4 Eylül 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

4 Eylül 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. Bu Z " |Bir zamanlar İngiltere ile Fransa- 1 Napolyon'a a Y UKU 8 Be Memleket matbuatı bir gü Nhrh" memleket aleyhine * "'a.,. başlıyor. Bu bir müddet aa ediyor, Ondan sonra başka Mrmiç leketin gazeteleri diğer bir Ctin akı hücuml, Ü aleyhine hücumlara J0r, Bu da bir müddet de - &. fmkkn sonra kapanıyor. Son N büyük vukuatı sırasında ” KA K —'l :y un'—hdu çok misali görül- & lütulmamıştır. Bu her va- a D böyı ti ü € olmuş ve böyle de ola- "'Bı' Yalniz bunda şaşılacak ta- «t ı İy eç Yardır. Meselâ bazı vakit- ; g"" Yabancı adam işe karışarak » 'adelelerde rol almaktadır, H a Şie'ki satırlarda anlatılacak 0- ç Portekizli Yahudinin ma- U gösteriyor. Bu adam ı.ğ"m doğmuş., büyümüş ol O halde — Pransaya giderek ların İngiltere aleyhin - — atta bulune Vimdi olmuyor Bunun geç z götelerde birçok misali var - | N, ı::k“ Avrupa matbuatında ye- ; '"âık._,k: neticesi olarak çıkan | y Pek çok evvel olmuş Vç ACcera meydana — çıkmıştır, t._:;şn bir ustası olduğu gibi bir memleket âleyhine | Viyra yazı yazmak için de ka-| vığnlıyıu yabancı ustalar t görüler kalemle bu Süda balık avlıyanm bu kabil İi en yamanı burndan bir * :W"I Börülmüş bir Yahudi- | î aylüpada Fransa ihtilkünden a y Onun düşmesine kadar Teç ÇSlirme bir hesabla ? süren karışık devirde çe- Ü_"ı_-l:'aı.-.ı. çeşid çeşid adam - .Yşmn:uu'ı Bu karışık M Mdilerine birer süretle mev- Tvet temin otmek istiyen | İ 'E suda balık av 'ar pek £. İste bir Yahudi olan Levi İN Sit da bu adamlar sinifm- #avanı dikkat bir macera Nidir. Bu adamın ailesi ’Pfımkızl, bir Yahudi aile- '&kat kendisi İngilterede “ ve büyümüştür. Bir İn - hi idir, Be- 4 ['—"n'—'umlumdı faal bir rol B Yazılar. yazmıştır.!. İşte %,İ 'ı,m""' az tesadüf edilmekte- | :) b,l“' Memleket matbualının diğer e s..::mıek.ı aleyhine — devamlı | n Şiddetli neşr A a ge A Kİ » 2 I![ Ö ? r. Fakat İn- Börüyor, — anlıyor ki | b genç kumandanı Na- KU Bonapartın yıldızı parla - Ülr v J Ve bu parlak yıldız bü | *k"—-rı düha çok ilerilere gö- / kı Levi Gold ğ Ingil- İ ı/ a ç Takarak Fransaya geç - şıu.";""“ iş başında bulunan Pa ” Kurnaz dinl ai Kü dir Tak yi ak miştir. "'B.Ş“'“ Smit zamanı fena in MBemişti, N gçN Bonapart e h""-ış. yani Fra h ln'rhirıume n olimüş- :dlkre alevhine - şiddetli K OZMak için bir adam Vâ - ltere aleyhine hem de ana dilile yazılacak | n / Sin Yahudi Levi Gold g:q İşe yarar hir —adamdı K _H'ı"n':han'ı derha! işe baş - K bi Mı-—hkm alarak doğdu- Wy_q'-lıü Mmemleketin aley - *Ta girişmiştır. v yî":liı diyordu ki: İngilizler | q_ ikl!ni_vurîır. İngilterede e tidar Mevkiinde olan iy | Yöla ZN lerin Ni hükümeti memleketi Sevkederek Fransa ile dlyor. Onun için İngiliz Mmiyesini Un tenvie için | ve İngiltere'ye karşı hü- cumlar yapan muharrir.. böyle bir neşriyata !üzum vardır!, Levi Gold Smit İngilterede kal- saydı ne olacağını düsünmüş, hal- buki Napolyon Bonapart gibi Fron- sa İmparatorluğuna kadar çıkan bir kumandanın yanına sokul - makla kendisine de büyük bir ik- bal yolu açılacağını hesab etmiştir, Gold Smit o zaman Fransadu Ar- gus isminde bir gazete çikarmış, Fransa ile İngiltere arasındaki ger- ginlik devam ettiği söneler zar - fında hep bu gazeteyi idate vdrrek onun yazı işlerini görmüş, İngil- tere aleyhine yazılar - yazadur - muştur. Bu hal yedi sene sürmüş- tür. Yedi sene o İngilizlere hücum etmiş, yedi sene İngiliz gazeteleri ona mukabele etmiştir! Levi Gold Smit İngilizleri biliyordu. İngiliz muhatrirlerinin — hemen hepsini | tanıyordu. Eski tonıdikları aley « | Nın birbirine düşman oldukları l günlerde.. ! hine kolayca yazı yazabiliyordu!. İmparator Napolyon Bonapart da bundan — memnundü, Levi Gold Smit belki daha memnundu. Ken-! dizi için Fransada yerleşmek, mü- | him adamlar sırasına geçmek ve İmparatorun — gözüne — girmek mümkün olmuştu. Bu yerde mu- | vaffak olurken İmparatorun zayıf bir noktasından istifade etmeği | bilmişti: Napolyon Banapart ken- di aleyhinde — söylenen, yazılan şeylere çok meraklı imiş. Aley - | hinde ne söylendiğini mutlakzı öğ-| verdirmek istermiş, Hatta Fransa | haricinde meselk kendisinin kari- katürü yapılmasına bile çok kızar- mış. Halbuki İngilterede Napol - yon aleyhine çok şeyler söyleni- yor, yazılıyor, türlü türlü karika- türler yapılıyordu. Gold. Smit bunlara cevablar yazmakla, yenl- | den mukabil hücumlara girişmek- le, İmparatoru memnun ediyor, onun teveccühlnü kazandıkça ka- zanıyordu. Fakat Yahudi muhar - Tirin yazdığı yazılar arasında şa- yanı dikkat olanlar varmış ki bu: lar bugün de İngilterenin siyasi vaziyetini anlatırken ileri sürü - len bir takım noktalardır. İngil - terenin ada olması onun hem le- hine, hem aleyhinedir. diye olan eşki dava Yahudi Levi Gold Smitin kâlminde senelerce ileri sürül - müş ve Napolyonu memnun et - mek için tabji bu dava İngiltere- nin aleyhine olarak çevrilmiş. ya- zılı durmuştur. İmparatorun kıy- metli hediyelerine neil oldu. Levi Gold Smit nihayet bir gün ar- Sunun eşi nerede bulunur? Esmerlere geçmiş Olsun Sarışınlar ha; yuttular Holivudda bir müddettenberi | kumrallara itibar edilmekte idi Herkes sarışın ve kumrallardan ziyade esmerlere temayül göste- riyorlar. Esmerler, en fazla mu « vaffakıyet kazanıyorlardı Sahne vâzu Klerens Brovn bu işin önüne geçmek Üzere yeni bir hareket yapıyor. İdiots Deleigh ismindeki bir fil- mi sahneye koymıya karar veren sahhe vâzu bu filme yıldız olarak Klark Gabl ile Norma Şereri seç- miş bulunmaktadır. Filmdeki bü- n figüran Ve baleriyenler kum- rallardan intihab edilmiş, içlerin- de bilhassa on tanesi gör kamaş - fıracak sarışın güzel mevcuddur. tık bundan da bıkmış usanmış, İ: paratorun aleyhine dönmüştür!.. Paristen savuştuğu gibi Fransa - | dan çıkmış, Avrupanın başka yer- | lerini — dolaşarak orta Avrupaya gelmiş, Almanyaya yerleşerek ka- lemini orada kullanmağa başla - mıştır, Yani kalemini orada do - laştığı memleketler hesabına sat- mış demektir!. Bundan sonra Levi Gold Smit ne oldu?.. Maceradan dedikoduların dönmesine yol aç- maştır. Levi Gold.Smit yerine göre kendisini Fransız imparatoru ta- ratından avrupada dolaşarak bir- çak şeyler öğrenmeğe memur e- dilmiş bir hafiye gibi göstermiş, yerine göre Pransa ile hiçbir alâ kası olmadığını ileri sürmüştür, Her halde Levi Gold Smitin Av- | rupada ordan araya gezdiği sene- | der zarfındaki hayatı karışık bit şey olduğu anlaşılıyor. Napolyon düştükten sonra Fransa tahtına getirilen Kral On sekizinci Lüi ile Avrupsda temasa geçerek mektub- laştığı söyleniyordu. Kendisi de bilükis müstakbel Pransız Kralını |. kaşırmak için İmparator Napolyon | tarafından hususi ve mahrem bir |o vazifesi olduğu tddiasında İ (Devamı 7 inci de) Oğlunun yerine, gözünü çıkarttıran hükümdar!.. Japonlar, kocasına ihanet eden kadınlarane yapıyorlar Vaktile çapkınlar nasıl cezalandırılırdı ? Vaktile Atinada, zina eden ka- | dınların saçları yo'unur, başlacıs | ran derisine, - acıyı arttırmak (i - i çin - sıcak kül dökülürdü. Sonra sokak sokak dolaştırıdır, halka teş- hir edilirdi. Ahalinin, bu gibı kadınlara ha- karet etmesi, sövüp sayması mü- bah addolunurdu. | Drakön; kendi ismini — verdiği | Drakaniyen» kanunlarile kadın | ve erkeğin her ikisini de cezalan- ; teşhir cezesımı hapse ina eden kadımr kecası, ayrılmak mecburiye- çevirdi. karışı tinde Idi, Aksi halde şerefsiz yılırdı. Kadına gelince: artık mabedle- | re giremez, elmas ve saire takıp süslenemezdi. Öldürmemek şarti- le herkesin kendisini - kovm hakaret etmesi serbestti. GÖZLERİ OYULAN ÇAPKINLAR Mısır hükümdarlarından birisi, gu kanunu neşretmişti: «Her kim zina ederken cürmü meşhud ha - - linde yakalanırsa umumi meyda- ülecektir. Orada, umu - na gü mun müuvacehesinde iki nefer, k- lıçlarile gözlerini — çıkaracaktır Sonra evine götürülüp bırakıla - caktır. Bu gibilerden ayrıca para cezası alınmıyacaktır...» Bu hükümdarın - oğlu, Bratiüs sarayı muhafızlarından bir zabi tin karısı ile münasebatta bulu - nuyordu. Ve bunu bülün saray er- | kâmı da biliyordu. Yalnız kocası- nın haberi yoktu. Belki o da bili- yordu. Fakat göz yumuyordu. Göz yummakta da mazür idi. Çünkü suçlu, bir kral oğlu idi. Bir gün nasılsa prena, bir geçid resminde distplir İ ğe mecbur İdi. Bununla beraber, akşam olunca hükümdarın huzuruna çıktı, edi. sinde prensin kabahatini söyi Kral, ne diyeceğini şaşırm Oğlunu seviyordu. Ve onu sakat bırakmak ihtimali kalbini müte - essir ediyordu. Fakat hükümda dı. Halka nümüne olması lâzımı Zabiti dinledikten so: neyim> dedi, di «dilgi Biraz , kadın geldi. Kralın ayaklarına kapandı. Prensi affet- mesini rica etti. Saray nedimleri ertesi günü bil- Umumi meydanda birsürü halk Devamı 7 inel sebifemizde Ve | bütün saray halkının muvacehe- | kardılar. Hü - | maceraya | dolaşarak kendi hakkında türlü | Ucuzluk.. Ressam Çallı İbrahim, biraz ha- va almak için, bir arkadaşile bir- likte, bir Boğaz gezintisi yapmak istiyordu. Niyetleri, bir vapurla Fa- Bidip, bir vavurla dönmekti — Sana, bu lokantayı tav ederim. Yemekleri, ev yemeği bidir, — Öyle ise, başka bir lokanta; gidelim. kat, deniz havası iştahlarını aç - yeriz Arkadaşı da bu fikri, muvafık bülmuştu; iskeleye çıktılar ve de- nizüstü gazinolardan - birine gir - diler. Boğazdan kopup gelen serin rimı gâr, zümrüt gibi deniz, taze balık- lar, iki arkadaşın keyfini arttır - mıştı. Yediler, içtiler. Ortalık kararırken kalkmak is- g tediler. Garson hesabı getirmişti, Arkadaşı, hesap pusulasını tetkik *| eti ve hayretini gizliyemedi; — Doğrusu, çok ucuz... Fiyatlar makul.. Şayanı hayret billâhi! Çallı, pusulayı aldı, tekrar gar- | sona uzatt Evlâdm, sen işinden olma. Bu pusulayı tekrar patrona götür. | Herhalde, bu pusulada bir yanlış- | Ik olacak! [ e Gençlik hovardalığı | Genç Salamoan, onbeş lira aylık- la bir tüccarın yanına tezgâhder- | lığa girmişti. | İk ay maaşını alınca, doğru ba- | bası Mordehay'a götürdü, veri Mori oğlunun bu hareke- | tine se fakat, sokakta da | bulsan say! Hikmetini bir lâhza unutmadığı için oğlunun getirdiği | paraları saydı: Öndört Jlra, dok- san kuruş! Mordehay, sesini çıkarmadı. İ- kinci ay aylığını almış, babasına getirip vermişti. Mordehay, bu parayı da saydı: On dört lira, seksen kuruş! Genç Salamonun, parayı yine eksik getirmiş olması, babası Mor- dehayın biraz canını sıkmıştı am- ma, yüzlemedi. Üçüncü ay, genç mon, ba- başının avucuna on dört lira yet- miş kuruş saymıştı. Mordeha tık dayanamadı. oğlunu bir köş ye çekti, kulağına eğilerek, yavağ- | — Salamon, beni dinle... Genç- liktir, ayıplanmaz. Amma, ben de bileyim, anadin mi? Söyle, hangi kariye para yediriyorsun? Aşka, evliliğe dair. Sevilen kadınla evlenmek iste- riz, fakat seven kadın bizi mes'ud eder. . Saadetle güzelik, dalma ayni yoldan yürümezler. e Aşk geçer alle kalır, . Üç hafta düşünülür, üç ay sevi- şilir. Üç sene kavga, otuz sene şi- kâyet edilir ve ayni şeye çocuklar başlar. Taine e Bir evlenmede mes'ut olabilmek için, koca, sağır, kadın da Kör ol- malıdır. « Evlenmek isteyen gençler, ba - lıkçıların sepet tuzakları etrafın- da oynuyan balıklara benzerler; oraya girmek için hücum ederler, fakat bir kere de girdiler mi, çk- madan bir nefeste yutuverirler. Alfons Kar Evlenmek, öyle bir bağdır ki ümit, onu güzelleştirir; saadet, ko lâket kuvvetlendirir j | | | | | | —— MiZAHE—— İstatistik kat'iyeti Grip salgın halinde idi, Bay (C), sıhhatini korumasına rağmer salgından yakasını kurtaramadı, yatağa düştü. Bay (C), çok meraklı, müteveh. Patronun karısı — Aman koca- cığım, dur. Garson, herifin elin - den bıçağı alsın da, ondan sonra hesap pusulasını gönderelim. him bir adamdı. Hatır sormağa ge len eşe dosta, grip salgımı hakkın- mı :tılıuv mak için olanca kuvvetlerile ça - | da sualler soruyor; kimlerin has- — Arkadaş, dedi. Şuraya çıkıve-| balarlar. Socrate talığa tutalduğunu, kimlerin öl - Ğ Bay Filizin “ has bahçe ,si Bay Filize, günün | ... Esvaber, şapkacı, | ... Bahçıvan aletleri | «. Yı hiç bir | ... İşte, o gün bugün birinde, bahçe, çi-| kunduracı mağezala- | satan mağazalardan | ıııı:d ik'dü- | dür, Bay- Filiz, - değme çek merakı geldi. | çını dolaştı; bahçı « | da kova, tırpan, bel, ı:_: ':;'__ bahçıvanlara - parmak :lıl;ı :’::'_':h kitab, | Van elbisesi, şapkası, | çapa: n lâzımsa bep- | Çakevin yolu. | irtacak — bir. özenişi Yarı aldı... Pkundurası aldı ... — | sini temin etti... vu tuttu.. bahçesinde çalışıyor .. relim. Deniz kıyısındaki lokanta- | — Yeni evlilerin çoğu, Sadeti bir | düğünü anlamak, öğrenmek isti- gazinolardan birine oturur, yunek[ ilâç gibi içmek isterler; Onu tat - | yordu. Gazetelerdeki ölüm haberlerini ve grip salgını hakkında gazete- lerde çıkan istatistikleri de dik - katle takib ediyordu. (Devamı 7 inci sayfamızda ) SiNEM Yıldızlar Holivudterzi:- lerine hücum ediyorlar 'Bu belki de Fransız filmciliğinin propagandasıdır ? Simone Simon Fransız sinema san'atkârları son günlerde bir terane tutturdular.. (Holivud terzilerinden şikâyet) 'ten ibaret olan bu terane, Fransa- da çok ileri götürülüyor. Holivud terzilerinin acemiliklerinden, fe- na elbise imal ettiklerinden bah- sedenler her gün artıyormuş. Son gelen bir Fransız sinema mecmuasında — Pransız yıldızla: verileni Ban'atkârlar.. Holivud terzile - rinden sakınınız!.. Başlıklı bir yazıda bakınız ne « ler yazlıyor: Şanzelizede — rastgeldiğim bh ahbab bana yana yakıla şöyle şi- kâyet etti: *«Simone Simonun — son filmini seyrettim. avallı yavrucuk.. âde - tâ burada göze batıyor.» Derhal gittim. Bu söylenilen file mi seyrettim. İsmi (Jozet) di, Fi- Tim hoşdu. Simane Simon ise her zamânki gibi fevkalâdeydi. Fakat elbiselerine gelince, bunlar o ka- dar fena, o kadar yakışıksız idi ki yıldızın bütün harikulâdeliğini ss fıra indirmeğe kâfi geliyordu. Bu- nu görünce düşündüm: yudızımız bu kada rfena elbiseleri nasıl ka- bul ediyor ve giyiyor? Üstündeki elbiseler yıldızın ha- reketlerini küçültüyor, jestlerini bozuyar, sevimli ve san'atkâr çeh- resine bile âdetâ gülünç bir ifade veriyordu., ilâh... Elbise meselesi şübhe yok ki beyaz perdede en önde göze alı- nacak bir meseledir. Fakat şura- da bir sual daha göze çarpar. — Holivud terzileri şimdiye ka- lar acemi değildiler de bugün mü (Devamı 7 inci sayfamızda) sİ ü 4 K | 4 T İ GUN

Bu sayıdan diğer sayfalar: