20 Ocak 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

20 Ocak 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AMERİKADA GREV YAPAN ARTİSTLER elgraflar haber veriyor, Nev- york radyosu artisilerin - den bir kısmı grev yapacak- Tarmiış. İhtilâf bir ücret mese - lesinden çıkmış.. Bu havadisi o - kurken, yanımda bulunan bir ar- kadaş: — Bizim radyo artistlerinden de bazıları grev yapsa da kulak- larımız dinlense, dedi.. i Ben bu fikre iştirak ctmedim, KUŞAK GİBİ GELİP GEÇEN SİS TABAKASI Evvelki akşam İstanbulu yine sis kaplamıştı. Hepimiz — gördük. Bu havadisi haber veren bir ga- zete şöyle yazıyor: ; «Nadir görülen bir sis nev'i. Dün ; Marmaradan Boğaza bir kuşak gi- bi geçti, gitti. Bir saat kadar mü- tesddidi şekillere girdi.. Bu sise ne dersiniz.. Nadir bir sis neden oluyor, orasını anlıya- madım. Sis bulutların alçalması- dır. Bulutlar türlü türlü şekiller- de görünürler.. Bir kuşak gibi u- zun olması da pek tabiidir. Artık, sise, bulutlara da mı zorla garabet atfedeceğiz, kübik şekiller taka » Şu işe bakınız: Bir delikanlı, kendisile beraber yaşamak iste - miyen bir kadımı yaralamış.. A, evlâdım, zorla güzellik olur mu? Belediye tetkikler yapıyor. Sey- yar küfecilik tekrar ihya edile - sebze satışı kaldırıklığı günden - beri, meyva ve sebize satışları a- zalmış, halk da pahalıya yiyormuş. Bu mülâhaza ile seyyar satıcılı - ğinın ihyasını hayretle karşıladık. Dünyanın diğer bütün başka mem- leketlerinde, meyva ve sebze &âteş| pahasına değildir. Bu bizim İs - | tanbula mahsus bir haldir. Dernek| bütün memleketlerde, sebze ve meoyva sırtta ve küfelerde mi sa- ) tliyor?. | YARIM MİLYON ALTIN LİRAYA ÇIKAN BİNA Eski İstanbul Şehreminlerinden operatör Cemil Topuzlu bir ga - zetede hatıralarını anlatıyor. Dün, bu hatırları okurken, Haydarpa - şadaki eski Tıb fakültesi binası - mın 450 bin altın liraya yaptırıldı- ğını öğrendim.. Yani, yarım mil- yon altın lira.. Dile kolay.. Bugün bu bina, bir liseye terkedilmiştir. SÜTTEN ZEHİRLENEN BİR KADINCAĞIZ Kasımpaşada oturan bir kadın içtiği sütten zehirlenmiş. Şu İs - tanbul ne garib şehirdir. Balık ze- hirler, süt zehirler. Galiba, en te- miz şeyi, havasıdır.. Havasını bile| beğenmiyenler var: Nezle yapar, Ben de git, başkasile yaşa.. Mak- sad yaşamak değil mi?, Sonra, ka- dınla beraber yaşanmaz ki. Azab gekilir.. Herkes başındakini defet-| meğe uğraşıyor.. |ı<ÜğUı< HABERLER[ *& Gazinocular, bilhassa çalgılı ve içkili yerler sahibleri, tarife - lerin yükseltilmesini istemişlerse de Belediye bu talebi reddetmiş - tir. (& İkinci nevi ekmek için yeni bir çeşni hazırlanmıştır. w Cerrahpaşa göz - kliniğinin büyütülmesi kararlaştırılmıştır. * Çin Mülletler Cemiyetinden Aktısadi ye mali yardım istemiştir. * İstanbul hususi mektebleri- nin ilk kısımlarındaki muallim - lerin tayin ve nakiller? resmi ilk Teğekteblerde olduğu gobi, işlerin daha gür'atle ifasını temin mak - sadile Maarif müdürlüğüne bıra- | kılmıştır. * Sultanahmedde büyük bir vilâyet konağı inşasına karar ve- rilmiştir. 300 kadar odası buluna- cak olan bu konakta bütün daire- | ler toplanacaktır. * Maarif Vekili dün ilk defa Di! Tedkik Cemiyetine giderek içtimaa riyaset eylemiştir. * İrlanda tedhişçileri, avlan - mak için İrlandaya gitmiş olan İne grip yapar, diyorlar.. Sabah açar, akşam kapar bir yağar, bir durur, havasına da güven olmaz, diyor- lar. , AHMED RAUF * Çemberlayn'in parestişi çok yükseldiği şu sıralarda İngilterede| şubat içinde veni bir umum! in - tihabat yapılması muhtemeldir. * Efganistana gidccek öğret - menlere maaşlarının iki misli ve- rilecektir. * Sinemalardaki büfeler de pa- zar ruhsatiyesine tâbi tutulmuş- lardır. * Bütün Türk mimarları yarın| Ankarada bir toplantı yapacak - lardır. * Eminönü meydanındaki en- kaz birkaç güne kadar tamamile kaldırılmış olacaktır. Ağır Surette Yaralanan Ahçı Çırağı Şoför İsmail Hakkmın idaresin- deki 1780 numaralı otomobil Gi latada bir aşçı dükkânında ça - lışan Raşid oğlu Mehmed adında birine çarparak muhtelif yerlerin- den ağır surette yaralamıştır. Ya- ralı Beyoğlu hastanesine kaldı - Biliz Başvekilinin oğluna suikasd yapmışlar, oturduğu ctele bomba atmışlar, fakat nüfusçı zayist ol- mamıştır. N 94 «Sunanın fikrin! çeler.» desin.. Bu nasıl olabilirdi? Nesrin bu kadar kaba ruhlu, anlayışsız. ve merhametsiz bir kız mıydı? Re- şad ondan neden şüpheleniyor ve bu işi kız kardeşinden neden sak- hıyordu? Nesrin garib bir anlaşmamaz - lığın yersiz olarak tevlid ettiği 1z- tırabla başını yastığının üstüne koydu.. Yatağının içinde ağlama- Ba başladı. Nesrinin ağlamakta değilse bi- le, müteessir olmakta bakkı var- dı. Çünkü alle içinde Reşadı Nes- rin kadar anlıyan hiç kimse yoktu.| GÖKYÜZÜNDE AŞK YARIŞLARI — rine fenalik gelerek düşmüş biraz rılarak tedavi altına olınmiş ço- för yakalanarak tahkikata baş - lanmıştır. se mes'ud olabilir? Bunu herkes- ten önce Nesrin sezmişli. * * Reşadın annesi, oğlunun taz - yiki üzerine o akşam Sunalara geçti. Sunayı, bayan Melekten istiyecokti. Fakat, kendi oğluna değil, mühendis Cemil isminde bir gence. Reşadın annesi, Sunayı o kadar seviyor ve beğeniyordu ki.. Oğlu- na, münasib gördüğü böyle ince bir kızı şimdi hiç bir düşü- Sahte Nüfus Tezkeresi .Mahmud oğlu Süleyman isminde Yazan” İskender F. SERTELLİ tab gibi okumuştu. Reşad nasıl bir kadınla evlenir- Yasak Olmıyan silâhlar Bunlar Taşınmıyacak çekmiş. Çünkü, sırtla meyva ve İVe Müsadere Edilecex Şehir ve kasaba haricinde ruh- satsız taşınması yasak olmıyan silâhlar hakkında dün Adliye Ve-| kâletinden müddelumumiliğe bir tamim gönderilmiştir. Bu husustaki kanun hükümle - rine göre şehir ve kasaba hari - cinde ruhsatsiz taşınan ve ve ceza kanuna göre suç teşkil etmiyen gayri memnu silâhların da zabıta- ca müsadere olunarak Milli Mü- dafaa Vekâleti emrine verilmesi iktıza etmektedir. Gerçi temyiz mahkemesi, bu kabil - silâhların müsadere olunamıyacağına — dair bir hüküm vermişse de bu içtihad yalnız müsadere kararı verile - miyeceğine dair olup zabıtaca zap- tolunmuş bir silâhın sahibine ia- desine karar verileceğini ifade et- memektedir. Binaenaleyh bu kabil silâhları taşıyıp da yakalananlar hakkında müddetumumiliklerce — etraflica tahkikat ve takibat yapılarak fii- Hin suç teşkil etmediği anlaşıldığı takdirde fail —hakkında ademi takib kararı verilmekle beraber silâhın zabıtaya iadesi ve bu hu- susta yapılan incelemelere rağmen işin muhakemeye intikal etmesi ve muhakemece — suç unsurları mevcud olmadığı görülerek sahi- binin beraetine karar - verilmesi Talinde silâhın kanuni salâhiye - tine binaen zabıtaca zaptedilmiş olduğu esbabı mucibesile müsa - derecisine veya sahibine iadesine dair karar ittihazına mahal olma- dığı surette verilecek kararla işin| sona erdirilmesi icab eder.» | Kullanan Adam ! Sarıyerin «Uskumru» köyünde oturan Hasanın yanında çalışan bir Arnavud dün sahte nüfus tez- keresi kullanmak suçile tevkif o- lunmuştur. Sultanahmed 1 inci sulh ceza mahkemesinde muhakemesi ya- pilan bu adamı; Arnavud tebaa - sından olduğunu, fakat memle - ketinde askerlik yapmamak için gizlice kaçarak eline geçirdiği bir Yugoslav pasaportu ile İstanbula gelip Yenicami civarında bir yer- de uzun müddet kaldığını söyle- miş ve sonra bir gece uğradığı bir tecavüz sonunda pasaportunu çal- dırması üzerine Hasan isminde birinin nüfus tezkeresini alarak onu kullanmağa başladığını be - yan etmiştir. Hâkim kendisinin mevkuf ola- rak muhakemesinin devamını ka- rarlaştırmışlır. Yolda Giderken — | Felç Geldi Kumkapıda Kulluk sokağında oturan Belediye memurlarından 'Tevfik dün Çemberlitaştan ge - çerken sol ayağına gelen felç ne- ticesinde düşerek başından ya - ralanmıştır. Tevfik — Cerrahpaşa hastanesine kaldırılarak tedavi al-| tına alınmıştır. Sunanın annesi: — Sizi bugün çok üzgü.. görü- yorum, dedi, rahatsız misiniz? — | — Hayır hemşire.. Rahatsız de- ğilim amma, cidden üzgünüm. Ev- Tâd hatırı için, hakikati size söy- lemeğe meeburum. Sakın beni a- t Bayan Melek - birdenbire şa - şırdi. Komşusunun yüzüne hayretle baktı: — Vallahi sizde bir şey var kar-| deşçiğimi Beni merakta bırakma-| yın, — Şey, Bizim Reşad malüm ya.| Çok tuhaf bir çocuktur. Dairedeki| arkadaşı ona yalvarmış. Sizin Su- nayı ona istemeğe geldim. Reşadın annesi bu sözleri söy- Kalbi lerken çok heyecanlıydı.. koparcasına çarpıyordu. Oğlu için tasarladığı bir kızı başka bir er- kek için istemek kolay bir iş de- POLİ S Ve.. Mahkemeler Pastırmacı: Ah Bu Canveren | Vefasız Ne Yıgmış! Erkekler! Sıddık Canveren Halka, Karmmdaki Çocuğu Kimden Tedavülden | Kaldırılacak Pullar Spekülâsyona İmkân Verilmiyecek Cumhuriyetimizin 15 inci yıldö- nümü münasebetile satışa çıka - Zılmış olan hatıra pullarının, ayın 29 inde, harb inkılâbı pullarının da 1 şubatta tedavülden kaldırı- lacağı dün şehrimizdeki alâka - darlara bildirilmiştir. Filistin Konf: Doğru Yazan: Ahmed Şükrü Filistinin mukadderati da karar“vermek üzere toplanacak olan — konli hazırlıklar devam — eti olan mümessillerini seç cikmeleri yüzünden içt sonuna bırakılmıştır. B Se '.!G' B İKüflü, Kokmus Pastırma Verdiğinden Hapis Edilecek ! Asliye birinci ceza mahkemesl dün üzerinde küf ve mikrop neşvü nüması bulunan ve umumun sıh- hatini bozacak derecede mütefes-| din, siyah ve sürmeli gözlerini, sih paslırma satan bir satıciyı mü- | , Gisin gözlerine dikerek, bir. an hakeme etmiştir. BSidik isminde bulunan ve ışle- diği suçun aksine «Can veren» soy| adını taşıyan bu satıcı dün mü- hakemede, Şehremininde Ereğli mahallesinde Masana sokağında, oturduğunu söylemiş ve mevzuu bahis pastırmaları Simsaroğlu »- minde bir toptancı tüccatdan âi- dığını; kendisinin bir pazarcı ol- duğunu beyan etmiştir. Sıdık Canveren bundan sonra mevzuubahs pastırmaların bozuk ve mütefessih olmadığını da iddla ederek şu garib iddiada bulun - müuştür: — Belediye memurları biz sey- yar esnafın sattığı mallardan nü- mune aklıkları tarih ile bunların Belediye kimyahanesinde tahlil olundukları tarih arasında en a- #ağı 5 - 10 gün vardır. Ve bu müd- det esnasında alınmış ölan nümu-' nelik mal da kapalı olarak dür- maktadır. En sağlam ve taze bir mal bile 8 - 10 gün kapalı kaldırsa tabil bo- zulur. Tahlilde bozuk çıkar!.. Ni- tekim, işte benim sattığım pas - tırmadan alınan nümunelik de bir kalın kâğıda sarılıp sımsıkı ka - pandıktan ve hatta üzeri sicimle bağlandıktan sonra mühürlen - miş ve bu vaziyette kimbilir kaç gün durdüktan sonra muayene ve tahlil olunmuştur. » Maznunun bu iddiası — üzerine Mmüddelumumi Bay İhsan nümu- ne alındığı tarih ile malın kimya- hanede tahlil olunduğu tarihin tes. bitini istemiş; evrak üzerinde ya- pilan tetkik sonunda aradan 5 gün bir müddet geçtiği anlaşılmıştır. Maznun pastırmanın kapalı bir yerde durursa beş günde de güf- lenebileceğini iddia etmiştir! Fa- kat mahkeme bu kddiayı makul görmemiş ve kendisini hefzissıhha kanunu mucibince 3 gün hapse ve ayrıca 5 lira para cezasile 100 kuruş mahkeme harcını vermeğe mahküm etmişti | Tramvaydan İnerken Kamyon Çarptı Şoför İsmailin idaresindeki 3638 numaralı kamyon Beşiktaştan geç.i mekte iken Tramvaydan inmekte| olan posta telgraf müvezzilerin- den Kemale çarparak yaralamış- tır. Bayan Melek uyanık, anlayışlı, ayni zamanda da şen bir kadındı.. Birdenbire yüksek sesle gül - meğe başladı. — Suna sizin kızınızdır, hem - şireciğim! Onu siz evlendirecek- siniz! — Onu benkendi oğlum için düşünüyordum amma, iş değişti şimdi. Mühendis Cemil onu Re- şaddan önce görmüş; sevmiş.. Şim- di onu almazsa İntihaz edecek - miş. Bayan Melek ciddi bir mevzu üzerinde konuşulduğunu anlayın- ca çehresi sapsarı oldu. Bay Nec- minin karısı şaka yapmıyordu. Mühendis Cemil.. Önce görmüş.. Sevmiş. , Onu almazsa, intihar edecek - Mmiş.. Bu sözler bamba gibi Sunanın annesinin beyninde uğultular hu- Kazandığımı, Babasının Kim | nerek, beni mesut sule getirmiş, çenç kadının bü - Olduğunu Bilmediğim İçin Onu Düşürdüm sliye Üçüncü Ceza hâkimi, suçlu Süreyyaya: — Suçun var mu?. Diye sorduğu zaman, genç ka- öyle baktı, sonra gayet yavaş bir sesle: — Sabıkam mı?.. Dedi. Hayır dbugüne kadar hiç ceza görmedim. Fakat... Süreyya önüne baktı. — Fakat şimdiye kadar başıma Okadar çok felâket geldi ki, keş- ki hapise girseydim de, bunlar ba- şıma gelmeseydi... Suçlu kadın, tekrar reise bak- t — Ben çok bedbahı bir kadınım| bay hâkim. Bu garibin başına ne- ler geldi, bilmezsiniz!.. Kadın sesinin torunu yükseltti: — Bütün bu çektiklerim hep o vefasız erkekler yüzünden.. Hat- tâ bugün buraya gelmemin se - bebi bile.... Suçlu Süreyya — asabiyetinden, öründeki masada duran çantası- n fermarı ile oynuyordu. — Komuştuğum erkekler ara - sında, Bekir gibi âdileri olduğu gibi. şehbender oğulları da var - dı; hepsi de kendileri ile ilk ta - nıştığım zamanlar, benimle evle- edeceklerine #Öz verdiler. Ben de onlara inan- dım. Halbuki bu vicdansızlar, er- keklik ihtiyaçlarını tatmin ettik- ten sonra, mutfak paçavrası gibi, beni bir tarafa attılar, beni unut -| tular. Fakat... Hükim Süreyyanım sözünü kes- &. — Şimdi bu cihetleri bırak da, , benim soracağım suallere — cevap | ver, | Kadın boynunu büktü: | — Peki bay hâkim. | — Sen çocuk düşürmüşsün, dağ-! ru mu? Süreyya düşünmeden cevap ver- di. | — Evet doğrudur, efendim. Kar-| zundaki çocuğu kimden kazandı- | gremi, babasının kim olduğunu bil-! mediğim için onu düşürmeğe ka- Tar verdim. Doktor Artine mü - Tacaat ettim. O bana «şerit» de - wilen bir ilâç verdi. Ve bu ilâcı kullandıktan bir kaç gün sonra da üç aylık çocuğumu düşürdüm. Suçlu Artinin de sorguya çe- kilmesi için duruşma başka bir güne bırakıldı. Süreyya çantasını sağ koltuğu- ma sıkıştırarak, kırıta kırıta mah- keme salonunu terketti. Ben de tün hulyalarını altüst etmişti. — Ne diyorsunu, dedi, biz böy- le bir adam tanımıyoruz. Suna « cığıma ben böyle bir teklifte bu- kunamam. O da oğlunuz Reşadı çok — beğeniyordu — Bugünlerde Sunayı — bizden — Reşad — için istiyeceğinizi umarken, böyle ga-| Tib, gülünç bir teklifte bulunma- nıza doğrusu şaşmak mı, ağlamak mi lâzım? Bilmiyorum.. Reşadın annesinin gözleri su - landı. — Bu hâdise karşısında hre hal- de gülmek icab etmediğini göz « lerimden — okuyabilirsiniz! Yal - niz şurasını ilâve edeyim ki, Re- şad çok duygulu, çok vicdanlı bir çocuktur. Her gün ona Suna için yalvaran bir arkadaşına; «Suna ile ben evlenmek niyetindeyim> diyemezdi. Reşad. Cemile söz ver-| miş. Bana: <Bu işi sen yapacak- sın anne! Yoksa bir arkadaşın ö- Tümüne sebeb olacağım!» dedi. İN e İ ER LĞ 2 ai G Vana e eriln DAi GA Gi dae Emirde spekülâsyona kat'iyyen| , , 0 y KDD yer bırakılmaması işaret olun - müştur. Muhakemeye Verilen Barsak Tüccarları İbrahim oğlu Osman ve Sami Maskoviç isminde 2 bağırsak tüc- carı depolarını ruhsatsız olarak açtıkları iddiasile dün 3 üncü asli- ye ceza mahkemesinde muhake- me olunmuşlardır. Belediyenin bazı bağırsak de- polarını kapamasından bir müd- det sonra kontrol yapan belediye memurları bu iki depoyu açik gö- rünce bir zabıtla mahkemeye ver- mişlerdir. Suçlulardan Sami Sıhhat Ve- kâletinin 5697 numaralı emri ü- zerine deposunu açtığını ve ruh- satnamesini kaybettiğini söyle - miş, diğeri de ruhsatnamesi mev- cud olduğunu söylemiştir. Mah- / keme bu cihetlerin tevsiki için kalmıştır. Yemek Yerken Öldü Karagümrükte Kefeli sokağında| oturan Ahmed adında bir berber Karagümrükte bir ançı dükkâ - nında yemek yemekte iken üze- sonra da ölmüştür. Yapılan mu - ayene neticesinde Ahmedin kalb sektesinden öldüğü — anlaşılarak Bgömülmesine izin verilmiştir. onu takip ettim. Koridora çıkınca, yanına 30 - kuldum. — Affedersiniz, bayan Sürey - ya şu şehbender oğlunun kim ol- duğunu, kendisile nerede ve na - sıl tanıştığının öğrenebilir mi - yim?. Müteceğsis nazarlarla yüzüme baktı. — Fakat bunu meden öğrenmek istiyorsuruz, dedi. — Merak ettim de... Kadın: Vazgeçin Allah aşkıma, de- di. Nenize lâzım , sizin.. Kadın kaşlurımı hajtf çattı ve: — Hem. dedi. Size derdimi an- Tatarak, zafen yaralı olan kalbi- mi tekrar kanadamaın,. — Acılarınızı paylaşmak isli - yördüm da... Kadın gülümsedi: — Sizi kurnaz, sizi.. Bu mace- Tamı bana anlattırmağa çalışı - yorsunuz amma, nafile.. öğrene - mezriniz. Süreyya bu sözleri söyledikten sonra: — Allaha ısmarladık! dedi ve hızlı adımlarla yanımdan uzak - laştı, gitti. Mehmet Hicret ——— ——————”:—. Başımızda böyle beklenilmiyen bir ateş var kardeşciğim! Artık ben meseleyi size anlattım. On - dan ötesini de siz düşünün.. Bir karar verin! — Vallahi ben şaşırdım kaldım bu işe.. Bakalım, bir de Tahirle konuşalım.. O ne diyecek! — Reşad bu işi onun yanında babasına açmış. Bay Tahir size bu hususta bir şey söylemedi mi?) — Hayır.. Yalnız dün gece eve geldiği zaman çok kederli ve ü- züntülü idi. Sebebini bir türlü anlıyamamıştım. Demek bu imiş.. — Evet.. Evet.. Bu olsa gerek. Şüphesiz onun da canı sıkılmaş - 'tır. Fakat elden ne gelir? — Reşadın babası ne diyor bu işet — ©O bana hiç açmadı bu mese- leyi. Bugün Reşad ısrar etti.. (Su- nanın annesine git.. Cemili ölüm- den kurtaralım elbirliğile) dedi. Ben de hemen size koştum. (Dovamı varğ da toplanabileceği — gü Çünkü Müftünün reisliği Seyşel adalarına sürüler de iştirakile yapılan içti listin Arablarını temsil © lan yaurahhaslar se, la beraber, İngiliz hükü Arab mümessili olaraz yö ları tanımak istemediği makladır. Bilindiği gibi, Filistin rını temsil meselesinde İngiliz hükümetile müfti ihtilâf vardır. Müftü mü larak kendi zümresinin ti sını istiyor. İngiliz hül temsil meselesinin mün duğu kadar geniş tutü raftardır. İngilizler bu kurnaz hareket ederek, selesine karışmıyacak işin yalnız Filistin B dar ettiğini bildirmekte kat müftü zümresini b tin Arablarının müm! tanımamakla ve mün tile diğer şahıslara da 1 kını temin etmekle, teri istedikleri şekli verecek dirler. İngilizler, hu temsiline ehemmiyet — V görünüyos'ardı. Beyrutt nan müftü grupu. L cek olan heyet arasına murahhası da ekle | renin bu yüzden — çılk zorluğu önlemek isten kat Naşaşibi'nin iştirakl daha büyük zorluklar tır. Filistindeki manda- bir müddettenberi ehemmiyetli surette Tü maktadır. Müftü zü: smutedil zümre> yi tenil bildirilen bu zat, listinde mitingler te: İngiliz himayesi altınd bu nümayiştea maksıdı | etrafında toplanmış birf lunduğunu göstererek Londra konferansında kı temin etmekten ibi hakika o gündenberi teleri, Naşaşibinin tem detle ısrar etmektedirle taraftan Beyruita müftü Hiği altında toplanan şöyle bir karar verilm ePilistin nasyonali: halif olan Naşaşibi parti kerelere iştirak ettirilm sek Arab komitesi Fi

Bu sayıdan diğer sayfalar: