26 Mart 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

26 Mart 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. İ ı İ — İKUÇÜK HABERLEK| k İ $ H | $ | | L . OLAN ANLAŞILDI | KRALDAN FAZLA KRAL 'TARAFTARI OLMAK eni mebus namzedleri liş- tesi dün sabah ilân edilin- ce, herkesin gönlünde ya- | tan aslanlar, birer kedi yavrusu olmuştur. Ben en çok bizim Hak- kı Tarık Usu 2merak ediyorum. Acaba, namzed İistesinde, kendi ismini göremeyince, ne hal almış- sında bizim mesleği batırdı batır- di çıkardı. Bu, hele bir Matbu- at cemiyeti reisine hiç yakışmaz- dı. Kraldan fazla kral taraftarı olmak neye yaradı?, Hiç... İMTİHANDA MUVAFFAK — LTTAR —O Yalnız Muhiddin Birgen yazı- larının mükâfatıtı gördü. Gazete- | lerin en son imtihanlarda-muvaf- fak olamadıklarından bahseden ya- zası çıkaaca, hepimiz, kendisine hücum etmiştik.. Meğer onun bir bildiği varmış! . Hakikaten, imtihanda herkes, o- nun dediği gibi muvaffakiyotsiz çıktı.. Yalnız Muhiddin Birgan muvaflak oldu. Talat Paşa sağ olsaydı da, şakirdinin müvalfa- - kiyetini görseydi. İLKBAHAR HARB MEVSİMİ TELAKKİ EDİLİR. Dünyanın siyasi hâdiseleri gali- * İstanbulda yeni bir muallim Mektebin açılması Maarif Vekâle-| tince kararlaştırılmıştır. Mekteb Yıldızda Balmumcu çiftliğine aid bir binada açılacaktır. v Beşiktaşta Vişnezmde mahal- lesindeki yeni çocuk hahçesi biran | evvel bitirilecektir. j &* Amhetikâl' kadın tayyareci - lerihden İakliki 10,058 metre yük- seklikte uçarak yüksek uçuş ka- dın #ökorunu kitmıştir. * Ftrânâiz fabrikalarında çalı- şan İransa âleyhdarı İtalyanlar hudüd haricine çıkarılmışlardır. * İsviçre Federal meelisi İhti- yati bir tedbir olmak üzere hu- duddaki bütün lâğımların doldu - rulmasını ve bunların nezaret al- tına alınmasına karar vermiştir. e Bahçekapı yangınından sonra| bazı duvarlar tehlike arzettiğin- den bu civardan geçitmesi yasak edilmiştir. Bu duşarlar yıktırıla- caktır. * Büyükdere ve Sultan Mah- |* mud sularının toplanarak dağıtıl- dığı Taksim mahzenlerinde görü- len arızaların tamirine başlan - mıştır. Tarihi Romanı No, 32 Habibe: — Beni nereye götüreceksin? dedi. Haccacın elin edüşersek iki- miz de mahvoluruz. Selim Hayyat cesur olduğu ka- dar da kurnaz bir erkekti. Şamın bu meşhur koşucusu şimdi yan so- - — Merak etme, Habibe! diyor- du. Seni öyle emin bir yere götü- receğim ki. Haccacın —adamları Son Telgraf i ba gerginliğini | Belediye Kooperatifinden - borç | Para almış, sonra da ödemiş. Fa- | SURİYE'DEKİ İSTİFALAR —H DEVAM EDİYOR | dolayı mı açaba?, Çürük Hapisane Halifenin Sarayında Bir ispanyol Güzeli biraz, kaybetti Orlalıkla kısmi bir süküt var. Halbuki daha iki gün evvel Avru- pa memleketlerinde kümi süküt yerine kısmi seferberlikten bah- sediliyordu. Siyaset meğdanla - rında, ilktahar mevsimi netamcli | addedilir. İlkbahar, daima bir harp mevsmi olarak telâkki edi- ür. İnşallah bu ilkbeharı da, ya- za da harpsiz geçiririz. Nasıl ol- sa, yarın öbür gün İstanbulda siv- risineklerle, tahta kurularile harp | başlıyacak, bizlere yine rahat var | d - BORÇ ALIR DA, VERİR DE NE ÇIKAR?, Herkes gibi, Selâmi İzzet de kat, bazı gazeteler, arkadaşımızı borcunu ödememiş gibi gösterdi- ler.. Tabil, bir yanlışlık olduğu anlaşıldı. Tavzıh edildi. - Bizim | bildiğimiz Selâmi İzzet borç alır ve fakat verir.. Yalnız, Belediye | Daimi Encümen azası olduktan sonra, selâm abp vermez oldu. Şu günlerde Suriyede de garip hâdiseler oluyor. Zaten, dünyanın siyasi hâdjeleri bir garabet illeti- ne tutuldular ki, sormayın.. Kom- şumuz ve dostumuz Suriye hü- kümeti kabinesi bir müddet evvel | istifa etmişti. Şimdi gelen haber- lere göre, Suriye Cümhurreisi de istifa edecekmiş.. Peki amma, Su- Tiyeyi kim idare edecek?. Bu is- tifalar da hep, sıhhi sebeplerden AHMED RAUF | | * Belediye bu sene daha ziyade yol inşaatına ehemmiyet verecek tir. Yeni bütçe encümenden kısım| kısım çıkmaktadır. — Belediyenin ! yaptıracağı inşaata aid malzeme- yi müayene etmek Üzere yeni bir lâboratuar tesis edilecektir. v Garbi Trakya vülisi Kurdas Türkiye hükümeti namına Edir - 'neyi ziyarete davet edilmiştir. * Adanada Veli Soyaldım'ın ra- kı fabrikası yanmıştır. a yi Yerinde yeni adliye — sarayının yapılacağı hapishane binası ken - diliğinden çökmeğe — başlamıştır. Matbaa kısmi — çökmüştür. Milli emlâk müdürlüğü bu kısımları yıktırmağa karâr — vezmiştir. Bu süretle tehlikenin önüne geçil - miş olacaktır. Fen memurları bi- iğer kısımlarının da çök- mek tehlikesi gösterdiğini tesbit etmişlerdir. Buradaki mahkümlar | Födar. fabrikalarımızın da iyi mal| ykeye maruz bırakacakları anla- diğer hapishanelere gönderilmek- tedirler. Tekirdağıra 80 mahküm gönderilmiştir. Yazan: CELAL CENGİZ bir araya gelse, bizim izimizi bu- lamazlar, * Bir saat kadar yıldırımı sür'atile koştuktan sonra, «Ceheli Dürüz. yolunda bir köyün önünde durdu- | lar. Hayyat bir bahçenin içine daldı: — Burada benim ihtiyar bir bü- yük annem vardır. Beni çok se - ver. Umarım ki genden çak hoş- San'at Okulu Mezunları Cemiyetin Varidatı Arttırı'ıyor Türkiye san'atlar mektebi me- zurları cemiyeti, Divanyolundaki merkez binasında —mesaisine de- vam etmektedir. Birkaç ay evvel yapılan sene- lik kongrede, cemiyet idare he - yeti raporu okunmuş. tasdik edil- miş, yeni idare heyeti ve cemiyet | reisi seçilmişti. Seçilen yeni ce- müyet reisi, cemiyetin kuvveden fille çıkmasında — büyük hizmeli sebkeden İstanbul sanayi mekte- bi müallimlerinden — doktor Lok- man hekimdir. İdare heyeti, ce - miyetin yükseltilmesi, — varidat membalarının artması için çalış- maktadırlar. Varidat membalarını | arttırmak için sanayi mekteble - rinden mezun olanlara ayrı ayrı Müracaat edilmektedir. Bir de, sanayi mektebi mezun- Tarımı bir araya toplamak, hem cemiyete varidat — temin etmek, hem de azayı birbirine tanıştırmak | maksadile birkaç senedenberi ba- | lolar tertib edilmektedir. Bu yılın balosu, 11 mart cumartesi Tak- | simdeki cennet köşkünde veril - , mİş, muvaffak olunmmıştur. Vari- | dat kaynağı bakımından rozet i- | şinden de istifade düşünülmek - tedir, i ünlü İmalât Artıyor Yünlü fabrikalarımızın imalâ - tında son yıllarda büyük bir in- kiçaf görülmektedir. Peshane, He- rek ünlü | Bittikçe ve Merinos y fabrikalarının imalâu artmaktadır. Bunlardan ilk üçü eski fabrika- lardan Sümer Bank bu fabrika - | ların noksanlarını ikmal ederek.| bu fabrikaları da modern usul - lerle işletmektedir. Feshane fabrikasının 1935 sene-; sindekikumaş imâlâtı 766651 met-| Te iken 1938 senesinde yalnız ilk | Tl-ayında imalât yekünu 1,041,017 metreyi bulmuştur. t Hereke fabrikası imalâtının ta- kib ettiği terakki seyci de gittik- çe sıralanmaktadır. fabrikanın imalât yekünu 420434 metro iken 1937 de 517,587 metre- yi bulmuştur. Bünyandaki küçük yünlü do- kuma fabrikasının 1938 da 49,117 metre olan kumaş imalâtı 1937 de 72,842 metreyi bulmuştur. Bu dikkate değer artış halkın yerli mallara gösterdiği rağbet çıkarmak hususunda gösterdik - leri gayrete güzel bir delil teşkil ediyor. bibeyi de kucaklayıp indirdi. j — Sen burada bekle biraz.. Bü- | mı çekip üzerimize salkdırır. Uyku yük annem uyumuştur şimdi. Ev- welâ onu uyandırayım. Kapıyı çaldı. Cevap alamadı. — Büyük annemin uykusu çok ağırdır. Diyerek pencereyi açlı. İçeri- ye atladı. Hayyat tahmininde ya- nılmamıştı. İhtiyar kadıncağız ya- tağında büzülmüş horul horul u- | cuna gitti. yuyordu. Hayyat yavaşca kapıyı açarak, POLİ S Everdeki | UnümiHarbin Ve.. Mah kemeler Bahçedeki Kadın Çiçek Koparmıya mı Girdi Saksıları Çalmıya mmı ? undan bir müddet —evvel, Arravudköyünde, gecele - yin, Emin isminde bir zatın. evine girerek, bahçesinde bulu - nan saksıları çalarken, suç üstün- de yakalanan Madam Ağalaiya'nın| muhakemesine dün azliye üçün - cü cezada başlandı. Suçlu kadın, suçunu inkâr etti: *— O gece ben Bebekten, işim- den dönüyordum. Bay Eminin evi. önünden geçerken, bahçeden so- kağa doğru uzanmış olan ağacın dalından bir çiçek koparmak iste-. dim, bu sırada beni yakaladılar. | Ben kat'iyyen bahçeve saksıları' çalmak için girmedim, Eğer böyle! bir niyetle girseydim. — onların: | — Kim var, orada? Sualine — Ben.| cevabını. vermez, derbâl — kafar, giderdir Eminin hizmetçisi Suzan da hâ- diseyi şöyle anlattır «— Vak'adan birkaç gün evvel bahçeden birkaç saksı çalınmıştı. Fakat bu saksıları çalanın kim ol-| duğunu bilmiyorduk. C gece ben mutfakda kapları yıkıyordum. O sırada bahçede bir ayak sesi işit- | tim, derhal dışarı çıktım. Ortalkı karanlık olduğu için önce kim - seyi göremedim, fakat. dikkat e- idnce, saksıların bulunduğu yerde birisinin dolaştığım farkettim, ya- nmma yaklaştım. Bu bir kadındı. kendisine: — Ne yapıyorsun, burada? — Sen kimsin? — Fıkarayım. — Gece vakti fikaranın bahçe- de işi ne? ü Kadın bu sualime cevab ver - medi ve kaçmağa başladı. Fakal buna muvaffak olamadı, Biraz son- ra bekçi tarafından yakalandı, polise teslim edildi. Duruşma — bazı şahldlerin de | dinlenmeteti için başka bir güne bırakıldı. Eğede Çekirğe Tehlikesi İzmir, Manisa, Denizli, Muğla ve Balıkesiri de içine alan geniş bir sahanın çekirge âfetme uğra- mak tehlikesi altında balunduk- ları haber alınmıştır. Biran evvel mücadeleye baş - lanmadığ ive sürfeler bir ay için- de imha edilmediği takdirde çe- kirgelerin kanadlanarak bu ha - valideki mezruatı eiddi bir teh - gılmıştır. Vekâletçe — mücadeleye başlanmak üzere derhal tedbirler | alınmıştır. mazsa, eşkiya basmış diye kılıcı- arasında öbür dünyayı boylarız. — Bu yaşta bir kadın kiliç kül- lanmasını bilir mi? — Buradakı kadınlar yüz yaşı- na da gelseler, kendilerini müda- faa etmek için kılıç, hançer kül- lanmayı bizden iyi bilirler, Ve Habibeyi odada bırakarak, tekrar büyük annesinin başi u- Bereket versin ki, ihtiyar ka- dın birdenbire kendiliğinden göz- atını bahçenin arka tarafına çe- | lerini açıvermişti. kip bağladı.. Habibey: içeriye al- dı. Burası iki odalı, bir sofalı kü- Sitti Hatice vaktile Şamda' o- tururdu. O zaman kocası Arab or- çük bir evdi. Hayyat sevgilisini | dusu zabitlerindendi. Sitti Hati- öleki odaya yerleştirdikten sonra, tekrar büyük annesinin yanına girdi, Habibe, ihtiyar kadının u- yandırılmasını istemiyordu. Se - lim Hayyat: — Biz de uyur kalırız, dedi, o bizden oılgıı uyanır ve bizi tani- cenin kocasi öldükten sonra, bu küye çekilmişti. Sitti Haticenin bu köyde otur- duğunu Şamda hemen hiç kimse bilmezdi. İhtiyar kadın çoktanbe- ri biricik torunu Hayyatı görme- mişti. Gözlerini açınca: Sön Saatin yA: Geldi! Kafasından Bir Ses İşitmiş Ve Hemen Tabancayı Çekmi$ ddia makamındaki penç adli - yeri, Feridun Bagana, ayağa ka'ktı ve şu iddiada bulundu: e— Maznun Hüseyin Çengel hakkında yüksek mahkemenize tevdi edilen 38/130 ve 397131 nu-| maralı dava dosyalar: tevhid e- dilmiş ve iki davanın duruşma - sına beraberce devam edilmiştir. Yüksek huzurunuza ilk arzedi- | len dava; Hüseynin Javacı Fatma Aliyeyi bundan iki sene evvel, bir temmuz günü katle teşebbüs et- | mesi suçudur. Arnavudköyünde Beyazgül cad- desinde Fatma Aliyenin oturduğu | eve sık sık gidip gelmekte olan | suçlu Hüseyin, birgün, kadın ko- | casından ayrılınca ona beraber -| turmalarını teklif etmiş, fakat bu dileği yerine getirilmeyince, hâmil bulunduğu tabancasını ona tev - Cih ederek ateç etmek istemiş. fa-' kat Fatma Aliye bu tırada suçlu- nu neline vurarak tabancanın şar- jurunu yere düşürmüştür. Bunun üzerine —Hüseyin gene — silâhı-| nt ona doğrultarak tetiği çekmiş | ve namlu içinde bulunan tek kur-. şun ateş alarak, kadını yaralamış-| tır. Hüseyin Çengelin Fatmayı öl- dürmek kasdile yaraladığı, dava- emin iddiası âmme şahidlerinin şehadetleri, tıbbı adli raporu ve | hazırlık tahkikatı münderecatı [ gibi kat'i delillerle anlaşılmıştır. Bundan başka şimdi arzedeceğim ikinci suçu da, ilk katle teşebbüs cürmünde, öldürme kasdini teba- rüz ettiren en kuvvetli karinedir. | İkinci davanın mevzuu da şu- | dur: * | Maznun bir gün Fatmanın evine giderek. katle teşebbüs davasından | vaz geçmesini rica etmiş, fakat | kadından red eevabi alınca, hid- | detlenmiş ve tabancasını çıkara - rak o esnada kaçmakta olan ka- dıni kovalamzda ve arkasından a- Lâğımlar Meselesi İBuDefa Şehir Meclisin de Kat'i Bir Karar Verilecek Belediye, kanalizasyon işleri i- çin şimdiye kadar on milyon lira harcadığı halde yine matlüb neti- ©e elde edilememiştir. Hatta ka- malizosyon teşkilâtı yapılan semi lerde bile evlerin lâğımları, umu- mi mecraya raptolunmamıştır. Ka- nuni hiçbir müeyyede olmadığı için mal sahibleri, bu ameliyyeye, sına yaradığından belediye mese- leyi kökünden halletmeğe karar vermiştir. Bu maksad'a Belediye ev lâğımlarının kanalizasyon for- şiyatı yapılan yerlerde ana lâğım- lara bağlanmasını temin edecek bazı mi edeler — hazırlamıştır. Proje nisan içtima devresinde mü- zakere edilecektir. KISA POLİS HABERLERİ * Vatman Kerimlu idaresin - | deki 239 mumaralı traravay Beşik-İ taşda Naciye adında bir kadına çarparak yaralamıştır. * Küçükpazarda Hacıkadın ma- hallesinde — Sahürenin evinden yangın çıkmış ise de sırayetine | meydan verilmeden söndürülmüş- | tür. * Büyükdere kibrit fabrika - sında çalışan amele Ali sol elini makineye — kaptırarak yaralan - Mıştir. * Şoför Fethinin idaresindeki 1823 numaralı otomebil ile 1774 mumaralı otomobil Galatasarayda çarpısmışlardır. Het ikist de ha- sara uğramıştır. * Halil ve Ahmed adında iki açıkgöz Atabek Hhanı yangın ye - rinde enkaz altından çıkarılan ku-) maşları, çalıp savuşürlarken ya- kalanmışlardır. * Üsküdarda Paşa llmanında Mithatm tütün deposunda çalışan| amele Mustafa çalışırken düşmüş,| başından yaralanmıştır. — — | teş etmeğe başlamıştır. Attığı ye| di kurşundan yalnız biri davacı- nın göğsüne isabet ederek, adli | raporunda gösterildiği veçhile ka- dının o gün hastalanmasına ve on beş gün de iş göfmesine müni ol- muştur. Suçlu ayni gün, Fatmanın evin- de, sofada rastladığı Fethiyeye de tesbit edilemiyen bir sebebden de-| layı: ğ — Sön saatin geldi! diyerek, elindeki tabanca ile iki el ateş et- miş, fakat Fethiye derhal kaçtığı için bu kurşunları isabet ettire - memiştir. Bu maruzalım ve — hâdiselerin cereyan şekli; âmme şahidlerinin kısmen görgüye dayanan ifadeleri,| — suçlunun hazırlık tahkikatındaki —— ——— ——— ——— — Hayyat. Sen misin? Diyerek yatağında doğruldu.. Torunun boynuna sarıldı — Seni hangi rüzgürlar attı bu tarafa yavrum? Selim Hayyat: — Seni özledim, dedi, bu gece yolum bu tarafa düşmüştü. Seni görmeden geçip gitmedim. — Kapıyı çaldın mı? — Çalmaz olur muyum? Duy- madın.. Pencereden içeri girdlim. Eşyamı karşıki odaya, atımı da arka bahçeye bıraktım. Seni u- yandıkmağa geldim. — — Çaok iyi yapmışsın, yavrum! Seni dünya gözile bir daha göre- mem diye o kadar üzülüyordum ki., — Nasılsın, büyük anne! Rahat- sız mısın burada? — Çok rahalım, yavrucuğum! Siz nasılsınız? Annen, baban ne yapıyor? — Annem, Bağdad'a babamın l BU rarı, ve döktör raporları | delâletlerile sübut bulmuştur. fasından bir ses İşittiğini, ne yap-| tığını bilemediğini söylemiş ve bu sebebden müşahede altına alınar rak, akli haleti tetkik edilmişti. Fakat müşahede neticesinde, Hü- seynin aklının başında — olduğu fennen tesbit edilmiş bulunmak - tadır. Hüseyin Çengelin - suçları ceza kanunumuzun 448, 62. 191 ve 09 uncu maddelerine uygundur. By meddeler mazârı itiabre alınarak cezasının kesilmesine karşr veril- mesini, isterim.» N Meşhur Simalari Fansız'ların Umumi Harbd$ F meşhur. olan kumandafi Joftr vefat edeli epey za * — man oldu. Fransız'ların meşhür: diplomatı Briyan da öleli yedi 8& ne oldu. Umumi Harbde büyük roller 0 — nıyan Briyan hariciye nazırı olâr raek sulhdan sonra da — senelerct çalışmıştı. Bu iki şahsiyet için bu — vesile ile yeniden yeniye şayani dikkat yazılar neşrediliyor. Umumi Harb esnasında Fraf> sa'nın'pek müşkül günlerinde 1k* | karşı idare eden Jofr arasında dâ münakaşalı zamanlar gelmiş, ge€" miştir. Bu da tebildir. Fakat bti asker, diğeri sivil olarak memi&* ketleri için çalışmış olan bu het — iki adam kendilerinden öldüktel sonra da çok bahsettirebilen şah- siyetlerdendir. Jotr harbin ik aylarında Alman taarruzunu dut- dürmüşlür. Onun için en büyük muvaffakiyet budur. Ona en bü- yük şöhreti temin eden bu olmuş tur. Jofr'in pek şayanı dikkat hus susiyetleri vardır. Düşman taarruzunu durdurmak düşmana taarruz ederek en bü * yük zaferi kazanmak kadar mü- him olmuştur. Jafr'in hususiyeti şudur: Sulh zamanında, sakin gü lerde nasıl bir yaşayış tarzı takili etmiş ise Alman'lara karşı durmal için kendisince Iüzım olan hattâ kadar askerini geri çekmek em * rini verdiği o heyecanlı günlerine de de ayni şekilde yaşamıştır: Akşam olunca erket yatar, sa * bahleyin erken kalkar, hiç intidar manı bozmamış. Bu kadar soğuk” — kanlı olmak binde bir kişiye ta * sib olmadığını söylemeğe — hacet yoktur. Jofr hesabını çok iyi yap” — tığına ve neticenin kendi hesab setti çıkacafına çak itimel ederek hiç telâş ve heyecana kas pilmamı Düşman toplarının sesi Paris'den duyulurken ku * manden Jofr'in gece uykustma Ha lel getirmemesi aleyhinde pek çok sözlere yol açmıştır. Telâş € denlere düvmanım paytahta ka * — dar gireceğinden korkanlar Jefr'lü bu serin kanlılığını hiç ho şgörmi yorlardı. Fakat Jofr sakin tavrım: hiç baft Ak başını hafifen bir taralü ek söze başlıyan v> bit Tiyetine dair uzun uzadiyi mı h Suçlu sorguya çekildiğinde, ka-| silât vetirken Jofr'in gözlermit öyle nazarı dikkati ceibeden p3” tıltılar, heyecan alâmetieri hiç zülmezmiş. Briyan karşısındak bu serinkanlı kumandan. dikka' — dinler, onun itimadın « ıştirak © derdi. Jofr'e hücum edi'diği za * man onu müdalaa eğmeyi en mür hut vazife bilirdi. Jod methedl — diği zaman lâkayd kalırdı. Ab hindeki hücumlara hiç saeımm: yet vermezdi. Mühim vetay &1 rasında, Umumi Harbin başlangır cında ve en tehlikeli günlerde HU kadar itidal ve metanct göstere ” Duruşma karar için 4 nisana be-| bilmesi itibarile Jofr unutulmaf rakıldı. MEHMED HİCRET yanına gitt. Ben de evlenmek is- tediğim kadınla buraya geldim. İhtiyar kadın erddi bir tavırla sordu: — Sen evli değil miydin? — Hayır.. — Baban bana üç yil önce, so- ni evlendireceğini söylemişti. De- mek ki o Zamandanberi, hâlâ ev- lenmedin, öyle mi? — Eva zın babası çok aksi bir. adamdı. Benim de kafam kızdı.. Onu ken- bir kumandan olarak anılacaktif- Harbin bu müşkül zamanlarındi Briyan'ın vaziyeti ne idi? Kumafi” danlar hiç şüphesiz memleketle * (Devamı 6 ıncı sahifede) Ne Yapmalı — Humınm... dedi... Tuhaf şey. var, başağrısı da var, çöğüs sımları di di rizasile kaçırdım.. Buraya ge- | Şşimdi ne yapmalı?, Ne yapımalı tirdim, Hayyatın büyük annesi çok şa- kacı ve çok neş'eli bir kadındı. İlk önce sordu: — Gelinimiz güzel mi? — Çok güzel, büyük anneci - | — Comrelile övünen birisi bir ğim! Şamda eşi yok. — Nerede şimdi? — Karşıki odada, — Haşdi getir bakayım.. 4 Hasla birdenbire söze karışlı: — Vallaki bilmem.. İsterseniz verip en yakın döklorü kadar İf dettm. Yiğitlik a Gda raslayınca kaçmıya başlamış. * kadaşı: p — Haniya yiğitlik? diye " — Tabanımın allındadır; demit —— İst, Kumkapı Orta okulu İMÇ

Bu sayıdan diğer sayfalar: