19 Eylül 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

19 Eylül 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

N h edilmiş İta hafta Orman Umum Mü- Hüsnü Yaman Eskişehirde & Müdürlük tarafından &2- W Ünan fidanlık arazisinde son | İkat hapmış ve burada Orta Olu fidan ihtiyacını karşılı- Ülecek şekilde büyük ve mo - bir fidanlığın ve ağaç to- ĞU istasyonunun kurulması işi 1 4 40 hektar vüsatindeki bu fi- şimdilik Türkiyedeki fi - h n en büyüğü oldu- Gibi arazi, iklim, toprak ve su mundan çok müsaid ve verim- | Sddedilmektedir. lıkta Ankaranın ve Orta nun fidan ihtiyacı temin nekle beraber ormansız ka- Ve köylerin etrafında beşer lik sahaların ağaçlandırıl- u yapılacaktır. | lik arazisi kâfi miktarda | G olup Orta Anadolu iklimile | bi Anadolu iklimi arasında bu- | S1 ve burada yetiştirilecek n her iki iklime uymaları| Ünesi muvaffakiyetli olacaktır. sene bütün arazi pancar tına tübi tutulduğundan Ç9 kaları yerlerde bir buçuk hek * futan yastıklarda çam, kara- akasya zer'iyatı yapılmış - - Ve zer'iyat devam etmekte - Bu sene kıştan evvel bütün kirizme edilecek ve bahar- Mi evvel zer'iyat yastıkları ha- ” Çok enteresan — görül - | B *rıu.m ortasından geçen Por- | ; ldanlıktan iki ilâ üç sene sot- I ekteblerdeki maye Hey'etleri | "Çayı vasıtasile sulanması ko- Çü sencortaokullardaki yoksul ! temin edilebilecektir. 'l'—uu ve vejetasyonu kuvvetli tbe için de himaye heyetleri kararlatırılmış, buna | ÇiE bu topraklarda fidan yetiş - ; | hazırlıklara şimdiden başları- | y * Okullardaki himaye heyet - W de bü sene mesailerine hız ceklerdir. sa Ziraat mek- | genişletiliyor | zirast mektebinin geniş- | esini ve talebenin — pratik | için kâfi derecede , ratuarlara ilâveler kararlaştır- hlür. Ayrıca hangarlar ve am- ir da yaptırılacaktır. çe Öjeni, Napolyon I ihde fevkuiüde mücssir bir ka-| Güzelliğile meşhür bir İm- öriçe id.. şÜma Paya, İmparatoriçeye ih- MA mükabele ederek tercü - e Ük yapıyordu. Öjeni sarayor- h Haşmetmeab neden şampan- yümazar. Üğd Paşa; efendisine tercüme du, Sultan Aziz gülerek ve lüne cevab verdi: ğ orman fidanlığı ve dlr ağaç tohumu istas- yonu kuruldu itün memleket baştanbaşa sür'atle ağaçlandırılacak 'SU yeni tesisatla fidan ihtiyacı temin olacak ra tam randıman ahnarak senevi bir buçuk milyona yakın fidan ye tiştirilecektir. Orta Anadolunun ve Ankaranın | fidan ihtiyacı gerek bu fidanlık- tan ve gerekse Sıvas ve Konyada tesis edilecek diğer fidanlıklardan temin edilecektir. Diğer taraftan Eskişehirde te- sisi kararlaştırılan orman ve ağaç tohumu istasyonu ile de tohum meselesi halledilecektir. Buğgün orman tohumlarının ken- dilerinden yetişen fidarlara ana ağaçların morfolojik ve fizyolojik evsafını nakletmeleri yüzünden ecnebi memleketlerde bu tohum- ların toplanması ve satışları for- | har, kapalı kaplar içinde su satan- mülleştirilmiştir. Bu sayede herhangi bir ağaçlan- dırmanın iktısadi bir surette ne- ticelendirilmesi temin olunabile- cektir. Yurdumuzda ilk defa tesisine çalışılan Eskişehir ağaç tohumu | Astasyonu ihtiyacı temin edebile- tarafından orman umum müdür- cektir. Bu suretle memleketin her düğü eliyle toplattırılan tohumlar bu istasyondaki lâboratuvarlarda | müayene edilerek intaş kabili - | yetleri ölçülecek ve tohumların | Mmenşelerini tesbit maksadile de birer arılık vesikası verilecektir. Eskişehirde kurulacak bu mo - dern fidanlıkta faaliyet ileri bir balde devam etmektedir. Umum müdür Hüsnü Yaman bu hususta alâkadarlara icap eden direktifleri vermiş ve fidanlığın koruluk teş- kil eden ve Porsuk çayının iki kıyısında bulunan en münasib bir yerinde Eskişehir halkına mesire olabilecek mahiyette bir de park yapılmasını kararlaştırarak fi - danlık müdürlüğüne ayrıca tali - mat göndermiştir. Mekteblerde Havacılık Dersi Bu yıl okutulacak | Öğrendiğimize göre bu sene or- ta mekteb ve liselerde haftada bir defa olmak üzere havacılık dersi | okutulması Maarif Vekâleti tara- fından muvafık görülmüştür, Ha-| vacılık dersleri için yakında bir Program tesbit edilecekir. İki mimar alınıyor Milli Müdafaa — Vekâleti hava müsteşarlığı inşaat şubesinde ve Kütahya tayyare alayında iştih- dam edilmek üzere Milli Müdafan Vekâletine iki inşaat mimarı alı- aktır. — İmparatoriçe — hazretlerinin benim şampanya içmekliğimden | haz duyacakların: bilseydim, vak- tile bu içkiye alışırdım. Ojeni; Sultan Azizin bir kadını tatmin edici zeki cevabına hayran, olmuştu. Hemen mukabele etti: — Haşmetmeat, şampanyaya a- lışmak için itiyadlanmağa lüzum yök. Limonata alır gibi içebilir - ler. Fuad Paşa; Sultan Azizin kat'iy- | çar şube olması lâzım yen ağıma içki koymuyacağını " nirim, Binacnaleyh; Maktu Satış Hazırlığı Boledly_; ;;nl bazı hazirlıklar yapıyor | Belediye maktu satış kanununu | bir teşrinievvelden itibaren pü - | rüzsüz bir şekikle tatbik edebil mek için geniş şekilde hazırlıklar | yapmaktadır. Bu arada yapılacak kontrollara esas olmak üzere kasaplar, sakat- çılar, kesilmiş kümes hayvamı sa- tan dükkânlar, sucuk ve pastır - macılar, taze yumurta, süt, yo - ğürt, tereyağ, sedeyağ, zeytin yağ, kaymak ve peynir satan dükkân-| İar, meyva ve sebzeciler, Bu ayın 20 inci gününe kadar | Belediye İktisad müdürlüğüne mü-| racaat eylemeğe mecbur edilmiş- | lerdir. Bunlar gelirken dükkânlarına aid kunurat, küşadiye ruhsatiyesi ve sair vesikalarını da birlikte ge- tereceklerdir. Yeni Vapurlar Ayvalık hattında işliyecek Denizbankın İngiltereye ımar- lamağa karar verdiğini — yazmış- tik, Denizbank fen heyeti, bu hu » susta bir müddettenberi yapmak- ta olduğu tedkiklerini ikmal et - Tiş, gelecek vapurun siparişi hak- kındaki noktal nazarını bildiren raporu hanırlamıştır. Bu rapora göre, bu gemilerden iki tanesinin Marmara tipinde o- dacağı anlaşılmaktadır. Gemiler- | den diğer ikisi - Ayvalık hattına işliyecek tipte yapılacaklır. Sınıflar Kalabalık | Olmiyacak | Şehrimizin orta okul — vaziyeti yeni açılan okullarla nörmal bir vaziyete girmiş bulunmaktadır. Okul idareleri mevcud sınıf va - ziyetine göre talebe kayıd işine devam etmektedir, Fazla taleb ol- duğu takdirde birinciteşrinin ilk haftasında raporlarını tanzim e- derek okulda hangi sınıflardan ka-' geldiğini tesbit ile ve maarif müdürlüğü | yöolile Vekâlete — bildireceklerdir. Ancak sınıf mevcudları hesabla- marken 30 yi aşmamasına dikkat edilecektir. Bundan başka Vefa lisesine bağ- | h olmak üzere Zeyrekte yeni bir (| | erta okulla Kadıköyünde bulu - nan kız orta okulunun lise haline getirilmesine karar - verilmiştir. Geçen yıl açılan İnönü kız İi | kaç gündür devam edip gidiyor. | sabik müdürü Mustafa Hilmi Nu- | yakından alâkadar olmuş gençler Tisan bilenler, tercih olunacaktır. yalnız üçüncü sımıfa kadar teşek- kül etmişti. Bu yıl on birinci sı- nıflar da ilâve edilerek teşkilâtı | tamamlanacaktır. bildi; için İmparatoriçeye karşı Padişahın vereceği cevablara dik-' mukaddestir, kat ediyordu. Eğer, Padişah, iyi bir cevab vermek müşkülünde kalırsa, kendisi doğrultacaktı. Fakat, Sultan Aziz, zeki bir a- dam idi. Şimdiye kadar umumi ve) serbest kadın sofralarında bulu- | nup sohbet etmiş bir adam olma- Ş meâb Türk yemeklerinin çok| leziz olduğundan bahsediyorlar.. dığı halde İmparatoriçe ile fev - | kalâde güzel konuşuyor. Jestle - | rinde ve erkekçe tavırIrında bir kabalık gözükmüyor, bilâkis, tam bir Avrupalı hal vetayrile sem - patik bulunuyordu. İmparatoriçeye, Ümld edilmiye- cek bir mukabelede bulundu: — Evet; biliyorum, bit Jimona- ta gibi şampanyayı içebilirim. Ve bu iş için itiyad ve alışkanlığa Tüzüm yoktur. Bu beriğim için bir şereftir. Fakat; hiç alışmadığım bu içki benj sarhoş ederse, huzu- runuzu ihiâl edeceğimden çeki - huzurunuz HAVA Hava 1928 başlangıcındanberi tabii şeraitlerden tamamen ayrıl- mış bir şekilde devam ediyor. Si- yasi hava da ayni şekilde.. Yazın sühunet 37 dereceye çıktı. Yirmi senedir tesadül edilmiyen bu fev- kalâdelikten sonra, eylülle bera- ber karakış girdi. Şiddetli yağ - murlar, zarar veren fırtınalar bir Havanın birdenbire soğuyuver- mesi Üzerimizde bambaşka - bir tesir yaptı. Siyaset barometresu da 1928 baş langıcındanberi mütemadiyen şid- detli fırtımalar gösteriyor. Hele şu son ve gergin politika vaziyeti ile mevsimsiz sayılacak son yağ- murlar 1918 j hatırlatıyor. Son yağmurlar içi 20 senedir böylesi görülmemiş diyorlar. Büyük Harbdenberi de bugünkü kadar gergin bir politi- ka münasebeti görülmediğine ba- kılırsa değişen havaların sade yağ mur, rüzgür, kar, fırtına gibi tabil | hâdiselere inhisar etmediği bo- zukluğun orta Avrupa siyasetine de tesir ettiğini anlamak — kabil oluyor, Netice şu: Bozulan hava ile bozulan si « yaset birbirine çok benziyor. Fır- tına dinerken siyaset de düzele- cek mi? BÜRHAN CAVAD Vilâyette Köycülük Bürosu Büre ay başında fa- aliyete geçiyor Vilâyet merkezinde bir köy - cülük bürosu kurulması kararlaş- tırılmış, bu büronun — şefliğine Trakya genel müfettişliği köy iş- leri şefi Salâhaddin — Kandemir, muamelât ve mühaberat memüur- huğuna da Hacı Bektaş nahiyesi ral tayin edilmişlerdir. Büro, bi- rinciteşrin bidayetinden itibaren faaliyete geçecektir. İstanbul kazalarından Yalova, Şi- le, Çataka, Silivri, Beykoz, Kar- tal, Üsküdar, Eyüb, Bakırköy ve Sarıyer — kazalarına, bu büroya merbut olmak üzere, birer köy - cülük işi memuru, Çatalca kaza - sına bu memura ilâveten ayrıca bir de memur tayin edilecektir. Kaza köycülük memurluklarına, en az lise tahsili görüp şehadet - namealmış ve askerlik hizmetini bitirmiş, köy ve muhasebe işlerile tayin edilecek, bunlar — arasında, HIRSIZ Senenin en orijinal romanımı So> Telgraf'da okuyacaksıyız benim için —şampanyadan daha Ojeni; Padiğahın bu kuvvetli ve Nazik sözleri karşısında cidden mütehassi olmuştu. Hele, Fuad Paşa; efendisinin verdiği cevsba | hayran olmuştu. Usülden olduğu veçhile Ojeni, hep Padişahja meşgul oluyordu. Fuad Paşa; efendisinin müsaa- desile şampanya içiyordu. Zaten; Fuad Paşa; Müutekid bir adam değildi. Sul- tan Aziz çok mutaassıb bir zattı. Denebilir ki; Padişahlar içinde evder bulunan tiplerden biri idi. Küçük yaştanberi pehlivanlığa ve zorbazuluğa münkemik olduğun- dan mükeyyifattarı tevakki ey - lerdi. | Padişah; içki içmediği için Ü - çünecü Napolyonun sofrası o ka- dar neş'eli değildi. Bir aralık im- parator Sultan Azize teveccüh e- Iktısadi meseleler Tütün alım ve sat Kamutayın sön içtima devresin de kabul edilen tütün kanununun tatbik suretini gösteren nizamna- menin bugünlerde — alâkadarlara tebliğine intizar edilmektedir. Tü tün müstahsilleri bu nizamna - menin bir an evvel çıkmasım ar- zu etmektedir. 'Tütün kanunu ve nizamnamesi, memleketimizde tütün ekimini, denk haline getirilmesini, sigara imalini ve tütün satışını nizam al- tına almaktadır. Bundan müstah- silin, tüccarın ve bilvesile memle- ketimizin büyük istifadeler te - min edeceği muhakkaktır. Nizam- namedeki mühim kayıtları hulâ- | saten alıyoruz: «— Tütün kanunile, memleke - timizin bazı köşelerinde tütün e- kimi yasak edildiği gibi tütün e- kimi yasak edilmiyen yerlerdeki ırmakların ve çayların kenarla - rında, bataklıklarda ve kara su- larda tütün ekimi yasaktır. Mev- zil olarak tütün ekimi yasak edi- len yerlerin hudutları İnhisar i- daresinin mürakabesi altındaki bir. komisyon marifetile tayin edile- cektir. Çiftçinin evinin beş metre yakımına kadar olan yerlerde tü- tün ekilemez. Tütünü kaçağa sar- fettiklerinden dolayı iki defa mah- küm olanlar iki sene müddetle tü- tün ekemezler, Ziraat ve İktisad Vekâletleri, Ege mantakasında tütünün eki - minden tacire arzına kadar muh- telif işleri fennin icablarına göre ıslah etmek, kalitesini yükseltmek ve hastalıklarla uğraşma üsülle - rini bulmak üzere bir ıslah istas- yonü meydana getirecektir. İnhisarlar umum müdürlüğü her sene tütün yetiştirenlere ve iyi denk yapanlara müsabaka ile mükâfat verecektir. Tütün fidesi ekilen yerlere seb- | | Meccani Talebe Imtıhanı Netice gelecek ayın 15 inde anlaşılacak Orta-mekteb ve liselere mec- çani olarak — girmek için açılan imtihanın bittiği yazılmıştı. Öğ- göre Maarih Vekâ - letinde busust bir komisyon bu | imtihanın evrakını tedkik etme- | ğe başlamıştır. İmtihan neticesi | 15 birinciteşrinde — alâkadarlara bildirilecektir. Dil fakültesine talebe alınıyor Ankara Diü. Tarih, — Coğrafya fakültesi — talebe kaydine başlan-| mıı_u! kayid işleri gelecek ayın e kadar sürecektir. Altes; içk! almadığınıza göre başka bir iradeleriniz varsa icra Dedi. Fuad Paşa; Efendisine tercüme etti. Sultan Aziz güle - rek: — İmparator Hazretleri rahat- sız olmasınlar, mutadım değil; zevk ve neş'elerine iştirakle mü- telezziz. bulunuyorum. Fransız mutfağı, dünyanın en, çeşidli ve zevkli çerez ve yemek- lerini hazırlıyan bir mutfak ol - | duğu cihetle sofrada görülmedik | çerezler, yemekler vardı. | Sultan Aziz, böyle çerezli, çe- | şidli yemekler yemeğe alışmamış- tı. Hele, sofrada o kadar az ek- mek vardı ki; bütün sofrada bu- lunan ekmekler bir Türke katık olmazdı. Etikete gelmiyen Padişah, Eli- zenin lâtin ırkına mahsus çerçe- veli usulünden sıkıliyordu. Bere- derek: ket versin n çoklalika göstertiği | Sağlam şartlarla nizam altına alınıyor | kem kararına sulh mahkemesinde ze ekmek ve bunları karışırmak yasaktır. Tütün ekimi yapıldık - tan sonra fide yetiştirilen yerler- de fide bırakılamaz. Bir yere mah- sus olan tütün fidelerini başka bir yere getirmek, ekmek ve dikmek inhisar idaresinin müsaadesine bağlıdır. Tütün ekimi bu kanun ve ilişiği ve nizamname ile tam bir kant- rol altına alınmıştır. Tütün tah- minleri bir heyet tarafından ya- pilir ve itirazlar, itiraz tetkik he- | yeti tarafından tetkik edilerek karara bağlanır. Çiftçi tütünlerini denk - haline getirirken azami surette itina göz- terecektir. Denk yaparken kırın- tı, yanık, kara, yeşil, çürük, has- talıklı, basık, ezik olanlarını ayrı ve görmezlerini ayrı denklere koy- Tarya mecburdür. Denklerde kasd veya ihmal ile olmuyarak tefrikindeki isabetsiz- lik neticesi el ve nevi karışıklığı olduğu takdirde çiftçi mes'ul tu- tulmaz. Ekici ile alıcı arasında tütün a- hm satımı, ancak denk - balinde yapılır. Denk haline konulmadaa dizi, demek gibi şekillerde alım satım kat'i surette yasaktır. Alım satım muamelesi bir mukavele ile tevsik olunur. Ve hususi şartlar da ilâve olurabilir. İhtilâflar ha- kemler marifetile hal ve intaç o- lunur. İhtilâf vukuunda davacı ta- raf, belediyeye veya ticaret odası- na müracaatla tahkim istediğini beyan eder ve hakemini bildirir. Belediye veya oda dava edilenden hakemini üç gün içinde tayini ve bildirilmesini ister. Kendisi de ü- çüncü br bakem tayinile ihttilâfa €l koyar. Hakemler yemin veril- diği tarihten beş gün içinde ka rarını vermekle mükelleftir. Ha - üç gün içinde itiraz edilir.» Tuncelinde Tmar işleri 'Tüncelinde imar işleri büyük bir. hızla devam etmektedir. Bu cüm- leden olarak hükümet şimdi de Pertek Mamaki yolunu yapmağa karar vermiştir. Loylei Miraç İstnsul Müftülüğünden : Eylâlün yirmi birinci çarşamba günü Receb ayının yirmi altısına müsadif olmakla mezkür çarşam- ba akşamı (perşembe gecesi) Ley- dei Mirac olduğu ilân olunur. Dil enstitüsü başka bir binaya taşınıyor. Üniversiteye bağlı dil enstitü- sünün Üniversite civarında mü - münasib bir binaya nakledilmesi kararlaştırılmıştır. ———0 —— İmparatoriçe hazretlerinin huzu- Tu onu sıkıntıdan kurtarıyordu. Ziyalfeller, ziyaretler devam &- diyordu. Bir gün imparaoriçe Sul tan Azizden şöyle bir ricada bu- Tunmuştu: — Haşmetmeâb; Türk yemek - lerinin çok leziz olduğundan bah- sediyorlar... Müsaade buyursanız da ahçı başınız bir öğle yemeği tertib eylese... Sultan Aziz; — İmparatoriçenin bu talebine bayılmıştı. Tolana çık 'tığı gündenberi Türk yemeklerine | hasret idi. Ojeninin arzusuna der- hal mukabelede bulundu: — İrade buyururlarsa yarın bir öğle yemeği hazırlasınlar... İmparatoriçe, hemen muvafa - Kat cevabı verdi. Sultan Aziz, ma- beyincisini çağırip irade etti. Ahçıbaşı; her türlü takımlarını getirmişti. Hattâ; tenekelerle Ha- leb Hadidi yağı bile mevcuddu. Zeytinyağına varıncıya kadar ha- zardı. (Devanu ver) Felaket sayılan hiç MAHMUD YESARİ Genç bir dostum var. Modern bir delikanlı. Kaşları — cımbızla almmış, saçları sinema artistlerin den bilmediğim bir şöhretinkine benzetilmeğe çalışılmış, siyah, her zaman ıslak, her zaman yağlı. Şapkasının kordelâsından İs - karpinlerinin bağına kadar her parçası bir memleket san'atkârı- nınkine benzetilmeğe — çalışılmış - kıyafetile kendi benliğini bu kar- makarışıklık içinde kaybetmiş ©- lan genç doöst evvelki gün bana geldi. Çok telâşlı idi. Şöyle bir se- lâm verdi. Geçti, karşıma oturdu. İçinden derin bir of çekti, anlattır — Çok derdliyim üstad! Sordum: — Hayrola nen var — Sevdikle- rinden birini mi kaybettin? — Keşke öyle olsaydı Meraklandım.. Sorguyu yürüt- tüm: — Yoksa bir hastahk filân mi? Dostum kaşlarını kaldırdı. Bu red keyfiyetini de beyaz perde de gördüğü, örene, bezene taklid et- tiği artistlerden birine benzeme- ike uğraşarak cevab verdi: — Değil.. O, bu, hiçbiri değil.. Üstad tahmin edemezsin. Bu âde- ta bir felâket: Delikanlı arkadaşım benim fe- Tâket saydığımı, hastalık, âfet, ö- lüm gibi korkunç telâkkileri fe- lüket yerine almayordu. Şu halde —— bunlardan daha üstün bir felâ » ket!. Aklım duracaktı. Sustum. — Sükütum onu söyletmeğe iyi bir sebeb oldu. Nemli gözlerinin bu- gulu bakışlarım gözlerime dikti. İki kelime ile anlattı: — Saçlarım dökülüyor.. Bu, bir. aydır devam ediyordu. Dün ras- —— geldiğim bir iki dost yüzlerini bu- ruşturdular.. Eyvah.. dediler felâ. ket.. Alnın ne kadar açılmış, yür —— zün değişmiş; artık Çarles Beyre benzemiyeceksin!, Ah üstad, bun- dan büyük felâket olur mu? Güldüm. Bu nemacak hâdisenin karşısın- da gülüşüm yersizdi. Amma ne ya- payım.. İhtiyarımın dışında oldu bu.. Kendi kendime şunu sordum: Bu felâketi hiçe sayanların hiçi felâket yapmalarındaki sebeb de — acaba bir taklid mi? p. *" Köy mektebleri programları Geçen sene tazlak hâlinde ha — zırlanan köy mektebleri müfre- dat programları kat'i şeklini al - — mıştır. yeni program köy Mmual- — limlerine yeni, vazifeler tahmiü —— etmektedir. Birimizin derdi Hepimizin derdi Kısa sıçak beruları Son yağan şiddetli yağmur- lar ber tarafta şiddetli tahri - bat meydana getirirken şehrla —— bir derdi de kendini göstermiş bulunmaktadır. Belediye talimatına ğöre bi- na saçaklarında toplanan sular oluklar vasasile tâ yere kadar * indirilmesi icab ederken - bir kasım saçak boruları hemen sa- — çak kenarından birkaç santim — gçıkarıldıktan sonra bırakılmak- tadır ki, yağmur esnasında sa- çakta sular buradan aşağı tıpkı açık bir muslük gi — bi bol bir su fışkırtmakta, al - — tından geçenlerin şemsiyeli de olsa üstünü başını fena halde — aslamaktadır. ; Yağmur csnasında, insan ta- —— bil olarak saçak altına sığınmak mecbüriyeti — karşısında kal - — dıkça saçakların bu kısa boru- — ları yüzünden tepeden tırna- — ıı kadar su içinde kalmakta - — V Belalıye talimatnamesinin — icablarına uymak suretile sa » gaklardaki oluk borularının yes re kadar indirilmesi, Nykeı bem üst ve başımızın, hem de sıhhatimizin — muhafazası içi tedbir alınması hususunda Be — Jediyenin dikkat nazarını ehere KEDeReeR ”

Bu sayıdan diğer sayfalar: