3 Temmuz 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

3 Temmuz 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HÂDiSELER PARA BULUNDUĞU ZAMAN YAPII-A-CTK S Son günlerde şehrin imarından © kadar çok babsediliyor ki, ne- zelerin yapıldığı, nelerin yapılaca- Bi birbirine karıştı. Bir gazetede bir havadis okudum.. Haliçte, Ka> sampaşa civarında, Yenikapıda, Moda, Bostancı taraflarında de - nize açıktan akan nohduf lâğım “Beteci, Tatlı lıdı okutuyor. Yak niz en sonunda şu cümle var: «Bu işler için 300 bin liraya ih- tiyaç görülmüştür. Bu para ne zaman temin edilirse, lâğımlar da) © vakit kapatılacaktır.. YUNUS BALIĞININ GÖNDERDİĞİ MEKTUB — Boğaziçinin bir sahilinde ecanlı) — balık» nam lokantanın açıldığı ha- gu mektubu gönderdi: . *Canlı balık ismile bu yaz da açılan lokantanın, masum hem - einslerimizin adım alarak, bir rek- lüm vasıtası yapması — hepimizi * mütecasir etmiştir. Bu müesseseye| canlı balık denmesinin sebeble - Tini, bir komisyon teşkil ederek tahkik ettik. Keyfiyeti berveçhiati - arzediyorum: | Masum hemcinslerimiz, küçük balıklar, bu lokantada o derece yüksek fiatla müşteri önüne kon- maktadır ki, bu hareketten, bizzat tabağın içinde biruh ve bican yat- makta olan balık dahi tevahhuş etmekte ve duyduğu bir reaksiyon- la derhal canlanmaktadır. Vazi - yetin bundan ibaret olduğunu say-| gılarımla arzederim.» SEYYAH USKUMRU —— BALIĞI MIDIR?, ——— KARŞısıNoAî YELULD layn'i meşgul ettiğinden daha fazr| Ja işgal etmektedir. Bazı aklı ev- vweller de şu fikirde imişler: — Bfendim, köşkün muazzam bahçesi var. Burada cüvar eğlen- ce tesisatı yapalım. Binayı güzel bir otel kaline ifrağ eyliyelim. BSirf ecnebilere mahsus olmak ü- zere bir kumarhane tesis edelim. O zaman, seyreyleyin siz seyyah akınını.» Seyyah denen nesne, sanki, uş-) kumru balığıdır. Çubukluda bir kumarhane, bir otel yapıldı, diye - iki eli kanda olsa, koşup İstanbüla gelecek.. Sotra, ayrıca bir - kumarhane açmağa bilmem, lüzum var mı?. Çünkü, yabancı için, İstanbul top- rağına ayak basar basmaz, bazı esnafla alış veriş etmek, zaten bir kumar oyununa benzemiyor mu?, GRİYE BOYANAN KÖMÜR DUVARLARI — Son Mühim caddeler üstündeki bi- nalar gri renge boyanacak. Bele- diyenin bu kararı peyderpey tat- | bik ediliyor. Kuruçeşmede oturan| bir dostum, kömür depolarının yol! üstündeki harab duvarlarının da | griye boyandığını söylüyordu. Ben| gidip görmedim. Fakat, bu du - varlara sarfedilen gri renk boya- nın, az zaman sonra siyah olmuı- yacağını iddia edebilir misiniz?. Kömür tozları, bütün Kuruçeş- me halkının gönlünü kararttı. Grij renk bir duvarın lâfı mı olur?. EHLİ VUKUF KİMLERDİR?. Satie binası meselesinin bir ta- kım tevkifleri, tahkikatı icab etti- rTen meşhur dosyası- bir ehli vukuf' tarafından — tetkik — ediliyormuş. Tahrif edilmiş resmi evrakın ma- biyeti araştırılıyor Fakat, bir me- rakımız var: Satie meselesini tet- kik eden yeni bir ehli vukuf nasıl teşkil edilebilmiş?. Bu işe vâkıf olan asıl ehli vukuf, binayı, yan- gından mal kaçırır gibi, 250 bin liraya satın alanlar değil midir? DABİIDE : 1 DA Bınıımıııy devlet reisi Tay- Ankaraya gelmek ü- hareket et - Mmiştir. * #'İzmir Puarı hazırlıklarını bi- Virmük Üzeredir. x Bu sene Trakyada mahsulün — Bol olduğu yapılan - tetkiklerden | | İ * Şark vilAyıuırlmlıdı yapıl- makta olan üç mühim köprünün | Anşaatı tamamlanmıştır. $ 4 Burnuva Ziraat mücadele is- | — tasyonu tavaların dazla - sıcaklığı | dolayısile artık göztaşı kullanma- — malarını, yalnız kükürt kullan - — mıya devam etmelerini bir beyan- veme ile bağcılara bildinmekte - * dir »< Hatayın kurtuluşu münase - betile Tayfur Sökmen tarafın - — Gan gönderilen telgrafa Bwük — Erkâmharbiye Reisi Mareşal Fev-| Plâj No.23 — Ben bu gün onu burada bu- | Tacağımı ummuyordum. Bu kadar kalabalıkta ona yaklaşmak, onunla konuşmak çok güç olacak. —— — Dün sama bir şey söylemedi mi? — Hayır. Sadece: «yarın da ge- b decek misiniz?, dedi. Ben de: «Şüp) hesiz, hanım efendi!» dedim. Faz- la bir şey söyliyemedim. — Keşke bir akşam yemeğine — davet etseydin.! — Konuşmağa vakit kalmadı. — Suya daldı.. birkaç ıııı.ç öteden çıklı ve yüzerek açıldı. — Budala! Bu açılışın mâna - Bülbülleri AHMED RAUF zi Çakmak bir telgraf göndermiş. lerdir. * Yağan şiddetli yağmurlar - dan Gerede bir müddet su altın- “da kalmıştır. Maamafih hasarat yoktur. & İzmir Fuarı açılış merasi - minde bulunmak üzere Ticaret, İktısad, Münakale ve Maarif Ve- killeri İzmire gideceklerdir. * Kadıköy Kız Enstitüsü ser- Bisi dün açılmıştır. HARİGDE HARİGDE : | * Kost Clano 10 temmuzda | Barselona gidecek ve İspanyada- | ki seyahati 23 temmuza kadar sü- recektir. * Kral Zogo Bükreşe varmış- ftır. Kral kısa bir fkametten son- ra Varşovaya hareket edecektir. * İngiliz Hükümdarının Mısırı ıı'yım edecekleri haber verilmek- * “İspöliyadlü, sakndam deniz Yazan: İskender F. SERTELLİ var?! — Elbette var ya. Seni açığa ça- ğırmış. Muhakkak ki, bir diyeceği Vardı. — Ben onun kadar — açılamaz- dım... — Sen de hâlâ şu yüzmeyi adam- | akıllı beceremedin gitti. Boş yere | suları kulaçlayıp duruyorsun, a- rı kocayı denizde görünce yanla- rına gitmeğe mecbur olmuşlardı. | Celâi: — Ne yapayım, dedi sen de on- ııfııuııu-mınııshuıı;m iskele ve Rıhtım ücretleri Tenzilâtlı Tarifeler Yapılacak Vilâyet hususi idareleriyle be- lediyelerin elinde bulunan iske- le, rihtim ve geçitlerden 1938 yılın- da alınmakta olan mürüriye üc- retlerinin 1939 senesi için hazırla- man ve hülen Denizyolları idaresi Aarafından idare edilen iskeleler- de tatbik olunan türife formülüne göre hazırlanan cetvele nazaran tatbiki İcra Vekilleri Heyetince kabul olunmuştur. 12 yaşından küçük çocuklar, ge- Çirilen nakil vasıtalarının sahip ve sürücüleri, askerler, jandarma- lar, posta memurları, muhacirler, mevcuden sevkolunanlar, ziraat için geçen köy ahalisi, posta taşı- yanlar, askeri bayvanlar, muha- cir hayvanları, askeri posta ve muhacirlere ait eşya sal müruriye ücretinden müstesna olacaktır. Türifede yazılı ücretler Belediye ve hususf idareler tarafından a - zaltılabilecel — Plâjlara Akın Başladı Dün Halk Mesire Yerlerine Dökülmüştü Son haftalar zarfında pazarlar diğer günlere nisbetle bulutlu ve yağmurlu geçiyordu. Dün havanın güzel ve sıcak o- luşu şehir halkını mesire yerleri- ne boşaltmıştı. Denilebilir ki, dün plâjlarda İlk defa olarak yazın hararetli man- zarası görülmüştür. Bütün plâj - lar, dolmuştur. Boğaziçinin yeni Küçüksu plâjı kalabalık olmuş - tur. Burada müzikli bir - gazino, tenis kortu ve diğer eğlenceler de bulunuşu halkı kendisine çek- miştir. Dün, Boğaza ve Avrupa banli- yözüne akın dolayısile Şirketi Hayriye ve Devlet Demiryolları Dokuzuncu işletme müdürlüğü müteaddit defalar ilâve vapur ve katarlar tahrik etmek mecburi - yetinde kalmışlardır. İstanbulun yakın sahilleri de görülecek bir manzara teşkil edi- yordu. Yenikapı ve Yoşilköy, Sa- Tayburnu ve Bakırköy sahil gazi- noları kalabalıktan geçilemiye - cek bir halde idi. ——LLLCıLLI, kuvvetleri ofradı terhis edilmiş - tir. * Nobel sulh mükâfatını Ruz- velde verilmesi teklif edilmiştir. &* Yunan devlet bankası müdü- Tü istifa etmşitir. *& Roozevelt, yeni muharebe Mayyareleri Satın alınması için | Harbiye nezaretine 293 milyon do- lar tahsisat veren kanunu imzala- mıştır. * Hatayda Fransız mümessilli- ğini yapan Kole'nin Suriye ve Lübnan Fransız komiserliği aske- ri büro şefliğine tayin olunmuş - tur, 6 muvalfak olunduk. — Temiz bir aile kızına benzi- yor. Bakalım sana randevu verir İ miydi? — Kötü maksadla randevü iste yecek değildim ya, sadece tanış-” mak. bir arada güle oynıya yemek yemek için davet edecektim. Sermet suda yüzünü yıkayarak güldü: — Sen ne kadar safsın, Celâl! bâlâ küçük bir çocuk gibi konu- şuyorsun! güle oynıya yemek ye- | mek.. sonra ayrılmak. Heps>bu ka- — Ya ne olacak başka? Onun i- çin bir aile kızıdır diyen sen de- Bil misin? -—Aytıl'ohlçıdvııemiıbu “aile kızına benziyor mu? Hele şu- k.. etrafına elliden fazla SRLAŞm z diyor. Kendisini bir sa 6 SiTeo”KAZSİ| Cj__î Nıdıx Vıdı bugün «İtalyan mat-| buatının neşriyatı karşısında» i- | simli başmakalesinde İtalyan mat- buatının son günlerde hakkımızda yaptıkları neşriyatı mevzuu bah- sederek birkaç muharrimizin İtal- yanlara verdikleri cevabları tek- rarladıktan sonra diyor ki: «Doğrusunu söylemek lâzım ge- lirse ben, sonu gelmiyen bir iddia- ların matbuatımız tarafından cid-| diye alınarak onlara teker teker cevab verilmesini muvafık bul « müyorum. Hele son günlerde kü- füre de müracaat eden İlalyan ga- zetelerine mukabeleye kalkmak, onlarin vaziyetine düşmeyi kabul etmek olur ki büsbütün mana - sızdır.. Nadir Nadi Fikirlerini uzun uza- dıya müdafaa ettikten sonra ma- kalesini şüyle bitiriyor: «— Türkiyenin aldığı son karar- lar, onların son ümidlerini-de kır- dı, mahvetli. Kendilerini kaybe - derek matbuat vasıtasile mantık- sız, insicamsız iddilarda bulunma- ları terbiye kaidelerine aykırı söz: leri kullanmaları da işte bundan ileri geliyor. Bu adamlara kızma- sak da acısak daha iyi etmiş olu- ruz, Mill ine karşı yüklendik- leri mes'uliyet kendilerini cidden terleteceği kadar buhranlı safhalar geçirmektedir. Ne denir, eacamlarını hayreylesin'» VAKİT: Asım Us <İtalya Hatay - işine müdahale cdecek imiş> isimli baş- mâkalesinde Hatayın Türkiyeye ilhakından sonra İtalyadaki Türk düşmanlığanın açığa vurulduğu- nu söyliyerek eMessaggro» adlı İtalyan güzetesinin bir yazısını tenkit ediyor ve makalesini şöyle bitiriyor: Yalnız Mussolininin İtalyan ga- zetecisi gibi sön yirmi yıllık ha- yatını' uykuda geçirmemiş oldu - #unu pek iyi biliyoruz ve bu gibi müdahale teşebbüslerinden Türk milletinin ve Türkiye Cumhuri - yelinin asla korkusu olmadığını yine pek iyi bildiğini de tahmin ediyoruz. Türkkuşu Kampları Açılıyor * “Türkkuşu gençleri için İnönüm de açılacak olan kamp bu cuma günü faaliyete geçecektir. Kam- pa İstanbuldan gönderilecek genç- | lerin bu bususta mürersatları - çin verilen mühlet, bu akşam bit- mektedir. Yazılıp da akşama kadar sıhhi muayenesini yaptır- mamış veya evrakını tamamla - mamış olan gençler kampa gön- derilmiyeceklerdir. Muamelesi ta- mam olanlar çarşamba gününden itibaren sevkolunacak'ardır. İnönü kampısna Bursa, Adana we Ankara gibi şehirlerden gön- derilecek talebeler de yarından i- tibaren sevkolunacaklardır. Bgibi alkışlıyanlara başile, ellerile we güzel mukabele ödiyor. Pişmiş, yırtılmiş, alnının ar damarı çok- tan çatlamış bir aşiffe. — Sadece Kendisini satmâsinı biliyor. İşte © kadar. — Ya sesi? — İyi ya. Güzel sesi de var. — Ablasının da sesi güzelmiş diyorlar. g) neıdayml" — Hayır, Ben görmedim amma. Görenlerden duydum. Ablası da şeker şeymiş, Süadiyede onun :çin da yanıp tutuşanlar vanmış. — O da bu kadar güzel miymiş? — Çok güzel olduğunu söylü - yorlar. — Eh.. Bir gün de oraya gide- — Buradakini kime bırakacığız? — Peşinde bizden başka kimsel il ya, Hele bir. kı yok değil ya, Hele bir. kere Allah | Süa- | — Neden denize | YENİ SABAR: Hüseyin Cahit Yalçın «Bulga- ristan ve Mihver devletleri, isim- | Hi bu sabahki başmakalesinde İtal- yanın Balkanlarda yerleşmek ga- yesile bir lıhm meselelerle Bal- kanlıları bir çalıştıklarını söyledikten sonra diyor ki: «— İtalyanın teşahhus ettiği a- dalet. Türk sularında, Yunan ade- larına yerleşmekten ve ecnebi bir halkı esaret altında tutmaktan da geri kalmamıştır. Sofyanın bu ka: dar mürai çehreli bir adaletin söz- lerine &hemmiyet verecek kadar salfdi! olduğunu zannetmek Sof - yaya bir hakaret teşkil eder.» Hüseyin Cahid Yalçın, İtalya - nın yaptığı anlaşması ve kendi | hayat sahası dahilinde Bulgaris « tanın da adını saydığını hatırlat- tıktan sonra makalesini şöyle bi- tiriyor: «— Bulgar dostlarımız böyle bir siyasetin lüzum ve faydasını an- lıyacak kadar zeki, düşünceli ve tecrübelidir. Bizim kanâatimizce İtalyan entrikaları Sofyada ken- disine müsait zemin bulamaz. Bal- kanlar müşterek bir tehlike kar- şısındadırlar. Vatanperver Bal - kanlıların ilk vazifesi, tıpkı tek bir millet içinde olduğu gibi, bu tehlike karşısında aralarındaki aneseleleri unutarak müşterek düş- mana karşı cephe almak ve her geyden evvel vatanlarının istik - ballerini kurtarmaktır.» SD Bugünkü başmakale muharriri «Son siyasi münasebette gergin- lik» isimli yazısında dünyanın si- yasi vaziyetini tahlil ettikten son- ra: *Bügünkü gergin vaziyet tehli- keli günlerin arifesinde bulundu- gumuzu göstermektedir.» Diyor ve yazısını şöyle bitiriyor:| «Vaziyetteki vehameti, yeni bir | tecavüzün büyük bir harbe sebeb | ve başlangıç olacağını düşünerek, | Berlin hükümetinin müsbet bir | cevab vermesi, samimi mukabe - dede bulunması umulabilir.. Mevlüd Okunurken Tahtaboş Çöktü | ” Dün akşam saat on yedi buçuk- ta Zeyrekte Çinilihamamda İba- dethane sokağında, Kilise camlii- nin yanında kabzımal Suphi, Şa- hap ve Akif isminde üç kardeşin oturdukları 33 numaralı ahşap ev- de, sünnet düğününden sonra bir mevlüd okutturulmuş, bir aralık kadınların çıktığı bahçe üzerin- Geki tahtaboş, birdenibire, bir ça- tırtı ile çökmüştür. Bu çökme ne- ticesinde Suzan isminde bir ka- dın ağırca, Arabi, Hamdiye, Sa - biha ve Emine isminde dört ka- dın da hafif surette yaralanmış- lardır. Derhal itfalye kaza yeri- ne gelerek kadınları yıkıntı diyeye gidelim.. Onu da görelim. Aradaki güzellik farkını anlıya - | hm. —O dşha güzülse, onun peşine mi takılacağız? — Şüphesiz.. — Adam sen de. İstanbulda ka- din kıtlığı yok değil ya. O şimdi- ye kadar Süadiyede — bulacağını bulmuştur. Biz buradakine ba - kalım, Bu kalabalık her gün böy- le olmaz. Yarın yine plâjda, o da bize kalır. Başbaşa denizde yıka- nir, yüzer, eğleniriz. Sermed hiddetinden — dudakla- Tn isiriyordu. Sahilde Selinin başına topla - nanlar o kadar artmıştı ki.. Daha gerideki gaziholarda oturanlar bi- le Selinin sesile alâkadar olmak- herkesin alâkasını kendi üzerine | çekmek istiyordu? * süküt edilmesini Ordu Malülleri Kurultayı Dileklerin Tedkiki için Encümen Seçildi , Orzdu Malüller Birliği büyük kurultayı Arkara Orduevinde top>| lanmışlır. Kurultay reisliğe Kare meb'usu B. Şerefettin Karacan ve reis vekilliğine Üsküdar şubesi murahhâsı B. Nazmi Madanoğlu, kâtipliklere de B. Cenani Diliman (Üsküdar). B. Cadi Feke (İstan- bul) ittifakla seçilmişlerdir. Bundan sonra, köngrenin hissl- siyatına terceman olan reis veki- li B. Nazmi Madanoğlu Ebedi Şef Atatürk'ün aziz hatırasına hürmet Gömak Üzere beş dakika ayakta teklil etti. Bu hazin vazife göz yaşları için- de yerine getirildikten sonra, re- 1s vekili sözlerine devam ederek, Milli Şefe, Büyük Partimiz> ve Cumhuriyet hüksmetine karşı ordu malüllerinin besledikleri de- Tin saygı Ve sevgiyi tebarüz ettir. | di. Morkez ve murakabe heyetleri- | nin bir senelik faaliyet raporları okuhdu diğer | maddelerine geçilerek nizamna: | menin tâdili, dileklerin tetkiki ve hesapların tetkiki için birer en - cümen seçilmiştir. ve Tuznamenin elt Fabrikacılar Bugün Toplantı Yapıyorlar Sınal müesseselerle maden o - caklarında mesleki kurslar açıl- ması hakkındaki nizamname mu- cibince, kullandığı işci ve müs - tahdem sayısı günde vasati olarak yüzden fazla olarak Tabrika ve maden ocakları, açmakla mükel- lef oldukları kursların mütredat programlarını ayın on beşine ka- dar İktısad Vekâletine bildirme- Be mocburdurlar. Yüzden farla işçi çalıştıran fab- rika sahipleri bugün Saneyi Bir- iğinde bir toplantı yaparak bu iş ide görüşeceklerdir. Reisicümhurun Teşekkürü Ankara 2 (AA.) — Riyaseti - cumhur Umumi kâtibliğinden: Kabotajın yıldönümü münase- betiyle resmi ve hususi zevat ve kurumlardan aldıkları tebrikler - | den çok mütehassis olan Reisi cumhür İsmet İnönü teşekkür ve mukabil — tebriklerinin — iblâğına Anadolu Ajansını memur etmiş- tir. sından çıkarmış, ilk tedavileri ya- pıldıktan sonra, yaralılar Cerrah- paşa hastahanesine kaldırılmış - lardır. Tahkikat yapılmaktadır. | İ ların üstünde güzel vücudünü ya- kıyordu? Sermed, arkadaşına seslendi: — Haydj kumsala yaklaşalım.. Belki bizi görür de denize girer. Sahile Goğru yüzerek gittiler. Celâl dizlerine kadar suyun i- çinde ayakta duruyordu. Sermed: — Selin Hantm.. Yarış yapmı - yacak mıyız? Diye seslendi. â Celâl: | — Yine mi yarış? dedi. Yine mi beni arkada bırakmak niyetinde-, sin? Selin birden kalabalığı yararak denize girdi: — Allah razı olasun — senden, | Sermed Bey! Beni şunların elin - den kurtardın; Mütemadiyen şarkı diyip durüyorlar. Burada şarkı söylenir mi hiç? İnsan plâja an- cak yüzmek için gelir!!! Öyle de- ğila mi? aK Löm , KA Söz Düellosu Yazan: Ahmed Şükrü ES! Beynelmilel münasebetler bi düellosu halini almıştır. Bir Hitler nütuk söyler. Ertesi Çemberlâyn cevap verir, Ari dan Göbels mukabele eder. D Halifaks söze karışır. Arad Musolininin sesi yükselir. eskisi kadar yüksek değil B da eskisinden daha çok yüksel le konuşân fransız devlet adi cevap verirler. v Bu düellonun hedeli şudur: — — Hitler ve arkadaşları efkârı umumiyesini ve dünş İngilterenin müthiş bir eç leme» siyassti takip etmekte duğuna inandırmıya çalışır dırlar. Bu siyaset, Almanyayı yat hakkından mahrum etmek bi âinsi bir makaada matuftuf. sasen <yalancı Albiyön» - bu, Biltereye büyük harp içinde de rilen bir isimdi - 1914 sene evvel de bu siyaseti tatbik ve o zaman Almanyayı hazim uğratmıştı. Fakat şimdi aynı yapamaz. Çünkü, Almanyanın | Şında Hitler vardır. 2 — İngiliz devlet adamlari! mukabeleleri şudur: ortada çemberleme bahis mevzuu di dir. İngiltere, Almanya ile an mak için her çareye baş vurm tur. Hattâ Başvekil Çembe: Münih'e kadar uçarak Çekoslo yayı Almanmyaya teslim etti. Fi Almanya «hayat sahası» diye mnazariye ortaya âtarak birçok rupa devletlerinin istiklâllerini bu arada Britanya İmparator! | nun emniyetini tehlikeye koyni tur. Şartlar altında İngiltere, ti | vüze karşı bir sulh cephesi Küf | Mmuşlur. Ajmanya'yı iktisaden Bi mak kimsenin aklından geçmiy Almanya tecavüz - politikasın vazgeçerse, kendisiyle görüşüp laşınıya hazırız. İşte iki tarafın her gün tekf ettiği sözler bunlardır. Halifi geçen gün Hitlere karşı mı eden nutuklarının birinde den ki: — Ben eminim ki söylediği & lere kendisi de inanmıyor. Hakikaten bir dâvaya b ni inandırmak için evvelâ doğruluğuna dâvacının lâzımdır. Halbuki Hitlerin ve daşlarının, bu çetnberleme sihe inanmadıklarına şüphe yö tur. Avusturya ve Südet mesele rinde Almanyanın kuvveti, birer dâva gütmesinde idi. Çel tanı ve Arnavutluğu tecavüz P tikalarına kurban edenler, bu. tecavüzleri önlemek istiyen çabukluğu ilâ mütecaviz v: ne düşüremezler. Hitlerin arg ra, insanlığın idrakiyle alay ten başka bir şey değildir. Hitler ve arkadaşları hı"vnrll' Elbette biliyarlar. Fekat her rağmen hedefimize varacağız, yorlar. O hakde Hitlerin gü Üi şey nedir? 1 — Anlaşrlıyor ki Hitler kadaşları hâlü İngilterenin yapacağına ihtimal vermi, İngiltere devlet adamları şöyle' böyle söz söylerler ama, iş fe geçmiye gelince; cayacaki inanıyorlar. 2 — İkincisi sulh cephesi Tilen kombinezonun ı inanmamaktadırlar. Bugün fnil renin etrafına taplanmış gibi göf nen devletlerin, harp ihtimali İ lsıe son bir kaç gün içinde Biliz devlet adamlarının hed ri, Almanyayı böyle bir vehm€ toplanmıştır. Ve hakikaten ne İ pılmaktan kurtarmak noktas giliz ricali ne de ingiliz m: bu son günler içindeki kadar # fikir beyan etmemişlerdir. Çet leyn Kardif'te söylediği - nuta «İngiltere imparatorluğuna taklarına» karşı yapılacak b | cavüzün derhal silahla muk: göreceğini ılylam,ııı. Halit

Bu sayıdan diğer sayfalar: