7 Temmuz 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

7 Temmuz 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

lngılız 'Estonyanın Takib Ettiği Politika Ve Almanlar | ş vrupada sulhü korumak i- Açın cephe teşkil edilirken F Möskovada da - İngilizlerle Ruslar arasında müzakerelere gi- rişildi. İngiliz - Rus müzakerele - rinde en mühim bir mosele de Bal- 'tık devletlerinin emniyeti mesele- si olduğu malümdur. Baltık dev- letleri kendilerinin teminat altı- na alınmasını istemediler. Çünkü kendilerinin Almanya ve Rusya arasında daima bitaraf kalmak is- tediklerini, onun için İngiliz - Rus ittifakında mevzuu bahsolmama- B ileri sürmüşlerdir. Yeni gelen gele etrafında yazılmış şayanı dik- kat yazılara tesadüf edilmekte - | den Estonyanın aldığı vaziyet hay- lt Ghemmiyetle tetkik edilmekte- | dir. Çünkü Estonya Almanyaya karşı büyük bir itimad ve emni - yet göstenmesi Bilhassa nazarı dikkati celbetmektedir. Estonyanın — polltikasını — şöyle -W Cei altık Devletlerinin istedikleri Nedir ? Fransız - Sovyet Rusya İttifakı Esasları Tesbit Edildi Avrupa gazetelerinde gene bu me- « ı.,.ı.. Fransız - Sovyet müzaker elerinin cereyan ettiği Kremlin sarayının uzak tan görünüşü Ö Bilhassa Baltık devletlerin - | hulâsa ediyorlar: Kimsenin canını sıkmamak, hal ve istikbal için de hiç ümidi kaybetmemek. Bu poli- tikanın ne kadar şayanı dikkat ol- duğu görülüyor. Estonyanın payı- fahtı olan Tallin'deki Avrupalı muhabirlerin yazdıklarından bu İTALYANIN TAARRUZ PLÂNI Afrikada İstenilen Yerleri Almak İçin, Işe Mısıra Taarruz Etmek Suretile Başlıyacalzlar ondra gazetelerinin verdiğt haberlere göre İtalyanların Libyaya sevkettikleri tay- yarelerin miktarı 328 — olmuştur. Deyli Ekspresin dediğine göre İ- talyanlar bu suretle Fransanın Tu- nusta, İngilizlerin Mısırda bulun- durdukları - tayyarelerden — daha gok tayyare getirip Libyada bu - Tundurmuş oluyorlar. Libya üze- Tinde uçmakta olduğunu gören bir fayyareci İlalyan tayyarelerinin iyi olduğunu, şimali Afrikadaki İngiliz ve Fransız tayyareleri de- Tecesinde iyi cinsten olduklarını #öylemiştir. Gene Deyli Skspre - sin dediğine göre İtalyanların Lib- yadaki kuvvetleri 60.000 - kişidir. Söylendiğine göre İtalyanlar ta- arruz plân: vardır. Evvelâ Misi- râ hücum edeceklerdir. Yakza hep zannedildiği gibi Tunus üzerine taarruz edecek değildir. Buna da Ssebeb şudur; Mısir daha az tah- “kim edilmiş, müdafaa tertibatı az Börülmektedir. Tunus öyle değil- — Ne var bey, yine ne öldu? D'yo bizi odaya çekti, sun, susun mesele O gmasın. Na oda kapısımı kapı yin gevezelikten ziyade mü! bir iş ü Dıiyordum. O, hâlâ: — Ne var baba?. — Şimdi şimdi.. Diye bir elile, — Bir saniye bekleyiniz.. hxını gösteriyor, — Susunuz.. b kese çıkardı. Diyip duruyordu. Rüştü Efendi hemen kolu- ma yepıştı. annemin de elinden tuttu: — Gelin. Şimdi ne olduğunu anlıyacaksınız.. mühim.. rdan çatlarsınız'. diyor, bizi yanyana oturtuyor, bir taraftan da sıkı sıkıya ordu. Merak ettim, Peder be- ühim ve çok ciddi bildiği rinde söyliyeckeleri var, görünüyordu. Der gibi işaretler yapıyor, bir elile de dudakı Diyordu. Cebinden küçük, kırmızı atlastan bir Mareşal Balbo dir. Onun için İtalyanlar Mısıra taarruz etmeği daha ziyade uygun buluyorlarmış. Kimse duy- bir taraftan Yetmiş... hususta çok şey öğrenmek kabil o- luyor. Estonyalılar İngiliz - Rus mü- zakereelri sırasında Baltık dev - letlerinin mevzuu bahsedilmesini ve kendilerine teminat verilmesi- ni istemek bahsinde asabi görü - nüyorlarmış. Eğer Baltık devletle- ri tarafından başka devletlere ya- ni Almanyaya karşı daha müsaid bir vaziyet alınacak olursa buna karşı Rusyanın lâkayd kalamıya- cağı belli olmuştur. Buradan da Estonyalıların do- mindenberi izah edilen ve İngil- tevenin politikasına tamamile uy- gun'olmıyan bir hal kendini gös- teriyor: Almanyaya karşı nikbin olan Estonyalılar Rusyanın siya- setine karşı böyle görünüyorlar. Onün için de hep istiyorlar - ken Baltık devletlerine karşı temi- nat keyfiyeti Rus - İngiliz ittifa- kında mevzuu bahsolmasın. Bunr dan kuşkulanıyorlar, İleride bir harb çıkarsa Baltık devletleri ara- zisinin hechangi bir taarruza kar- pt temin edilip edilmemesi bahsin- de işte böyle bir vaziyet almış o- lan Estonyanın takib etliği siya- set az şayanı dikkat değildir. Bu polttikanın görülüyor ki kendine mahsus bir rengi var, Fakat İngiliz - Rus müzakerele- rine dair malümat veren Londrah Deyli Meyil gazetesi diyor ki: İn- giliz hükümeti bazı mertebe ve bazı vaziyetlerde Baltık devletle- rine teminat verecektir. Bu su - retle Rusyanın arzusunu yerine getirmek için de ittifaknameye ili- Şik olacak bir vesikadada bu dev - letlerin isimleri yazılacaktır. Burr dan başka İngiltere hükümeti itti- fakın imzalanması üzerine derhal Fransız ve Rus Erkânıharbiyele- (Devamı 7 inci sayfada) Doksan doökuz... — Bu da, yüz!... Diye haykırdı, parayı sayarken dudakları he« yecandan titriyor, yüzündek! hatlar geriliyor, göz- — Durun sayalım.. “ — Dedi, keseyi açtı, birer birer sayarak yepyeni, Çil altınları koltuğun üzerine yığdı!. Bir. leri deli gözü gibi büyüyüp açılıyordu. — Bu. senii Dedi, yığını gösterdi. Fakat, ilâve etti: — Dursun!. SÜT BARI merikada yeni bir moda daha Pikti Süt barl. «Süt barır de - yince bildiğimiz sülçü dükkân- ları gibi birşey olduğuna hükmeder - senir yanılırsınız. yalnız inek ve koyun sü- Yü satılmıyor. Kıkrak sütü, ceylân sü- tü Zibi kaymetli süller de bulunduru- Tuyor. Fakat bu cins sütleri yalnız pa- rası çok olanlar içebiliyor. Orta halli- der, bal karıştırılmış deve sütü içi - yorlar, SÜt barı müessidleri kuş sütü, hatlâ insan sütü bulundurmak için çareler arıyorlarmış. DEMİR KITLIGI iyete giren bir kararla tarlaların, bah- gelerin etrafına demir, tel ve sair ma- deni şeylerle parmaklık yapılmasını menetmiştir. Bu karar hilifina harekel edecekler ağır cezalara çarptırılacaklardır. CENGİZ HANIN KÜLLERİ İ.VE KILICI 13 üncü yüz yılın büyük Türk ha- kanı Cengiz Hanın mesarı, Mogolistan- da Suiyuau şehrindedir. Mareşal Şan Kay Şek, bu büyük hü- kümdarın mezarının Japonların eline düşmemesi için Çine naklini ve Yu- lin Shenside mukaddes bir yere def- emretmiştir. Şan Kay Şek, Mongol şefi — Prens Tehin Japonlarla — birleştiğini — dikkat nazarına almış, Japonların, Cengiz Ha- aN mezarını açarak küllerini ve tür- bekinde Bulunan Kıymetli şeyleri Ja- ponyaya makletmeleri ihtimalini dü - sünmüştür. Mavanın bozukluğuna rağmen bü- yük bir meraslm yapılmıştır. Cengiz Hanın ve iki karısının küllerini havi Vulunan Üç gümüş sandık, bir tabur Mongel askerinin muhafazası altında zetirilmiştir. GRAS FİRLDİN HASTALIGI Gras Ficlâ, Büyük Britanyanın en gök sevilen bir halk yıldızıdır. Şarkı söyler, dans eder, san derece kemik - tir. Clddi, somurigan adamları — bile güldürür. Kralı, Kraliçeyi de güldürmüş ve Kral, kendi elile cöğsüne bir madalya takmıştir. Grasın sahneye çıkıp görünmesi veya mikrofonun başına geçip bir söz söy- lemesi bütün görenleri, işitenleri gül- dürmiye kâfidir. Bu sevimli yıldır, geçenlerde bir - denbire hastalanmış, bir klinize nak- line lüzüm görtümüş. Grasin bastalığı büyük bir hüdise olmuştur. Hastahaneye her gün binlerce tel - graf, çiçek demeti günderiliyordu. Gün- de ü defa sıhhat raporu neşrolunu - yordu. Hastahane müdürü, hastanın iyileş- tiğini, nekahat devresine girdiğini ra- por neşrine lüzum kalmadığını söyle- yince büyük bir şenlik yapılmıştır. Doktorun Öğütleri: Bereler... Teler, darbeden veya bir yere çarpmadan ileri — gelir. Berelenen yer ağrır, harekâ- ta mani olur. Bazan kan top- lamır, morarır, Kuru pansıman ve yarı su, yarı alkol komire karışık bir mahlül bir parça hidrofilli pamnuk batırıp bere- nin üzerine kompres yapmalı sonra bağlamalı... BEŞ HASTA VAR DT AM Arkasından, elini yeleğinin cebine tekrar gö- türdü, yeşil atlastan bir kese çıkardı. Hep o, evvelki ihtiras, delirten menfaaft, çıldır- tan hisset, alçaltan sevgi ile onları da saydı saydı ve.. Bağırdı: — Yüzl, Sesi çikmıyordu, boğazı kalbinden kopup ge- len bir tazyik ile tıkanıyordu: — Bu da benim... Yutkuna yutkuna — Bunlar daha Muselini, 1 temmuzdan itibaren mer- öylemeğe çalışıyordu: Gerisine bakalım. Hazi- ; neler gelecek, hazineler!.. Sonra elini dizine vur- du, gücünü topladı, sesini topladı, ağzını kulağı- Milyoner Amca elim Sadi on S beş senelik sefaletlen sonra, nihayet e- meline vasıl olup milyonlar kazan- Yetmişine kadar mışti. gelinciye lerinin en meş - hur siması olmüş. tu. Şinidi EBren » köydeki köşküne çekilmiş, son güns lefini sakin, fe « rah ve meşgale « siz hayat şartlı ştırınca ü- deta buhran geçiriyor, sıhhatine dokunan büyük bir sinir krizine tutuluyordu. Parayı, hayatı, in - sanları zerre kadar anlamıyan bu gencin yegâne meşguliyeti kadın ve eğlence idi. Amcasının binbir türlü nasiha- tine kulak asmıyan genç yeğen son günlerde Holivuda gitmeyi aklına koyunca büyük mirestan bile vazgeçmiye razı olduğunu söylemişti. Selim Sadi, yeğeninin bu hare- ketlerini duydukça küplere bini- yor vi — Benim yeğenim yoktur!. Bü- tün mirasımı başkalarına taksim edeceğim. O haylâz hariyayı kon- yayı anlar. Fakat o zaman da İş işten geçer. diyordu. Hele son Holivud seyahati ha- berini duyunca bir daha yeğeni- nin eve bile gelmemesini tembih etmişti. adan.bir ay geçti. Nejad, Nevyozk sergisini görmiye gideceğim, diyerek Ameri- kaya gitti. Kafasında tasarladığı hayalleri tamamile tatbik edebil- mek için eski elbiselerini sırtına geçirip soluğu Holivutla aldı. Gayesi; fakir bir delikanlı kı- lığında Holivudu gezecek, figü- ran, yıldız, işçi ne olursa olsun kendisini — (fakirliğine Trağmen) seven kadınla evlenecek ve onun- | la İstanbula dönecekti. Bu plânı tatbik etmek gayesi ile bir ay Holivudda kaklı- Şehrin yabancısı olduğu için kendisine fakir süsü vendiği halde, bütün serveti sayılan parası bir ay için- de kül oluverdi. Her ihtimale karşı sakladığı son birkaç parası da bu'şerait içinde ancak birkaç gün dayanabildi. Düşündü, taşın- dı; aç kalmak, yabancı bir mem- lekette rezil rüsva olmak tehli- kesi gözünün önüne geldikçe kor- ku ile titrodi. sancılandı! Ve gözlerimden silin rak: Diyordu! Ve, ga İle evleniyorsun!. s02 kargısında zannettim ki, kulağımın üzerine Rüş- imlde kararıyor, bütü: Nihayet hatırına ilk ve son ge- len desiseye başvurmaya karlır verdi. Nevyorkta bir arkadaşı Onun adresini vardı. ta bulduğu kârlı bir ticaret işi için para istiyecekti. Evvelâ arkada- şına uzun bir mektub yazıp vazi- yeti bildirdi. Amcasına gönderi- lecek mektubun zarfını bile yaz- dıktan sonra Nevyorktan postaya atılmak üzere arkadaşına gönder- di. Bu işleri yaptıkltan sonra ar- kâadaşının ödünç olarak gönder - diği para ile emelini tahakkukuna çalışmıya başladı. Fakat gençli - | Şine, yakışıklı bir erkek olması- na ve az çok parasına rağmen bir aylık çalışması hiçbir netice ver- memişti. Zavallı Nejad yeni el- biselerini, lüks bavulunu bile bir kaç dolar düha elde edebilmek i- çin elden çıkardıktan sonra prog- Tamı değiştirmiye kalktı amma iş işten geçmişti. Bütün kadınlar 0- nun gençlik ve yakışıklığına rağ- men birkaç dakikadan fazla ken- dilerile meşgul olmasına meydan bulamıyorlardı. Srağmun yeğeninin mektub- larını yırtamadı. Gözlüğü - nü taktı, bir iki kere daha mek- tubu okudu; yeğeninin Nevyork- ta olduğuna kanaat getirdikten sonra <kârli bir ticaret işi» üze- rinde durdu. Kendi kendine: — Demek, Nejad akıllandı. Ar- tık ticareti, kârı, zararı hesaplı - yor. Zaten şu Amerika başka yerdir, vesselâm!, Şu bizim haylâzı bile adam etti Nevyork... diyordu. elim Sadi bütün hiddetine | — Mektubda rakam yoktu. Yhl- nız «bu büyük işi halletmem için paraya ihtiyaç olduğunu takdir edersiniz. diyordu. İhtiyar amca hesab etti. Nej dın bu işi kaçırmaması için bü - Dedi. Hiç beklemediğim bu tü Efendi dehşetli bir yumruk indirdi ve.. Başım Bu anda, sanki oda, Jâmba, ışık tün eşya, insan yüzleri yor, her şey zayıflayan bakışla - rımda öönüyor.. Dönüyordu!. O, biraz daha sokularak. biraz daha hırslana- 8h.. Bunun ötesi yok!. Devlet kuşu hepimi- zin başında uçuyor. Artık bizim için, dünyada yok.. Durmadan söyleniyordu: — Paşa, hani bir şeye belki çabucak lâzım 0- ur., Diye bu altınları gönderdi., — Nikâhı hemen yapalım... Diyar! — Adamcağız iki günün içinde sana âşık olmuş çıkmış!.. Bütün servetim, hazinelerim, her şeyim olacak.. Arada bir, anneme de dönüp: Terek amcasına | bir mektub yazacak ve Nevyork- | ma yaklaştırdı, — Kimae olmasın... Diye gözlerile etrafı yokladı: — Kızım, Allah kasmetini bol yerinden açtı. Pa- — Hanım.. Hanım.. Bize de isterseniz ayrıca konak hazırlatayım, İstersoniz Belköâs Hanımofendi ile oturursunuz... V Diyor.., (Devamı var) Geme) D yük bir gervet denecek kadar ra gönderdi. Yeğenine derhal Wf bir mektubla ticari işlerin hilf lerini, doğruluklarını, kâr ve #i rarını anlattı. Selim Sadi kaparkon husust bir gurur duyd O günden sonra amca herkö xeğenini methediyor, bütün 4ff vetini Nejada bırakacağını söyl yirdu, Yalrız beklediği şey AfP ,, Jadın söylediği işi becerebilmelğ , * idi. B Hattâ birçok kimselere: İ . — İstanbula alnı dönetl , | onu en büyük mükâfatla taltif © deceğim. diyordu. ejad, amcasının mektub dan evvel paraları aldı. B tubu yarım yamalak okudf N ta ve ze ve te be m $0 iç »e m ş oldu. Birkaç gün sopili sinema ve kadın meşherinin © güzel kadınlarından biri ile ti nıştı; Ledy Lombard aslen şiz olan bu genç kadın zengin bir # rikatörün kızı idi. Holivuda fili lerin nasıl çevrildiğini, artistli nasıl yaşadıklarını yakından Ef) miye gitmişti. Nojadla o kadar iyi anlaşmıf | lardı ki tanıştıkları ilk gündi beraber yaşıyorlardı. Daha AMfP | rikada iken kendi aralarında #| şanlanmışlar, hattâ evlenmişli Önce kızın memleketi olan Oslüf” hareket ettiler. Büyük bir fabii” katör olan Ledynin babası kıtl0 (Devamı 7 inci sayfada) | Ankara Rıdyoıi'“ı BUGÜN 19 Program. | 405 Müzik. 1915 Türk müzlt (İncesaz faslı)ı | 20 Memleket aat ayarı, ajans meteoroloji haberleri, 2015 Konuşma (Haftalık spor visi). 2030 Türk müziği (Seçilmiş Semal ve saz semalleri). j 2110 Konuşma, 4 2125 Neşeli plâklar - R. 2130 Müzik (Radyo Örkesirası,- Praetorius). 2230 Müzik (Operel seleksyı Pi 21 Son ağans haberleri. sirsak, # ham, tahvilât, kambiyo - mukut D Sası (flat). j 2380 Müzik (Cazband - Pi 2355 - 84 Yarmki progrum. — YARIN 13480 Program. 1238 Türk müztği, j 1— Rast peşrevi, 2— Abdi efendi - Kası şarkı - &7 nin aşkınla çük oldum, ” 3— Falk bey - Rast şarkı - Bir me düşürdü beni, ; 4— Kanun taksimi. İ 5— Lhtfi bey - Hicaskâr şarkı - ma ne oldu. zönül, Â 6— Arif bey - Hicarkâr şarkı - Çıl ey göncal sadberk. Arif bey - Hicxzkâr şarkı - G açıldı yine gül yüzlü yür. H Memleket aat ayarı, ajans metoroloji haberleri. ğ 1530 Müzik (Dans müziği »rayadan Porscay - P ' $" . K aEdR ı ön € 1 € , 1830 Program. ü | 18,35 Müzik. « 18,45 Müzik (Küçük orkesira - Necib Aşkın). A 1357 Hicri 1355 Ruml f 24

Bu sayıdan diğer sayfalar: