23 Ocak 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

23 Ocak 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SĞERÜLÜL, BİN SENE EVVELKİ İSTANBULUN HALİ stanbulun tarihi hakkında bir etüd gözüme ilişti. Muharrir, bin şene evvelki İstanbulun so- kaklarının nasıl olduğunu anla tıyor. Bin sene evvel İstanbul so- kakları çok dar, yamru yumru imiş. Binbir lisan konuşan birçok | insanlar bu dar sokaklarda gü - Tültü, patındı ederler, kaynaşır, du- rurlarmış.. İşte bin sene evvelki İstanbu - lun manzarası.. Bugünkü İstan - bulla ne farkı var, diye düşün - düm.. Bulamadım.. Siz ne dersi- niz?. AÇIKGÖZLÜĞÜN BU DERECESİNE PARDON HÂDİSELER KARŞ!SİNDA Son Telgraf tetkik, tahkik edilecek ne var, an liyamıyorum.. Alan razı, veren razı. Ortada kandırma yok ki. BİZ DE SÜR'AT ASRINDA YAŞIYORUZ İngiliz gazetelerinin verdiği şu bavadise beakınız: Bir İngiliz tay yareci, saatte B00 kilometre sür'at-| le uçan bir. tayyare İle Paris: Londraya #1 dükikada gelmiş.. Pa- risle Londra birbirine bu kadar yakın iki şehir oldu.. Biz de arasıra, sür'at asrındayız,| diyoruz. Pakat, bu sözü, biz değii, onlar söyliyebilirr.. Akşam üzeri bir tramvaya biniyorsdauz; Sirke- ciden Şişliye bir saatte gidiyor « sunuz.. Hey gidi sür'at akrı hey.. Şu tramvay şirketi de, amma a- | FAKAT BÖYLE SÜR'ATİN Çıkgöz nesne imiş. Hükümet, şir- keti satın alacak, malüm.. Şirket bu arada, bütün borçlarını da hü- kümete devretmek niyetinde imiş. Allah Allah.. Peki, şirketin şim - diye kadar kazandığı milyonları neden devretmiyorlar, acaba?, Babalarının en akıllı evlâdları, vaktile İstanbula gelip bu tram - ıv::Mıiııihımudır,dı- Fındıklıdaki, eski Satle elektrik şirketine aidi binada bir mesele ol- du., Gazeteler, yazıp düruyor. Bu binaya vaktile yüz bin küsur lira kıymet takdir edilmişken, sonra, şirkt bunu 250 bin liraya Deniz - banka satmış. Peki amma, bunda BİZE LÜZUMU YOK Geçenlerde, Londra mahkeme- lerinde, bir günde 469 boşanma davasına bakılmış.. İngiliz gaze - teleri bunu bir rekor olarak kay dediyorlar. Ne diyeceksimiz, bu da Bsür'at asrı icabı.. — Aman, böyle sür'atin bize lüzumü yok.. SARIŞIN KADINLAR HOŞA GİDİYORMUŞ Gazeteler ne tuhaf şeyleri ha- vadis diye, yazarlar.. Cemubi A- merika erkekleri sarışın kadın - lardan hoşlanırlarmış. Peki amma, bu da bize derd mi Yahu, biz nelerden hoşlanıyoruz.. kimsenin yazdığı, çizdiği yok.. Şu | Amerikanın her şeyinde bir fev - kalâdelik görüyoruz, vesselâm.. AHMET RAUF I KUUK HABERLER * Kızılay — cemiyeti şubatın 11 inci günü Ankarada vereceği senelik balo için lanınmış şan'at- kâr Tino Ronsiyi angaje etmiştir.| Mumaileyh şehrimizde bız kon - serverscektir. * Merkez Bankası #ıki umum | Mmüdürlerinden Bay Salâhaddin Çam Cenevrede afyon - kongresi azalığına seçilmiştir. # Efganistan maarif müsteşar- lığiha tayirni'olunan maarif mü - fettişlerinden İsmail Hikmet bu- gün şehrimizden hareket edecek- | tina * İstihöul - Ankara arasında | yapılmakla olan 3 üncü telelon hattile Çorlu - İstanbul arasın - daki yeni hat pek yakında bite - cektir. ** Et toptancıları yine zam istemektedirler, Bu yüzden mez- bahada hayvan kesimi azalmıştır. ** Bir müddettenberi Alman - yyadı bulunmakta olan vicaat u - | mum müdürü Bay Hayri bu sabah şehrimize dönmüş ve saat 9 ire - nile Ankaraya hareket etmiştir. * Taksimde Gümüşsuyundaki Mmühendis mektebinde yeni bir ya- takhane binası ile bir mutfak ya- pılmıştır. Yeni binada (450) tale- be için yer ve ayrıca mütalea sa- .yan Melek çok şık ve zarifti.. So kakta yürürken, onun Suna ka- dar yetişmiş bir kızı olduğuna kimse inanmazdı. p Sunanın annesi şen bir sesle Re- gadı önledi: — Uğurlar olsun Bay Roşad., Görünmez oldunuz artık? Bu kâa- dar erken nereye böyle? Reşad hürmetle başını eğdi ve gaç kadının elini sıktı: GÖKYÜZONDE AŞK YARIŞLARI Karı Kocayı ğ İple Boğarak SA Öldürdüler Sıvasta kanlı bir cinayet ol - muştur: B Sıvasın Kayadibi - nahiyesinin Kartalca köyünde oturan Aşir is- minde bir adam ile karısı Hatice üç kişi tarafından boğularak öl- dürülmüştür. Katiller, saf karı ve kocayı, Ha- ticenin sar'a hastalığını kesmek üzere 50 altın lira mukabilinde büyü yaptırmağa ikna etmişler | ve sözde büyü olarak da; evvelâ | erkeği, sonra kadını bir direğe bağladıktan sonra: — Şimdi, ikinizin de boynunu- zu İplerle sıkıştıracağız Nefes a- Tamıyacak bir hale geldiğin za - man şu muskayı kalburun için - deki 50 altına üfleyeceksiniz. Bü- yü bu süretle tamamlanacak!.k Demişlerdir. Aşir ile Hatice bu şekilde bağ- landıktan sonra; boğazlarını sa - ran ipler merhametsizce sıkılarak öldürülmüş ve büyücü - katiller paraları alıp kaçmışlardır. Jan - darma vak'adan biraz sonra üçü- nü de yakalamıştır. lonları da mevcud bulunmakta - dir. Yazan: İskender V. SERTELLİ — İşe gidiyorum. Vallahi, ba - bamın bu muzipliği beni dostla - Tımın yanında da mahcub etti. İz- mire gelir gelmez başıma yo - rucu bir İş sardı. Gözümü aça miyorum. — Hakkınız ver! Evlerimiz çok | uzak.. Birbirimizi görmemize im- kân yok. Reşad bu istihzaya dayanamadı: — Kabahat benddir.. İtiraf e - derim. Fakat, tesadüfler beni çok gaşırtmış, hatta — sersemletmiştir. Ne demek istediğimi anlıyacak ka- dar yüksek ve ince bir zekâya ma- Hayat Pahalılığile Mücadele Ticaret Odalarının Çalışmaları Ticaret Odaları, hayat pahalı - lığına karşı mücadele mevzuu Ü- zerinde çalışmalarına devam et - mektedirler, Muhtelif maddelerin yükselme- sine safk olan âmiller tetkik o - lunarak bunların ortadan kaldı - 'Temiz Kararı Kısmen Tasdik| | rılması için alâkadar makamlar | nezdinde teşebbüslere girişilmiş- tir . Diğer taraftan muhtelif madde-| lerin toptan ve perakende Satiğ- ları da Ticaret Odaları tarafından günü gününe takip edilerek lis « teler tertip olunmaktadır. Bunlar; hayat pahalılığı bahsi- ne ve her maddenin muhtelif şe- hirlerdeki fiyatlarının muk»"* - sesine yarıyacaktır. Halk Tipi Radyolar Posta , telgraf ve telefon mü- dürü Şerafeddin beyanatta bulu- marak radyo ithal ve satışının bir inhisar altına alınmıyacağı ve $ | dâmbalı halk tipi radyoların as- gari 10, azami 30-35 liraya satı - lacağını söylemiştir. Nafia Vekâleti pek yakında bu kabil radyoları Avrupadan getir- tecek ya kendisi posta, telgraf ve telefon merkezlerinde satacak ve- yahut ta bilvasıta satışa çıkara - caktır. Şaha detnameler Pula Tabi Olmıyacak Badema orta mektep şahadet - namelerinin puldan muaf tutul- ması kararlaştırılarak bu | karar dün Maarif Müdürlüğüne tamim- le tebliğ olunmuştur. Ayni tamime göre tasdikname lere de, şahadetnamelere yapış - tırılan pulun yarısı yapıştırıla - caktır. SiDEŞ NB Fakirler İçin Aşhaneler Bir müddettenberi Ankarada bulunmakta olan evkaf başmüğü- rü bugün şehrimize dönecektir. Başmüdür; inşaatı ikmal olu - nan Eyübdeki fakirlere — mahsus aşhane kadrasile diğer evkaf iş- leri hakkında umum müdürle te- mas etmiştir. BİngğDüşi “Deli Yorgi,, nin Gemisi Geçen gün, Sirkecl rıhtımında bağtı iken bir infilâk neticesinde batan «Deliyorgi» — isimli balıkçı gemisine ald tahkikata bugün de devam olunmuştur. İştialin hangi sebebden ileri geldiği henüz an - laşılamamıştır. Cerrahpaşa hastanesine kaldı- rılmış olan yaralıların sıhhi vazi- yetleri iyileşmektedir. rTum! Sunanın annesi o gün o kadar şirin, o derece güzeldi ki.. Reşad bu sözleri söylerken, bir aralık gözleri genç kadının gözle- rine takılıp kaldı.. ve titedi. Bu titreyişin manası neydi? Reşad neden sarsılmıştı? Bu anda Sunanın hayali gözü- hün önünden geçti. ) Suna, annesinin yanında o kadar | cılız, o kadar sönük kalıyordu ki.. ve gözlerini birden yere indirdi. Sustu. Bayan Melek gülümsedi: — Pekâlâ. Ben de susacağım. Ne dömek istediğinizi anlamakla beraber, madem ki anlamış gibi görünmemi istiyorsunuz.. Öyle ol- sün. Reşad ayrılmak istedi: vallahi. Size karşı çok kusurum liksiniz. Fazla birşey söylememe | var. Bay Tahiri de ziyarete gele- müsaade etmiyeceğinizi umuyo - — Bauşımı kaşımağa vaktim yok| Geğil, bana saygı göstermiş olur- F TA LA N TTT Z SAAT TP T NSN L YENNNRY A DŞ TT T REE gi Z AA POLİS| Umm | Ve.. Mah kemeler İnebolu Vapuru Faclası Mulıak_emasi Kısmea Nakzetiti Bundan birkaç sene evvel İz - mir limanma bir gece vakti girer- ken batan İnebolu vapuru faciasi muhakemesi — sonunda kaptan ; Mehmed Ali hapse mâahküm o - lunmuştu. Temyiz mahkemesi bu hükmü tasdik etmiştir. Yanlız; ayni hük- me göre, kaza esnasında bir ço - cuğu ölen İstanbul poliş memur- larından Necmeddine Denizbank idaresinin 1000 lira tazminat ver- meci hakkındaki karar nakzolun- muştur. Bu münasebetle evvelki gün İz- mir Ağırceza mahkemesinde bu cihetten davaya nâkzan tekrar ba-! kılmağa başlanılmıştır. Bu celsede Necmeddinin vekili avukat Vehbi de hazır bulunmuş-| tur, Müuhakeme; kaptan Mehmed A- linin kaç sene idare hizmetinde | bulunduğunun ve hizmet müddeti| içinde herhangi bir ihmali gi lüp görülmediğinin Denizbank u- mum müdürlüğünden sorulup taz- minat için ona göre yeni bir ka- rar yerilmesini kararlaştırmıştır. Detizbank umum — müdürlüğü bu cihetlere cevab verdikten san, ra muhakemeye tekrar devam o- Tunacaktır. KISA POLİS HABERLER! * Ahmed oğlu Ali adında biri Kadıköyde adan geç - mekte olan tramvaydan atlamak istemiş yere düşerek başından ya- ralanmıştır. 4 3051 numaralı otobüs evvelki akşam Şişhane yokuşundan çık- makta iken şoför Şevki idare- sindeki 2821 numaral: otomobile çarparak mühim sutette hasara uğratmıştır. * Küçükmustafapaşada oturan| Remzi adında biri sokaklan geç- | mekte iken Arslan adında bir ço- cuğun attığı taşla başından ya - ralanmıştır. € * Karagümrükte oturan Meh- med oğlu Tevfik adında biri Sir- kecide şoför Cemalin kamyonun- dan bri lâstik çalıp — savuşurken 'yakalanmış adliyeye verilmiştir, ve Tahtakalede Rızapaşa arsa - | sında topaç çevirmek yüzünden | çıkan kavga netlcesinde 14 yaşın- da İsmet adında bir çocuk bıçak- la arkadaşı 13 yaşındaki Aliyi ba- cağınm iki yerinden yaralamıştır. Ali tedavi altına alınmış İsmet ya- kalanarak tahkikata başlanmıştır. Bayan Melek birdenbire kaş - larımı çattı. — Birakın canım şu adamı, Siz beni ihmal ettikten sonra onun lâfı mı olur?! Tahir sadece Suna- nin babâsıdır.. Anlıyor musunuz? Roşad şaşkın şaşkın genç kadı- nın yüzüne bakıyordu. — Sizi şerefimle temin &derim | ki bu sözünüzden hiç bir mana çı- karamadım. Galiba geceki ser - | semliğim hâlâ devam ediyor. Bayan Melek birdenbire Reşa- din elini tuttu: Bu Bir Teşhis Hatasıdır Çünkü Parayı Çalan Ben Değilim, Adam Resme Baktı Dolandırıcıyı Bana Benzetti — Hani sen bana söz vermiş « tin, bir daha mahkemeye gelmiye- cektin?!.. Suçlu Arap Sübri önüne baktı ve gayet yavaş bir sesle: — Bu sefer kabahatim yok Bay hâkimciğimi. İsterseniz, evraka Bakın bir kere... Sultanahmed ikinci sulh teza Retsi, evrakı gözden geçirdi, son- Ta suçluya: — Anlat bakalım, Sabri, dedi. Şu Gülhane hiküyesini.. İhtiyarı nasıl dolandırdın?.. — Ben masumum Bay hâkim. Dinim hakkı için ki, matumum.. Bu sefer hiç suçum yok.. Bir yan- hştık yüzünden geldim — buraya- Herifçi oğlu, Emniyet Müdürlü - günde sabıkalıların — resimlerine bakarken, kendisini dolandıran a- damı bana benzetmiş ve : <Para- mm çalan bu. adamdır.. - demiş. Halbuki... Mazmun boymunu büktü: — Halbuki ben onun parasını çalmadım. Bu bir teşhis hatasıdır. Hâkim evrak arasındaki müd - dei ihtiyarın ifadesini okudu: «O , gün, Gülhane hastahanesinde yat- makta olan kızım: ziyarete gitmiş- tim. Bahçede bir kanapeye otur- | muş, içeriye çağırılmamı bekli - yordum. Bu sırada, yanıma, orta Ayaşlı sonradan isminin Avram ol- duğunu öğrendiğim bir adam gel- di. Ve benimle konuşmağa başla- dı. Söz arasında nereli olduğumu sordu. Ben İnebolulu olduğumu söyledim. O yüzüme hayretle ba- karak: «Ya — öyle mi?.. » dedi. «Hemşehriyiz desene.. Ben de İ- neboluluyum.» Biz bu zatla. tat- h tatlı konuşurken. yanımıza ba- ganda fötr şapka, üstünde yeni ve| siyah bir elbise bulunan tahminen| otuz yaşlarında, siyah saçlı, kara gözlü, siyah ve kerik bıyıklı, es- | | mer bir adam geldi.» Hâkim suçluya baktı" — İhtiyartn tarif ettiği zat, zam- nedersem sensin, değil mi? AÂrap Sabri itiraz etti. — Hayır -beyim. Bir defa ben fötr şapka giymem.. Reis gülümsedi: — Fakat iş başında giyersin, ca- mum!.. — Sonra ben esmer de değilim. Bana Arap Sabri, derler. Hâkim ifadeyi okumakta de - vam etti: «Meğer bu adam, Avramın ar- kadaşı imiş.. Yanımıza — oturdu. Şuradan, buradan konuşmağa bap ladık.. Fakat bir aralık yanımıza sonradan gelen zat, ceplerini ka- rıştırarak: — Paramı kaybettim, paramı pırdadı.. Fakat bir şey söyliye - medi. Bayan Melek şehevi bir bakışla| Reşadı süzdü. — Beklerim... Reşad elini, ateş kaynağına düş- müş gibi, birden çekti. Benzi sap- sarı olmuştu. Genç kadının: — Beklerim.. Sö- zünü cevabsız bırakmak istemedi. Gözlerinin içi güldü. Ve bir kelime ile cevab verdi: — Geleceğim... Ayrıldılar * — Evimizde hâkim benim.. Aile| — Reşad o vabah dairesine gider- reisi benim.. Onu bu mevkie ge- | ken, tatlı bir rüya içinde yâşıyor. tiren, adam sırasına geçiren de | gibi, gözleri baktığı yeri görmü- benim. Dahası da var: Ailemiz ol-| yor.. Beyninde: «Beklerim... Ge- dukça zengindir.. Bu servet de be-| leceğim...» kelimelerinden başka nimdir, Evimize gelirseniz, Tahire/ bir şey işlemiyordu. . Bayan Melek, Reşadi büyüle - sunuz! " miş miydi? Reşadın vücudünü korkunç, ya-| — Reşad, sevdiği bir kızın anne- kıcı bir ateş sardı.. Dudakları kı- | sile sevişmeyi havsalasına sığdı - | | plân mucibince şebekenin slah Sığnak İnşası Memleketin Her Tarafında Faaliyete Geçildi Hava taarruzlarına karşı pasif korunma kanunu mucibince inşa edilmesi lâzım gelen umuml sı « Bınakların yapılmasına İzmirde ve karsta başlanmıştır. Bunlardan | bir tanesi İzmirde ikmal olun - müştur. Şehrimizde de sığınak İnşantı - na önümüzdeki günlerde başla - nacaktır. Evvelâ bazı mücsseseler tarafın- dan yapılacak ölan bu sığınaklar bir tip ve bir örnek üzerine tesis olunacaktır. Şehrimizde içcisi çok olan her fabrika da muhakkak a- mele ve müstahdemlerle memüur- lârı için scap eden büyüklükte sı- Hinak inşa ettireceklir . ee el Sular İdaresi maları Tedkik Ediliyor Sular idaresinin — muamelâtını tetkik maksadile Nafıa Vekâleti şehrimize bir heyet göndermiştir. Bü suretle idarenin «Terkos şir- keti» nden sonra yaptığı ıslahat faaliyeti de tebarüz edecektir. Bu hususta hazırlanmış olan bir ve tevsilne mütemadiyen devam olunmaktadır. Ezcümle 936 sinde yani «terkos şirketi. zama- nında 21 bin 530 aböne varken bu yıl aböne sayısı 22 bin 666 ya bu- liğ olmuş ve bunlara «lâ> milyon 99 bin.752 metre mikâbı su ve- rilmiştir. çaldılar!.. diye - söylenmeğe baş - ladı.. Adam, bizden şüphelendi ve ön-) ce Avramın, sonra da benim cep- lerimi aradı. Fakat bulamayın - ca, şaşkın şaşkın yanımızdan ay - yıldı, gitti. Eve geldiğim zaman, cebimdeki yirmi beş lranım yerinde yeller estiğini gördüm. Ve bunun üze- Tine polise mürucaat ettim.» Reis, müddeinin Yadesini oku- yup bitirdiktek —sönra , maznut Sabriye döndü: — Demek ihtiyarın tarif ettiği adam sen değilsin, öyle mi?.. — Vallah ben değilim, bu san - attan-artık vezgeçtim... — Hangi sanattan? — Yankesecilikten, Artık doğ- Tu dürüst bir adam oldum. Sabri bir zavallı hali takındı.. — Fakat bir insanın adı çıkma- sın, bir kere.. İşte böyle sebepsiz yere mahkemelerde sürünüyoruz.. Mehmet Hicret ramadığı gayri ahlâkt bir hâdise olarak, daima nefretle karşıladığı halde,, şimdi bu hâdisenin kahra- manı kendisi mi olacaktı? ©O halde Yeşilköyde Perihanı al- datan ve annesi Pakize ile gizlice sevişen Nihadın ne günahı vardı? İstanbulda iken bu delikanlıyı ne-| den tayib etmişti? Bugün kendisi de Nihadın mevkiine düşerse, Re-| şadın o macergperest gençten ne farkı olacaktı? Yöküdü Öksürdü, Gözlerini kırpıştırarak etrafına bakındı. — Kimseler yok.. © kendisini birinin takib, etti - ğine zahib olmuş ve yüzleşince: — Sen ne utanmaz adamsın! Diyecekmiş gibi korkmuştu. Belediyenin büyük — mermer merdivenlerinden çıkarken yüreği titriyordu. | İspanya Ve Devletle! îc;—'/?ıâwa Yazan: Ahmed Şükrü ESMİ İspanya meselesinin, aınkd hâd bir devrine girmiş buli Huna şüphe yoktur. Geçen yirmi Üüçünde İtalyan kıt'alif nin da iştirakile başlıyan Kali lonya taarruzu, bütün hızile & vam etmekte ve hükümetçilef ri çekilmektedirler, — Kat cephesindeki tazyiki hafifletmi için hükümetçi kıt'alat Birişilen taarruz netico | miştir, Franko bu cepheden YÜ ptlan taarruzu önlediği gibi, Kf talonyadaki ileri hareketine devam etmiştir. Taragona'nın galinden sanra Katalonyada Bi kümetçilerin ellerinde kalan rak, Barselona ile etrafındam zettir. Bu şehrin de düşmek bulunduğu bildirilmektedir. Katalonya Franko'nun elint çecek olursa, hükümetçi İspaf nın Fransa ile muvasalaşı b tün kesilecektir. Bu cephede best kalan askerlerini Valan ve Madrid üzerine sevkederek keri harekâtı nihayetlendirebil cektir. Şimdi böyle bir ihtimal Küf şısında herkesin sorduğu sua) dur: Franko zafer kazandık sonra vaziyet ne olacak? Fraf sada ve İngilterede sol cenah reler bu zafere mâni olmak son bir teşebbüs — yapmı Karışmazlık politikasının kat'f lâsı karşısında hükümetçi taff fin yardımdan mahrum mamasını istemektedirler. İngilterede bu istek parlâmel ya bile götürülemedi, Çemberlayn, parlâmentonun İ timas çağırılması — için parti lideri Atli tarafından Sıra iki defa yapılan teklifi detmiştir. Binaenaleyh İngili işçi ve liberal zümrelerin metçiler hakkındaki sempati Hazete sahifelerinde çıkan yaff lara inhisar etmiştir. Fransaya gelince; gerçi 1 burada parlâmentoya aksettifi miştir. Ve günlerdenberi Müzakere, e ki metçiler hakkındaki sempati 'nız sol cenaha münhasır değili Fakat Fransız hükümeti kafif ne, harici politika üzerinde lerdenberi devam eden #aya salı günü cevab vereci Fakat bu cevabın mahiyeti ) günden anlaşılmıştır. hasında, Katalonya — hudi açsa da hükümetçiler İngiltere hükümeti, Pranköfi zaferine geçen senedenberi Görülüyor ki şimdi de hükümeti böyle bir neticeyi bul etmiştir. Bu şartlar altında, gerek Pi da ve gerek İngilterede zaferinden sonra İspanya tinin alacağı şekil, umumi alâkadar eden en ehemi mesele halini almıştır. Bu, raftan Franko ile kendisine İ dim eden iki devlet a mMmünasebetlere, diğer taraftâf | Frankonun iki demoktat d karşı takib edeceği siyaset€ lıdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: