10 Nisan 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

10 Nisan 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KA ARNAVUTLARIN MERD VE ERKEKÇE ÇARPIŞMASI erkes İtalya - Arnavutluk ; harbile meşgul. Vapurda, tramvayda bu herbin müna- kaşası.. Neticeler üzerinde yürü- tülen tahminler., | Netice ne olursa olsun, Arna - | vutluğun silâha sarılıp yurdunu müdafaa edişi güzel bir şeydir, İs-i tiklâli elinden alınmak İstenen bir! millettn dişini tırnağına takıp öl- mesini, öldürmesini bilmesi kadar, dünyada güzel şey ne vardır?. Kan dökmek fena bir şeydir. Fakat, böyle kan dökmek için insanların| içindeki nşerdlik, erkeklik arzu - larının nasıl şaha kalktığını Ar - navutlukta seyrediniz. NAŞİD SAHNE VE SAN'ATTAN ÇEKİLİYOR MU? —— Kıymetli halk san'atkârı Naşld “Uzun zaman hasta yattıktan sonra| iyileşti. Fakat, dünkü — gazetede, * san'atkârın artık sahneden çekil- mek istediği haber veriliyor. Bu hvadise içim sızladı. Naşid, sah - neyi, san'atı belki hetkesten fazla seven insandır. Onu böyle bir ka- Tara sevkeden âmil nedir?. Zavallı| Naşid, birkaç ay hasta yatınca, bütün san'at şubelerinde olduğu gibi. sahne hayatının nankörlüğü de, adamcağızın başucuna bir az- rail gibi dikildi. bir müddet çalı- şamaması, onun bütün mukavele-i lerini, her şeyi altüst etti. Bir san- atkârın, görüyorsunuz ki, hasta olmağa, bir müddet dinlenmeğe bile hakkı yoktur. O, daima çalı- şacak, hayatını, günlük ekmeğini kazanacaktır. Bizde güzel san'at şubelerinin hepsi, böyle nankördür. Naşid gi- bi bir san'atkâr, bir daha ne vakit yetişir?.. Bir de, memlekette tan- &ikâr yetişmediğinden bahseder, şikâyette bulunuruz. Bu misaller karşısında san'atkâr nasıl yeti « gir?.. Zavallı Naşid.. SENE 40 BİN LİRAYI ÇOK GÖRMİYELM. Tiyatrodan bahis açılmışken, bi- raz da şehir tiyatrosundan konuşa- Hm. İstanbul şehir tiyatrosunun 2— SON TELGRAF —İONISAN HÂDİSELER KARŞISINDA Son Telgraf bu sene 40 bin İlra açığı varmış. Şimdi, bu açığı kapıyacak tedbir- ler düşünülüyormuş. Huk telif esere rağbet gösterdiğinden, daha ziyade, halkın hoşuna gidecek böy-| le telif eserler gösterilecekmiş.. A- Çığı kapatmak için kimbilir, daha| neler yapılacak.. Hatla, şehir ti> yatrosunun İstanbul Belediyesi için bir varidat membar olmasını ileri sürenler bile var, Bunları duyduktan sonra. Şehir| tiyatrosuna da acıdım.. Demek, o da sizlere Ömür, gidecek.. Telif e- serlerin ekseriya, nekadar kötü olduğunu en yakın misallerile gör- medik mi?, Klâsik olmuş, beynel- milel kıymette — eserler bundan sonra, varidet — getirmiyor, diye, oynanmıyacak mı?. İstanbul balkının tiyatro terbi- yesini yükseltmek ve tiyatro zev- kini arttırmak için senede 40 bin Hirayı çök görüyoruz. Yazık... YEŞİLAY YARDIM İSTEDİ, ALAMADI Yeşilay cemiyeti, yardım edil- mesi için belediyeye müracaat et- miş. Fakat, bütçede tahsisaz kal- madığından, belediye, bü yardımı yapamamaş... Belediye kendi va- ridatını arttırmak için çarcler dü- Şünürken, Yeşilay cemiyetinin böyle bir müracaati de mevsimsiz değil mi? Zavallı Yeşilay cemiyeti. De- mek ki.. İçki aleyhindeki propa - gandasını biraz eksik yapacak... Allah başka keder vermesin.. İLKBAHAR HERKESİ b almen eee NEDEN AZDIRIYOR?. Kakırköyde akıl hastanesinden bir hasta kadın kaçmış.. Aramış - lar, nihayet bulmuşlar.. Kadınce-i bız: — Hastanede pek canım sıkıldı, şöyle biraz hava alıp dönecektir,| demiş. Peki amma, delinin şakası olur mu?, Hastane bahçesi günlük, gü- neşlik bir yerdir. Orası kâfi de - ğil mi?. Kuzum, bu güzel bahar günlerinde Bakırköy hastaneleri- nin gezmek arzularını tatmin et- meli., AHMED RAUF “3r Fransız Fasında Oran minta- KâSında”SI marttanberi hafif ve Şiddetli otuz zelzele olmuştur. «İki meme>» adı verilen dağdan kesif dümanlar çıkmaktadır. Bu- rada yeni bir yanardağ hasıl ola- cağı zannedilmektedri. * İzmirde dün babasının ta - bancasını — karıştıran fotoğrafçı Kemalin on sekiz yaşındaki bü - yük oğlu, kazasen on yaşındaki kardeşi Yıldırımı öldürmüştür. * Maaif Vekâleti Üniversite, ordinaryos profesörleri ile doçent- lerin kadrolarını genişletecektir. Asistanların mâaşları da 25 lira- dan asgari 30 lira asli maaşa çı » karılacaktır. — IKUğÜK HABERLERI * Hayvan borsası yeni idare he- yeti seçimi cuma günü Sütlüce - deki borsa binasında yapılacak- tır. * Yeni yapılmasına karar ve- rilen hastahane için 438,035 lira tahsisat ayrılmıştır. Hastahanenin Beyoğlu hastahanesi yanında yap- tırılacağı anlaşılmaktadır. * Ankarada yeni inşasına baş- lanan devlet demiryolları umum müdürlüğü binasının temeli ka « zılirken, eski mezarlar bulunmuş- tu. Bu mezarların milâttan son- ra dördüncü asra aid olduğu an- laşılmıştır. Bazılarında zamana a- id güzel yağlı boya resimler bu- lunmuştur. *| sesiz kadınları tesbit edecekler « ,Bir Gümrük Kaçakçılığı Yardıma Mühtaç Olanlar 'Tahsisatın En Lüzumlu Yere Sarfı Temin Olunacak Biuhtelif sebeblerle; Belediye - 'ye bâş vurarak yardım istiyen aile-| lerin ve kimsesizlerin himayeleri için Belediye reisliği yeni şekil tesbit etmektedir, Bu suretle Belediye bütçösine konulan yârdım tahsisatının en lüzumlu yere sarfını ve yardım gekilleri işinin bir formüle raptı mümkün olacaktır, Bu hususta mahalli belodiye şu- beleri ve mahalle mümessilleri de harekete geçmişlerdir. Mümessiller; muhtelif semt - lerdeki fakir halkın ihtiyaçlarile daha yıkndan alâkadar olacıklar ve kazanç; geçim imkânları az o- lan veya erkeksiz, çalışamıyacak vaziyette bulunan ihtiyar kim - dir. Bu suretle her — mümessilde o semtin bakiki fakiri ve himayeye, muavenete en kat't ihtiyacı olan ailenin adresi tesbit edilmiş bu- lunacaktır. Muhtelif hayır teşekkülleri ta- rafından büyüklere veya çocuk - lara yapılacak elbise, erzak tev- ziatile Belediyenin kömür tevzi- atından bu kabil hakiki fakirler istifade edecekler, bir takım sahte fakirlerin bu husustaki faâliyetle- ri önlenecektir. Zonguldakta Yeni Bir Kömür Ocağı Zonguldaktan on iki kilometre yzakta olan ve yirmi beş seneden-i beri kapalı bulunan Karadon kö- mür ocakları Etibank tarafından tekrar açılmıştır. İstanbuldakt Ford fabrikasın - dan hurda malzeme alan iki ko « misyoncu sandıkları dışarıya çı- karırlarken, gümrük memurları sandıkları aramışlar ve içinden kaçak 'otomobil lâstikleri çıkare mışlardır. Lâstikler müsadere e- dilmiş, kanuni takibata geçilmiş- tir. * Şehir tiyatrosu artistlerinden Bedia Ferdi Konyada hastalanımış ve kendisine ameliyat yapılmış - tır. Sıhhati düzelmektedir. x Karaköy köprüsü dubaların- dan bir kısmı tamire muhtaç gö- rülmüştür. Bunlar yakında tamir ettirilecektir. * Maarif Vekâleti orta tedrisat muallim ihtiyacını tetkik etmek - tedir. Bu suretle yeni alınacak muallim miktarı da tesbit oluna- caktır. * Telgraf adreslerinde — şehir isimlerinin birbirlerine benzer - likleri yüzünden bazı yanlışlık « lar olmaktadır. Adrslere vilâyet isimlerinin de ilâvesi tamim edil- miştir. * Üsküdarda Hacıcafer mahal-| lesinde Bostan sokağında oturan Allahverdi yediği baldan zehirlen- miş hastaneye kaldırımıştır. PO Ve.. Mah Altı Yıllık Yankesici Henüz 18 Yaşındaki Gencin Çocukluktan Başlıyan Varifetleri D ün Hasan isminde henüz 18 yaşında bir kırsızım muha -. kemesine asliye birinci ce- zada bakıldı. Bu çocuk aşağı yukarı beş ıııı.ı senedenberi yankesicilikle ve hır- sızlıkla geçinmektedir. Bu sebeb-i le birçok sabıkaları vardır. İşi ica-, bi sık sık mahkemeleri ziyaret et-| tiğinden adliyede kendisini tanı- mayan hâkim yoktur. Bundan bir müddet evvel, Ha- zan oşya çalmak için Mazalto is- minde bir Müsevinin apartımanıi na giriyor, Birinci daireye çıkarak! kapıyı açıyor, orada gözüne ilişen Bir bavulu alarak, aşağı iniyor, dı-i şarıya çıkıyor. Fakat biraz sonra bir karakolun önünden geçerken polisler onu yakalıyorlar; bavulun| kime aid olduğunu soruyorlar. Hasan kendisinin olduğunu söy- lüyor. Fakat: — İçinde ne var? Sualine hırsız cevab veremiyor. Çünkü, henüz fırsat bulup, bavulu — açamadığı için, içinde ne olduğunu bilm'yor-| Bavul, karakolda açılıyor. İçin- den mösyö Mazaltonun ve çocuk- larının kirli çamaşırları çıkıyor. Dünkü duruşmada Hasan suçu- nu itiraf etti. Aç kaldığı için bu Suçu işlediğini söyledi. Şahidle - rin de sorguya — çekilmeleri için duruşma başka bir güne bırakıldı. KISA POLİS HABERLERİ vi Fikret adında bir çocuk Ka- diköyünde Necati adında birinin Gükkânımdan bisiklet çalarak $a - vuşurken yakalanmıştır, * Şehremininde oturan Rece- bin 4 yaşındaki çocuğu Sewim arsadan toplıyarak yediği baldı - randan zehirlenmiş hastaneye kal- dırılmıştır. * Beyağlunda Aynalıçeşmede oturan şoför Muhsinin Idaresinde-| ki 1843 numaralı otomobil Tepe - başından geçmekte iken tutuşmuş! ise de sirayete meydan verilme - den söndürülmüştür. * Fenerde Bedrosun kereste posunda çalışan Osman oğlu Bekir| deponun rıhtımına yanaşan mo - törden kereste boşaltırken düşe - rek yaralanmıştır. * Samatyada oturan Hulüsi a- dında birinin köpeği sokakta oy- namakta olan Kâmil adında bir çocuğu sağ kalçasından ısırmış - tır. L . ı S Kovaladı Diyordu B—— Anlat bakalım — Nihad, ladı: ler. Siyam, kendilerini bir gazi- gazinoda Şemseddin, Ahmed. İb- | zaa çıktı. Birbirlerine söğüp say- Onlar Bizi O, Birakın Beni Canım Evime Gideceğim Artık irinci ceza hâkimi mMaznun- lardan en gencine: dedi. Hâdise nasıl oldu? Nihad, yüksek sesle söze baş- — O gece, eskidenberi tanıdı - ğim Siyam ile karısı bana geldi- noya götürmemi söyledi ve karı koca taksiye atladıar. Gittiğimiz rahim ve Nuri de vardı. Bir ara- hk, dört arkadaş arasında müna- mağa başladıl. Nihayet kavga yatıştı Kalktılar, gazinodan çık- j tılar. Aradan beş ön dakika geç meden biz de gazinoyu terkettik. Biraz sonra Şişliye vardığımızda orada, bir apartımanın önünde on- ları tekrar gördük. Ahmed, arka- daşlarına: — Bırakın beni canım, evime gideyim artık!.. diyordu. Üç arkadaşı ise onu yakasın « dan, kollarından tutmuşar, oto - mobile sokmağa çalışıyor ve içle. rinden birisi şöyle söyleniyordu: — Olmaz Ahmed, olmaz. Sen de aramızda bulunacaksın, bu gece | beraber eğleneceğiz!.. Nihayet Ahmed kendisini on - ların kolları arasından kurtardı. Koşarak otomobile geldi ve yal- varan bir sesle bana: — Aman kardeşim, dedi. Beni şunların elinden kurtar! Evime götür. Ahmed taksiye atladı, hareket ettik, onlar da bizi — kovalamağa başladı. Sıraservilerde Siyam ile karı - sını indirmek için, taksiyi durdur- dum. O sırada onların arabası da bize yetişti. Birisi, bizim otomo - bilin kapısını açtı ve beni aşağı aldı. Üç arkadaş üzerime çulla - narak döğmeğe başladılar. Siyam derhal o semte en yakın olan karakola koştu. Ve biraz son-| ra polislerle geldi. Polisler beni anların eliden kurtarmağa çalışır-i ken, fazla sarhoş olan ve ne yap- tıklarını bilmiyen Ahmedin arka- daşları yanlışlıkla onlara da vur- muşlar... Ahmed de hüdiseyi şöyle anlat- t «— Arkadaşlarım fevkalâde sar- hoş idiler. Ben de içmiştim am - ma, aklım başımda idi. Kendilerin- den evime gitmek için müsaade istedim. Razı olmadılar. Ben de Nihadın arabası ile kaçıp kurtul- mak istedim. Fakat buna muvaf- Nafianın imara Yardımı Ali Çetinkayanın Güzel Vaadleri Yerine Getirilmiyecek mi? Sabık Nafıa Vekili Ali Çetinka-| ya, İstanbula son gelişinde, İstan- bul Vali ve Belediye reisi Lütfi Kırdarla şehrin imarı etrafında uzun görüşmelerde bulunmuştu. Bu arada Ali Çetinkaya, Gazi köp- Tüsünün iki tarafındaki bulvar işini, Eminönündeki imar faaliye- tinin mütebakisi ve Bebek - İstin- | ye yoluna aid çalışmaları Nafa Vekâletinin kontrol ve tedvir e- deceğini İstanbul Belediyesine va-| detmişti. Ahiren kabinede husule gelen tebeddü! neticesinde Ali Çe- tinkayanın Nafıadan çekilmesi - nin, Belediyenin bazı ümlülerinin suya düşmesini intaç edip etmiye- ceği düşünülmektedir. İstanbul Belediyesi, Ali Çetin- kayanın ağzından vadodilen Na- fıa müzaheretinden badema mah- rum kalıp kalmıyacağını Ankara- dan soracak ve alacağı cevaba gö- re, faaliyetine devam edecektir. Kadastro Teşkilâtı Değişiyor İstanbuldaki kadastro müdür - lükleri arasında yeni teşkilât ya- Bazı kadastro müdürlükleri şim- diden kazalarına ayrılmağa baş- lamıştır. Kadıköy kadastrosuna bakmak- 'ta olan İstanbul ikinci mıntaka kadastro müdürlüğü Kadıköy ka- dastro müdürlüğü namını almış ve Kadıköyünde — Altıyolağızında bir bina kiralıyarak dünden iti- baren nakledilmeğe başlanmıştır. Beyoğlu kadastrosuna bakmak- ta olan Beyoğlu kadastro müdür- lüğü de Beyoğluna nakledilecek- tir. İkinci mıntakanın kadastro muamelğiti Adalar kadastrosuna bakmakta olan İstanbul birinci mıntaka kadastro müdürlüğüne devredilecektir. Bu iki kadastro müdürlüğünün evrak ve muamelâtının — tetkiki için de kayıd kaleminden bir tet- kik heyeti teşkil edilerek bu ka- yıdlar kazalara göre tefrik odi - lecektir. Fatih kadasfrosuna bakmakta olan üçüncü kadastro müdürlüğü de hazirandan itibaren lâğvedile. rek bunun muamelâtı da birinci kadastro müdürlüğüne devredile. cektir. Bu suretle hazirandan itibaren de biri İstanbulda, ikincisi Kadı- köyünde, üçüncüsü Beyoğlunda olmak üzere üç kadastro mıntaka müdürlüğü (hdas edilecek, hâlen mevcud mıntaka müdürlükleri lâğvedilecektir. Benim en samimi arkadaşlarım - dir. Ben Nihadın otomobiline bi- nip, onlardan ayrılınca, belki de başına bir kaza filân gelir diye korkmuşlar ve bunun için bizi ta- fak olamadım. Onlar beni yine ya-, kaladılar. Şemseddin, Nuri ve İbrahim kib etmişlerdir. Duruşma başka bir güne bıra- kıldı. M. HİCRET Tarihi Roman: No. 47 — Mademki elinize esir düş - tüm. Söyliyebilirim. Artık. Ba - 'bam, Arabları İşbiliye önünde o- | yalamak ve diğer kaleleri bu müd- det zarfında tahkim etmek isti - yordu. a — Buna müni mi vardı?. — Dedim ya. Babam, Sinyora sormadan birşey yapatnaz. — Kral ne tikrde acaba?. — O göklerden yardım bek - liyor. Ve büyük bir ümid içinde eğlencesine devam ediyor. As - - keri yormak likdnde’dail. Halifenin Sarayında Bir ispanyol Güzeli Yazan: CELAL CENGİZ — Arab ordusundan korkmu - yor mu?, — Hayır. Arabların günün bi- rinde kerdiliğinden dönüp gide- ceğini söylüyor. $ Selim gülmeğe başladı. — Eğer bu söylediklerin doğru | ise, Kral çıldırmış demektir. — Zaten pek akıllı değildir. Her kes ona taparcasına hürmet eder amma, bence Kral çok akılsız, mu- hakemesiz bir hükümdardır. Selim düşünüyordu: — Acaha bu kızın dedikleri doğ- Tu mu?1, & A Eğer doğru ise, böyle bir mec- nunu yYakalamak kadar kolay ne vardı?. Maryana bir aralık sordu: — Şatonun önündeki askeriniz zevk ve neş'e içindedir. Siz neden düşüncelisiniz?, — Seni ne yapacağımı düşünü- yorum. Karargâha mı göndersem.. Burada mı alıkoysam.. — Beni herhalde buradan uzak- laştırmalısınız! Çünkü, ben bura- da kalırsam, Fernando'nun eli beni cezalandırmakta gecikmez. —Niçin.? Fernando elini bu - raya uzatabilecek kadar yakında mıidir?. — Belli olmaz. Şimdilik İşbili- yeye gittiğine eminim. Fakat, be- nim burada kaldığımı duyarsa, ze birçok şeyler söylediğimi tah- min ederek, beni öldürtmete kal. kışır. ” Selim bu sözleri ihtiyatla din- Kiyordu. İşbiliye kalesine iltica e- den papas Fernando, Arablar ta « rafından zapt ve işgal edilen şa - toya bir daha nasıl ayak atabilirdi? Selimin uykusu gelmişti. Maryana'yı odada yalnız bi - raktı. Kapısını kilitledi. Ve önüne kar- Bdi iki nöbetçi dikerek bir başka odaya çekilip yattı. * FERNANDO'NUN ŞATOSUNU NEDEN ATEŞLEDİLER? Ertesi sabah, Eihüris'den Seli - m'e şöyle bir emir geldi: «Askeri ve Maryana'yı karar « gâha çekerek, şatoyu ateşleyiniz'e Arab kumandanı, papasın şato- sunu müslüman ordusu için teh- likeli görüyordu. Maryana'nın orada - kalışından da şüphelenmişti. Klharis: —Bu kızı şatoda boş yere bı - rakmadılar, Bunun elbette bir bebi vardır. Kanaatile şatonun yakılmasını emretmişti. Oysa ki, Selim, Maryana'nın söylediklerine inanmıştı. Onu, İş- biliye zaptedilinciye kadar bu şa- toda yatırmak istiyordu. Kuman- dandan bu emir gelince canı sı- kıldı. Fakat, Elhâris'e karşı itiraz edemezdi.. O gün öğleye doğru şa- toyu tahliye ederek, maiyetindeki askere; — Bu şeytan yuvasını hemen kundaklayınız!. Diye emir verdi. Selim, Mar- yana'yı alarak şatodan çıkmıştı. Maryana, şatonun — yakılacağını bümiyordu. Selim onu, şatonun karşısındaki tepeye çıkardı. Biraz sonra şato alevler içinde yanma- ğa başlayınca, Maryana çaşırmış- tı. Birdenbire uyağa kalkarak: — Şato yanıyor., Gidelim, kur- taralım. l Selim, İspanyol dilberinin ko- Tlundan tuttu: — Onu ben yaktırdım, dedi, u- zaktan böyle muhteşem bir bina- man yaraşını seyretmek hayli zevk- Ki oluyor. Maryana çırpınmağa başladı. Selim: — Ne oluyorsun? dedi. Mal sa- hibi gibi, neden telâşa düştün? Yo sa bu şatoda senin de hissen mi' var?. Genç kadın gözlerini açarak: — Berşey mahvoldu, dedi, Sin- 'yor Fernando'nun bütün plânları yanıyor, İspanya mahvoldu. Ey- vah, bu felâkete ben sebeb ol - düm. Maryana saçlarını yolarak çir piniyordü. — Selim birdenbire şaşaladı: Hangi plânlardan bahsedi « yalsun, Maryana? Bir şatonun yanmasile koskoca bir Kıştale dev- | Teti mahvolur mu?. B yi .»Dış’ Yeni Napolyonla Yeni Pitt — Yazan: Ahmed Şükrü £$ Bir taraftan mihver dı adı verilen Almanya ile İta ğer taraftan da demokrat d ler cephesini teşkil eden İngil ile Fransa arasındaki mücad hâd bir safhaya girmiş bi yor, Mihvet devletlerinin © leri bütün vuzukile anlaşılı Almanya, Avrupanın şimali kisi ile Tuna havzasına hâl mak istiyor. İtalyâ da ceni ki ve Balkanlara doğru niyetindedir. Almanya, bu siyasetinin başlangıcı olarak koslovakya'yı parçalamış ve da Memel'i almıştır. Bu iki neticesinde Polonya ihata oldu. Ve Almanya — Polor meşgul olmak üzere iken, tere müdahale etmiştir. İn; Polonya'ya islediği teminatı mişlir, Bugün Polorngya'ya yapılacak bir. Alman mutlaka Avrupa harbini caktir. Almanya'nın bü böyle bir harbi göze alacağı heli görünüyor: 4 Almanya'dan sonra sıra İtâ ya geldi: Ve bu devlet de A vutluğu işgal etti. Çekosloval nin istilâsı, Polanya'yı ne d tehlikeli bir vaziyete koymü Arnavutluğun işgali de Yugd ya'yı ayni kötü vaziyete dü Müştür. Esasen Polonya'nın. manya'ya karşı olan vaziyeti, göslavya'nın İtalya'ya karşı ! vaziyetine çok benzer. — Hefi devlet de komşuları olan iki yük devlete karşı ayni - siyâ takip etmişlerdi. Her ikisi del ce Fransa'nın ittifakına girimi Fakat kollektif barış ııııâ yıkılışın >> sonra - komşulaf döstlükiarını arı di P ya için Almanya ile dostluk yal sukutu doğurduğu gibi, $ goslavya'nın İtalya ile dostl da ayni hayal sukutunu doğl muştur. İngiltere Polonya'yı manya'nın istilâsından kurti için Avrupa kıt'asındaki tai lerini çok genişletli. Şimdi Arnavutluğun istilüsile ayni | yete düşen Yugoslavya'yı da tarmak için İngütere bu di de ayni teminatı verecek mi Ancak şimdi Yugoslavya m lesi, Romanya — meselesinden daha âeli bir iş halini Haritaya bakılacak olursa, A vutluğun İtalya tarafından lile bu devletin ne derece mi bir vaziyete düştüğü görülür defa Adriyatik denizi Yugos ya'ya tamamile kapanmıştır. £ ra Yugoslavya'nın taarruzs £ en hassas olan cephesi, Arna' luk hudutlarıdır. Yugoslavlar daha kötü olan bir vaziyet ki, Polonya'dan farklı olaral iki mihver devleti ile de kof durlar. Yugoslavya'nın Macaristan Bulgaristan gibi — fırsat koll iki komşusu vardır. Bu itib Yugoslavya demokrat dev tarafından yapılacak olan t cevab vermezden evvel pek düşünmek ihtiyacındadır. Bu Sabahki Topi Ankarada toplanacak n&şr kongresine şehrimizden de bir yet iştirak edecektir. Bu h seçmek üzere İstanbul maf mecmua ve gözete m bu sabah 9,30 da İstanbul M Müdürlüğü binasında toplat tır. ğ Sokağa Düşürülen Lira demet para bulmuş, saymi bi lirada nibaret ola nparayı F kola tesim etmiştir. Paralari!

Bu sayıdan diğer sayfalar: