2 Temmuz 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

2 Temmuz 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Turizm işl da bi Kaymakam ve be[ea_V;';e reisleri valilerin yanında toplanacaklar Her kazada alınması lâzım gelen ted- birler bu komisyonlarda tesbit edilerek vekâlı Memleketimizde turizm işleri. nin tanzimi etrafında İktisad Ve. kâletince yapılan müsbet çalışma- Tar hazlandırılmıştır. Ahiren Türk Ofisi turizm şu- besi; bazı vilâyetlere de bir mek. tup göndermiştir. Bu mektuapta; — Valilerin; kaza kaymakamları ve Belediye reis. leri ile temas ederek bu mevzu et. rafında alınması lâzım gelen ye. ni tedbirleri muhitin şerait ve im- kânlarına göre turistlere faideli olacak işleri hazırlayıp, takip et. meleri bildirilmektedir. Bunun üzerine muhtelif Vilâ. yellerde valile kaymakamları da. vet ederek görüşmüşlerdir. Mahalti kaymakamların ve be - lediye reislerinin iştirak ettiği bu toplantıda valiler, Feci bir cinayet kazasının enferesan ŞĞ ee B İ Dinamitle parçalanan zavallı bir amele için 100 bin lira Kaza hakkında tahkikat yapan bir ehli vukuf ölen amelenin ailesini 100 bin lira tazm Şimdiye kadar memleketimizde ve alelâmum hariç memleketler. de vukua gelen her hangi bir kaza. da; ölen bir kimse hakkında taz. “tminat almak için varisleri tarafın. dan açdan davilerde — istenildiği görülmeyen yüksek bir miktar ev. velki gün İzmirde taleb olunmuş- tur: İzmir ikinci hukuk mahkemesi, bu enteresah tazminat davasını ikmal etmek üzeredir. Bu dava, 100,000 liralık bir tazminat iste. iine dairdir ve Camgöz Mustafa isminde bir amele afle reisinin ebedi muavenetinden —mahrum kalanlar tarafından B. Paterson aleyhine açılmıştır. B. Patersonun Köyeeğizde iş. lettiği madende, ihmal yüzünden cereyan eden müessif bir kazada Camgöz Mustafa adında bir ma. dön işçisi hayata gözlerini yun muştu, Bu kazada, madeni işleten şirketin mes,uliyeti aşikâr olduğu | söylenmektedir. Şirketin amele çavuşu, Taaden çıkarılmaması icap eden bir kısma işçi ekiplerini sevkettiği bir sıra. da dinamit infilâkiyle Camgöz Mustafa hayata gözlerini yum. Muştu. Varislerin açtığı 100,000 liralık tazminat davası son safhaya gel- miştir. Tayin 'edilen ehli vukuf, tazminat nisbetini, mahkeme ka- vilâyetin tu- | eri hakkın- r emir lete bildirilecek | Fistik mantakalarında meydana getirilecek otel işleri ve umumi. yet itibarile içtimai konfor işleri etrafında alâkadarları tenvir et. miş ve direktifler vermişlerdir. Turistik mıntakalada, hariç ve dahilinden gelen ziyaretçi ve sey- | yahların istirahatlerini temin için gereken müesseselerin behemehal meydana getirilmesinde vekâle. te, vilâyete ve kazalar belediye. lerine terettüp eden vazifeler üze- rinde uzun uzadıya konuşulmuş. tur. Mahallen hazırlanacak rapor- en kısa bir zaman içinde vilâyet. lere verilecektir. Vilâyetlerce te. minleri mümkün olan işler vilâ- yetlerce yapılacağı gibi, devlet. ge alınması icap eden tedbirler de 'bir raporla alâkadar vekâlete bil. dirilecektir. mahkemesi isteniyor | | | inatalâyık gördü!.. rarile tayin etmiştir. Raporunu bu günlerde mahkemeye tevdi mek üzeredir. Bu enteresan taz minat davasının kararı - temmu. zun on beşinci günü verilecektir. 'Meşhud Suçlar Ağır cezayada teşmil hazırlıkları başladı Cürmü meşhud kanununun ağır| cezalı suçlara da teşmili hakkın. da her tarafta hazırlıklara baş - lanmıştır. Bu süretle ceza uzül | muhakemeleri kanununda yapıl. ması derpiş edilen tadilât, ağır - ceza mahkemesinin vazifesine da- hil meşhud cüzümlerde hukuku âmme davasını ikame tarzına ta. allük edecektir. Ağır cezalı mal . kümların da üç gür içinde muha- kemelerini temin edecek olan bu kanun meclisten çıkmak üzeredir. Bu hususta hazırlanan lâyihaya | göre ağır ceza mahkemeleri dairci kazaiyelerinde işlenen ağır ceza cürümleri, sorgu hâkimliğine ve . rilmeden, tekemmül eden evrak Bütün yaz meyva Ve sebzeleri ı;ıklı_ Ve bollaştı Busene kiraz çek az | | azablı, elemli, işkenceti bir çile.. eldu vişne ise bo Yaz münasebetile şehrimizde meyva ve sebze çok bollaşmıştır. Artık yazın hemen bütün mey . vaları piyasalarımıza gelmiş, çık- mayan bir yaz meyva ve sebzesi kalmabıştır. Ezcümle son defa piyasaya ge - Jen armud ve şeftali de birdenbire bollaşmıştır. Bu sebeble armudun kilosu 40 | dan 15.20 ye, şeftalı de 38 ten 20 ye düşmüştür. satılan domates de 7 kuruşa in « miştir. Yalnız patlıcan pahalıdı Ve tanesi 3 - 8 uuruşk arasında satılmaktadır. Bu sene kiraz, çok azalmıştır. Piyasuda pek az kiraz kalmıştır. Bu da 20 kuruşa satılmaktadır. Buna mukabil, bu yıl vişne çok boldur ve 10 kuruşa kadar satıl. maktadır. HLt a ledilin Başvekil'in Dünkü Tedkikleri Başvekil öğleden evvi Bilgiler okulunu ziyare! ederek iştur. Talim görüşm evvel müessesenin refi: siplerine uygun İaaliyeti dirle zikretmiş ve alkı lanmıştır. Her tarafta yeni Göçmen köyleri Yapılıyor Yeni köyler toprak mülkiyetiesasına göre | kuruluyor Gerek Mmemleketimize gelmiş | bulunan, gerek yeniden gelecek olan göçmen kardeşlerimiz - için hemen her tarafta yeni köyler ve evler inşasına devam olunmak - tadır. Ezcümle — İstanbul, Edirne asfalt yolu üzerinde ve asfalta 100 metre mesafede 200 er hane. lik yeni ve modern 2 göçmen kü. yünün temelatma —merasimi de Tekirdağ valisinin ve kaza kay - makamı Niyazinin huzurile ya « pılmiştir. Yeni kurulacak olan bu köyler, Sıhbat ve İçtimal Muavenet Ve kâleti tarafından satın alınan «Uhlaz» çiftliği arazisinde 68000 dekar arazinin iskân heyeti fen. niyesi tarafından haritaları ve plânları çizilmiştir. Bu hâritalar her göçmene tapa ile birlikte verilecektir. ğar ceza mahkemeler! üç gün için. de suçluları muhakeme ve karara bağlıyacaktır. DELİ GÖNLÜM YAZAN l NUSRET SAFA COŞKUN ı EDEBİ ROMAN: IX — söyledikçe açılıyor. Açıldıkça bir parça daha heyecanlanıyor, söz- lerinin arasına biraz da istihza serperek cemiyeti ve insanları, " telâkkilerimizi sarsalıyordu. Hiç bir könferansın böyle derin bir alâka ile dinlı L"ıi iğini hatırla. m. Gi tip gerekse mevzu hakikaten alâkayı bir an kaybettirmiyecek, gözü ve kulağı bir. san zaklaşı sandı € çin kendilerinden u- rmıyacak - kadar K entere- Öyle zannediyorum ki, salön- dakilerin pek çokları alay kalıp. “ları içine dökerek yarı müstehzi yarı ekldl insanlara ve hın telâk- Ismamışlar, kelime — oyunlarile yaptığı bazı ithamların hakiki manasınâ nufuz edememişlerdir. Buna rağmen kimsede en ufak bir hareket sezilmiyordu. Salonda çıt yoktu. Diyebilirim, Kkimse komıldamıyordu. bile.. Cemiyetten ve Insandan aile- ye İntikal ettirdi sözlerini.. Ale 4 cemiyetin nüvesi, protoplaz. ması olarak vasıflandırdıktan son dâkının ailede te tebarüz ettirdi. Ta cemiyet ah celli edeceği, Bozuk ah hh alle, çürük ik kili sakat ahlâklı cemiyetin ıh- desidir. dedi. Ona göre ailenin bozulması ce- yüz tutması, | Bu süretle yeni köyler tam mo dern şekilde toprak mülkiyetine malik olacaklardır. manevi sukulü ve inhilatı id.. Bazı noktalar nazarı dikkatimi celbetmedi değil Semra. En fazla olsa olsa otuzla otuz beş arasında olar bu adamın müfrit bir tass- subla ahlâk ve namus telâkkileri üzerinde duruşu garip değil mi idi?. Bütün doğruluğuna hakikatin ayni oluşuna rağmen bu fikirleri biraz da demode addetmek icab etmez mi?. Bunları insan, ak saçlı bir ih- tiyardan dinlerse hiç de şaşmaz. Lükin ahlâk ve namus bah: deven küçük bir müsamahaya ta. hammül etmiyen, — yanaşmıyan bir fikrin — sahibi eskiden da. ha çok bügüne yakın bir çağın adamı olursa sözleri insana hay- ret vermez mi?., Bu hayret hepimizde vardı. Ve.. l YKMOT TÜ I Daha bir hafta evvel 20 kuruşa | zenletin İi ni (EDOE B Resmin mânası Gazetede resim,. der - geçeriz. | Fakat, muhakkak ki resmin de ya- zı, yazıdan daha müessir ve sihir. kâr olduğu anlar var. .Hatay yirmi yıllık bir tahassür, den sonra Türk askerini bekliyor. 'Türk köylüleri bunun için şehir. lere inmiştir; kurbanlar hazırla. mıştır, Ulus fotoğraf muhabirinin gön- derdiği resimlere ve. - onların Türk askerini bekleyişlerine ba. | Mahalli kaymakamların ve be- karken insan fotoğrafa değil on- ların ta kendilerine baktığını ve gözgöze geldiğini hissediyor. Bu bakışta kaybettikleri eşini bulun. ların iştihası, hasretlerini dindi. ian içten canlanışı, taşışı ve akışı vardı BÜRHAN CEVAD .. v a Türkiye - İngiltere DEit at iş tirliği Mister .Nikson, un beyanatı İngiltere ile Türkiye arasındaki kliring itilâfının imzalanmasında ehemmiyetli rol aynıyan Eksport Kredit Garanti departman müdü- rü Nikson İngili imzalanan | itilâfname ve başında bulunduğu kilât hakkında şu izahatı ver. miştir: — Başında bulunduğum org> - nizasyan çu sebeple kurulmuş - tur: Ondokuzuncu asırda yaban. cı memleketler doğradan doğrü- ya Londraya müracaat ederler ve clde istikrazlarını yapa y giliz tebaasının — slacakl, sermayedarlarımız yabancıla timad etmez oldu. Bu vaziyetin devamı para istikraz çtmek isti yenler kadar da para ikraz etmek istiyen İngiliz sermayedarları ve İngiliz ticareli için kötü idi. Bu mülâhaza ile Eksport Kredi de pâartmanı bir muamelenin yalnız ticaret ve iş tarafiyle alâkadardır. Siyasi düşünce ile hareket etmez. "Pürkiye ile alâkamız Bosert şir - ketiyle başlar. Türkiye hükümeti Bosert şirketine sipariş vermişti. Şirket parasım deşhal istiyordu. Meseleyi tedkik ettik. Türkiyenin kredisini sağlam bulduk ve kre- diyi temin ettik. Bunda mavaftak | olunca, büyük bir TTürk dostu olan| İngiliz sefiri, bu krediyi genişlet. | mek imkânını aramamızı istedi. | Meseleyi tedkik ettik. Bunun ü- zerine muammer Eriş ile İlhami Pamir Londraya geldiler. İtlâf- nameyi imzaladık, Türkiye ile muame| tan büyük memnuniyet duymak. | tayız. Bu defa Ankaraya gelme - min sebebi, ititâfnamenin tatbik şekli üzerinde görüşmekti. Muammer Eriş ile yakından ta- nışmaktan büyük memnuniyet hissi duymaktayım. Eriş mahir ve enerjik bir müzakerecidir. Türki- yenin menfaatlerini büyük hassa- siyetle müdafaa ettiler. Müzake . reler bazan çetin safhaya girdi. Fakat netlcede anlaştık » konuşutuğu için, iddiaları — bazı muhitlerde münakaşaları, dedi- koduları celp etmedi deği Lâkin konferansında — muval- fak olmuştu. iddialı bir mevzu et. rafında konuşmuştu. Böyle bir id dizda bulunması için kendisi . nin de en az tipini çizdiği ideal insanın yarısı olması lâzımdı. bu şartların nefsinde toplandığına inandığı da muhakkaktı Yoksa bu derece kati konuşmağa cesa. ret edemezdi. Benim de onun hakkında ver- diğim bir hüküm va: Bu adam hayatında çok şey görmüş, bazı büyük hâdiselerle kurgulaşmış, nevmid olmuğ, - isti- rap çekmiştir. İnsanlara ve cemi. yete karşı kin taşıması, onlardan müstehzi bir ifadeyle bahaedişi sebepsiz değildir. Bunu anlıyacaktıfn. O, ümmetine doğru yolu göste. — Konferans 45 dakika sürdü. gv VÜK BRLERE Bi dilde . aa ır arasında kürsüden in. Dün iki bayram bir araya gel | mişti. Biri Deniz bayramı idi, bü. | tün vapurlar. Deniz işlerile alâ- kadar müesseseler - bayraklarla süslenmşti, Her sene 1 temmuzda olduğu gibi, dün de kabotaj hak- | kamın 'Türk bayrağına intikal et. | tiği gündü. Diğerine de, elektirik bayramı diyebiliriz. İstanbulda eleklirik şirketi, bugünden itibaren Dev- let eline geçmiştir. Dün bu müna- sebetle elektirik şirketinin kapu. sundaki «Türk elektirik anonim şirketiz levhası indirilmiş, yerine «Nafıa Vekâleti elektirik umum müdürlüğü» levhası konmuştur. Metro hanındaki eiektirik ida- resinin kapısı ve bunun cephesi, ve gerekse şubleri ampullerle ve defne dallarile süslenmişti. Bu su. | ryetle senelerdenberi ecnebi serma. yesi tarafından idare edilen elek- | tirik şirketi, dünden tibaren Na. fi Vekâleti emrine geçmiş bu- lunuyor. Elektirik şirketi, Belçikada Se- fino grupu denilen mali sermaye- dar br grupa aid bir müessesey- di. Türkiyede tatbik edilen tica- ret kanunları mucibince. bu şir. ket de hukuki manasile Türk a- nanim şirketiydi, fakat bu işin şekil tarafıydı. Elektirik şirket 'Türk anonim şirketi namı li da mükemmel bir sürette ecnebi kumpanyasıydı. Elektirik tarife- leri, flat meselesi, ve her türlü | işler Belçikadak! Safina grupu tarafından verilen direktifler ü- zerine idare ediliyordu Elektirik şirketinin Belçikadan aldığı talimat ve emirler üzerine, | Türkiyede elektirik işlerini ida. re etmesi, Türkiyenin takip etti- Bi iktisad politikasına uygun de- iğildi. Türkiyede takip edilen ikitisa. ei politika, Devletçilik esaslarına dayanıyordu. Ekonomik politikası Devletçi- olan bir memlekette, elektirik iş- | lerinin Devlet tarafından — idare | edilmesi mantiki bit zaruretti. Elektirik şirketi her şeyden ev. vel, adi hizmet müessesesiydi. bu itibarla, âdi hizmet müessese- | sini gayet tabii olarak karşıla. ması icab ader. Halbuki adi hizmet ifa eden ve amme hizmetlerini Türk, bir mü- essesenin mahiyet itibarile kâr üzerine müesses bir teşekkül ol ması lâzımdı. Kâr üzerine kuru. Tan'bir müessese her şeyden ev- vel yani umumi hizmet işlerinin daha kolaylıkla ve ucuza görül- mesini temin etmekten ziyade, sermayenin faizini düşünür. Çün. kü bir şirketin kuruluşundaki en | büyük ve yegâne mana da, ki dan başka bir şey değildir. hisse- darlarına az temettü veren ve fazla miktarda masraf eden bir şirket, iktisaden az randıman ver. miş addolunur. ĞL Babam, Halkevi reisi -ve di- üer arkadaşlar elini sıktılar. O mütevazı bir eda ile teşekkür et ti. Könsere kalmasını teklif etti. ler. lüsaade istedi. Lâkin babam: — Çok tatlı konuşuyorsunuz beyefendi, dedi. Meelisinizden İs- tifade etmek isteriz. Konseri din. Yodikten sonra aşağıda bir kahve- Tik hasbukali bizden esirgeme. yin! Mabçup bir tavırla boynunu büktü; — Emredersiniz. etendim! Babamla benim aramdaki san. dalyeye — oturttular. Mendilile yüzünü silerken: — Tebrik ederim, dedim.. kon- feransınız. hakikaten enteresan- di. Gülümsedi: — Teyeccüh gösteriyorsunuz Hanimefendi. Ben konuşmasını pek az denemişimdir. Becerebil. .de'qo_.k mı_uıı' kıni göyi 9—SON TELGRAF — 2 Temmurz 1938 Şehir meseleleri Elektirik bayramı! Dündenitibare Istanbul Elektrik Şirketi Bizim malımız oldu Demek olüyor ki, bu günkü şartlar içinde, kâr üzerine kuru- lan bit müessesenin, amme hiz- metlerini ifa etmesine imkân yoktur. Çünkü amme hizmetleri- ni hakkile ifa etmek için hizse- darlara az temetlü — tev: icap edecektir. Eğer bi: fazla temettü tevzi edilirse, am- | me hizmetleri ifa edilemiyecek- | tir. Bu itibarla da, amme nizme- tini gören, bir şirketin kâr şirke- ti olması, yekdiğerine bir tezad teşkil etmektedir Amme — hizmetlerini - deruhte eden — diğer — ecnebi — şirket . lerin, bu maksatlarını hakkile ifa edemediklerini gördük. — Meselâ rıhlım şirketi gibi. Bu şirket.- mukavelesindeki hükümleri — se- nelerdenberi tatbik etmemiştir. Yahut edememiştir. Makavele mucibince rıhtıim şirketi Halicin her iki tarafına ni yapacaktı. Seneler geçtiği halde, âmme hiz- metini ila eden bu vazifesini ya- pamamıştır. Osmanlı — imparatorluğundan, amme hizmetlerini deruhte eden ecnebi şirketleri varifelerini yap- h “miparatorluğunun ve perişan cihazı içinde | mümkün olabilirdi. Çünkü şirket | müdürleri, 0 devrin komiserleri- ne, nazırlarına paza yedirebilirdi. Fakat Türkiye Cumhuriyetinde, bu gibi işlerin bu tarzdaki rüşvet münasebetlerinin önüne dir duvar kesilmişti.. Bir şirket mukavele- | sinde deruhte ettiği vazifeleri ifa | etmek mecburiyetindedir. Bunu yapamıyan ve, beceremiyen, bir müessese, yerini terk etmek mec- buriyetindedir. 'Terkos, Telefon, rıhtım şirketi Bibi, elektirik şirketi de vazile- sini hakkile ifa edememişti. Hal. buki, İktisadi kalkınmada elek- tiriğin büyük bir. «hemmiyeti vardı. İstanbul gibi bir endüstri merkedinde — elektirik küvveti, sermayesine azami derecede faiz arayan, ve kâr arkasında koş- mmaktan başka bir maksadı olmı yan bir şirket tevdi edilem ezdi. Bize ucuz elektirik lâzımdı, gece ve gündüz çalışan fabrikalarımız, €n küçük imalâthanelerimizin, we halkın ucüz elektiriğe İhtiyacı vardı. Halbuki ucuz elektirik için de, bu işin devlet eline geç- | mesi lâzımdı. İstanbul gibi en Kalabalık bir yer de; ve bir endüstri merkezinde, elektirik işinin devlet eline geç- mesi, iktişadi sahada atılan zafer adımlarından biri de, şimdiye kadar, ccnebl sezmayesi altında, perişan bir surette işleyen, umu- mi hizmet müessasclerini, devlet- leştiren sayın Nafta Vekili Çetin Kayayı, muvaffakiyetinden do- Jayı tebrik ederiz. bozuk — diğimi sanmam, Halkevinin böyle bir emrile karşılaşınca çok tereddüt ettm. Lâkin emirlerini yapmak — vazi-” demdi. Bundan dolayı konferans vermek iddiasile değil de, bir |aan: Kadın sesi EFakiden kadınlarımızın musiki heveslerini kafes ardındaki mız. — rablardan nirdik. 30 çalgıya seslerini uydurarak şarkı söyliyenler hoş görülmedik ten başka, yüksek kalıkaha ile gü — len bir kadına karşı bütün bir ma. balle halkının hükmü şu olurd — Oynak karı. Ve bu kükmü yiyen kadınları dan komşuları yüz çevirirler, nunla konuşmazlar, onları dedil dularmamevzu yaparlardı. Şimdi bir saz sahnesinde kad elpençe divan durmuş d: sesini ayar ederek şarkı süylerken buluyaruz. Kadının hayat müca. delesinde erkekle bir safta görü mesi şüphe yok ki içtimsi bir kâmülün büyük nişanelerinden biridir. j Yalnız kadını bir içki so da fasülye piyazı ile ayni vazifeyi görürken bulmak titiz bir m renin iztırablı bir endişesini sil miyor. Ses, kadında da erkekte de zel olduktan sonra hilkalin bir diası halinde farksız görün icab ederken sazlı yerlerde daii kadını ön safta buluyor ve sesini istiğna edilmiş — olmaklı kurtaramıyaruız. X Münirden ve hafız Bürhamı başka hemen hemen erkek hiç bir saz heyetinin büyük derle yazılmış ilânlarında yer al gelen seslerden mış görmüyoruz. Buna mukabil elektirikli afişlerde ve radyo serlerinde her gün yeni bir bayı nan ismini okuyoruz ve dinliyoruz. Ve demek istiyoruz ki asrımı kadının sesi erkeğin sesini duyur. mıyacak kadar gür konuşuyor, — HALK Pİ'M)ZOİU Halkevi maçları Eminânü Halkevinden: Evimiğin 3/7/938 pazar gunkii) fatbol lik maçları Karagümrük alanı: Akınspor - Demirspor sast da B takımları, 15 de A ti hakem Necati, Saha komiseri: Sü, reyya Birol. K Hahcıoğlu alanı: Alemdar - Hahcıoğlu saat ır B takımları, —17 de A takımlat hakem Nuri. Sahâ .ııqı;ı.ıw,_ Yi ta Aml, Bakırköy lı.ıkm .lını._ Rami - İstiklâl ssat 14 de kımları, 16 da A takımları'hal Faik Uğur. Sahı ım,ı.ım" Ziyi Tüzüner. e İstnbul Spor kulubü başkan Bu pazar 3 Temmuz 938 Beykazı İst.spor - Beykoz spör günü tesi dileceğinden oradı yapılacak maçına iştirâk ekmek üzere yazılı emekli fudbol üstadlarır 3 Temmuz günü saat ,30 vapurun bulunmak üzere köprüde keni we mahsus levazımlarıyla hazır bü Tunmaları ehemmiyetle ricaolur Bay Yavuz, Avni Kolen, 4 fak Benderli, Şükrü Halil, miran, Mehmet Tanyeri, Zeki A ç alın, Şakir Pınar, Fazi! Say, Ağabey, Gani, Samih, Nafis 'Naci, Pehlivan Kemal, Seleh Beliren, İhsan — Bayrı, Emii Yahya, Emin Arif, Tahir”Tüğ, €i Tongören, Lütfü Kaleci, Mt d$ Kemal, Ali Sohterik, "'*'ğ ımı, Kemal Halim, Hamdi. — yurddaş sılatile, bana verilen va- Zifeyi yapmak, konuşmuş olmak | için geldim. | — Güzel konuşuyorsunuz; mev zuunuz da çok cazibti. | — İltifat ediyorsunuz! Konset başlayıncıya kadar bir hayli konuştuk. Konseri mütcakip hep beraber tekrar aşağı reisin odasına indik. İki saati müteakip bir zaman hiç sıkılmadan — muhtelif mevzulara girip çıktık. Babam onu çok beğenmişti. Es- ni de kendisine çok yakın bul- müştu. Görüşmek arzusunu izhar etti. İndiği günler ove veya hü- kümet ko: uğradığı takdir-

Bu sayıdan diğer sayfalar: