10 Nisan 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

10 Nisan 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fransa, Almanyaya TekBaşınaDuramaz İngiltere Kendisine Düşen Vazifeyi Mutlaka Yapacak Birinci Derecede Rol Oymyacak ver —ş“*., itler «Kavgam» adlı kita - H bını yazalı yuvarlak bir he- sabla on beş sene olmuştur. © zaman kendisi hapsedilmiş, o dü hapishanede bulunduğu za - man bu kitabı yazmıştır. Bu ki- tabda söylenen şeyler birer birer hakikat oluyor diye de dünyayı kaplıyan bir rivayet vardır. Avrupa matb harrir çıkıp da: — Ortalığın bugün sakin olu - guna bakmayınız. Yarın çok şey- ler olabilir. «Kavgam» kitabını yazmış olan el yarın Avrupa ha- Titası üzerinde oynıyacaktır... De- Miş olstaydı ona şu cevab veril - mekte gecikmezdi: uatında bir mu « — O zamana bakmamalı!. Hit ler o kitabı yazdığı zaman hapis- hanede Kend * devlel adamı olacak koca bir mem- leketin başına geçmiş değildi. İs- bir kitab ya: mes'ul — bir atacağı adımdı ç malüm olan vekayi geldi. Fakat Avrupada daha neler olacağı endişeli bir sual halinde durüyor. İngilterenin ileri gelen politika tndan Lord Lotian Tay- mis inde ya bir yazı- da «Kavgam» kitabından bahse. derek diyor ki: | «Hitlerin kitabı Berlin - Roma | Almanların Seyfired hat tındaki tank kapamları mihverinde İtalya; sevkedecek tedir. Çünkü Almanyanın ehbemmiyeti arttıkça artıyor. Eğer harb çıkarsa o za- man daha ziyade artacaktır. İtal- ya da artık Almanyanın arkasın- dan gitmekten başka birşey ya - pamıyacak, ona tâbi olüup kala - da endişeye Manalı Bir Hareket imanların İngiltere ile 1935 Aı.kmı itilâfini feshettikle- rini yazmıştık. Ayni gün Hitler bir nutuk söylemiş ve yi- W ne ayni gün, <Fon Tirpiç> ismin- deki 35,000 tanluk ikinci Alman kruyazörü denize — indirilmiştir. | maneviyat, beyin kuvvetleri, Bir Muahede Feshedilirken İ j Bir Gemi Malümdur ki Amiral Fon Tir; eskiden İngillere ile deniz anlaş- malarının kat'i surette aleyhinde bulunuyordu. 1935 muahedesinin feshi sıralarında bu zırhlının de- | nize indirilmesi manalı görülmüş- tür. yaşama, yaşatma, yapma, yaratma duyma, işitme, sevinme, ağlama Bibi baştanbaşa giz olan şeyler bir yana dursun en sadesi: Körbarsak. bademcik nedir, niçin yapıl - mıştır, vücutteki ödevleri nedir bilmiyoruz?, Bun- ları böyle bilmediğimiz gibi hiçbir şey de bilmi - yoruz ve tablatin yaplığı en basit olguları, yaratık- memammamamsamzanna V İZÖ gaşaamamınca YAT ETEM İZZET BENİCE y ları bile benzetip yapamayız. Bildiklerimiz, gör - bulduklarımız ve gözönünde olan şeylerdir. Lâfın kısası tabiate aid her, şeyin ne yapısını, ne de niçin ve nasıl yapıldığını bilmi- düklerimiz, sadece yoru: Güney yine burada doktorun sözünü kesti: — İşte onun için benden sonra da yine senir yaşıyacağını bilmiyorsun!.. Dedi ve gülerek ilâve etti: yordu. Güney: “ Denize indirilen | | | 'TATLI REKORU | gıkarak tramvaya binmiş. Yanmda e- Meraklı Şeyler Ev bayatına ait). merikalı bir ahçı, 730 türlü taflı YA Şt dam at ömiştan Üsta ahçı, tamam bir sene her gün bir başka tatlı yaparak patronlarının önüne koymuş. Bunlar, bahsi kaybelmesden evvel yenlden baştamak arsusunu İzhar e- mişler ve ahçıya büyük — bir bahşiş vermişler. NÖTERİN CÜZDANI Şunun ve bunan para çanlasını, cüz- danımı çalan hırsızların, yankeslcilerin galdıkları paradan istifadeye vakli bu- Tamadıkları, bir. başkasına kaptırdı! ları. çaldırttıkları çok defalar görül müş, işitilmiştir. Buna bir misal ol rak geçenlerde Milâneda geçen — bir vak'ayı zikretmek kâfidir: Genç bir köylü, karımı Hle beraber Müilânoya gelmiş; küçük bir ev tutmuş. iş aramağa çıkmış. —Aradan haflalar geçmiş. bir yere kapılanamamış, # - kıntıya düşmüş. Bir gün, ümidsiz bir halde evinden TE gan aüi vkcinn B Şi v erMl Hai Bücüle aCi | pirşeleri hei f p ee Lcrar y , Doğru evine gelmiş, cüzdanı k İçerisinden banknot olarak yüz | | Fakat, işin sonüna bakınız: Bu etiz- dan, getç köylüyü aramak için Mil Hoya gelen bir noterin imis. Köylü - |nün Amcı ada Ölen bir teysesinden | yüz oluz bin liret miras kalmış. | lacaktır.» Lord Lotlan'ın bu yazısı hep İn- gilterede mecburi askerliğin ka- bulü içindir. Son zamanlarda İn- giliz metbuatı bu mesele ile çok Fakat İatikbalin aha neter Kazırladığıni geçen se- vukuatından — ke: meğe muvaffak olanlar © zamanda bun. setmişler, mecburi asker- 'a etmişlerdir. ıyacağı —tehlike ise hava tehlikesi değildir. Çün- kü havada kuvvetlidir. Denizde, e biç deği nenin sai sayes cektir. Fakat Fra cağı tehlike Ma anya ve İtalya gibi memle- ketlerin propagandasu şudur ki İngilizler fedakârlık edecek de- Billerdir. — Kraliçenin Yiğeni hattındadır. "'“î sama Riayet Etmediğinden Mahküm oluyor İngiliz Kraliçenin yiğeni Con Patrik otomobili ile giderken yol- da arbasını durdurarak gidenli rin geçmesine müni olduğu için 40 şilin para cezasına mahküm ol- || muştur. | diği biribirine karşı duyduğu, hayaller, acı ve sı- zılarla evden çıktı. Arabası kapıda hazırdı. Güney de balkonun penceresinden gözetli « Fazıl şoförün yanına oturdu. — Arabanın arkası dururken önüne ha| Zavallı noter; zenç köylünün evini bulmuz. mmin edeceğini süylerniş. Paraları çakdırdığını ve taz- Genç köylü, neterin haline acıyarak hakikati anlatmış ve kendisini büyük bir yebden kurlarmış... KÜCÜK BİR MÜTENASSIS Zamanımızda, kendin çin matlaka ihtisas herkangi — bimeyde züslermek, muvaffak olmak (- er, Yani müte- hassıs olmak lâzıradır. İşle Nevyorklu ve Ürik Ford adlı küçük bir zenci, İlk mekteblere devam eden beş altı yaşındaki çocukların ceb- derini, çantalarını Tursa alıp eidiyor. Çocukların ceb rinde çok para olmamakla beraber kü- şünyor, ne bü gük zenel günde bir İKi doları dağ - rültüyormuş, Nihayel foyası meydana çıkmış, ya- kayı ele vermişı Çecuklar, aralarında 11 dölar top- Tamışlar ve müdüre götürüp tesitm et- | eti için Şohn DMac Nalli'ye vermiş- ler. Jobü paraları cebine koymuş. ten- ha koridordan geçerek müdürün e- damma gitmek istemiş, Hü sinde Fora | karşısına çıkmış. tehdidle paratarı al- | müş, koşmağa başlamış. ı | Jolm peyini Birakmamış, atutunuzle diye bağır- muya- başlamış. Rüçük zenci yakalanmış. mahkemeye lmlş ve iki vene hapsa — mahküm olmustur. | ol Mac Nelli'yo gelince: Günün ) Kahramanıdır. Mektebden çıkınca #i- mağa karar vermiş.. Keşıf Alayı Tarihden bir altın sayfa, en kudretli aşk, en büyük hareket kaynağıdır. Milyonların hazır - ladığı san'atın yarattığı bir şa- heser, tarihde parlayan zafer destanı kalplerde gizlenen bir aşk hasreti, yıldızların yarattığı bir san'at eseridir. DAi Ve bütün söylediklerine ekliyordu:, — Beni burada bırakınca hemen eve dön. KURTULUŞ GÜNLERİ Ferit yine Nesrinin bir mektubunu okuyordu: — Feritçiğim, biliyorum, ne kadar sun, nekadar üzülüyorsun. Fakat, Kampın Doktoru apur rihtımdan ayrilıyor - du. Güvertenin parmaklı - Na yaslanmış, elindeki mendili mütemadiyen — sallıyan Perihan, gözlerinde biriken dam- laları zaptedemedi. Rıhtimda bi- raktığı genç adam, Perihan'ın sev« gilisi idi: Müştak.. Akşam oluyordu. Denizi - mor bir gölge sarmıştı. — Sarayburnu ağaçlarının koyu- luğu, gittikçe bü- yüyor, gözlerde azamet leşiyordu, Müştak, tinden kımıldamadan, vapur S rayburnunu — dönül kad e teselliyi iç - | buldu. Adeta seni yürüdü. - Karaköye ka Bir ©: uca bir meyhaneye gir-| * Perihan, yaz tatilinden ( ederek İzmire gitmişti. Babüt ı| İzmirin büyük, tanınmış tüccar- | larından İstanbulda, | babasındı gün, bi ro kumpanyasile beraber İ: gayet güzel, o derec n tanışmış, beta- Bu hi- baba - larına sebeb olmuş- tu. Aradan on yıl geçiyo * Perihan, İzmire gel memnundu. İlk gönlerde müthiş canı sıkılıyordu. Müştak'dan ay - rılmıştı. Mütemadiyen, genç a - rdu. Her sabah u- 'ın annesile, | yanır uyanmaz, ilk işi, Müştak'a hektub yazmaktı. Müştak da Pe- rihan'ın her mektubuna uzun, his- N cevablar yazıyor, bir an evvel İstanbula dönmesini — istiyordu. Perihan, on beş gün kadar İs - tanbulun ve Müştak'ın hasretile kıvrandı. Bir- vesile bulup “artık dönmek için düşünüyordu. Ba - Ç yıl vardı ki kızını görmü- — Annenin yanına gidip de ne ın. Burada istirahat et, ü, sabırsız ve mayan hali, babasının gözün- | den kaçmamıştı. Kızının rahatsız olduğunu hisseden baba, Perihana ce, onu oyalıyacak vasıtalar arıyordu. © akşam eve neş'e İle girdi. doğ- ru kızının odasına çıktı: dedi, sana on beş günlük güzel bir eğlence bul - dum. Komşulardan bir eski ai Çi Jında kamp kuruyor - eğ — Perihan, Süzel bir sürpriz değil mi? nn yüzünde birden elirecek sevinci bi mek sabırsizliğile rihan, yüzünü bur! — İyi amma, babı üşkün baba, birden na da İzmiri beğendire - medik, gitti... Ne var İstankulda? Bizim herşeyimiz İstanbuldan da- ha güzeldir, - Ona eminol Bu kamp hayatını kaçırma.. Göre - ceksin, ne kadar eğleneceksin... Hem, benim hatırım için mutlaka gideceksin... Kampı tertip eden komşulara, ahbablara söz verdim. Gitmezsen küçük düşerim, ayıb olur. Perihan razı olur gibi göründü. Nesritin üç büyük kâğıd dolduran mektubü- nun bir bu parçası, bir de son cümleleri üzerinde Ferit belki saatlerce durdu: e— Beklemekten yılma Ferit, çok bekledik, belki biraz daha bekliyeceğiz. Fal hiçbir şey kaybetmedik. Hep iyiye, kazanca, ca yakın olmağa gittik ve bir gün, en kısanın sı- leneceğiz. sıkılıyor. » biç tasalanma, Kurtuluş günlerinin eşiğindeyiz. Başımızı başımı» t, beklemekten ma- nırları içine giren bir günde de amacın ta kendi- sinde ve biribirimizin şehvetten tutuşan, sevgiden yanan kollarımızın çevirdiği kement içinde kilit- Ferit bu sözüme önem ver: O günlerin eşiğin- deyiz. Yılmadan, bıkmadan, yorulmadan — bugünü olduğu gibi o günü de bekliyeceğiz. Babası fazla kızarsa, genç kıztâ işine gelmezdi. İstanbula döndül. ten sonra, — tüvale kim göndereci Boynunu bükerek sordu: —Baba, komşular, ahbablar df diğin nasil insanlar?. İ — Gayet iyi adamlardır. Senii akranın olabilecek genç kadınlaf | ve kızlar var.. Herhalde çok istit | fade edecek ve iyi vakil geçire * ceksin.. Hemen hazırlanmalısına | Bugün nedir?. - Perşembe, yartik | cuma.. Öbürgün sabahleyin, gür| neş çıkmadan hareket ıxll)')rhırıî Derhal hazırlan.. Kamp için pot' | 'a ve levazım kabilindeti W ne eksiğin varsa, bugün alalıma 'Tabldot ve diğer masraflar içifi kamp idarecileri ile ben görüşü' Tüm. Sen, o tarafına karışma.. * O gece, Perihan, yatağına gir * diği vakit tuhaf bir his altında bil. lunduğunu — seziyordu. İlk def kendisini mes'ud bulmuyordu. —| İstanbulu, Müştak'ı düşündüm | Bu akşam aldığı son mektubu, yâ” | tağının içinde tekrar tekrar oku du. Gözü nemlenmişti. Genç & dam, sevgilisine öyle yalvarıyofı | öyle yalvarıyordu ki, bu uzun. sa hifeler dolusu mektub hasretim (Devamı 7 inci sayfada) ) Ankara Raayosu BUGÜN 1435 Müxik (Dans müziği - P. 19 Konuşma (Doktorun saati). 1915 Türk müziği (Fasıl hereli Karışık program). kkı Derman, Eşref Kadri, Hasa Basri Ürler, Hamdi Tokay, IYAS Türk müriği — (Bayan Feylik Talay « Tanbur solo). i— Tasburi Cemil - Miçaskâr pot" revi. d— Tanbari Cemll - Hicarkâr « semalsi, i— Tanburi Cemll - Suzldilâra «t semalsi, 20 AJans, meleorolaji haberleri, «i- raat borsası (flat). 2015 Türk mühiği (Klâsik program) İdare eden: Mes'ud. Cemll. Ankara radyosu küme beyeti, — Neyzen Osman Dedenin - Mü- hayyer sünbüle poşrevi, t Varda Kosta Ahmet Ağanın « Muhayyer Sünbüle şarkı - Ey nihali İşva, er Bünbüle garkı - Ey göncal bazli #— Nikeğos ağanm - Mühayyet KÜ şarkı - Var me bacek S— Rahmi Beyla - Muhayyer küre di şarkı - Yetmez mi sana, G— Reşat Erer - Keman faksimi 7— Sevki Beyin - Uşak Şarkı - Gül- Kara nazar kil. $— Kahmi Heyin - Bayati şarkı < Gül hazin sünbül perişan, $— Müslafa Çavuş - Bayati garkı - Bebeb ne bakmıyor, 18 — Divan - Ok gibi huplar beni. Zi Memleket kast ayarı. 21 Konuşma, ZLIS Eshamı, tahvilt, — kambiyo Bukut borsası (flat). 2L25 Ney'eli plüklar - 1 ZL30 Folklor - Halit Bodi Yönetken #L45 Mürik (Keman resitali - Pro- fesör Necdet Atak). 2805 Müzik (Küçük orkestra - Şefi Necip Aşkın). 1106 Müzik (Casband - P. SSAS < DA Sön ağana haberleri ve yarınki program, YARIN 1218 Türk müztği - PL 18 Memleket aant ayarı, ağana ve meteorolaji haberleri. YKS Müzik (Karışık program - PLİ ĞAS - 14 Konuşma (Kadın mati « » 1357 Hicri Sefer 1355 Rum? Mart 28 1939, Ay 4, Gün 100, Kasım 154 Vakitler | Vasati — Haydi kalk ikimiz de banyomuzu alalım.. SORGU GÜNÜ Ve doktorun kalkınmasını, birşey — sormasını beklemeden tez canlılıkla kendisi kalktı, yürüdü! Diye içli içli söylendi ve ilâve etti: — Daha uslanmadın doktor.. Ve bu kadarı onun İçin yeterdi. Araba hızla Pangaltı sokaklarından Harbiye- ye doğru kayarken doktor da şoföre sıkı sıkı yine her vaktiki sözlerini söylüyordu: — Çok özenli olacaksın. Güney nereye gidiyor, e yapıyor, kimlerle konuşuyor, hepsini birer bl- za vereceğimiz ve kendimizi, çektiğimiz sıkıntı - ların karşılığı olan sınırsız rahatlığın içinde kay - hedoceğimiz büyük gün bizi karşılamağa hazırla- nıyor. O gün kalbimizi kalbimize yaslıyacağız. da- marlarımızı birleşik bir kanın heyecanile çarpacak, dudaklarımız biribirinin içinde içimizi dış yapan yangının ateşi ile eriyecek, ve biz aşk, sevgi, sevda dedikleri bütünlüğün gizi içinde gönencin doyum- Beşinci, onuncu, on beşinci gün. Doktor, şo- förden soruyor — Ne vart. Şoför boynunu büküyor: — Hiçbir şey bayımı. Doktor birden öfkelendi. suratı bru'nburuwı oldu. kasları catıldı: YURDA GİDERKEN Doktor yurda giderken Güney sordu: — Ben de gelecek miyim?.. — Hayır. Sen evde kal karıcığım.

Bu sayıdan diğer sayfalar: