7 Temmuz 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

7 Temmuz 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ucuz Sinema,Konse Ve Tiyatro Tiyatro ve sinemalardan ah- 'Dan vergilerin ehemmiyetli nis- bette tenzili hakkındaki kanun lâyihası dahiliye, maliye ve bütçe encümenlerinden geçtik- İen sonra umum heyete sevko- lıştur. Yeni kanun, tiyatro ve sine- ç Malardan alman ve bazı yer- Terde bilet bedelinin yüzde yir- Mİ sekizine kadar yükselen tayyare ve belediye ve- Simlerile darülâceze hisselerini eştirmekte ve bu vergileri Yüzde ona indirerek bir elden ini icab ettirmektedir. Tiyatro ve sinemalarla kon- #erlerin bilet paralarını yük - Belten vergilerin bu şekilde 5- e| | ve tanziminden maksad, halkım bu gibi eğlence yerle - a Sık sık istifadesini te - #tmek ve paranın tahsilimi kolaylaştırmaktır. Bu kanunla; tiyatro, sinema Üa bilet Bedelleri Eğlence Yerlerinin Vergileri zalınca,Dühuliye deAzalaca üzerinden damga, tayyare ve belediye resimleri ve darülâ - ceze hissesi olarak bir kuruştan aşağı olmamak üzcre yüzde 10 resim almacaktır. Kanunun tatbikine geçildik- ten sonra belediye derhal ha- rekete geçerek sinema, tiyat - ro ve könser bilet ücretlerini kontrol edecektir. Hükümetin bu vergi fedakârlığına rağmen fiatlarda tenzilât yapmıyanlara birinci defa ihtarda bulunula- cak ve bilet ücretlerini normal hadde indirmemekte mrar & denler — cezalandırılacaklardır. Müteaddid — tekerrürlerde bu ceza sed kararile bir kat daha şiddetlendirilecektir. Herhalde önümüzdeki — kış halk sinema, fiyatro ve kon - serlere çok daha az para ile gi- decek ve pahalılık yüzünden bu gibi eğlenceden mahrum o- Janlar da badema sinema, ti - yyatro ve konsere gitmeğe im- kân bulacaklardır. —— ee eee Yerli Malı, Yabancı Malı Avrupa Eldivenleri Yerli Mamulâta Niçin Tercih Ediliyor? Bldiven fabrikatörleri Müli Sar Bayi Birliğinde toplanarak hariç- İt gelen eldivenlerin rekabeti kendilerinin zarar et - iddiasile bükümete müra- *lla karar vermişlerdi. ciler son defa bu mü- Tücaatı aralarından seçilecek bir €YEt vasıtasile yapmayı münasib Sötmüşlerdir. Bu meksadla ya - “Ada Millt Sanayi Birliğinde i- Kinct bir toplantı daha yaparak heyeti intihab edeceklerdir. n leketimizde senede 250,000 Sft ekdiven imal dilmkidir. Bu Miktar eldiven ihtiyocım karşıla- Makta ise de, hariçten gelenlerin edilmesi dolayısile yeril e- 'enlerin satışı azalmış, bunun Ü- İDe eldiyenciler himaye ted - itleri alınması hususunda teşeb- MK p:;:_mek mecburiyetinde KĞ mı":n!, son Genel ihalât reji - ararnamesi yabancı mallara ::mk kapılarını açmakla ser- Tekabeti temin etmektedir. E- Kararname bu maksadla çı- Avrupa — eldivenleri YST mamulâta niçin tercih edilir ? Evvelâ bu cihetler tetkik e- ve himaye tedbirleri . ; 5 İ K | 4 a b a| No. 30 — 1 Alt h _;’"ın, daha küçük gibi görü - & Jwı Merdivenden dikkat ve Yatla aşağıya indi. Burası da âmamen Göşemmişti. Yerde kahn Bir balı, tahat koltuklar, üzeri Mbı. dölü bir etajer, bir lâmba, Yüzihane... Genç kız şaşırdı. Acaba Burası Sarı Yanisin gizli idi? Yayhafaza ettiği yer mi Attaki mahzen yukarıya __"" Holanda biraz yürüdü. Mü- v Tei Odeya baktı. Gözleri ka » Din ĞA alıştıktan sonra, burası - ;::v:ıı İYİ döşenmiş bir banyo n Ş Olduğunu anladı. Bu sa - aydınlık değildi, işik, yuka- Beliyondu. .";::ç kız yumuşak halının ü - dü. a birkaç adam daha yürü- İi İYağı sert bir maddeye ilişti Hnge Yarlandı. O zaman elleri bir. Ayni zamanda n Bal ü | Bir Türlü Yer Bulunamıyor ! Kuruçeşme Kömür Depoları Nereye Kaldırılacak? İSenelerdenberi halledilemiyen, Adaların suyu kadar uzıyan Ku- rüçeşme kömür depoları meselesi yeniden günün mevzuu olmakta- kömür depolarını Kurüçeşmeye kat'iyyen yakıştırmamış ve bu kara toz yuvasının mutlaka baş- etmiştir. Halbuki, liman ile kömür de - poları birbirini tamamlıyan — iki mühim keyfiyettir. Limancılar bu ciheti gözöününde tutarak depola- rın Hmana yakın bir yerde olma- &mı istemektedirler. Bu taleb İs- tanbul Jimanmın nerede kurula- cağı meselesini orlaya çıkarmak- tadır. rulmasına taraftardır. Hükümetin noktai nazarı ise limanın Haydar- paşa ile Salacık arasındaki saha- da inşasını istilzam etmektedir. Liman Yenikapıda kurulursa kömür depoları da o tarafa nak - ledilecektir. Fakat Haydarpaşa civarında olan bir limanın kömür deposu nerede bulunacaktır? Bu cihet alâkadarları düşündürmek- tedir. Kurüçeğmeye yakıştırılamıyan kömür depoları için gerek Boğaz- içinde ve gerek Haydarpaşa ci- warında münasib bir yer seçmiye mücavir odadan bir iniki işitli. Dehşet içinde kaldı . Ayni zamanda karşısında hayalet belirdi. Genç kiz gözlerine inanamı - yördü: Allahim, diyordu, biz yir - minci asırda Londrada mı yaşı - yoruz?. bir Mansusun Skotland Yardda da bir odası vardı. Fakat burada ba- şını dinç hissetmediği için, Skat- land Yarda pek uğramazdı. Mis Holandanın mahzene ka - anesine girdi. Kıyafetine ba- hizmetçiye — benziyordu. İki gözü iki çeşme... Mansus yirmi senelik meslek hayatında bu neviden çok man - zaralar gördüğü için evvelâ hiç aldırış etmedi: — Oturunuz da ben sorayım, siz cevab veriniz. Sonra ağlamayı da dır. Şehircilik mütehassısı Prost | ka bir tarafa kaldırılmasında ısrar Yine şehircilik mütehassısı Prost İstanbul limanının Yenikapıda ku- patildığı gün, bir kadın Mansusun Fedakâr Posta Memurları Dünkü gazetelerde, uzun bir liste halinde, posta ve telgraf me- murlarının terfilerini okuduk. Maalesef, devletin bu kasım me- murları, yakın zamana kadar mağdur kalmış bir zümre idi. Bilhassa küçük posta memurla- rı yıllar ve yıllarca hiç terfi yüzü görmezlerdi. Halbuki, onlar, va- tanın en fedakâr, vefakâr hâdim- leri arasında yer almışlardır. Me- gakleri çok ve ağırdır. Tâ, kurtuluş başkünden başk- yan bir iyi hizmet an'aneleri var- dır. Münakalât Vekâletinin, bu me- murları lâyık oldukları derecede terfih ettirmeğe karar vermesini görmekle memnun oluyoruz. Bun- dan böyle, bilhassa az maaşlı o- danlarının daha otomatik bir şe- kilde kıdem ve zam alacakların- dan emin bulunuyoraz. BURHAN CEVAD Öönü'nün İstanbula İltifatları Tramvay, Tünel ve Elek - trik üşletmelerinin Belediye- ye devri münasebetile Ris- | cümhur İsmet İnönünden İs- | tanbul belediyesine şu telgraf gelmiştir. Lütfi Kırdar Vali ve Belediye Reisi İstanbul Sevgili İstanbul - şehrinin vilüyetiniz zamanında refaha | karuşmasını dilerim. j İSMET İNÖNÜ | Naha, Münakalât, Maliye, | Dahiliye Vekâletlerile Meclis | riyasetinden de birer telgraj alınmıştır. | Almanyadaki Türk Talebesinin Bir Kararı Almanyada Dresten'de tahsilde bulunan Türk Talebe - birliği bir içlima yaparak Çocuk Esirgeme Kurumuna âza olmağa karar ver- mişler ve bu kararlarını Birlik Almanyadaki Türk talebesinin bu kararı memleketimizde derin bir alâka uyandırmıştır. T imkân görülememektedir. Böylece yeni baştan bir mesele halini almakta olan -Kurüçeşme kömür depolarının mukadderatı müstakbel limanın kurulacağı sa- hanın kat'i surette - tesbitinden .P Ve:. M Bir Köpek Yüzünden Genç Bir Kadın Mahküm Oldu Evvelki gün Bakırköyünde o- turan Emine isminde genç bir kadın yine ayni semtte ikamet e- den müvezzi Hüseyin ile; çocuk- larına bakan Annaya galiz kü « füklerle hakaret ettiği için, Hün| Sultanahmet üçüncü sulh cezada | muhakeme edildi. Davacıların ve şahidlerin an - | lattıklarına göre hâdise şöyle ol- muştur; Evvelki gün sabahleyin sokakta başıboş gezen Emüğnün köpeği Hüseynin kızının kolunu ısırmış.. Hüseyin keyfiyeti öğrenince, kö- peğin kuduz olması ihtimalini dü- şünerek, muayene edilmesi - için Belediyeye müracaat etmiş, bele- diyeden bir memur köpeği mua- yeneye götürmek üzere Emine - — Beni belediyeye şikâyet € den adamın da evinde bir*köpek var, gidin, evvelâ onun köpeğini alın, sonra buraya gelin, ben de köpeğimi veririm, demiş... Memur, kadından köpeğini ala- bilmek için teklifini kabul etmiş- Köpekler muayeneye götürük dükten biraz sonra, Emine kapı- nin önüne çıkmış ve sokakta ras- ladığı Annaya: — Benim köpeğim kuduz değil, siz kuduzsunuz! Dedikten sonra, fena sözlerle kadım tahkir etmiş... Ayni gün akşem üzeri köpeği muayeneden döndükten sonra Emine Hüsey - nin evine gitmiş ve orada da mü- vezile söğmüş, saymış... Eminenin köpeği yüzünden kom- şusu Hüseyne ve Annaya hakaret ettiği, şahidlerin birbirini tamam-, lıyan ifadeleri ile mahkemece sa- bit görüldü; 10 gün hapis ve 10 Jira para cezasına mahküm edildi. KISA POLİS HABERLERİ ** Aziz oğlu İbrahimin idaresin- deki 1797 numaralı otomobil Ga- latada Okcumusa caddesinde N1 numaralı evde oturan Baruh oğlu Samoil'e çarpmış ve adamı bacak- larından yaralamıştır. * Erenköyünde Kozyatağı Ha- yat sokağında oturan — Nuri oğlu sonra tayin edilebilecektir. Londradan geleceği haber ve- yilen mütehassıs heyetin liman işlerini tetkik sırasında kömür de- poları meselesile de meşgul ola- cağı ve bu hususta noktai naza yım bildireceği tabil görülmekte- dir. ÖLÜM ÇENBERİ bir tarafa bırakınız. Siz Ledi Bar- tolomefin yanında hizmet etmiş- tiniz, değil mi? Mari An: — Evet olabilir, dedi. — Lâkin sizi çalıştığınız ko - pakta bayanm altın bileziğini ça- larken yakalamışlar. Kadın göz yaşlarını sildi ve ba- şile: Evet, başımdan böyle - bir hâdise geçti» şeklinde cevab ver- di. — Evet amma, dedi, size me: deyi yanlış anlatmışlar. Ben bu tan bileziği çalmadım. Bilâkis ba- na verdiler. Sonra kendisinden İhsanın bindiği bisiklet ayni so - kakta oturan Mustafanın 2 yaşın- daki kızı Sevime çarparak başin- dan yaralamıştır. *& Eyüpte Zeynelin hamamının OLİS . Mah nin evine glmiş, fakat genç kadın: | kemeler Bu Nasıl Melek ? Saç Saça, Baş Başa Dövüşmüşler Davacı Elif üçüncü sulh ceza mahkemesi salaonuna girdi. Onu Melek takib etti. İki genç kadın davacı ve suçlulara mahsus olan mahalle geldiler. Yanyana dur - dular. Dikkat ettim: Her ikisi de pek öfkeli ve osabi görünüyorlar- du. Arada surada birbirlerine kin ve nefret dolu nazarlarla bakı - yorlardı. Hâkim Bay Münib kadınların hüviyelini tesbit ettikten sonra davacı Elite: — Anlat bakayım hâdiseyi! de- di. Neden kavga ettiniz?, — Ben Taşköprülüyüm. İstan - bula birkaç sene evvel geldik. Bu- yada kocamla beraber Bakırkö - yünde ahçılık yapıyorum. Birkaç aydanberi de Melek ile bir evde oturuyoruz. Dün akşam üzeri evimde, ara- lıkta yemek pişirmekle meşgul i- ken çırak Ali Yıldırım geldi. Me- lek onun ayakkaplarını çıkarma - madan, içeriye girdiğini görünce küplere bindi, lana söylemedik lâkırdı bırakmadı. Bir sebrettim, iki sabrettim. Nihayet ben de yum-| dum gözümü, açtım ağzımı... Kendisine mukabele edince Me- lek büsbütün kızdı, saçlarımdan tuttu, beni ayaklarının altıma al- dı; döğmeğe başladı Çırak Ali Yıldırım beni bu in- safaaz kadının elinden kurtarma- ğa çalıştı. Fakat muvaffak ola - madı, evden çıktı, getti; biraz son- Tü yanmda kocamla, Meleğin ko- cası olduğu halde tekrâr eve geldi. Üç erkek beni müşkülâtla kurta - rabildiler. Kadın bunları söyledikten son- Ta avcu içinde bulunan bir tutam saçı hâkime göslerdi: — İşte hâkim bey başımdan yal-| duğu saçlar... Söz sırası Melekin idi. O da şöy- le derd yandı: — Elifin söylediği sözlerin ya- yısı yalan, uydurma!, Şimdi ben size hâdiseyi olduğu gibi anlata- cağım: Elif ve kocası, her ikisi de te- mizlik nedir bilmezler... Evde da- ima helânın yanında yemek pi - Şrirler, Müşterek kullandığımız safa onların yüzünden, her zaman toz toprak içindedir. Kaç defa E- lifle bunun için kavga ettim. Fa- kat bir türlü onu temizliğe alıştı- Tamadım. Dün de yine aralıkta yemek pi- şiriyordu. Bir ara çırak Ali gel - di ve çamurlu kunduralarını çı - karmağa lüzum görmeden, Elifin yanma gitti. Taşlığı sofayı biraz evvel sildiğim için, Alinin ayak- kaplarile içeriye girmesi canımı sıkmıştı. Aliyi azarladım. Bunun için Elif bana kızdı. Üzerime sal- külhan kısmında yangın ” çıkmış ise de söndürülmüştür. dırdı. Beni döğmeğe başladı. Ba- şemdan bir tatam saç yoldu. Ca- ZABITA ROMANI iki aylık alacağım vardı. Başka- darına da binlerce lira borcu ol- duğunu işittim. Pakat hiçbirine barçlarını ödiymiyormuş. — Hattâ hizmetçilerine bile... Eğer Sir Vil yam bunları işitseydi, hele taba- ka meselesini öğrenseydi, herhal- 'de sön derece canı sıkılırdı. Kim- bilir, neler söylemezdi. Ben sa - dece hakkımı istedim, başka bir- şey yapmadım. Bir adam Sari Yanis gibi adama binlerce lira ve- riyor da, benim gibi fav ir bir ka- - | amin hakkını niçin yemiyor? Mansus başın kakdırdı, bir po- İ dis memuruna; — Götürün bu kadını içeriye! dedi. Mansus derhal, Meredite acele bir rapor yazınağa başladı. Meredit raporu okur okumaz: — Bu kadını derhal bana geti- riniz, dedi. Mari An şube müdürünün hu- zuruna çıkınca, kendisini son de- rece acındıracak bir vaziyet al - — Bir çay getiriniz! diye emir verdi. — Mari An &iz de oturunuz söy- Fabrikası İzmitte Kurulması Kararlaşan Yeni Fabrika İkinci beş yılık sanayi progra - mina koönan işlerden bazı fabri- Kaların inşası sonradan birinci programa alınmıştı. Sirmerbank bu hususlaki tetkiklerini ikmal etmiş ve yeni kurulacak fabrika- | lardan Klor fabrikasının inşasına başlamağa karar vermişt. Klor fabrikasının İzmitte karul- Mması muvafık görülmüştür. Kim- jya sanayiimiz için merkez olarak intihab edilen İzmitte böyle bir fabrika kurulmasile orada yeni bir iş sahası meydana gelmiş ola - caktır. İzmit körlezindeki fabrikalara iltihak edecek olan bu yeni f kanın inşaat hesabları yapılmıştır. Klor fabrikası Sümerbarıka 57,000 liraya malolacaktır. Klor fabrikasının muhtelif ci- hetlerden bir an evvel inşasına 'başlanması münasib görülmüş ve 17 temmuz 939 da ihale ile kısa zamanda inşasta başlanması ka- rarlaştırılmıştır. Memleketimizde kimya sanayüi- ni takviye edecek olan diğer fab Tikalarımız da peyderpey inşa e- dilecektir. Yeni kurulacak fabri- kalar arasında süperfosfat, kaolin | ve kükürt tasfiye fabrikaları da vardır. Sekiz Halk Plâjı Daha Açılacak Salacak Plâjile Halk Plâjlarının Adedi Dokuzu Bulacak Belediyenin, Harem civarında | yaptırdığı Halk plâpı çok rağbet | görmekte, plâj tatil günleri oldu- | ğu kadar başka günlerde de dolup boşalmaktadır. Halk plâjlarının adedini arttır- mağa karar veren belediye, plâj | olmağa elverişli sahaları tesbit et- mek üzere tetkikata devam et - mMmektedir. Bu sene yeniden plâj açıhp açılmıyacağı henüz kat'i o- larak belli değildir. Fakat plâj ol- | mağa elverişli mıntakalar bu yaz tesbil edilecek ve gelecek sene muhtelif mıntakalarda yeniden mütcaddit halk plâjları sçılacak- tır, 'Tahakkukuna çalışılan bügünkü tasavvurlara göre Boğaziçinin A- nadolü ve Ruümeli sahillerinde, Heybeli ve Büyükadada, Anadolu ve Trakya banliyölerinin iki sem- tirde olmak üzere İstanbul sahi- lerinde yeniden sekiz plâj açıla- caktır. Salatık Halk plâjile bun- ların adedi dokuzu bulmuş olacak- far, am yandığı için ben de onun saç- | larını yaldum. Bundan sonra efen- dim, Elif parmağımı ısırdı. Belki yirmi dakika saç saça, başbaşa kavga ettik. Nihayet kocalarımız bizi ayırdılar. Meleğin parmağının muayene ettirilerek, raporunun alınmağı i- çin duruşma başka bir güne talik edildi. T le bakalım, pek © kadar kendi - nizi üzmeyiniz. — Bama inanınız. Bu iş ilk de- #a başima geliyor. — Mari An sana birşey söyli- yeceğim, bütün hakikati olduğu gibi bana anlatırsan, seni affede- ceğim. Bir defa Ledi Bartalomef hakkında ne biliyorsan, hepsini de bana söyliyeceksin. Demek ki Le- di Bartolomef Sarı Yanise para vermiş, öyle mi? — Evet, iki bin Jira verdiğini biliyorum. Fakat sizi temin ede- zim ki bundan fazla malümatım yok. — Eğer buradan serbest serbesi çıkmak istiyorsanız, hafızanızı iyi | yoklayınız ve ne hatırlıyorsanız, hepsini de bana söyleyiniz. Fakat Meredit gibi pişkin bir polis memuru bile, Ledi Bartolo- TURİZM | dara bağlanacaktır. Herhalde, Türkiyede bir tu « rizm endüstrisi yaralılması mev- zuu üzerinde en salâhiyetle ko- nuşabilecek zatın, Türkiye Turing kulübü reisi Reşid Saffet Atabi- nen olması lâzımdır. Reşid Saffetin, Türkiyeye sey- yah dediğimiz insanların neden gelmediğini anlatan fikirleri, düm bir yerde intişar etti. Kılüb rei- sinin sözlerinden anlıyoruz ki, bir memlekete seyyah çekmek tek cepheli hasit bir iş değildir. Belki, zannettiğimizden daha mürekkeb, — muğlâk ve güç bir iştir. Memle » ketin bugünkü manzarasını gör- önüne alarak, turizm endüstrisi. nin doğma şartlarımı tetkik edere sek, şimdiden, beyhude hayallere — kapılmamız icab eder. Çünkü, an- — laşılıyor ki, turisti buraya getire- bilmek, para harcatmak için o ka- dar çok sebebler lâzımdır ki, ma- alesef, bunların zaman kaybetmiyelim. Evvelâ kı di vatandaşlarımızın ihtiyaçları- ma cevab verelim, Bu arada da, — devlet elile kurulacak muazzam turist endüstrisinin bir an evvel tahakkukunu temenni edelim. REŞAD FEYZİ — İzmit - Karamürsel şosesi bu sene içinde yapılacaktır. Kandırae Agva arasındaki 42 kilometrelik şose de ikmal edilecek ve Üskü- İZMİR ENTERNASYONAL PANAYIRI 20 ağustostan 20 eylüle kada devam edecek olan İzmir Enter « nasyonal panayırına, yabancı mem- leketlerden gelecek olanlara, pas — nayırın açılmasından 15 gün evs — vel başlamak ve kapandıktan 19 gün sonraya kadar muteber olmal — üzere ikamet hakkı ve meccani vize verilmesi İcra Vekilleri He yetince kabul edilmiştir. islediği gibi su alamaz. İstanbulda. bu çeşmeler hakikaten halkın ih- | tiyacı için vel yapılmışlır, y.ı— sakaların para kazanmaları için | — mi inşa edilmiştir. ı..n-—ı— değildir. İstanbalan hemen — her | geşmesinin başında bir saka sal- | ganatı vardır. — Yüksekkaldırımda | saatlerce çeşme başında bekleyin de bir desti su alamadan dönenler nasebetlerin şekli, tarzı ve del cesi hakkında bu kadından iste diği malümatı alamamıştı. Yalnız şu nokta iyice anlaşfli- yordu: Adliye Nazırının — karısı, babasının kocasından ş;ı... olas Tak kalan altın bir tabakayı ga-. ranti olarak Sarı Yanise vermişti, Bu tabaka kadının babasına hizmet mukabilinde Rus Çarı rafından hediye edilmişti. Üze « rinde elmas taşlardan yazılar vare dı. Mari Anın anlattığı bul. mer Yurtanlının hiç şüp kadına ödünç olarak ver « diği para hakkında hizmetçi kas dının pek o kadar malümatı yok tu. Bütün bildikleri hizmetindi kadının Sarı Yanise 2200 lira verdiğinden İbaretti. Bu pa « rayı verdiği halde de altın tab kayı geriye alamarnı: mef ile Sarı Yanis arasındaki mü- (Devamı var) —

Bu sayıdan diğer sayfalar: