9 Temmuz 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

9 Temmuz 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

î YAZ REPORTAJLARI:3 $irin villalar, kır kahveleri, tiyat- Fosu, her şeyi tamam bir yer.. ye köyü Mecidi ? Dutlukta yapılan âlemler ve.. ? gazinolarda nasıl eğleniyorlar.. Vesaiti nakliye ve gazino lâzım / zan : MURAT KAYAHAN ; Ya; 'Ye köyünde eğlenenler ve.. ve saiti nakliyesizlik yüzünden zam, DDUL genişliyor dendiği | al aklıma nıı:hıkkık Mecî | Öylere Belir, | n.%"î' Deş altı sene evvel dut | Teğa g,:'fk arabalarla dut ye. d Sidenlerden başka kim vara İamvay deposunu — geç- tü ğ Sonra chn]ıkuyıışn ki ku ö ş diye xe3 arabalarına bile Meci. y k')y tabelâsı taktıran Me istlanı DE*Yen yıl uğradığı sinek Maruz pae €n korkünç sülkaste | kalmıştı. Bereket versin [' bu İ sinekler Mecidiye köyünde ““'Ynu diler, İ İhatçılığıra gösterme. Müstak te akbel İstanbul plânına gö- Böre çe İ vet burası olacağına Masrafla iyi eğlenmek aV & almak mümkün ola. Trar Bekli çç Bincahinç dolu. Gö - Şi - Yillar, yapaı aK, çiroz benizli za. ahline vm':îıfo'ma gibi istif ha. Sişli N t aamYay deposimu geçin. t ber Bavasızlıktan buna. | Tadan sonra yüzlerini | terin rüzel Tİni geçeriN rüzgürla biraz iç. | B *Tahlandırdı | öyle ee r. Sendereye girerek temiz | u’ıu""“" Sidenler — Mecidiye | .I:"'"“ tramvayda çek w'._'" Hnütuveriyorlar. “Er Yok oluyor, herkes Son basamağına çıkmı: Yeni yapılan villâl Yeni yapılan villülardan biri... KK içerisinde başlarını dinlediremi. yorlar, Akşamları Beyoğlu ve İstanbul taraflarından gelenlerle hinca. hınç dolan Mecidiye Köyünde emiz hava almak, manzarası iyi lerdeki — gazinolarda — oturup e kadar uzanan yamaçları | etmek emsalsiz bir şüy.... iyolar, gramofonlar biraz ksilse daha iyi olacak İstanbullular için Mecidiye köy cidden bulunmaz bir yer yalmız Mecidiye köyüynün en büyük ek. #iği güzel ve modera gazinoların yokluğudur. Burada hiç olmazsa iki tane modern gazino ve caz ve orkestra bulunmah. - Hattâ alaturka mu- | siki sanatkârlarından müteşekkil saz heyetlerini Mecidiye köyünde dinlemeliyiz. Halk Mecidiye köyünde yalnız tabii güzellik ve zenginliklerden istifade etmekte ve kendi kendini eğlendirmektedir. Gündüz Mecidiye köv ve Şişli. de oturanlar hem spor hem de nmek maksadile Ayazağaya veya Alman çiftliğine kadar yap- tıkları yürüyüşlerin dönüşlerin. de Mecidiye köyünde oturmak mocburiyetini hissediyorlar. Zin. cirli kuyuya kadar uzanan evler bir kaç sene sonra Ayazağayı bu- | lacaklar zannediyorum. Nihayet | İstanbul maslağa açılacak, ... Dutluklarda eğlenenlerin şa. yısı geçen senelere nisbetle art. Tıştır, eskiden semavetlerini, ki. limlerini, zeytin yağlı yaprak dolmasından başlıyan yemekle. rini yük arabalarına doldurup soluğu Mecidiye köyünde alan. lar şimdi ayni yerlere otomobil. lerle gidiyorlar. Dutluklar biraz islâh edilse İs. oT Mecidi ye köyüne yayan gidenler -. ÇILGIN BİR KAFA 'Sel gibi akacak kanla- rınehemmiyet | Mari - Karolin dö Burbon, Kral | 9 uncu Şarl'in oğlu Dük dö Berri izdivaçları - kararlaştırılınca, el zeveine pek hararetli ile birlerini tanımıyorlardı. | Mari 19 yaşında, çok güzel, kat güzelliği nisbetinde şımarık, çılgın bir kızdı. Babası iki Sisil'in | varisi olmakla beraber momleke. | tinden kaçmış, bilâhare yine ele geçirmeğe çalışmıştı. Mari, ana cihetinden Habsburg hanedanına mensub ve Mari An. | tusı'ın yeğeni idi. Bazıları kendisini güzel bul - muyorlar, alt dudağının pek ince n olduğunu söy- lüyorlardı. Fakat Madam Agult, beyaz bir teni, minimmin «pembe k ayak . ları vardı Dük dö Berri yirmi yaşlarında, hadid mizâac fakat iyi yürekli idi Yüzü çirkindi. Kanlı gözleri, uzu bir burnu, iri bir kafası vardı. Bir dansözle de münasebatta bulun . | duğu rivayet olunuyordu. Buna rağmen Dük ve Düşes çok güzel bi hayat geçiriyorlardı. Dü. şes tuvaletine çok ehemmiyet ve. riyor, hiç bir baloyu kaçırmıyor - du. İki çocuk doğurdu. İkizi de doğar doğmaz öldü. Düşes derin bir ye'se düştü. Fakat, bir kız ço. cuğu oldu. Bununla teselli buldu. Sevinçle: «Bir de oğlan doğura - cağım...» dedi. Hakikaten az son. | <» diyor. tanbulun en güzel yeri olacak. Mecidiye köyünün meşhur dut. Juklarında yazın sıcak günlerin. de terlemeden eğlenmek bambaş. | ka bir zevk. İnsan burada içk'siz neşe, gü- rültüsüz eğlence buluyor. Mecidiye köyünün yazlık tiyat. rosu da var. Haftanın bir çok günlerinde seyyar tiyatro kum. | panyalarının buralarda — verdik- leri temsiller Mecidiye köylüleri eğlendirmektedir. Halkın pek fazla alâkadar ol. duğu bu tiyatrolar biraz ciddi ve (Devamı 7 inci de) S—SON TELGRA F — 9 Temmuz 1938 d Hti AAvusturya felâketi' he Te İmparator mutlaka istiyor! rakibinden bahseder- ken böyle söylemiş... kocası kont Röventlov Harb v Barbara Huton'la şık zevci kont Hogviç - Röyentlov, çocuklarının terbiyesi yüzünden aralarınde ih. tilâf çıkalıdanberi ilk defa olarak mahkemede karşı karşıya gel « mişlerdi. Kontesin avukatı Sör Patrik Hasting söze başlıyarak kontla kontesin 2 haziranda ayrılmak için | görüştüklerini söylemiştir. Sör | Patrik, kontu «hadid mizaç ve ga. rib bir adam» olarak tavsif et , miştir. Müösyö Miçel de kontun, «Londta, kibar -âlemine mensubs birisin - dev mektub aldığını söylemiştir. Bu mektubda, kont düelloya da - | vet olunuyor, Bunu kabul etme . | diği takdirde Londra sosyetesin. | deki mevkiini kaybedeceği söy - leniyordu. Kont, bu adamın düel. loya değmediğini ve onu ebir kö. pek gibi öldürmek için» Londra- ya gideceğini beyan ettiğini riva- yel olunuyordu. Şahidlere göre, Kontes, zevcine 250,000 lira vermeyi teklif etmiş . tir. Fakat kont daha fazla istemek . tedir - En azı 5 milyon dolar!.. Kontun avukatı mahkemenin 13 temmuza bırakılmasını taleb et miş ve bu talebi kabul olunmuş - yokmu ra gebe kaldı. İşte o sırada kocası Dükdö Berri, Lüvel — tarafından katlolundu. Zavallı Dük, ölmezden evvel, etrafındakilerle helâllaştı, hatta katilini de affetti. Çocuğunu ku. cakladı, öptü. Yedi ay sonra düşes, tahtın va. risi, Dük dö Borodoyi doğurdu. Mari Teresin hafidesi, Kral ana.| lığı vazifesini benimsemişti. 18 inci Lül öldü, 9 uncu Şarl yerine geçti. 4 yaşında bulunan Dük dö Bor. do, süvari miralayı üniformasile arabasına bindi, askerlerin, ve a. halnin alkışları arasında Parisi aolaştı. Anasına gelince sevincinden çıl . dırıyordu. 1830 da, 9 uncu Şarl tahttan indirildi. Millet, Borbon. lardan bıkmıştı. Lüi Filipi iktidar mevkilne getirdi. Düşes, oğlunu yöniden tahta çı. karmak için taraftarlarını isyana teşvik ediyordu. «Bir gece ahırda, öküzler ara - sında yatmış, bir başka gece de saklandığı kuleden dışarı çıkarak bataklığa atılmış, saatlerce çamur. lar içinde kalmıştı...> Düşes arzusuna muvafak ola - madı. Nihayet, Lüçsi adlı bir İtal. yanla evlendi ve İtalyaya gitti. O. rada öldü. Fakat, son gününe ka. dar neş'esini, şetaretini kaybet - medi, İ Mareşal Prusyalılarla karşılaşınca neticeyi anlamıştı fakatı. İmparator'dan aldığı cevab büsbütün aykırı oldu ve. Avusturya malüm şekilde Al. manya ile birleştikten sonra Ar. tık dünyada müstakil bir Avus. turya devleti kalmadı. Vaktile koskoca bir imparatorlük — olan Avusturyanın — uğramış - olduğu büyük bir mağlübiyet felâketine dair ortada mühim bir vesikanın yok olduğunu gösteren neşriyat. tan dünkü «Son Telgraf» bahse. diyordu. 1866 da Prusya ile Avus. turya harbedince Avusturya öyle fecf bir mağlübiyete bunün mes'uliyetini yükletmek için o zamanki Imparator Fran. sova Jozef Avusturya oarduları. nin başına tayin etmiş olduğu Mareşal fon Bendek'den daha i. yisi bulamamıştı. Mareşal daha Prusyalılar ile ilk karşılaştığı za. man vaziyetin ne feci olacağını görmüş, imparatora hemen — sulh edilmek üzere müzakereye giriş. mekten başka çare olmadığını bil dirmişti. İmparatorun buna olan cevabı tahmin ediliyorsa da or. tada yazılı bir kâğıd yoktur. Bu. na dair olan vesika ortadan kal. dırılmıştır. Yalnız Mareşalin ta. tınıdığı bir kadın, pok samimi o. larak Maroşalin yanında bulu - nurken imparatorun ona yolla - dığı cevabi görüp okuduğunu son radan söylemiştir. Bu kadının de. diğine bakılırsa imparator ceva. bında «harbe girişiniz. diyerek işi kestirip atmıştır. Bunun üze. rine Mareşal fon Bendek harbe girmiş, fakat . mağlüb olmuştur. Artık Avusturya ordusunun hali bitmiş, öyle perişan olmuştur ki galib Prusya ile ister İstemez sul. hetmekten başka imparator için çare kalmamıştır. Bu muharebe. de telef olan ve yaralanan Avus. turyalıların miktarı — tam 40,000 kişi tahmin edilmektedir. Bu felâketten sonra imparator Fransova Jozet ne Bu çok #bretli birşey. Çünkü mutlaka harbe girişilmesini emreden, bu - nun haricinde söz dinlemiyen im- parator bu felâket karşısında ilk iş olarak kendisini kurtarmak - tan başka birşey düşünmemiştir. Avusturya ordusunun uğradığtı bu hezimet üzerine çok ağır lâkır - dilar söylenmis. — imparatorluk hanedanı çok âğır ithamlar altın. da kalmıştır. Fakat imparatar bunları daha evvel düşünmemiş değildi. Onun için orduları kendi hanedanından bir Arşidükün ida. resine vermektense hanedan ile uğradı ki hiçbir münasebeti olmıyan Ma - | reşal Bendek'in kumandasına ver meyi daha muvafık - bulmuştu. Çünkü hezimet olanca mes'uli . yeti biçere Mareşale yükletmek daha kolaydı!. Şimdi sıra hezimotin mes'uli. yetini tahkik etmeğe, mes'ul o lanı cezalandırmağa gelmişti. Der hal divanı harb kuruldu. Başta Mareşal fon Bendek olduğu hal. de sırasile kumandanlar, muhtelif rütbedeki ordu erkâmı birer bi. rer sorguya çekildi. Tahkikat, ted 1 kikat, sualler, cevablar... Netice. de divanı harb kararını veriyor: Maraşal fon Bendek müstesna ol. mak üzere bütün kumandanları, ordu erkânının ordudan çıkarıl - masına hükmediliyor! Çünkü bun ların hepsi kabahatli tmiş ve hiç biri artık işe yaramazmış. Mareşal fon Bendek yine Mare. âl olarak rütbesini muhafaza e. diyorsa da artık vazifeden uzak. laştırılmış, uzak bir yerde men. küb olarak yaşamağa mecbur kal. mıştı. İkamete memur kalan bi. çare Mareşal ikamete memur ol. duğu yere çekilerek artık kimse ile görüşmez bir halde kendi ken. dine yaşamağa henüz başlamıştı ki imparatorun yakın akraba: dam olan Arşidük Albert gelmiş, onu bulmuş ve aralarında mühim at cereyan etmi: nasıl cereyan etti şöylece gözönüne getirmek aşağı yukarı bir fikir edinmek pek de imkânsız değildir. Arşidük Albert imparator Fran. sova Jozef tarafından geliyordu. Mareşal büyük bir felâkete uğ. ramıştı. Onun iztırabım hafiflet. mek maksadile Arşidük Albert dilinin döndüğü kadar söz söyle. miş ve nihayet imparatorun şim. di Mareşaldan ne istediğini an . Tatmağa başlamıştı: (Devamı 6ncı sayfamızda) Almanya bayram yapıyor - Kont Zeplin ve balonları.. GİCİ eplin mu Almanya, en böyük fen adam. larından birinin, General Kont Zeplin'in doğuşunun yüzüncü yı. lını tes'id ediyor. | Kont jeplin, 8 temmuz 1933 de Konstans'da düny gelmiştir. Ve meşhur balonların mucididir, Umumi harbde (4 mar: (1917) öl. dü. Parise ve Londraya dehşet sa. lan muazzam balonlarının muval- | fakiyetini gördü. Fakat, bunların bir çoğu düştü, parçalandı. | 2 lermmuz 1900 de, Frederikha - fen'de, Konstans gölü üzerinde ilk kabili sevk balanun tecrübeleri yapıldı. Bu balon 107 metre bo - yunda idi. 29 sonkânun 1901 de, bir fırtına netices! istimal oluna. miyacak hale geldi. 1905 de 2 mumarali balon biti - rildi. Avni gün yapılan tecrübe - derde sakatlandı ve İkinci uçu - şunda, 18, 1906 da o derece hasara uğradı ki tamiri için dokuz ay uğraşıldı. 10 ilkteşrinde 10 kilo . metroluk bir uçuş — yaptı. Fakat ı 15 dlkkânun 1907 bir kasırgada parçalandı. 4 numaralı Zeplin, 137 metro idt. 19 haziran 1908 de tecrübeleri | neler yaptı ? yapıldı ve 15 temmuzda rahnedar oldu, 5 ağustosda da yandı. Bu ba- lonun ömrü ancak 16 gün sürmüş tü. Kont Zeplin, bu yüzden bütün servetini kaybetti. Fakat, umumi bir iane defteri — açıldı. 8 milyon toplandı. 5 numaralı Zeplini yap. ması temin edildi. Ayn: zamanda tamir olunan 3 numaralı balon da Alman ordusü tarafından 1,650,000 markâ şatın alınarak Meç mevkli müstahkemi emrine vecildi. (Ni. san 1909) Kontun halsizliği devam edi - yordü. 5 numaralı — balon sefere başladıktan az sonra Veilburg'da bir otelin damına düştü, parçalan.. dı. (25 nisan 1910) Döyçlüand ismi verilen & numa £ ralı balon da, Düseldor!'da yere düştü, Balonda 30 yolcu —vardı. Hiç biri kurtulamadı 7 numarâlı Zeplin, Oos'taki han. garında 16 mayıs 1911 de yandı, kül oldu. Diğerleri de &yni akıbe. e uğradı. Zeplinler, Umum iharbde, Al. man erkânıharbiyesinin ümid et. (Devamı 6 ıncı sahifede) *

Bu sayıdan diğer sayfalar: