8 Mart 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

8 Mart 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

|-Bütün Papalar — İtalyan mı Olacak?. *Eu, Vatikan İçin Gittikçe Ehemmiyet Bulan Bir Meseledir Papanın İntihabı Nasıl Karşıland enl Püpâanın - intihabından Y evvel imühtelif tahminler « de bulunanlar oldü. Muh- telif isimlerden bahsedildi. Fakaf ön, birinci Piden sonra Vatikan tahtına çıkacak olan yeni Papa - am da İlalyan olacağını söyli - yenler çoktu. Bu tahminde yanılmadılar, On ikinci Pi unvanile Papa olan Kar- dinal Paçelli de İtalyandır. Fakat haftalardanberi Avrupa matbuatında sütunlarca yazı ya- zılan bu mevzu üzerinde biraz durmak lâzım geliyor. Vatikan - da yeni Papanın intihabında bu- lufimak üzere dünyanın yâkin ve eki kardinallar da mişlerdi. Bu kardi - arasında siyasi bakım « İngilteredeki, imali Amerika - lar vardı., adaki ve daki katoliklerin relsleri olarak Vatikanda koönklav denilen inti- hab meclis'ne gelenler ârasında dünya vekaylini görüp tahlil et- mek tarzı bir değildi. Buna karşı belki de şöyel deniyordu Kardinalların kimisi İtalyan ve Alman, kimisi İngiliz, Fransız ve Amerikan taraftarı olmuş ne çı- kar?. Maksad Vatikan tahtına ye- ni bir Papa bulup oturmak değil midir?. Bu nasıl olsa olur, Fakat yalnız katolik değil de hiristiyanlığın diğer mezhebleri- ne mensub olan Avrupa memle : ketlerinin de matbuatı tatafından “gösterilen alâkaya bakılırsa on bi tinci Pinin yerine getirilecek ©- lan Papanın intihabı meselesi bir çok noktadan ihmal edilir gibi ol- mamıştır. Evvelâ ortaya sürülen şu oldu: Yeni Papa dünya işlerinden zi- yade ruhani işlerle meşgul ol - maktan zevk duyan bir kardinal olacak!. Bunun için de İtalyanın başlıca şehirlerinden birinin ru - hani reisi olan bir kardinalın ismi | ileri, sürülüyordu. Bu kardinal hem İtalyandı. Hem de dünya iş- lerinden değil, tamamile ruhani vazifelerden zevk alarak çalışmış ve kardinal olmuştu. İtalyan ga- zetelerinin yazılarında ısrar — ile | tekrar ediliyordu ki yeni Papa da mutlaka İtalyan olacaktır diye. Başka katolik milletlere mensub kardinallardan papa olanlar şa- yanı dikkat derecede azdır. Bu- na mukabil uzun zamanlardan « beri Papalar hep İtalyan olmak- ta devam ediyor. Bu sefer de İtalyan matbüatı - nın-bu bahis üzerinde ısrar gös- termesi- bu cihetten manalı idi. | lerle meşgul olacak bir Papa in: Fakat son netice gösterdi ki dün- Yeni Papa XII inci Pi 'ya işlerinden ziyade ruhani iş - | tihabı lâzım geldiğini söyliyen - lerin dediği olmamıştır. Bir kete | Umumi Harbdenberi gelen Pa - palar hep dünya politika işlerini iyi takib edenlerden seçilmiş ol- du. On beşinci Benva böyledir. Ondan sonra gelen on birinci Pi de mühim bir diplomat olduğu- nu gösterdi. Hilbuki Vatikanın şöyle bir an'anesi olduğunu da söylerler: Zeki, faal, dünyâ işle- rini çok iyi kavrar bir Papa in- tihab edilerek vefat ettikten son- ra onun yerine getirilecek olan ekseriya basit, kendi halinde, dün- ya işlerile meşgul olmaktan hoş- lanmaz ir kardinaldir. Bu suretle Vatikan bir müva- zene tesis etmiş, muhtelif mizac ve şahsiyette olarak birbirini ta- kib eden Papaların devirleri ara- sında bir ahenk kurmuş olur di- ye düşünenler de vardır. Bunu | kaydetmekle beraber şunu da söylemek lâzım geliyor ki on be- şincl Benyadanberi, yani şu son yirmi beş senedir Vatikan tahtı- na çıkarılanlar hep siyasi şahsi- yetlerdir. On beşinci Benva, on birinci Pi ve nihayet on birincl. Pinin son senelerde hariciye na- zirliğini — görmüş-olan — kardinal Paçelli. Hariciye nazırlığını gö- ren kardinalların Papa olmaları nadir işlerdermiş. Fakat bu inti. hab ile görünüyöor ki büyük bir ihtilâfın önüne geçmek — ve işi kısa kesmek için bulunan muva- fık bir şekil sayiliyor. On ikinci Pi de İtalyandır. Papanın İtalyan olmasını istiyen ve ekseriyeti teş- kil eden Kardinalların arzusu bu suretle olmuştur. Fakat Papünın dünya : işlerini bilen, muhtelif cereyanları takib etmiş bir devlet adamı olması lâ- zam geleceği fikrinde olan kardi- nalların istediği de kardinal P: çellinin intihabı ile yerine geti - rilmiş demektir. Kardinal Paçellinin intihabı İn- giltere, Fransa ve Amerikada iyi karşılandığı balaşilıyor. Yukarı- dünberi yazılan satırlardan bu - nun sebebini anlamak kolaydır. (Devamı 7 inci sayfada) GeaiiSoir SİNEMA ŞERİDLERİ A lmlerin hesabına göre dünya- A /da en ax ömrü olan şey Kinema şeridleri üzerindeki ttmsaller- dir. Hahikalen. sinema şeridleri — cok gabük aşınır ve azami yedi yüz defa gevrilebilir. Her çevrilişle filmin Ü- zerindeki reslin, saniyede ellide birl kadar aydınlatıldığı icin bunların ö- mürleri ancak 16 saniyeden İbarettir. Bu 16 saniye hayalı olan filimleri yap- mak için insanların sarfettiği gayreti, gektiği zahmeti bir düşünün, ZİNA CÜRMÜ ler zina ettiğine darı bilâmerhamet reemederlerdi. Yarı beline kadar toprata gümerler, taşlı- yarak öldürürlerdi. Romada, 330 senesinde kadınlar W- mum karşısında işkence edilirdi. Şari- man ve Lül devrinde ölüm cezası ve- rilirdi. O devirde Fransada, kocasına iha- met eden, bir başka erkekle münase- bette bulunan kadınların saçları kesi- eylâ, çocukluğunu Aksaray- E da mütevazı bir evde geçir- mişti.. On yedi yaşına gir- diği zaman, nişanlandı.” Muhiti | değiştirdi. Çünkü, nişanlısı Çemin| beyde otüruyordu. Leylâ da, Os- manbeye gidip geldikçe, değişi - yor, başkalaşıyordu. Birkaç defa poker partisi tertib edilmişti. Bis- küviler, pastalar yenildi, çaylar, likörler içildi, lir, bir manastıra kapalılırdı. Ölünciye kadar buradan çıkamazlardı. karlardı, erkeği de asarlardı. an da çelirekini çirkinleştirirlerdi. Tine xebeb olan âletleri kesilirdi. Polonyada erkeği, husyelerinden bir köprünün parmaklığına mıhlarlar, ya- nibaşına bir de hançer birakırlardı., Zavallı, acıya dayanamaz, bançeri alır, kendi kendini öldürürdü. Eski Mesirlilar, bu gibi — kadı erkekliri de burunlarını keserlerdi, falakaya yatırırlardı. İSPANYOL MÜLTECİLERİ FPranke'nun müzafler orduları kar- msında kaçan askerleri, sivil ahaliyi hiç bir memleket kabul, elmek iste- medi. Fransa, büyük bir uluyyucenab gösterili, bu zavallılara kapılarını a0- tı. Günde üç, dört müyon sarfediyor, Buna mukabil kazandığı net Memle- keti mikroba, bile bulamak... Fransaya gltica eden Cümhuriyetci zabitlerden on Üçünün Üserinde yir- mi milyon peçetaya yakın para çık- mışlar. | — Askerlerin heybelerinde, — eliketleri üzerinde mücevherat, allın ve gümüş birçok şeyler bulunmuştur. Bunların kiymeti 300 milyon peçeta tahmin e- dilmektedir. Evlerden, kuyumcu dük- kânlarından çalındığı muhakkaktır. Fransa hükümeti bunları tapluyor, Bilâhara İspanya hükümetline lade e- decektir. Bu iri.. Fakat kahipleri na- Bi bulünacak?.. FAPA İNTİHABI Konklar başladı. 1023 de, 15 inel Groguvar'ın — intihabında olduğu ribi birkaç gün mü devam edecek, yaksa | 1831 de, 16 inçi Greguvar'ın İatihabı zibi 62 gün mü sürecekt.. Bunun, 10 anou Geeguvar'ın İntihabı zibi iki se- e Uzaması da mühlemel.. Ayrı yti dalrelere kapatılan. kardi- maller harlcin lesirinden masumdurlar. Kardinallerin sayısı 6? dir. Papa inti- hala için 41 rey verilmesi lzınadır, J | İ Sakson'lar, zina eden kadınları vas | İngllizler; erkekleri sürerler, kadın- | İspanyada kadın ve erkek cürümle- | Artık,.o. geceden, sonra, Leylâ, nemalara da gidiyorlardı., Beyaz 1â da, beyaz perdeden, yirminci asrın bütün modern bilgisini, kül- türünü, muaşeret kaidelerini öğ- renmişti.. Artık, giyinmesi kuşanması da- ha şıklaşmış, üzerine giydiği her şeyi daha çok yakıştırır bir hale gelmişti.. OÖnün nazarında nişanlısı Ah - med Tahir, dünyanın en ince, en modern İnsanı idi.. Arasıra, evin- dü. Bütün bu yeni öğrendiklerini, Türkçesözlü Arapça şarkılı nlisıile çaya, davete gitti. He-, le bir gece, delikanlının evinde bir; | YAŞASIN AŞK ABDÜLVEHAb - LEYLÂ MURAD SÜMER ve TAKSİM. Sinemalarında birden; Biletlerin evvelden tedariki rica olunur. Bu Günkü Leylâ Yazan: — REŞAD FEYZİ sayesinde — elde di?. Eğer, Ahmed — Tahirle ni - şanlanmasâydı, hâlâ. dünyanın kaç köşe bucak olduğunu bilmi cekti. Leylâ, Ahmed Tahire dört elle sarılıyor, onu gittikçe daha çok seviyordu. Ahmed Tahir henüz yirmi dört jaşında; bir şirkette elli lira ma- etmemiş miy- aşlı bir kâtibdi. Tahsili © kadar | yoktu. Orta mektebin fkinci sını- daha çok değişmişti. Sık sık si- | fında iken, kimya dersinden ipka kalmış, bü işe canı sıkılmış, bir perdede neler öğrenilmez ki.. Ley-| daha da mektebin semtine uğra- mamıştı. Mektebi bırakınca, bir sene ka- dar serseriyane gezdi. Kahvelerde, sinemalarda vakit geçirdi. Poker öğrendi.. Sonra, eski bir aile das- tunun tavassatile, şimdi çalıştığı şirkete otuz lira maaşla güç halle girebildi. Leylâ ile nişanlanın - cıya kadar, bütün bekâr erkekler gibi, epeyce gezdi, tozdu.. Müte- vazi bütçesine göre, gençliğinin ta-| de yalnız, başına oturur, düşünür-| dını çıkardı. Babası iyi bir adamdı.. Orta | yeni gördüklerini Ahmed Tahirin' halli, bir İnsandı. Ösmanbeyde bir| "| gezmeğe götürmek, arasıra he * Dedi, Güney bu sanda filozof tavrı takındı: — Seymek tatlı, vörmek acı. Vermenin tutarı vekadar ağırlaşır, nekadar çoğalırsa acılığı o ölçü içinde artar, Az seven bu artan acıya dayanamaz. İnsan çok sevmelidir ki, her türlü maddi acıyı da- yamlabilr bulsun. İşte ben sende bu yoklamayı yaptımı ve.. Yoklamadan iyi çıktın kocacığım.. Ve. Düudaklarını uzattı, kocasını alnından öp- tü- Sonra, şen, gülen, gururlanan bir - vesle de - vam etti: — Kocacığım, benim her şeylerim senin oldu. ğu gibi senin nen var, nen yok hepsi benim olma- hıdır. «Yuvayi yapan dişi kuştur.» Sözünü unut - ma. Soven kadın, sevilen kadın için bu en başta , gelen güvan”kaynağıdır. “Beh daha senin - büşka melerin var, hiç-birisini bilmiyorum. Onları da ba- na söylemelisin: Böyle yapmamakla üdeta kendi- ni benden gaklıyormuşsun gibime geliyor! Doktor hemen canını azraile verir gibi bir sıçrayışla yerinden fırladı: — Artık hiçbir şeyim.-kalmadı. Bir yurt var, bit iki de dükkân. O kadar!. — Bak görüyor —“musun. Yine ber şeylerini benden saklıyorsun. Bu Hhal içinde nasıl sana gü- veneyim?. YOSMA —a VO V7 gaa YötAn: ETEM İZZET BENİCE Oo ua aa Dedi, devam. etti: — Hiç paranı söylemiyorsun?. Doktor, inandırmaya çâlışan bir seste ve mü- fettiş önünde hesab vecen bir işyar boynu bükük- lüğile: — İnan banâ Güney inan, bankadaki birkaç 'bin Jiratmdan başka möteliğim yok. O da yurdun yedek parası 'Ofasını döndürmek İçin dalma elde biraz para bulunmalıdır. Seninle evlenmeden ön- ce.son paramla bü âpartımanları almıştım. Dedi ve.. Sözlerine ilâve etti: — Bütün bunları da sanâ vermiş , oluyorum. Benim yatattaki ödevim seni mes'ut etmek oldu- ğuna göre bundan da hiçbir sızı duymuş değilim. Çok rahatım, iyıyim. Güney, bütün bunları dinledikten sonra birden: * — Kocacığım., Haydi- yatak odamıza gidelim,. Orada konuşuruz.. Ben çok yorgunum.. Dedi ve,. Karşılık beklemedeı yerinden kalk- tı. Doktor, sank: derdine kaval çalan çoban gi — Biraz radyo dinleseydik.. F Diye mırıldanıyordu. Fakat, Güney: — Aman Fazıl çok bitkinim, gidelim, Diyerek yürüyordu. . KK aN Doktor da yürüdü. Ancak bütün söyledikleri- nin tersine bacakları hâlâ titriyor, diz bağları hâs lâ gevşek duruyordu!. İ HERŞEY SENİN İÇİN Tokatlıdalar Üst kat szlonda. İki kişilik bir yer. Netrin ver Feritt Komüşuyotlar. * Biribirlerine dalarak konuşuyorlar, İki buçuk saxttir oradalar, Nesrin ikide bir: — Ocohi, Çok geç kaldım.. Diyor, yerinden kalkıyor; fakat, Feridin yeşil gözleri bakışlarına dolunca; — Daha beş dakika oturayım... Diyor, yine #andalyesine çöküyor, Ve.. Elle - rini Feridin avuçlarına veriyor. Ferit söylüyor: — Sevgilim artık bu gizli konuşmalara, ka - çamak buluşmalara bir son verelim, ortaya çıka- hm. Allahın bildiğini kuldan ne diye saklıyoruz? Biribirimizi ölesiye. sayiyoruz. Bu sevgi gel geç bir duygunun tuşışı değil, gönül. beraberliğimizin sonsuz, benice varlığıdır. Biz biribirimiziniz. Bunu biliyoruz. Buna inanıyoruz..Bunun için yaşıyoruz; Bunu bizim bildiğimiz kadar herkes de bilmelidir. Nesrin, doyumsuz bakışlarla Feridin bu içten gelen sözlerini izliyor, onun her söyleyişinde göğ- sünün sevgi heyecanlarile dolup taştığını seviyor: — BSevgilim her şeyim senin için.; Diyor, ilüve ediyordu: (Devamı var) l evi vardı. Ahmed Tahir de bu & Vin içinde yiyor, içiyor, aldığını da üstüne başına, gezmesine sar” fediyordu, Leylâ ile nişanlanınca, Ahmed Tahirin masrafı arttı. Genç kıfi diye almak. delikanlının bütçe * sini adamakıllı sarsıyordu. Ah * med Tahiri düşünce almıştı.. Yar rın, öbür gün evlenince, nasıl ge“ çineçeklerdi?.. Yine babasının © vinde mi oturacaklardı?, Ayrı bif ev kurmak, kira vermek için Mf aşı elvermezdi. Genç adam, günlerce bu mese* leleri düşündü .Bir hal çaresi buf| mak füzımdı.. Leylâ ile de sevişe rek nişanlanmıştı. Onu, ilk defâ Beyazıdda, Soğanağa mahall, de oturan bir arkadaşının evindi merasimi gününde ta İâyı o gün sevmiştir © ilk günün heyecit sına bağlı idi Ahmed Tahir, bir gün karar vefi mişti. Leylâ ile yine bir sinemaff gitmişlerdi. Delikanlı: — Leylâcığım.. Artık. yakındi evleniyoruz. Diye lâkırdıyı açtı. Kız, tatlı bir ürperme geçir * mişti.. Gülümsedi. — Ne vakit? — Çok yakında. Önümüzdeki mayıs sonundü.. — Ne iyi değil mi, Ahmed?. — Mes'ud bir yuva kuracağık” Bir evimiz, eşyalarımız olacak, Leylâ, sanki, bir tatlı hayal © çinde imiş gibi, titeiyordu. Ahmif (Devami 7 inci sayfada) Ankara Radyosi BUGÜN 18,30 Proğrum, AKIS Müzik 4Oda müziği » Pir 19 Konuşma, 18.15 Türk müziğl (fasıt hereli'. Tahsin Karakaş ve Kafiye Toka)” tirakile, # 20 Ajans, meteoralaji habetleri, aai borsası (flat), fik Fersan. Okuyan: Muzaffer İKf i— Tanbari Cemll Beyin - Mtf KA İN

Bu sayıdan diğer sayfalar: