17 Mayıs 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6

17 Mayıs 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Makineye Verirken: Almanlar Hazırlanıyorlar Londra 17 (A.A.) — Polonya mehafili, Almanyanın Polonyayı aşa- tercih mecburiyetinde bırakmağa - çalışmakta olduğu mütaleasında bulunmaktadır: Danzigin Almanya tarafından işgali emri vaklini kabul etmek, ve | yahud A'manya tarafından herhangi bir tecavüz hareketi yapılmadan 'a müdahalede bulunmak. | Bu metafil, 35,000 Alman eturist» inin Danzige gelmesinin serbest a iltihakının ilânından evvel yapılacak hususi esnasında şehrin Almanyaya ilhakı lehinde Almanların kahir bir ekse- riyet temin etmelerine medar olacağını beyan etmektedir. Eğer Polon- ya kıtaatı, Leh menafiini müdafaa etmek üzere Danzige girecek olursa, Almanya, Polonya arazisinde müdahâlede bulunmak için Polonyanın bu tecavüzünü ileri sürecektir. Polonya mehafili, bu takdirde Fransız ve İngiliz garantilerinin derhal filiyat sahasına intikal edeceğini ve Mülletler Cemiyetinin mukavelenamesinin ahkâmına tevfikan mes'uli- yetlerini nazarı itibare almak mecburiyetinde kalacağını ilâve elmek- Üadaki iki şıktan biri, doğrudan doğrı şehrin Alman; tedir. TRENLER DANZİGE DOĞRU MÜTEMADİYEN ASKER TAŞIYOR Varşova 17 (A.A.) — Polonya makamları Danzige yapılacak muh- temel âni hücumlara karşı ihtiyat tedbirleri “almışlardır. Gdynla'dan Pemoranyaya ve mütekabilen Polonya askerlerini taşıyan zırhli trer- ler mütemadiyenDanziğ arazisinden geçmekte ve burada mümkün ol- duğu kadar fazla kalmaktadır. Bu kıt'alar, muayyen bir noktaya sev- kedilmemektedir. Asker nakleden trenler durmadan gidip gelmekte- dir, Trenir, kseriya «müstacel tamirat» için Danzig arazisinde kür hat- larda durmaktadırlar. Bu tedbirlerden maksad Danzig halkı üzerinde bir tesir husule gelirmek ve Almanyanın karşılaşacağı sevkülceyş güç- lükleri tebarüz ettirmektedir. Kral Boris Varşov-a Üniversite- sinin Fahri Doktoru Varşova 17 (A.A.) — Varşova üniversitesinden bir heyet, başında rektör, olduğu halde bugün Sofyaya gidecek ve orada Kral Boris'e Var- şova üniversitesinin fahri doktorluğu diplemasını takdim edecektir. « ğ SUğÜL » Finlandiya - İsveç Askeri Birliği Stokholm 17 (A.A.) — Finlandiya ile İsveç arasındaki askeri mesai birliğini takviye etmek maksadile husutl bir kumandan heyeti ve hu- susi bir erkânıharbiye ile bir Finlandiya - İsveç askeri mımtakanı ihdası | için bir proje tanzim edilmiştir. Stokholm 17 (A.A.) — Dün Aland adalarında mecbur! askerlik hiz- meitnin kabulü lehinde nümayişler yapılmıştır. Arnavudlukta Silâh Toplanıyor / Röma 17 (A.A.) — Tirandan gelen haberlere göre, nazrılar meclisi, elinde silâhı bulunanların bu silâhları otuz günlük mühlet zarfında res- mi makamlara teslim etmesi hakkında bir karar almıştır. Neşriyat Şekaveti! Haydarpaşa - Işık lisesi tutbol maçında cereyan eden hâdise ma- lümdur. Bu husustaki resmi tah. kikat devam etmektedir. Netice taayyün ettikten sonra icab eden İnzıbati tedbirler alınacaktır. Hâdise bir de noşriyat sahasın- da talebe ile Vakit muharriri ve muallim Hakkı Süha Gezgin ara- sında bir suitelehhüm mevruu ol- muştur. Hakkı Süha 15 mayıs tarihli Vakit'de «Spor şakaveti> başlıklı bir yazı yazmıştır. Bu yazı umumi ifadesi itibarile talebe mehafilin- de ve gençlik Üzerinde iyi tesir bırakmamıştır. Hakkı Süha, bu yazısında — şu cümleleri kullanmaktadır: «— Sahada kuduran, arkadaşı- a saldıran çocuk vatan için de tehlikeli bir mahlük demektir. İs- tediği dakikada bütün nizamları çiğniyebilenlerin yarın kanunu tekmelemiyeceklerinden, hakları ezmiyeceklerinden emin olamayız, Ö—SON TELGRAF —17 MAYIS 190 Plebisite lebisit Hattâ bu türlü mahlüklar karşı- sında şüphe en doğru ve en hakhı histir.» Talebe arasında bir futbol maçı münasebetile cereyan eden hâ- disenin talebenm şahsında vata- 'nan menfaatleri ve gençliğin müs- Haydarpaşalılar da kendilerini cevab vermek ızlırarında görmüş- lerdir. Orhan Murad Arıburnu imzasi- le akdığımız *Yazı şakavetir ser- levhalı açık mektubda Hakkı Sü- ba'ya şöyle mukabele edilmekte- dir: *Vakit gazetesinin (Görüp dü- şündükçe) sütununda Bay Hakkı Sühamız hiç de sütun başlığile a- lâkası olmuyan bir yazısım çok büyük bir tetssiirle okudum. Hay- darpaşa - Işık iseleri maçını yal 'Niz gazetelerden oküdüğu gibi yazan ve çok çirkin ithaflarını en haklı birer fikir cevheri iddiasile ortaya atan Bay Hakkı Sühadan ——————HH— — efkâm umumiye karşısında şahid Parti Büyük Kurultayı Neler Yapacak ? (1 inci sahifeden devam) leketin dahili ve harici vaziyeti, önümüzdeki dört yıl için hazır - lanan messi hedefleri izah oluna- cak ve Şefin direktifleri tesbit e- Gilmiş bulunacaktır. Büyük kurul- tayın müzakere ruznamesi umuml| başkanlkı tarafından ayrıca ilân olunacaktır. Hususi surette öğrendiğime gö- re, bu toplantıda Parti nizamna- mesinde bazı değişiklikler yapıla- caktır. Bu arada parti genel sek- reterliği ayrılacak, vilâyetlerde de) teşkilât tekrar valilerin reislikle - rinden ayırd edileceklerdir. Ayrıca umumi idare heyeti in- tihabı da tazelenecektir. Önümüzdeki sonbaharda parti teşkilâtı büyük kurultayda iltihaz| olunacak kararlara ve nizamna- mede yapılacak değişikliklere uy- Bun bir tarzda kongrelerini akte- | maddesine uyarak bildiririm. decekler ve Parti Millt Şefin Üni- versitede irad buyurdukları nu- tukda işaret ettikleri vasfa tam uygun bir hal ifadesi içine gire - cektir. MİLLİ ŞEFİN TAMİMİ Ankara 16 (AA.) — Millf Şefi- miz Cumhuriyet Halk Partisi Ge- nel Başkan İismet İnönü C. H. P. Genel Sekreterliği vamıtasile aşa- gadaki tebliği tamlm buyurmuş « lardır: Cumhuriyet Halk Partisinin be- şinci büyük kurultayı yirmi do - kuz mayıs 1939 pazartesi günü saat 10 da Ankara Türkiye Büyük Mü- let Meclisi binasında toplanacak- tır. Parti nizamnamesinin 32 nci C. H. P. Genel Başkanı İsmet Inönü İ YENİ NEŞRİYAT: Bekârdan Kesip Evliye Vermek.. (1 inci sahifeden devam) na yardım edecek, şehirliyi nü - fusu çoğaltmıya sevk eyliyecek, bekârlığın cemiyet içinde husule getirdiği bazı mazarratları önli - yecektir. Fikir tabil nüve halindedir, hü- kümet büroları bu nlüiveyi en fe- yizli bir memleket ve nüfus me- selesi halinde en canlı ve randı- manlı kılığına sokabilirler. Zaten, bütçe encümeninin de, bizim de ötedenberi — istediğimzi bundan başka birşey değildir. a K | —H Mehmed Âkif Eşref Edib tarafından yazılan ve İstiklâl marşı şairinin edebi. | içtimai, siyasi bütün hayatını gös- teren bu eserin ikinel cildi de in- tişar etmiştir. İkinci cild de 322 sahife teşkli etmektedir. Bu Sene Adalara Rağbet Az Bu sene sıcakların erken baş- lamasından dolayı sayf yelere gi denlerin sayısı şimdide » artınış- tır. Bilhassa Kısıklı, Çamlıca, Pa- şabahçe ve Beykozla Büyükdere- ye göç edenler fazladır. Adalara gidenler bu yerlere nazaran daha | azdır. Şirketihayriye idaresi bu mü- nasebetie her yil temmuzda tatbik etmeğe başladığı yazlık tarifesini | bu sene 15 hazirandan — itibaren tatbik edecektir. olmadıkları hâdiseler karşıs: dillerini biraz kısa ve mantik öl- çülerini biraz daha geniş tutma - Yarını isterim. Bir kere hâdise, hiçbir vakit ba- x gazetelerin mübalâgalı neşri - yatile kıyas kabul etmiyecek ka- dar büyük birşey olmayıp yalnız seyirci ve hakem anlaşamamazlığı ü n her yerinde görü- len veişitilen spor münakâşası - dır ve Haydarpaşalılar dilerine verilmiyen haklarını h keme nezaketen sordukları anda- dır ki hakemin hırpalanışı da (ha- kemi dövüyorlar mı?) endişesile üşüşen halk ve zabıta memurları- man kalabalığı yarmak isteyişleri | anında olmuştur. | Fakat ne kadar teessüf edebile- | ceğimiz bir baldir ki bu zetin ya- zısının çok acı, ve üzerinde duru- lacak bir yürd meselesi ve bir ka- rükler inhitatının sonsuz endişe- leri ile dolu oluşudur. Momleket gençliğini istediği an bütün nizamları çiğniyobilen ve bütün kanunları tekmelemekte te- reddüd göstermiyecek kadar adi ve nobran bulan bu şahıs, çok iyi bilmlidir ki Türk gençliğinin başı, ancak kendi milletinin öz ve asil kanunlarından başkasına eğilme- miş ve eğilmiyecektir de. Bu hu- susta bu kadar büyük bir salâhi- yetle kalem oynatmak cesaretini gösterenlerin gönül isterdi ki: Kafaları durduracak ve damar- larımızdaki kanı donduracak ka- dar zayıf görüşleri de olmasın.» 16 Mayıs 929 ©. Arıburnu Paris 17 (Hususi) — Bütün ga- | zeteler Boruyor; «Danzigde önü- müzdeki pazar günü ilhak kararı mi ilân edilecek?. Son günlerdo Danzigde vaziyet çok değişmiştir. Serbest şehir ve eivarı Polonyahlar için bir cehen- nem haline getirilmiştir. Hiçbir Alman Leh mağazalarından alış- veriş etmemektedir. Şimdiye ka- dar bu mağazalardan birçoğunun camekânları meçbul mütecaviz- ler tarafından kırılmaştır. Leh ge- zeteleri kapatılmıştır. Sokaklar- da, umumi mahallerde Polonyalı- lara karşı azami hakaret yapıl - | maktadiır. Polis, bu nevi hareket- | ler kazşısında hiçbir takibatta bu- | Tunmamaktadır. Bu vakriyet karşısında Polonya- Mlardan bir kısmı şimdiden şehri | terketmeğe başlamışlardır. Varşova 17 (Hususi)— Hükü- met Danzigdeki vekayli dikkatle takb etmektedir. Fakat ahvalin | vahamet kesbetmekte olduğu da saklanmamaktadır. Dobhry Vicezor gazetesi diyor ki: *Serbest şehir halkı Damzigin dahili vaziyetini vahimleştirmek gayesile bir plebisit yapmağa kal- karlarsa, yahud Danzig diyet mec- Nisi doğrudan doğruya Almanya- ya iltihak kararı verirse, Polonya ne yapacaktır? Sonra Danzig Prus- yyadan yapılacak bir taarruza ma- ruz mudür? Almanların Şarki Prusyada Danzig hududları ke - narlarında mühim tahşidat yap - mış olduğunu biliyoruz. Fakat e- ğer Almanlar böyle bir tecrübeye kalkmâk isterlerse, ilk evvel Dan- zige Polonya ordusunun girece - ğine inanmahdırlar. Bir defa sev. kulceyş bakımından Polonyalılar daha müsaid bir vaziyette bulun- maktad rlar. Bir Polonya nehri e- lan Vistolüun yatağı bile Danzigi ea Danzig Bu Pazar iltihaka Hazırlanıyor Varşavaki Cinnik Narodvoy ga. zetesi şu satırları yazıyor: «Danzig halkı, bir plebisit ile bizi Ballık sahillerinden uzaklaş- tıracaklarını zannediyorlarsa, ha- ta ediyorlar. Danzigde plebisit yapmak demek Alman talebleri- nin bir neticesidir ki, Polonya bu- nu çoktan reddetmiştir. Danzig inin bir taraflı olarak hal- ledilmesine imkân yoktur. Biz | Danzigi tarihi, coğrafi ve iktisadi | bakımlardan Polonyaya bağlı bi- | liyoruz. Hattâ biz Versay mua - hedesinin Danzigi doğrudan doğ- | ruya niçin Polonyaya bağlama - | dığına da hayret ediyoruz. Fakat | muahedelere riayetimiz olduğu i- çinssesimizi çıkarmıyoruz. Ser - best şehir bugünkü nizamını mu- hafaza edecektir. Daha ilerisine ta- | hammülümüz yoktur.» | 21 VE YAHUD 28 MAYIS Londra 16 (Hususi)— Alman- ların Danzig meselesini beynel - milel muvafakatlerle halletmek yolumu tercih ettikleri hakkındaki bütün gösterişlere rağmen, bazı hazırlıklarda bulunduklarını gös- teren emmareler vardır. Bütün tekziplere rağmen ımım.ıî yakım — müşavirlerinden — Rudolf Hess'in Danzige gidip Berline dön- düğü anlaşılmıştır. Bu ayın 21 in- de ve yahud 28 inde yeni bir hâ- diseye intizar edilebilir. Danzig diyet meclisindeki 72 meb'us bugünlerdenbirinde belki de Almanyaya iltihak kararı ve- recektir. Seferberlik Umum Müdürlüğü (1 önci sahifeden devam) lerde lâyıkı veçhile takibi için se- ferberlik teşkilâtı bütün vilâyet. lere teşmil edilmiştir. Bu itibarla Prusyadan ayırmaktadır. Pölon- yya toprakları Danzige üç şimen - difer hattı ve yedi yolla bağlıdır. Bu şera't altında sürprizlerle kar- gılımamayız.r iş hacmi büyüyen Vekâletin - bu işlerin ehemmiyet ve ciddiyetile mütenasib bir şekilde yürümesi için bu kanun lâyihası hazırlan « mıştır.. dü. Fakal kocam kalbinden yedi- ga can verdi. Çıplaklık Yasak HİKÂYE: Saadet Hırsızı (4 üncü sayfadan devam) — Biz, birbirimiz için yaratıl. mışız sevgilim. O kadından ayrıl. Seninle evlenelim, mes'ud bir yu- | va kuralım! Kapıya bir tekme vurdum, içe- | riye girdim, sarışın kadına nef - retle baktım ve haykırdım: — Sen saadetimi çaldin, buna | muvaffak oldun, fakat sevdiğim erkeği elimden alamıyacaksın!, 'Tabancayı çıkardımı, namlusunu kadına doğrulttum, dört el ateş ettim, Kadın yere yıkıldı, fakat biraz sonra kocam da düştü. İstemiye- rek kazaen onu da vurmuştum. Erkeğimin yanına koştum, o - nu kollarımın arasına aldım.. Göğ- sünün &ol tarafından kan akıyor- du. Serseri bir kurşun sevdiğim a- damın kalbine saplanmışdı. Kadın kısa bir müddet sonra öl- Üi kurşunun verdiği büyük ıztı - rabla bâlâ kıvranıyordu. Nihayet o da kollarımın arasın- Sevgilimin cesedi üzerine kapan- dim ve bitkin bir sesle inledim: — Seni kaybetmemek, Senden ayrılmamak için bu çılgınlığı yap- tım; fakat seni benden Allah a - yırdı (5 inci sayfadan devam) Sinemalarda ihtilâl, işkence sah- nelerini yaşatmak da yasak edil- iştir. Bu yeni sansör Amerika inema sanaylinde oldukça mücs- sir olacaktır. Sinema sermayedar- ları her halde, bu yeni kayıdlar- dan kurtulmak için çareler arıya- caklar, belki de bulacaklardır. Av-) Tupa sinema merkezlerinde böyle bir sansör yoktur. Amerikadaki bu| yeni kararı haber veren Fransız ! mecmuaları, Eclivud âleminin, sansörden dolayı duyduğu tees - sürle adeta alay etmekte, ne gibi sahnelere sansör konduğuna dair dzun yazılar neşretmekte ve yasak, edilen sahnelerin — fotograflarını basmaktadırlar, Dr. Fafız Cemal (LOKMAN HEKİM) DAnaiYu MÜTEHASSISI Divanyolu 106 Müayene saatleri: Pazar hariç her Küm 2,5 - 6, Salı, Cumartesi 12 - 2,5 fıkaraya, Teli 22388 TARİHİ ÇOCUK ROMANI — Sıhhati yerinde... Sarayın e şiklerine altın kapladılar. Halk zengin. Herkes işile, gücile uğra- geyor, Aç, çıplak kimse yok. dedi. Ocaklar bakanı, kendisinin Si tellâh olduğunu anlatarak: — Şimdi bilseniz ne kadar çok yıldanberi yurdumun hasrelini çe-, kiğarüm. Fakat, mademki yur - dumda yoksulluktan eser yok - müş, herkes tokmüş, bundan sanra ölsem de gam yemem. “sallhıya- Yazan: İskender F. Şertelli rak yüksek sesle bağırdı: | — Haydi, herkes işinin başına,.. ! Çocuklar bölük bölük ayrıldı - 1 | lar. Kazmalarını, küreklerini âla- Tak işlerinin başma gittiler. Azak, ocaklar bakanımın yanın- | da ayakta dürüyordü. sevindim, çocuklar!. dedi, Ben beş | Yalnız kalınca konuşmağa baş- dadılar — Burada ber çok sıkıntı çeki- yorum, oğul! Çocukların ocaklar- da çalıştığını gören akıncılarımız son günlerde palalarını kınlarına Sese eei Fırat kızlarının peşinden koşma- ğa yeltendiler. Kimseye söz geçi- remez oldum. Eğer ecemiz bun- ları duydu da seni, bizi yoklama- Ba gönderdi ise, gözünü iyi aç... İşimize ve içimize girerek herşeyi gör! Döndüğün zaman, bütün gör- düklerini (Bilge) ye onlat!. Tanrının oğlu şaşaladı: — Beni buraya ece değil, kinim gönderdi. Yurdunuzda biraz ka- hp çalıştıktan sonra, Suriyeye gi- deceğim. " Dedi ve Nipur'a niçin geldiğini | | | malan, yovaş yavaş bizim dizgin- | söylemeğe mecbur oldu. Ocaklar bakanı, Azak'ın bu u- zün yolculuğa nasıl ve neden çık- tuğını anlayınca onu daha çok sev-, mişti: — Oğul!. Dedi. İçimizde yanaş- lerimizi kendi ellerine almağa baş-| ladılar. Günün birinde düşman baskınına uğramaktan korkuyo - yYum. Dağların yamaçlarına - gü- İ neş batarken - koyu mavi gölge- | ler düştüğü zaman, içimi mülhiş bir korku sarıyor.. Pusuda yatan “yabancı kabilelerin baskınına uğ- Yamış gibi titriyorum. Bir vakit- ler Orta Asyadan göç eden kabi- 1 lelerimiz Fırat kıyılarına yayı - | hrken, akınclarımızın önünde hiç Könse düramazdı. Yabancı kabile reislerinin, oklarını ve kemerleri- ni kendi ellerile — akıncılarımıza verdiklerini atalarımdan — dinle - miştim, İşte biz böyle büyük bir milletin oğullarıyız. Hiç karkma!, | Yolun açık olsun!, Ne vakit ister- | s€n, süna yol göstermek borcum » dür. Fakat, buradan ilerideki yok | larda seni çabuk boğup öldürür- ler, oğul!. Süriye yolu çok çetin çok tehlikelidir. — Ne olursa olsun, gideceğim. Sirtellânın kara dağlarına çıkarak,| göklere ve enginlere doğru hay - kırdım: «Babamın öcünü almağa gitliyorum, bana yardım - edin!.» Dedim. Buraya gelinelye kadar karşıma bir engel çıkmadı.. Bura- dan sanra da gökteki yıldızlar yo- luma ışık salacaklar. Ve ben Su- Fiyenin kızıl ufuklarında kara bir | bulut gibi belireceğim. Hiç kim - geden ve-hiç birsşeyden korkmis | yorum. Gelirken yolumun üstün- | de bir küçük yılanın - çöreklenip yattığını görmüştüm.. — İrkildim.. Geri çekildim.. Fakat; yılan başı- / ni kaldırarak bana şöyle baktıktan sonra, çörüldü.. Uzandı.. Yolumu açtı ve kendisi halden anlıyan bir insan gibi, süzülüp gitti. Görüyor- Bun ya, bana vabşi hayvanlar bile, yardım ediyor!. — Sana ben de yardım edece - Bim, oğul!. Bir dileğin varsa, sıkıl- ma, söyle!. — Şimdilik bu ocaklardaki ço- cuklarla birlikte çalışmak istiyo - rum. Onları çok sevdim. Demir madenlerinde onlar gibi kazma sallamağa özendim. Beni, onların 'yanma gönderirsen sevindirirsin!. Ocaktar bakamı, Azak'tan çok hoşlunmaştı: — Burada çalışan — çocukların hepsi senin gibi düşünseler, senin gibi olsalardı, günüz birinde sırtı- miz yere geleceğinden endişe et- mezdim!. Haydi, gel, seni onların yanına götüreceğim!. (Devamı var) En büyük sergilerde 18 48 madalya kazaı Böyle güzel dişler y: Radyolin liş Himı ki *Dişlerin ve ağzın sıhhati sabah, öğle ve akşam her yemekti | sonra günde 3 defa dişleri temizlemekle kabildir.» Sovyet - İngiliz Anlaşması — (1 inci sahifeden zannolunmaktadır. Pransıf anlaşma imkânlarını arttı dir. Potemkin Cenevreye gelmt? takdirde, Sovyet Rusyayı sefiri Maisky temsil ed temkin'in gelememesi aği timal dahilindedir. Bu hust letler Cemiyeti umumt ne de malümat verilmiştir. /0 FRANSA MUTAVASSIT'BİT FOJMÜL TEKLİF ETTİ Paris 17 (Ilususi) — İngiliz misakının bu hafta İf tahakkukuna mecdar olmak ÜF0 Fransa hükümetinin her iki ? fın tezleri arasında bir mutâf, formül teklif ettiği anlaşılm tadır. Buna göre: Sovyetleri * sa ve İngiltere tarafından £i edilmiş olan devletleri gi deceklerdir. Fransa ve İngi” tarafından garanti edilmemif " memleketlere karşı, Tiştikleri taahhüdler yüzündei | harbe sürüklendikleri — taköiti, Fransa ve İngiltere Sovyetlef . liğine yardırm taahhüd edett” lerdir, n Garanti edilmemiş devletlef ” tık memleketleridir. Fransa ile b,-' : Anlaşmamız | (1 inci sahifeden & İngiltereden biraz gecikmiştir y nun da sebebi Fransanın Suri$' ve Hatayda bugün işgal eti kidir.. A Karşılıklı hüsnüniyetle ile Türkiye arasında da bü içinde anlaşma olacağına KWY'), ihtimal verilmektedir. ) tanyanın müttefiki olan şimdiden İngiliz, - Türk müdt l sislemine iltihak etmiş sayıli Sovyet Rusya için de vaziyet madır. Sovyetlerle Ankara da münasebetler o kadar sıkt mindir ki, İngilir - Türk m desi daha imzasından evvel dra, ve Parise bildirilmiştir. «Jurnal> gazetesinde Sen şu satırları yazıyor: <Men mizde Türklerle asırlard vam eden o kadar çok ti sai hatıraları vardır ve iki W Jeketin müşterek menfaatleri dar birbirine yakındır ki, d dan doğruya bir Türk - FTtf anlaşmasının yakında aktı sini bekliyebiliriz. Bu anlaşti 4 diplematik — hazırlığı birat V, sürmüştür. Fakot General V gand'ın Ankaradan geçmesi; samın bilhassa Suriyedeki kiinden tahassüll eden mi azaltmıştır.. —— Gülhane Mü N lığında toplanmıştır. ” Prof. Abdulkadir Noyan * fından Poliglopoli — vak'asi: Bürhan Urus tarafından çok "i bir hiperkeratoz ihtiyorifort y y meralize tarda vak'ası, doktöf gğ tarafından kısa dalga ile W tedavisi. Doktor Kemal WrP öyy dan Dorkum hastalığı, doktür yi Ti tarafından kâlp romatizli tedavi ile alınan netice. Söze iştirak edenler: PS Abdülkadir, Nazım Şakir, Nüzhet, Şakir, Vahdi, Bürl rüs ve duktor Vasfi Yener İf

Bu sayıdan diğer sayfalar: