28 Şubat 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

28 Şubat 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ İSTANBULUN İHTİYAÇLARI | Bugünkü Koca Şehir Ormanlarla Kaplı İdi Ağaç ve Yeşillik Sevgisi, Zevki şılanabii Halka üyük şehirler ağacı, yeşili çok olan beldelerdir. Mede- hiyet tabiate doğru daha çok saamak, tabiati daha iyi anla - g tör. Medeni şehirlerde, tabi - Seven, istismar eden, insan - a toplandığı merkezler oluyor. Bizim İstanbulumuzun her şeyi hh'k Ağacı, yeşilliği de eksikdir. l ae — Yakın zamanlara kadar a- Sokul, G bir program yapılmıştır. Şehx t ::_ fiplak semtlerine on binlerce ! AÇ dikilecektir. Bilhassa say - , eğlence yerlerinde a- ilâyet fidanlıklarında ye- a abırmk fidanlar yetiştirili « Buray,” taraftan yetişenler, şuraya YA dikiliyor. İzmirden, daha tiliyor “Atakalardan fidanlar getir- BK Vapurlarla İstanbula gi - Sej ım'_’v gıplak bir halde görülen İye, Haydarpaşa sahillerine Ya çiçklerine ağaç dikilecek. Flor dan piş MA dikilen 30 bin fidan- Yüz b:r kısmı tutmuştur. Daha N fidan dikilecektir. a İn ağaçlandırılması mev - mueı..îık* ettim. Alâkadar bazı &dindi, irle HD;uşmm. Bazı fikirler - Aşağıya yazıyorum: İstanbul ve tivarı çok seneler &vvet geni Benİş ve kıymet; -| Bi etli ormanlar- STaanları ha Bzlçinin rağbette olduğu ?;ldt Yenlden korular öa “Ştirildi. Bir parça şehir yeşik- 86 büründü. lkan harbi, umumi harb ve Na ÂAsıld İdam Ve devir- ilyam Parvis... jüri heyeti | Salben idamınıza karar ver- | mürekkeb jüri in, Burkeli öldürdü- t getirmiş ve bu hük- Zç Meş'um kararı tebliğ et- aç fan mazmün sandalyasın- “Mran on dokuz yaşlarında ka- “Kıişıklı bir delikanlı ayağa da Yörgaei” Mesumu mahküm edi - Bi Ki / Fakat, şunu iyi biliniz 'Çbiriniz xahat yatağınızda Öl- hiz, ve hepiniz benden iniz... Bu sözüme ni- nuz. öle HN koyy M Yunuz, )ıüî“hkumuvı bu sözleri, mahkeme k bi ç dinleyiciler üzerinde bü- fesir husule getirdi. Fa - #onra hezeyan, dediler geç- | Kün sonra Parvi hapishane-| halça , Fünda asıldı. Bir müddet %u_nlw)ıir olunduktan sonra in- Ünun ktor muayene etti. Mah- & K hefes aldığını hayretle gör- Bülmaşş> bir adamın iki defa Sin !_mh_; ;'mm.de vermediği i- nif“'“'uuııu Hpisbane hastanesine vi Buni yak'a 1893 de geçiyor. Halk | “ihce Parvisin masum ol- | Fin sebeble “Panrr ölümü: | Hörne Nasıl A İstanbulun ağaçlı, yeşil köşelerinden biri mütareke yıllarında, şehrin ağaç mevcudu yine eksildi. Çünkü, halki odun ihtiyacile kıvranıyordu. Ya- hud da yapı, sair inşaat malze - mesi sıkıntısı vardı. Mühim bir kısıra ağaçlar kesildi. Ormanları, ağaçları korumak için kanun, ka- yıd yoktu. Boğaziçinin mühim bir| kısım mıntakaları, bu devirde çıp- lak bir hale geldi. Kâğıdhane, Çam-| hea ve Çamlıcalardan Alemdağı- na kadar uzayan saha, Bakırköy ve havalisi hep bu devirde ağaç- sız ve çıplak kaldı Ağacın sıhhi faydaları, güzel - lik bakımından lüzumu, şehirci noktasından zarurt oluşu, eskiden| takdir odilmiyordu. — Çünkü, bu mevzuları bilen insanlar tektük- tü, İstanbulda buğün gördüğünüz | parkları, ağaçlı yolları vücude ge- tiren, eski şehireminlerinden ope-| ratör, general Cemil Topuzludur. Halbuki, modern şehirlerde, park- larla, bulvarlarla iktifa etmiyor - lar. Şehirlerin yambaşında, yahud! yakınında ormanlar vücude geti- | ı, Fakat ölmedi Kararı Verildiği Zaman O Jüri Âzalarına Şöyle Haykırmıştı: a Silsiakkemk L BÖ B BÜR Te . ee B Masumu Mahküm Ediyorsunuz, Şunu Biliniz ki Hiç Biriniz Ra.hal atağınızda Ölmiyeceksiniz ve Hepiniz Benden Evvel Öleceksiniz nü istemediğini söylemeğe başladı.! jüri heyetini bir korkudur aldı. | Mahkümun söylediği sözleri ha- | tırladıkça uykuları Kaçıyordu. 46 sene sonra, gçgen ilkteşrinde Parvis 64 yaşında olduğu halde hastahanede öldü. Masumiyetini iddiadan bir an hali kalmıyor ve kendisini mahküm eden jüri he- yeti azalarının birer birer öldük- İerine şahid oluyordu. Hakikaten bunların biçbirisi ya- | taklarında ve rahat bir ölümle öl- % medi. Sonuncusu, j. Z. Kuk da, | Parvisden dört gün evvel bir oto- | mobil kazasına kurban gitti. | Parvis, 1920 senesine kadar ha- | piste kaldı. Ölünciye kadar da ka- | 0 ea kiasnmninim » öti üülüllek di | takım tetisat, yollar vücude geti- | bilebildiğine canı sıkılıyordu. mi dul haj na yaj yor <nti — riyorlar, Yahud, mevcud orman - ları ıslah ediyorlar, | Tıpkı, şehir içindeki parklar gi- bi, bu ormanlar da halkın gireceği.| hava alacağı sahâlar haline geti - riliyor. Bu ormanların içinde bir tiliyor. Ormanlar, şehre munta - | zam yollarla bağlanıyor. Bu yol larda her nevi seri ve rahat nakil vasıtaları işletiliyor. İstanbulda, Boğaziçinde birkaç koru vardır. Fakat, bu korula - rın hemen hiç birinden istifade e- dilemez. Çünkü, bunlar hususi şa- hıslara aiddir, Belediyenin bu ko- ruları, istimlâk etmesi, ıslah ede- rek, şehir halkının — İstifadesine arzeylemesi lâzımdır. Ormanlara gelince? İstanbula en yakın ormanlar, Belgrad ve A - lemdağı ormanlarıdır. Fakat, bu ormanlara giden muntazam yal yoktur. Bu ormanların içinde te - Si£at, yol ve İstirahat esbabı temin) edilmiş değildir. Bu ormanlar 1s- laha mühtacdır. Bugünkü halle - (Devamı 7 inci sahifede) lacağı zannolunuyordu. - Halbuki, joe Biyar adlı birisi, ölüm döşe - ğinde günahını çıkarmıya gelen papasa, Burkelin katili olduğunu, Parvisin baksız yere mahküm e- düldiğini itiraf etti. Bunun üzerine — Parvis derhal tahliye olundu. Kolumbiya bele- diyesi kendisine 5,000' dolar taz- minat verdi. 27 sene hapse muka- bil 5,000 dolar!. Parvis, hapisten çıkınca, ken sini mahküm eden jüri heyetinin | isimlerini bir kâğıda lardan birinin öldüğünü haber a- lınca hemen İisteyi koynundan çı- karıyor, geniş bir nefes alarak ö- lenin ismini siliyordu. 1930 de hastalandı. Son demle- | rinin yaklaştığını hissetti. Buna müteessir olmuyor, yalnız lişte- deki isimlerden yalnız - on birini | |asn bi bis, zü kazı Zayıflamış, âdeta bir temel çi- visine dönmüştü. Güçlükle nefes iliyordu. Arasıra yatağında sayıklıyordu: — Ölmek istemiyorum. Ölmek | #stemiyorum. Kukdan evvel öl - mek istemem... İstemem... Bir gece, hastabakıcılardan bi - risi eğildi, yavaşça Kukun ölüm haberini verdi. Parvis bin müşkü- lâtla doğruldu: — OM! Şimdi artık rahat ölebi- lirim... Dedi ve son nefesini verdi. yet K avin | güzanların locasına götürmesi em- | Fini verdi, ŞAİR DERDİ — &y doktor, son zamanlarda » Yazdıklarınızı | tekrar okumayınız, uyumazsınız. KÖYLÜ AKLI: M Böre tren hattı sizin çiftliğin orta- sından geçecek... i Köylü zaman kapıyı kim açacak? Ben ihendis.— Yaptığımız plâna — İyl amma, tren geçtij GARİB BİR KİRACI: —C — Gazetede bir ilânınızı oku - im: Lâboratuvarlar için küçi yvanlar satıyormuşsunuz? Ba- yüz tane sıçan bulabilir m niz?. — Hay hay!, Mikrob tecrübeleri pmak için değil mi?, — Hayır!. Apartımanı değiştiri- Tum. Konturatımda, apartıma- kiraladlığım zamanki halile teş- lim etmek meceburiyetindeyim. TÜNEL GİBİ BİRŞEY: — — Baba, ebediyet nedir?. — Bışı ve sonu olmuyan — Ah, evet! ürşey, 'ünel gibi birşey desene. erdelya Lin nasıl filim yıl- dızı oldu, biliyor musunuz? Bunu bir Amerikan mecmu- ndan naklen aşağıya olduğu gi- yazıyoruz: — Rica ederim, mösyö... Filim çevirmek için kime niüracaat et- meli?. Meşhür sahne vazu Ernest Lü- , tatlı bir sesle söylenen bu sö- işitince başını kaldırdı, güzel n sevimli çehresini güzdü, ve: — Bana!l... Dedi. Genç kiz, aradığı adamı bulmaktan müteveliid bir sevincle: — Yıldız olmiya, servet kazan- muya karar verdim. Fakat, bida - de az bir şeye kanaat ederim. Bana bir rol verir mişiniz?, Ernest Lübis bir ıslık çaldı, mu- i çağırdı. Bu genç kızı, fi- | a Yeni Bir Meskena ahallenin temiz, havadar ol masına dikkat etliniz mi?, tasyonlardıa: az ve benzin de - polarından, havayı ifsad eden dü- lâzımdır. Rutubet de sıhhato mu- zırdır. Bunu da dikkat nazara al-' narlarında bulunan evlerde az çok, Tutubet bulunur, şehrin cenub mıntakasında, seçil- melidir. Hiç olmazsa cenubu gar- YeniBir KordeliyaLin Nasıl Sinemacılığa Atıldı ? Taşınırken M Bunun, fal lardan, is - man ve tozlurdan uzak bulunması mak lâzımdır. Deniz ve dere ke- Evler ve apartımanlar — daima bisinde bulunmalıdır. Evlerin, a- Yıl'dız: — Çabuk bir kostüm tedarik et, giyindir. Bir çeyrek sonra filim sahnesinde bulunmasını isterim., Kordeliya Line bir Rus hizmet- çisi rolü verilmişti. Bunu o kadar muvaffakiyetle oynadı ki hazır bu- | lunanlar biribirlerine soruyorlar- | di — Bu genç kız kim? Nereden, ne vakit geldi?. Lübis gülerek cevab verdi: — Bunu henüz ben de bilmi « yorum. Fakat herhalde öğrenece- ğim Bir aralık genç kıza: — Fil m çevrildikten sonra bü- roma geliniz, sizinle konuşmak is- tiyorum. Dedi. Kordeliya bir günde şöh- ret kazanmıştı. Altı ay sonra yıl- | beşte biri nisbetinde ince kum ve- | malıdır. dızlar sırasına geçti. Birçok fi « | dümler çevirdi. Ka ? 5—SON TELGRAF Sıhhate Muvafık Bi / Surette Nasıl Yaşanır? partımanların, şimal cihetine ba- kan odaları salon, yemek salonu ve büro olarak — kullanılmalıdır. Yatak odaları havadar ve güneşli kısımlarda bulunmalıdır, Duvarlardaki Rutubete Karşı Eğer evinizi, apartımanınızı dik- katle geç e rutübet — yoktur, Buna dikkat etmediniz, — edecek vaktiniz. bulunmadı, düvarlarda da rutubet varsa bunun biran ev- vel önünü almalısınız. Bu, güç bir şey değildir. Sadece duvarları, a- | Şağıdaki tertib lo sıvamak kâfidir.| 1 litre söndürülmüş kireç, 1 lit- re adi tuz, 4 litre su, İyice karıştı- rarak kaynatınız. Her litre için 20) gram şap, 10 gram sulfat dö fer, 15 gram sulfat dö potas, litrenin ya kemik tozu. Bunlar gayet ince döğülmüş ol- Bir fırça ile duvarın ru- 1 yerlerine sürmelidir. Yeni yapılmış bir eve veya a- partımana girmezden evvel, bü- | yük bir mangalın içerişine kümür | doldurup yakmalı, sanra odanın koyup kapıları, pencere- | leri kapamalı, İki saat geçti mi, pencereleri, kapıları açmalı, ha - urmalı. Boya Kokularını İzâle Etmek İçin “ŞUBAT 1ti Yeni EV, Rüiüğ)e;f, B-;yŞ K(;knursur, Yatak, Uyuma Şekli, Uyku Kaçınca... taslara, çukur tabaklara su koy - malı, odasının ötesine berisine b rakmalı, Suyu, sık sık değiştifmi . Az sonra koku zail olur. Nasıl Uyumalı? Uykunun da, uyumanın da v sülleri, şartları vardır. Evvelâ, kat'iyyen arka üpü ye mamalıdır. Zira bu, — kâbuslara korkunç rüyalara ve uzuvların b | Zılarına kan hücumuna sebebiyet verir, En iyişi sağ tarafına uzanıp ve vücude hafifçe inhina verip yat maktır, Fakat bu inhina teneffür Müşkülleştirecek derece fazla ol mamalıdır. Vüçudün en ziyade dikkat edi lecek yeri baştır. Asabiler, kansız lığa müptelâ olanlrın alçak yas ftıklarda yatmalarının bir mah zuru yoktur. Fakat — kalbinden muztarib bulunanların başlâri d. a yüksek bulunmalıdır. Uykunuz Kaçar Ve Uyuyamazsanız Düşünceden veya bezhüzgi bik sebebden uykunuz kaçlı mı, şu u sulü bir tecrübe ediniz: ğ tarafınıza yatınız. Dizlerin zi kârnınıza doğru biraz bükünü nra zihnen 1-2 1-2 1-2 diye aa ımız. Şu süretle ki birleri nefe: abırken, 2 leri de nefes çıkarırke sayınız. Yüze varmadan uyuyaca Yeni boyanan odalardaki koku insanı Çok rahatsız eder. “Küçük fınıza emin elunuz!.. 1Devamt 7 inci sahifede) Katili N;.;Ü—Meydana Çıkardı? ısır zabıtaşının başında Ru- | M sel Paşa isminde bir İngiliz | kumandan vardır. Geçen- lerde Fiyom taraflarında eşi ile beraber dolaşırken Rusel Paşa yer- M şeyhlerden bahçesine misafir olmuşlar. Yanlarında Ru- sel Paşanın emirberi olan Guda | inin isminde bir adam da vardı. Fakat Rusel Paşa adamını başka bir yere göndermiş ve bir müddet sonra buluşmak üzere bir yer tayin et- mişti. Guda ayrıldıktan sonra yol- da bir kaç adamın teklifi İle kah- ( ve içmek üzere bir yerde kalmış- tır. Fakat aradan vakit geçmiş, Ru- sel Paşa' adamını sramış, bula - mamıştır. Tahkikata girişildiği zaman bir şey öğrenilememiş, Gudayı göres ne rasgelinmemiştir. Polis âmiri Kahireye dönmüş, aradan Üç gün geçtiği halde yeni hiçbir iz bulunamamıştır. Bunun üzerine Rusel Paşa bedevilere mü- racaat ederek Guda ile birlikte gezdikleri yerleri kumların üze- rinde gerek kendisinin ve gerek Gudanın ayak izlerini göstermiş- tir. Bedeviler bu izleri takib ede- rek Gudayı bulacaklardı. - Fakat bir bedevi bir müddet dolaştık- tan sonra Gudanın ayak izlerine başka bir takım adamların izleri de Karıştığını söylemiştir. Bir de merkeb' varmış. Fakat bu başılan yerler taşlık imiş. Öyle ayak izi bulmak kolay olmadığı halde Be- devi aradığını kolaylıkla bulabik miştir. Bedevi şu neticeye var - mıştır: — Üç adam vardı. Bunlardan birinin sol ayağı topaldı. Merke- (Devamı 7 inci sahifede) — d

Bu sayıdan diğer sayfalar: