedilmemek - tedir. iki sene sü: — Muvakkat izdi ce bir kadrı muvakkat bir i: Ba kon (Devamı 7 inci sahifemizde) yılan Vicdan bir defa daha aldâ. tılmak istenmiş! Daha neler, ne tezad yok - ki' Bütün bunları unutmalıyım, Unutmıya, her şe- Şi kayıtsız ve şari Bahtsızlar içi Vicdan dikkat! Z unutmiya meci sendelemek Kalb sızısı... Bunu, ilkdefa his acı bir zevki var, İnsanı kâh düşündürü; vutuyor, bazan her yor... Tuhaf., tubaf.. büsbüti sedi. h bunalı yri bi 'e kendim yi müşki şeyden endişe marlarıma baygı teş büse hi za ediyar. Belki her tesir ve ha den, muhayyilemden, gözlerir korküyorum ki, bu kavuracak? veren ilk alevli suz ler sil ateş sonuna kadı BİRİNCİ KISMIN SONU İKİNCİ KISIM Bugün “Gülcemal» bizi Samsun'a yalnız, kimscsiz olmak burada bile acı Tiyı ebedi 'yden soğutuyor. ve iğrendii Dudaklarımı kavuran, da- al çarçabuk zihnim- Nereye gideceğim?... Ne yapatağım?... Arabae burura. topallıktır... 14 Eylül im. Gittikçe derinleşen gata hiç bir iztiraba benzemiyor, tıyor: Bazan yı nerede bulmalı, uzun bir yolculuk esnasında kene dimi kime c İ pi im?.. Fakat, di alışlıracağım ülleştirecek bir ir şey! eden sonra Aklıma geldi : göstermez mi? Oteiden çıktım. Doğru maarif idaresine gittim, — Maarif müdürü bey burada mı? - Burada. Haber verelim... — Hay.. hay. Bir dakika sonra, hademe goeldi: f Mü iyeti â Hbdnü Üa Maarif Müdüriyeti bana teshilât Zzetini muhafa- linecek.. Fakat, lar dudaklarımı — Buyurunuz... Marif müdürü ihtiyarca, çok temiz kal nlı bir adam. Niçin kendisini ziyaret etti; n anlattım. — İstanbuldan ilk defa çıkıyorum. — «İskilib» e gideceğim. Yapyalnızım. Bana emin bir vasıta ve a. dam bulmanızı rica ederim. Dedim. Bir saniye 25 Eylül çıkarttı. Yap - ıliğım hissetti - — Kızım. istediğiniz temin edilmiştir. Bu geceni- zi ötelde geçiriniz. Yarın sabah sizi İskilib'e götüre- cek araba kapınızda hazır bulunacaktır. Dedi. Bu adamcağıza çok minnettarım. — Fazilet, işte budur, Fazilete kıymet vermiyen biri olsa: — Bana ne? Bir de seninle mi uğraşacağım?, Cehenneme kadar yolun var. Der, beni başında savmıya bakardı. — Güte — Şehri dolaştım. ğil. Benim ç amsun hiç de fena bir yer de- k hoşuma gitti. Çiftlik ve Fener mü - kemmel gezinti yerleri; saz, eğlence, dolaşan, yürü: yen, hava alan yığın yığın kadın ve erkekler var, Doğrusu, İstanbuldan ayrıldığıma hiç müteessif de- ğilim.. 26Eylül Çorum... Hasanpaşa hanına indik. Saat kulesi Herşey tuhaf ya?, ne tuhak tam hacı addolunur, Ve bu, bazan bir inkâr etmez. Erkek, haçtan r. İşte (muvakkat izdi - (muv: Vaç) âdetini çıkar'an bu Hacılardız. — Evet; haecın devamı müddetin- yerde aotı kiralanır, ba konturato| ivaç akdolunur. urato mu7?., çocuğunu sonra ni evine de gö - türebilir, ilk karısı bunu kabule mec- burdur. Fakat, ur. aç mı?, İ zevcesi ayrı-bir Zevci alama vefatında mirasından hisse . Kendi. yalnız elce femizde) Ara Dün iyili; yarma m bu aziz me teşekkür etmek Bana amdan çök memnunum. ni hiç unutmıyacağım slekd lacaktır çarken yemyeşil ve upuzun tarlalar gitmenin öyle-sonsuz bir zevki var Bugün de Çorumda kaldık. Birdenbire havalar bözdu. Çok yağmur var, Sanki göğün kubbesi d Bu geceyi de burada geçirelim de, bakalım ya- rın sabab ne olür? Dedi. Çorum da tena b mek yiyecek çok getirdiği tandır k ti K . Arabaemın hoşuma git « Taassub, sokağa çıkıp gezmekte ten yağmurdan gezmiye de 28 Eylül Hanımım, bannağınan ucuna bak!.. Aha, şı ğt görüyon mu? İşte onun a ısu, ne deyim? Essahtan güzel bir ye-

Bu sayıdan diğer sayfalar: