18 Eylül 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

18 Eylül 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Temaşa işleri İnkara Şehir Tiyatro- meselesı ne olacak'? her şeyden önce bina işidir — Tulüat arti Riza ve arkadaşları ge- “dene küvvetli bir. kadro ile | muntazaman temsille: ve bilâhare de büyük e çıkmışlardı; bu, An- bir şehir - tiyatrosu kur- fikri üzerinde atılmış ilk a- Şi Sayılıyordu. hadlk tiyatro mevsiminin yak- İA olması itibarile — İstanbul L liyatrosu faaliyete başlarken da da bir şehir tiyatrosu- | TMüsait bir kadro ile faaliye- | Bçip geçmiyeceği bususunda Ü bir malümat almak üze- İstanbulda bulunan Ra- za ile görüştük. Raşid Riza l-ıııııı;. fikrini izah ederek ez- dedi ki: & Ankarada bir <şehir tiyatro- a tesisi umümiyetle arzu e- Ka birşeydir. Fakat bu hususta büse geçilince birtakım müş le karşilaşmak tabildir. Çün-| li biz şehir tiyatrosu kurmak fik M tahakkuku hususunda kar- mniyet Memurları “vlet demiryollarında | enzilâtlı tarifeden İstifade edecekler | bir kanunla emniyet teş- dit polis âmir ve memurlarının | Devlet demiryollarında üçte bir Bittle seyahat etmeleri kabul e- Devlet Demiryolları u- | müdürlüğü, İç Bakanlık ile at etmek süretiyle polis tmurlarının - bu tenzilâltar şeklini tesbit etmiştir. Bu- polis âmir ve memurları, Muamelât memurları ve po- beleri Devlet Demiryolla- üçte bir ücretle seyahat - teklerdir. Seyahat esnasın- lis talebeleri resmi elbisele- Riymiş bulunacaklardır. Polis —unım memurları sivil e- de seyahat edebilecekler- uçiı bir ücretli biletler ves- » Ebise giymiş olanlara kayıt- | Ve şartsız olarak, resmi elbi- | Ş Eiymemiş olanlara da emniyet Ş umum müdürlüğünden ve> K4 fotoğraflı ve daimi bir hü- Varakası ibraz edilmek şar- Verilecektir. Sivil memurla- i, seyahat esnasında hü- varakalarile birlikte mute- İutulacaktır. — Basın Birliği kongresi Basın Kurumundan: bul Basm Kurumu fevka- (Kaptan ve makinist'er B köngresi 20 eylül 1938 salı | Baat 13.30 da tekrar toplana- İ Hazırlanmakta olan asın Bir- h nizamname projesi- bi Püzakeresine devam edile- KA Mühterem azanın teşrifle- lerinin vaziyetleri gılaşılacak ihtiyaçların en başın- da bina meselesi gelir. Ankarada bizim faaliyelimize elverişli bir Halkevi binasının temsil salonu vardır; fakat o da nihayet, Halkevi temsil kolunun ihtiyacını karşılaması icab eden bir yerdir. Binaenaleyh benim bu hususta kat'i olarak bildiğim faz- la birşey yoktur. Alâkadarların vereceği direktifi bekliyorum. Böyle bir direktif alır almaz kad- royu tesbit ederek Ankaraya ha- reket edeceğim. Raşld Riza, yazdanberi meşgul olduğu — «tulüst san'atkârlarının himayesi» meselesine dair de şun- ları söyledi: — Şimdiye kadar tulüat san- rlarının ekserisinin bu san'a- slahı hakkındaki - fikirlerini aldık. Şimdiye kadar edindiğimiz dokümanları yakında alâkadar makama arzedeceğim. - Yakın za- manda iyi neticeler “alacağımızı umarım. wBeyneImile ticaret Odaları reisi Ankaraya gidiyor Beyrelmilel Ticaret odası reisi M. Vatson'la Beynelmilel odanın umumi kâtibi Pierre Vasseur, be- çaberlerinde bulunan diğer he- yet azalarile birlikle bu akşam Ankaraya hareket edeceklerdir. Dün akşam M. Vatson'la eşi şe- refine Beynelmilel Tiçaret odası Türkiye milli komitesi tarafın- dan bir #iyâfet verilmiştir. Heyetin Ankaradan avdetinde burada kaldığı müddetce ziyafet- ler verilecek ve şehrimizde bu- Tunan bütün sınai müesseseler ger- dirilecektir. Heyet perşembe gü- Ankaradan dönerek şebrimi- ve gelecektir. Hayat Ucuzlugu hakkındaki Tetkikler bitti Yurdumuzdaki hayat ucuzluğu işini tasdik ederek bir rapor ver- mek üzere Ekonomi Bakanlığı ta- rafından getirilen İngiliz. müte- hassısı Mezederik Benham tetkik- lerini bitirmiş ve raporunu ba - kanlığa vermiştir. İngiliz müte- hassıs memleketine avdet etmiş- tir. cemiyetinin yıllık kongresi 'Tütk Ticaret kaptan ve maki- nistler cemiyeti 26 eylül pazarte- ŞA olunur. İ ğurması; bütün Bi gün üyıllık kongresini yapa - caktır. a muallâk Osmanlı lerini düzeltmiye kâfi gelebilirdi K Aziz; Dolmabahçe sara- İe * Elizeyi mukayeseye yelte- b ön Mmobilyesi, tarihi tab- heykelleri, bahçelerinin gü- Mimari bakımdan kıymeti , Jübhe yok ki; her şeyin feve idi, lan Aziz; bu ihtişama lâyık bir heybette idi. Geniş yüzünün üstünde iri kara gözleri, kara ge- niş kaşları, derli toplu kesilmiş siyah sakalının üzerine uzanan koç bıyıkları, ona şark tipinin tam bir güzelliğini veriyord1. Haddinden fazla geniş ve dol- | gun omuzları, tam yerinde olgun ve adaleli ensesi, iri ve biçimli ba- | Türk - Yunan Ticaret Münasebatı Bugünkü ihtiyaçla- jlara göre yeni bir| anlaşma yapılması kararlaştırıldı Yurdumuz ile Yunanistan ara- sındaki ticari mübadeleyi arttır- mak maksaldel Atinada Türk ti- caret mümessili ile alâkadarlar a- rasında görüşmeler yapılması ka- rarlaşmıştır. 15 birinciteşrinde bir ticaret heyetimiz Atinaya gidecek, 'Türk - Yunan ticaret ve kliring anlaşması müzakerelerinde bulu- j nacaktır. İzmirde Seyrüsefer " İşleri Belediye tarafından idare edilecek, ye- alınıyor İzmir belediyesi şehrin bütün semtlerini otobüs hatlarına bağ- lamağa karar vermiştir. Belediye reisi Behçet Uz, bu hususta yap- | tığı tetkiklerde, şehrin yukarı ma- hallâtınım imarı için bu kısımlara bol vasıta işlemesi icab edeceğini anlıyarak bu işi ilk plâna almış- tır. Bu sene Konâk - Güzelyalı, Ko- nak - Eşrefpaşa, Dolaplıkuyu, Ko- nak - Alsancak - Halkapınar hat- ları belediye vanıtasile işletilecek- tir. Belediye daha 20 otobüs sipa- Tişi vermek üzeredir. Ankarada Belediye Seçimi Üçaza fazla olacak Ankarada Belediye — intihabatı 1 teşrinlevvelde başlıyacak Ve bir bafta sürecektir. Şimdiye kadar Ankara Belediye meclisinde 34 a- za bulunmaktaydı. Fakat son se- nelerde Ankarada artan nüfusun tabil ve kanuni bir neticesi olarak bu intihapta aza adedi 37 ye ç_ll&- rılmıştır. Yeni seçimde 37 asli a- za ve 37 yedek aza olmak üzere 74 kişi ıqılu:kllr Sılıııer Bııık da memur alınıyOr Sümer Bank lise mezunları ara- sından olmak ve ecnebi dil bilen- leri tercih etmek üzere 15 memur almıya karar vermiştir. 25 ya - | şından büyük olanlar kabul edil- miyecektir. Kırşolılvde zeizele Evvelki gün Kırşehirde yeniden bir zelzele olmuş, iki saniye ka - dar sürmüş, hafif geçmiştir. zuları geniş ve dik göğsü, eğilmez başının dikliği altında cidden şa- hane idi. Eibisesi çok sade ve kibar idi. Lul kumaşdan fasuna siyah bir İstanbulin. Göğsünde sadece mu- yessa Osmani nişanı... Ayaklarında; gayet hafif parlak ve ince gleseden itina ile yapılmış lüstik konçlu bir fotin ve üstün- de de altın mahmuzlu - hafif bir galoş vardı. Başım, Aziziye denile al kır- mızı fes örtüyordu. Sultan Aziz ve maiyeti, bütün | Fransız kadınları üzerinde tesir | yapmıştı. Bilhassa; İmparatoriçe «Ojeni» Padişahın şahane kara gözlerine ve pehlivan yapılışına alâka kes- betmişti. Padişahın yanında; dağma şam- dancı başısı başpehlivan Kara ipo Pişkinlık İnsanlar arasında, yeni olma- yan fakat son zamanlarda aşırı bir hal alan bir dert var. Bu dert ba- zan insanı o kadar sıkıyor ki ne- tice ekseriyetle zararla — bitiyor. Maddi ve manevi zararlar veren bu yüzsüzlüğün bu kadar ileri git mesi nedendir. acaha?. Pişkinliğin envamı deniyen bir kaç değil sayısız, insan şek - Hindeki mahlük her gün, ber sa- aite bizi zarara sokuyar. Hele ma- nevi zararlar veren — pişkinlerin haddi hesabı yok. Meselâ sizi ha- yatmıza mal olan bir işinizden eden bir adamın hiç bir şey yap- mamış gibi karşınızda — dişlerini göstere göslere konuşuyor. Siga- ranızı kahvenizi içiyor. Hattâ ye- meğinizi yiyip bir de ödümç para istiyor. Hepsini tamamladığınız halde yine «pişkin» memnun olmamış ftır. ve. yine sizin aleyhinizde ça- Artık bu kadarına tahammül e- demiyor ve «pişkin- liğin bir had- de indirilmesini bekliyoruz.. BÜRHAN CAVAD Teyzesini Bıçaklıyan Delikanlı 'Bu suretle aile na- İmusunu temizledi- ği kanaatindedir İzmir, V? (Hususi) — Kemal- paşa adliyesi dün gece elim bir ci- nayete el koymuş, vak'adan son- ra'kaçan katil jandarmanın takibi sayesinde yakalanmış, adliyeye verilmiştir. Hâdise, bir aile faciasından iba- rettir. Ölen kadın 45 yaşlarında bayan Münire öldüren delikanlı 32 yaşlarında Necmi Yıldızdır. Maktul, katilin teyzesidir. Kimsesiz bir kadın olan bayan Münire Kemalpaşanın aşağı ma- hallesinde üç sayılı evde otur - | maktadır. Muhitinde iyi tanınmış- tır. Hüseyin Akkaya isminde, Ke- malpaşanın aşağı mahallesinde on sayılı evde oturmakta olan bir de- Jikanlı sık sık bayan Münirenin e- vine devam etmekteydi.. Katilin iddiasına bakılacak olursa Hüse- 'yin Akkaya bu eve devam ettik- ten başka geceleri de orada yatıp kalkmakta imiş. Bayan Münirenin kız kardeşinin oğlu olan Necmi Yıldız bu vazi- yeti bir aile namusu meselesi te- lâkki ederek tezyesini kıskan - makta ve müteheyyiç olmakta idi. Evvelki gece saat 23.30 da Nec- mi Yıldız, teyzesinin evine gittiği zaman Hüseyin Akkayayı orada görüyor. Bundan feveran — eden Necmi eline geçirdiği bıçakla tey- zesine hücum ediyor ve bıçağı ile arkasından, kelbi üzerinden ağır surette yaralıyar. Kanlar içeri - sinde yerlere yuvarlanan zavallı kadın bir kaç dakika içinde sön - müştür. Katil, hâdiseyi mütcakip kaçmışsa da yakalanmıştır. ile kuvvetli zorbalardan — Halil Paşa — bulunuyordu. Bu iki dev cüsse adam; Pransızların nazarı dikkatini celbetmişti. Kara İbo; iki metreye yakın Kara ve iri gözlü, kara Yavuz ve burma biyiklı, geniş göğüslü ve omuzlu, zarın- sız adali bir vücude maliktij. Halij Paşa da; İbo gibi yapılı palabıyıklı bir gdamdı. Bu iki Pa- dişah maiyeti, herhangi bi gezin- tide Sulten Azizin birer adım ge- risinde yürürüyorlardı. Efendilerile bir âraya geldik - | leri zaman yüz adamın birleşen | heybetinden daha toplu bir varlık | gösteriyorlardı. Daha; Paris garına gelir gelmez, göra çıkıldığı zaman, Padişahla Kara İbn ve Hali? Paşı nazarı dikkati ce)betmişti. İmparatoriçe; ilk takdim me - Kadın çorapları niçin dayanmıyor Yegâne sebebi çok ince olması imiş, fantazi olmıyanlar esasen dayanıklıdır diyorlar.. Çorap fabrikatörleri bunu iddia ediyor- lar, mesele bir de çorap alanlara sorulsa San zamanlarda çorapların, bil- hassa kadın çoraplarının çürüklü- ğüne dair şikâyetler çoğalmış - tır. İpek kadın çoraplarının ayni incelikte Avrupa çoraplarına na- zaran çok çürük olduğu iddia edi- liyor ve buna sebeb olarak da müstahaillerin ucuza maletmek ve fazla kazanmak için fena mâlze- me - kullandıkları ileri - sürülü - yordu. Bu itibarla, çorab sanayil erbabı, geçen gün Sanayi birliğinde bir toplantı yapmış ve bu mesele et- rafında görüşülerek bir karar ve- rilmiştir. Bu karara göre şimdi- lik ince kadın çorabı imaline niha- T için bir mütehassıs getirilecek, çorab işlerini idare için bir koo- peratif kurulacak ve getrilen mü- tehassıslar ücretlerini bu koope- ratiften alacaklardır. Kotan çorub encümeninin ya- rın yapacağı toplantıdan — sonra derhal mevkii tatbika konulacak olan bu karar hakkında ve yer- li çorabların Avrupa çorablarına mazaran hakikten pek çürük olup olmadığı hususunda - fikirlerini öğrenmek — maksadile şehrmizde bulunar. bellibaşlı çotab fabrika- larından bir kaçının alâkadar ve salâhiyetli kimselerile görüştük, bunların bu husustaki mütalenla- rını ayrı ayzı yazıyoruz: Öztaş çorab fabrikası direktö- rü Osman İbrahim diyor ki: — Kadın çorabzlarının şürük ol- duğu ve dayanmadığı yalan de - ğil, fakat yanlıştır; aletümüm ka- gın çorabları değil ince ve en in- ce kadın çorabları dayanmaz; meseleyi biraz izah edekim: İpek çarab Standardizasyon ni- zaranamesine göre kadın çorab- ları üç sınıfa ayrılmıştır: İnce, or- takalındır. ve beher — sınıfın da gitgide inceleşen beşer nevi var- dır. İşte bu suretle en ince sını- fa dahil olan çorablar -hangi mem-) leketin mah olursa olsun - daha ziyade dayanıklı olamaz. Çünkü bugün fantezi kadın çorabları in- cele incele tül haline gelmiştir. Bu hale nazaran bunevi fantezi çorabların kullamılış tarzını da &- hemmiyetle nazarı dikkate alma- mayz icabeder. Bir kere bu cins çorablar akşama kadar ayakta durmiya mütehammil değildir; sonra, çorab giyen bayanın, ma- nikürlü tırnağının bir kenarı, ço- Tabın bir ipliğini koparır, hattâ zedelerse bu, çorabım kısa bir za- manda akıp parçalanmasına se - beb olur. Bundan fabrika değil çorahı giyen mes'uldür. Biz esasen en ince ipek çorabın süs ve lüks içn yapıldığını ve me- taneti garant! edilemiyeceğini her Tasiminde heyecanını — zaplede - miyerek Üçüncü Napolyona: — Nekadar heybetli adamlar... demşti. Daha ilk akşam Elizede Napol- yon namına verilen ziyafette, Pa- dişahla yaayaaş oturan İmpürs- toriçe Öjeni, karşısında — oturan Fuad Paşanın - tercümanlığından istifade ederek Sultan Azizle sa- mimi konuşmalara başlamıştı. Fuad Paşa; işin farkında İdi. Etendisin 0 İmparatoriçe üzerin- de tesir bıraktığından dolayı çok memnun gerünüyordu. Lâf değir: bu hal çok mühim bir işti. Hemen, Avrupada her kula müyesser olmuyan — hal&ttan biri idi. Sultan Azizin, Öjeni üzerinde beyecsa doğurması; bütün musl- lâk Osmanlı işerini — düzeltmeğe kâfi gelebilirdi. — (Devamı var) | kâğıdları, dört, dört buçuk Hira - yet verilecek, Apre ve örgü işle- | çorabın içinde bulundurduğumuz | |Bu da bir mesele oldu! ) reklâm kâğıdında müşterilerimi- ze bildiriyoruz. Bu türlü reklâm iya satılan Avrupa çorablarının i- çinde de mevcuttur ve ayni ifa - deyi hâvidir. Bnacnaleyh Avrupa çorablarının yerli çorablardan da- ha dayanıklı olduğu şeklindeki dddia bir hayalden ibarettir. Şunu da söyliyelim ki Balkan- lar içinde en iyi' kalitede çorab i- mal eden Türkyedir. Dayanıklı ço- rab giymek istiyenler orta ve ka- T cinsten çorab giymelidirler. Çünkü bu Hevi çorablar için çü- rüklük kat'iyyen mevzuu bahso- lamaz. Erkek çorablarına gelince; 20 - 25 kuruşluk çörablâr ucuz olma- ları Kibarile daha sağlam kalite- de yapılamaz. (50) kuruştan yu- karı olan çorublar Avrupa çarab- ları derecesinde sağlamdır. An- cak bazı küçük müesseselerde, el makinelerile imal edilen çorab- lar - topuk ve burunları iyi ya- pılamıyacağı için - sağlam ola - maz. Bu şartlar dahilinde yapı - lan çorabların çürüklüğü umu- ma teşmil edilmemelidir. Muiz Aciman çorab fabrikasın- ga alâkadar birisi de şunları söy- lemiştir: — Avrupa çorabile yerli çorab arasında makineler ve mevaddı iptidaiye ayni olduğu ethetle bü- yük bir fark olamaz. Yalnız ayn derecede mahir işçiler ekseriyet- le bulunamadığı için bu yüzden bazı hatalar olabilir. Bu da ekse- riyet olmadığı için şayanı ehem- miyet değlldir. Her zaman istediğimiz ipliğ ge- tiremediğlmiz için bazan erkek çorabları da çürük yahut daha az iyi oluyor. Fakat ne erkek ne de kadın çorablarında Avrupa ma- lına nazaran ehemmiyetli bir fark tasavvur edilemez. Torfilli çorab fabrikası sahibi Mehmed Cemil Torfilli de şu mü- talcada bulundu: * Çoraplar ipliğin inceliğine ve cinsine Mmüsalt makinelerde iş - lenmelidir. İpliğe ve çorabın in- celiğine müsald olmıyan makine- Terde işlenen çarabların çürük ol- masi tabidir. Sonra, ince çorab - lar ya hakiki ipekten yahut sun'i ipekle Benberg nevinden işlen- mesi, boya ve Apresi de fenni şe- kilde yapılmalıdır. Fakat her şeye raâğmen çok in- ce çorab kullanmakdan çekinme- liyiz. Ve bilhassa ince çorab hu- susunda —Avrupa malının iddia edildiği veçbile üstünlüğü vurid değildir. Erkek çorablarıma gelince çok ucuz olan çorablar müstesna u « | mumiyetle iyi ve sağlamdır. Çün- | ki çok ucuz mala iyi malzeme kul- | lanmağa imkân yoktur. Şep çorab fabrkası müdürlerin- den M. Aron fikrini şu cümleler- Je izah etti: «— Çorab bu derece incelince yerli veya Avrupa bundan fazla | kitsiz -kaş yağmuru, P— 186LiL ÜNÜNE ÖRE... Yağmur ve yalnızlık MAHMUD YESARİ Üç gündür dinmek bilmiyen, vas sinirlerimi bozdu, beni hasta etti. Yağmur, içime yağıyor; yağ - murun sesi, sinirlerime dokunu: yor. Genizimde bir gıcıklanma, bö- | ğezimda kuru bir yanma, sırtım- da ürpertiler var. Dizlerim, b« çak yarası gibi sızlıyor, ayakla» | mm vakit vakit karıncalanıyor. Bir şey yemek istemiyorum; bu iştihasızlık da değil; bıkkınlık gi- bi bir iç ezintisi, Yatınca yamıyorum; kal » kınca da ot Otur ken başım ağırlaşıyor. Bu da Ku ağırlığı değil, yol yorgunluğu gibi bir şey! Kırginlik, mizmizlik, — sadece yağmurdan, havanın kasvetinden değil; yalnızlığın bunda, büyük payı var. İnsan yaşlanınca, yalnızlık, çe- kilmesi güç derdlerin başında gee liyor. Fakat insan yaşlanınca da, dostlarını, arkadaşlarını daha ya- kından taziyor ve insanlardan “kaçınmağa başlıyor. Konuşmak da can sıkıyor; hele nabiz. kolla- mak; insanı büsbütün çileden ç- karıyor. İşte © zaman, bütün ağır- lığına rağmen yalnızlık bir safa, bir nimet oluyor. Bu, biraz da ö- lümlerden ölüm beğen gibi! bir şey amıma, çaresizlik Çorlu KAT Hayvan Sergisi 26 Eylülde açılıyor Çorlu hayvan sergisi 26 eylül- de açılacaktır. Sergi at ve kara sı- ğar olmak üzere iki seksyonu havi olup beğenilecek hayvanlara 1230 lira mükâfat dağıtılacaktır. Mu- radlı nahiyesinin ilk hayvan ve emtia panayırı 29 eylülde açıla- (ramıyorum. Son Telgrafta Birimizin derdi BÜ Cöre e vğk T Hepimizin derdi Sabah gürültüsü Beşiktaşta Yenimahâllede Or- taoyunu sokağında oturan. ka- rilerimizden ismi bizde mahfuz bir zattan aldığımız bir mek- tupta sabah karanlığı bağırarak geçen satıcılardan şikâyet edil- mekte, muayyen Saatten evvel gürültü dolayısile sabah karan- Tığı rahatsız edildiğinden yana- yakıla bahsetmekte, ve ezcüm- le: «Gürültü e mücadeke ka - nununun maddelerine göre sa- bah satıcılarının saat & den ev- vel mâahalle aralarında yük - sek sesle bağırmaları menedil- miş olmasına rağmen Beşik « taşta, bilhassa kenar bir semt olan Yenimahalle ve civarında satıcılar sabahleyin — saat 630 dan itibaren bağıra çağıra geç mektedirler.. denilmektedir. Sabahın erken — saatlerinde başlıyan bu kabil gürültülü sa. tıcılık uykuda bulunanları pelr tabii bir surette rahatsız etti- ğine göre karilmizin haklı ole duğu bu şikâyeti etrafrd'a a- lTâkadarların tahkikat yapmala- Ti ve eğer varsa bu hale niha- yet verecek tertibat almaları icab eder. İlgili makamın dik- kat nazarım bu hususa çekeriz. rabların dikkatle kullanılması lâ- zımdır. En iyi mevaddı iptidaiye — kullanıyoruz. Avrupa — malından — kötü mal mmal etmemize sebeb — yoktur. Bunevi çorablar uzun — müddet ayakta kalmamalı. Çün fantezi çarablar çürük değil zumundan fazla incedir. canb. kalınlaştıkça sağlamlaşır. Avru- dayanmmaz. Bu cins fantezi ço- j rem da, yerlisi de böyledir.m

Bu sayıdan diğer sayfalar: