14 Haziran 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

14 Haziran 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. n mühim muammala. ,_:Iri Dihay * Zazetesinin yap b fştırma neticesinde W;nvrı:ı tesetleri, Bu. khnı 'da bulundu. 8 Olsa gerei Gübir p Bünü, doktor Sim. » diğeri 6 yaşında - kaybolmuştu. Ay. darın arasıra - gidip Viye kumluğunda tü olmuştu. İlk evvel, Ütima; T Tahkikat lârin firar etmeleri, . fuzağa düşürülüp öl- sırlr:inıı:h iştırma. İ fayd, « başladı. Bundan da A mçi_ı. Çocukların izi g dü.p. Sine ilk ihtimale i %îwıı. in kum çökün. şF| %m Kaldıkları kâ Doktor Simkov, Pa. Sözeç, nizin darehanesk G4 kaygiy N, zum yığınları | darına manmak is. ct"kü bu — süretle Ulabilmek ümidi olüyor. DA emin olmak is - Üizç Pilan Yih ç #raştırma pek e Yapılmadı. Ga - danç G oltında bir a- * Yapmak t » Üat ÇAT — arkadaşımız c.,:huı,"“”'" bu teklifini Ş _b_h“"*qur H, çöçdat 8 de on amele 'eklerle - kumluğa b“llmışl!—r, veza. bu ik. Geçen ni | | IN mecrasını de. h Banyosu mevsimi yapılacak mektir. Bakınız genç kadınlar nasıl neş'e ile güne. M"fınııı..,ı:'ı:ıu. Hi parlak ve faydalı şualarından islifade ediyorlar. | ; "."!1 yığınları Altında iki ölü |3Ybolan iki çocuğun Sesedi bulundu s*Ocuklar nasıl ölmüş ? dair verdiği tafsilâtı aynen nak- lediyoruz: bah saat 8. Biz, yedidenberi Buviye kurmluğundayız. Versay - dan gelen ameleler, civar halkın yardımı ile kum yığınlarını kal . dırmağa başladılar. Hazır bulu - nanlar, büyük keyecan içinde ne- ticeyi bekliyorlardı. İLK ARAŞTIRMALAR Evvelâ, kumluğun sağ - tarafın. daki taşlık kısmında sraştırma başlandı. Kum yığınları kaldırılı. yor, uzak bir yere taşınıyordu. Bu hiç, Sast 11 de Doktor Simkov geldi. Bu sırada' amelelerden biri ba- Zırdı: Zannederim, bir baş... Hakikaten kumların altında si- yyah bir saç demeti meydana çık - mıştı. Amele, elleri ile kumları berl tarafa attı. Jorj Simkov'un başı meydana çıktı. Doktor Simkov hüngür hüngür ağlamağa başladı, Sonra yere düş tü, bayıldı. Bütür. hazır bulunar Ölen çocuklar lar yanına koştular, Kendisini a. yıltmağa, teselli etmeğe çalıştı lar. Araştırma muvakkaten tatil o- lundu. Çocukların cesedlerini çı. karabilmek için çok ihtiyatlı dav. ranmak icab ediyordu. Çünkü yan taraftaki kumların çökmesi ihti - mali vardı. Hafriyata, vak'a mahalline ge- len müddeiumumi — ve zabitanın huzürile saat 10 u 40 geçe yeni. den başlandı. Kasaba halkı, kum. Juğun etrafına toplanmıştı. Bun. lardan birçoğu kumların kaldırı!- masına yardım ediyorlardı. Üç saat sonra zavallı yavrucuk. Jarın ik! aydan fazla kumlar &l - tında kalan cesedleri - tamamile meydana çıkarıldı. AA wretle üç saat geçti. Netice girince Yirmi beş top sesi. Bir an te. vakkul ve sonra yirmi beş top sesi daha... Artık hiç şüphe kal- mamıştı: İsveç ve Norveç Pren. sesi Sophie de Nassau bir erkek çocuk dünyaya getirdi İstokholm halkı, 1858 ziranın 16 mcı günü atılan bu top- ları heyeçanla sayıyordu. 1872 de velishd olar Dük dö Varmland umumi bir mektebe de- vam etti. Diğre Prensler gibi hu. | susi muallimlerden değil, diğer ço cuklarla beraber tahsil gördü. Prens 16 yaşına gelince babası tarafından yabancı memleketlere gönderildi, 18 yaşında rüştünü is. bat etti. Ve mekteb kasketini, sir. malı bir zabit şapkasile değiştir - di ve Upsal Üniversitesine deva. ma başladı. 1898 de ilk defa olarak resmen seyahate çıktı. Bütün sarayları ziyaret etti. Paris sergisini de gezdi. Beşinci Güstav'ın biricik aşkı İsveçe avdet edince Upsal Üniver. » gitesile harb akademisine devama başladı. Fakat, gene gözlerin önünde da- ima lâtif bir hayal dolaşıyocdu: Prenses Viktorya dö Bad... Az sonra İstokholm halkı, genc Prensin izdivacını tes'id etti. Prenses Viktorya, gene kocası- nın ve İsveç halkının kalbini tes. senesi ha. | HAŞ ÇO Bu gün bütün İsveç Güstav'ın 80inci yılını | Kutlıyarak bayram yapıyor ! Kral (V) inci Güstav 80 inci yılına İsveçte neler yapılacak ? Sporcu Kral Güstav *V, hir etti. Bugün, mümkün olup ta | yeniden hayata dönmüş olsa, sev. | gili kocası Güstavi ayni apartı. manda, ayrıi halde bulacaktır. Ne öble ve ne de bir bible yerini den şatosuna çekilir. Bu küçük şa. to, Kraliçenin tarifi veçhile yapıl. miştı. Kral burada sevgili karısı. nan 30 sene evvel geçirdiği tatlı ünlerin hayalile yaşar, B Kral, çok kibirsiz bir zattır. Her kesle temas eder, herkesle arka daş gibi konuşur, İnsan, bir Kral karşısında bu - lunduğuna ihtimal vermez. «Nis» de Krala takdım olunan bir genç Amerikalı kendisile alay edildi . adam cidden nazik ve terbiyeli; fakat Krala benzemiyor...» demiş. | ti. üstav, 80 yaşında olma. | gına rağmen memleketine, mille- tine hizmette devam etmektedir. Sarayının kapıları milletine kar | şı daima açıktır, Her istiyen gidip kendisini görebilir. Bu, bazan pek garib ve gülüne hâdiselere sebebiyet verir; Müte. kaid bir ihtiyar Krala müraca: de kâfi derecede tütün slacak pa. rası olmadığından şikâyet etmiş, bir diğeri de, Prenses İngride, ar. zu ettiği bir bediyeyi alması için beş kron vermişti. Kral, bunları gayet tabli görür, Ve memleketin dört köşesinden gelen mektubları birer birer okur. Hepsine de cevab verir. Meselâ bir köylü ailesi, yumur- ta ticareti yapıp geçinmek istedi. iini, bunun için de 60 tavuğa ih. tiyacı olduğunu, yazar. Ertesi gün Kral 60 tavuk gönderir. Tedavide bul bir hasta, tanının pasta zar. Bir gün sonra, sa. ray uşaklarından birisi kocaman bir kutu pasta getirir. Bir bahriye neferi, anasını ve babasını göre- ceği geldiğini, kendilerini ziyaret arzusunda bulunduğunu yazar, bir | hafta izin ister... | 5 inci Güstav, tebaasının hayatı, saadeti İle meşgul olmaktan zevk duyar. Büyük baba olmak san'atı 4 di Kralın nezaketi, zar, ca malümdur. En büyük zevki de tenis oynamaktır. Baş mabiyenci, bir gün Kral ile tenis oynıyacak. ların geç kaldıklarını görünce son derece sinirlenmişti. Kral : — Sakın, dedi, geldikleri za - Kral, çok yumuşak kalblidir. Kra- liçe Viktoryanın ve kızı Prenses Margaritin cenazesinde bir çocuk gibi hüngür hüngür ağladığı gö - | rülmüştür. Lüsern - faciasımı haber aldığı vakit odasına kapanmış ve Kra. liçe Astridin resmi önünde saat. lerce ağlamıştır. | Ailesine olsun, tebaasına olsun | daima şefkatte, muhabbetle mu - amele eder. sandetlerile, felâket. lerile alâkadar olur. Demokratik bir Krallık Tahta çıktığı zaman programı şa idi: «Dalma milletle beraber vatan için çalışmak...» Buna dai. ma riayet etmiştir. İsveçte, Kraliyet aleyhtarları bile 5 inci Güstav'ın tacı etrafın. da toplanmağa mecbur kalmıştır. Sosyalistler bile, idare tarzı de- Biştiği takdirde Cumhur riyaseti. ne Kralı getireceklerini açıktan a çıka söylemektedirler. (Devamı 7 inci sahifemizde) ıKâçakçılar kralı LİYON Ve.. Zehirli Avrupadaki rolü Dünya zabıtası, senelerdenberi sossiz sadasız çalışıyor, — zehirli maddeler kaçakçılarını meydana çıkarmıya uUğraşıyordu. Bugün bu kaçakçıların eleba - | şısı yakayı ele vermiştir. Avenesi de birar 'birer yakalanmaktadır. RUSEL PAŞA NEDİYOR? Mısır hükümetinin zehirli mad. delere karşı mücadele servisi şefi ve kahire polis müdürü Rusel Pa. şa elyevm Cenevrede bulunmak- tadır. Rusel Paşa gazetecilere vaki 0- lan beyanatında: c — Liyon'un tevkifi, dünya po- lisini uzun müddet işgal edecek. tir. Demiştir. tarafından ahzisar maksadile ih. bar olunduğunu iddia ediyor. İhtimal bu doğrudur. Liyon, eva velce cürüm ortaklarından Heli - Liyon, arkadaşları man birşey söyleme. Kendilerinj sinirlendirmiş olursun. İyi oynu - yamazlar... S ee le ee b yopolis biraderleri polise haber vermiyen ve bunlar hudud ha - |, rict edilmişti. hiş ve çakçılarının faaliyetine nihayet | 5—S0 TELG Bir facia! Kadin yüzünden müt- . İztırablı ölüm Hâdiseye sebeb olan kadın ölüyü kabahatli çıkarıyor Gece yağmur y ri karanlık. İnce ince yor. Buna rağmen | Jozef Ek, şark kanalı üzerindeki , köprü yanında nana gidiyor. Yarıyolda, fenerleri sönük bir , yanına yakla - dan birisi açık.. nlik bulunan bosta . otomobil görüyı bu ka: yolun or Bu soğuk havadı gecade bu otomobili sında durmasına sebeb ne?.. Biraz daha yaklaşıyor. Sol ta - rafına, arkasına bakı: afa geçince birdenbi. geri çekiliyor — Vay canına. Hakikaten iri yarı bir adam ça- ar içinde cansız yatıyor. Başı otomöbilin ayak basamağı yerin. de... Jozef Ek, hemen yakındaki (Sazan balığı Tokantası) na ko. şuyor, Vak'ayı anlatıyor. Lokan. tacı telefonla belediye reisine ma- lümat veriyor. Az sonra — Nansl müddelumumisi ile jandarma ku. mandanı vak'a mahalline geli « yor. bir ölü var?... .. Sabahın saat beşinde tahkikat RA F —?T4 Haziran anası olan zavallı kadın koşarak geliyor. Kahvecinin kâğıdları arasında bulunan bir hesab pusulası zabı. tanın nazarı dikkatini çekiyor. Bu pusula, Nansi lokantalarından bi. rinin... j Lokantacı, — sorguya — çekilin. ce, Latuş'un bir kadınla beraber lokantaya geldiğini, yemek yer - ken birbirlerile münakaşa ettik . lerini söylüyor. Ve kahvecinin bir aralık bir telefon numarası sor. duğunu ilâve ediyor. Zabıta memurları bu numara . yı öğrenişorlar ve derhal telefon orlar. Numara — sahibi, kah - Fin dostu olduğunu ve tele - fonla gece gelemiyeceğini karı - sına haber vermesini rica ettiği - ni söylüyor: — Latuş, Madam L... adlı bir kadınla beraberim... Dedi, zabıta, Bu malümatı — alınca Madam yi buluyor. Sıkı bir soguya' L çekiyor. Kadın, sorulan — suallere cevab vermekte tereddüd ediyor. Niha. ışlıyor. Maktulün bir kayış ile boğularak öldürüldüğü anlaşılı - yor. Kayışı da, arka minderin al. tında bulunuyor. Kondoktör yerinde bir cüzdan, içinde de dört yüz frank, muhte. 19 kâğıdlar var. Bu kâğıdlar ted - kik edilince maktulün hüviyeti meydana çıkıyor. 3 ağustos 1934 te Nansi'de doğan Alber Tatuş. Cinayet mahallinden biraz ile. ride kahvecilik yapıyor, yer bir de garaj tutuyor. Derhal Madam Tatuşa haber gönderiliyor. — Vak'a mahalline gelmesi rica edilyor Dört çocuk maddelerin Bugün ni hale kendisi uğ. ramış bulunuyor. Şebat isminde birisi kendisini yakalattırıyor. Kaçakçılar arasındaki ziddiyet. ten, ihtilâftan istifade eden birisi varsa o da: Polistir... Liyon'la Helyopolis - biraderler | 1931 yılına kadar çok iyi geçini « yorlardı. Fakat, Tiyen.Çinden 25 bin İngiliz liralık bir sipariş ge « lince iş değişti, Lyon, Kuverdes isminde birile birleşerek Helyopolis biraderleri kârdan m:fı L .m biraktı. İşte bu yüzden araları açıldı. Helyopolis biraderler hakkında polise vaki olan ihbarlar bunların yakalanmasına ve hudud harici edilmesine sebeb oldu. Zabıta Paristekt gizli fabrika . ları birer birer meydana çıkardı. | & gibi bunları işletenleri yaka « | lamıştır. Bu suretle zehirli maddeler ka. | verilmiş Olacaktır. yet, Latuş ailesinin dostlarından olduğunu, pazarları ve yortu gün. . leri müşteri çok olduğu vakitler kendilerine yardım ettiğini söylü. yor. — Latuş 45 yaşında ve dârt ço- cuk babası olmakla beraber çok çapkın, hovarda bir adamdı. Ba . na daima takılır, sarkıntılık eder. di. Münasebetsiz tekliflerde bu - lunurdu. Ben, bunlara mukabe. le etmezdim. Buna rağmen, nasıl oldu bilmem, geceyi beraber ge. çirmeyi kabul ettim. Dün akşam, Latuş, ve ben Nansi'de bir lo . İ kantada yemek yedik. Metresi ol mamı teklif ve israr ediyordu Bu yüzden aramızda münakaşa çıktı. Bir müddet ağız kavgası et tik. Sonra, otomobille Nansi'den ayrıldık. Geceyarısına doğru La. nevil'e yaklaştık. Latuş otomo - bili durdurdu. Beni, cebren ar. zusuna rametmek istedi. Razı ol. madım, elinden - kurtulmak için çırpınıyordum. Boğazımı sıkma. Ba başladı. Bütün kuvvetimi top. İ ladım ve elinden kurtulmıya mu- vaffak oldum. «Fakat hayhat! Latuş adeta de. Hi olmuştu. Bağajları — bağlamak kullandığı bir kayışı yakaladı, İ boynunun etrafına doladı, bir u. cunu da otomobilin kapısına bağ. ladı ve kendini şiddetle yere bı. | raktı. derhal öldü. Korkudan ak. İ lam başımdan gitt. Ne yaplığı « İ mı bilbez bir halde kayışı koy - nuadan çıkardım, arabanın içe - risine attım. Sonra bir deli gibi koşarak evime gittim .» e | Zabıta kadının ifadesinin doğ. ruluğundan şüphe etmiyor. Fa . İ kat, Lotuş'un bir cinayete kur - İ ban gitmesi ihtimalini de düşü. j Büyor. Latuş çok kuvvetli bir a. i damdı. Madam L... in elinden kurtulması imkân haricinde. E - ğer hakikaten kadını boğazından yakaladıysa her halde — böğardı. Bu muhakkaktı. Sanra, zevk lenceyi seven bir adamın ken. dini öldürmesi de biraz garib. Bu. na karar verdiği farz ve kabul edilse bile kayışı yerine, datma üzerinde bulundurduğu royelyer- den istifade etmesi, bununla ken- (Devamı 7 inci sahifemizde) ve

Bu sayıdan diğer sayfalar: