25 Nisan 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6

25 Nisan 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ONTFLOCRAFP Zelzele “Çiçek dağı,, nı nasıl harab etti? Nisan 1038 Çiçekdağ, Ankaranın Keskin ka-|d! hayatı bahasına onu kurtarmak siyle sınır komşasudur. Otuz sar|istediği çocuğuna kotları arasında; ate yaklaşan devamlı bir otamobil / xaklamak istiyen genç annenin ce - yolculuğunun verdiği yorgunlukla (sedi bir iztirab tabincu halinde göz| Bir gün bizim — Kumara Sakaryamızda | Karşı Gelibçatacak. | e rz aa Dün, pazar olmak münasebetiyle İK Kü p. |“*bahtan itibaren ötede ve beride ve in — maslabatgüzarı di in ak 'Tonz işe İ bazı kahvelerde dolaşan Alinin Aş Kadın (5 inci sahifeden devam) liyerek sarhoş olmak, — kahkahalar, çığlıklar,raşeler arasında şad ve han 'dan eğlenmek kadına ve genç kıza biraz dinlenmek için, köylü Kadir Oğlu Yusulla beraber göyle - yolun kenarına ilişiyoruz Çorak yerler - den çikan Kaynar suları, insan gü lerimizin önündea bir türlü gitmi- iyardı. Haydarlı muhtarından, Yusufun esinin bir zara* görü görmediğini B. Tonz Kendisile görüşen gaze- tecilere Atatürkten büyük bir hay- ranlıkla bahsetmiş ve bilâhare Ja- ponlarla olan son mücadelelerinde şam geç vakit apartmara girdiği ve kendisini takiben faslalarla 8 kişi- 'nin de eve geldiği görülmüş; etraf 'fa tertibat alan ik'nci şube memur - ları bir müddet daha beklyerek ku 'tatlı tatlı göz yaşları döktüren bir hayat cilvesinden başka bir şey mi- dir? | bir aşk ve neş'e delisi yapar. kve |KA'RİYE CAMİİ) ve MOZAiKL (5 inci sahifemizden dovam) 60 — İsa, ve Samariten. 61 — Sihirbazlar, yurdalrına dö- nüyorlar (Büyük kısmı bozulmuş- tur). t 62 — Mısırdan firar. — Çocukları öldürülen kadın- 64 — Elizabet, peşinden — koşan Bu haller kadını da, genç kızı da|ların feryad ve figanı... fünün yerinden uyanatamıyacağılsrrduk. Bir yıkıatıyı h“'f*“: kayaların, bir sapan taşı gibi fırlar |— «—Yusufun ezi; kövümüzün diğını gördükten sonra, bir tabiligüzel eviydi, dedi. Kabatsız 'Yusul.. gevkle oturduğunuz yerin dört bir|Şu dakikada kim bilir yorgun hay, tarafını gözden geçiriyorsunuz. Eski hşı asker olan Kadir oğlu|Xin nasıl zorluvordu Muhtara, Yu Wusuf da, bütün Türk köylüleri|tutu yolda göndiğümüzü anlattık. gibi, brim Ankarsdan — geldiğimizi | Seslendi: haber alınca başşehrj sorgyor. Ona,| *«— İsmail bak yolda babanı gör- Ankarann hiç bir zarara uğramadı-|Müşler... BtırıyıA varıyormuş...» Yı Banı söyliyerek bir iç ferahı ver -|Pti arasında direkleri ayırmaya dikten sonra, çok merak ettiğiniz/cabşan on beş yaşlarında hıııı bir hat boyu hâdiselerini dinliyoruz. — |çok koçarak yan.'o'ta geldi: çok| *— Babam sağ ru, iyi, mi, ne giddetli ve anf olmuş Civardaki köy|Zaman gelecek, nerele gördünüz»? lerin bir buğday ihraç merkezi o -|Diye bize sordu. lan İzzettin istasyonunda, buğday -| Kendisine, babasının yolda oldu- -Jğunu ve onları meraklandığını an - lattık. *— En kötü sarsıntı Sekili'de ol- -—mlvıınıı yıkıldk amma, candan du, İstasyon tladı. Ağaç -|Hayıbımız yok. Bız de Babamı me Jar devrildi, m;:vım yıkıldı, (Faklanmışık. O zağ olsun ” da her telefon hattı bozuldu Dere taştı. iki|9E€Y kolay... Varayın: anama , ha -| ber vereyim de içi rahatlasın! De- di. Haydarlı'da zelzele ikindiye ya -| km olmuştu. Kösker mıntakasında öğle üzeri olduğunu öğrenen muh- ftar, bize sordu: «— Acaba böyle sıra ile uzayıp, gidecek mi? Sonra bizim kendi kendimize bi-| le sormaya cesaret edemiyeceğimiz 'bu suali unuturmak için samimt bir. 'sesle ilâve etti: «— Bizi zaten yıktı. Bütün hın - F vanımı kendisini evine kavuşturmak| ti Sat 9 a doğrü kapıya gelen me /murlar birdenbire içeriye girmişler 've derhal salona koşmuştardır. Ani olarak içeri'dolan momurların kar -| 'her Çinli tam bir emmniyetle şöyle —0 Grerinde bulimn oyun kâğıtları '*"'“""v“*'“" |25 lira para ve bır kısım kumar fiş- — Dötün teçhisth, 1 İleri müsadere e )lniş salonda tu- lıkalkll'lv!t,Nıvı.kılAnıll('ıllld.'l'ml.n'_Ml ü h e ka marbazlar, Celâl, Ardeyak, Vehbi, Vladimir, Ruhava, Arbile, Sofiya, Mehmed ve Yorgi'den ibarettir. i Suçlular tanzım edilen evraklarıy Ha AAA Y Galeetk. b barabar aeihad kadlafa bekanı Das| Dün şehir dışına aa eee e. Taşdn Halk miştir. (Birinci sahifeden devam) Yeni adli 320 SÜf aati 930 a doğru sis dağılınca yapıla - Tebligat Sistemi mayan vapur seferleri yerine bir biri ardına hareket eden vapurlar ( Birinci sayfadan devam ) geçirdik. Bunu okadar üstün bul - halkı Boğaza, Sarıyere ve Sulara duk ki kendimize benimsemiye ka - Asya dev-| letleri arasındaki yakınlık ve kar- deşliğe ve Saadabad paktına da te-| mas ederek: ibaret bir sözdür. Fakat bunları bir| /hesap muadelesi gibi darbedecek 0- lursak, kahkaha, gilr, yorgunluk, ö- Pücük, ışık, yalan, elem, birleşme 've titreme çikar, Vakıa bütün bunlar ve bilhassa birleşmek titreyişi bir hiç — âhes, bir yorgunluk olabilir. Fakat, bütün (lnsanlığın maecrası beşeriyetin di - |dişme ve uğraşmaların sonu uzun bir yorgunluk değil midir? Madem ki kadınlar, hayat şartla- rının yorgunluklarını mühimsemi - »yorlar, acı hakikate şaşı bir gözle ba- ikarak, yalnız: Sevilmek Okşanmak! Öpülmekt İstiyorlar, o halde erkeklerin, Hav İvanın bu havai meşrep, bir kahkaha, İnın ruhu kadar şen ve şuh kızları - 'nın emel ve arzularını hakikat yap- mıya hülyaların a Çça- lışmaları Vâzımdır. Erkekler, kadının yenilik, deği - Şiklik, ihtiyacını — doyurnalıdırlar. Kadını, genç kızı memnun etmeki Jateşli arzu Aını söndrmek, onlarla| güzel kokulu bir çiçek gibi meşgul jolmak erkeklerin en başta gelen va-| zifelerinde olmalıdır. “Aşk oynunda muvaffak almak için bir erkeğin değişmesini, hüviyetini! FE YİRER t f $ ğ Tüler vardık Çoluğunsuz çocuğumu -| zun hayatından, evimizden barkı - - |lunuyoruz. Burada zelzele Haydar taşımışlardır. Hiristiyanların paskalya yortu - Tar verdik. Romanyada ceza, hukuk, mal be İsuna tesadüf eden dünkü pazar gü- yanı, davacı, suçlu, şahit gibi vazi- yetler için 17 türlü celpname vardır. Biz Romanya sistemini benimsemi - 'ye hazırlanırken bunu ancak 13 mik tarına indirdik. lcnı buralardan alsa da bari — diğer toprakları zarara sokmasa.,.» —.. Çiçekdağı mıntakasına girmiş bu- h'nin içinde kurulmuş olduğu va - nü, Balıklı mesitesinde fevkalâde tePdül etmesini, bilmelidir.Başka başi bir kalabalık toplanmasmı intae e- Kâ #damlar gibi görünmek ilmine va miş, yemeklerile - beraber —Balıklı *f olmalıdır. Bir genç, sevdiğinerast kırlarına çıkan aile grupları tabiat Beİdiği zaman, başka bir insan bis- dekoru içerisinde yemeklerini ye - SİNİ verebilmelidir. Bu hiasi Veren mişler, yer yer çalınan gramofon. |€Kek, aşkta muvaffakıyetin ilk &-| larla akşam geç Vakte.;kadar oyna-| GiMünı atmış demektir. Kadınlara bir askeri nelinden kurtulmak, ma-| Baraya iltica etmek ister, — Yan taraftaki küçük kilisedee- ki freskolar: 1 - Mavi bir zemin üzerinde iki azzin tasviri görülür. İsimleri si- linmiştir. Sağdakinin arkasında u- zunca, kırmızı renkli ve kenarları sırma şeridli bir gömlek ve yeşil bir manto vardır. Soldaki aziz, bir muharib musavvardır. Bu, ihtimal ki Mikâildir. Güzel siması, kıvırcık saçları calibi dikkattir. Mavi göm- leği üstünde sarı bir zırh vardır. Kırmızı renkli geniş bir manto o- muzlarına atılmıştır. Sol elinde bir hançer tutmakta- dır. Hançerin kını kuşağına asılı - dır, Sağ elinde, amuzuna dayanmış kocaam bir kılıcın kabzasını tut -| maktadır. Japonlar nasıl G Film çeviriyorlar (5 inci sabifeden devam) onlardan aşağı değildir. Japon filmlerinin en çoğu vatan duygüsunu uyandırmak, vatan sev- gisini arttırmak için yapılmıştır. Japonlar, menileketleri, arkları ve cedleri ile iftihar ederler. Japon senaryocuları, daima seyircilerin vatana, millete karşı sevgisini art- tıracak mevzular ararlar. Bazan Sa- murai devrine aid efsanelerden il- ham ahırlar. Bu stüdyoların birinde, Kavara- zoki Şojura'yı film çevirirken gör- dük. İpekli kimonosu ile - eidden takdire değer bir sanatkâr... Japon artistleri ve sahne vazıla- | 2 - İsmi okunamıyan harib. Kırmızı bir güm Sarı bir zırh ve mel mantosu vardır. Sol € m, g01 elinde de kı rak vardır. Kemerine büyük bir W 8- İki azizi musav siyah sakallıdır. Mavi Bİymiştir. Menekşe vardır. Sağ elinde bir #j Bunun ismi silinmemiştir. lir; Sen Tomas... Sağdaki beyaz sakallı dır. Kırmızı görnleği, yesi ) tonun altında hemen hef lemiyecek bir halde ü kunamamakla beraber olması mühtemeldir. — ) 'TAŞTAN OYMA TE Beyaz mermerden ve sanatkârane yaplmış ©* pervazının ortasında var. Köşelerin her iki melek, ve üst tarafi Metohip ile hem asır * nikes» e ald bir mezer Wt Ki Akşam neşriyatı : / Saat 17,00 İnkılâb tafi 'Üniversiteden naklen MA | isat Bozkurt, 18,10 Çocuk 've haftası münasebetile © geme kuruğnu namına D &i Halkacı (Boş Midelei / 'j masal Bayan Nine Borsa haberleri, 20,00 |daşları tarafından Türk #” |halk şarkıları, 20,45 Havf (20,48 Ömer Rıza taral 'söylev, 21,00 Fasıl £az B rahim ve arkadaşları (Saat ayarı),21,45 Orkesti İla dens musikisi, 19,15 ÖP 'diye takib ederek ilerlemiş. Bu se- iyir, memleketin bir köşesini harab eden bu zelzelenin ilmi tesbitini ya e Pacak olan jeologlarımaz için üze - 'vardı. Artık duramadık. Üç arka -|rinde durulmaya değer mıntakalar. rı bizden pek çok sabırlı. Bir sahne- Sen-ssens: yi on defa, an beş defa tekrar ettik- leri oluyor. Hiç sinirlenmiyorlar, Ak törler yavaşça ve her kelime üze- rinde durarak konuşuyorlar, Bir de baktık ki İsviçre bire in -| mışlar, dansetmişler, ymi: «|karşı bazı yumuşak, şefik ve tatlı, dirmek imkânını butmuş, bi.z de o.'dir. Te bazan da şiddetli davranmalıdır Fa- 'nu aldık. ğ Topkapı haricine taşan.insan ka- YAt bu şiddetin içine ruhu — ısıtan Celpnameler, bir taahhütlü mek-| labalığr ise Topkapı kulübüne aid Pi hararet katmayı unutmuamalıdır. tup şeklinde postaya — verilecektir. Spor sahası etrafındaki çayırlıkta A$ka kaçımlacak şey yeknesaklıktır. v : idar biridir. Nüfus işleri (Ayrı zarf yoktur. Celpnamenin bir toplanmış, Dutluk denilen ağaclık- tarafı yapıştırılarak zar? şekli veri- ta hemen tesis ediliveren ocaklar - lecektir Posta müvezzünin celpna - 'da yemekler yapılmış, aile grupla- | Her zaman ayni sakne, ayni dekor, ayni jestler, ayni muameleler, Aşkı soğutur, Bunun için randevü zama -| Kavarazoki, Samurai — temsil e - diyordu, Ve bir kılıncın demirine yavaşça bir toz sürüyordu. Jestleri ©pera ve ÖŞ çaları, 22,50 Son haherlef günün programı, 23,00 dayım. Kursağıma hiç bir şey gir - me ile biç alâkanı yektur. —— Bung Ti böyük bir neşe içinde tabatle IDi gününü, saatri değiştirmeyidir. |0 kadar tabli, o kadar asii idi ki tak | DN NNN YOCUĞ : medi Acaba bizim Haydarlı'da bir ğ ./başbaşa gezmiş ve eğlenmişlerdir. me Gefa Dir taşıdiklan sorre ayrş |G ü d çe ziyan varmı? Hiç bir şeyler duydu-!yan 'e fazla Telei n devem) Jkapalı bö BŞ LA E . | Oi çiviri bülki lbedelı e. serite öynl yerde Bolopmak bübe A ürtüra AĞ setoei dare ! Şe * 'en fazla halkın şikâyetini celbirecektir O, ,ya,ltuz, «kâlğıdın zım-| f -4 me benziyen harectler, evvelce | filmlerinin Fransada gösterilmeme- n gln aa 'eden Samatya nüfus memurluğu ye| balı, ,kıı,miyle meşgul olacaktır. “İdiYeköy mıntakasındaki kır ka -|4 di 'zeyi ta . İSino Çok tcessüf ettim. Biz gerbli- | TUR! HAYDARLI 'ni binaya nakledilmiş ve bu şube- Celpnameyi zımbalı kı.am - imzası “MOlarını istilâ etmiş, göze çarpan Söylenmiş sözlerin tekrar, zeyi ta - dti Dü alllelin. binlerce "ei TIYATE Yem veşil bir vedi arasında olan|nin başına işten anlar ve tecrbeli(mukabilinde ve bunu sit olduğu Müthiş bir kalabalık,, likör fabri - tİtaş öpücüklerin, yeniden derlen - ananelerine nasıl sadık kaldıkları, bu şirin ve güzel köy, hemen hemen|bir memur getizilmiştir. " hai lll MEtce İ Laee dK fağieeli Sivtipe |D ŞN Saki Hilyülır 'val TaeeiR o aa ee kıskançlıkla - "; famamen harab olmuştu. Akpınara| Faik Haracioğlu bir muharririmi-İcektir. Bu sayede sürat. tasarruf te YaYılmıştır. *w-'m,',,î“""" TeT san K Cne a ait oküs Hakkı Rüşen aked yarnapir harablık... Yalmız insanİze eçalışmalardan azami randımân İmmin — edilecektir. 'Bu / günl, Şebrin bomboş duran ana cadde- BT L T üele ge B FŞ Jan Müra — | Madmazel Miçe Pençel * kayıbları azdı. Yedi kişi... Bir ci -(alıyorum. Önümizdeki yıl - içindeledliye teşkilâtımız posta idare:| Ti akşam geç vakit Kırlardan dö-| n ğ Birlikte —— a ü a - İnci i n esab eğlel Mazet, bir vataridaşı yök ettiği za -İbir çok nüfüs dairelerinde yeniden|sinin 91,000,000 tebliğ yapmak için vem insanlarla nakil vasıtalarının /| Sözün kısası Cai GERA L KİRED U G İki oyun birdefi man Veya €k bir ölüm karşısında ıslahat yapılacaktır. demiştir. İsartettiği parayı yalınız 9.000,000 teb Falabalığına kadar hâli vaziyetini î:.'ânâ:m ö eeelnden Solan çiçe kpiyes İ - " ğ hafaza etmiştir. İ pi Göbi duyduğu acıyı mikyas tularak ye- Soy adı almıyanlar liğ için sarfediyor, Hem de iş daha Y OPafaza Kitabların hesabı di misli kederi burada aramayınız : Akpınarın kadın ve çocuk 52 ölüsü, bizim bir anda bötün müşterekenbir. elem duyma hislerimizi doldurmuş- yavrudan tutunuz da ,yetmiş ya - Şındaki nineye kadar bütün yaşlar daki insanları öfim halinde hiç| gördünüz mü? Yavrusuna meme ve rirken dıvar altında kalarak ve ken, Diğer taraftan 2525 sayılı kanu -| 'nun verdiği müddet içinde soy adı ıhıvın'mdıılınuddmhn;ı karılarak kendilerine birer soy adı verilmektedir. Listelerin bitirilmesi dlînmlllhdüımeıl—lmıhı- Çok yakın bir zamanda soyadı al- mamış hiç bir vatandaş bırakılmı yacaktır. | Kâğrdhenenin her sene olduğu Bibi bu yıl da fevkalide rağbet gö- receği anlaşılmaktadır. Getek Be- yoğlu, ve gerekse Halic civarı hal- İyavaş ve fena yürüyor. Bugün adliye, tebliğ için senede) 700,000 lira sarfediyor. Posta — ve telgraf ile ilerliyen Şir anlaşma mu-|kından mühim bir kısmı 'dün san < tibince bu vazife yeni sistemde 200) dallarla Kâüğıdhaneye — gezintiler 250 bin liraya görülecek, tasarruf| yapmışlar, derenin iki tarafını sa- edilen yarım milyon İira, evvelcelran büyük çayırlarda dehşetli bir, de yazdığımız gibi, adliye kâtipliği-(insan kalabalığı bu rağbetin en bü- ni bir meslek haline koymak - için|yük delilini teşkil elmiştir. — Aşk bir kadeh içkidir. Sathı tat- h, ka'rı acı... katra katra tatmalı, fakat son cör'alarını içmemelidir. Münir Süleyman ÇAPAN zgün gideceği cihetle deniz mev- simine kadar kırların fevkalâde Tağbet göreceği, vaktile kapalı ka- lan şehir halkının pazar tatillerin- de bahçelerden istifade edeceği an- sarfedilecektir. Havaların bundan sonra -daha İlaşılmaktadır. P Ben köşeyi döndükten sönra — #iz'az sonra beni takip ederseniz. Bu suretle ©- yordu. |, Odada yalnız kaldıkları zaman nu gözden kaybetmemiş oluruz. zil onun gittiğini bildiri- Sonra kerdisinden emirler bek- doktor: lere benzeyen doktora dönerek: — Mösyö Sövernenin cesedini o- dasına “nakledebilirsiniz. şüpheli değildir. Yalnız bu — Fakat neden şüphe ediyor? Diye sordu. Muavin Durkhelm Ölümü,elüe anlaşılmaz bir işaret yaptı. odada-'Hep pençereden sokağı gözetliyor- ki eşyaların hiç birine Ilişmiyecek-|du. Doktor devam ediyordu: siniz ve kapılarını da Bıkı, sıkı ki- — Halbuki hâdise gayet açıktır. litliyeceksiniz, Servis merdivenine|Bu intiharın sebebini ya fazla ça- açılan kapı ihmal edilmesin. hışmağa, yahut da bazı husüst - ve| İdul-Mesinde “yapılan suikastten san mektir. Bu işle alâkadar insanlar ira hâkimin yüzünün aldığı mâna- bu ölümün tahkikatile kimin meş- iyı gözleri önünden uzaklaştıramı-'gul olacağını anlamağa onu memür iyordu. Bu yüzde o gün şahsi ve hu- etmişlerdir. susi bir kederin ifadesi vardı. Achille Bastien sustu. Bir dakika, | 'Doktor sant hakkında söylenilmiş Mülühazadan sonra: İ'u!.ın şeyleri de makul bulmiyordu. — Yahut da, diye ilâve etti. O Birden Durkheim perdeyi bırak- DİZİ değil de bizden evvel yukarı- 'tı. Achille Bastin'yi görmüştü. Şim- Y9 Selmiş ve bütün bu işleri yap- |di aşağıya inip ona iltihak etmek !9 Olan erkek veya kadını gözet. Zamanı gelmişti. için buraya gelmiştir. O hal- Doktora acele ile selâm verdi. İh-(d€ niçin?... İtiraf ederim ki — olan |tiyar oda hizmetçisinin kendisine Piten şeylerden ben - bir noktasını| İyol göstermesini beklemeden dışa- bile anlayamıyorum. ı fırladı. İki dakika sonra şefinin| Sustular. Ve bir ağacın göğdesi yanında idi. Jarkasına barınarak dikkatle onu O sokağın en karanlık bir köşe- Sözetlemekte devam ettiler. isinde duruyordu. Muavininin ku-| Bir çeyrek sant sonra ihtiyar yerin- İlağına 'den doğruldu. — © bizi görmedi diye fısıldadı.| — Evvelü — gazetesini, — büyük| Yüz adım kadar gerisinden, A - ebille Bastien ile muavini, onu takib' etmekte idiler. Yürümekten usan- miş olan müavin: — Biz! bu herif daha nerelere ka- dar peşinden sürükliyecek? Diye, hiddetli hiddetli söylendi. O, sanki Dürkheimin bu sualine ça- buk cevab vermek istiyormuş gibi gidip bir kapının üstüne oturdu. El-/ lerini pardesüsünün cebinden çıkar- mış olan ihtiyar, derin bir tefekkü- "M“DIIF bmıiyudu. Achille BlbW — Hoppala!... dedi, bir bu eksik- 'ti Bu herif de muhakkak bir illet | 'var... Böyle, hayatını tokak kana- | pelerinin üstünde geçirmek illeti... Burada kimi bekliyor? Acaba biri- Siyle randevusu mu var. Hiç görünmeden ona yaklaştılar İDaha doğrusu ben böyle tahmin e-|bir itina ile katladıktan sonra etra- 'diyuıum.Çünkübuukumdıkılı—hnıhlrknhlhhhnnudınye— ve saklı bulundukları yerden onu gözetlemeğe devam ettiler. Kütüpbhanenizin bir rafında üzer- lerinde 1 den 15 e rakkamlar yazılı bulunan 15 kitab vardır. Aklımza gelse de her gün bu ki- tabların yerlerini değiştirirseniz... İki defa ayni vaziyette bulunmamak şartiyle bunu ne müddette başara- bileceğinizi mcaba tahmin edebilr misiniz? Bir ayda mı? Altı ayda mı? Bir senede mi? Hesab etmişler ve şu netifeye var mışlar: Bu on beş kitabın sırasını her da- kikada yer değiştirirseniz, mümkün bulunan her bir vaziyeti bulmak i- çin 2.487.996 sene lüzummış!... İsterseniz tecrübeye kalkışınız!... 12344567189 UN ZARBI! 123456789 rakkamını 3 ile, 6 ile, 9 ile hiç zarbeylediniz mi?... Tecrü- be ediniz. Hoş neticeler elde ede- #Aavaie, ö | Tabta kanapenin üzerindeki * Herkesi selâmladı. Ve bir kolu şahsi kederlere atfetmek lâzımdır. YOTUZ. Hem bakalım daha ne ka- SKM Bübte Fd yere kadar sarkan müfettişe bir ke-| Muavin Durkheim hep ayni sü- bile bakmadan odadan çıktı. Bir.kütu muhafaza ediyordu. Ve Ab- AA RüĞüA * dlePe düle EZÜÜ zaman burada kalacak. Eğer|metine doğru ilerledi. Meclisi me-| Mhmhnbummeşm&nrakw Mmmmhkuh&md&mwhwum he ö iyar, sanki uyukluyordu. Fakat ba- Şiyle yaptğı bazı Soyulan hırsız komedi Halk gecesi, — Localaf 'yer 20 paradi 10 ; ddd 4 Mayıstan itibaren en Vp rolarda ve şehrin ber © AŞK RESMİ GEÇ Büyük Paramunt opertf |) sillerine başlanıyor. N * HAK oPeF' Tel KURULUJU rosa ARTANSU. Pazartesi akşamı 9 dü Süreyyada

Bu sayıdan diğer sayfalar: