10 Haziran 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

10 Haziran 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON TELGRA F — 10 Haziran 1938 Avrupanın can damarı: CASU Kurşuna -Dizilmeden Evvel.. Nasıl Yaş adı ? . Umumi huhhı meşhi larına dair şimdiye kac r gazetelerinde çıkan y mühim bir kısmını hulâsa ediyordu. Bugün de bir casusun hayatından bahsediliyor. Fakat bu casus artık manastıra kapanmış, bir rahib olmuştur. İngiliz gazetelerinin bahsettiği bir casus macerası Umumi harb . denberi işitilegelen garabetlerden birini teşkil ediyor. Bundan tam yirmi sene evvel, yani Umumi har bin son senesinde idama mahküm edilen bir casus kadın, © zaman kurşuna dizilmiyerek kalmış aksaçlar. İşte casus kadınır: sene ev- velki gencliğinden bugü budur, Kadın hapizanenin karanlığın. dan yaz güneşine çıkarıldığı za . man gözleri kamaşmış, etrafında. ki insan gürültüsü 4 tır. Adı Mari Dokre dünyayı büsbütün başka görü - yordu. Yirmi sene evvelki İngil- tere başka, şiradil zaman yirmi iki y sada Biliz askerleri u gete ka çok iyi öğrenmişler. di. 1918 de Mari Dokre tevkif edi. lerek Fransız S diye arinin böyle muhake- me edilmesine sebeb kel zaman Almanlara bir takım esrarı yi habir verdiği töhmeti altında kalması idi. ra kar Ş harbeden İn, ve Fransız or. 1 Almanlara bil. diriyor diye tutulmuş, neticede idama mahküm € ” kurşuna dizlecekt. P: VNB nesesi teşrli gelmişti. O zaman İngilizleri> Fransızlar bir #erafta, Almanlar diğer tarafta o #adar şiddetli harekâta girişmiş . lerdi ki bu heyecan arasında Ma- ri mahpus bulunduğu yerde unu. tulmuş kalmıştır. Kurşuna dizi . lecek olan yirmi iki yaşındaki gene casus kadın unutulmuştu. Hayatını bu suritle kurtarınış oldu.Bir ay sonra, yani 1918 teş. rinisani arasında ise artık Umumi harb İngilizlerin, Fransızların le- hine neticelenmş, Almanya mağ - Jâb ölmuştur. İki taraf arasında mütareke yapıldı ve kurşuna di. zilmesi unutulan Mari de zaferin neş'esi içinde daha unutulmuş ol. du. Fakat nihayet onun hakkında bir karar vermek lâzım geliyordu. Artık kurşuna dizilmiyecekti. Ö- lâm cezasını ölünciye kadar hap. se tahvil ettiler. Bu suretle hapse girmiş oldu. Vakit geçtikçe Mari Dokrenin ıztırabı artıyordu. Ca . susluk ederek birçok adamların hayatına kıymış ol düşü- nerek vicdan azabi çekmeğe baş. lamış, büyük pişmanlık mıştı. Bunun üzerino zi rini din ile meşgul et lamış, aradığı teselliyi dinde bu- lacağını düşünerek hapisanede bü tün mahkümlara karşı bir örnek teşkil edecek surette ahlâkını dü. zeltmiştir. Harkese kürşi iyilik et. mek istiyordu. Onun - bu hali etrafındakilerin hürmet ve muhabbetini celbedi . yordu. Mari pek az konuşuyor, lü- tum olmazsa hiç lâkırdı etmiyor. du. Birçok zamanını hapisanede. ki hür..sinde ibadetle geçiriyor. du. İngiliz gazetelerinin yazdığına göre nihayet Marinin bu hali ha- pisanlnin papası tarafından naza. —i dikkate alınmış, Mariyi ve di. ğer mahkümları görmeğe gelen ra hibeler onun bu halini anlatarak lâzım gelenlerin merhamet duy . (Devamı 7 inci sahifemizde) lmanlara ve İngiliz divamı ühakeme e. 'Çrkusıwnkyın datr Avusturya Hududu Çekoslovakya mes'elesinin en nazık yeri tahkim edılıyor Yeni gelen İngiliz gazetelerinde , mi? Hayır.. elere dair | mi?. O da değil. Meselenin bu saf. halarından her gün bahsedilmek. tedir. Çekoslovakyaya gönderilen İngiliz muhabirlerinin asıl ehern- Mmiyet verdikleri nokta Çekoslo - vak olrdusunun nasıl hazırlandı. Bı, kismen yapılan seferberliğin neticeleridir. | Meselâ «Deyli Ekspres» in mu. habiri İngilterede bıraktığı yucularıma şöyle yazıyor: «Siz İn- gilterede öyle anırsınız ki şu AlL. man - Çekoslovak buhranı artık Iman hududuna dikilen güz- bile nöbeti gevşetmiyor. vi çekilmeden yalnız müstesna olarak pek az ba: zı ihtiyatlar koyüverildi ki gidip ordu kütlesi on ki gündenberi bu- lunduğu vaziyelte bekliyor. Her yerde siperler kazıyorlar, manialar dikiliyor. Hem de ne n nik. bin olanlar bile Çekoslovakyadaki Almanların vaziyeti etrafında dö. non müzakerelerin bu yaz mev - simi geçmeden bitebileceğine ih- timal vermiyorlar. Müzaker simi nihayete ermeli diyorlar. Gö- rülüyor ki netice öyle bir iki ay- da elde edileceğe benzemiyor. Müstakil Avustırya devleti or- tadan kalkmadar. evvel Çekoslo. vakya ile Avusturya arasında bu- lunan hudud şimdi artık Avustur. ya ile Almanya birleştikten sonra en hassas bir nokta olmuştur. En hasmas ve en tehlikeli, kor. kulu bir yer. Niçin? Evvelce müstakil —Avusturya devleti varken Çekoslovakya er - kgniharbiyesi bu hududun bir teh. likesi olmadığını görüyor, onun i. çin orada azami surette dikkatli ve tedbirli olmağa lüzum hixset - miyordu. Çünkü artık tarihe ka. n Avusturyo cumhuri, Kaçalım baba... Diye haykırdık. başladılar. Kâdınız.. pabiliriz?.. Herkes kendi canının telâşına men koştum, bahçeye indirn. nlarının arasına dal Annem we çocı Sonra, çocuklar. tine karşı sulh içinde iyi geçin - mekten başka bir maksadı ola . I mazdı. İki taraf da birbirinden | böyleci emin bulumuyordu. Lâkin | lmanya Avusturyayı aldıktan sonra hududun bu kısmı Çekoslo. vakya erkâmharbiyes'ni düşün « dürmeğe başlamıştır. Bu erkânı - harbiye o zamana kadar Alranya, Lehistan ve Macaristan hududla. rının mühafazasına dikkat edi - yordu. Şimdi Avusturya hududu da hesaba başgöstermi,; denemez. vazil vak askeri bu rında topçuluğunda lmak mecburiyeti İşte bunun için - dir ki Çeklir şimdi hududun bu. taralında azami tedbirler almakla meşgul bulunuyorlar. Onun için bu tedbirler karşısı | bü kısmı müdafaasız kalmıştır Bilâkis askert i başındadır. Hududun bı çizilmiştir. Bu dağlar tab bir mânia teşkil ediyor. Çekosto. ârın orma saklanmıştır atın kıymeti hâlâ vardır. Arazinin icabı olarak at. | tan çok istifade ediliyor. Yoksa or. dir, Ancak icab eden yer topçuluğu attan da yor. Ordunun vesaitini yinileştir. mek, makineden azami istifade et mek için çok paralar sarfedilmiş- (Devamı 7 inci de) |Üniversitenin Kalabalık sınıfla- rında şubeler Acılacak İlk şube; yenı ders yı hında Hukuk 1 inci sı- nıfda te'sis edilecek Sön — senel Üniversiteye kaydolanların sayısı mütemadi . yen çoğalmaktadır. Bilhassa Hu. kuk fakültesine karşı gösterilen Tağbet mün la bu fakülte . de tal yısının çokluğu, Ma. adikkatini Bu hal, her ders yılı başlangı- Vekâleti yeni ders senesi ( diden tedbir almı Talebenin fazlalığı münasebe. tile, Hukuk fakültesi dershanele. rinde yer bulmakta müşkülât çe. kildiği gihi profesörler de bütün talebeyi tamamile tanımıya im kân bulamamaktadırlar. n şim- yi düşünmüştür. kıtaaf ürette Bu vaziyetin ortadan kaldiril. ması için, yeni ders yılı başlangı- cında kadro vaziyeti uygun gel- diği takdirde, evvelâ Hukuk fa - kültesi birinci sınıfı, 2 şubeye ay. rılacaktır. Profesör kadrosu ile beraber büdceye taallük eden şube tesi - sinden bu tecrübe ile Iyi netice alındığı takdirde, bilâhara ayni tedbir, diğer fakültelerin kalaba. lık sınıflarına da tatbik olunacak.. tır, Çek mal Ti sahra lade edi . Esrarlı bir ölüm li İngiliz zabıtasının altı aydır halle- Londra gazetelerinde okunduğuna göre İngilte. rede Norfolkta elli altı yaşlarında zengin bir çiftçi, ölü olarak bulunmuştur. Şimdiye kadar yapılan tah- kikat çiftçinin en tehlikeli zehirlerden biri ile zehir. lendiği anlaşılmış ise de bunu ne suretli yediği, tarafından yedirildiği henüz meydana çıkma.. maşlır. Midesi için her vakit bir takım maden su. ları ve saire için zengin çiftçinin bu zihri de böyle | bir ilâç arasında yimiş olduğunu yapılan muayene- derden anlaşılmıştır. Vak'anın üzerinden altı ay geçmiştir. lu;.ın gazetelerinin verdiği yeni malümata göre Londra. dan Norfolka giderek .gizlice tahkikat yapmakta elan sivil polis müfettişleri de Londraya dönerek şimdiye kadar bir iz bulamadıklarını söylemişler. Çiftçiye zehir vermeyi ve onu öldürmekte kim., lerin menfaati olup olmadığı araştırılmış ise de bu hususta hiçbir şüpbe kuvvetlenmemiştir. Pek teh- likeli olduğu nisbette de satılması son derece ya . sak olan zehirin kim tarafından satıldığı ve kimin aldığı araştırılmaktadır. Yine buma dair hiçbir ipucu bulunamamıştır. İngilterenin en ileri gelen sivil po. Hislerinden birkaçı daha tayin edilerek bu esraren. aktır. Z- ederek almış olup ol uklar ağla; Başka ne düştü. Ben, he. lip gözden kay. Bilmiyorum. demediği bu hâdisenin faili kim : İngilterenin en meşhur polis nafiye- leri esrarengiz ölümün sebeblerini aramakla meşgul madığı da bu zehri kimin sattığı meydana çıktık. cağı tahmin edilmektedi da tekerrür ettiğinden Maarif | 6S inci sayfa Yazan — Hastan nasıl? — Hep öyle, Ayni sahife üzerin- de. Dün yine kriz geldi. Hep âğla. dı. Hiç konuşmuyor. — Tuhaf şey. Bu kitabı okuma ğa başlarken böyle değildi dej mi? — Ne söylüyorsun? Dünyada o. nun kadar zeki adam az tanıdım, — Peki bu iş hakkında ne dü - şünüyor uz? — Hi | Ayrıldılar. Hemen hemen bilmi. yen kalmamıştı. Ona herkes enişte. sinden bahsediyor. Diyebilirim ki onun hastalığı ile meşgul olmuyan İyok. Doktorluk bir t tıbbın ona söyliyeceği sözü yok. Ha zım elhazı yerinde, nabız sağlam. Tansiyon mükemmel, İyi, hoş am. ma lir bu hal?. Düşünün bir insan ki, okumaktan hoşlanır. Amma öyle delicesine bir okumak merakı değil. Söyle hafif lu romanımsı, masalımsı, hi. Buna edebiyat yemsi şeyler.. merakı diyebiliriz. ecdetin eniştesi kablarile, te; yaldızlı kitab camış bir adamdır. Meselâ tâlik ya. zıya bayılır. Bir taraftarı gülüstan, okur, öte taraftar. edebi herhangi bir eser eline geçse, büyük bir müş k göstermeden okur. Son okuduğu kitabın adı istese idi; Bu, genc bir rorzancının ilk ese- ridir. Bu kitabın müellifi olan gencin etelerde birkaç hikâyesi çıktı. bu «Eğer istese idim» adlı e. ri kitab olarak bastırmağa mu - tilmemiş gene muhı ese idim> adlı kitabnan 65 inci aa. hifesi oldu. Yağmurlu bir akşarndı. Çök şek çakmış ve güneş batacağına ya. kın dinen yağmura karşı bir neb- zecik gülümsiyen güneş, gökle yeri biribirine bağlıyanşanjanlı bir kor. delâ gibi göklere baştanbaşa gayet net bir alâimüssemâ germişti. Deniz ilâhı için kurulmuş renkli bir köp- rü gibi uzanmış bu işıklı şeride gözleri dalmış, bir parmağını elin. deki kitabın 65 inci sahifesinin a- rasına sıkıştırmış, kaskatı kesil « mişti. Ne sorulduysa cevabsız kal. dı. O günden sonra her gün kitabı alıyor,65 inci sahifesli tekrar tekrar o sahifeyi okuyor, Onunla en çok uğraşan Necdet ol du. Hiçbir şey söyletemediler. Yal- niz-aradan birkaç gün — geçmişti. Doktorun — mütemadi - istintakları karşısında uzun uzun - baktıktan sonra hıçkıra hıçkıra ağladı. ve: — Okuduğumu — anlamıyorum. Beni kurtarınız! d Kitabı sakladılar. — U; n gece bir somnambül gibi için iki canavar lendi: koynul değil, Yani | açıyor. ve | azan: FİLE vin etrafını dolaştı. Bahçeye S ve kitabı aradı. Kitab kendisine tekrar yerilini: ye kadar sükün bulmadı. , Doktorlar sadece: — Sinir buhranı... dey*pı'*”' İlar; Karıst şaşkın. O zamandaf İâdeta evin matemi var. Beş köşeli yıldız kütüpli gencler serisinden Davaroğlu cib İsmail müstear ismi tese idime adlı kitabının al' şinci sahifesini beraber şimdi Sahife: 65 vın.l gb «Ve dudaklarında düNy güzel tebessürü ile arkasiP' zun zaman bakkaldı. - Ne zaman dönecek? diY? ” Ce vab bile vermeden XÜ şa ve birden akreb ısırmış & bir buruşukla yanaklarI yüzünü ellerile kapıyarak dı, Beş dakikada beş ısıri kadar âlabora olmuş bif Y::k,, nılmıyacak şeydir bu. BE$ da bir insanın (htiyar' me söylesem gülerler büh Neclâ, «dönmiyecek, cek» diye dişlerinin arasıf ru bir çiroz geveler bir ıztırabın İti Sonra kendini bostana giden dereye AU değirmenin kanadlarında landı. İ Ve akşamın sessizliği İf tılaşmış bir tutam DAĞ gök kana boyandı. renkli bulutlar - boğdü | çuğrla Şimdi Ilıcanın köy mErk w’“' ağlıyan gruıt bı; ıd““. ,,v fidanının altında tft Öi (Devamı yedinci ““)" .. Dolabda ovnana"d. i Komt üstünde çöreklenmiş Y1 YARIN *” an ı Yazı co: a yatmağa benzi; İşte, bu sahne her tarafından çakır şakif, M kan, yaralı babamı titretti. delirdi. Fkat, iple: puklara kadar yılan gibi dola , kollarına girmişlerdi. B reh hal, hele bir tadına bak. neııdl)'" mu?... Görsün Homurdandı. adı... Beypi NĞ ni koparal boluvermişim! Ötekiler ne yaptılar?. Yalnız, bir iki dakika sonra'evin içinde çatırdılar koptu, silühlar patladı: — Ay... — Vuruldum. — Öldürün be. Öedürün be Diye rumca bağrışmalar işittim ve... nihayet babamın yüzünden kanlar aka aka bahçeye getiril. diğini, dut ağacına bağlandığını, annemin ve k: deşlerimin de karşısına dizildiğini gördüm. Keşke kör olaydım da görmeyeydim. Keşke sağır olaydım da işitmeyeydim. Keşke öleydim de bu hatırayı sak. lamıyaydım! Mihal boyuna bağırıyordu: — Bu üç arkadaşın cesedi böyle soğuy: Kesin kellesini herifin! urun yahu. Anlaşılan çetenin rei rabıyıklı iri, siyah, kara ızbandud gibi bir herif: — Dur bire Mihal. Şimdi istediğinden âlâsı ola. | cak, Göreceksin, beğeneceksin... k mı?, Uzun boylu, Ka. vücudlü, olacak. İrk gözlü, geniş Edebi Roman No.10 Dedi. Kasaturasını havada birkaç defa çevirdi, şalladı.. Dut ağacına ti İlkevvel babamın dilini kesti. Sonra kulaklarını kopardı, burnunun ucunu uçurdu, dirseklere kadar el ve kol derilerini - soydu. Bir iki defa da kasaturayı kaba etlerine sokup Çı. kardı ve: — Sen böyle kal bakalım. Dedi, çocuklara ve anneme döndü. Çığlık, vavey. lâ, istimdad bütün mahalleyi yerinden oynatıyordu. Muhakkak ki, deli olacaktım. Nefesim tıkandı tı . kandı, boğazımda bir düğüm oldu. Babama bakamı. im. O: demeden son vefesinin çıkmasını Yücudünü gere gere kasılın yerinden oynatmak istiyordu. Bu vatan davası, vatan fedailiği! bekliyor.. sinirlerini - koparmak Yazan: Eterh İzzet BENİCE İşkencenin, muzaffer yoluna çıkarılan büyük da. vada adı bile anılmaz. Fakat, facia bu kadar değil, Dabası var! Çam yarması vücudlü, palabıyıklı, gözü kanlı haydud, Mihala bağırdı Mihal karıyı ortaya çe Mihal, aç bir kurd gibi annemin Üzerine atıldı, kolundan tutunca ortalık yere fırlatıverdi em annem.. Zavallı annem. İki gözü iki çeş. yad ediyordu. Kim dinler?.. Haydud yürekleri yarabbi bu ne feci manzaradır?. - Hele kardeşlerim, nefesleri tükendi de boğula boğula yerlere serildiler ve mosmor kesildiler. Haydud reis yine emir verdi: — Bodos karıyı soy Annem çırçılpak soyuldu. Yere yuvarlanmaması Ben'de böyüna boğuzımı sıkiyordum! maklarımda kuvvet yoktu, ki kendimi © yim... Haydudun birkaç dakika sonra: K — İstavri... Sen, de bak karnında 90? v L)ı'rıcılı sgahne büsbütün değişti V€ M elindeki koca saklırmanın annemin karnınA “Liç ması ile göbeğinden kasıklarına kadar İNM' du; karın deşildi! Sonra getirdiler, dut bamın arkasma onu da sardılar. risi kadın sadece inliyordu. Bab harhara. Ne söylesin, ne yapsın?. Dil *" 'ok, kudret yok! Y v gel e LORİLE yığınlarına d;rg;:: maya başladı. Korktum.. Görüldüm mü? ;;r odt o ağacının öbür aAf . aü djd memişim. Bir kucak saman, kuru ot 21d '- Annemle babamın ayaklarının dibine Y' turdu. Alevler yükseldi. İki kardeşimi d? nün ucuna taktılar, ateşe tuttular!

Bu sayıdan diğer sayfalar: