1 Mayıs 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

1 Mayıs 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TeT .- SFOFPTFLEPRR — 1 Mayıs 1028 ————————— . - ERKEKLER Yaşlı görünmekten çekinirler mi? Kırkını geçkin bir erkek saçlarını boyar, yüzün- deki buruşuklukları masajla kaybettirmiye çalışırsa..! Erkekler yaşlarını saklıyorlar demek hakkımız değil mi? Yazan: Suad DERVİS Bugünlerde lâtife ederken «ğzum- dan şu 8öz çıktı; «Erkekler şimdi kadınlardan da- ha fazla yaşlarını seklıyor>. Dedim. Hay süylemez olsaydım, Doğru söyliyeni dokuz köyden ko- varlarıış, diyen atalar sözü meğer | ne hi : vı;g:yg;a— köy koğulmadım am- l ha ma eksik olmasın bütün yevmi ga- | zoteler bu sözü kalemlerine dolayıp | bana, benim yüzürnden bütün ka- dınlara hücum ettiler. — Azıl yaş saklıyan — onlardır... Biz yaş saklamıyoruz. dediler ve bunu yaparken bir ka- dma karşı gösterilebilecek beynel - milel en fena hareketi yaptılar, Be- nim doğum terihimi (hem de ma- azallah tahrif edip beni olduğum - dan daha yaşlı gösteren bir şekil - de) gazete sütunlarına geçirdiler. (Bazı erkeklerin y(aınızoîurc ireğime indirecekler-|tuvaleti üc seat Sürer.. di!“ TUT n Bunun sencebl ı?ı)ll!l_l genci Bunun üzerine ben de erkeklerin. SE AĞ genç kalmâk arzusunu kadınlardan| Yüzüne kaynar havlular sardırır, daha büyük bir hırsla besleyip, bes- bu surd'le yüzünün yumuşamasını, lemediklerini, yetlniz kendi müşa- açılmasını, iyi teneffüs etmesini ve hedelerime istinat ederek değil; bir bu suretle kart değil, bilâkis - terül de erkek berberine müracaat edipİtaze görünmesini temine gayret e- onların güzellik meselelerile olan|der. Ciltlerine krem sürdürenler, alâkasını yakından tonyan bir (mü'yaşlandıkça kalınlaşan — kaşlarını tehassısın) fikrine müracaat ettim. yolduranlar, burunlarda, kulaklar- Erkek müşterilerini güçendirip ka- da peyda olan fazla kılları itina ile çırmaktan çekinen “bu — arkadaşın|kırptıranlar say Hele etkek- burada ismini zikretmiyecek, sade-|leri en ziyade korkutan şey saçla- €e isminin baş harflerile iktifa ede-|rm eksilmesidir. Saçların eksilme - ceğim. sini yaşın ilerlemesine , bir. işaret Kendisini Şişlideki du’)ııdr.mmizannnrır—ııor ve sa, dök €n tenha olduğu bir saatte buldum. başlayınca hemen bir korkudur an Hemen kadınlar tarafına geçtim ve|ları sarar. kendisini yanıma çağırarak ziyâre-| — Ne ilâç yapalım?... Ne süre - timin sebebi anlattım ve kendisine|lim?... Ne ilc yıkayolım?... aşağı yukarı şu suali sordum: Derdine di r. Ben bir tanıl- — Erkekler yaşlı görünmekten'miş gazeleci bilirim müşterimdir. Ççekinirler mi? *Vak:ı, vakit bana gelir. Şakakların- Bu sualime muhatap olan Bay da çıkan beyaz telleri bizim çırağa ©. K. hiç tereddüt etmeden; teker, teker yolduruz. Meşhur - bir. — Evot cevabını verdi. Erkekler avukat vardır müşlerim. Dükkâmı- yaşlı görünmekten çök çekinirler. ma ilk geldiği zaman kırkına yakın Mesleğim icabı tam on beş senedir|posbıyıklı bir zattı. Kırkma geldiği onların bu zâflarını yakından öğ - zaman bıyıklarının ucunu kestirdi rendim. Benim bir bayanlara, bir Bundan beş sene evvel de tamamı- de baylara — mahsus iki salonum ni tıraş ettik. vardur. Diyebilirim ki erkekler he-| Üç senedir de saçlarını boyarız. men, hemen bayanlardan daha çok|Yüz tabit buruşuk amma, onu da güzelliklerine, bühassa gençlikleri-|masajlarla, kopmreslerle tazeleş - ne düşkündürler. tirmeğe gayret ediyoruz. İnanınız Buraya gelen müşteriler — içinde bana omu ön sene evvel görseydiniz| bayanlar ekseriya bize ondülâsyon,| bügünkünün babası sanırdınız. Öy-| kodafer, altı aylık ondülâsyon, ya-|le bir gençleşti. hut manikür... Pek, pek te makiyaj| Hele bir doktor da vardır. Meş- yaptırırlar bu kadar... Halbuki er-|hur bir profesördür. O da cildine kekler öyle midir ya? En az itinalpek düşkündür. Cildi bozulmasın &der görünenleri bile: diye hususi sabunlarla tıraş olur.. — Aman tıraş pek acıttı. Bana Tıraş olduktan sonra şöyle kendisi- Bır sıcak kompres yap, der, ni yan gözle aynada bir süzüşü v 5 Diyebil!, Anlaşılan, tedbir ile takdirin seyrini değiştirmek kabil değil, Her şey mağlüp edilebiliyor. fakat, bütün mücadele kuvvetlerinin feykine aşan ve ilk günden son güne kadar insan üzeride hükmü- nü süren talihi yenme imkânsız. İyi ise iyi, fena ise, fena, İyi iken fena olmak ta, fena iken iyi olmak ta yalnız kend kendisinin elinde. Ah, bu maküs talihimi tersine döndüğü ve beni sadede saadetle arkadaş bıraktığı günleri ne zaman göreceğim?.. TEylül » — Kurtarmaya çalışacağız. Fakat, çok geç kalın- dığını da söylemek vazifem. . — Efendim. Bütün kabahat buradaki döktorun. Daha evvelden teşrifinizi rica etseykli şüphesiz der- hal zatıalinizi davet ederdik. Biz temamile kendisine âlâkadar oldu, her İtimat ettik.. — — Neysce.. o geçti, artık geleceği düşünelim. No: — Do0 g dir... Vallahi değme kadın altı ay-| lik - öndülâsyonu açıldığı zaman kendisini o gözle rüzmemiştir. Erkek müşterilerimden hemen Bepsi dükkâmma girdikleri zaman . No kadar İpil niz. Adeta on yaş gençleşi buzğünlerde... Sözünü duymak İeterler... Pinponlar gelir, bir tıraş olurlar. Saçlarını ihtimamla taratırlar — ve sonra aynada kendilerine şöyle bir bakarlar: — Kırkım) ı fazla — göstermem ya!, Demek istiyen bir bakıştır 6... TÜRKiYE | Hakkında | Bir makale Romanyada çıkan Curentul gaze- tesi «Şarkta bir cevelâns başlığı al- tinda neşrettiği bir yazıda ezcümle, şöyle diyor: «Türkiyeyi keşfettim. Balkan Antantıran Matbuat kon- feransına iştirak etmek üzere bir: kaç arkadaşımla birlikte İstanbula davet edilmiştim. İstanbulda geçir- diğim bir hafta, görmek ve tahkik' etmek için iyi bir fırsat oldu. Yedi| Bünlük ikametim, hayret ve takdir uyandıran sürprizlerle dolu geçti. Bize karşı kardeşce vö soh derece üne misfirparverlik gösteren mihmandarımız iki arkadaşı rıhıtım üzerinde kucaklamaktan kendimi alamadım. Benim bu jestim, bize karşı gösterilen nezakete ve yüksek HİKÂYE Bügün İstanbula geldim. Vapur- dan iner inmez ilk işim mezarımı ziyaret etmek oldu. Evet, kulakları- nız aldanmıyor, yanlış ta söylenmiş değilim.. Moezarımı ziyarot ettim... Kendi kendimin mozarını, yani yı tığım toprağı, başında iki kararmış) taş dikli, toprak yığınını görmeğe gittim. Bu kocaman, kabataslak yontul- Müş taşlarda benim gibi ihtiyarla. yıp i'tikâle uğramışlar, bellerini bükmüşlerdi. Sanırım ki, kuvvetli bir frtina, bir hayat rüzgârının ba> yaptığı gibi, bir gece kuvvetlice esiverirse onları da scedeye kapata- bilir. Zira, onlar, Allaha giden yo - apısında bulunuyorlar. Ve bü varlıktan ileri gelri eşiğinde beni bekledikleri hayret olan cihet, bünyece tam ola- beni temsil ettiklerini sanıyorlar ve| rak teşokküil eden bu milletin has- akdanıyorlar; çünkü, başma yan ge- (Devamı 7 inci 'sahifemizde) dip yaslandıkları toprağın — altında Kocası ile IT Yazan :ıııııı ben yokum... de, ne dediğini bilmiyen bir moczu- İbum. Geldiğim yer Şarkt Anadolu- nun en icra bir köşesidir. Oraya dumanı üstünde bir delikanlı olarak kaçtım. Şimdi omuzları çökük, saç- ları dökülmüş, eskimiş, rengi atmiş eski bir salon kanepesi gibi kırık, harab ve bitkin dönüyorum, Bilmi- yorum, nedon... Sanki bu mezarda hakikaten ben yatıyormuşum gibi geliyor bana... Yabut ta çok sevdiğlim bir insan şu i toprak yığının altındadır. Mazi ile başbaşa kalmak, bütün hatıraları bir meydan muharebesi- İne çağırmak için mi bu kimin oldu- İğunu bilmediğim — mezarın başına geliyorum? Dudaklarımı büker, yi- 'ne müsbet bir şey söyleyemem. Yal- nız İstanbuldan uzaklaşmadan evvel de birkaç defa bu tümseğin başu - n: hayret disiplin, 'Te Elli yaşında baylar tanırım — Saçlarımızın da döküleceği ya- şa gelmedik amma.. Neden bü saçlar dökülmeğe başladi? Herhal- ide kafa yörgunluğundan diye şi - kâyet ederler. Siz de hemen hata-i retle tasdik etmezseniz fena halde| kızarlar, Benim mesleğime taallük etmezi amma gördüm de söylüyorum. Er-| keklerin içinde' yaşlanıp Şişmarila-| nf kalıp genç görüne - bilmek için genç İizlar gibi perhiz edenler pek çoktur. Bütün bunlar bek İberber Bay O. K. söy Acaba o da yanılıyor mu? Bile-| memi. Büğün Evinde » Yanan çocuklar ngiliz gazetelerinde okunduğuna |göre İngilterede Kovantride yapı - lan bir düğünde âdet olduğu üzere gelinin arkasından giden çocuklar- dan on altı yaşlarında bir kız ile al- tı yaşlarında diğer küçük bir kız-| |cağızın esvapları tutuşmuş, ateş güç| halle söndürülebilmiş ise de çocuk- lar götürüldükleri hastanede ertesi igün ölmüşlerdir. Evvelâ gelinin u- zun clekleri tutuşmuştur. v1> 0: İdan sonra çocuklara sirayer mrniş- tir, Âdet olduğu üzera çocuklar ge- linin eteğini tutuyorlardı. - Gelinin, 'de vücudü kısmen yanmış ise de| tehlikeli görülmemektedir. Gözdeler Saltanatı 118 Tir almaz uzun bir. Çekti, vehameti kavradı. Hasta ile-umun 'boylu tarafını dinledi. Fakat, dodiği gi- bi, tedavide çok geç kaldık. Hiç hasta, bu doktor adı- nı üniforma gibi taşıyan, doktorluğun. «D» sini bil- Siz hemen bu ilâcı yaptırınız... Bakalım ne ola- miyen harife emanet edilir miydi? Fakat, işin büyle cak?.., Talat Bey Vecdetle . bir kenanda konuşuyorlar. Mıymıntı doktor da hastanın yanında. Olmaz olsun! İhmal ve abdallığı yüzünden adamcağızın kanına gir- di. Mademki; beceremiyecekti; niye vaktile bu dok- doru getirlmemizi söyledi?. Eğer, yine Çorumdan — Diyor. Fakat, doktor getirimeyi ben söylemeseydim, demek Selim şüphe etmiyorum. Bey bu sersemin elinde ölüp gidecekti! Tâlat Bey, — Yine şedit bir Selim Bey bir olacağını ne biletim?.. tocrübenin kurbanı oldu. — Gece — Ümid yok. Doktor: — Bu geceyi ve yarını atlatabilirse ötesi kolay.- bunu boş lâf., diye söylediğinden buhran geçiriyor, boyuna sayıklı- doğrusu çok iyi bir adam, Doktorun iyiliği, kudre- yor, mırıklanıyor, arada bir sesini yükselliyor: *ti dezhal belli oluyor. Daha hastanın nabzım eline a- — Vecdet... Vecdet... cuna geldiğimi hatırlıyorum. Köyün, küçük ve tenha mezârlı- ğında yatıyorum. Yahut beni ölmüş bilenler mezarımın burası olduğunu| zannediyorlar, Ben ölmüş bir adamım. Ciddi söylüyorum. Niçin kaşları-| nızı benim aklımdan süphe ettiğini- zi gösteren bir hayret ve tereddüd- le kaldırıyorsunuz? Ayakta duracak halim yok. müsa- —— — — izinli idim. Bayan bana dedi ki: — Bu akşam Çaplin beni görme- ge gelecek. Ben kori ü Âşıkı yüzyüze Genç kadın kocasının ölümün- den müteessir oldu mu, olmadı mı? Bu da bir mes'eledir ederken alt tarafı bugüne kalmıştı.| Hizmetçi kız Lidya mahkemede ifa- desine devam ederek yaşlı efendisi- nin hastahaneye gilmesini ve ka- dının âşıkının eve geldiğini anlata- rak demiştir ki , — Şubatta Kaserley gene hasta- hanede bulunuyordu. Çaplin bir ge- ce köşke gelerek kaldı. - Kaserley hastahaneden çıkarak evine geldi ten bir müddet sonra martta - gene| hastahaneye gitti. Sönra 22 martta karısı giderek kendisini hastaha - neden aldı, eve getirdi. Bir gün sonra da adam ölmüş oldu. O evde yokken Bayan Çaplinin yanına gi- diyordu. Ben de beraber gitmiştim. | Kocasi hastahanede iken bayan'biri v ya l L Ka Ddına geletek gün Çapline dedi ki; İolursa kendisile bir iki dükika gö- — Çocuğum olacağını bir mek - 'rüşebileceğini haber veriyordu. Ben tupla kocama bildirdim. bu kâğıdı Çaplini bulup kendisine Martin 23 üncü günü Kaserley verdim, Çaplin de bana gidip ken- saçını kestirmek için sabahleyin dı-/disini görmeğe çalışacağını söyledi.| şarı çıkmıştı. Geldiği zaman karısı|Ben o gece izinli idim. Ertesi gün Hizmetci kız. Lidya uzanmış yatıyordu. Ona bir sine- tekrar köşke döndüğüm zaman 0- çN ğ anrasaa | TAYa gilmek Istediğini söyledi. Ka-İrada polis memurlarile karşılaş - İngiliz gazetelerinde m'd“!“-,ı-uı da merak edilecek güzel bir'tım. ? İN müz bir cinayet muhakemesi lıfı*'ıh'ıim gösterildiğini anlatarak .,ıidipW — © zaman bayana bir şey söyle- lâtinı dünkü Son Telgrafta hulâsa'görmesini tavsiye etti. Ben o akşam| (Devamı 7 inci sahifemizde) Eğer başkalarının sana malik| olmasına müsazde edeceğimi zan- nediyorsan delisin!. Nihayet ssat yedi, evden çıktım. Ber çıkarken bayan Postaya verilmek üzere bana - pirl İmektup uzatmıştı. Nana da sordu: — Eğer çaplini görecek olurs. kendisine verilmek üzere sana bir kâğıt versem olur mu? dedi. — Bu mektupta ne yazılıydı? — Bayan yazıyordu ki eğer o ak- Bugün | P E K sinemasında 2 büyük film birden 1-Meşum Gemi ii Dişi TARZAN Fransızca sözlü, renkli film Türkçe sözlü aşk ve macera filmi tenzilâtlı rek, di - —— meselet. Hele, öleceğini biliyorsa, bütün gayretleri- mizih nafileliğini hissediyorsa buna ne diyor? Çok hazin yalmız hazin değil, feci bir sahne! Demin Voe- deti, daha evvel Melâhati, şimdi de beni yanına ça- ğırdı, hiç bir şey söylemeden alnımızdan öptü. Bun- lar veda buseleri mi?. Öğleden sonra Doktör odanın içinde ayakta dolaşıyor, şen gö- Yünmeye, bize teselli vermiye çalışıyor. Boş, değersiz bir gayret! Dakikalar sayılı, İnsan ölümün yakm- , lığını gözile bile görebiliyor. Diyor. Oğlu kadar babası da öona düşkün... Vecdet bir tarafta ağlıyor, Melâhat, Nebahat, e— Gece yarısından sonra — — Nevzad da boyunlramı bükmüşler - masum masüm Ömrümde bu kadar sıkıldığımı, azab ve ıztırab babalarının kurtulmasına dua ediyorlar. Hele, zaval- duyduğumu hatırlamıyorum. Selim Bey ölecek ga- l1 Melâhat, içli kızcağız!. İki gözü, sanki, iki çeşme.. Hiba! Vocdet, doktoru uyandırdı, getirdi. Adamcağız, İ bizı oyalamıya çalışıyor. Belli ki, iş işten geçmiş.. — — Vecdet. Yavrum. Gel.. Zayıf, takatsız, kesik kesik bir ses, Elem veren bir . 3 Eylül — Gaveti. Vecdet, hemen babasının yanına gitti, biz de Ölüyor. Bu muhakkak, Hiç mecali yok, Avurdu OT takib ettik. z Ğ avurduna çöktü. Rengi sapsarı- Başını bir parçacık — — Ne emrin var babacığım?.. kaldırıp tutamıyor. Eti gidip sinir ve damarları ka- — — Otur çocuğum.. lan bir deri bir kemik elleri titriyor. Gözleri durgun, — Gözlerini etrafa çevirdi, bizi gördü, bir dakika cansız. Çok inlemiyor, sakin. Fakat, hayat eseri sani- PePİMizi süzdü. Solgun bir bakış. Sonra, elile işaret yeler geçtikçe sönüyor. Dudaklarında mihnet ve dün- *tti. yaya küsen acı bir tebessüm vur. Ayrılığı hissettiği — Siz gidin... belli. Kimbilir, bu sapiyede aklının içinde ne var, ne — - Geriye çekildik. Fakat, ben kâryolaya biraz ya- |ki.. düşünüyor?.. Acaba düşünebiliyor mu?.. O da, bir kınım. Söylediklerini işidebiliyorum. z S ğ rum. Bir a t Anlatabilirim tıra.. ilirim (yaşayaz adamın bikdyealil Ben, ne ahiretten geliyorum; ne/| Beni herkes ölmüş Ve yine biliyorlar ki, zara gömdüler. Size tuhaf bir şey söyl19 Güleceksiniz!.. Bu mozara yömülürkeü kendimi ” seyrettim. verişini dinledim — ve beraber, ben de kendi lümüme ağladım. Anlatamam bu hissi anlatabilirim ki, bu hif, da beni mozarımın başına İ tirmiştir. Halbuki, bu top ledim ya, yabancı bir | Hüvelbakisinin al! Vadım var. Ve eğer şu 1sIfBi sından geçen oluyorsa SAtİPİİ 'na yolluyor. Yaşadığım Çi ğ limin bütün açıklığile sahibine devrediyorum DAf y Beni herkez ölmüş bili Size anlatmak isterim. Çöfüğ lâ beni kaçık bir adam Bgözümden kaçmıyor.” Ş Ben yirmi beş yıl evvel İW mek istedim.' Buna Çünkü kendisine ğım, bir ilâhe gibi mabed me kurduğum kadın etti. Gururum vinçten kurtuli lacak eşya dolu bir sı İramparça oldü. Ümidimi tim. Mânen iflâs etmiy bi geldim. İçki Ve kümar, maneti maddi tarafını da tamamİsdk | İyaşamak için sebeb kalmül Mânen ve maddeten ölmük Öğ damdım. Böyle olunca et VE ÜğE ten ibaret bir kalıbı sürüli 5 'ne tad vardı. a kşam yemeğimi evdt ? ğ künetle masamın başınA b bir kuvvet tutuyordu. © Bu Toprağın Altındı Ben Yatıyorum ade ediniz de kendi mezif ,, üne oturayım, kendi ördüğü beni V bir insan olarak yaşartı vallı bir ölü olarak topragift Allahla başbaşa kalmak G Yalniz ona söyle ki, - ölm verdiğim gp dakikada bilE şünüyorum. Nefret cderek, “y tek., fakat içim titrercesiti — Haydi koş. mâni sana!.. y Uzaklaştı. Döndüm. Eviti? $i Bir otomobile bindim. #" sarında küçük bir köşkütü Kapalı durur, Bazı yazları # Burada, bu yalnızlık içinde daha kolay anlaşabilirdik- İntihar edemedim. Taba? kağıma kaldırırken bir &t Ğİ dığım tabanca şakağıma |ürpermeler histettim. Birti' ği maklarım tetiği çekemedi. Fij mak istedim. Yeni bir ku' lip beynimi delecektim. Sokağa çıktım. Sokaklardan saptım. AydiP, ranlık sokaklar beni cadd hverdiler, Köprünün düm kendimi... Ada vapur iskeltsindeyi vapur kalkmak üzereydi. * Fikri'ye rastgeldim. O bu * kadar kalmazdı. Koşuyordü — — Ne arıyorsun buradâ? — Diye sordu; attım: ü — Adaya gidiyorum.. ya © — Ben malüm ya Ka vapuru kaçırmıyayım diy€ çiğbe | ren bir buhran geçirdim. pled Ve'en yakın dostum Fikri? gi mektub yazdım. Sen, bayatın kucağından lipi kanadlarına bindiren sebel yorsun. Yaşadım, ne gördüt şayacağım, ne görereğim. Bedbinim. Hayata bağlay tün bağlar kopmuş bulun! mak üzere olanları da befi yorum. İntihar edeceğin ve ne elim bir Kumu tahmin edebilizsin. Mektubu yazdıktan sonrö y oh.. SiT y ti Ö * K f

Bu sayıdan diğer sayfalar: