MA Birdenbire patlıyan bir kazan bir çok insanın hayatını tehlikeye koyabilirdi.. (Dünkü sayıdan devam) Genç kadın, Sen kıyısını gö - rünce boğulacak gibi - oluyor. Kaptau.n yanına gidiyor: - Kaptan, diyor.. bir-şey yap, bızi kurtar,.. — İmkâm yok!, — © halde gemiyi batır!.. Kâptan düşünüyoz, ve: KâfI der yok, madam.. Fakat, son bir gay. retle bulunacağım.. O sırada, Telemak, Sen'in en ( geniş bir yerinde bulunuyor. Kaptan, gemicilere bazı emirler veriyor. | Birkaç dakika sonra «Telemak» tini arttırıyor, etrafındaki ( Bemilere doğru yürüyor. Bunlar, üsademeye meydan vermemek ç için biraz kenara çekiliyorlar, | Telemak, bunlardan birisine sü. :îneruk geçiyor. Artık yol ser « — Asla!.. Red Jim, kaptana doğru yürü- dü. Gözlerini kan bürümüştü. Soluyarak nefes alıyordu. Kaptan bağırdı: On tanesini bizzat ben ta- | Hepsi altın dolu tdi. | Gemiciler cevab vermiyorlar, cinlerini içiyorlardı. Red Jim kalktı: Mühim bir Dolandırıcılık — | Teksir makinesi mu- cidine 150,000 lira kazandırdı Fransa — zabıtası, — İskontland Yardın muavenetlle, 27 bin İngi- liz lirası (150bin Türk licası) do- landıran bir cenubi Amerikalı yı arıyor. Bu kurnaz adam, «sihirli - bir kutu» keşfettiğini ve bu kutuya atılan bir İngiliz bankonotunun | az sonra üçleşerek çıktığını iddi- a ediyormuş. . İsmi gizli tutulan bir Fransız nasılsa bu dolandırının sözüne kapılmış ve birlikte Lon- draya gitmiş. İngiliz bankalarının birinde bulunan parasından 27 bin İngiliz lirasını çekmiş, kendisine vermi zengini İki gün sonra buluşmuşlar, bü - yük bir lokantada beraber yemek yemişler. Yemeğin sonlarına doğ- Tu garson gelmiş, cenubi Ameri kaya telefondan — çağırdıklarını | söylemiş. Herif kalkmış, gitmiş. | Ve bir daha görünmemiş, merfkalının saatlerce gelme - diğini gören Fransız zengini te - lâşa düşmüş ve polise müracaat ederek vak'ayı anlatmıştır. Acaba zabıta bu kurnaz dolandırıcıyı tu- tabilecek mi? Yoksa atı alan Üs- ÖLÜME DOĞRU — Geliniz gemiyi görünüz. Bir Devamı 7 inci sahilemizde küdarı geçti mi dersiniz... S8S—SON TELGRAF— İ Temmuz 1938 Üç senelik aşk.. . Nihayet her şey anlaşılınca heyecanlı macera sona erdi Genç delikanlı yeni tanıştığı güzel kıza * yazdığı mektublar işi bozmuş İngiliz gazetelerinden naklede. | da sualler ve cevablar biribirini | sadece şundan ibaretti: Sen artık rek dünkü «Son Telgraf» yazı - | takib etmiş, kadını, sevgilisi gen. Ş yordu: Yirmi sene evvel koucaya vardığını söyliyen kadın üç se - nedenberi de genç bir delikanlıyı | çıldırasıya sevmektedir. Bu müd- det zarfında her türlü çılgınlığı yapmışlar, fakat genç çocuğun anasile, babasile arası açılmış, ni- hâyet bir gün kadın, posta ile bir paket almıştır. Bu pakette bir kölata kutusu avrdı. Fakat çiko. lataları yedinkten sonra kadın fe. nalaşmış, kendinin zehirlendiğini söyliyerek iş adliyeye ve mahke. meye düşmüştür. Ojeni Greg is- mindeki bu çıldıtasıya âşık ka - | dının iddiasına göre çıkolataları | kendisine yollıyan, sevdiği deli. kanlının anası Anti Berbe'dir. Halbuki Anti Barber, böyle şey. lerle meşgül olmak için hem pa- rasına, hem de vaktine acıdığını iylüyar. bu isnadı şiddetle red - dediyor. Mahkemede Anti Bar - berin vekili Üe kadın fişık arasın. 'Telemak kaçıyor. Öteki gemiler de peşini takib ediyorlardı. Ahali; evlerinden — fırlıyorlar, sahile koşuyorlar;;;; ;bu çılgın ya- rışı merakla seyrediyorlardı. Te. lemak limanın önünden geçiyol du. Takib eden gemilerden biri ateş açtı. Ambardan çıkan bir tayfa bağırdı: — Ambara su dolu saatc kadar hareket edeceğiz. Dedi. Dışarı çıkan — gemlciler, yalpa vura vura rıhtıma gidiyor. lar, bu seyyar kasayı görmek İs- tiyorlardı. | — Bakınız!.. Alaca karanlıkta güzel bir yel. yaldızlı harflerle yazılı ##mi oku. nuyordu: La Lüti Yaşlı bir deniz küru: batıyo. KER — Bir Fransız gemisi.. . Atılan güllelerden biri, Tele - | — — Aytınlar kimin?. en! makın u - kesiminden —aşağısına | — pyaş Bir diğeri sordu N çarpmış, büyük bir delik açmıştı. n ğ — Bilmiyorum. Bu gibi şeyler daltma mektum tutulur... Sesini kısarak ilâve etti: Zannederim, Holandadaki orduya &id. Az sinra Lütin yelkenlerini aç. tı, Hmandan çıktı. Rihtimda dü. ran bir arabanın — içinde * siyâh mantolu iki kişi vardı. Bir şey söylemiyorlar, geminin hareketi. ni tarassud ediyorlardı. Bunlardan biri arabacıya: — Haydi, dönelim artık... Kaptan-emir ver; — Herkes güverteye çıksın!', Fizariler birer ikişer gelyiorlar. (CDğnkü sayıdan devim ) ; Birdenbire eiler.ni uzattı: — Çocuğu var bana', Diye bağırdı. Amalık şefkati, a. nalık muhabbeti Mucizesini gös- termişti. Artık bahçede bir İm - paratoriçe, bir dilenci kadır. yak. tu. İki şefkatli ana vardı: Biri, hastalık ve yoksuzluk yü- zünden sütü kesi yeri ve - Dedi. Ve araba sür'atle uzak. yüzünden memeleri Taştı şişkin iki ana. Arşidük henüz Lütin, limandan çıkınca yüksek | sütten kesilmemişti. dalgalar üzerinde adetâ bir ceviz Mari Terez, tereddüd etmedi kabuğu gibi sallanmıya başladı. | Bir yavrunun hayatı mevzubahs. Fırtına gittikçe şiddetini arttırı- | . Bunu kurtazmak lâzt Sütnine bulmak zamana muh- tacdı. Bu müddet jiçnde çocuğun ölüvermesi muhtemeldi. İmparatoriç>. kizli paçavralara sarılı yavrucuğu iğrenmeden, sinmeden kucağı narındaki sıralar dü. Dilenci kadı n yordu. İmparatc tı, çocuğu © d Yaşlı bir asılzade oğlunun 0- mMuzuna dayanarak yürüyordu. — Vakit geçirmeyiniz, güver - Eldcn nehre atlayınız. -Yüzerek hlle çıkabilirsiniz, Kaptanın bu tavaiyesine cevab Vüren, nehre atlayan olmadı. n tana yaklaştı, 1 bir sesle: kaptan, ! tercih ediyoruz. tanın gözleri yaşla doldu. | delim... | Telemak, yavaş yavaş suya gö mülürken firarllerin duaları gök- yüzüne yükseliyordu. Gemide: B0 milyon altın- vardı. Bu hazineyi çıkarmak için çok e- mek sarfolundu. Fakat hepsi hoşa gitti. Geçenlerde Paris - Belediyesi, Telemakın ankazını müzayedeye | koydu, 12500 franga sattı, Belediye, yapılacak araştırma. da ankaz bulunur, içerisindeki hazine çıkarılırsa 620 sinin ken. disine verilmesini temin etmiş - Jir Bu sene içinde işe başlana Caktır. LA LÜTİN, UĞURSUZ YELKENLİ 1799... İngilteren'n şark, sahi - linde küçük bir limunda Yarmı yordu. Bütün tayfalar güverlede idi. Kaptan, yüksek sadasile gemicile. ri teşçie çalışiyordu: — Haydi, evlâdlar gayret, gat. rett.. Yüzüfden kirli terler;akan bi. risi kaptana: — Bize altın ver, Yoksa... diye bağırdı. # çalış Yorgun argın eve döndünüz, söyuhdunuz. Birdenbire — telefon çalıyar, gok sevdiğiniz dostları - nızda nbiri akşam yemeğinc da - vet ediyor. Gitmeseniz olmaz. ihtimali var, O halde?.. Yeniden giyinmek, saçlarınızı düzeltmek, yüzünüze makiyaj yapmak lâzım. Tabii, zi. yafette daha başkaları da bulu - nacak. Onlara karşı çirkin görün. mek istemezsiniz. Aynanın karşı. hazırlanmıya başlar - Gücermesi | Sına geçer, sınız. f Evvelâ şünu — tavsiye edi ilecin yelkenlerini — şişiriyor. | xatiyon asabileşmeyiniz, acel Tane de mütlad hilâfı iyük bir faaliyet var, Barın ya. kınında, Red Jim'in yanınd mıizı saçlı dinç bir delkanlı, on kadı ici büyülenmiş gibi öğlenden .Siyah Grogren den sonra giymeğe mahsus çok şik bir şapka, Üst kısmında tabii yapraklı penbe bir kamelya vardır. İnce ve penbe renkli bir tüt altı hafifce gölgeliri. “çerde Si ğğ iz. Saçlarınızı biraz los. yonla ıslatınız, tarayınız. Tüylü bir ahvlu, yahut bir file ile bağ. layınız. Sonra yüzünüzü haf 4: pudrajayınız. Yanaklarınıza, du. daklarınıza - pek az - kırmızılık kir. h Mari ik- a aldı, yolun ke- | miyordu. Jozet; bu pi | sini kıskandı. Kraliçi | ğini çekerek azlamıya başladı Terez TARİH ve ONU MERHANWETLİ, EN ŞEFKATLİ ANA OLARAK KABUL ECEBİLİR Mİ? ölümden kurtaranlara karşı el kaldırmamalısın! Dilenci kadın, İmparatoriçenin. gösterdiği ulüvv> cenab, ve şef - kat kurzşısında şaşırdı. Yere çö « meldi. O da hüngür hüngür ağlır yordu. ekllarınıobri. ojcufita. 'Tarihe geçen bu vak, İmparato- riçe Mari Tecezin ulüvvü cenabı. ni göstermeğe küfidir. Mari Te - rez, yalnız impacatoriçe değil, iyi bir kadın, xefkatli bir ana idi, Şönbrün şatasu nşa olunurken her gün geliyor, mumarlarla, a - 'ordu. ğ yığılı bir mey- dandan geçerken etekliğini top. ladı. Bu sırada bir kahakaha işit- t1 Başını kaldıcınca bir sürü kü- çük çocuğun iskelenin üzerine çı- kıp oturduklarını gördü. İskele on. on beş metre yüksekliğinde idi. Aşağı düşreeleri, kafaları pat. lamaları irakânı vardı. — — İmparatoriçe: (Devamı 7 inci de) ce yolladığı ateşli mektublar o . kunmuştur. Dünkü «Son Telgraf> da buraları hep anlatılmış, fakat at tarafının yazılması bügüne kalmıştı, Muhakemenin diğer bir safhası da şöyle devam etmiş Anti Barbein vekili, Ojeni Gre. ge şanu sormuştur: — Sizin bu aşk maceranıza başka birisinin karıştığını gördü. günüz zaman titizlik ediyordunuz değil mi?.. —- Böyle bir şeyden korkmak için sebeb görmüyordum. — 1086 senesi yılı başında eğ- lence tertib ederek Anti Barberin oğlu Norman Barber ile beraber olduğunuz zaman, çocuğun ana. sına, babasına, kocanızın da ara. yya geleceğini söylemiş mi idiniz? — Evet.. koca mda oraya gele. cekti. Fakat rahatsızdı. z — Kocanız hasta olduğu için gelememişti. Fakat siz eve dön. düğünüz zaman — beraberinizde Norman var mı idi? — Beni eve götürdü. — Anti Barber hiç sizin evini. ze gelir miydi? oradan oğlunu a- larak götürür mü Idi? — Benim evime gelirdi. Fakat ben Normana hiç bir zaman ana. sını, babasını dinlemesin diye bir şey Ona söylediğim Gözleriniz-yorgun' ise, bir finca- 'nın içerisine iki üç damla gülsu. yu, yahut portakal süyü koyunuz, banyo yapınız. Yorgunluktan mü. ellid kırmı k derhal geçer, te Son m;da Gömlekler 1 — Kazak emprime kumaştan, ince kırmalar a Ön ve arkasında Kollar kısa - ve omuzli vard doğru genişeedir. 1 metre eninde kumaştan | metre 380 santimlik bir parça kâfidir. 2 — Gömlek. Düz vyenkli ku - maştan: Ön tarafı pliselidir. Kol: lar kısa ve kol ağızları devrik ve düğmeli. 1 metre eninde kumaş. tan 1 metre 63 santim. $ — Kazak. Fantezi veya düz GÜZEL OLMAK IÇIN NE YAPMALI »Bu şapka, rengi itibarile çok orijinaldir. Siyah grogren dendir. -Beyaz, kırmızı ve yeşil çiçeklerle süslen- miştir. Üst üste komulmuş'iki ince f bir gölge verir. , biri de yeşi- tül çehreye Tülün biri kırını dir. Moda renkli kumaştan. Ön tarafı fante- zi kumaştan yapılır. Kollar kısa ve omuz başları hafifce kabarık. tır. 1 metre eninde kumaştan | | meotre 20 santim. Pantezi kumaş 15 santim. Uzun ve sıkı kollu çiçekli ro - mantik buzlu elbiselerin modası gittikçe arlmaktadır. Kalın mavi krepten olan bu el. bisenin etek ve korsajının önü. ne siyah krep satenden aplık ya. pılmıştır, Son omuzdan yakanın ucuna kadar narin bir gül ve çi- çek demeti sıralanmaktadır. Koll: selles ellerin üstüne doğru mü. klinde uzanmaktadır. Bi. leğin ağzından itiharen — düğme bulunmakta ve kollar kolun iç ta. rafında altı küçük siyahla çevril. mektedir. kendi yapacağını bilecek kadar hüyüdün, diyordum. Geçen sene yılbaşı tortusun. da Norman, genç bir kıza tesa . düf etmiş, onu sevmiş. Yılbaşı ta- tilini sizden ayrı geçirmiş. O kızı sevdiğini size söyledi mi? Siz bu nu öğrendğiniz zaman kendinizi kaybetmişsiniz değil mi? e |— — O bana böyle bir şey söyle- memişti, Lâkin bunu öğrendiğim zaman ben perişan bir hale düş. tüm. — Siz ondan sonra- Normanın anasına, babdsına imzasız mek . tublar yolladınız mı? — İmzasız mektub yollamadım. — Siz, geçen yılbaşındanberi bu sile için bir felâket oldunuz. Onların husust hayatına karıştı. züz, Niçin onları bırakmadınız, neden bü aileyi kendi haline bı. rakmadınız? Siz artık kendinize hâkim olamıyordunuz, heyecanı- mıza mağlüb oluverdiniz dağil mi' — Başka ne yapmamı istiyor. dunuz? — Bu genç çocuk, evli bir ka. dınla üç sene yaşıyor, sonra genç, namuslu bir kızla tanişiyor. Siz onu bırakmıyorsunuz. Artık ken- dinize malik olamıyorsunuz. — Ben aldatılmış, - birakılmış oluyordura. — Şubatta bir gün akşam Nor- man, sizin evinize gemedi mi? — Olabilir.. — Size ne dedi? Artık sizinle a- kasını kestiğini, her şeyin bit. tiğini söyledi değil mi? — Norman o zaman gayritabii bir halde idi. ; — ©Ö zaman siz ne yaptımız? - Son derece hiddet, şiddel göster. diniz değil mi? Fazla olarak tu bir revolver çıkardınız değil mi? — Evet.. öyle oldu., — Ateş ettiniz mi? — Hayır, ateş etmedim, — Onunla mücadele eftiniz mi? — Zannetmiyorum. — Sonra yere düştünüz, yığıl. dınız, değil mi? — Evet, bayılmıştırm. — Normanın cebinden birtakım kâgıtları aşırmak istediniz mi? — — — Kendisine yolladığım mek. — tubları geri almak — istiyordum. —— | Ben çılgın bir halde idim. Uğras — şıyordum. Sonra Normana şun « — | Jarı söyledim: Norman, sen şim. diye kadar kocamın müsaadesini — (Devamı & wcı sahilede)