2 Ocak 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

2 Ocak 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Musiki İhtiyacı Karşısında Alaturka ve Alafranga Musikiden Hangisi ? Evlenecek Kızlar Ud Çalmasını Eilmiyorlarsa Kolay Koca Bulamazdı ŞAKA DİHEY, DAH!.. |Aşk Mektubu Iazmak ada eremm KOIay De ildir clain Ve rldibe ha. 750 Sayfa Mektuba 750 Lira Ceza rica eder. olan del 8e ek bir ron müsaade verme: Sertabib, görmez. — Pekâlâ, bunda bir mahzur Yqzd_:ı;ızda İhtiyatlı Olunuz! Yoksa Bu Adamın Akıbetine Uğrarsınız | $ tubları yazarak bir ikâne bi der. Kalem kâğıd ver- sinler, yaz! Deli, sına kapanır | kalemi ve kâğıdı alır, oda-| Üç gün, üç gece verilen şarı çıkmaz; yemel Mütemadiyen hüdürün hayretini mucib Dördüncü gün delinin ya - | aboneler yeni arzuları F ğ K K rıne gider üler: ö : 4 Deli yerinden kalkar, n kendisile meşgul et- — Roman ka musikiye çok yer a gÖrüeek ALe: muz V ) k h ; Şp i Der, Sertabib, defteri alır sAkşam üzeri Nuri atına , ve bağırdı: Dah!... Dibeyi.. Dah! Dihey!...» Sahife sonuna kadar bununla dolu. Defterin 300 sahi- | e bile çok < varıyor. L dra gazetelerinin bugünlerde gül olduğu bir dava işte böyi Kem sub bir adan çıkarmıyoclar - eşk mektubu yolla lara bakarak bu adı sini nikâhla alacaj gelen mektubları okumağa deva a etmiştir. Fakat sonra da âşıkının Bir türlü yü - | kendisini almka niyetinde olma- dığını görmüş, derhal mahkeme nliyoruz. uluğu veya yan- tesine men - - ismini meydanı Kadına yüz kadaı kadın bi nn kendi - | | ! fesi de. Onlar vaktile bö yle sevişiyorlardı.. Muhatabım tkândı. Ömrünün emektar Sertabib hayretle delinin yü- ye müracaat etmiş ve: «Beni alı-| n izdiv cağını söyliyerek aldattı. Şimdi | yazılı olup olmadığı araştırılmış- elmıyor. Kendisinden zarar ve zi-, tır. Kadının avukatı şöyle demiştir. — İzdivaç vadi ile bizi aldat - (Devamı 7 tnci sahifede) c vadini gösterir bir çey na hükmetm 3, Deli tabil bir halde: geçirmişt; Sonunu yazamadım. Der. Ka- Bir çok ha muhterem zatla bir gazi- oda buluşmuştuk. Bana uzun u- un mesleğinin derdlerini anlattı. an sonra anladım ki, alaturka dedi, di kalmamıştır. O- bir alaturka mi lmuştur. Tecrübeli sa- yan isterim!.> Mektublar mahkemede tetkik edilmiş, bunların içinde hakika - aşlı ve beygirde. rütemedim. hizim evvelce rİZ musiki şi nun yerine siki kalm şöyle diyordu Size işi lâtife tarafından e- ayım.. Ud evvelce, alaturka mu- ikinin en başta gelen âleti idi. Sim di, hiç bir saz takımında ud görü- Alaturkanın hemm hem de sesi değişti. Bü - milik var. Halkın, çalgı- nda en çok hoşlandı- oc musunuz?, Sinema yeni bir musi ki zevki veriyor şarkıları şimdi halk eğe tahammül tutmuşor. inın ayak ucunda bir ud asılı ka parçalar değildir. Bun-| Dinlı edemiyor. rdu. Kızla y lar, daha ziyade halk şarkıları - | Bir ud taksimini şimdi dinliyebi - | timi, derhal bir hoca tutulur, ud dır. İçinde, alafrangadan da bazı | lir misiniz?. meşk ettirilirdi. — mağmeler vardır. Ud dyince aklıma geldi. Eski | — Ud hocasının bir kadın olması ve ağır zamanın her genç kızının karyo- Erkek tercih edilmezdi. Eğer erkek ud hocası tutmak icab ederse, bu hoca, ya mutlaka kuz- B K N mi siyah olur, yahut da, gözle- u Kuyumcu Niçin * Öldürülmüş? Genç kızın mutlaka ud çalmağı bilmesi şunun için lâzımdı: saz Dükkândan Hiç Bi Hiç Bır Şey Çalınmamış, O Halde?.. alaturka lâzımdı. Ranaevulerime — bundan sonra Bağlarını çözmeden iskarpinleri Sinemada, tiyatroda yanımdakilerle — Sigaramın külünü tablıya dalma riayet edeceğim çıkarınıyacağım meşgul olacağım silkeliyeceğim YENİ Yıla Girerken.. medilmiştir. Kuyumcunun oğlu Eski zamanın erkeği ” karısının ğuna göre Londra zabıtası 64 | Gükkânı araştırmağa başlayınca bilmiyen kızlar koca bulamazdı. çaldığı udla eğlenirdi. O vakit si- ıugıllı gazetelerinde okundu - yaşlarında bir kuyumcuyu ge nemalar yoktu. 'a sonra ud yerine keman ve daha sonra pi- yano katm oldu. Bir zaman gel- di, genç kızların mutlaka bir mu- ,siki alâtı çalması an'anesi bütün bütün kayboldu. Zaten hayat şart- çen gün öldürerek ortadan kayho | lan katil ve ya katilleri aramakla Mmeşgül oluyordu. Elde edilen neticeye göre Er - vest Key ismindeki yaşlı kuyum- Gayu öldüren bir kişidir. Yılbaşı yortusu bahanesile kuyumcunun dükkânına gelerek — kıymetli bir Şey almak istiyeceğini söyliyen bir adamın orada uzun müddet babasının kendine malik olmuya- rak bir tarafta boylu boyunca ya'- müakta olduğünu görmüştür. Ku- | yumcunun başı ağır sürette yara-| lanmıştı. Babasını bu halde gören oğul hemen polise haber vermiş, ağır sürette yaralanmış olarak yatar kuyumcu da hastaneye nakledil- miştir. Dükkân kapatılmış, Tahkikata ları değişti. Kızlar da, erkekler gibi tahsil hayatına ve çalışma- ğa başladılar.. Sonra, sinemalar, diğer eğlence çeşitleri çıktı.. Bu süretle musiki ihmal edildi. Musi- ki âleti yapan bizim gibiler de iş- siz kaldı Evvelce, mahalle aralarından geçerken, kafesli evlerin her bi - rinden bir ud sesini mutlaka du- yardınız. Alaturka musikinin ih- Genç Ve Kibar Bir Delikanlı, Yaşlıca Ve Evli Bir Erkek, Genç Ve Bekâr Bir Kız, Ne Kararlar Verdıler. Okuyunuz, Siz de Bunlara Dikkatdiniz Yaşlıca Ve Evli Bir Kadın mal edilişinde bir sebep de ala- * musiki kaldığı ve bu sırada dükkü-> he PYT Vantür di 1 ga e cpi e MMşallah.. — maşallah.. dedi. | den bahseder. Benden önce tanıştın onlarla de- | — — Evet. Suna çok ciddi, çok iyi senett bir terbiye görmüş bir kız. Annesini henüz görmedim. Beni Yaşlıca Ve Evli Bir Erkeğin Kararları : İ yanımda — bulunanlara, bilhassa — Randevularımda, muayyon Genç Ve Kibar Bir aa e Brar a T ara soracağım. Du - | Saatte bulunmağa gayret edece « Delikanlının Kararları:| ”»**, **0 n | &im Alafranga mu- MA M l—*v—_!nn.üm.! — Bir tesadüf eseri olarak, bu- gün sana çok iyi bir iş tasarla - dim. — Pek çabuk değil mi? Tahiri çok severim. Merd, asi ruhlü bir arkadaştır. Onu Sıvasta bırakmak istemedim. İşde beraber. Mahallede beraber. Yabancı bir yere geldik. Elbette böyle â — Yirmi beş liraya. — İlk aylığı sana vereyim de hemen yarın götür, ev sahibine ver.. Kunturatı yap ve anahtarı deşin öldü ae meşme.din veyt rum. — Babda sen bana büyüğünü geçme dememiş miydin? Şehremini, Saray Bastan Sokuk N Reşad hakikati söylemekten çe- kinmedi: — Bu sabah aize çay hazırlamış- lar, baba! Halbuki siz erken git- Tağüdık babest öğllalan ablâ » kından o kadar emindi ki.. Bu söz- leri duyunca dayanamadı. çaya çağırmağa geldiği zaman, ev bakmağa gideceğimi söylemiştim. Suna bana bir gün evvel Beyler Yerinden uzanarak:

Bu sayıdan diğer sayfalar: