9 Nisan 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

9 Nisan 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Halk Sandığından Esnafın istediği Borç Veren Diğer Bankalardan Fazla Kolaylık isteniyor stanbul esnafı, Halk San- dığından — şikâyetçidir. Bunu, cuma günü yapı- Malüm olduğu üzere, U e- Daf cemiyeti reisi, evvelki gü birleşik esnaf cemiyetlerinin Cağaloğlundaki binasında reis Kâzımın başkanlığında bir top- Tantı yapmıştı. Bu içtimada dün yazdığımız gibi, esnafı ya- kından alâkadar eden mesele - ler görüşülmüş, bu arada es - Naf hastanesinin faaliyctinden sitayişle bahsedildikten sonra, $öz esnafın Halk Sandığından Tüyıkile istifade edemediği Mevzuuna İntikal etmiştir. Esas itibarile esnaf, yakarıki İddinda ittifak etmekle bera - ber, bu mevzu etrafındaki nok- fal nazar, ikiye ayrılmaktadır: — Halk Sandığı diğer bere veren mücsseselerden daha baş- ka kolaylıkla ikrazatta bulun- Mmalıdır. ?— Falz nisbeti azaltılmalı - Bir muharririmiz, bu husus- fta esnaf arasında hususi — bir anket yapmıştır. İstanbul es- aaf dediklerini şüylece hu- ğilihaiîl'lüz Vâsa edebiliriz: «Halk Sandığı esas gayesi itibarile, fakir halka ve esnafa yardım eden bir müessesedir. Esasen Sandığa muhtaç olan- lar nisbeten az sermayeli olan- lardır. Vaziyet böyle iken Sandık, elli ve yüz lira gibi cüz'ü bir para için iki kefil istemekte, bunlardan birin mülk sahibi, diğerinin de kiracı olmasını şart koşmaktadır. Halbuki biz, bu miktar pa - rayı, bankalardan da ayni şe- raitle temin edebiliyoruz. Sandık, bize borç para verir- ken meselâ mensub olduğumuz cemiyetin tekeffülünü kabul et- meli, bizi kapı kapı dolaşarak kefil aramaktan kurtarmalıdır.>| Esnaf, faiz meselesi için şun- ları söylüyorlar: «— Halk Sandığı, faiz bakı- mından da biz fakir esnafı dü- şündürmektedir. Sandığın ke- misyonculuk ve diğer namlar altında yapılan zam da dahil olmak üzere yüzde 12-19 nis- betinde bir faiz aldığını söyler- sek Halk Sandığının niçin far kir esnafı tatmin edemediği kolaylıkla anlaşılır.. esi Yeni Bir Şekle Sokuluyor Tamirat Ziyaretlere Mani Değil eçen sene, tamir ve tadil e- dilen Divanyolundakt sıh- hat müzesinde yeniden ta- | Mirat yapılacaktır. Geçen sene, Müzenin içi — teşkilâtlandırılmış, Modern bir hale sokulmuştur. Bu #tneki tamirat bilhassa binanın dış Manzarasını — güzelleştirmeğe ma-) fuftur. Tamiratm, geçen sene ol- Gduğu gibi, ziyaretlere mâni teşkil timiyecek bir tarzda yapılması ka-| Tarlaştırılmıştır. Sıhhiye müdürlüğü, mektebli - TİN de muntazaman müzeyi zi- Yüretlerini temin maksadile te - Hebbüslere geçecektir, Bazı hayır-| Kür mekteb müdürlerini, talebele- Tini, tabur halinde buraya getire-! Tek melhuz içtimal felâketlerin Ö- Zünü şimdiden almağa çalışmakta-| Girlar. Sıhhat müzesi, Divanyolun-| Gda olmasına rağmen maalesef zi- Yüretçisi matlâb derecede çok de- Blldir. Buraya bilhassa, pazar gün- leri Mehmedciklerin —akın akın Beldikleri görülmektedir. Ziyaret-| $ileri en fazla alâkadar eden da- İtenin (verem) ve (frengi) hasta- llklarını tebarüz eden — kısımlar Olduğu tesbit edilmiştir. Sıhhiye —— ZORBAL müdürlüğü, müzeye gelen riya - retçilerin tahatfuz fikirlerinin ço- galtılması için yeni bazı tedbirler olmaktır. Yasağa Riayet î Etmiyenler deki imar faaliyetinin  | Erkekçe Döğüşmek raavutluk hâdiselerinin sey- Ti herkesin görü önünde inkişal ediy t, etra- fımıza bakıyoruz: Kar: bancının çıkışını arnavutların mu- kavemetle karşılamaları, yurdla- rını müdafaaya koyulmaları ber- kese âdeta bir süpriz gibi geldi. Çükü, Arnavutluktan ne kadar da- ha büyük, modern ordusu olan devletlerin, bir kuzu gibi teslim oluşlarını, — yakın zamanlarda gördük. Erkekce döğüşmek, kan akıt mak, yurd müdafansı, istiklâl için çarpışmak muhakkak ki zevkli bir şey- Bunun zevkini yalnız döğü- şenler değil, uzaktan seyirci olan lar bile tadıyorlar. Çünkü, ne ka- dar uzun zaman vardı ki, pısırık | hareketlerden iğrençlik duyuyor- duk. Silâha sarılan milletlerin, yurd müdafaası için - duydukları heyecanı, bu asaleti gürmeğe çok- tandır hasret gitmiştik. Arnavutluk sahillerinde patlı- yan ve Arnavut bileklerinin kav- radığı filintaların, bu bakımdan harikulâde bir jest olduğunu ve bütün dünyaya bir dersi ibret ver- diğini kim inkâr edebilir?, BURHAN CEVAD Bir Batında Fener Belediye tahsil — şubesi aemurlarından Muammerin re - fikasının bir — batında üç çocuk dünyaya getirdiğini yazmıştık. Daha ana kucağında memlekete sıhhatli üç vatandaş — olacağına şimdiden hiç şüphemiz — olmuyan yavruların bugün de resimlerini koyuyoruz. Çocukların — isimleri: | İlk doğan Önder, ikincisi Tuncer, Yenicamiin tamiri ve Eminönün-. yölünda » | gitmesi için, Belediye Köprüden | gelen vesaiti nakliyenin Yenicami | kemerinden geçmesini menetmiş- ti Vesaiti nakliye, Yenicamiin sa- iandan dolaşarak İş Bankası önü- ne gelmekte, burada istasyon yap- maktadır. Son zamanlarda akşam- ları, bir vesaiti nakliyenin bu yasa- Ba aldırmıyarak, Yenicami önün- deki manlalara rağmen kemerin altından sür'atle geçtikleri görük mektedir. Bu yasağa dikkat etmi- yenler hakkında — takibat yapıla- caktır. AR SALTANATI No. 125 Hatid Efendi, kâhyasının bu tözleri üzerine derhal aklı başına Belerek kendini topladı ve sordu: — Demek, Paşa dışarı çıkmazsa abıdli muhasara ve hücum edi- İtrek kellesi kesilecek.. — Evet efendimiz. — Peki, Kamertâb'a vereceği - Tz emir ve direktif ne olacak Ööy- İt iset, oı.., Paşayı dışarı çıkartmak... adığı takdirde müsademeye :evmuıme;.p teslim olmak yo- Ku Betirmel kak Yazan: M. Sami KARAYEL — Pekâlâ dedi. 'Tam bu sırada; Hafid Efendinin ağalarından biri telâşh, telâşl içe- Fi girdi. Nefes, nefese: | — — Efendimiz; dokuzuncu orta- | ya memur adamlarımızın teşvi - | kile yeniçeri ağası Mustafa ağa- | yı odabaşıları parça parça etti - ler... dedi. | Hafid Etendi ve Kâhya bu ha- | bere memnun olmuştu. Ağaya da- ha bazı talimat vererek yolladı. Kâhya ile, tekrar mükâlemi ne başladı: — Cünân'a ne suretle direktif | | üçüncüsü Enderdir. İstanbul Adliyesine Mübaşir Alınacak İstanbul C. Müddelumumlliğin- den: İst, adliyesinde açık bulunan ma-i aşlı ve ücretli mübaşirliklere or- tamekteb mezunları arasında bil- müsabaka münasibler) alınacaktır. İsteklilerin memurin kanununun «4 cü maddesinde yazılı belge - lerile imtihan günü olan 11 nisan 939 sahı günü saat ön buçuktan bir gün evvele kadar bir dilekçe ile adliye encümenine müracaat- Tüzımdır. yı oyalıyacak, İstanbul yakasına geçmemesine çalışacak.. Hiç şüp- he yok ki; Hasan Cân'a da ayni direktifi vereceğiz.. — Pekâlâ, haydi çabuk bu işleri başar bakalım... * Hafid Efendi her işi yoluna koy- muştu, Elaltından da Sultan Mah- mud'a tertibat hakkında malümat yollamıştı. Sultan Mahmud, Kadı Paşaya, Ramiz Paşaya Alemdar'ı kurtar - | mak için geçmelerini irade etmi- yecekti. Eğer, Alemdar dışarı çık- maz da muhasara altına alınırsa yalnız başına — birakılacaktı. Ne Kadı Paşaya ve ne de Ramiz pa- şaya haber verilmiyecekti. Deniz yolları yeniçeriler tarafından ke- sildikten sonra; bu paşaların A- lemdar vak'asını haber almaları © kadar kolay olamazdı. Alsalar bile vakit geçerdi. I TARİHE GÖÇEN BÜYÜKLERİMİZ I Büyük Mimar Sinan İçin Bugün Merasim Saat 16 da Sinan'ın Kabri Başında Yapılacak ugün koca Sinanın ölümü - B nün 351 inci yıldönümü mü-| / masebetile büyük bir ihtifal yapılacaktır. İhtifal, gündüz Sina- man Süleymaniyedeki kabri büşın-| da, akşam da Eminönü Halkevi sa-| lonlarında olmak üzere ikiye ay- rılmıştır. GÜNDÜZKİ MERASİM Merasime, Sinanın Süleymani- yedeki kabri başında saat tam 16 da başlanacaktrı bince, 13,30 da, civar arta teblerden, liselerden, yüksek mü- hendis mektebinden, güzel san'at- lar akademisinden, | tebinden gelecek talebe ile halka, evkaf mil ından Müustafa ta- rafından Sül de izahat verilmiştir. Bundan sonra | hep birlikte Sinanın kabri başına gidilecek, ihtifale tam saat 16 da İstiklâl marşile başlanacaktır. Bun dan sonra yüksek mühendis mek- tebl son sınaf telebesinden Fakih | Özlen, hazırlanan kürsiye gelerek| büyük Türk mimerının eserle - | rindeki kudretten, taş ve hendesi şekillere nüfuzundaki deh dan bahsederek Sinanın esi nin yüksek kıymekni anlat: n - $ | l k - Fakihden sonra edebiyat fakül- tesi tarih şubesinden Ekrem, Si- nanın hayatından örbeöz Türk o- luşundan Selimiye ea Şehir Tiyatrosu Turnesi İstanbul şehir tiyatrosu bu se- neki turnesinde Hataya uğradık- tan sonra, müsald şeralt bulursa Kıbrıs ve Rodosa da gidecektir. Evvelce buralarda verilen tem-| siller hasılatının seyahat masraf- Jarını bile karşılamadığı malüm olduğundan buralardaki temsil - lerde kazanç gayesi gözetilmiye - cektir. Almanyaya züm İhracatımız Son günlerde Almanyaya yapı- lan üzüm mmız hemen he - men tamamile durmuştur. Buna sebeb, Almanya fiat kon- trol idaresinin üzüm fiatlarını yük- seltmemesi yüzünden ihracatçı - ların Almanyaya üzüm gönder - memek mecburiyetinde kalmala - rdır. Diğer taraflan Almanyanın, Yu- niçerilerin bu işi yarım saat ıçin- de halletmeleri muhakkaktı. Sultan Mahmud, yeniçeri ağası Mustafa ağanın — katlolunduğuna biraz kederlenmişti, Sadık bir kul idi, Dokuzuncu orta kışlasında is- yanı idare eden odabaşıları Ba - biliye tamam beş defa nöbetçi yollayıp bağırttıkları halde Alem- dar çıkmadı. Babıâliyi mub; altında bulunduran Alemdar sek- banlarının İstanbul içinde vaki kıyamdan daha haberleri yoktu. Toplantılar, — Etmeydanı, — Fa - tih, Şehzadebaşı, Beyazıd gibi yer- lerde oluyordu. Nihayet; yangın tertibi neti- | ce vermeyince; Alemdarı Babıâ- lide bastırıp katletmeğe karar ver- diler. Zaten; | mektebi, mühendis biri | bir hücumu azime mukavemet e- Alemdar sekbanları işi dı. Efendileri hareme | velâ, harbeciler kulluğu tarafın- kü İhtifal dehâsının Avrupaya bir penceresi olduğundan bahseden bir nutuk söyliyecektir. Müteakıben, Belediye imar şu- besi mühendisi Salim — Derin'in söyliyeceği nutuktan sonra mera-i sime yine istiklâl marşile son ve- rilecektir. Sinanın Süleymaniyedeki mak- beresine, Üniversite, Güzel San'at-| lar Akademisi, Halkevi, Nafıa fen sek mühendis mektebi ve salre namına çelenkler konulacaktır. GECEKİ MERASİM Bu akşam, Eminönü Halkevin- de de ihtifal yapılacaktır. 2030 da Mimar Kemal Ali (mimar Sinan ve eserleri) mev - zuu etrafında verilecek konfe - ransla başlıyacak, geç vakte ka- dar devam edecektir. Buradaki merasime herkes iştirak edebile - cektir. AKADEMİNİN BİR İTİRAZI Evvelce de haber — verdiğimiz veçhile, güzel san'atlar akademi: Sinan ihtifallerinin her sene te rarlanmaszına itiraz etmiştir. Aka- demi, ihtif on senede bir tekrarlanmasını is- temektedir. Önümüzdeki seneler- #deminin bu temennisi na mimar sinan Üniversite Askerlik Kampları Üniversine askerlik kampları bu sene de, geçen seneler olduğu gibi, temmuzda başlıyacaktır. Erkek talebenin kamplara iştiraki mec- buridir. Bedenden mazereti olan- lar, yalnız nazari derslerden im- tihana tâbi tutulacaklardır. Has - talık, ancak askeri sıhhat heyet - leri tarafından verilen — raporla tesbit edilecektir. Kız talebenin, askerlik kamp - | larına iştiraki, bu sene de mev - | zuubahs değildir. Üniversiteli kız talebe, şimdiki halde haftada bir saat askerlik dersi görmektedir. | Üniversitelilerin askerlik kamp - Tarının geçen sene olduğu — gibi, Harbiyedeki yedek subay okulun-| da geçirilmesi kuvvetle muhte - Üniversiteli — talebenin yirmişer günden neldir. kamp müdde nan üzümleri için evvelce vermiş olduğu 75 milyon marklık kon - adarlara | almıştır. biğlide kala kala muhafız olarak an on beş sekban ya vardı, ya yoktu. Binaenaleyh; Babıâlide böyle decek kuvvet yoktu. Yeniçeriler bu hale vükıf idiler. Yeniçeriler; beyinlerinde mah- rem olarak ve birbirlerini tanımak için derhal bir parola kurdular. — Sabahtır! Sabahtır parolasını kullanarak gece saat ezani yedide kışlaların- dan çıktilar. Ağakapısına bir mik- tar asker ve kol kethüdasını bı- rakarak sessizce muharebede düş- man siperlerine baskın yapar gibi Babıâliye doğru yürümeğe baş - | ladılar. Sokaklarda gece olduğu için kimsecikler yoktu. Köpekler hav- Taşıyordi Babılliye gelen yençeriler ev- kr. $ —SON TELGRAF— 9 NİSAN ise Müsamere Mevsimi — Bazı Talebe Velileri | Çocukların Tatil — | Mevsiminde Serbest ! | Talebenin —| | Bırakılmasını istiyor Mekteblerde müsamere mevsimi| başlamak üzeredir. Malüm öldu- ğu Üzere mekteb idareleri, bu mü-) samerelerle talebenin bir senelik tahsil ve terbiye müktesebatını ve- velilere, & satını bulurlar. Müsamereler, Zun çalışmalardan sonra verildiği| cihetle ekseriya muvatfak bir in- tıba bırakmak imkânı elde edil- mektedir. Şu kadar var ki, bazı talebe velileri bu halden memnun - kalmamakta, zaten 9 aylık tahsil | devresinin iki ayının mecburi ta- tillerle heba olduğunu iddia et- mektedirler. Bu iki aya, bir de ta-| Jebenin muhtemel hastalık gün - leri inzimam ederse hasıl olacak neticenin düşündürücü mahiyeti- ni gözönünde tutan delili, müsa- mereye hazırlık müddeti karşısın- da büsbütün endişelenmektedir - Keyfiyetten Vekâlet edilmiştir. Bu seneden bu mi lmı haberdar itibaren | talebenin Halkevlerinin kollarına bağlanması dü- şuı'uin(k'.rmı Çuruk Evler Yıktırılıyor — | Belldiye, şebrimizin bilhassa E- dirnekapı, Fatih, Üsküdar ve em- sali gibi ahşab evlerin çok bulun- | eskâğr gösterit duğ uyerlerdeki bütün binaların | mi tince sıkı bir. sini şubelere tebliğ etmiş; Bunun tzerine muhtelif semt - lerde mühendisler tarafından semt| semt kontrollar yapılmaktadır. Bu tetkiklerde çökme a şüphe edilen evler derh rılacak, — sahibleri 10 gün içinde | yıkmazlarsa belediye tarafından | yıkılacaktır. Daha ilk tedkiklerde Edirneka- | pıda 3, Üsküdarda 2 evin yıkıl - ması sahiblerine tebliğ olunmuş ve bu evler boşalttırılmıştır. G a İstinyede İşsiz Kalanlar Denizbankın İstinye havuzların- da işsizlik dolayısile kadro harici | edilen amelelerin sayısı 400 ü geç- miştir., İdare, kadrosu asgeri bir hadde indirmek için işçilerden bir kısmr-| mı daha çıkarmağa karar vermiş ve kendilerine tebligat yapm ştr.| Buradan açıkta kalan ameleler; Haliç ve Gölcükteki tezgâhlarda iş bularak oraya gitmektedirler. zerindeki kethüdayı sadriâl Bının altına yığarak ateşledile: eş yükselince; tüfek atmağa | başladılar. Bundan maksadları, etrafta bulunan muhafız sekban- ları dışarı uğratmaktı. Nitekim; ateşi gören, silâh se- sini işiden sekbanlar dışarı uğ - radıkları zaman kellelerini yeni- çeri kılıçlarına teslim ettiler. Babıâli nöbet muhafızlarını da birer, birer kılıçtan — geçirdiler... Orada, burada göceliyen sekban- | lar Babiâlide ateş olduğunu gö - rünce bulundukları yerlerden çı- karak yerlerine gelmeğe başladı- lar. Fakat; her gelen Alemdar zor- bası, yeniçeri kıher ile karşılaşıp kaldırıma uzandı. Alemdar Mustafa ortalıkta ve etrafında bu derece gürültü oldu- ğu hülde hiçbir şeyden haberdar | pek yakında tamam ol; Mimar Sinan'ın Yıldönümü ugün, büyük Türk Mimarı Sinan'ın 351 inci yıldönümü kutlulunıyor. Birkaç yıl ev- vel, merhum tarihci Ahmed Re - fik'in Sinan hakkında yazdığı broşürü okummştum. Sinan'ın ha- yatı ve eserlerinden bahseden bu küçük cildde itiraf edeyim ki, a- radığım şeylerden pek azını bül. maştum. Sinan başlıbaşına bir lemdir. Süle; maniye camii, B nedeki Sultan Selim camii, bü - yük san'afkârın şabeserleridir. Fakat, Sinan, deyince, aklınıza me geliyorsa, kafanızın içinde bir seri halinde, sıralanan binbir su- alin aradığınız cevabları nelerse, bütün bunları toplu bir halde, bir arada eemetmiş bir eser yoktur. Sinan'ın yıldönümü münascbe- tile bu satırları yazıyorum. Baş- ka sahada yetişmiş, herhangi bir diğer san'atkâr hakkında da iste- | diğiniz şeyleri derli toplu bir cilt halinde bulamazsınız. Bizde neşredilen ekseri tetkik eserleri, hep birer «kalem tecrü- besi>, «küçük bir fikir vermek için neşredilmiş bir broşür», «bir yıldönümü münasebetile alelâce- le hazırlanmış ince bir kitabs, ya- le a atılmış, kifayetsiz salâhi- yetli bir kafadan çıkmış, hatalarla dolu bir garib «tetkik eseri> dir. Büyük otoritelerin veya salâ- hiyettar heyetlerin uzun araştır- malardan sonra meydana getir - | dikleri güvenilebilir ihtisas eser- | leri bizde yok denecek kadar az- dır. Büyük san'atkârlarımızı sevdir- mek için, onları, yeni — nesillere tanıtmak Mizımdır. Tanımadığı - iimız varlıkları sevmekte, inan- makta çok defa gayrissimimi olu- ruz. RESAD FEYZİ Yeni İki Buçuk Liralıklar Yeni kâğıd paralarımızın serisi tır. Ha len; bu seriden piyasaya çıkarıl- mayan 2,5, 500 ve 1,000 Hiralıklar kalmıştır. 25 lirahklarrn tab'ı : Londrada ikmal edilerek Cumhuriyet Mer- kez Bankasına gönderülmiş oldu- ğundan önümüzdeki günler velâ bunlar piyasaya çıkarıla e ev- | tır. Cumhuriyet Merkez - Bankası nümune 2,5 liralıklardan bankalı: ra göndermiştir. :500, ve «1000» liralık paralarımızın tab'ı da ya - kında bitirilecektir. Bu suretle yeni kâğıd parala - rımızın serisi tamam olacaktır. Birimizin Derdi Hepimizin Derdi Otobüs Rezaleti Hüviyeti bizce malüm bir sku- yuçumurdan aldığımız mektubda deniliyor ki: e— Geçen akşam, Şisliye gli- mek Gzere Beyazıdda ölübüse bin- dim. Acele işim yardı. Tramyaya nasaran daha çabuk Kider diye 14 kurüş feda ettim. Saat 1L10 geçiyordu. Eminönüne kadar ağır ezgi fırlaki makam cekdik. Bura- da bizlm otebür stop etti. Şaför muavini indi, makinede sudan ta- mirler yapmağa / başladı. Yolcu- lar arasında sabırsızlananlar var- d Ben bu tamir İşinin ciddiye- tine Manmıştım. Meğ F dalevere imiş, şöför YLAS de köprüye ge len Kadıkây vaparunu hekliyor - muş. Hakları var. Araba Şişliye kadar beş zidecek değli yat u bekleme, iğer hatlarda işliyen otobüslerde de Kendini gösterdi. Acele gilmek için etebüse binen yoleular sabırvızlana dürsunlar, mrabalar köprünün Kadıkây iske- desinde sıralanıyerdiler. İşin garibi. vapurdan umulan aZmrüdüsekas Jar da — çıkmadı. şaförler elleri böğürlerinde kaldı. biz de aabiyetle renkten renge girdik.

Bu sayıdan diğer sayfalar: