18 Eylül 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

18 Eylül 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mevkuf olanla mahküm ol D fasında bir fark vardır. Muhake- Te olmuş, bitmiş, hüküm giymiş | "Shattır. Çünkü ceza müddetini Bilir, onu dolduruncuya badar ha- Bühanede kendisini meşgul et - Tek içim bir iş bulur Fa Hâkimin karşısırı Ütün düşüncesi müdafaasını ha- | frlamak, kendini kurtarmaktır Onun için müdafaasını hazırla - Mak imkânının ken Mesini ister. Borcunu Öek hapse girmiş olanla Böyledir. Onun işledi Sorcunu verecek #dır. Halbuki bir bor Yanında Sel h Faşa altı hafi İedilerek serbest kalmağa muvaf- » Fak oldum. Sön dakikaya kadı he yakit çıkacağımı bilemiyor - ium. Bir akşam tahliye edildüm. İlk İŞim tıraş olmak, saçlarımı dü - #elttirmek oldu. Ondan sonra doğ mahkümları d * rahattır et uğraşa uğ - Man birinci perde Perde iniyordu. Ondan &5 Tüm orada olduğum anlaşıldı. Ar- İ oynanmıştı. Tistleri biliyordum. Beni çağır - dilar, Kendilerini tebrik ettim. Benim kendilerine hizmet etti - Bün zamanlar olmuştu. - Bunlara Tok iyü işler bulup vermiştim. İç- derinde hiç tanınmamış bir aktri- & de yıldız derecesinde meşhur Olacak kadar — muvaffakiy hizmet etmişti *Onların arakında. bulunduğum “Eamberi iftihar ediyordum. Demek ğĞıxın:w.k lere iyilik edebilmiş- Benim kefalete Taptedilerek Tur fild Spiro $ök kimseler vardır ki buna te - #isüf ediyorlardı. Ortaya birçok Weyler yaparak benim — serbest kalmama bir nihayet vermek is- tiyorlardı. Piyasada benim bir Çok düşmanlarım vardı. Fakat ta Hidıklarım yalnız düşmanlardan İbaret değildi. Birçok da sölde döstlarım vardı. Bunlar ben piya- Sıdan çekildikten sonra aleyhim- I“c » kadar şeyler söyliyerek hoş- & olmuyan bir takım hikâyeler Uydurarak hep benim aleyhimde ilunuyorlar, ben ne yaptımsa kima fena gösteriyorlardı. Bunlar benim tekrar kendim tiyerek İngiltereye döndüğü - Mü duydukları zaman dehşet i- “Finde kalmışlardı. -Benim geldik- — İ#n sonra da neler yapacağımı dü- — “ünerek daha korkuyorlardı. Eğer bunlardan intikam almak İMleseydim. bunun için imkân var Bi biliyordum. Onlar benim ken- Hilerini bir daha görmiyeceğimi, Yaptıklarını bilmediğimi zannedi- Yorlardı. Halbuki piyasada onla- Tin birçok esrarı vardı. Bunları Senenin ca orijinal romanını O> Telgraf'da okuyacaksınız kul için böyle değildir. Onun sonra kefalete rap fiktığımı duyanlar arasında pek . yorlardı ki nihayet aslü esa- | biliyordum. Fakat onlara kar adam mevkuf olandan daha | | Telgraf- bahs | Tu tiyatroya gittim. Girdiğim za- | mra be- | İ | | | | den P larak Sevki DÖRT CAMBAZ BİR İPTE Londra'nın para âleminde mühim reller çevirerek herkesi aldattıktan Sonra mahküm olanların hapis- hanedeki yaşayışları şi ne duymuş oluürsam olayım in- tikam almak tarafına gitmedim. Ben zaten birçok ıztırab çekmiş- tim. Birçok karkunç müşkülüta uğramıştım. Başkalarına da tırab çektirmek istemiyordum. Onun için fareleri kendi halleri- ne biraktım. Spirodan bir iki gündür «Son diyor. İngiliz gaze- telerinde dedikodusu devam e- Cenubi Afrikalı bapse mahküm <- idiği kendisi gibi dolandırıcı! kârlıx ağır cürümlerden mahküm edilmiş üç kişi daha var dir Yeni gelen Londra gazetesin buna dair yazılarda diğer üç kişi den de evvelce bahsedilmiştir. Bunlar muhtelif zamanlarda mu- hakeme edilmiş, mahküm olmuş - tur. Geçenlerde <Son Telgraf» Tan- sekiz sene hapi Genç kâtib Velând Avukat Devertey fila'den bahsetmiştir. Tanfild Lon- dra piyasasında çok tanınmış, son hileli iflâstan dolayı yedi sene a ğır hapse mahküm olmuştur. Tan- fild'in en uzattığı para 1.000.000 İngiliz lirasıdır. Kendisi hapse gü | tikten sonra alacaklılar bu hileli (Devamı 6 ıncı sahifede) Paris geçen senenin yaz movsi> minde oldukça su sıkıntısı çek * Mişti. Fakat bu sene daha ferah- lamış vaziyettedir. Parise Romalılar zamanında bü yük bir bendle uzaklardan su ge- lirdi. Fakat bu, daha ziyade asıl | zedeler içindi. Halk hep Sen net- * Çünkü onların birçok şeyleri- | rinin suyundan istifade ederdi. Filib Ogüst zamanında — günd: 400-500 metre mikâbı/ su getiri!- miştir. 1700 senelerine doğru Pa- risin nüfusu 548.000 di ve günde 8,000 metre mikâbı su sarfedili - yordu ki, insan başırla günde M litre su düşer. On altıncı Lui za- manında su ihtiyacı kuyularla te- lâfi edilmeğe başlanmış, bazı ma hallerde 35 metre derinliğinde ku yular açılmıştır. Bununla bera - ber rpesmen Paris halkına suyun | dağıtılması ihtilâlin nihayetine kadar uzamıştır. Çünkü daha ev- vel su, dalma yüksek — tabakaya nasib olmuş bir nimettir Parisin su ihtiyacını bugünkü şekline sokan meşhur mühendis Belgran'dır. Bugün Purise 100 - 200 kilametre uzaktaki memba - lardan su getirilmektedir. Pariste 1790 senesinde yevmiye olarak: 30.000 metre mikâbı, 1834 de 40000 metre mikâbı su sarfe- derdi. 1860 da bu miktar birden- bire yükselerek 200.000 metre mi- kâbı, 1872 de 500.000 metre mikâ- bı, 1890 de 600.000, 1893 de 900.900 ve 1900 senesinde bir milyon sek- Spironun | MiLLETLER CEMiYETi ON DOKUZ YAŞ GiBi GENÇ ÇAĞ- DA OLMASINA RAĞMEN BUGÜN HALİNDE NEŞ'ESİZLİK VE DURGUNLUK VAR.. Avrupada İngiltere'nin de gireceği bir harb çıkars: İngiliz İmperatorluğu- eden dominyonların bitara? kalamıyacakları lâzım olduğu kadar açık bi nu teşkil Milletler Cemiyeti ne oldu?. Her halde var. Fakat ondan bah- sedi r azaldı. Umumi harb bi- terek Avrupada sujh avdet edince - Bu sulhtan memnun olmuyan - ların nekadar çok olduğu a bahistir - Milletler Cemiyeti yücüdegelmiş oldu ve 1919 eylü- lünde ilk he, a yeti umumiye sene de 19 uncu dokuz senedenberi bu toplantılardan başka mi tekerrü: cemiyetinin — diğer vuku bulan ba: vardır. Fakat heyeti umumiyeye | her devlet ayrıca — mucrahhascar | göndermektedir. Bu seneki mu- rahhasları gel iktedir. Cenevrede bu seneki toplantıya 46 has heyeti — gelmiştür. Milletler Cemiyetinden çekilen - ler arttıkça toplanışların eski e - hemmiyet ve heyecanı da azajdı. Meselâ on sene evvelki toplantı- lar hatıra gelirse o zaman Millet- ler Cemiyetinin pek parlak devir-| ler yaşadığı dâ unutulmamış olur. Fakat nerede 928 Avrupası, nere- de 938 Aşrupası O zaman hep sulhten bahsedi- Hyordu. Bugün havada harb teh- didleri dolaşıyor. Avrupa da"o' zaman sujh siyasetini ele alarak yürüten üç mühim devlet adamı göze çarpıyordu: İngiliz Hariciye 'Deniz üzerinde Duran Şehir ! Bir aylık su sarfiyatı 1,400,000 metre mik'âbı olan Pariste n3ler yapılacak Paris'i su yaşatıyor Nazırı Sir — Osten Çemberlayn sen bir metre mikâbına yüksı Geçen ağustosta Parisin bir — lik su sarfiyatı 1.400.000 — metre | mikâbıdır Ki bunun 7-8 yüz bin | metre mikâbı içme suyu olarak | sarfedilmiş, mütebaki kısmı fab- | tikalarla diğer yerlerde harcan - | miştir. Parise yeraltından beş büyük kanalla su gelmektedir. Gelen bu sular Parisin su mahzenine bo - şalmaktadır. Bunlar arasında dört büyük su bendi vardır. Her birisi 72, 102, 131, 186 kilometre uzun luğundadır. — Yeraltından büyük bentlere çıkartılan bu su günde 500.000 metre mikâbı akıtacak ka- dardır ki bu su bugün Parisin iç- (Devamı 7 inci de) | ye Nazırları bir seneye kadar bu | içtimaların hiç birini kaçırmazlar. | zak yerlerde hulunün memjekot- | | dominyonları Avrupada bir harb | (Şi Başvekilin — ağabeyisi), Fransa Hariciye Nazırı — Briyan, Almanya Hariciye Nazırı Ştrez man. Bu devlet adamlarının üçü ! manyanın Milletler girmestle bu üç devlet adat zamanlar Cenevre — içtimalarıı canlandırıyorlardı. O zaman A Tupa birliğinden de bahsedili; du. Avrupa milletleri — birleşik, sulh içinde yaşıyacaklar deniyor- du. Yine o zamanlar Briyan - Kel- loğ misakı yapıldı. — Harb arltık devletler arasında müracaat edi- Jecek bir vasıta olmaktan çıka « rıldı. Briyan - Kelloğ misakı 928 de imzalandı. Fakat on seneden - beri neler olmuyor? Hulâsa son vaziyet “çok baş- ka. Onun için bu seferki Mijletler cemiyeti — toplantısının nekadar sessiz, sadasız geçtiğine şaşmalı. İngilterenin ve Fransanın harici-| Mutlaka Cenevreye giderek ko- nuşurlar, görüşürler, şöylerlerdi. 19 uncu-heyeti umummüye içtirha- anda İngiliz Hariciye Nazırı bu - lunumadı. Fransız Hariciye Na - da Cenevrede çok kalamıyı rak döndü, Alışılmış olan hal bu sefer değişmiş oldu. Şayanı dikkat beraber Milletler Ce- miyetinin 19 uncu heyeti umu - | miye toplanlısı hiç de ehemmiyet- siz değildir. Şu itibarla ki İngiliz İmparatorluğunu teşkil eden do- mayonların iştirak ettiği toplan- tıda Yeni eland murahhasının söy- lediği sözler dikkatle dinlenmiş - tir. Bu sözler İngilizlerde Millet- ler Cemiyetinin kuyvetlenmesi, miljletlerarasında müşterek em - niyet tesis edilmesi fikrinde olan- ların düşündüklerini anlatıyordu. Habeşistan meselesi cıktıktanberi | 995 seneseni takib eden zaman -» larda Mijletler Cemiyetinde za - yıflanmak için çok uğraşılmıştır. Cenevre müessesesi — höyle zayıf | düşürülürken onun bir takım esas- | ları da çürütülmek Fakat Yeni Zjand murahhası Jor-| istenmişti — Eğer sulh bozulursa onu bo- zaçak olan kim olursa alsün en'i- erin bile güvenemez. Bu zamanlarda Avrupa sulhü- | nun üzerinde tehdid, bulutları do- Jaşırken Yeni eland mutahhası kendi memleketi gibi Avrupaya | pek uzak olan büyerlere bile böy- le bir hal vukuunda bitaraf kal- miyacağını anlatmış oluyor. İngi-| liz İmparatorluğunu teşkil eden | olursa İngiltere buna karışınca | alacakları vaziyetler ne olacağı - | na dsir yapılan tetkikatı geçen - lerde «Son Telgraf> Avrupa ga - zetelerinden alarak — yazıyordu. Bütün dominyonlar böyle bir hal olursa ana vatanın imdadına ko- şacaklarını esas itibarile kabul ediyorjardı. Yeni Zeland ise buna zaten hazır olduğunu bildirmişti Şimdi Cenevrede — Yeni Zeland anla söylendi murahhasının bu sözleri onu ha- tırlatmaktadır. Yeni Zeland: — Avrupadaki kavga bına lâ- zum deği)!.. diye seyirci kalamıya- cağını anlatmış oluyor. Diğer do- minyonların da bu fikirde olduğu, Bizli bir şey değildir, Habeş İmparatorunun bu top - lantıya bu seferki Cenevre top - Jantısının göze çarpan hususiyet- lerinden biri işte bu oluyor. Do- minyonlardan birinin murahhaşı Avrupa sulhunun bozulması tak- dirinde sulhu bozanın en uzak bulunan bir memjeketin bile bita- raflığa güvenemiyeceğini mesi İngiliz dominyonlarının böye le bir kavgâda anavatan olan İn- gilteteyi yalmz birakmıyacakları ni anlatmağa kâfi gelse gerektir. Diğer göze çarpan bir hususiyet de Habeş İmparatorünün Cenev. Teye murahhas göndereceği ev - velcesöylendiği halde bundan vaz geçmiş olmasıdır. Habeşistan na- mına Cenevre - toplantısında bir murahhas bulunacağı sözleri or- taya çıkınca İtalyan gazeteleri bir takım neşriyatta bulunmuşlardı. Bu neşriyatla İtalyan mehafilinin can Sıkıntısını gösteriyordu. İtajyanlar bir taraftan Millet - | ler Cemiyetini tanımadıklarını, | kendileri oradan gelmiş olmadık- | ları için Cenevreden verilecek herhangi bir karara karşı tama - mile lâkayd kalacaklarrnı söyle- dikleri halde Milletler Cemiye- tinde bu sefer gene Habeşistan meselesinin mevzuu bahsolacağı rivayetleri karşısında Roma mat- buüatı yazılar yazmaktan kendile- rini alamamışlardır. Habeşist. İtalya tarafından zaptedilmiş ol- ması, Şarki Afrikada bir İtalyan İmparatorluğu vücude geldiği İn- Biltere taralından tasdik edilme- diği malümdur. Bu tasdik - işi bir an evvel alup bitmesi ise Ro- ma politikasının takip ettiği ga- yelerin başında geliyor. Bahsin evvelki safhasından bahsedilecek değil. Yalnız bu seferki Cenevre toplantısında Habeş imparatorlu- ğu tarafından bir murahhas gön- derilmemiş olması, Cenevrede ye- niden meselenin tazlenmek isten- mediğini göstermiştir. Avrupa politika âlemi buhran- h günler geçirirken ve Çekoslo- | vakya meselesinin hallinde İtal- yanlar Almanya nezdinde dosta- | ne teşebbüslerde bulunarak buh- | ranın daha ziyade artmaması için Berline itidal tavsiye etmesi is- tenirken Cenevre müzakereleri - nin gayet sessiz, sadasız geçmesi Avrupa diplomatlarınca daha mu- vafık görülmüş olsa gerek. Resmi olarak İngilizlerce hâlâ Habeşistan imparatoru diye ta - nınmaktadır. Geçenlerde impara- tor aleyhinde gördüğü bir yazı - dan dolayı bir İngiliz muharriri ve gazetesi aleyhine dava açtığı zaman mahkemede dalma impa- rator diye ismi geçiyordu. İngil- ternin Şarki Afrikadaki İtalyan imparatorluğunu tanımamış ol- ması Habeşistanda İtalyaya karşı mukavemette bulunanlar ara - gn | mıaştır. Haftalık ihracat 2500 veya —SUN TELGRA F — 18 EYLÜL 1938 ÖLÜLER EVİ Eskiden meçhul!ölüler, iki gün içinde kokardı. Şimdi, soğuk hava salonlarında aylarca muhafaza olunuyor.. Ölü evi, yani Morg. ölen, sokaklarda öldürülen meç- hul kimselerin hüviyetlerini tes- bit için cesedlerinin teşhir olun- duğu yer.. Bunlar, morga getirilir. Bir kaç gün, bazan haftalarca arzu eden- lere gösterilir. İlk Morg, 1200 senesinde, ya - tacak yeri olmıyan, kimsesiz dul kadınlar için bazı hayırseverler tarafından tesis olunan Sen Lo - zân hastanesinde o tarihte cesed- uzun müddet bozulmadan mu- lirdi. Bu da bir tevakkıf idi. Binaenaleyh bu iptidai Morga en ölüler, mermer Bu ki- sa müddet içinde akrabaları ve içinde kokmıya başlardı. 1 tarafından teşhis oluna - mıyanlar da gömülür, meçhul ö- küler arasına karışırdı. n zamanlarda Morglar ıslal edilmiş, asrileştirilmiştir. Cesed soğukhava — salonlarında — haf - talarca, aşlarca bozulmadan mu - hafaza olunur. Meselâ bir otomobil sür'atle gi- diyor, yolda dalgın yürüyen bir yölcüye çarpıyor, eziyor. Ölüm a- nt oluyor... Üzerinde, hüviyetini müsbi$ bir kâğıd yok. Zabıta, mo ga telelon eder, Derhâl büyük bir «Boğulan, | araba gelir. İçinde bir tabut var- dır. Ceced bunun içerisine ko « nur, Morga naklolunur. | — Morga getirilen ölüler, müslü- man veya yahudi ise yıkanır. Çıp | lak olarak hususi bir tabuta ko- nur. Teşhir salonu iki kısma ay - rılmıştır. Otopsi yapılmasına lü- zum görülen cesedlerin — yerleri ayrıdır. Salanların havaları normaldır. Vantilâtörler havayı tebdil eder- ler. büyük bir Dijol makinesi mü- temadyen işler, salonlara soğuk - hava verir, cesedlerin birinin fo- toğrafı alınmak lâzım geldiği za- asansörle üst kata çıkarılır. a yine yerine konulur. Meç - cesedlerin elb mat ıikanır, pal enir ve saklanı ü isleri Altı ay zare tarafından Sesesine Teşhis salonları , Boç bir oda. Yalmız orta yerin den büyük bir camla bölünmüş. | Cesedleri görmek için gelenler camın bir tarafında dururlar. Ce- | sed, camın öbür tarafındaki ma- | sanın üzerinde ve üzeri beyaz bir örtü ile örtülüdür. Ailelerin ce * sedlerin üstüne atılmamalarını te min içindir ki araya büyük hir cam konulmuştur. Teşhis olunan ölüler, istenil takdirde, ailekerine teslim olu - nur. Aksi halde Morg marifetile defnedilir. Ölüler evinde tabut odası Üzümlerimize Rağbğ_ Fazla Fakat Almanlar müsaid fiyat vermiyorla Almanların üzümlerimiz — için tayin ettiği fiatlar müsait olma- masına rağmen üzüm satışlarımız inkişaf etmeğe başlamıştır. Ham- burgdan İzmirin alâkadar yerle- rine gelen malümata göre, üzüm- lerimiz Alman piyasasında müt- hiş bir rağbet görmüştür. Alman kontrol dairesinin Yu - 'nan «Sultaniyes leriyle İran' ü- zümleri için tayin fiatla, | Türk üzümlerine nazaran çox yüksektir. Tüfk üzümleri için ta- yin edilen âzami had, Yunan ü - zümleri için tayin edilen haddin aşağı yukarı yarısına tekabül et- | tüğ için âdeta Alman üzüm piya- salarıcda damping yapmaktadır. Almanyaya üzüm ihracatı art- 3000 tona baliğ olmaktadır. Kısa bir zamanda rekoltenin yarısının Almanyaya ihraç edileceği tahmin edilebilir. Romanyadan Bir heyet Geliyor Bu heyet iktısadi tetkikler yapacak Memleketimizde muhtelif ikti. sadi mevzular üzerinde tetkikatta bulunmak üzere eski Romen Ma- liye Nazırı ve Türk - Romen Ti- caret odası reisi Slavesko refaka- tinde bulunan bazı tanınmış ik- tisadeılarla beraber bir kaç güne kadar şehrimize gelecektir. Bura- da iktisadi daireleri ziyaret edee rek tetkikatta bulunacaklar, ikti- | sadi faaliyetimiz hakkında malâ- mat edineceklerdir. Heyet şehrimizde on gün kala caktır. Eksper namzedi alınıyor | İnhisarlar idaresi tütün eksprta | ve harmancı yetiştirmek üzere 9 eksper namzedi almaya karar ver-. miştir. Tadiblerin lise tahsili göre. müş olmaları lâzımdır. Lisan bi lenler tercih edilecektir. sında propaganda vesilesi olmak- tadır. Bütün bu haller ise İtalyan- ların hoşuna gitmemektedir. Mil- Billiz - İtalyan anlaşmasınaı görül İngiltere Cenevrede bu ciheti te- min edecekti. Hakikatte de öyle letler Cemiyeti azası Habeşista - nan İtalya tarafından zaptedildi- ğini, Şarki Afrikada İtalyanları bir imparatorluk sahibi oldukla- rını tanımakta arlık serbest bu- lunuyorlar. - Mifletlör — Centiyeti hatırlardadır ki ilkbahardaki top- lantısında bu kararı vererek ken- di azasını Habeşistan meselesinde- | istediği vaziyeti almakta serbest | bırakmıştır. 16 nisanda Romada imzalanan İn- oldu. Milletler Cemiyeti azası bn’ hususta serbest kalarak İstiyen « ler tasdik cihetine gitmiştir. ı"ı-ğ kat İngilterenin, P: tanımadıkları görül re İspanyadaki İtalyan askeri nin çekilmesini, Fransa da Roma ile bir anlaşmıya varılmasını liyor. Milletler Cemiyetine ge lince; onun da gene bir gün pu!:; | lak zamanlar görmesinü bekliyı | ler az değildir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: