5 Temmuz 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

5 Temmuz 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Günün Meselesi: istanbulda Sergi Açılmıyacak mı? Belediye, Serginin İzmirle Münasebetini İstanbulda — beynelmilel bir fuar kurulması teşebbüsü İzmir belediyesini telüşe düşürmüş, İzmir gazeteleri de havadisler ve başmakalelerle bu teşebbü- sün aleyhinde neşriyat yapmış- lardı. Bu meselenin hiç lüzumu yekken bir dedikodu halini al- dığını gören Vali ve Belediye reisi Lütfi Kırdar: — İstanbulda beynelmilel bir fuar kurulması İzmir enternas- yenal fuarına tesir yaparsa bu işten vaz geçerim.. Demişti. Hususi surette aldı- fumız malümata göre İstanbul belediyesi beynelmilel İstanbul fuarımın İzmir enternasyonal fuarma ne gibi tesirler yapa - cağı üzerinde tetkikata başla- mıştır. Bu arada alâkadarların da mütaleaları alınmaktadır. Bu gibi işlere akh iyi eren zat bir muharrimize şun - ları söylemiştir: — İstanbul gibi bir şehirde beynelmilel fuar kurulması İr- Yardımcı Hal | Binası İstimlâk Kararı Bina Sahiblerine Bildiriliyor Hal binası olarak kullanılması kararlaştırılan Mosır çarşısının ta- mir ve ıslahına yakında başlana- gaktır. Çarşının etrafındaki bina- lar hakkında istimlâk kararı kısa zamanda bina sahiblerine bildiri- lecek ve tahliye için mühlet veri- lecektir. Yardımcı Hal vazifesini göre - cek olan Misir çarşısı, tarihi ky- metine halel getirilmeden tamir e- dildikten sonra asri bir Hal icab- larma Uygun tesisat vücude ge - tirilccektir. soğuk hava tesisatile teçbiz edilmesi kararlaştırılan ye- ni Hal binazı Belediyenin daimi sürette kontrolu altında buluna- cak, fiatların tanaimi suretile halk yardımcı Halden ittifade göre - cektir, ) — Eldivenciler Koopera; Kuruyerlar Eldiven imalâthanesi sahiple- ri dün bir toplantı yapmışlar ve ecnebi mallarının rekabetinden kurtulmak için hariçten ithalf- tan men'ini alâkadarladan iste- /—meğe karar vermişlerdir. Diğer taraftan eldivenciler a- Talarında satış işlerini idare et - mök üzere bir de kooperatif racaklardır. Rumen Mekteb Gemisi Mirsea isimli Romanya mek - tep gemisi dün — Karadenizden gelerek Boğazdan transit geç - miş ve Akdenize gitmiştir. Tetkik Ediyor mir belediyesini neden telâşa düşürdü? Bunu bir türlü anlı- yamıyorum. Bu bir njemle - ket meselesidir. Yalnız İstan- bul, İzmirde değil, diğer bü- yük şehirlerimizde ve meslâ Mersinde niçin bir fuar kurul- masın? İstanbulda bir sergi a- çılması İzmire neden zarar ver- sin? İstanbul bütün dünya turist lerinin ilk önce ziyaret ettiği seyahat için fırsat bekliyenle- rin rüyalarına girdiği bir şehir, mebilerin dilinde ve gözünde cennet iken beynelmilel fu- arın başka yerlerde kurulacak yerde İstanbulda meydana ge- tirilmesi daha münasib ve me- kul olmaz mi? İstanbulda büyük fedakâr - Tıklarla arsulusal bir fuar mey-i dana getirilirse bütün dünya bu sergi ile alâkadar — olacak, hem — İstanbulu görmek için memlekete milyonlarca seyyah gelecektir.. Amele Kursları Nizamnamenin Tadili İcabediyor mu ? 100 kişi ve yüzden fazla amelesi olan müesseselerede amele kurs- Jarı açılması hakıkndaki nizan name müteaddid itiraz yol aç- maştır. Müceseseler 15 temmuza kadar bu kurslara ald müfredat proğramlarını tanzim edip gön- dermeğe mecbur şlardır. Nizamname ameleye — mesleki teğrisatlar başka besab, hendese, yurd bilgisi ve saire gibi dersler de göslerilmesini âmirdir. Ustaba- Şılar içerisinde muallim vazife - sinj — göremiyecekler —buluna - caktır. sanğelk : Batmakl Tehlikesi Karşısında, 70 Çuval Paçavra Denize Atıldı Paçavra balyaları yüklü ola - rak limandan Haydarpaşaya git- mekte olan Yıldız motörü Ahır- kapı açıklarında bir İtalyan va- purunun — dalgalarından — bat- | mak tehlikesi geçirmiş ve yığılı olan 70 balya denize yuvarlan - dıktan sonra bu vaziyetlen kur- tulabilmiştir. Liman reisliği had dinden fazla yük alan motör kap tanı hakkında tahkikat yapmak- tadır. | rından her hülde maarif münte- | sibleri çok memnun olmuşlardır, | Nerede olursa olsun, mütemaı | yen değişiklik, boyuna | de, gerek karada kömür Korkunç Kelime: Kadro Dünkü gazetelerde, Ankaradan verilmiş bir haber vardı: Maarif Vekületi, bu tedris yılı başında muallimler urasında geniş bir de- #işiklik ve nakil yapmıyacak, on- Tarın huzur içinde vazifelerine de- vamlarını temin edecek.. Yalnız maarifte değil, bizim bir| çok teşkilâtımızda «kadro> ke - limesi korkunç bir müna ifadesi almıştır. Her yıl, birçok memur ve müstahdem heyecanla kadro bekler. Kadro gelir. Herşey altüst olmuştur. Ekseri değişikliklerde hiç de mecburi ve zaruri sebeb- ler yoktur. Maarif Vekâletinin sen kara - teşkilât, orada çalışanları rahatsız etmek- ten başka bir fayda vermez. BURHAN CEVAD ... .. a| Kömür Tahmil GEERET Tahliyesi Sür'at Temini İçin Avrupadan Vinçler Getirtiliyor Limanda kömür tahmil ve tah- ştirilmesi içn ev- velce hazırlanan plân — üzerinde tetkikata başlanmıştır. Eski liman idaresi Kuruçeşmede geniş tesisat yapmak üzere faaliyete geçmi fakat bu işler Denizbanka devre- dildikten sonra teahhüre uğra - mışti Devlet liman içletmi müdürlüğü bu defa ilk görüleci j umüm tir. Avr vinçler getirtilecek, gerek deniz- tahmil tahliyesi bu vinçlerle otomatik bir| şekilde görülecektir. İÖ Adalar- Yalova Yaz Tarifesi Yeni Tariferin Tatbikine Yarın Başlanıyor Adalar ve Yalova hattı için ha- zırlanan yaz tarifesinin tatbikına | yarın başlanıyor. Bu sene tarife- de epeyce yenilikler yapılmıştır. Adalardan Köprüye ve Köprüden Adalara vapurlar - sıklaştırıldığı gibi Yalovadan Küprüye ve Köp- rüden Yalovaya da günde üç va- pür kalkacaktır. etmi Vapurlar adi günlerden Yalova-| dan 60 - 1310 - 17; Köprüden | 9,15 - 13,35 - 18 de; pazar günleri I Yalovadan 640 - 17,30 - 18 eyyamı adiyede Adalardan Köprüye son vapur 21,15 de, pazar günleri 22.30| da kalkacaktır. Direkt postalar Büyükadaya 18 de ve Heybeliye de 7,15 dedir, İayetir M'ağ h Bir Hakaret ı Dâvâsı “Bana Hırsız Dediler Onlara Mukabele Ettim,, Dün sabah Fatih sulh mahke - mesi koriderunda eski ev sahibi Ahmed ile karısı Sabriyeye ha - karet eden, Tarlabaşı, Vişne so - h evde oturan AÂrtin karısı Marika Yorgilinin duruş - Masına, cürmü meşhud kanununa tevfikan Sultanahmjed — üçüncü sulh ceza mahkemesinde başlan- di. Davacı Ahmed ve Sabriye ile şahid Ata, Argiri ve Mümtazın müahkemede verdikleri — ifadelere göre hâdise şöyle olmuştur: Sabriye, eski kiracıs) Marikayı, evinde oturduğu sırada bazı eş - yasını çaklığı için mahkemeye vermiş Dün sabah iki taraf mahkeme- den çıktıktan sönra, — koridorda Marika Sabriyeye yaklaşarak sert bir sesle: — Beni mahkemeye verdiniz de ne oldu sanki? Şahidlerin çoğu benim lehimde söz söylediler. İn- şallah beraet edeceğim, demiş.. Sabriye de: | — Mahkeme suçluyu ve suç - | suzu meydana çıkarır, Hak ada- leti takib eder. Diyince, Marika yummuş gözü- | nü, açmış ağzını. Sabriyeye ve kocası Ahmede galiz küfürlerle kakaret etmiş. | Marika mahkemede bir masum hali takınarak şu iladeyi verdi: - Davacılar beni da dt ham ederek, mahkemeye verdi - ler. Bana iftira e! kemede eşyalarının benim tara- fımdan çalındığını isbat edeme yince kızdılar. Korldora çıkmca, her ikisi de arkamdan; — Hırsız!.. diye bağırdılar. Ben de: — Hırsız ben di im, sizsiniz! Dedim. Karı kota döğmek için ü- zerime saldırdılar. Bu sırada ora- da bulunanlar bi iyardılar. Duruşma bazı hususatın amüd- deiumumilikten — sorulması için başka bir güne bırakıldı. Fökat mah- KISA POLİS HABERLERİ 4 Eyübde oturan Veli oğlu Ha- san çalışırken elini makineye kap- tırarak yaralanmıştır. * Şoför Remzinin idaresindiki 2105 numaralı otamobil Sirkeci - de Feyzullah oğlu Zarife çarpa - rak muhtelif yerlerinden yarala- mıştır, * İspiro oğlu Anı ken elindeki balyoz ay; şerek yaralanmıştır. astas çalışır - dü- ——— No. 28 Fakat ayni zamanda bir el bi- leğine yapıştı. Birdenbire geriye Göndüğü zaman, Sarı Yanisle kar- Ş karşıya geldi. Ev sahibi, kızın bileğini sumsıkı tutuyor, fakat ay- Ni zamanda da gülümsiyordu. Dizleri çözüldü. Hatta bir arabk bayılacak gibi olmuştu. Sağ elini, tutunmak için bir tarafa — uzattı. Yüzü sapsarı idi, fakat gözlerinde "i bir azim görünüyordu. Sarı Yanis dedi ki: o, — Mia Holanda, bizi rahatsız & den şu eşyayı kaldırayım, Bunu söylerken genç kazin eline deki kutuyu aldı. Bu sahne esnasında, genç kozın bileğini bir türlü — bırakmamıştı Ve nihayet mis Holanda isyan etti. BSarı Yanis de bileğini brakmak Tedburiyetinde kaldı. — Sarı Yanis hâkimane bir vaziyet aldı: — BHakkınızda nasıl bir karar vereceğimi düşünüyorum. Fakat ne yapacağımı henüz t değilim. Ya polise mürüt yahud bu işi bizzat halletmek lâ- zim.> Genç kaz: Polise haber vermenizde hiç bir mahzur görmüyorum, dedi, ar- tık tamamile kendisine hâkim o «Ben © kadar polise müracaat etmekten hoşlanan adam değilim.» Tam o esnada kapı çalındı. Sarı | Yanis açmağa gitti. Bir adam ken- | disine bir pul verdi. Pulu alarak tekrar geri döndü ve söylenmeğe başladı: — Ne söylüyondum, dedi, evet, ben herhangi mesele olursa olsun, | da Meredit hesabına polise müracaat etmekten hoş - kemeler | lorla Güzellik Buna Derler Otele Müşteri Götürmek için Kavga Etmişler Bundan üç ay evvel, 2 nisan ge- cesi, Tophane rıhtımında Uzur- köprü oteli simsarı Emin Erdan'ı aralrında çıkan bir kavga sonun- da, sustalı bıçakla karnından ağır surette yaralamaktan suçlu hamal Çolan Ahmedin — muhakemesine dün asliye dördüncü cezada ba- kıldı. Davacı Emin Erdan mahkemede âdiseyi şöyle anlattı: | — Ben uzunköprü otelinde ça- lışıyorum. Vak'a gecesi, bandırma- | dan gelecek olan iki hemşehrimi | otele getirmek üzere Tophane rıh-| tımma igttim. Çolak Ahmed de orada idi. Saat 20 - 20.5 sıralarında vapur geldi. Biraz sonra hemşehrilerim vapurdan çıkınca, Çolak Ahmed kendilerine sokuldu, onları Ban- | dırma oteline götürmek istedi. Fa-| kat hemşehrilerim onun bu tek- | lifini kabul etmediler. Beni gö- rünce yanıma geldiler. Arkadaş- larımla şuradan buradan konuşur- ken, Ahmed tekrar bize sokul - du. Hemşehrilerimden birinin ko- lundan tutarak zorla götürmeğe başladı. Ben Çolak Ahmedin bu harektine mâni olunca, cebinden ustalı bıçağını çıkararak, üzeri- raladı, barsaklarımı dışarıya dök- Ütü. Yere düştüm, bayılmışım, er tesi günü hastanede kendime ge- Jebildim..» Çi ledi — Beh hamalım. Vak'a gecesi Bandırma vapurundan eşya taşı- mak, beş on kuruş kazanmak mak- sadile rıhtrma gittim. Vapurdan çıkan orta yaşlı bir bayan elin- deki valizini bana vererek, ken- disini Güzelbandırma oteline gö- türmemi söyledi. Onunla otele gi- dince, kadın bir kâğıda bir şey- Jer yazdıktan sonra bunu - bana verdi. — Bu kâğıdı bandırma vapuru- nun İostromosuna ver ve sana tes- lim edeceği küçük bir denk eş « yayı buraya getir, dedi. 'Tekrar rıhtıma gidince orada bi- ri ihtiyar, — diğeri orta yaşlı iki küylüye tesadüf etlim. — İhtiyar, yanındaki adamın koluna girmiş mütemadiyen inleyordu. Onlara sokulunca orta yaşlı zat: — Kardeşim, — dedi. Biz güzel Bandırma oteline gitmek istiyo - ruz. Bizi oraya kadar götürür mü- sün? — Evet, dedim, Ben de ihtiya- rın diğer kolundan tuttum. Ağır adımlarla yürümeğe başladık. Bu sırada Uzunköprü oteli simsarı Ahmed de şunları söy - ÖLÜM ÇENBERİ Çeviri lanmam. Müstesna bir bal olursa | © başka. Zâlen böyle müstesna hallerde de polisin bana - hiç bir yardımı lur. Size açık bir şey sö; mi? Eğer aldanmıyarsam, siz bura- şiyorsu- muz. Genç kız gayet sakin bir Jisan- laz ğ — Ben Meredit'i tanımıyorum, dedi. Polisle de hiç bir alâkam yoktur. — Diyelim ki, söylediğiniz söz- ler doğrudur, çünkü polisten kork- MUAMMER ALATUR mayan insan muhakak polisle a- | lükadardır. Sarı Yanis dudaklarını ısırdı, bi- raz düşündü. Genç kız dimdik karşısında du- ruyor ve sert sert yüzüne bakı - yordu. Sarı Yanisten en ufacık bir korkusu olmadığı yüzünden belli idi. Fakat biraz da kalbi çarpmı- yor değildi. Üç aydanberi bu rolü ifa etmekle meşguldü, fakat vazi fesini yaptıkça, sinirleri de ger - ginleşmişti. Artık son dakika gel- mişti. Bu hali bilen Yunanlı dedi kiz ZABITA ROMANI — Eğeor seni tevkif ettirirsem, | ismin resmin gazetelerde çıkan. Genç kız 6 zaman dayanamadı ve kahkaha ile gülmeğe başladı. — Çok güzel, çok güzel! Şu işi bir yapsanız! dedi. Sarı Yânis: — Ben de öyle düşünüyorum, dedi. Pencereye doğru yürüdü, Genç kızın yanından şiddetle geçerken, onu kolundan “ tuttu ve göğsüne doğrt çekti. Hatta o kadar ileriye| gitti ki, kızı aorla - ağımdan bile öptü. 3—80ON TELGRAF— 5 Sergi Sarayı Taksimde Kurulacak Olan Saray Türkiyenin En Büyük Binasını Teşkil Edecek Taksim kışlasının — bulunduğu sahada yapılması kararlaştırılan muhteşem bina ayni zamanda ser- Bi sarayı ifesini görecektir. İs- tanbulun daimi sengi yerini bu bi- na teşkil edecektir. Geçen sene İs- tanbuda bir sergi sarayı yapıl - ması düşünülmüş ve tetkikata baş- lanmıştı. Bilâhare sırf sergi işle- rint tahsis edimek üzere bir bina inşasından vaz geçilmiş ve bu de fa sengi yeri vazifesini görmek - ten başka, şehir kulübü, halk ge- zinosu gibi İstanbullaların dalı suretle istifade edebilecekleri hu- susatı da ihtiva eden, ber mev - simde işe yarıyan muazzam bir bina yapılması daha muvafık gö- rülmüştür. Bu binada bir de halk sineması bulunacak, halk sergi sarayı si- nemasından ucuzca istifade ede- cektir. Dün Bir Genç Denizde Boğuldu Bakırköyde farıncı — İstavrinin evinde misafir bulunan 25 yaşla - rında Yorgi öğlu Tanaş âdında bir genç dün yıkanmak için Bakırköy sahilinde denize girmiştir. Sahilde bulunanlar 20 metre kadar açık- ta Tanaşın denizde - çırpınmakta olduğunu görerek orada bulunan sandalcıların yardımile denizden müştür Emin ile dört arkadaşı yanımıza geldiler. Ahmed ihtiyara hitaben: — Baba, dedi. Sizi Uzunköprü oteline götüreyim. Bizim otelimiz çok iyidir, temizdir. Orada rahat edersiniz.. İhtiyar: — Hayır evlâdım, dedi. Biz Ban- dırma öteline gideceğiz.. Ahmed osrar etti, — ötelini bir hayli metetti. Yolcuları kandır. mağa çalıştı; fakat muvaffak o- lamadı. İhtiyar adam ona: — Oğlum, dedi. görüyorsun ki hastayım. Ayakta duracak taka - 'tim yok. Biz şenin oteline gitmek istemiyoruz. Boşuna yorulma ve bizi de üzme.. Ben de söze karıştım ve Emin'e: — Arkadaş, dedim. Haydi işine git, kendine başka bir müşteri bul! Bu sözlerim Ahmedi kızdırdı. Ü- zerime hücum etti. Arkadaşları kollarımdan tuttu, o da döğmeğe başladı. Fakat Emin beni döğmek- le hırsını, öfkesini yenemedi. Ce- binden sustalı bıçağını çıkardı. O- nunla beni vurmak istedi. Ben de kendimi müdafaa etmek maksadile dım. Bu makasla önu yaraladım. Mahkemede dinlenen şahidler hep simsar Emin Erdan lehinde söz söylediler. Duruşma 28 temmuz salı günü- ne tehir edildi. - Seni dünyada kimseye ve hiç bir tarafa bırakamam, Biz şimdi burada — yapayalnızız. Hizmetçiyi pul almağa gönderdim. © gidip gelinciye kadar... Genç kız isyan halinde idi: — Bırakınız beni, birakınız. be- ni! Gideceğim, gideceğim! diye bağırıyordu. Sarı Yanis genç kızın yüzünde flk defa olarak, korku alâmeti gör- müş ve bundan çok hoşlanmıştı. Çünkü başlarına korku Çünkü başkalarına korku vermek onun için büyük bir zevkti: — Korkuyorsunuz, benden kor- kuyorsunuz, dedi, eğer bağırırsa- Dız, sizi tekrar kollarımın arasına alırım, öperim, öperim. Anladı « ni znı? Genç kız yalvarmağa buşl — Allah aşkına beni birakınız. gideceğim, gideceğim. Yunanlı. genç kızın kollârında çıkarılmış ise de biraz sonra Ö- | cebimden tırnak makasımı çı.ku-' diyordu, | Ş Bizim Kongre Münasebetiyle Dahiliye Vekâleti, temmuzun onunda Basın Birliği kongresini İ toplantıya çağırıyor. Basın Birlis — K, geçen yıl çıkan bir kanınla kurgimuştu. Fakat, esaslı şekile — de, faaliyete geçebilmesi ün, kar munun bir maddesine göre, kone —— gresini yapması, umumi idare he- 1 yetini, yüksek haysiyet divanını ve mıntaka teşkilütmi kurması Iâx | vexi asıl biz meslekdaşları alâkadar e- — bir de nizamname ba- | idi. İşte bu nizamna- medir ki, meslek — mensublarını zapturapt altına alacak, onların vazifelerini tayin — edecek, buna — mukabil de, bazı haklar verecek- ti. Nizamname projesinin hazır « lanması sırasında İstanbul Basın Kurumu merkezindeki çalışma - tuk, Hakikaten ef- mâni bir İmesinin ne zor bir mev: zu olduğunu © vakit görmüştük Her nehal ise, muhakak ki, An karada taplanacak Basın Birliği kongresi, — yıllardır süren Türk matbuatının bu iç yarası üzerine parmağını koyacak ve bir şekle, karara bağlıyacaktır. Bütün te « mennimiz, Türk matbualını mem Tekete daha faydalı kılacak müc- bir sebeblerden biri addettiğimiz, mahud nizamnamenin, güzel bir kisve ile çıkabilmesidir. d Türk matbuat müntesiblerinin esaslı bir teşkilâta bağlanmasına, — bir takım haklarının tanınmasına şiddetle ihtiyaç vardır. 4 REŞAD FEYZİ — Tramvay Çarptı, Başından Yaralandı Vatman Mehmedin idaresine deki 183 numaralı tramvay Çürgüe kapıda Hüseyin oğlu İzzet adınd birine çarparak başından yaralar — mışlir. j Birimizin Derdi Hepimizin Derdi Bir Okuyucunun Mühim Bir Teklifi murla alıp içirmek istiyoruz, P günlük yumurta bulmak müm - kün değil.. Tuze diye v dükküân - Tar veya seyyar esmaf, hem de pa- halı yumurta satıyorlar.. Günlük olmak şüyle dursun, bilâkis, bel- Ki de aylıktır, cünkü derhal da - Şalıyar. Tare olmadığı — halinden belti, Anlaşılıyor ki, bakkaldan a- hyorlar, günlük yumurta Bira Bayıbımız var. Böyle oldeğü- | — ma göre, hiç olamazsa, — kendimiz | — Bol bol taze ve ucür yamarta yi- yebilsek.. Acaba, günlük yumurla veren bir teşkilki, bir mücsese kurula- maz mifa tir tir - titredi hwıhybrdll; Nihayet tazyikini gevşetti ve gen kız da bakikaten baygın bir halde kendisini koltuğa bırakiverdi. Sae n Yanis: — Şimdi bana söyleyiniz bakar hm, dedi, sizi buraya kim göndere — di? Benim evimde kimin hesabına çahşıyordunuz? Bu odaya niçin girdiniz? Ben sizden şimdiye ka- — dar hiç şüphe etmemiştim. Ben si- — zi evlenecek yerde orijinal vakit | geçirmek istiyen kızlardan bili - yordum. Halbuki siz demek kk benim çatımın altında bana iha - net ediyordunuz. Genç kız son derece azabileş - mişti. Beş dakikaya kadar Fişer neredeyse dönerdi. Sebebini bil memekle beraber, Sarı Yanisin us şağının kendisine yardım edeces | Bini zannediyordu. Eğer o da yars- | dim etmezse, mahvolmuştu. Sarı — (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: