18 Mayıs 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

18 Mayıs 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ve çü da W-a Yazan: da ıılc ekonomi- ,.."'he Birmiştir, Hem bu q:“'dıı- Zengin ve orta halli ü eden bir iş değil- BBi lelerin ekserisi bile, in- Hati kullanmakta - ık €den kadınla - llnlm için ince ve te- l*yeı-ıır Bü itibarla MÜĞ Sücselesi, mahdud bir ilikadar eden bir mesele e K Ziyade, umumt bir mese- hir Mes’elele_rıı “din çorapları pahalı Yapların dayanıksızlığı hakkın- alâkadarlar ne diyorlar? Eşyası kadar mühim —— Kocasını iki aşığına Boğdurd rük mUdur seğuk kanlılıkla kanlı sevdasını anlatıyor Aşkı ve ihtirası yüzünden bir |İkadın, Konyada feci bir cinayete |önayak olmuştur. Bu hâdise Konya | vilâyetinin Sarıoğlu nahiyesinde| Kildere köyünde işlenmiştir. Bu köyden Ümü Yılmaz adında bir ka-| din, kocası İsmall Yılmazla uzun | zamandanberi geçinememekte imiş. Kadın dostu olan iki kişi ile bir - likte bir gece kocasının boğazını sı- karak boğmuştur. Katil zanlı dım ve iki suç orlağı yakalanarak : HA. B adliyeye verilmiştir. | Kadın, bu menfur cinayetten son- 'ra büyük bir soğukkanlılık göster - miş ve: «— No yapayım. İki dşikımı da çılgınca seviyorum! Onun için ko- icamı öldürttüm. Beni anlardan a - Cani kadın müthiş bir “E 'ıı. Bilmiştir. g hdu, Veya pahalı, her yt bir saat sonra ço- ” Yoksa, ince çorap de- " hhb& eden bu kondilerini alâkadar yırmayınız... Yaşıyamam!.» de - miştir. Kendisi, fşıklarından ayrılıp ha-) pishanenin ratib ve soğuk odasına U | Köylerde Radyo.. Nâadir Nadi dün bir makalesinde lerde radyo,, ihtiyacından bah- İşediyordu. Köyde radyo, muhakkak. ki köyde mekteb ve... yine köyde fırın kadar clzcen birşey. Günün ih- tiyacı, köylünün hızla kalkınma meeburiyeti, şehrin ve memleketin temellükünü yapan köy iç davala. rımızın birinci plânma ve en ön sa-| fma almıştır. Müretfeh köyü; yolu, köprüsü, sağlığı, fırını, ekimi, kazancı ile tam , bayındır bir köyü bize verecek olan devletin - yardımı ile beraber - en başta ve muhakkak ki uyanık köy- lüdür. Uyanık köytü, hüviyeti tam köylüdür. Bu hüviyeti köyde mek - teb, sosyal muhit yapar ve hayat pi- şirir. Bu çağa ulaştırmak vaziyetin. 'de bulunduğumuz köylülerimiz için radyo hakikaten en verimli bir va- sıtadır. Fakat, bir şartla: Köy mik- rofonunda şarkı ve gazel değil, köy| kalkınma servisinin radyodaki bü-| tün icablarını hâkim kılarak. Günün muayyen saatlerinde rad- yo, köylüye kafasım şişirmiyecek ve onu dinlemek iştihasından alıkoy - 93 -— SONTELGRAT — 18 Mayis 1938 Bu ders yılından İtibaren... Mekteblerde, kitablarda 'arapça, farisice ıstılahlar, terkibler kullanılmıyacak Maarif Vekâleti buhususta bü- tün muallimlere emir gönderdi İlk ve orta öğretim terimleri hak-|cektir. Bu broşürlerin ilk okul öğ- kında Kültür Bakanlığından şeh -|retmenlerile ortu akul, line öğret - rimiz Kültür direktörlüğüne bir|men okulları ve meslek okullarının İtamim gelmiştir. bütün öğretmenlerine sür'atle da- Bu suretle; bu ders yıhindan ıll—ymhlmuwrı rica ederim. İbaren artık mekteblerimizde arab-| 2— Bu broşürler, İstanbulda Dev- ca, farsce ıstılahlar ve terkibler de let Basımevi tarafından beşer kuruş kitablardan ve gene zihinlerden sür-|fiatla ayrıca satılığa çıkarılacaktır. atle kaldırılacaktır. Öğretmen ve talebeye önemle tav- Yeni basılacak olan kitablarda da 'siye edilmesini rica ederim. bu kelimeler kat'iyyen konulmuya-| 3— Bu broşürü eline alan her öğ- İcaktır. 'Tamimi aynen yazıyoruz: — İretmen, bir taraflan kendi dersine| 1— «Ulu Önder Atatürk'ün yüce akd terimlerden düzeltilmesi — icab |kurucu ve koruyucu başkanlığı al- edecekleri bu broşürde yazıldığı yundı bulunan 'Türk Dil Kurumu- 'nun ilk ve orta öğretim dera kitah- larında geçen matematik, fizik, me- kanik, kimya, biyoloji, zaoloji, bo- veçhile talebeye düzelttirecek, öte taraftan broşürde kendi dersine aid olarak yeniden yazılmış olan te rimleri bundan önceki genelgelerde -|bebleri de ayni mazerete ivca et- atılınca nadim olacağı yerde gene Kai DAEE mıyacak hem mekteb, hem eğlenti, larını sayıklamıştır. hem de dirilik ve sağlık vasıtalığı| Tadyo istasyonu ve. radyo aheısın- dan önce köylünün büviyetini, hızla kalkınmasını, kühür ve sosyal var- lığımı yaratacak metodu ortaya koy- mak gerektir ki, bizce materyal va- sıtalardan daha zor olanı budur ve.. €en önce bu metodu, bu programı en pratik çehresi ile vücude getirmiye Pazar Günleri açık Dükkânlar Yalnız ticaretlerine yapmalıdır. Ancak bunun için de| ""Nm hakkında söyle - çorapları dayan - W görüyor. Çorab n""*'-lhı daha fazla da - Çörab fabrikatör - hç d, hakkında, sanayi bir söz mdır O da dae- Yepyeni bir çorabı ü e? İyi çorap w —). 'da hukın yok mudur? N Üşme yaptı. Çorab fab TMesele î yoktu. İşte, aşağıyı K Hya çıkan bir mesele-| harbden sonra kısa e-| İnce ve zarif kadın ço- olmasına sebebi - Amerikanın, Avru - ikatörleri, bu mo- Olmak için en ince (istediğimiz yerden, istediğimiz ka- İstikllleri pahasına ö -|dar iplik tedarik edemiyoruz. Bu |fktısad Vekâletinin bize çok kolay- aid maddeleri satabilecekler Hafta tatili kanunundan istisnaf şekilde istifade eden esnafın kanı- nun bahşettiği haklar dalresinde kendi ticaretlerine müteallik mad- deleri satacakları evvelce bildiril - mişti. Pazar rubsatnemelerinden sonra olan hazirandan evvel bu hu- susta yeniden şehir dahilinde tef- tişler yapılması dün alâkadarlara İbildirilmiştir. Yani pazar günü — açacak olan dükkânlardan meselâ tütüncüler, yalnız tütün satabilecekler bundan gayri bir şey sattıkları görüldüğü takdirde kendilerine yeni sene ruh- satiyesi yerilmiyeceklir. : E irikalar en ince hatta 60 numaraya kkadar ince iplikler yapmışlardır. Bu ince ipliklerden yapılan ince ço - rapların dayanıklı olması pek müş-| küldür. Fakat bu da bir dereceye| kadar olabilir, İnce çoraplar daya- mıklı olamaz diye bir iddia ileri sürmek doğru değildir. İnce olmak şartile, dayanıklı olan iplikler de İyandır. Fakat bu iplikleri nereden bulmalh? İşte fabrikatörlerin çorap | derdi de budur. Bayanlar çorap - ların çabuk yırtıldığından şikâyet ettiğ gibü, biz de, iyi iplik bulama- dığımızdan dolayı şikâyet ediyoruz. Bu şikâyetin sebepleri, dış Ücaret| münasebetlerinden ileri gelmekte- dir. Tam İtalyadan iplik alacağı - mız bir sırada, İtalyanın bize olan kontenjanı bitiyor. O zaman biz ne iyapalım?. Başka yerden iplik ala cağız. Fakat ticaret anlaşması mi saade etmiyor. Hasılı dış ticaretteki /bizim çorapl ŞG EüRrTe ğe müşkülât yüzünden, her zaman, | Avrupa çorapları Badültür. Fabrikatörlerden biri de şu fikri ilâve etti: «— Bayanlarımız sokağa çıkar - ken, ihtiyat olarak bir tek çorabı. çantalarına koymalıdır. Eğer çorap sokakta akarsa, çantadaki çorabı çıkarıp giyebilir.» Mecliste en nazik konuşan bu fabrikatör, en kurnazca birfikri ile- | Görüyorsunuz ki, çorapçılar bile|ri sürmüştü. Bu suretle çorap me- çoraptan şikâyet ediyor, bu itibar- selesi kendiliğinden hillediliyordu. la bayanlarımızın şikâyetine hak Bayanların sokakta akan çorapla çorap yapıyoruz.. Fabrikatör buraya kadar izahat| verdikten sonra burada yapılan ço- rapların Avrupa çorapları derece - sinde dayanıklı olduğunu — iddiaya kalkıştı. - Acaba diye tereddüdle dinler - ken, ayağa kalktı. Sözüne gu su - retle deva metti: «— Buna emin olabilirsiniz. Bir iyüzden beğenmediğimiz ipliklerle çorap yapıyoruz. — Tabil bu şerait altında, çok iyi çorap yapmağa da imkân yoktur. İyi ve dayanıklı ço- rab için iplik tedariki - hususunda Jıklar göstermesi lüzumdır. kollektif barışta A, Ş. ESMER DELiİ GONLÜM YAZAN wermemek kabil değildir, Mıımıhh'geura.-meıl için hiç 'de akla gelmi - bütün müşkülâta rağmen, gene iyi'yen bir fikir!.. Cina anlamağa çalı Aklıma Maryo için söyledikleri geliyor. Cina bu çocuğu sevecek mi? SRET SAFA C EDEBİ zden bahsederken gi quş::'“r karşısında, esa- kaçmıyan aşkımı Hisseden Cina, bu Bütür. ümid kapılarını W""mı—wmı Tağmen yine ; bu kapıyı, açık R OMAN: 126 — mak, öpmek vistedi. İkimiz de ayağa kalkmıştık. Omuzuna vurdum: — Müsterih ol delikanlı... tam. ğ& * Siz olmazsanız.. — Ehemmiyeti yok. Yetişebili. Bağ Benini T ki, sizi kaybe -. Tim. OB Çi gi Hhsimda sizi bul - l sıkti: '“' bmı. yaklaşabilir. — — Bu hareketinizi ömrümün 'ğm ._ İçim titredi. Bu — Sonuna kadar unutmıyacağım. Sa- Wine sarhoşluğile ba- — detimi size barçluyı *—q zeltlun Sö- — Arkasından gayriihtiyari boşa- ıııı değil mi?, rüm: Gözleri yaşarmıştı Elimi tut - — Sizi randevunuza geç bırak- hveren yaşlı gözlerimle bakıyo - — Temenni edeyim ki seni, kal- binde yaşıyan bu büyük sevgiyi Hiç zannetmiyorum. Ne olursa olsun benim bir du- var olmaktan çıkmam İcab edi - yor. Kolumu düvara, başımı da ko- luma yasladım. Sevdiğim kadınım kocası gaze- tede odama gelmişti. Belki de seveceğim kızın, sevgili namzedi de evime geldi. Sen başkalarının saadeti bulması için, kendi saa - detini merdiven yapıp, bu mer « divenin basamaklarından mı çı - basa mi yükselecek ve sen iztira- bın derin mahzenine herkesin sa- adete çıktığı merdivenden mi ine. ceksin?... Demek oluyor ki, Cina'yı sev - miş olsaydım.. mecburuz. Bilmem, Nadir Nadi ile bu nokta. da fikir ortağı mayız?, Bürhan Cevad izah edildiği üzere talebeye öğrete- gektir. 4— Bundan öncekl terimler gıhı tanik ve jeoloji terimlerinin türk- çe, ocmanlıca ve fransızca karşılık- larını havi olup muhtelif tarihlerde okullarımıza dağıtılmış olan bro - şürlerde yanlış yazılmış olan te - rimlerin düzeltilmiş şekillerini, bir de sözü geçen broşürlerde bulun -| mayıp yeniden ilâvesine lüzum gö- rülen terimlerin türkçe, ocmanlıca| ve fransızca karşılıklarını havi ola- rTak Türk Dil Kurumunca tanzim c- lunup — Bakanlığımızca bastıtılan | a galeen e| Mücevherleri < İçin bir kadını lebemize bir an önce öğretilerek hazmettirilmesi Bakanlığımızca ö- nemle müstelzemdir. Bu işi bütün öğretmen arkadaşlarımın çok itina ve dikkatle takib etmelerini ken - dilerinden bilhassa bekler, hepsine başarılar dilerim.» lıiınbul hapishanesi ıyıktırılmıyıcık m. “Tarih kurumu,, Maarif Vekâletine müracaat etti Hapishane binasının tarihi kıy- meti araştırıldıktan sonra bir karar Haber aldığımıza göre İstanbul;rihi kıymeti olmadığını #öylemek-| hapizanesinin yıkılması işi üzerin-|te ve hapisanenin yıkılması işinin de yeni bir vaziyet hâdis olmuştur: İyıkıcıların bu mevsimde fazla meş- Hemen yıkılmağa başlanmak Ü-|gul olmaları yüzünden tesahhur zere kısmen tahliye olunan ve ıçirı—ıcllig' döki mahpuslardan çoğu civar vi- lâyetler hapisanelerine gönderilen | Sultanahmeddeki umumi hapisane, binasının İpodroma yakın bulun - ması ve tarihi bir mıntaka olması (Tarih Kurumu) nun nazarı dik- kati celbetmiş ve Maarif v:uıum müracaat ederek İstanbul hapi nesinin tarihi kıyımetinin ıeım ve takdir olunmadan yıkılmamasını ta- lep etmiştir. Bu müracaat üzerine Maarif Vekâleti de hemen Adliye Vekâletine hâdiseyi bildirmiştir. Şimdi hapisanenin tarihi kıyme-. ti tesbit ve tedkik olunacaktır. Fa. | kat bu suretle hapisanenin yıktırıl- ması ve binnetice İstanbul adliye sarayının yapılması bir müddet ge- cikecok demektir. Piğer taraftan şehrimizdeki bazı Yine sukutu hayale uğrıyacak- tım. Çünkü... Maryo bana gelip te Cina'yı kendisine bırakmamı yalyardığı zaman, aşkıumın şiddeti ne kadar kuvvetli olursa olsun, bu ferağati yapmaktan çekinmezdim. Aşk da bir istidad meselesi... Herkes sever ve sevilebilir.. Lâ « kin sevmesini becermek lâzım. Her insan sevmesini bilmiyor. İşte ben meselâ.., Sevgi deniz gil ni alıştıra alıştıra Ben onunla bu ünsiyeti peyda edememiş olduğum için midir, ne. dir, birdenbire sevince ürktüm. Çünkü sukutu hayallere, ıztırab- lara, kalb ağrılarına alışık de - Bildim.Alışık olmadığımdan dola- da en küçük darbeler bile bü. k tesirler yeptılar ve bu mini mini aşk denemesinden çok derin alâkadarlar hapisane binasının ta-i lDevlı-ı Bısımevuıdzn gönderile - Boğdular Kurbanını bir mahzene gömen katil nasıl yakalandı ? Nisanın onuncu günündenberi Mersinde «Pırlanta» adında zengin| bir kadın kaybolmuştur. İlk günleri İkadının bu gaybubetine ehemmiyet verilmemiş isç/de günler geçtikçe evine dönmemesi nazarı — dikkati çekmiştir. Kadının biraz parası ve mücevherleri olduğu da ileri sürül- düğü için bu gaybubete bir cinayet kokusu karışmıştır. Dün Ahmed Cin adında biri Mersin kuyumcularından birine bir İyüzük götürerek satmak istemiş ve İyüzüğü nereden Hılduğu hakkın - İdaki suâle tereddüdlü cevab ver -| |mesi üzerine Kuyumcu — tarafından zabıtaya ihbar edilmiştir. Mersin zabitası esasen bir aydanberi kay - bolan «Pırlanta» kadını aramakta olduğundan Cingöz Ahmedi sıkış - tırmıştır. Ahmed nihayet ePırlan - ta> kadını iple boğarak öldürdü - |ğünü ve ölüsünü askeri mahfel ya- verilecek Adliye Vekâletinin de yı- /kılma işi için açılan ihalenin dur - durulması hakkında henüz bir emir vermediğini söylemektedirler. Kadrolar *Hazırlanıyor Hazirandan itibaren her daireye yeniden tebliğ edilecek kadroların |Vekâletlerce hazırlanmasına devam edilmektedir. Sonra dairelerin kadrolarında bü - İyük bir tebeddül olmıyacağı anla- şılmaktadır. Yalnız bu arada inhi - #arlar kadrolarında bazı değişik - likler yapşlacaktır. İstanbul emniyet müdürlüğü kad- rosunun — genişletilmesi - hakkında zenden buraya gümdüğü zavallı ka- dının cesedi çıkarılmıştır.. Ahmed İCingöz, evrakı ile birlikte adliye - İye teslim edilmiştir. vetli bir ihtimalle bu seneki kadro- ida tatbik edilecektir. tezahürü sanmıştım. bir kalb yarasile çıktım. Sevmekten korküyorum, İki — Bugün aksine inanıyorum. — Ne sebebi var. Biri korktuğum için — çıkar?, korkuyorum. İkiacisi ilkini unu- —— Hiç. bu broşürde yazılı terimlerin de ta-|gul olacak vazife sahibleri, hiç- 'nmdaki bodruma gömdüğünü itiraf | levvelce yapılan tetkikler de kuv -| tamadığam için... Evet, Semra hâlâ kalbimin or- tasında dipdiri, taptaze duruyor. Ondan iğreniyorum, nefret edi - yorum, fakat hâlâ seviyorum. Onu unutmak için karşımda buldaklarım daha fazla korku ver diler bana... Hep ümidsiz aşkların öksesine yakalanıyorum. Ben sevmiş olmak için değil, Tuhumun aradığı sükünu - ve eşi Nataşa gârının önüne katıp sürüklediği bir yaprak, Hayatını bana bağlı.' yamaz. Bağlasa bile ruhlarımızın anlaşacakları pek ümid edilemez. Evvelâ onun sevgisini bir inti- kam alma arzusunun maksadlı bir Kiç... Çünkü bunun baltalan - mış bir gururün isyanından kal - | kan bir arzunun sevgiye istihale | etmiş bir şekli olmadığı ne ma- lüm. Bir an için tersini kabul et. sek bile Nataşa ile yalnız etleri- miz anlaşacaktır, Cina'ya gelince: Bu yabancı iklirin, yabancı ır- kın gene ve tecrübesiz kızı ne ka- dar yürekten severse sovsin, i - nanmak lâzım ki, onun da sevgi. sinin hareket noktası acımaktır. Otomobilinin tekerlekleri arasın- dan çıkardığı adamı, haftalarca evinde tedavi ettiği hastayı sev- | mek sevmeğe kalkışmak bu tip kızların, bü çağda olanların ro - mantik bir tezahürüdür. Bazı ge- malar sevgiye kalbolur. (Devamı var) Çirkinlikler Karşısında Abidin Daver, Ayasofyanın arkasındaki çirkin dükkânlar - dan ve yanan adliye binasının molozlarından şikâyet eden dün- kü yazısında bunların şimdiye kadar neden kaldırılmadığını i- zah ediyor ve diyor ki: «Bunlar şunun için duruyor - Tar ki oradan geçmiyoruz ve bü- tün bu çirkinlikleri görmüyo - ruz.» Abidin Daver, büyük bir masrafa ihtiyacı olmuyan bu çir- kinliklerin kaldırılması keyfiye- tinin gecikmesinde ve bugüne kadar durmasındaki sebebi böy- lece isabetli bir noktadan izah etmekle derin bir yaramıza da |temas etmiş bulunuyor. Bu sü- itanlarda kaç kere bizim de şil İyet ettiğimiz Süleymaniyenin arkasındaki kapkara — kalayeı dükkânlarının bakasındaki se - mek mümkündür. Evet! Biz oralardan geçmiyo- Jruz. Biz, tahrir amelesi, beledi- ye mülettişleri, bu işlerle meş - birimiz buralardan geçmiyoruz ve şehrinizin nerelerinde bu ve buna benzer çirkinlikler, buna benzer facialar var bilmiyoruz. Biz oradan geçmiyoruz. am- ma seyyahlar akın — akın geçmekte, bu faciayı gör - mekte — ve alay — etmektedir. Boyunlarımdaki —asılı — fotoğ - raf makinelerinin objektille - ti Gülhane parkında değil, bu kapkara dükkânların önünde 15- rarla duruyor. Memleketlerinde banyo ettikleri filimleri gazete - lerine, mecmualarına geçiriyor- lar, Gittikleri yerde buralara gelmiyenlere gösteriyorlar. Tür- kiyeyi bu cepheden tanıtmak is- tiyırlıı Bu hakikat karşısında bâlâ buralardan neden geçmiyo- ruz? Neden bunları görmek iste- oruz? -lîıte artık anlamış olmalıyız ki bizim yazılarımız sütunlarımız- da kısık bir seda halinde kalıyor. HALK FİLOZOFU ASKERE DAVET Piyade Binbaşı Ferid Şakir < 1303 Dursun Türken Erzürüm, piyw- de asteğmen Halil Mevtüd'oğ. Hü- seyin Hilmi 315 İstanbul (3824 - 98) piyade asteğmen Ahmed oğ. 310 Cemil Bolv (11705) piyadd yar sü- bay Ahmed oğ, 309 Salih -Bursa (133) piyade asteğmen Osman oğ. 311 Ahmed Fadıl (10762) Hekim as- teğmen Salih Rüşdü oğ. 309 — Halil Hikmet İstanbul (33177) Eminönü yerli As. Ş. sine gelmeledi ilân olu- nur. Sar SA Birimizin derdi Hepimizin derdi Radyo programlarız- dan şikâyet |.. Okuyucularımızdan ve radyo abönelerinden Şişlide Perihan sokağında Yılmaz apartımamı sa- hibi Bay Sadeddin Sayar yazı - b «l — Radyomuz maalesef dim Teyicilerini tatmmin edemiyor. Ön- dan çok büyük yenilikler bekli- yoruz! Meselâ memlekette yüz- lerce hanende ve sazende varken bu iş radyoda beş bayan ve beş baya inhisar ettirilmiştir. Diğer meşhur san'atkârlarımızı da sıra ile dinlemek istiyoruz. 2 — Mühim konserleri dinle - mek istiyoruz ve iki akşamda bir ayni şarkıları dinlemek istemi - yoruz. Bundan bıktık!. 38 — Saz mevsiminde neşriya « tın 24 e kadar uzatılmasını, öğ - lenlerde daha iyi ve zengin çe - şitli plâklar çalınmasını aboneler — gıfatile rica ediyoruz a Son Telgraf: Muhterem karli- mizin çok haklı ve ve diğer abo- melerin de iştirak ettiği şikâye tini ehemmiyetle Nafıa Vekila. « tinin ve posta dairesi radyo m gdürlüğünün nazarı dikkatine ko- Barişi

Bu sayıdan diğer sayfalar: