12 Ocak 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

12 Ocak 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HÂDİSELER NİŞANLANACAK GENÇ KIZLAR manyada nişanlı kızlara ev işlerini öğretmek için hu - * susi bir mekteb açılmış. Ni- şanlı kızlar, bu mketebde altı haf- ta okuyacaklar. Yemek - pişirme, €v iklısadiyatı, el işleri, çamaşır yıkama ve ülüleme, çocuk bakı- mı, hastaya bükmak ve saire öğre- tilecekmi” Böyle bir mektebin ne kadar çok. fayda vereceğini bile söylemeğe Tüzum yoktur. Fakat, bizim me- rak ettiğimiz şudur: Acaba, mü - teaddid defalar nişanlanan kızlar da bu mektebe gidecekler mi?. Yoksa yalnız, ilk nişanlanma za- manında gidilecek, andan sonrası için, yaltız diploma gösterilmek- le mi iktifâ edilecek?. SUDAN BAHİSLERE —— DOD>tUEZEZ SIRA GELDİ Sabah refikimiz de artık dün- denberi havadan, sudan bahset - Taeğe başladı, Daha evvel kendine mahsus tefrikaları vardı. Mehmed Akife çatarilara cevab ve saire... Dündenberi bu tefrikalara her nedense birdenbire nihayet veril- di... Dün bir fıkra okuduk: On bir kuruşa bir bardak iyi su, diye şi- kâyet ediliyor. A, birader hava- dan sudan bahsetmek en tehlike- $i2 iştir amına, bu kadar da sudan yazı olur mu?, On bir kuruşa İYİ SU nerede?. İyi suyu bulsak on bir kuruş vermeğe dünden razı- yız. KILIBIK OLAN —O KOCALAR KİMLERDİR? ———0 Bit kadın adliyede kocasını tah- KARŞISINDA Son Telgraf kir etmiş, hemen yarım saat son- ra da mahküm olmuş. İyi ki bir çok kılıbıkların evinde ikişer şa- kid yok.. OÖ zaman bütün kadınlar mâh- küm olurdu. Hemen Allah cüm- lemizi, karımızla konuşup müna- kaşa ederken, tesadüfen dahi olsa bizleri iki şahid huzurunda bu - dundurmasın. Birşey değil, öyle atıp tulan babacanlar vardır. ki, tam ev erkeği dersiniz.. Halbuki, iki şahit birçoklarının, evde ne kılıbık olduğunu meydana çıkarır. ' —KAPLANLARI VURAN ARSLANLAR KİM? Urlada avcıların yine bir kaplan vurduklarına dair gazetelerde bir havadis okudum. Vakit vakit gür- bi Anadolu şehir ve kasabaların- da bir kaplan avcılığından bah - sedilir. Bu kaplanları vuranlar hangi arslanlardır, bilmiyorum. | Fakat, sonra, işin dedikodusu ya- Dpilir. | — Hayır, etendim, vurülan kap - | lan değildir, bu eivarda kaplan yoktur. Bu, olsa olsa kaplanan benziyen sırtlan azması bir mah- lüktur. de: Neticede hikâye, münakaşa u- nülulur gider. Bu sefer vurulan | acaba hangi cins kaplandır? der- siniz ÜÇ KAZA YAPAN OTOMOBİL —— Bir otomobil, üstüste üç kaza yapmış.. Hay yaşa.. Üç kaza fena bir rakam değil, Demek ki biraz | daha gayret etse imiş yarım dü- zineye çıkaracakmış. — Herkesin elinden bir kaza çıkgr, bu otomo- bilin elinden üç kaza çıkmış. Haydi bereketli olsun.. : AHMED RAUP ——— D mor ** Filistinde tedhiş — hareleti yenişlemiştir. Dün birçok —Arab idama mahküm olmuştur. Kanlı müsademeler devam etmektedir. * Deviete aid matbaaların An-i karada — toplanması — hakkındaki kwhunun 2 inci müzakeresi dün Büyük Millet Meclisinde yapıla - Tak bu kanun kabu! olunmuştur. e BMacar - Rütenya hududumda dün de yeni hâdiseler cereyan et- aniştir. * İngilterenin Ankara büyük elçiliğine Sir Hughes Montg> - j mery'nin tayinine hükümetirsizce ağreman verilmiştir. * Amerikalılar ilkbaharda Av-| iupada bir harb olacağını id.'ia evmektedirler. Amerikanın T.m- gra sefiri de bu iddiayı teyid e- derek dün; «Harbe hemen hazır danmalıyıri. demiştir. * Üniversite Arkeoloji enst: - tüsü bu sömestr tatilinde Hatıya bir tetkik seyahati tertib etmiş'ır.| * Maarif Veküleii Üniversite. teki lizan tedrisatından memnur değildir. Bunun için Vekâlet © . Bcversileye bir tamim gönder - mniştir. * Emniyet sandığı T0 yaşına Bitmiştir. » NB6 Reşad yatağın içinde taş gibi hissiz yatıyordu. Annesi oğlunun kalbini dinle - — Yavrumun yüreği kopacak gibi çarpıyor.. Aman bir doktar çağıralım. Reşad bir türlü avılamıyordu. Necmi, oğlunü bu halde görü ©e ümldsizliğe düştü.. Nesrine: — Haydi kızım, dedi, köşebaşın- daki eczaneye koş. Bir doktor al, getir hernen. Nesrin kendini güçlükle tutu - yordu. İçkiye bu kadar düşman olan ağnbeyisi nasıl da — içmişti böyle kendini kaybedinciye ka- GÖKYÜZÜNDE AŞK YARIŞLARI ABERLER * Fatihdeki Atpazarı Topçu - dara naklolunmuştur. Edirnekapı ericindeki yeni mahalde kacab- .k hayvanlardan başka hayvan: iar satılabilecektir. * Milli Müdafaa Vekâleti de- TİZ müsteşarı Albay Hüsnü dün Almanyaya gitmiş ieiğn a Maarif Müdürü Değişecek mi? İstanbul maarif müdürü Tev- fik Kutun orta tedrisat umum mü-) dürlüğüne tayin olunacağı söy- lenmektedir. İzmir Maarif Müdürü Ali Rı- zanın da İstanbul maarif mü - dürlüğüne — getirilmesi mevzuu bahsolmaktadır. Afdan İstifade Eden Bir mahküm Hatay devleti umumi af ilân Yazan: İskender F. SERTELLİ Nesrin merdivenlerden allıya- rak sokağa koştu. Eczaneye gitti ve bir doktor bularak hızlı hızlı eve döndü, Nesrin doktorla birlikte kapı » dan girerken, karşıki evin pen - ceresinden Suna'nın sesini duy « &i —Ne var kardeşim, böyle kos şarak nereden geliyorsun? Nesrinin gözleri ağlamaktan kapkırmızı olmuştu. Doktor yol gösterdikten sonra, pencereye döndü: * — Ağabeyim hasfalandı.. Dedi. Başka birşey söylemeden içeri girerek sokak kapısını ka- padı - İA ü e e Tramvaydan Atlamak Yasak Bu Karar Yine Şiddetle Tatbike Başlandı Son günlerde tramvaya atlı - yanların ve tramvay kazalarının çoğaldığı görüldüğünden Bel. di- ye reisliği şubelere emir vererek memurların bu hususta lâzım ge- len takyidi ısrar ve ehemriyetle göstermeleri lüzumunu büldir - miştir. Bunun üzerine iki üç gündür tramvaya atlıyanlar tekrar s1d - detle takib olunmıya başlanrıış- lardır. Bunlardan «l05e kuruş ceza a- lınmaktadır. Tekerrüründe cezanın arturıl- | ması ve tramvaya athyan meklep çocuklarının hem ailelerine, hem de mekteblerine haber verilmesi de kararlaştırılmıştır. — Riyaseticumhur Dairesi . Teşkilâtı Riyaseticumhur dairesi toşki - lât kanununda bazı değişikli <ler yapan lâyiha Büyük Millet Mec- disi encümenlerinde son şekuni almıştır. Yeni lâyihaya göre: A — Hususi kalem müdürlüğü bir müdürle dört kâtibden mü - Fekkebdir. Bu kalem mahrem mu- ,haberelerle uğraşı: B — Yanı işleri mi i müdürle 4 kâtibden ib: bu kalem ümümi nıuhıbm lerle uğraşır. C — Başyavere — maaşlarından taşka ayda 200 lira tahsisat, ya- verlere 50 lira verilecek ve başta- kib 400 Lira alacaktır. YA Ticaret Odası Meclisi Ticaret odası idare meclisi dün toplanmıştır. Bu içtimada evvelâ 939 bütçesi tösdik olunmuştur. Bundan sonra kadrolar üzerin- de görüşülmüştür. Dünkü toplan- tıda yeni meclis azaları da mti - /bab olunmuş; yalnız bunlardan “vefat eden bir azanın yerine ye- Lis igetirilmiştir. Oda bütçesi görüşülürken bil - hassa ticaret borsasının yeni büt- çesi münakaşalara yol açmıştır. Ezcümle borsa idare heyeti a- zaları için konulan 5460 lira hak- kı huzurdan biraz fedakârlık ya- pılması istenmiştir. Buna borsa umumi kâtlibi itiraz ederek her içtimada idare heyeti zalarına verilen 10, idare heyeti Teisine takdir olunan 15 lira hakkı huzurun bilâkis az olduğunu söy- lemiştir. Süngercilik şirketi müdürü Ah- med Hamdi buna mukabil borsa idare heyeti azalarının hakkı hu- zurlarından fedakârlık yapma - lırmı istemişse de buna bir kar- şılık çıkmamıştır. Neticede bütçe olduğu gibi kabul olunmuştur. Suna bu İki kelimeyi duyunca yencerenin önünde buz gibi de- nup kalmıştı. Ağzını açıp birşey söyliyemedi. Doktor Reşadı muayene edi - yordu. lik önce kalbini dinledi: — Çok içmiş, dedi. Hemen bir acı kahve pişiriniz. Alkol çarpıntı yapmış: Sonra Bay Necmiye döndü: — Oğlunuz bir daha bu kadar içerse, kalbi durabilir. Yazıktır. Genç. fakat zayıf bünyeli bir ço- cuk. Reşadın annesi titremeğe, Nes- 'Tin tekrar ağlamağa başladı. Re- şadın yedi sekiz yaşlarında bir oğ- lan kardeşi daha vardı. Bereket versin ki, onun birşeyden haberi yoktu. Reşad yatarken, 0 mekte- be gitmişti. Nesrin hıçkırarak ağlıyordu. Necmi: * —xıııın, merak etme! Bir şey 6 Doktor ieride gelecek bir | y A POLİ S Dişçilik Ve.. Mahkemeler Ben Kar mı istiyorum Zina Davesı Açtığı | Zaman OnaKızgınmış Mancı mahkemesi mübaşiri elinde esamı lişicsi olduğu halde malikeme sa- ionundan çıklı ve sesinin bütün kuvvetile bağırdı: — Mevlüd, Münevvecerti.. Mahkeme salonuna önde siyah mantolu, orta yaşlı bir kadınla, Onu takiben hal ve vaziyetinden pek saf olduğu görülen yine urta yaşlı bir adam girdi. Hâkim, ilkönce Mevlüda sordu:| — Sen karından ayrılmak irti- yersun, değil mi?.. Mevlüd birkaç saniye hâktmili surusuna cevab vermedi, Bu w det zarfında, siyah gözlerini önü- ne dikerek düşündü.. Sonra ba- gtnt kaldırdı, hâkime baktı: — Hayır, ben karımdan mem- | runum, ondan ayrılmak istemi - yorum, Hükim hayretle: — İyi amma, sen ayni zamandı 2ina davası da açmışam!.. — Evet, — Peki, hem karından ayrıl - mak islemiyorsun, hem de zira davantz var, bu masıl olur?! Mevlüd hâkimin bu sorusuna şöyle cevab verdi: — Ben bu davayı açtığım za - man Münevvere kızgındım. Fekat| sonra bu kızgınlığım geçti, Şiridi ortık ondan ayrılmak istemiyo - Tum.. Reis Münevvere döndü: — Sen kızım, bu adamdan bs- şanmak istiyor musun?.. — Bvet bay hâkim, bu adamdan! muhakkak ayrılmak — istiyorum. Ununla artık bir dakika bile ye- gpıyamam. Kendisile evlenelider- teri bana iyi bir gün göstermedi. Olur olmaz şeyjlere kızıyor, ehem- miyetsiz bir hödise onu öfkelen- diriyor. Benimle — kavga ediyor, Aci sözlerle bana hakaret ediyor ve bütün bu yolsuz hareketleri vetmiyormuş gidi bir de: <Başka| erkeklerle münasebette bulunu - yor» diye iftira ediyor. hukuk Şahid Kadınların Tevkifi Çünkü Yalan İfade Vermişler Dün adliyede Iki şahid kadın tevkif olmmmuştur. Beyoğlunda oturan Hanife isminde bir kadın dostu Rizanın kendi evinden bazı eşyalarımı ça'dığını jddia etmiş ve bunun 9 inci sulh ceza mah- kemesine müracaat etmiştir. Dün mühakemede Saniye ve Cemile izminde iki şahid kadın dinlenmiştir. Bu kadınlar Rizanın eşyaları çaldığın: görmediklerini söyle - mişlerdir. Halbuki ilk tahkikatta verdik- leri ifade okununca ocada horşeyi Böyledikleri, «eşyaları Rizanın çalıp gittiğini gördükl» dedik - leri anlaşılmıştır. Rcis kendilerine doğruyu söy- lemelerini ihtar ve tenbih etmiş- $e de kadınlar mahkemedeki ifa- delerinde ıstar etmişlerdir. Bunun üzerine her ikisinin de tevki miştir. Neticede bu taleb kabül ve üki- si de tevkif olunmuştur. —— Kızı Vermemişler de Ondan Geçen hafta Pirinççi köyün Halil isminde birini öldüren Ah- med, Resul, Mustafa, Mehmed ve Kaya ismindeki 5 şeririn yaka - dandığını yazmıştık. Çingeneler dün Eyüb mahke - mesinden İstanbul adliyesine gön- derilmişler ve 4 üncü sorgu Hâ - kimliğine verilmişlerdir. 4 üncü sorgu hâkimliği dün bunların sorgularını yapmış — ve 5 nin de mevkufiyet hâllerinin devamına karar vermiştir. Bunların arkadaşları ve şeriki cürümleri olan Niyazi ve Etem isimlerindeki iki firarinin yaka - Kaden sustu, bu sırada kin ve nefret hislerile parıldıyan güzle- rile kocasına sert sert baktı, son- ra tekrar hâkime dönerek yalva- ran bir sesle: — Bu adamla asla yaşıyamam; beni ondan kurtarın!.. Dedi. Mevlüd ile Münevverin bu if-- deleri kâfi görülerek, rina davası-| 'Ran da neticesini öğrendikten son- va, karar vermek için duruşmanın| bir başka güne bırakılmasına ka- var verildi. tehlikeden bahsediyor. Diyerek kızını teselliye çalışı - yordu. Reşadın annesi de çok üzgündü. Ağlamamak için kendini güç tu- tuyordu. Acı kahve geldi. Fakat, bunu Reşada nasıl içireceklerdi? Reşadın babası bir kaşıkla oğ- Tunun ağzına kahveyi akıtmağa başladı. Reşad yavaş yavaş esniyerek a- yılıyordu. Necmi bir daha seslendi: — Oğlum- Haydi aç gözlerini! Reşad birdenbire gözlerini u - Buşturarak uyandı. Sersem ser - Bem etrafına bakındı ve karşısın- da bütün ev halkını görünce şa- şırdı. Başını yastıktan kaldırdı: — Ne var, anne? Neden top - Tandınız odama? Doktor cevab verdi: — Oğlum, hafif bir çarpıntı ge- lanması için de ayrıca her tarafa emir verilmiştir. Bunlardan Ahmed dün kendi- sile görüşen bir muharririmize ci- »ayetin sebebini şöyle anlatmıştır; — Arkadaşımız Kaya; Halilin kızı Penbeyi seviyormuş. Kendi- sinden istemiş, fakat vermemiş!.. Bunun üzerine genç kızı kaçır - mıya karar verdik. Bursadan bu. raya geldik. Halilin evine girdik Orada bir boğuşma oldu. Ben sonra Halili kanlar içinde gör - *üm. Vurulduğunu bilmiyorum dar çok rakı içmeyin! Bünyenizin içkiye tahammülü yoktur. Sonra hasta olursunuz! Reşad, başucunda toplanan ai- lesinin ağladığını, babasının da bu hâdiseden çok meyus olduğu- nu görünce utandı ve biraz dü « şündükten sonra: — Beni affediniz, dedi. Bu, ük ve son içkim olacak.. Bir arka - | daşın aklına uydum.. Bana zorla içirdiler. Doktor vizitesini aldıktan sonra odadan çıktı. Ve giderken Reşadın babasının kulağına fısıldadı: — Oğlunuzun kalbini çok zayıf buldum. Her #htimale karşı bu - gün yataktan çıkmasın, —Yarına kadar istirahat etsin. Akşam ürtü ilık su ile bir banyo alırsa vücudü dinlenir. Yarından sonra da ağrı- na bir kadeh rakı koymamasını tenbih ediniz. Hayatı tehlikeye ç!rdlnü.lleıledlluıkhun Fakat, sakın bir daha bu düşer, Yapan Berberler Yasağa Rağmen Halâ Çalışanlar Var Sehrimizin bazı semtlerindeki berberlerin yasağa ve bu husus- het em.dicre rağmen hâlâ gizli gizli diş çektikleri ve dük- kânlarında sülük ve saire bulun- durdukları görülmüştür. Hattâ bunlardan bazılarının giz- lice evlere giderek hacamat bile yaptıkları ve Kan aldıklarından şüphe olunmaktadır, Şiddetle memnu olan bu halle- Tin kat'iyetle önlenmesi için esaslı harekete geçilmiştir. Dükkânlarında diş çektiği ve- ya sülük ve salre bulundurduğu görülen ve berberlikten başka scerrah» hık ile de uğraştikları anlaşılan berberler 1 inci defa- sında ağır cezaya çarptırılacak- lardır. Bu halin tekerrürü halinde el- lerinden «berberlik. vesikası a- | hınacağı gibi dükkânları da kapa- tılacaktır. Şöpheyi İzale Etmiş ! Evvelki gece İran sefarethane- sine aid ötomobil kapalı bulunan garajdan sokağa çıkarılmış — bit | halde bulunmuştu. Evvelâ bunun bir 'a teşebbüs zannedil- miş, fakat sonradan bunun sefa- re'hare şeförü Polun marifeti ol- duğu anlaşılmıştır. Birkaç gün evyel Fransiz te- baasından olan şoför Polun Va- den ve bazı - hallerinden üphe edilmiş ve garaj anahtarı elinden alınmıştır. Şoför Pol kene disinden şüphe edildiğini anla - a bu şüpheyi gidermek için evvelki gece kilidi kırmak sure- 'tile garaja girmiş ve otornobili so- kağa çıkarıp biraktıktan sonra e- wine gitmişlir. Şoför Pol suçunu itiraf etmiş ve hakkında tahki - kata başlanmıştır. Has?a.l;;ne Bahçesinde Öldü Şişli çocuk hastanesinde teda - vide bulunan Balıkesirli Osman 'Oğlu Said isminde bir köfteci ta- mamile iyileşmiş, hastaneden çık- mak üzere bahçeden geçerken ü- zerine fenalık gelerek düşmüş, biraz sonra da ölmüştür. Yapılan muayene neticesinde Saidin kalb sektesinden öldüğü — anlaşılarak gömülmesine izin verilmiştir. İki Teneke Tahin Çalmış Üsküdarda Kirkorun tahin fab- Tikasında çalarak savuşurken tutulmuştur. » annesi tekrar odaya girerek, dok- torun söylediklerini Reşada tek- rarladı ve oğlunu yataktan çıkar- madı. Necmi hâlâ evden ayrılıp işinin | başına gidemiyordu. KReşadın annesi biraz sonra oda kapısını yavaşça kapıyarak sofa- ya çıktı. Nesrin: — Ağabeyim, nasıl anne? Diye sordu. Neeminin karısı: — Uyumasını, rahat etmesini söyledim, dedi. Yorganı üstüne çektim. Öğleye kadar yatsın. Ben de mutfağa İnip bir çorba pişire- | Ccacan ça? Ti yim ağabeyine.. Necmi çay masasının başında sigara içerek asabını yatıştırmağa çalışıyordu. Kapı çalındı. İnce bir kadın sesi. Akim Kalan T: Yazan: Ahmed İtalyadan gelen hab ko tarafından yapılan $ nin de neticesiz kaldıği bırakmamaktadır. Frani defaki talihsizlik de talihsizliğe benzemiştiri âhtilâli üç generalin Ki dur Sanjurjo, Goded namındaki bu üç generi minde halk cephesi ko Kazanır kazanmaz, bir iktidarı ellerine geçirm büs etmişlerdi. Bu teşt vaffak olmayınca, başladı. Sanjurjo, bir müddet yareden düşerek öldü. Ğ hükümetçiler tarafındı vilerek idam. edildi. Vi gırada üçüncü olduğu keri harekâtın ve sonrâ 'yol faşist devletinin b Fakat ihtilâlin İtalyan iyardımı olmaksızın mült masına imkân yoktu. E$ konun tarafım iltizam panyollar da çok değili Faslı arablarım Jerinin yardımlle — b Franko bu yardıma mi ğu için ackeri harekâti, sık sık değişen siyasi geki tcaplara uydurn salmıştır. Son hamle d yasi düşünce ile yapıl giliz Başvekili Çemberl gümdür ki, Mussölini Fomaya davet edilmi meselesi, Mussotini ile Jayn arasındaki görüşü hemmiyetli mevzuun cecekti. Mussolini bir beri, Frankonun mul darının tanınmasında yordu. Eğer Franko, & fun arifesinde bir zafef bilseydi ve hatta ümid Kgibi, Katalonyayı —ii Mussolini mahmisi için temin edebilirdi. İşte iledir ki Franko İtal, rının yardımile Katak hesinde büyük bir taat dadı. 23 ilkkânunda arruz, ilk güriler inkiş beraber, tedricen zayıfi hayet hamle bütün Kettiği bir sırada bu d çiler Estramadura kabil taarruza geçtiler. daruzun bir bilânçasd olursa, Frankonun fazlği gal etmeğe muvaflak Ö bür ise de faşistlerin BEL hedeflerine — varam şılmaktadır. Galib iht İspanya barbi yine defil kuya dalacaktır. Fakâf denin uzaması, gerek İ nıuılyluıllln taarruzun dı ilııı çi rine, artık çüde İtalyan meksizin muvaffak © kân yoktur. Büyük dzm demek, kuvvetli Jarının tekrar İspany mektir ki, İtalya, İng çettiği itilâftan sonrâ | yardımı kolay kolay (Devamı 6 ımcı FİKR AKILLI K Bir köylü oğlunu deriyor, ? sene sonra aX bası tahsil derecesini d Bebe fransırca okuyan — Ollum ©i denir? denbire: — Sey.. Karmasyon | — Pehi, ya'küreğe? — Öna da

Bu sayıdan diğer sayfalar: