14 Ekim 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6

14 Ekim 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İf | ! 6—SON TELGRAF 4 1 ci Teyrie Dörtler ittifakı doğmadan ölüyor mu? (1 inci sahifeden devam) Lö Jur gazetesinde Piyetri, diyor ki: Almanyanın gizliden gizliye Çekeslovak mu- kavemetine müzaheret etmekte olduğu toeyyüd et- mektedir ve dürtler konleransı, şayed in'ikad ede- peok olursa, ittifakların altüst olmasına şahid ola- Tecaktır. Macaristanın metalebatında Musolini müzahe- ret etmişlir. Hiç şüphesiz Berlin - Roma mihveri- min iki banisi arasında bir uzlaşma yapılması lâzım gelecektir. Fakat ponspilat'ın hattı hareketi bizlere uygun gelmez. ; — Doktrininimizi tesbit etmememiz, son derece — mühimdir. Çekoslovakyadan yeni bir fedakârlık istemeksizin, ayni zamanda Almanyayı çember içi- ne almağa da kalkışmaksızın Almanyanın satvetine Folonyanın hiç olmazsa nisbi surette takviyesinin tekabül etmesi fena olmaz. Popüler gazetesinde Löru, yazıyor: Ekalliyetler meselesini «kendi vesaiti ile» hal- letmek tecrübesine girişmekten Macaristanı mene- den esbab ne olursa olsun kendisini büyük devlet- lerin hakemliğine müracaata karar verdiğinden doe- layı tebrik ederim. omarno 14 (Hususi)— Slovak mukabil tek- liflerini hükümete bildirmek için Peşteye git- miş olan Macar Hariciye Nazırı Dekanya'nın buraya avdetini müteakib Çek - Macar müzake « releri mumaileyh tarafından kesilmiştir. Dekanya, okuduğu beyannamede Macarista - mın Slovaklarla sür'atli bir anlaşmaya varmak is- tediğini, fakat mukabil Çekoslovak teklifleri Ma- caristanın ekaliyetler hakkındaki düşüncesine uy- madığı cihetle Peşte hükümeti tarafından kabul e- dilemiyeceğini söylemiştir. Dekanya, Macaristanın, Prag hükümetinin büsnüniyetine zira 18 sımıf askerin hâlâ Çekoslovakyada silâh altında — bulunduğunu ilâve etmiştir.. Macar murahhas heyetinin buradan hareketini mütcakip belediye reisi ekalliyet renklerinin - ve bayraklarının tanınmasını yasak etmiştir. PEŞTEDE NÜMAYİŞLER B ıdapeşte 14 — Çek - Macar müzakerelerinin kesildiği haberi buraya geldikten sonra dün gece burada şiddetli nümayişler yapılmıştır. Nümayiş- çiler hükümet maibi Amiral Hortiyi şiddetle alkış- lamış, bütün Macar topraklarının Çekoslovakya ta- rafından iadesini istemiştir. ALMANYA İHTİYATKAR erlin 4 (AA.)— Salâhiyettar Alman meha- fili, Komarno'da Macarlarla Çekoslovaklar arasında çereyan etmiş olan müzakerelerin Yeni Suvari Okulu Bu gün büyük merasimle açıldı Süvari binicilik okulu Şişli - çılma töreni bugün saat 15,30 da |3sliye 4 üncü hukuk dairesinden al- yapılmıştır. rette tamir edilmiş, yeni paviyon-|numarası Jar ilâve olunmuştur. Gizli altın alan bir sarraf yakalandı Bahkpazarı sarraflarından Ne- sim isminde biri kaçak 8 altın Türk Jirasını alırken suç üstünde yakalanmıştır. ——— —— n (İstanbul üçüncü lera memurluğun- Nişantaşında Vali konağı cadde- sinde 79 No. da mukim iken ika -| Büyükdere caddesi üzerinde A - İmetgâhı meçhul bulunan General idığı 29/6/938 karar tarihli ve 38/ Ayazağa köşkü mükemmel su - |2065 No. lu ilâmda adresi, mevki ve yazılı General Sadıkın - alacağından dola- Açılma töreninde Genel Kur - |yı mevzu haczin fekki ve on lira umay Başkanı Marşal Çakmak da Ücreti vekâletin ve bin altı yüz dok- bulunmuştur. Merasimde mekteb |San kuruş masarifi muhakemenin menfi neticesi hakkında dün akşam serdetmekte ol- dukları mütalcalarda pek ziyade ihtisara riayet et- mektedirler. Bu mehafil, bu müzakerelerin bir çıkmaza gir- Miş olmasına teessüf etmekte ve Münih itilâfına fevfikan memnuniyete şayan bir hal sureti bulma- | nn mümkün olacağı ümidini izhar ile iktifa eyle- mektedirler. ALMANYA - ÇEK MÜNASEBATI | Berlin 1M (Hususi)— Hariciye Nazırı Fon Rib- betrop ile hususi ve mahrem bir mülâkat yapan ye- ni Çek Hariciye Nazırı Şivalkolski Hitlerle görüş- mek üzere Bertesgadene gitmiştir. Hitler bugün Çek Hariciye Nazırını kabul ederek uzun müddet | görüşecektir. Bu görüşmeler esnasında yeni Çekos- lovakyanın Almanya ile umum! münasebatı tetkik ve tesbit olunmaktadır. Görüşmeler gayet mahremdir. Bu görüşmeler esnasında Macarlarla Polonya- hların birleşmeleri hususundaki Macar talebleri- nin tervic edilmemesi hakkında görüşüleceğine dair deveran eden şayialar tekzib edilmektedir. ALMANYA ÇEKLERLE UYUŞTU Berlin M (Hususi)— Alman işgaline geçen Çek Muhtelit Alman - Çek komisyonu Çek - Al- man hududunda yapılacak bazı tashihleri tesbit için yakında mahalline gidecektir. SLOVAKLAR DÖRTLERE BAŞVURUYOR Komarno 14 (ALA.)— Slovak murahhas heyeti, orta elçi Krino'yu Prag bükümetine müzakerelerin cereyanı hakkında izahat vermeğe ve Çekoslovakya Hariciye Nazırı tarafından dört devletin mümessil. lerine verilecek olan evrakı tevdi etmeğe memur etmiştir. Yalnız Karpatlaraltı Rusyasının mümes- sili Brodi ile Bakinski, Macar ekalliyetinin —milli konseyinin mümessili Esterhazi ile müzakerelere devam etmek üzere Komarno'da kalmışlardır. Macar murahhas heyeti gider gitmer Karmo valisi Vadil bir kararname neşrederek milli ekal - liyet bayraklarının asılmasını ve bu ekalliyetlere dair işaretler takılmasını menetmiştir. Bu kararna- meye muhalif hareket edenler 12 saatten 2 haftaya kadar hapis cezasile tecziye edileceklerdir. İNGİLTERE HAZIRLANIYOR Londra 14 (A A.)— Şefild bıçak ve çakı işçileri tarafından verilen ziyafet esnasında Sir Joha Si- mon, milli müdafaa sahasında beyncimilel buhran- dan alınacak dersler hakkında hükümetin sür'atle etraflı bir tetkikte bulunmağa karar verdiğini be- ae ği Sabaha karşı Beyaz zehir kaçakçılasile mü - cadeleye girişmiş olan emniyet ikinci şübe kaçakçılık kısmı me- murları sâbaha karşı iki yerde esrar ve eroin tekkesini meydana çıkarmış ve her iki yerde de on iki esrarkeş, esrar ve eroin çe- kerlerken suç üstünde yakala - mışlardır. Sabıkalı ercin ve esrar kaçak - çılarından ve bu yüzden mah - küm iken birkaç gün evvel ha - pisaneden çıkan topal Rasimin Tophanede bir ev kiralayarak bu- rasını esrar tekkesi haline getir- diğini haber alan kaçakçılık kısmı memurarlı cürmü meşhud yapmak için lâzımgelen tertibatı aldıktan sonra âni olarak dün gece yarısın- Buretile gayri menkule ' Neler yapıldı — ; kümotam güzel bir hitebe Bf Fetmiştir. Mektebin şimdiki binası binici- lik dersleri için çok müsaid bir | irad 4 şekle sokulmuş olduğu gibi tat - bikat içinde çok müssid bir saha — temin edilmiştir. (Dış politikadan devam) ibütün yaraları» tedavi edeceğini #öyliyerek Filistin yarasını da ima Gtmişti. Trak Hariciye Vekili ta- rafından yapılan teklife ne dere- beye kadar uygun olduğu iyice bilinmemekle beraber, İngiltere hükümetinin Filistin meselesini intaç etmek için yeni ve Yahu - dilerden ziyade Arabların noktai Dazarına yakın bir proje hazırla- makta olduğu anlaşılmaktadır, A. Ş. ESMER -V eMCel Hİ müddetaleyhe sidiyetine müteallik hükmün infazı dairemizin 38/4784 İsayılı dosyasile istenmiş ve ika - |metgâhınıza icra emri de gönderil- İmiş ise de: İcra emrinin arkasına |mübaşirin verdiği meşruhata göre |yukarda adresi yazılı gayri menkul- |de yirmi sene evvel oturduğunuz halen nerede oturduğunuz malüm olmadığı anlaşılmış olduğundan i- lânen tebligata müteallik usulü hu- |kukiyenin maddei mahsusasına tev- |fikan tebligatın ilânen icrasma icra İhâkimliğince karar verilmiştir, İşbu jilân tarihinden itibaren nihayet bir ay içinde dairemize müracaat ede- İrek ilâmda yazılı bulunan hususa İtan yerine getirilmesi, ilâm hük - |müne muhalefetin 343 üncü mad - |dedeki cezayı müstelzim olduğu ic- Ta emrinin tebliği makamına kaim |olmak üzere bir ay müddetle ilânen İtebliğ olunur. — 38/4784 İle SABAH, ÖĞLE ve AKŞAM her yemakten sonra müntazaman dişlerinizi fırçalayınız -| dan sonra evi basmış ve Cevad, Ali, İsmail, Mehmed, Arab Kadir, İsa, Kadri ve Seyfi isminde se - kiz esrarkeşi esrar ve eroin çe- kerlerken suç üstünde yakalamış- lardır. Memurların âni — olarak eve girdiklerini gören topal Rasim e- linde bulunan yüz pakete yakın eroini halâ kuburuna atmak su- retile imha etmek istemiş. Bun - lardan 18 paket çıkarılmıştır. Evde yapılan arama neticesinde ayrıca birkaç paket eroin ile ercin bulaşıklı kâğıdlar, ercini burun - larına çekmeğe mahsus küçük bo- rucuklar bulunmuştur. * İkinci esrar ve eroin tekkesi de Tahtakalede meydana çıkarılmış- tor, Tahtakalede kebabcı hanın - da oturan sabıkalı Çakır Şerifin odasında âni olarak yapılan baş- kın neticesinde Çakır Şerif karısı Hanife ve adamlarından Mehmed Ali Eroin çekerlerken suç üstün- de yakalanmışlardır. Odada yapı- lan arama neticesinde 19 paket ervin bülaşıklı kâğıdlar, esrar çek-| miye mahsus aleminyomdan ya - pılmış tam teferrüatlı esrar ka - bağı bulunarak müsadere edi! » miştir. Yakalanan esrar tekkelerini iş - leten Rasim ile Çakır Şerif ve es- zarkeşler bugün adliyeye teslim edilmişlerdir. | mekte olan Bürhanı bir yumruk- Genc bir Müfettiş öldü EBrzurum - vilâyetinde — vazife görmekte iken eski hastalığının nüksetmesi sebebile vefat eden mülkiye mülettişlerinden Kemal | Ergin evvelki gün vefat etmiştir. | Dahiliye Vekili * Şükrü Kaya, derhal üçüncü umumi müfettiş- lik, Gümüşhane ve Trabzon vali- liklerine birtelgraf çekerek mü - teveffa hakkında lâzım gelen son ihtiramatın, kendisine lâyık bir şekilde ifa edilmesini istemiştir. Sivil halkla birlikte Bayburt alayından bir müfreze ve mevcud jandarma ve polis kıt'aları, mek- tebler, bu vazife kurbanı müfet- tişin cenaze merasiminde bulun - muşlar ve tedfin merasimini ke- mali hürmet ve tazimle ifa et - mişlerdir. Gerek mülki, gerek askeri ma- kamlar müteveffanın eşine tazi- yette bulunmuşlardır. İstanbula hareket etmek tasavvurunda bu- lunan Bayan — Erginin her türlü yolculuk istirahat eşbabı -temin edilmiştir. Merhum Kemal Ergin Süvari yüzbaşısı müteveffa Cemalin oğ- ludur. 1320 tarihinde doğmuş, ilk tahsilini Lâpseki, İzmir ve İstan- | bulda ve tâli tahsilini de Kütahya ve kismen İstanbul Vefa lisesin- de ikmal etmiş ve 341 tarihinde mülkiyeden neş'et etmiştir. —— Üniversiiede Neler yapılacak ? (1 inci sahifeden devam) zartesi günü başlanacaktır. Yeni tedris yılma başlanılacağı tihetle Rektör matbuat erkânile profesörleri, doçentleri, diğer bazı ilim — adamlarını bu sabah saat onda Üniversiteye davet etmiştir. Davetlilere Rektör - tarafından Üniversitenin bütün şubeleri, ders- haneleri, lâboratuarları, seminer- | leri gezdirilmiş ve ayni zamanda nasıl çalışıldığı ve neler yapıldığı ve daha neler yapılacağı anlatıl- | mıştır. | Bu gezintiyi müteakıb Rektör tarafından davetlilere mükellef bir öğle yemeği verilmiş ve yemek esnasında samimi - hasbihallerde bulunulmuştur. Hiddetli baba Dün akşam Ayvansarayda bir yaralama h&disesi olmuş bir adam sokakta kızile konuşan bir genci bıçakla yaralamıştır. Hâdise şöy- le olmuştur: Ayvansarayda oturan Bürhan isminde bir genç ayni semtte otu« ran Şaziye isminde bir kızla dün akşam sokakta karşılaşmış ve ko- nuşmaya başlamıştır. Bu sırada sokaktan geçmekte olan Şaziyenin kardeşi Osman kızkardeşinin Bür-| hanla konuşmakta olduğunu gö rünce fena halde kızmış ve Bür- hanla kavgaya tutuşmuştur. Kav- | ga büyümüş ve Bürhan çakısını | çekerek Osmanın üzerine hücum etmiştir. Tam bu sırada sokaktan geçmekte olan Şaziye ile Osmanın babası Hurşid oğlu ile kavga et- la yere yuvarlamış ve Bürhanın elinden düşen çakıyı kaptığı gibi düştüğü yerden kalkmakta olan Bürhanın — koluna — saplamıştır. Bürhan tedavi altına alınmış Hur- şid yakalanarak tahkikata baş - © lanmıştır. yf *& Eski Mısır Başvekillerinden Ziver Paşa Ankaraya gitmiş, iki gün kalmış, Masıra hareket et - miştir. | disinden vakit vakit bahsedilen : Zengin olmak : peğ işten değil (4 üncü sahifeden devam) Fader divin'in dediğine göre bi - zim istediğimiz şeylerin hepsi et- rafımızdadır. Fakat irade kuvve- tile onlarıkendimize — çekmemiz lâzım gelir, Buna muvaffak olun- ca gözle görülmiyen şeyleri gö - rülen şeyler haline getirmiş olu- Tuz. Fader Divin bana şunları öğ- rettit — Muvaftfakiyetsizlik kelimesini | tamamile hatırınızdan çıkarınız, dedi. Sizce dünyada buna benzer | hiçbir kelime kalmasın. Bu dün - yyada her şeye muvaffak — olarak dünyayı cennet haline getirmek kabildir. İşte Fader Divin bu kanaatte - dir. Kendisine tâbi olanlara bu - nu öğretir. Evvelâ bir işe sahib olmak lâzım gelir. Bir işe tutun- malı. Ondan sonra muvatffakiyet gelecektir. Ben tekrar iş hayatına atıldığım zaman berkes bana gül- dü ve deli olduğuma hükmetti. Fakat iş hayatında bizim riayet ettiğimiz kaide şuolmaktadır: Her şeyi elde etmek mümkündür! Be- nimle beraber çalışanlara da dün-i yada muvaffak — olamamak gibi düşünceleri zihinlerinden çıkarıp atmalarını öğrettim. Fakat be - nimle beraber çalışanlara öğret - tilecek diğer bir kalde daha vardı ki © da birbirlerile rekabet etme- den iyi geçinmeleri idi. Başkala - rının işini bozarak kendimiz ka- zanalım düşüncesinden de uzak kaldık. Bu suretle gündengüne muvaffakiyet arttı. Fakat ben bu- Bunla kalmak İstemiyorum. Bir ay evvel Nevyorka gitmiştim. Fa- der Divin ile görüştüm. — Fader Divin bana dedi ki: — Para kendisine itimad edi- lecek adamlara gelir.. İngiliz kadınının anlattıkların- dan çıkan netice şu oluyor ki ken- Fader Divin iş hayatında ahlâk kaidelerini tamamile tatbik ede - rek onlardan ayrılmamağı nasi - hat etmektedir. Birbirini kıskan- mış olmamak, başkasının işini boz- mak suretile kendi işini ilerlelmek düşüncesinden uzak kalınacak, bu- na müukabil — herkesgençken bir şevk ve neş'e ile çalışacak. Mu - vaffak olmamak korkusu da asla hatıra gelmiyecek. İngiliz gazetelerinin yazdığına göre Fader Divin Amerikada bir takım çiftliklerde kendi kaldele- rini tatbik ettirmekte ve ona ta- raftar olanlar bu çiftliklerde ya - şıyarak çalışmakta imişler. Çemberlayn Kabinesi (4 üncü sahileden devam) İşte Deyli Ekspres de bu * esile ile bir defa daha kendi iddiasını bu suretle ileri sürmektedir. Deyli Ekspresin yazısında şaya- 'a dikkat olan cihet İngiliz impa- ratorluğunu teşkil eden domin - yonların Avrupada bir harb çı - kar da İngiltere de ona iştirak e- derse alacakları vaziyete dair o- lan sözlerdir. İngiliz deminyon - ları Avrupada bir harb için ana vatan olan İngilterenin yardımına koşmağa lüzüm görmiyecekler de- mek olüyor. Fakat Münihte herşey kararlaş- tırıldıktan ve Çekoslovakyada Av- Tupa sulhunu kurtarmak için feda edildikten sonra sulh acaba kuv- vetli bir surette yerleşmiş olma » di mı ki bugün de İngilterede en mühim bahsi milli müdafaa işleri ve istikbalde bir harb olursa bu- na dominyonların iştirak edip et- miyecekleri gibi noktalar teşkil e- diyor? Bu suali sormak icab edi- yort... İngiliz parlâmentosu azasın « dan muharrir ve hatib olan genç meb'us, Nikolson Avrupada buh- rTan çıktı çıkalı radyoda verdiği konferanslarla milletlerarası po- litikasında ve sulhun istikbalin - den çok bahsetmektedir. Meb'us Nikolson'a göre Avrupa sulhu an- cak altı ay devam edebilecektir!. Diğer taraftan Başvekil Çem - berlayn ise temin edilen sulhun çok uzun süreceğini bu neslin Av rupada sulh içinde yaşıyacağını söylemişti. Meb'us ile Başvekilin sözleri birbirinden çok uzak bu - lunuyor. Meb'us Nikolson herhal- de pek bedbin olsa gerek. (4 üncü sahifeden devam) bun altına hususi bir âlet koyduk- tan sonra: — Bakınız, dedi. Bunlar Ültra mikroplardır. Şimdi bunlar üze- rinde tetkikatla meşguli iyalar, siyah bir zemin üzerin- de son derece küçücük noktalar da toplanmıştı. Milyarlarca mik- rop, tıpkı haziran ayında semada görülen küçük yıldızlar gibi kay- naşıyordu. Şimdi bunları şu tüpe koyaca- ğım. Sonra şu rakit, temiz sudan, şu yeşil renkli yosundan bir par- ça alacağım. Hepsini muhtelif tüplere koyacağım. Jak, ince ağı suya attı. Hayret- le bakıyordum. Az sonra ağı çek- ti. İçinde güzel rengine benzer bir çamur vardı. Bunları tüplere koydu, üzerlerine de birer numa- ra yazdı. Bir saat geldik. BİR KABUS DÜNYASI — Jak, bu tüpleri çıkardığı zaman doğru- su gülmüştüm. Bu temiz suda ne mikrobu olabilirdi. Bilâ tereddüt içebilirdim. Bunu kendisine söyle- diğim zaman sadece şu cevabı ver- di: — Gel, içmek istediğin şu temiz suya bir bak!,.. Eğildim, baktım. Mikroskobun altındaki manzarayı görünce ba- gırmaktar - kendimi — alamadım. Garip şekilli birçok mikroplar kaynaşıyordu. Beyaz ve tüylü bir mikrop sıçrıyarak ilerliyordu. — Küçük bir mikroskop. Buna Cyelops Strenüs derler. — Ya şu, içerisi görünen şeffaf mikrobu. Yüreğinin çarptığı fark olunuyor. — Bir deniz biti. Tıp lisanında buna Daphnia longispina derler. Bu bir damla sudaki milyon - larca mikroplar birbirlerinin üze- sonra — lâboratuara Görünmiyen canava rine atılıyorlar, boğuşuyorl ribirlerini yiyorlardı. Müt muharebe sahnesi. Fazla Bi ğa tahammül edemedim. — Dur, sabırlı - ol, dedi. bir doğuşa şahit olursunuğu roplar arasında izdivaç Canlı mikroplar - ayrılırlâ mikrop iki parça olur, Bö çoğalır. Yeniden dikkatle bakma| ladım. Acaba bir mikrobuf doğduğunu görebilecek mij CANAVARIN DOĞUŞU kın hakkı varmış. Biraz © düğüm küçük, üstüvani şekl ki mikrop gerildi. İkiye aJ Parçaların ikisi de canlı, b tarafa, öteki de öte tarafa gitti. — Mikroplar bu suretle bi de binlerce çoğalır. Dü kera Gördüğünüz mik:a miligramın binde biri dadır. Altı gün içinde bir m mikrop doğurur. Doğuş gün sığan şey değil, değil mi CANAVARLARIN ÖLÜ! Mikropların hareketi y Su yavaş yavaş kuruyor. — Belki nüksederler. D vel ben öldüreyim. Bakınız- Kırmızı bir mayi aldı, camın üzerine döktü. Zel damlasına doğru yayıldığın rüyordum. Mikropları bir dı. ep bir araya toplanma; ladılar. Şüphesiz, tehlikenin tığını anlamışlardı! " Kaçacı arıyorlardı. Nihayet, ku yi suya karıştırdı. M hepsi birden öldü!... Bu ne?... Birdenbire mikt şişiyor, çatlıyor. Bir an h olan bu canavarlar şimdi sız. Bütün bu facia bir dam / içinde ve birkaç dakika sün Korkunç deniz harble (5 ünci sahifeden devam) — Cesaret, cesaret, diyordu. hepiniz kurtulacaksınız. Yalnız i- şinizi iyi görünüz, hep kürtulaca- Bizi, Hakikatte ise geminin telsizi kırılmıştı. Stefano da, ben de ha- kikatte şöyle düşünüyorduk: — Yüzde bir bile kurtulmak ü- midimiz yoktur!. Lâkin kardeşim zekâ ve metanet gösteriyordu. Bu - ümidsizliğini kimse anlamıyordu. O bilâkis e « mirler veriyor, herkese bu suretle ümid ve cesaret vererek iş görü - yardu. Böyle bir sırada bunu yap- mak her kaptamın işi değildir. Geminin arka tarafı sıçradı. Rüz gârlar, dalgalar oynıyarak birden- bire bize doğru geldi. Tayfaların hepsi korkudan çö- | meldiler, Bunlardan bir kısmı acı acı bağırıyordu. Gemicilerden bi- rini cesim bir dalga gelerek aldı, götürdü. Fakat bereket versin ki diğer bir dalga gelerek adamı kur- tardı, gerisin geriye getirdi. Bu suretle hiçbirimize birşey olmadı demektir, üüü şamea nn İeeölkkeme metinin Çekoslovakya meselesin- de takib ettiği politikaya muhalif olanların vaziyetine gelince; Av - rupa sulhunun devamı için besle- nen ümidler ne olursa olsun şim- di Çekoslovakyada yeni bir ekal- liyet meselesi meydana geldiğini söylüyorlar. Almanlara verilen â Çeklerin ve Almanya Muhalifler şimdiye kadar cere- yan eden hâdiseler sırasında Mil- letler Cemiyetine büyük darbe - ler indirildiğini, halbuki - sulhun sulhun istikbali için Milletler Ce- miyeti politikasına yeniden kuv vet vermek icab edeceğini ieri L sürüyorlar. İngiliz kabinesinde tadilât ya- pılıp yapılmaması rivayetleri ü- zerine ortaya çıkan mesele görü lüyor ki hep sulhun istikbali ve İngilterenin milli müdafaa hazır- lıklarının -tamamlanması etra - fındadır. Sulhun kurtarıldığı et - rafında birkaç gün İngiliz matbu- atında görülen sevinçli neşriyat- tan sonra şimdi tekrar istikbale dair ihtimaller üzerinde düşünül- İngilterede Çemberlayn hükü - / meğe başlanmıştır. Fakat gemicilerden Yor halleri görerek korkusunda! oldu. Korkunç bir ses bağıra bağıra kendini â Bu genç bir çocuktu. Dul bi vardı. Beş senedenberi gemil lışıyordu. Lâkin bizim uğraşmamız geliyordu. Ne yapıp yapı sizi kullanmak lâzımdı. Tel: hazının kırıldığını — söylemiğ Fakat onu mutlâka kullanmı cab ediyordu. Cenabı Hal kürler olsun ki buna muvaf! duk. Çünkü geminin bizde parçasnda telsizin nâkili b Hu gibi operatör de orada id hazı kurup kullanmak mü oldu. Hem de operatöre bi mamıştı. Yirmi dört saat rak operatör yerinden ayrıl! Mütemadiyen imdad d di. Hiç durmadan S. O. S. leri verifordu. Kendisi en Denize çaresini arıyacaktı. — Vazi nin başından — ayrılmadı. mide elma ve portakal va: rek telsizci ve gerek biz b yiyerek muhtaç olduğumuz yı temin ediyorduk. Geminti mek salonu suyun altında İ nun için başka yiyecekleri rTamamıştık Nihayet bizim İŞ lerimiz uzaklardan alınmış, maza gelen felâket ani Tahlisiye gemilerinin bize gelmekte olduklarını görüy0 Kayıklara gitmek üzere geminin güvertesinden di ladık. En son olarak da ti peratörü Papa Teodor'u © da denize atladı. Biz duk. Fakat zavallı telsizci ğe imkân bulamadı. Büyi dalga geldi. Onu aldı, Sonra hızla getirerek 'tı, Papa Teodor bu sadm sirile öldü. Gemidekilerden 29 kişi muş, 4 kişi kaybolmuştur. Ğ nin baş tarafı 36 saat zarfılt ya battı. Öbür parçası on b sonra batmıştır. Fakat hi bugün izi görülmemektedi! Kaptan Patras kaybolan olduğu etrafında İngiliz metince tahkikat yapılan Avustralyan gemisinin de raflardan geçerket birdenÜ nizin hücumuna uğrıyarak kanaatindedir. atılarak — kurtuld YAKT Bo he Ge aet M et be t ve e — Ka Dü e be n | İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: