13 Haziran 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

13 Haziran 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HADISELER 'TRAMVAYDA YENİ BİR | HUKUK MEVZUU ta. Anadolu sahilini takiben T gidiyaruz. Arabanm yarısı birinci mevki, yarısı ikinci mevki. Bu tarafın tramvaylarmı bilenler, çok yi hatırlarlar, ortası da ikin- eldir. Araba hincahınç dolü.. Ben ramvay Kadıköyünden kalk- diyeyim 60 kişl var, siz deyin 70 | Epeyes gittik.. Biletçi, birinci | mevki tarafında ayakta duran bir bayana sokularak: — Yüz para daha vereceksiniz, dedi. — Neden? — Durduğunuz yet birinci mev- kidir. Halbuki, elinizdeki bilet i- kinci mevkidir. Bayan açlı ağrım, yumdu. gö- zünü: — Arabaya bindiğim vakit orta sahanlıkta durdum ve ikinci mev ki bir bilet aldım. Böyle giderken yoldaki istasyonlarda, siz, araba- .ya a kadar fazla yolcu aldınız ki, arabaya her yeni giren yolcu. be- ni bir adım daha ite ite, nihayet buraya kadar getirdiler. — Gelmeseydiniz. Burası birin- ci mevkidir. — Nasıl gelmeseydim?. Orta sahanlıkta duracak yer yoktu. İs- tiyerek değil, itile kakıla buraya | süzüklendim. Hâdisenin komikliğini idrük e- diyorsunuz, değil mi? Bayan, iki adım sağ tarafla dur- duğu için, bütün müdafaasına rağ- men, yüz para daha vermeğe mec- bur oldu. Bütün arabadakiler hayret içinde idiler. Arzusu hilâfına, birinci movkie sürüklenen bir yolcudan alınan “yüz para fazla haklı mıdır, değil * mi?, İşte, size bir yeni huktik me- seleri.. KUÇÜ HABERLER v İstanbul öğretmenleri yar - dam cemiyetinin deniz gezintiri 18 haziran pazar gününe tehir e- dilmiştir. W Buzsa vilâyetine bağlacan Yalova kazasının tekrar İstarbul | vilâyetine rapti istenmektedir. — | Bu mühasebetle Yalovalılardan | mürekkeb bir heyet Milli Şefimiz İsntet İnönünü ziyaret ederek is- | tirhamfla bulunmuşlardır. * Devlet denizyolları umum | müdürü İbrahim Kemal Baybora ile devlet limanları işletmesi u - mum müdürü Raufi Manyas dün şehrimizden Ankaraya gilmişler: dir. * Dost Yunan hükümetinin A- ris mekteb gemisi dün limanımız- dan Köstenceye hareket etmiştir. * Ankarada açılan büyük ki - tab sergisi aynen İstambula nakle- dilecek ve Galatasaray yerli mal- lar sergisinde halka açılacaktır. * Müarif Vekâleti bu sene ye- niden 20 lite ve 84 orta mekteb açmayı düşünmektedir. & Şoför Seminin idaresindeki | 164 numaralı otomobil Osmanbey-' No. 3 İşte iki müşteri, Feridutun arkasındâki masaya gelip oturdular. kisi de toy, tecrübesiz gençler- üksek perdeden konuşuayr - Seninki bugün göründü mü? Ha; Hâlâ evini öğrenemedin de- mi? Hayırz | Dün akşam anu ressamla' ge- | meyizler, derhal Maarif Vekâle - | | Geceleri, sözlü. imtihanlara çalı- | yükletilmiyecek, ihtiyar, hasta ve KARŞISI NDA KY KA L 'YENİ BAREMİN Dünkü gazelelerden birinde o- kudüm. — Yeni barem — kenu - munun müzakeresine — başlandığı şu günlerde, resmi dairelerde bir çok eski müdürleri, mümeyyiz * leri bir telâştır almış.. Malâm ya; yeni lâyiha bir tek şey istiyor: Diploma. Eski müdürler, mü- fine müracaat ederek, liseyi tiürme imtihanına talib olmuşlar.. şan çocukları, torunlarile bera- ber, harıl harıl kitab karıştırıyor- larmış.. Barcın lâkırdısı yeni çıktı. Bu müdürler, mümeyizler — baremin gürültüsü üzerine böyle bir im- tihana girmeğe kacar vermiş ol- salar gerek... Ne vakit hazırlandılar, nasıl imtihan verecekles, nasıl muvaf- fak olacaklar?, Doğrusu biz, an- hıyamadık.. Yeni lâyihanın şahadetnameli değil, şahadetnameci yetiştirece- iğini iddia edenlere hak veriyorum. KAT EHLİHAYIR YOK MU? Ziraat Vekâleti yeni bir hay - van himaye kanun lâyihası ha - zırlamış. Lâyiha esaslarına göre, her türlü nakliye vasıtalığı vazi- fesini gören hayvanlara fazla yük zayıf hayvanlar bu gibi işlerde kat'iyyen kullanılmıyacaktır. Böyle bir kanuna ihtiyaç hisse- dilen bu memlekette, henüz mat- buat kanunu mer'iyete girmemiş, matbuat birliği kurulmamış, mat- buat müntesiblerinin ne hali, ne istikbali Çok acı geliyor amma, ne yapa- Iy ki her hakikat gibi, bu da acı- | dır. AHMED RAUF Yen ıStadyomıın Plânı Dölmabahçede yapılacak olan büyük şehir tadyomnu için dün be- den terbiyesi umum müdürü Ge- neral Cemil Tahir Tanerin baş - kanlığında partide büyük bir tap-, lantı yapılmıştır. Bu içtimaa Vali ve Belediye re- | isi Lütfi Kırdar ile, Belediye fen işleri müdürü, imar müdürü ve beden teribyesi umum müdürlü- ğünün bazı müdürleri iştirak et- mişlerdir. Toplantıdı munun plânını yapan yotti'nin hazırladığı plân teferrü-| atile tetkik olunmuş ve mimar iza- hat vermiştir. Plânın tetkiki dün-, kü toplantıda tamamile ikmal 0- lunamadığından - perşembe günü | tekrar içtima edilmesi kararlaş - tırılmıştır. Yeni stadyomun plânı heyeti u- mMumiyesi itibarile muvafık gö- rülmektedir. de 8 yaşında Vilon adında bir ço- cuğu muhtelif yerlerinderi yarala- miştir. Yazan: İskender F. SERTELLİ j — Ni Genç ve oldukça yü- | kışıklı bir erkek. Avrupada tah- | sil görmüş diyorlar, O da bizim | Bibi insan değil mi? Böyle güzel | ve kıvrak bir kadınla tanışıp gez-| mesi, onun bizden becerikli oldu- ğünu göstermez mi? — Hakkın var. Doğru bir man- tık. Fakat, ben bu işte mantığın rolü ve yeri olmadığına kaniim. — Akrabası olması ihtimali de düşünülebilir.. — Zayıf Bit ihtimla Üç gündür kız kardeşleri de | müynr.. — Onları geçen gün Floryada | görmüşler. istanbul - Ankara Trenleri Hareket ve Muvasalat Saatlerinde Yapılan Değişik'ikler Devle; Demiryolları idaresinin halkımıza bir kölaylık olmak üze- re birçok tgenlerin hareket ve mu- vasalat saatlerinde esaslı deği - şiklikler y aptığını yazmış ve yeni tarifelerden bir kısmını kaydet- ma'ştik. Bugün de halkımızın he men hepsini alâkadar eden İstan- | Mmak lüzim gelir. bul - Ankara trenlerindeki yeni | | atı bu memleketlerin daha çok değişikliği yazıyoruz: Her sabab Ankaradan İstanbula hareket öden “Yıldırım ekspres> trenleri badema Ankaradan saat 820 de hareket edecek ve İstan- bula saat 19,58 de varacaklardır. Haydarpaşa - Ankara arasın « daki günlük ekspres'n Ankara - dan hareket saat 19,15 den 19,25 e ve Haydarpaşaya muvasalat sa- ati de 8,35 den 8,50 ye, 19,50 da kalkan muhtelit trenin hareket saati 20,20 ye Haydarpaşaya var- ma saati de 11,50 ye çıkarılmıştır. Haydarpaşadan her sabah «Yıl- dıram ekspres» trenleri saat 9 da kalkacak ve Ankaraya 21,10 da varacaktır. Anadolu ekspres' de Haydar - paşadan 19 da kalkacak ve 9,10 da | Ankarada bulunan dost Romen Hariciye Nazırı Gaferiko ile yapı- tarife V7 muhtelit katar | lan konuşmalardan bahsetmekte ve bu konuşmaların Balkan an - tantını kuvvetlend'receğini söy - | liyerek: ! Ankaraya varacaktır. Yeni her gün Haydarpaşadan 15445 de kalkarak 8,10 da Ankaraya vara- caktır. Yeni ihdas olunan 4 üncü An kara - Haydarpaşa trenli reket ve muvasalat saatlerı de şu suretle değiştirilmiştir: Bu tren Ankaradan saat 17 de kalkacak Ve Haydarpaşaya 1,45 de varacaktır. Ayni tren Haydarpaşadan saat 1426 de kalkıp Ankaraya 655 de varacaktır. Haydarpaşa - İzmir treni Hay- darpaşadan 15,45 de kalkacak ve 20445 de İzmire varacaktır. Ayni tren Izmirden 6,30 kal- | kacak ve 810 da Haydarpaşaya varacaktır. Avcılar ve Atıcılar Toplanıyor İstanbul Avcılar ve atıcılar bir- Tiğinden: İstanbul avcılar ve atıcılar bir- liği umumi heyeti 16 haziran 1939| cuma günü akşamı saat 10 de bir- | Ek merkezinde fevkalâde olarak toplanacaktır. Muhterem azanın, birliğin muz-| meydanından başlanacaktır. har olduğu büyük bir tevtccühten edileceklerinden, bu ntıya behemehal gelmelerini saygılarımızla dileriz. Alman ve İtalyan Seyyahları Şehrimizdeki seyahat acentala- Yina gelen malümata göre Alman- ya ve İtalya hükümetleri harice seyahatleri menetmişlerdir. Bun- dan böyle Almanlar yalnız İtal - yaya,, İtalyanlar da Almanyaya seyahat edebileceklerdir. tırdi demek daha da u ölmaz mı? Biri, cebinden bir güzete çıkardı.| Arkadaşına cevab vermedi. | | Feridun bu muhavereyi işitince | için için gülmeğe başlamıştı. De- mek ki, ressam Necdet, - gençle- rin tabirince - ökseye basmıştı. Oysa ki, Necdet kadınlarla a- lay eder ve; — Ben, hiç bir zaman onların ağına düşmem.. Detdi. Feridun, bu könuşmad sonra, Necdeti avlıyan kadını y kından görmek merakına düştü.. 'Tektar kalktı.. Garsona dondür- ma patrasını vererek — gazinodan çıktı.. Neçdetin evine doğru yü « rüdü. Doktör Feridun, evin bahçe - snide oturacak ve Necdetin terisi mıı.—ık_n. onu yakından gö- | dım. Gündüzüm gece oldu. Z L—u:rgıhullo:nw’ K | | simli | başındaki kiraz ağacının Gibinde Bakişi Yunuz yat sahası> İ bugünkü —başmakalesinde totali! ha - yat sabalarının nerede başlayıp perede nihayet bulduğunun şim- diye kadar açıkça ilade olunma - dığını kaydederek diyor ki: *Bu halile hayat sahası ucubu- | cağı gelmez şekilde herhalde es- | kisine rahmet okulacak yeni bir dünya harbinin işereti diye alın- Totaliter memleketlerin matbu- rları büyük demokrasi devlet. lerile olduğunu söylüyorlar. Fâa- kat hakikatte küçük memleketle- re saldırıyorlar. Anlaşılan onlar küçük memleketlerin milli mev- cudiyetlerine hatime çekerken bü- yük devletlerin hiç ses çıkarma - malarını istiyorlar. İyi amma de- mokrasi devletleri küçük memle- ketlerden sonra sıranın kendile- tine geleceğini pek iyi biliyorlar we onun 'çin de şimdiki dünya ni- zamının — eelişigüzel bozuluşuna vazı olamıyorlar.. Zekeriya Sertel «Ankarada ya- pılan müzakereler. isimli bugün- kü başmakalesinde iki gündenberi nya için bir ciği olan Balkanları, dün- ya buhran ve larından ma- sun bir hale getirmek için alın- ması lâzım gelen bazı — tedbirler olabilir. İki devlet Hariciye Na - zırlarmın bu tedbirleri tetkik e- dip takib edilecek hareket hallı hakkında mutabık kalmaları da, istikbalin ve sulhün bir garant'si olabilir. Onük için "'Atkara müzakerele- rinin, Türi Romanyanın | Balkanların sulhü 'dame hususun- daki azimlerini kuvvetlendirece- ve Üsküdann İmar Plânı —| Faaliyete İskele Mey- danından Başlanacak . Üsküdarın da muntazam plân dairesinde imarı için M. Prost ta- rafından başlanan çalışmalara de- vam olunmaktadır. Bu işe iskele Meydanın tatbik plânı hazır - lanmış ve tasdik edilmek üzere Nafıa Vekâletine gönderilmiştir. Plân mucibince meydan daha ge- nişletilecek ve Şemsipaşaya doğ- ru sahilden yeni bir yal açılacak- tır. | Diğet taraftan M. Prost hazır- | lamakta olduğu Kadiköyün Na- zım plânının da mühim bir kıs- mini ikmal etmiştir. Plânı yapı- ladak yerlerin evvelâ tayyareden | müteaddid fotografları- alınmakta sonra bu fotograflar müteaddid âzeleler ğini um bu ba ve bu konuşmalara ımdan çok ekemmiyet ve- riyoruz.» VAKİT: BSadri Ertem «İdare makinesi- nin ıslahı» isimli bugünkü baş- makalesinde yeni barem kânüunu- nuh ortaya sürdüğü meselcler a- rasında bir de devlet hizmetleri- nin tam bir şekilde kadrolaşması işi bulunduğunu söyliyerek di - yor ki «Devlet hizmetlerinin — işleme şartlarını tayin etmek, yani bü- | tün teşkilât kanunlarının reviz -. yonunu yapmak bir zarüretlir. Fakat bu iş barem kanunu ile tamamlanamaz. O ancak asgeri ve azami hadleri tayin etmeli ve o kadarla kalmalı. Hizmetlerin nevilerini mütehassıs heyetler ciddi mesai ile hazırlamalıdır. Cumhuriyet Türkiyesinde idare esinin böyle bir revızyona ihtiyacı vardır. Bu revizyon işini en iyi şekilde, yani t'tizce takib e- decek şahsiyet ancak muhterem Refik Saydam'dadır.» YENİ SABAH: Hüseyin Cahid Londradan gör derdiği — «Beriin mülâkatından | sonra» isimli bugünkü başmaka lesinde Yugoslavya Kral Nalbi Prens Pol'ün Berlin! ziyareti es - nasında Türkiye ile İngiltere ara- sında aktedilecek kat'i muahede- nameye Balkaniara dair bir kayıd | konmaması için — Yügoslar Türkiye üzerinde tes'ir yapması- nin da kararlaştırılmış - olduğu hakkında Berlinden İnglliz gaze- telerine gönderilen bir — haberi mevzuu bahaediyor ve şöyse gö lüyor : «Yugoslavyaya atfedilen bu ta- savvürun e'ddiyetinden biz pek haklı olarak şüphe edebiliriz. Bal- kan misakına dah'l olan dört dev- | letten üçü yani Remanya, Yüna- nistan ve Türkiye İngiltere ile gu- ranti anlaşması yapmışlardır. Tür- kikiyeyi Balkanlar hakkında Tn- giltere ile anlaşmaktan menet - mek hiçbir ameli fayda temir et- mez. Taksim - Şişli Yaya Kaldırımları 'Taksim « Şişli arasında oturan binaların sahibleri bugün Beyoplu Halkevinde toplanacaklardır. Bu toplantıda Vali ve Belediye Reisi Lütfi Kırdar ev sahiblerine | caddeler üzerindeki yaya kaldı - rımlarını kendileri yaptırmalarını rica edecektir. İskenderunda İran Transiti Bütün transit muamelelerinin İskenderun üzerinden yapılması için İran hükümetile aramızda mü-| * t cereyi ektedir. 1 Diyarbakır - İran hattı in- * şa edildikten sonra İskenderun da İrana bir serbest mıntaka verile- ceği de söylenmektedir. paftalar halinde birbirine eklenip yanyana getirilerek üzerlerinde n ettiği Suriyeden| | €ezip öldürmüştür. | olduğu söylenmektedir. İmtihan Talimatname- | Vekâlı Motörlü Trenler ; işliyecek Devlet Demiryolları İngiltereye ilk Sıparış | lerini Verdi Avrupa ve Amerikanın cekser şehirlerinde olduğu gibi memle - ketimizde de yolcu nakliyatı için «motörlü / trenler» kullanılması kararlaştırılmıştır. | Deriiryolfarı — idaresi «motörlü trenler» hakkinda ilk siparişlerini İngihereye vermiş - tir. Bunlar yakında gelecek ve evvelâ İslanbul - Ankara hattin- da kullanılacaktır. Çok seri ölan bu yeni trenler âa- yesinde İstanbul - Ankara yolcu- lağu mühim bir nisbette kısala - caktır. Motörlü — trenlerde lokomotif yazifesini gören makinist dairesi ile tekmil vagonlar bir arada, ya- | ni hepsi tek bir yapı halinde bu- lunmaktadırlar. Bu trenlerin üstleri ve alt kısım- lar sbeyaz renkte olup harici man- zaraları elektrikli trenlere ve Pa- ris jle Liyon arasında işliyen «u- çan tren» e benzemektedir. e in ğği Müthiş Bir Kadın İntikamı Adananın İnaplı köünde feci bir| cinayet olmuştur: | İnaplı köyü halkından Fatma kızı Fatma isminde bir kadın kom- şusu Yusuf kızı Emine ile kavga- ya tutuşmuştur. Fatma Emineyi yere yatırmış ve| eline geçirdiği büyük bir taşla E- mineyi kalasına vura vura başını | Katil kadın yakalanmıştır. Vak- aya bir erkek meşelesinin sebeb sinde Değişiklik Orta mekteb imtihanları tali »- matnamesinl: nej Ve lise im- tihan talimatnamesinin 21 inci maddeleri değiştirilmiştir. | Yen şekle göre bir ders yılı i- çinde talebelerin devamsızlığı | devam müddetin'n 3 de 1 inden | fazla olursa o talebe sınıfta kalır. | Ancak bu devamsızlığın meşru ol- duğunu isbat ederek Masrif Ve- kâletinden müsaade alanlar ay- 'nen diğer talebeler gibi muamele görürler. Ş Mareşalın Teftiş'eri Şehrimizde bulunmakta olan Büyük Erkânıharbiye Rews'miz Mareşal Fevzi Çakmak dün be raberinde baaa Generallerimiz bu- Tunduğu halde Selimiyeye gitmiş we aökeri birik lerimizi tefliş et- miştir. İmar Projesi şubesi müdürü hârita şubesi müdürü Galib cüma akşaikı Ankaraya gi- deceklerdir. İki müdürü, — Nafıa le temas ederek İstan - bulun imar programı hakkında | izahat vereceklerdir. Bilâhare de programı Nafıa ve | Dahiliye Vekâletlerine tasdk etti- rerek şehrimize getireceklerdir. otürdü. Sigarasmı tellendirdi. Köşkün alt katından kaplum- bağaya benziyen siyah bir baş gö-| tündü, Bu, Necdetin dadısının ba> Karanfil kalfa, doktoru gö- rünce, sallana sallana — havuzun başına gelmişti. — Nocdetin müşterisi hâlâ git- medi mi? | Katanfil kalfa kaşlaı rarak güldü: - Ö, kolay kolay gitmez yav- rum. Çamsakızı gibi bir müşteri, — Acaba hangisi çamsakızı? Müşteri mi, yokga Necdet mi? — Bilmem ki... Beni yanlarına sokmuyorlar. O gelince, küçük bey bana: — «Haydi, dadıcığım... Sen odana git, yat!» diyor. Kaç gündür uyku uyumaktan usan - leden biraz sonra geliyo: va kararıncıya kadar - oturuyor. | Ah bizlim büyük bey... Dünya da | başka zenat yokmuş gibi, oğlunu rossam yaptı, üç ayda bir resim yapacak da bununla para kazana- cak... Feridun, kalfanın ağzını yoklu- yordı Güzel mi bari?... — Aman canım, neresi güzel... Çekik kaşlı, badem gözlü bir kız. Tıpkı Çinlilere berziyor. Soğuk mu soğuk... Bana selâm bile vers | miyor. Ben bu kadar şımarık in- | san görmedim ömrümde. İ — Çekik gözlü mü dedin, kal- facığım? Vallahi ben de buyıli - yorum öyle gözlere. Eğer benim tasavvur etliğim gibi ise, Nocde- tin hakkı var... Varsın eğlensin çocuk. Ben ona kaç yıldır ebirini bul da evlen!» der dürurdum. Ev- | denmek, ekseriya öğlenmekle baş- | SADĞA . ğ | lar... U gaçlı, sülün boylu melek gibi, bir Karanfil kalfa birdenbire kaş- larını çatarak: vol, sen de sapilmşisin da aberim yök! dedi, Çinliler sizi duysâlar buraya akırı ederler: di. Nerede o eski güzeller şimdi? Bizim büyük bey öyle güzelden anlardı ki... Bir vakitler Kızıltop- | zakta otururduk. — Yanımızdlaki pembe te münzevi — yaşıyan bir kızcağız vardı. Vallahi, beye- fendi © zaman yeni evli olduğu halde o kıza bile göz koymüştu. | Fakat, o böyle züppe bir kız de- ğildi. Karagözlü, kara kaşlı, uzun taze idi. Şimdikiler kesik saçlı, kı- sa dorlu, kısa etekli, boyalı, şıma- rik şeyler. Hele şu yükamdakini bir görsen, şaşarsın alimallah! Öy- le bir yürüyüşü var ki, zaplıyor sanırsın! Ya konuşması. Tımarha- | ket etmek mecburiy | Geçen hafta bu meclis :çin yapılam | | ne kaçığına benziyor tıpkı. (Devamı var) - :V'Rqıı'ıanyanmv Dı 'dafaa ediyoruz. — / Politikası D Yağan: Ahmed Şükrü ESMER #Evvelki gündenberi sramızda bulunmakla bize şeref veren Ro- manya Hariciye Vekili B. Gafen- —— ko, Ankara seyahatinin arifesinde — Romanya dış politikasını - etraflı — surette izah eden bir nutuk söyle- » Almanyanın arta Avrupar yaptığı emrivakiden sonra bey” — nelmilel münasebetlerin * girdiği — eyni istihale içinde Ramanyanın — | düş politikası etrafında söylenen —— bu sözler şüphesiz her tarafta en derin bir alâka uyandıracaktır. — Gafenko'nun sözleri anlatıyor ki yeni istihale içinde de Romanya- nn harict politikası eski Istikamet üzerinde devam edecektir. Bu po- litika göyle hulâsa edilebilir; 1 — Romanya sulh taraftarıdır. Fakat birkaç gün evvel Majeste Karol tarafından söylenen bir nüs —| tukta da izah edildiği gibi, «her nt pahasına olursa olsun» sulh taraf- tarı değildir. Hariciye Vekili Ga“ fenko da, bunu şu sözlerle ifade etmiştir: «Bize aid olmıyan hiç bir şeyi almıyoruz. Fakat bize aid olan her şeyi şiddetle takviye ve mü- Memleketimizin hududlarını ve istiklâlini silâhla müdafaaya azmetmiş bulunuyo * ruz.> 2 — Romanya Balkan paktına sâdıktır. Ve paktin gittikçe daha büyük ehemmiyet almakta oldu- funa İnanıyor. 3 — Romanya Polonya ile yap” tığı lttifakın samimi bir işbirliği istilzam ettiğine kanidir. 4 — Romanya. bütün büyük dev* letlerle iyi münasebet idame et * moksedir. Romanya Hariciye Vekilinin sof iki aylık faaliyeti bu politikanın — | takviyesi üzerinde — toplanmıştı: Bu maksadladır ki B. Gafenko AP | man darbesinin akebinde büyük #davletlerinin meskezlerini —| ziyaret etti. Hariciye Vekilinin hef tarafta gördüğü samimi kabul, Ro- manyanın yeni beynelmilel mu- vazenedeki ehemmiyetini bir defa daha tebarüz ettirmştir. Fakat bugün inkâr edilmez bir hakikattir ki bir devletin harici | emniyeti, büyük ölçüde ve cidden —— çok büyük ölçüde milli birliğinin sağlamlığına bağlıdır. -Filhakika bir zamanlar Romanyada milli birliğin emniyet bakımından lü - zumlu olduğu kadar sağlam olma dığı zannediliyordu. Ve bilhassa başka devletlerin emellerine âle' olan bazı zümrelerin faaliyetleri bu noktadan tehlikeli idi. Hatır- lardadır ki bunlardan birinin li- j deri bir vesile ile demiştir ki: , —— — İktidara geçtikten sonra yir- İ mi dört saat içinde Almanya ve — | İtalya ile bir ittifak imzalıyaca - ğem, y Romanya gibi coğrafya ve po- litika bakımından $or derece na- zik bir vaziyette bulunan ve öyle olduğu için de muvazene ile harc- tinde olan biT devletin dış politikasına âni ola- rak böyle aykırı bir istikamet verilmesi, yakın şark ve bu aradi dünya sulhunu tehlikeye düşüre- bilirdi. Majeste Karol, vaziyeti e- Tine aldı. Ve Romanyanın iç poli- çok — ehemmiyetli ve ü bir-inkılâb yaptı: Siyasi partileri ilga etti. Eski parlman- ter sistemi kaldırdı. Ve on rine tek partili bir mecli; | İ | ! İ seçimde rey sahiblerinin 7 sana yakın bir nisbeti iştirak et- miş ve 86 ziraatçi, 86 endüstrici ve 86 entellektüel meb'us seçil - miştir. Bu münasebetle şunu da söyliyelim ki Bükreşten namzet- liği konulan muhterem misafirimiz B. Galenko en çok rey alan meb- uslar arasındadır. Remanya, ku - ruluşu tarihindenberi, hiç bir za- man bu kadar sağlam ve bu de - rece mütesanid bir birlik man - zarası göstermiş değildir. Ro - manyanın kuvvetlenmesi hiz Türke leri ancak sevindirir. Çünkü kuv- vetli bir Romanya, Balkan sulhu- nun en büyük garantilernden bi

Bu sayıdan diğer sayfalar: