18 Haziran 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7

18 Haziran 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ercüme, ve ikti Hakkı mahfuzdur: : Brova ser Yazan : Rahmi Yağız Vesika, resim, malümat ve not verenler; Eski Osmanlı donanması erkâ- nından miralay Remzi, İskele ve limanlar umum kumandanı albay Şükrü Pala, komodor başkâtibi İhsan, batan gemi kaptanları, eski armatörler. Ve bugüne kadar gizli kalan vesikalar eninde dalga ge- ' çen yamık Hasan avazı ıs Ç Bir mıu duydum.. Top se. Benziyor., Sen yüksektesin kı &örüyor musun?.. S Gormüyorum... S Dikkatli bak ulan!.. YA < Uzakta tecoh öbür uçta be - “Guı dümanlar garin )l." Sesleri duymuyor m Ç Büydüra.. Nulacah?, H.ıy Allah belâni - versin!, Ültbehir filân mı var acaba?.. ““m:wmv 'Tahtabahir gör. » Allah cezanı versint.. '"krı sarma... Fora et. Peki ircist, “'“Wın rels bu seslerden bü. ' telâşa düşmüştü.. Düme. Ütaz Guha iskeleye - slabanda Yumkun mertebe kıiyiya yîuumogı tahtelbahir ta - hr.mmh müdafaa vazi - lmaktansa karaya kaçmağı, Rgemisini kurtaracağını ““yor buna göre tertibat al. “ğrı ıytordu., ğıııı Bahri yavaş ya « hizını kaybediyordu. Sabah - Güylevam eden poyraz öğ - lq'“' kesilmiş, hava durgun Almıştı... Bu vaziyette sa. Grunu birakmak, — açıktan &"Ilrmık yani, Marmarada bi rota üzerinde seyrede. dd hava yapmak, hafif xh'—'llırdın istifade etmek 1 m__SK“_““kM ha a. ha | **! Pıx*ı!ıwın rels bunu ya - j 7"“. yapmak istemiyordu.. Mit Vurduğu sırada açıklarda Helbahire rastlamaktan çok o &I_Wr, sahil boyunu takib et. İyy Selâmette olduğunu zan - Jördu. "%ı Ye yakın Doğanı Bahri büs. Y Yoldan düştü. adeta oldu. kaldı... Bir adım bile a. ı'“eug arpa yolu ilerliyemi. ;%îlr hal aldı. luldanberi bir türlü dü - Balabının başından ayrılmı. '*hliyan reisin bu hareke - Ş;a veremiyen serdümen Rhmed relsin yanına'sö - S _ul':iıı BŞ Var be!... N Ollaya geçsenen, iünin cevabsız kalışından ”i tün ahıkı: laşan Turna Meh - N hÜ tekrarladı: İi “Ültaya geçsene 5:'”. l:ı:’* reis hiddet dolu bir İ çAlla — Turnayı ters ters KİK 80 4 ,, Nra hiddet ve can sıkısı " bir sesle ona çıkıştı: diyorum P"d»n âkıl öğrenecek de - | Volta N bi bi N cebine B '-M-m.ı yine birşey an. istersem yaparım! koy da öyle ya. dalmışti .. tık ilerleme - olta ınday. 4 Bahrinin ören Pehliyan reis &n nakkaleve götürmek, kele ve limanlar ku - tiğ siim etmek eyh, İreiz |.. Ireiz! tayfalara emirler verdi: — Arya skota... Ve.. dümeni Turna Mehmede biraktı. Kendi, iki ambar arasın. daki kamara kasaresinin başına geçti. Buradan emirler vermeğe, kumandalar savurmağa başladı... Kaptanın dedikleri süratle yapı. lır, sancağa yapılan alabanda ile provasını engine doğru çeviren Doğamı Bahri hâfif bir yolla kı - mıldanıyordu., Sahilden biraz açıldıktan son. ra büyük bir kavis üzerinde vol. taya girişen yelkenli, yüksek in. bat rüzgürının 'seren uçlarındaki yelkenlerile doldurduğu gürla yavaş yavaş yol alıyor; ser. dümen Turna Mehmed acele ve büyük bir dikkat ifade eden ha - reketlerle dümen dolabının te - rüz . çıktığı kadar haykırdı: Garşudan koca bir balık geliyor.. Emmede yalabuk şey ha!. kerleğini habire döndürüyordu... Birinci volta yelkenliyi, düştü. ğü süratle tekrar geçirmişti... Ha. fif, nazlı fışırtılarla mavt suları yaranyelkenlinin bodoslaması iki tarafa beyaz köpük sorguçlu dal. ga izleri saçıyor, birbirinden u - zaklaşan bu izin orta yerinden dü. men suyunun kıvrıntılı akışı far.. kediliyordu... Pehlivan reis, hâlâ - iliklerinde büküm süren tahtelbahir korku. sunu bütün şiddetile muhafaza e. diyor; bizzat yaptığı — telkinlere rağmen bu hissi — dindiremiyor, bir türlü sinirlerini yatıştıramı - yordu.. Bulunduğu küsare kapağının ya. nında, gözüne ilişen tayfaları et . rafında toplanmağa davet etti: (Devamı w) Üç GÜNLÜK HİKÂYE (4 üncü sahifeden devam) on yıl İstanbulun semtine uğra. madım. Doğduğum — şehrin — gözümde tütmesine rağmen onun karşısı. na çıkmamak için, tahammül et. tim. Gelmedim. Seven her şeye katlanıyormuş meğer.. Amcant öldü. Ben srük 33 ya. Şinda olgun bir adamdım, Amca- min biraktığı oldukça mühim servetle İstanbulda büyük işler görebilirim. Döndüm. İşte bugün İstanbulda, bana aşkın ve henüz tamamlanmıyan evamiri aşeresi. nin nasil olduğu yerdeyim. Ne bileyim, kendimi bu hatıra. ların kucağında beş on dakika tutmaktan menedemedim. On yı. hn hatıralarile başbaşa kaldım. Ve.. size bu köprünün yeşil ren. ginden tedaf yaptığım hikâyemi anlattım. Köprü yeşile boyanmış. Aşk ta bir tohumdur. Filizlenir. Filizlenmek, yeşillenmekdir. İşte Köprünün yeni rengi bana altın. da filizlenen fakat boy atmadan kurüyüveren aşkımı hatırlattı. Üçüncü perde bundan sonra başlıyor. Ve aşkın evamiri aşe - resi son bir emirle nihayet bulu- yor, Gitmek için kalktım. Yorgu . num. Eve gidip istirahat &dece . ğim. Henüz iki adım atmıştım ki, Üsküdar iskelesi tarafından bir feryad koptu. Bunu birtakım ses. ler takib etti. Herkes o tarafa doğru koşuyor. du. Meraklandım. Ben de ilerle. dim. Baktım, herkes denize bakı. yor. Kalabalığın arasından b mı uzattığım zaman denizin ü rinde çırpınan bir kadın gördüm. — Kendisini denize attı! — İntihar etti!.. Diye - bağrışılıyor, bir te gidiyordu. Lâkin zavallının kur. tarılması için hiç bir ciddi teşeb. büs yapıldığı yoktu, Uzaktakı sandalcılara sesleniyorlardı. Ceketimi çıkardım. İyi yüzme bilirim. Bu bedbaht kadını kur . tarmak için kalabalığı yararak kendimi denize fırlatum, İki ku- laç sonra yanındaydım. O, sula. rın arasında çırpımıyor, boğuk sesler çıkarıyordu. — Saçlarından yakaladım. Kollarımın arasına çektim. Yüzünü çevirdiğim za - Tan soğuk suyun içinde sıcak bir terin vüsüdümden — boşaldığını hissettim. Gözlerime inanamıyor. dum. Çünkü kollarım arasındaki kadın.. oydu. Kendisi için on yıl İstanbuldan uzaklaştığım insan. dı. Kollarımın arasında baygındı. Etraftan yetişen sandalların yar- dımile, Köprüye çıkardık. İmda. dı sıhhi otomobiline haber verdi. ler. Onu gönderdikten sonra ceketimi aldim. Sırsıklarmdım. Bir otomo. bile binip bir an evvel evime git. Hastahanede aradım. Buldum. Bedbaht olmuş. Yaşamak zevkini kaybetmiş. Beni yıllardır arıyor. muş. Hastahaneden - çıktıktan sonra onu bir otomobile bindirdim. Köprüye geldik. Merdivenin al. fına getirdim onu, Ayni yerde, bana — allahaısmarladık — dediği merdivenin son basamağındı: — Bu son konuşmamız olacak! Dedim. Sapsarı kesildi; lâve ettim: — Çünkü benim olacaksın! — BİTTİ -- (5 Inci lıhıfıdm devam) tub değil, bir emirname, bir teh. didname çıkıyor. Bunu bir iki gün evvel <Son Telgraf> yazmıştı. — | On lik emirnamenin | bulâsası şüdür: By Lord cenabları, kimseye birşey söylemeden be - nimle beraber gel. Yoksa derkal “tabancamın kurşunile ölürsün!... 'Tronton kıyafetini değiştirmek. te usta bir adamdı. Kendine Ame- | rikalı bir gazeteci vererek | Lordun yanına gideceği diğer ta- | faftan zengin Lorda haber veril . mişti!, Ramsden bir tara polis müfettişi ile Lord, diğer rafta olarak şunu — hazırl 'Tronton geldiği zaman L nında birisi bulunursa Tronton mektubu verecek, Lord bunu a- bakınca derhal itaat ederek — Haydi gidelim. Yaptırmakta | olduğum çocuk hastanesini göstereyim. Tronton işinin böyle muvaffa - kiyetle başladığını görünce Lordu 1 bekliyen ğt karşı. İ ma size | yata götürmenin kolay Kurnaz Ramsden de otomabilin şoförlüğünü edecekti. Otomobilin bu kumpanyaya aid olduğunu söy lemeğe hacet yok. Fakat otomobil deniz kenarına gelerek orada bek liyen yata Lordu bindirmek kolay olacak mıydı? Tronten bunun için tabancasını çıkararak Lordu teh - did altında bulunduracaktı. Lord da bu tehdidin tesirile itaat edi - yormuş gibi görünecek, ise plândan daha evvel haberi ol. ı cihetle neticeyt bekliyerek fada polis zaten müdahale etmiş olacaktı!. 'Trontor kıyafetin. deği; yanına da iki tabanca Ramsden ile bera Lordun bulunduğu yerin | da otomobille gezerken za- vil polisler de Lordun etra. den disinin. hük « omobili i. da bir A, çocuk hasta. Amerikalı bir fından ayrılmı şoför kasketi « kikaten şofü mettirecek bir halde e nin içinde bulunuyordu. Sözde gazeteci ve daktorun ü- zerinde iki tane büyük otomatik | ü -MÜKEMMEL TUZAK! Brovntng tabancası vardı. Rams . den atomobilden inmiş, polisi ha. berdar etmiştir. Polis Trontonu tevkif ettiği zaman üzerinde bu silâhları bukunca Tronton kendi. sinin maksadı bir sinema filmi çin yeni yazdığı bir sahneyi tecrü. be etmek üzere bu oyunları yap. tığını söylemiştir. Fakat daha evvel Lordı zından üç tane mektub mak lüzımdı. Lard kaçırıldığı man bu mektublar kendisine yaz. dırılacaktı. evvelce uzun uzadıya nakledilmiş. ti. Fakat Lordun husust mektub kimsenin şüphı dan o mektubları yi Rarnsden Lordun kâtibini elde edeceğini söylemiş, kâtibden ha. kikaten bu kâğıdlar: tedarik et- mişlerdir. Fakat polisin ve Lordun haberi vardı. Lordun kâtibi Lordun müsaa desile bu kâğıdlardan üç tane ver miş, bu kâğıdlerın elde edildiğini gören Tronton kâtibin de artık elde edilmiş olduğuna hükmetmiş tir. İş te bu cesaretle Tronton tev. kif edıldıâı gün Lordun fabrikası.. na gilmiş, şoförlüğü de Ramsden yapmıştır. Fakat Lord kaçırılma. darı Tronton yakalanmış, düştüğü tuzağı anlamıştır. Müuhakeme daha - bitmemiştir. enin nakledileceği tabiidi: BUĞÜNKÜ PROGRAM Akşam neşriyatı: 18,30 Plâkla dang musikisi. 19,15 Konferans: Üniversite namına do. çent Fevzullah Doğrüer (let bakımdan modern diş tababeti). 19,55 Borsa haberleri, 20 Grenviç rasatanesinden naklen saat 20,02 Necmeddin Riza ve dan Türk musikisi ve 1 20,4 ı ları tarafır kıli Hikâyenin bu tarafı | fından arabca ve arkadaşları Si ve halk şarkıları. 21445 O 1— Tomas: Raymood'uve 2— Gunö: Tribü dö a 3 Ajans haberleri, 22 1â sololar, opera ve oöperet par - çaları. 22,50 Son haberler ve erte- si günün programı. 23 Son. İngiliz Müstemlekelerinde Karışıklık (4 üncü sahifemizden devam) rılırlar, memnun — olurlarsa bir gün nikâhlanırlar. Kadı az ücretle ağır hizmet! ler, taş kırarlar. Kadın ve erkek çi arasında böyle hi neticesi olarak dünyaya birçok çocuk gelmektedir. Şu son on beş sene zarfında Jamayka'nın halkı eskiden — 12,000,000 olan nüfusu üçte birinden fazla artmuştır. Jamayka'lıların başlarında A - Jeksandr Bustament isminde bir genç hatib vardır. Daha geçen - lerde bapisaneden çıkan Alek . sandr Avrupa matbuatı ve bil . iliz gazeteleri için meş. | hur bir sima olmuştur. İsminden çok bahsedilmekte ve resmi konmaktadır. — Aleksandr yerlilerin sefsletini anlata anla . ta bitirememektedir. Doğan ço « cuklardan da 50,000 çocuk açlık. tan, bakımsızlıktan — ölmektedir. Bunlarmektebe gidemiyorlar, o . kuyamıyorlar. Bir İngiliz mubabirinin Ja . mayka'dan yazdığına göre orada. ki İngilizlerden — birinin evinde yerlilerden tam 5 hizmetçıi vardır. Bahçivan, uşak, ahçı ve salre gibi. Onların hepsine birden verilen haftalığın yekünu Amerikada yal. miz bir. hizmetçinin aldığından daha az imiş. Çelik ciğerli Adam | (5 inci sahifemizden devam) Şikagoda yapıldı, Çelik cendete açıldı, delikanlı cudi rıldı, katı bir minder tırıldı. Mucize kendin! gösterdi. Deli kanlının yanakları kızardı. Ök: meğe başladı. Göğsü kabarıp ini- yordu, güçlükle nefes alıyordu. | Sonra kolunu hareket ettirdi. He. men cendereye konuldu. Üç daki. ka haricde kalmıştı. 'Tecrübe tekrar olundu. Fred Simit bir defa yirmi üç dakika makinenin haricinde kaldı. Sonr büyük bir 2Af gösterdi. Fakat ge. rek kendisinin ve gerek ailesinin | ümidleri arttı. Buna dünyaya Ikinci geliş Demeli (5 inci sahifemizden devam) 'na iyi muamele edildi. Sigara ve- lar, kahve içiriyorlardı. Di. ğer mahkümlarla beraber iskam. bil de oynardım. Hulâsa — kurtuluşumu anneme borçluyum. Orada iken bana her ©n beş günde bir paket yollar, Fasdaki İngiliz konsolosu vasıta. sile bu bana kadar gelirdi. Hattâ | İngiliz gazeteleri de gelmeğe baş. | lamıştı. İşte böylelikle bu mahkümiyet | bitti. | Fakat bundan sonra ne yapaca. | ği sorulunca sabık mahküm şun. lemiştir: ok yoruldum. Bundan sonra artık mücadele etmek için kendimde arzu duymuyorum. Kâ- fi derecede kaç senedir uğraştı didiştim, kavga ettim. Artık ye. ter, Bundan sonra memleketimde kalarak bir iş sahibi olmak, yer . leşmek İstiyorum. Şöyle iyi bir iş olsun, ben çalışayım diyorum. Fa. kat öyle zannediyorum ki bu arzu ç bir müddet içindir. On. | dan sonra ne olacak?. Kendimi toplıyacağım, dinleneceğim: Din. | lendikten sonra bende tekrar bir gitmek, uzaklara gitmek hevesi kendini gösterecektir. İçimde böy | le bir arzu uyanınca artık dura. mıyacağım. Gideceğim, uzaklara uzaklara gideceğim zannediyo - um. SÜMERSPOR - HALKEVİ MUHTELİTİ MAÇI Eminönü Halkevinden: 19 Haziran 938 pazar günü saat | (9) da Evimizin muhtelit takımı ile | Sümer Klüb arasında Beşiktaş Şe. ref stadında yapılacak maça telit kadrosuna dahil olan bilcürmle oyuncuların mezkür saatte sahada hazır bulunmaları tebliğ olun e nefes alabilmesi için altı se. ne lâzım geldiğini söylüyorlar. Altı sene daha cendere içnide yaşamak... Doğrusu kolay birşey değil. Fakat, Fred birkaç kereler üm tehlikesi geçirdiği için bu müddeti çok bulmuyor. — Tek yaşıyayım da, altı sene Doktorlar, hastanın tabit su « daha bu cenderede kalayım, beis yokl... SON TELGRAF'ın Haremi padişahide, ancak Pa. dişahın kendi — bendegânı olan mahrem kalfalar hizmette bulu . nabilirlerdi. Bu kalfalar da, ha . zinedar ustanın emniyet edip kü. çükten yetiştirerek haremi hü - mayuna aldığı kızlar idi, Bu kız. lar, o derece sıkı koritrol altında bulunuyorlardı ki; sarayın hiçbir daire halkile münasebatta bulu - namazlardı. Padi; susiyesi olduğu . Koridorların loş ziyasını kara rengile gölgeleyerek gelen biri - sini, billür hamamın dış kapısın. en kalfalar görünce şa. idi? Bir ha. yal ve yahud bir ecinli myidi? Kim gelebilirid!.. Hlem dine? Sonra; sarayı hümayun ot. Tafı, kademe, kademe süngülü si. lâhşurlarla muhat idi. Karaltı gittikçe yaklaşıyordu. Kapıda duran iki halfa korkula. rından titremeğe başladılar. Hat. ta, korkularından avazı çıktığı kadar bağıracaklardı. Biraz sonra, karşılarında kız - larağasını görünce donakaldılar.. Ağanın burada ne işi vardı? Evet kızlarağası, haremi hü - mayunun en salâhiyetli ve inzi batına memuür bir udamı idi, Fa. kat zatı hümayuna mahsus olan husust dairelere kattyyen emir olmadıkça giremezdi. Her halde vardı. Yoksa Sultan Azizi hal mi et. mişlerdi? Kalfalar şaşkın, şaşkın bakışırlarken Arab, usuletle Va. lide sultanın iradelerini tebliğ etti. Valide sultan hazretleri. E . fendimizi rla Hazinedar ustayı, da'rei padişa - hideki — dairelerinde — beklerler, Kendilerini usuletle haberdar e. diniz.. Arab, valide sultanır. iradele . rini kalfalara tebliğ etti ra, ayaklarının uçlar seşsizce bir gölge, gibi, yok olup gitti Kalfalar, kızlarağasına hiç bir öylemediler. Zaten hazine . dar ustanın mahrem kapıda olup, olmadığının farkında bile değil - lerdi. Halbüki Arzıniyaz, mah - rem kapıda nöbette değil, billür havuzda halveti padişahiye dahil olmuştu. Kızlarağası uzaklaştıktan sonra kalfalardan biri diğerine hafifçe fısıldadı: — Muhakkak devletçe mühim bir şey var, Valide sultan efen . dimiz, geceyarısı haremi hüma - merak bi ortadan dimizi rahatsız etmezler. Öteki kalfalar da mukabele etti: — Her halde mühimce; yoksa mahremi padişahi olan bu daire. ye kadar kızlarağasının — girdiği vaki mi? İçlerinden biri hafifçe kapıyı vurdu ve bekledi. Hazinedar çık. mamıştı. Belki işitilmemiştir di - ye vurmasını bir parça daha kuv. vetlice yaptı.Yine gelen giden ol. mmadi- mühim, fevkalâde mühim bir hal |Z OEN yundaki dairelerine gelip efen - | Yazan: M. Sami KARAYEL Tarihi tefrikası No. 15 Valde sultan hazretlerinin ha- reme gelişi büyük bir devlet meselesi sayılıyordu! Kalfalar bu işe mana vermek ister gibi birbirlerinin yüzüne baktılar, kapıyı vuran kalfa ar . kadaşına: — Alla, Allah! Acaba hazine - dar nöbet mahallinde uyuya mı kaldı? Öteki: Nasıl olur, imkân mı Var? Şimdiye kadar vaki olmamış bir şey!.. Sonra, efendimize ne ce - vab verir ki?, Kalfanın söyledikleri pek &. ru idi. Mahrem kapıda nöbet bek. liyen hazinodar, ebedi uykusuna yatmadıkça imkân yok uyuya - mazdı. Öyle ise neden ses ermiyordu? Diğer kalfa, gayet hafif sesle $ mukabelede bulundu n yeni bir iradelerini almak üzere içeri ça. ğırılmıştır. Bir pirça bekliye lim de tekrar vururuz Zapıyı... Dış kapıda nöbet be falar, kat'iyyen iç kapı yan! hazinedarın bekiediği vere giremezlerdi. Ancak, her hangi bir emir üzerine birşey gelirdik « leri vakit kapıyı hafifçe vurur - lar. hazinedar bu ses üzerine dı. şarı çıkar alacağını alır, kendi elile içeri götürürdü. Mahrem ka. pi daliresinde herkesin göre ceği şeyler olabilirdi. Halvete ren kızların ve Padışahin iç maşırları. (Devamı var) SAHİR OPERETİ Cumartesi — Şehremini İnşirah bahçesinde Marincllâ. Pazar — Yeşilköy ıstasyon bah. çesinde Küçük daktilo, Pazartesi— Beşiktaş Suad parxk da Marinellâ. Pek yakında aşk Yesmi geçidi ... HALK OPERETi Temsllleri KURULUŞU 1086 İSTANBUL. 19 Pazar Beylerbeyi 20 Pazartesi Narlıkapı Tiyatrosu Sanatkârları 21 haziran sah günü akşem & idiye köy. 22 çarşamba Kınslıada, da (Balayı) vodvil 3 perde (Zehir. leyen dudaklar) ayrıca caz. piyesi 1 perde —x — İstanbul 'Talibi bulunması, askerliğini sicil servisine müracastları. inşa edilmiş kârgir köşk Üsküdar pmiş ve yaşının otuzdan İmotosiklet kullanabileceği Bu şartları haiz bulunanların 21/6/938 tarihine kadar B € dalr vesikayı Gümrükleri Başmüdürlüğünden : 12 Jira asli maaşlı iki kolculuk için müsabaka imtihanı açılmıştır. n Memurin kanununun dördüncü maddesindeki şartları haiz 1 bulunması v haiz bulunması gerektir. MÜZAYEDE İLE SATILIK KÂRGİR KÖŞK Üsküdar İcra Memurluğundan: Göztepede tramvay santral ist. ğında 12 numaralı 1340 metre meyvalı bahçesi bulun Iki banyo, iki mutfağı, elektirik, su, havagazı bulunan asyonu civarında Taşı n 6 oda, 2 salon, İcra dairesinden 038/1526 No lu dosya ile 6 temmuz 93( çarşamba günü saat 14 de müzayede ile behe. imehal satılacaklır. Fazla tafsilât: Galata Ada han No. 10 Tel, 43837.

Bu sayıdan diğer sayfalar: