5 Mayıs 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

5 Mayıs 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Günün Meselesi : ükkânların Ka ve Açılış Saatleri Yaz Mevsiminde Müstahdem- lerinde İstifadesi Temin Edılecelz mi? erin Beyannameleri Yekiietteıı Vilâyete Bir Tamim Gönderildi İş yerlerinde çalışan işçiler hak kinda beyanname vermek mec - bazı yerlerde müphem Börüldüğü anlaşılmıştır. Deahiliye Vekâleti bu münasebet- Vilâyete bir tamim göndererek Beyannamelerin hangi işçiler ta - Tafından gönderileceğini şu suret- İt izah etmiştir: *Umumi, hususi veya mülhak lerle Belediye - bütçelerine fahsisat konmak suretile doğru- Gdün doğruya veya moli yardımda Bulunarak dolayısile — işletilen iş Yerlerinde çalışan , iş kanu- “Tünun 8 inci maddesinin 2 inci fikrası muhalif mefhumuna tev- açılan kanunun şümulü içi- Re girerler. Bu iş yerini idare &- : memürların iş kanununun V4 üncü maddesi mucibince bu- Tündukları yerlerdeki iş dairesi Teşkilâtından alacakları matbu bo-| Yannameyi doldurup yine bu teş- lüta vermeleri lâyımdır.» öi Piyasa Canlandı Piyasada faaliyet biraz daha art-| O Muştır. Byveice gelmiş ve gönde €emiş olan siparişlerin sevkiya-| başlanmıştır. B erada Ame- Tikaya şarab, Kanadaya av derisi, iyaya yumurzta, bağırsak, ku- FU meyva, fasulya, İtalya ve Yu- her semtte görülmektedir. Tın açılma saatlerinin de mu - ayyen olması arzu edilmekte- dir, Hemen bütün Avrupa mem- ma saatlerini tebsitle iktifa e- den Belediye Reisliğinin açıl- ma zamanları için de ayni mec- buriyeti koyması ve ayınca i$ Waresinin de; bu kabil dükkân ve mücsseselerde çalışanların mesai saatleri için kat'i bir for- mül tesbit edeceği ümid edil- Polonya Deve İstıyor Bir Polonya Ziraat MüessesesininMüracaatı. Polonya zirsat mücsseselerin - den biri şehrimiz ticaret odasına müracaa! ederek, Polonyada ikli- me tahammül ,edebilecek — sıhhi şartları normal ve resli çoğalta - bilmek kabiliyetini haiz erkek ve dişi develer istemiştir!. Ticaret Vekâleti bu talehi — alâkadarlara bildirmiştir. Öğrendiğimize göre, Polonyaya ilk olarok nümune içini bir çift deve gönderilecektir. Abnacak neticeye göre, deve ihrac edilebi!ecektir. Develerin Po-| lonyada ziraat işlerinde kullam- lacağı bildirilmiştir. | Bir Sigara Kâğıdı Kaçakçısı İzmirde Yakalandı Uzun zamandanberi aranan ve şehrimize gelmiş olmasından da şüpbe olunan marvf sığara kâğıdı kaçakçısı nihayet İzmirde yaka - Tanmıştır. Çerkez Hamdi namile tanınan bu adam geçen sere yedi çuval ka-i çak sigara kâğıdı ile tutulmuş ve Bergama nezaretkanesinden kaç- mıştı- Kaçakçı bu son hâdiseden dolayö da 143 bin lira — ödemeğe mahküm edilmişti. yya tütün nanistana balık. Pol gönderilmiş! Kırtasiyecilikle Mücadele Edilmelidir ahiliye Vel ti vilüyetlere D mühim bir tamim günderdi. Eski bir hastalığımızla mü- cadele için bazı tedbirler vavsiye ediyor. Bu hastalığımız, resmi da- irelerdeki kırtasiyeciliktir. Kırta- siyecilik işlerin hem gecikmesine, hem t bir hal almasına yarar. Başka bir şeye yaramaz, Bütün devlet dairelerinde kırtasiyeciliğe karşı esaslı bir mücadele açılması me kadar şayanı temennidir. Bunun için de bütün muamelât- ta takib edilecek yeni bir sistem kabul etmek lâzımdır. Bütün elemanların kifayetli e- ması icab eder. O zaman icab eden elemanlara geniş salâhiyet ve bu kadar da mes'uliyet verilmelidir. Pratik ve kırtasiyeci zihniyelten uzak bir muamele sistemi ile, mu- hakkak ki, bugünkünden daha az memurla, daha çok iş görmek ka- hildir. BURHAN CEVAD 6 Yerde Zeytin Mıntakası Yeni TeşkilâtHaziranda Faaliyete Geçiyor Ziraat Vekâleti — attıncı şube zeytincilik mütehasrım Nizamed - din Turkay Ankaradan şehrimize gelmiş ve Bursaya gitmiştir. İk- tısad Vekâletince kurulacak olan | zeytin teşkilâtımir tam kadrosile | hazirandan itibaren fasliyete baş- laması kararlaştırılmıştır. Bu teşkilât — fazliyete — başlar | başlamaz memleket'miz 6 zeytin mıntakasına ayrılacaktır. Bunlar- dan ikisi (İstenbul - İzmit ve Bur- sa) dir. Diğerleri d2 Balıkesir, Çanakka- le, Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Antalya silefzedir. Zirast Vekâleti Gemlikte büyük| bir zeytin fidanlığı tisst muvafık | görülmüştür. Bu fidanlıktan İs - | tanbul, Bursa v civarı ” halkına | snd 100 - 150 bin fidan dağıtıla -7| caktır. Bu fidanlık sayesinde — etvarda 10 sene içinde yeniden 15 milyon zeytin ağacı kazarılmış olacaktır. ceişenleni Ücretli Memurların Barem Cedveli Mahsus bir kanunla devletten bir hak temin eden yahud serma- yesinin yarısındar: fazlası devlete ald olan banka veya müesseseler- de çalışan memurların maaş ve ücretleri hakkında hazır-nan ye- ni barem cetveli ile bunların hiz> mete girmiş ve te-fi usulleri hak- kındaki yeni hükümler; 5 inci Bü- yük Millet Meclis'nin san ayların- da bir kanun lâyihası hazırlamış- 'tı. Bu kere hükümoet bü lâyihayı tadilen Millet Meclisire vermiş - tir. PO Ves-:. LiS Mahkemeler Eğer Ben Olmasam Ezilecektin Bunu Süyliyen Adam Gitti, Fakat Kadının eçen sene, bir yaz günü idi. © gün bayan Melek yanına leyi de a- larak, bir akrabasını ziyaret et - mek için Sütliceden. vapurla İs- tanbul tarafına geçmişti. Ana kız, akşam evlerine döner- lerken Tahtekale yokuşunu indik- ten sonra; orta boylu, esmer, lüci- verd elbiseli, başanda yazlık be- yaz bir kasket bulunan bir deli- kanlı takiberine başladı. Bu adam. elliden fazla sabıkası olan tanın - maş yankesicilerden Mehmed idi. Balıkpazarında Metek ve kızı Cemile bir karpuzcu dükkânma girdiler. Melek büyücek bir kar- Puz satın aldı. ve karpuzun para- sını vermek için cebinden küçük para çantasmı çıkardı. Çantada on yedi lira vardı. Fakat ufaklık pa- rası olmadığı için, kadın karpuz- suya bir lira uzattı. Bu sırada yankesici - Mehmed, karşıki kaldırımdan dikkatle on - lara bakıyordu Melek, karpuzcunu'n tade ettiği bronz paraları çantasnaı koydu. Ve çantayı da mantosunun sağ ce- bine bözaktı. Sonra koızı ile bera- ber dükkândan çık'ı.. Yemiş iske- lesinc doğru yürümeğe başladı - lar. Biraz sonra, Ana kiz. limori is - kelesi caddesinden — geçiyorlardı Arkalarından gelen beyaz bey - girli arabaya yol vermek için ke- mara çekildiler, yaya — kaldırıma çıktılar. O sırada yankesici Meh- med, Bayan Meleği — kollarından tutarak, bir vağa, bir sole itmeğe başladı. Mehinedin bu hareketi kızdırmıştı. Ona çıkıştı: — Ayol utanmıyor musun? Ne- den beni itiyorsun? “Yankesici de kaslarını çatarak: — Kadın, dedi. Ben olmasaydım arabanın allında kalarak ezile - cektin; dua et bana, seni kurtar- dım! Ve bunları söyledikten — sanra, sür'atli adımlarla oradan uzaklaş- tı, gitti.. © esnada, beyaz beygirli araba- nın sahibi kadına ceblerini yokla- masını söyledi. Baysn Melek, elini para çantasını koyduğu - cebine soktu, fakat çantanın yerinde yek ler estiğini gördü. Ertesi günü Melek ve kızı Ce- mile, polis müdiriyetinde sabıka- hların fotograflarını bakarlar - ken, bunlar #rasında, bir gün ev- vel, kendilerini takib eden yan - kadını | Bir Kaç | Arkadaşın Ricası Karakola İkinci Gidişinde Evvelki Para ÇantasıileBeraber; İfadesini Değiştirmiş eçenlerde, bir gün Hamdi isminde bir arabacı kara - kola giderek, kendisini ar- kadaşı Lütfinin yaraladığını söy- lemiş fakat ayni gün akşam üstü ifaedsi alınmak üzere tekrar kara- kola çağırıldığı zaman — Lütfi beni yavalamadı. Yatan söyleldm, ben kendi kendimi ya- raladım! demişti. Bunun üzerine Lütfi de kendi- sine iftira ettiği için, Hamdiyi mahkemeye vermişti. | Arabacı Hamdinin muhakeme sine dün asliye üçüncü — cezada başlandı. Suçlı — mahkemede şu ifadeyi verdi: *— Karakola ikinci gidişimde, orada verdiğim ifade doğru de - gildir. Beni Lütfi yaraladı. Hâdise günü arabamın yanında duruyordum. Lütfi peldi. Kendi - sine nereden geldiğini sordum. — Arabacı esnafının toplantısı vardı. Oradan geliyoram, dedi. Merak ettim, Lütfiden toplan- tıda neler konşulduğunu öğren - mek istedim. Fakst — söylemedi. | Israr ettim, gene söylemedi, Ben | de kızdım, kendisine söğdüm. O da beni tokatladı ve sonra cebim- âen bir jilet çıkararak omunla yü- zümü kesti. Ben de karakola git tim; şikâyet ettim. Fakat bilâha re birkaç arkadaşın ricası üzerine Onu dava etmekter. vaz geçtim. ve karakolda verdiğim ifadede; kendi kendimi yaraladığımı söy - ledim.. Davacı Lütfinin de dinlenmesi için muhakeme başka bir güne bırakıldı. Cereyana Kıpıl;nlı Yaralandı Kuzgüncukta 'Tokat söka - iında 3 numaralı evi tamir etmek- te olan Yusuf oğlu İsmail açık - Jektrik tellerine dokunarak cere- iyana kapılmış ve yaralanmıştır. İsmail Haydarpaşa — hastanesine kaldırılarak tedavi altına alın - maştır. kesici Mehmedin resmine tesadüf ettiler. İşte Mehmedin muhakemesine dün de asliye ikinci cezada devam edildi. Dünkü duruşmada Melek Hle kızı Cemile sarguya çekildiler 've her ikisi de çantonm Mehmed tarafından çalındığın: iddia ettiler. Mühakeme karar vermek — için n bir mayısa berakıldı. Bu Seneden İlîbaren Tevsiine Karar Verildi T Yıldızdaki Naha teknik okulu- Dun bu seneden itibaren tevsi o - hunmasö kararlaştırılmıştır. Mektebin bulunduğu eski sa - raylarda 130 bin Eva sarfedilerek mühim tadilât yapılmış ve 10 met-| Te yüksekliğinde 2 metre kalın - Jığındaki meçhur duvarlar yıkıl- maştır. Mekteb için Almanyedan ders levazımı, resim dairesi âletleri ve kimya lâboratuar tesisatı getiril- miştir. Talebe adedi hez sene artmakta-| dır. Mektebin müdürü Arif Tansu mektebde yapıplarak — yenilikler hakkında şu izahatı vermiştir: — 4 sımflı olan ve iki sınıfı fen memuru iki snıfı da mühen- dis yetiştiren mektebimiz önümüz-| deki seneden itiberen fen memu- ra, &lektrik, makine su ve sair kısımlara ayrılarak tevsi oluna - caktır. Halen talebe kadromuz 300 ü mütecavizdir. Bu sene 100 talebe daha bazı leyli ve meceani olarak alacağız. - Mektebimizin bütün ihtiyaçla- rımı temin için daha 90 bin lira sarfına ihtiyaç vardır. Makine da- iresini ameli olarak görmek mee- buriyetinde olan talebemiz — için mükemmel bir atelye dairesi ku- rulması hususunda yen? Nafıa Ve- kilimizin kimmetini esirgemiye - ceklerini muhakkık görüyoruz.» Egede Çekirge Hemen Hemen Kalmadı Ege mmtakasında bundan bir müddet evvel başlıyan - çekirge si — mücadelesi iyi neticeler ı—mııış. yüzde doksan saha çekir. geden temizlenmiştir. KISA POLİS HABERLERİ 4 Tavuzpazanı'da oturan Ah- med oğlu Yuruf sezheşluk yüzün- den çıkan kavga neticesinde ayni yerde oturan arkadaşı Yunusu ra- kı şişesile başından yaralamıştır. * Mehmed oğlu Abdurrahman adında biri Eminönü tramvay du- rak yerinde tramvay beklemekte Olan Selâmi kızı Refahmn cebin - den para çantasını çalerak kaçar- ken yakalanmıştır. * Subikalı Ahmde Çengel Ya- vuzsinan mahallesinde oturan Ös- manın pencerede asılı çamaşırları -| ma çalarak savuşürken tutülmüş- tur *& Şoför Alinin ideresindeki o- tamobil Tünel meydanından geç- Taekte iken Mişon kizı Mariye çar-| parak bacağından yaralamıştır. 4 Sürücü Yunurun idaresindel yük arabası Ağahzmamı cadde - ginden geçmekte iken Dora adında| bir kadına çarparak — bacağından yaralamıştır Turlrıyedz Yaşamak - Bahtiyarlıktır ürkiye büyük bir devlet - tir. Bu büyüklüğü her gün biraz daha dünyaya yayı « hyor. Askaranın Türkiyenin kale bi olduğunu söylediğimiz — vakit mübalâğa etmiyoruz. Belki de, bir eksik ifade içinde, bir hakikati bütün şümulile izah edemiyoruz. Bütün dünyanın Türkiyeye kazşı olan itimadı, emniyeti ve saygısını gösteren her gün yeni bir hâdise ile karşılaşıyoruz. Po- Ktik meselelerde rey ve fikir sa- hibiyiz, Yardımımız, kararları - mız isteniyor, aranıyor. Ankara, yeryüzünün en faal, en şöbretli bir merkezi olmustur. Buşünlerde Ankaraya bakımız; On yıllık neşriyal sergisi açıldı, birinci meşriyat kongresi işe baş- ladı, Sevyet Hariciye Komiser mu- avini Ankaraya geldi. Eski Ar - navutluk Kralı Zogo buradadır. General Veygand'ın riyasetinde - ki Pransız heyeti Ankaradadır. Şarki Erdün Emiri Abdullahın oğlu Prens Nayif Türk ordusunda staj gürmek için Ankaraya gel « Kimse, bizim kara gözlerimize Aşık değildir. Türkiye kuyvetli - dir. Yaptığını, yapacağını bili - yer. Sözünün eridir. Dünyanın bü- (yük müvazene kuvvetlerinden bi- vidir. Türkiye Cumhuriyeti toprakları üstünde Türk olarak — yaşamak, bugünkü dünyanın şu karmakarı- şık manzarası karşısında, cn eş « siz bir bahtiyarlık — ve saadetti Hurur ve emniyet içindeyiz, Dur- madan çalışalım. REŞAD FEYZİ BirimizinDerdi Hepimizin Derdi yansın halinde istifade — edilmek Mzere büyük bir su hazinesi bu - Yunmaktadır. Bu hazineye de ba- kan yoktur. İçinde suyu azalımış- dar, Uzun samandanberi temizlen- memiştir. Çocuklar taşlar marak havmzu doldurmaktadırlar. Hetânın yapılması, havuzun dü. zeltilmesi o kadar masraflı bir iş Glmasa gerektir. Pakat mahalleliyi #0n derece memnun edecektir.. ROMAN : 10 Bu Moran ne iş yapardı? Kim- 36 iyice bilmezdi. Hiçbir iş yap - Madığını söylemek galiba dala olacaktı. Ekseriya evinde Üyaletler verirmiş. Kadına ihti- Yâtı olan bir delikanlı, yahud yal- Aizlıktan canı sıkılar zengin bir İatiyar, Moran'a başvurduğu za- Man, beş dakikada iş halledili Biş. Muhabbet kaynattırmak hü- nde onun üstüne daha baş - Ka kimse yokmuş. — Mobilya mı :""-k istiyorsunuz? Moran'dan Yi müşteri bularazanız. Mobil- Yü satın almak mi İstiyorsunuz? an'da çeşidler'ni buzehııım d iz. Bazi inasnlar vardır '.. haki- © Eten hiç iş görmezler. Fakat dok- 4 BN tarakta bezleri vardır. İşte işler icad eden deha sahibleri in- sanlardır. yakılmıştı. Bu masanın etrafında kimler yoktu? Bir ürümcek gibi uzun ve ince Matmezel Gimar, hiç durmadan hikâyeler anlatan Kont Dubarry bütün diğer da- vetlilerin topuna muadil bir iş- beraber kalın sesile vmumi muha- vereye karışmaktan, gevezelik et- mekten de gerl durmuyordur. Yemekten sonra Morun, sofada oturan Janetin yanına geldi: — Cidden harikulâde güzelsi - niz madam, dedi, hele benim gibi yaşını, başını aşmış bir adam için Gümüş takımlar!a örtülmüş m-) sanın üzerindeki gümüş şamdanlar Prens dö Salm, kısı büylü olduğu kadar da mağrur dö Laharp ismin- de biri, nihayet Kont Jan Dubarry- | tiha ile yiyor ve içiyordu. Bununla| yüz defa daha güzelsiniz. Doğrusul — bu ihtiyarlığımla yüzelliğinize na-| | ' Çeviri sıl mukabele edebileceğimi bile - miyorum. Janet nezaketle — İüfateniza teşekkür ederim, ded — Yalnız birşay söyiemek ister-i dim, Bilmem tanıyor — musunuz? Müsyö Löbel isminde birisi var- dır. — Hayır, tanımamı. Kimdir bu Löbel? — Ka lara hizmet etmekten son derece hoşlanan bir adamdır ve onlara hakikaten çok faydası dokunur. Janet, bu mösyö Löbel'den bah- sedildiğini işttmişti. Kralın birinci| odabaşısı idi. Kralın gelip geçici Muammer ALATUR Mahalle Sokağından Saraya! MADAM DUBARRY zevklerine de âlet olduğunu bili- yordu. Hatta söylendiğine göre, Löbel'in tavsiyesi olmuyan kadın- lara Kra) kulak asmazdı. Janet, elindeki velpazeyi sallı- yarak sordu: — Bu mösyö Löbel zanneder - sem, gayet zengin ve yüksek mev. ki sahibi bir zatın hizmetinde bu- lunuyor. Moran itirez etti. — Hayır, yanlış düşünüyorsu- nuz, dedi. Bu zat ekseriya kendi zevki için avlanır. Onu benim ka- dar iyi tanıyan yoktur. En mahrem| arkadaşı benim, Eğer müsaade e- derseniz, bir gün kendısini çağıra- gım çunkuınıunvhl% sizin vaziyetinizdeki genç kadınlar için her zaman faydak olabilir. Hele bilhassa... Moran biraz daha yaklaştı ve Janetin kulağına fısıldar gibi: — Bilhassa, dedi, bu hususta Kont Jan Dubarry'ye hiç bir şey söylemeyiniz. Eğer sizinle böyle konuştuğumu - işitirse her halde çok canı sıkılır. Çünky biraz haşin| adamdır. Ters birşey yapmağa kal- kar, Bilhassa kızdığı zamanlar.. Davetliler konaktan çekilip git tikten sonra. Kont sördu: — E, anlat bakaliım Jonet, Mo- vermiş, uzun uzun kunuşuyordu- nuz. Janet bu mülâkstı elduğu gibi Konta anlattı. Kon! elerini uğuş- tardı. — İyi, iyi! dedi. herşey yolunda| gidiyor demek! Bu Moran olacak budala sadece mösyö Löbel hesa- bına çalıştığını zanneder. Halbuki Lâöbel beni ondan iyi bilir. Ben e- mu buraya çağıracaktım amma, kendisi gelsin. daha :yi! Janetin ellerini totta. Himaye kâr bir tavırla baz nosihatlerde bulundu — Janetçiğim, dedi, şmdi sen hayatının bir dönüm — noktasına gelmiş bulunuyorsun - Elimizdeki kozu oynuyoruz. Löbel'in sana kar-| şı mağlüb olması lâzumdır. Daha sonra ondar daha çuk kuvvetli bir adam da elbette cnun hakkın- dan gelecektir. Eğer teşebbüsü - yan'ı nasıl buldur. sofada başbaşa müzde muvaffak olamazsak, müt hiş düşmanlar — kazanacağımıza şüphe etme! Çünkü bu dakika bir Ççok kimseler hep ayni oyunu oy- nuyorlar. Muvaffak — olamazsam, bir mektubla beni hapishaneye ve yahud-menfaya göndermek. onlar için mühim bir iş değildir. Fakat eğer sen, tavsiyelerimi yerine ge- tirirsen, ve eğer muvalfak olur - sak, o zaman... O yaman.. Kont kolunu yukarıya — doğra kaldırdı. Yani: «O zaman yüksel- dikçe yükseliriz. demeğe getirdi, İnsanların hırsları — biraz da sari eluyor. Janet, köntun — ağımdan, hatta isterse Kralın dah! hoşuna gidebilcceğini kaç defa işite işite, €n nihayet kendisi de bu sözlere inanmağa başlamıştı. Fakat bü Mmanış. içinde bazı korkular da u yandırmıyor değildi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: