29 Temmuz 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

29 Temmuz 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SERGİDE DÜHULİYEYİ — NEDEN ALIYORLARMIŞ?. Bu sene Galatasaray yerli malb- fdar sergisine girerken, beş kuruş dühuliye alıyorlar... Bünun niçin | alındığını sual ettik. Alâkadar bir zat: — Bütün dünya sergilerinde — dühuliye vardır. Nevyork sergi - sinde de böyledir. Onların nizam- mamelerini getirttik. Dühuliye | | neden yalnız dü- Müliye işindeki hükümlerini tat « bik ediyoruz da, diğer taraflarını geçiyoruz?. Demek ki, bizim Ga- — latasaray sergisinin dünya sergi - lerine benziyen tek tarafı dühu- © liyesi oluyor. Bu da yeter... — ,HAZİNENİN BELEDİYEYE BİR HEDİYESİ OLSA 'Taksim kışlası Belediyeye ve - — rildi. Haziğe mümessilleri buraya B0 bin, Belediye mümessilleri de 40 bin lira kıymet koymuşlar. Bu, bir formalite meselesidir. Yoksa, Taksim kışlasını, arsasını ve en- kazını, bugün rayic fialtan satın — almağa kalkışsanız, yüz binlerce — Jira ödemeğe mecbur olursunuz. — 60 bin, 40 bin lira, hakiki fiata na- zaran hiçtir. Daha düne kadar — Taksim meydanında metre mu Tabbaı 80 liraya arsa satılıyordu. Şu işi, bedavadan halletsek ne olur, sanki?. Hazinenin İstanbula * *Sinemond>» mecmuası mü - dür ve muharriri M. Moris Bessi bir Fransız şirketinin şehrimizde yapmak istediği stüdyo yerini gör- mek üzere Paristen buraya gel - miş, Bursayı da gidip görmüştür. M. Bessi pazar günü Parise döne- cektir. * Karabük kok fabrikası, per- şembe gününden itibaren kok ve muştir. Kuvvoet santralı bir hafta- danberi muntazaman işlemektedir, * Londrgda Regents Parkda İn-) gilizlerle Almanlar bir san'at te- zahifü'tkpmişlardır. Açık havada Shakespeare'in «Bir yaz gecesi rü- yaşı» işmindeki eseri temsil edil- miştir. *& Şehrimizde bulunan gümrük Ve lâhisarlar vekili Raif Kara - deniz dün sabahfan akşâma ka - dar inhisarlar idares'nde meşgul olmuştur. v Beşiktaşta Barbaros Hayret- tin meydanının açılmasına Dol- © mabahçe ile Bebek arasındaki yolun tanzimine geçildiği esnada başlanacaktır. »& Gümrük komisyoncuları bu- günlerde Ankaraya bir heyet göndereceklerdir. Bu heyet yeni yapılacak komisyonculuk kanu- — mu hakkında bazı dilekerde bu- Tunacaktır. && Siyasal bilgiler okulu huku- KARŞISINDA Son Telgrof- bir hediyesini çok mu görecek « ler?. ŞİLEDE BİR OTEL İNŞASI KARARLAŞTIRILDI Dünkü gazetelerden de birinde | sırişım oküdum: İstanbulun yanıbaşında- kâ kazalardan biri olan Şilede, gü- bir otel yaprlacakmış... Şilenin plâjı, serin havası meşhurdur. Bu- rada yapılacak bir otel - modet konfar ve lüks iddiasile pah olmazsa - hakikaten çok müşteri çeker, Fakat, garib değil mi, ayni ha- vadisi veren Şile muhabiri, ay - lardanberi hükümet konağı ta- mifatını daha bitmediğini, çün- kü tahsisat kalmadığını yazıyor, hükümet daireleri müteferrik bi- nalarda iş görüyorlarmış... Şüphe yok ki, Şilede, otel inşa- alına başlamadan evvel, hükü - met konağının tamiratı ikmal e- dilir. İSTANBULLU NEREDE OLSA BOĞULUYOR Gazetelerde çıkan şu Zongul - dak telgrafına bakın: «Bir İstan- bullu, Zongoldak plâjında boğul- dü> Zavallı talisiz İstanbullu!.. Bu- radaki plâjlaşia boğuluyor, boğun- tuya getiriliyor, diye, canına tak etmiş... Kalkmış, tâ Zonguldağa gitmiş... Şansa bakın ki, kader, onu, orada da yakalıyor, buluyor. Bu İstanbullulara, plâjlarda bo- gulmak, ebediyen mukadder mi? AHMED RAUF | ku düvel profesörü Ethem Mene- | mencioğlu Maarif Vekâleti Yük- sek tedrisat umum müdürlüğüne tayin edilmiştir. ve Münakalât Vekili Alı Çeti: kayanın tetkiklerde bulunmak ü- zere pek yakında şehrimize gele- ceği duyulmuştur. & Şarkı Erdün Emirinin oğlu ve Cumhur Reisiminin fahri ya- veri, Prens Nayif, meşhur süva - rilerimizden Polatkan ile beraber Bursaya gitmiştir. 4 Kanada talim ve terbiye c miyeti tarafından Londraya ças | gırılan 20 kişilik Üniversiteli ta- | lebe kafilesi, dün akşamki Semp- lon ekspresile İngiltereye hare - | Lotdrada 20 | ket etmiştir. Kafile gün kalacaktır. v İskenderun limanında bir sa- hil sıhhiye merkezi kurulmuş ve 'te göçmiştir. & Ankara jandarma mek'tebin- der. 160 gedikli erbaş diploma al- mıştır. Diplomaları bizzat Dahi'> ye Vekili Faik Öztrak vermiştir. Yeni geçikli erbaşlar, memleketin muhtelif jandarma karakol ku - mandanlıklarına tayin edilmişler- dir. * Tramvay, elektrik ve tünel | idarelerinin yeni kadrosu 140 yı- hi başında tatbik edilecektir. & Belediye( Adada yanan çam- ların yerine yenilerini dikecektir. âj Bülbülleri Demek ister gibi bir tavırla ba- — şimi sokağa uzattı. Melin bir elile —— Mecdinin uğunı kapadı.. Öteki elile de kolundan çekti: — Yavaş... O geçeni tanımadın mi? — Hayır.. — Celâl gidiyor.. » Celâl de kim? — Ne çabuk unuttun ayol? medin arkadaşı.. Mecdi birdenbire afalladı: — Hani şu kendine polis hafi- yesi süsü veren salak mı? — Hah.. İşte o. Bak Hisara doğ- “ru yürüdü. Tekrar bu tarafa dön- O dü. z Yazan: İskender F. TELLİ — İşte, takip ediliyoruz. Gör - dün mü şimdi felâketi?. — Celâl bizim buraya girdiği - 'mizi görmüş olsa gerek. Belki de senin çıkmanı bekliyor. — Felâket.. felâket, Melin! Beni seninle birlikte gördülerse mah- voluruz. — Dur bakalım. Acele etme öy- le. O gece Celâl önceden kaçmıştı. Arkadaşının vurulduğundan ha - beri yoktu. değil mi? — Bwet. Patırdı çıkınca, o cizla- mı çekti. Ben, Sermedi o kaçtık- tan sonra vurmuştum. — © hakde hiç korkma... Mese- le yok. Belki de tesadüfen geçi- Şişhane Parkı Meyilli Kısımlardaki | Binalar Yıkılacak, Gazinolar Yapılacak Şehir a Prostun ha- ar plânına gö- re, Şişhane karakolundan, Tozko- paran caddesini takiben Hamalba- #ina doğru uzanacak asfalt ana caddenin alt tarafihda hiç bir im- | niyecektir. Bu- | Tası tamamile yeşillik sahaya tah- | sis edilecektir. Hâlen Kasımpa - şaya bakan bu meyitli arazi ü - zerinde mevcud binalarda ileride istimlâk edilerek yıktırlacak, cad- | denin Haliç tarafı tamamile açıl- maş olacaktır. Bu saha da meyilli | araziden haric kalacak düz saha- 'yı muhtevi yerlerde de evkaf Ja- rafından küçük mikyasta, fakat moödern ve sıhhi gazinolar yaptı- rilacaktır. Bu caddenin Cumhuri- yet bahçesinin önünden itibaren Hamalbaçına kadar devam edecek olan istikameti üzerinde yeniden bazı etüdlere lüzum görülmekte- dir. Bu etüdlerden sonra caddenin bu kısmının portikli olarak yaptt-. rılması muhtemeldir. —— Pamuklu Mensucatta Standar Pamuklu dokumaların standar- dizasyonu İktısad Vekâletin- | ce bazı hazırlıklar ve tetkikler ya- pılmiş' ve bir proje de hazırlan - mıştı, Fakat bütün memlekete şa- mil bir standardizasyon nizamna- mesinin tatbik mevküne konul - ması daha esaslı hazırlıkları - ve bilhassa bu san'at şubesinde ça- lışanlara tezgâh tevziine müte - vakkıf bulunduğundan dalayı bir tecrübe olarak evvelâ İstanbuldaki geniş pamuklu dokuma sanayli muhitinde standardizasyon hare- ketine girişilmesi Vekâletçe mu- vafık görülmüştür. Bu busus İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasına bildirilmiş hazırlıklara başlanmıştır. İstanbulda binlerce pamuklu dokuma tezgâhı faaliyette bulun- maktadır. İstanbulda çıkan el tez- gühları mamulâtı pamuklu do - kumalar standard bir bale gelin- ce bunun bütün memleket doku- macıları için bir örnek olacağı ve bu hareketin genişliyeceği ümid edilmektedir. Şehrimizde bulunan sanayi u- mum müdürü de bu işle meşgul bulunmaktadır. ve —— Hudud Evleri Huüdüd gümrük — memurarına mahsus olmak üzere Uzunköprü- de yapılmasına evvelce karar ve- rilen evlerin inşasına başanması için emir gelmiştir. Bir müddet sustular, Konuşmadılar. Colâl, yolun üstünde aşağı yuka- | rı bir kaç kere dolaştıklan sonra | Bebeğe doğru uzandı ve bir da- ha dönmedi. Meodi: — Beynimin içine bir kurd gir- di, diye mırıldandı. Bu herif bi- zim izimizi arıyor Mutlaka. — Ben de öyle tahmin ediyo- rum, Gördün mü şimdi başımıza gelenleri. Hep bunlar senin yü- zünden oluyor. Mecdi birdenbire asabileşti: — Bırak şimdi gevezeliği... Sü- künetle işi halletmeğe bakalım. — Bunün halledilecek “taratı var mı? Sen sıkıyı görünce kaçar, | buraya uğramazsın! Deedin büyü- ğü benim basıma kalır. IS !ıl.:#_ KM)Sİ lımuı. Bugünkü inde İngi- liz - Yapon anlaşmasının netice - | leri tahlli edilerek deniyor &i: «İngiliz - Japon anlaşmasile, sulh| ve müdafaa cephesinden, Birle- ’ şik Amerkla hükümetinin tama- | men uzaklağtırılması, *Sovyetle -| rin dahi ayni yola"sevkedilmeleri tehlikesi müdemki, “nevcuttur, Çemberlağın kabinesi acaba, bu- gün için çeşitli zorluklar — içinde bulunan Japony Bi Amerika ile, yanın sulh Ve müdafaa cephesin- den uzaklaştırılması ihtimallerin- den doğacak boşluğu doldurabile- cek mi? Zannetmiyoruz.» CUMHURİYET: Yunus Nadi İktısadi kalkın - mada kooperatifin rolü. adlı ya- zısında diyor ki: «Bir kısım dünya iktısadiyatı - nin lâbirentleri içinde selâmetle ve muvaffakiyet'e yürüyebilmek için bizim de ihracat mallarımız- da teşkilâtlanmaklığımız lâzım - dir..» 'TAN: M. Zekeriya «İtalya ile aramız- daki dava nedir?» adlı yazısında diyor ki: «İtalya ile aramızdaki müna-- ziünfih dava Hatay davası değil, sahillerimiz boyunca uzanan on iki adadır. Sarıyer Civarında Büyük Bir Orman Yangım Oldu ğaçların mahvo'ması ile neticele- nen yangın şöyle olmuştur: Sarıyer kazasına bağlı Demirci köyünde rençperlik yapan Satı adında birisi, birkaç gün evvel bostanında ateş yakarak kahve pişirmiş, sonra kalkıp gitmiştir. Faka: gideçken ateşi tamamile söndürmediğinden için için yanan âteş fazlalaşmış, etrafı sarmıştır. Ateş yavaş yayaş şiddetli sıcak - lardan kav haline gelmiş, civar- daki ormana da sirayet etmiş, bir anda on binlerce metre mürabbar bir sahayı kaplamıştır. Yangını işişten geçtikten sonra haber alan jandarma, Demirci, Us- kumru ve Zekeriya köyleri aha- lisi ile beraber canla başla atesi söndürmeğe çalışmıştır. Söndür- me ameliyesine kampa çıkmış ta- tebeler, fopçu ve piyade efradı da Aştirak ederek büyük bir gayret sarfından sonra nihayet önlene- bilmiş, söndürülmüştür. Yangın saat 14 de başlamış ve 6 saat devam ettikten sonra bas- tırılmıştır. Yanan sahanın 20 bin metremu- rabbamdan fazla olduğu tahmin edilmektedir. — Uzun etme dedim ya, beynim dönüyör şimdi. Kaç kere kaçtığı- mı gördün sen? — Görmedim amma. Bu, belli ki öyle olacak. Celâl burasını ta- Tassud ederse, sen semtime uğrür mesın? — Oo0f... Yeter artık. Çeneni tul. İnsana biraz düşünmek fır- satını ver! — Bunları vaktile düşüneydin! İş bu raddeye geldikten sonra dü- şünmek neye yarar?. Mecdi yumruğunu sıkarak ba - — Vallahi fena halde gözüm dön- dü. Üzerime fazla varma, Elimden bir kaza çıkansa karışmam.. — Haydi canım, başkalarına yap- tığın numaraları banada mi tat- bik edeceksin?. Mecdi, Melinin üzerine yürüdü: — Yüzüne bir şişe kezzab dö - kersem, gözlerin kör olur. Sokak- |larında ecnebi süngülerinin AO » Sahilerimize | kadar -.ıkmmuş. kara sularımıza kadaz girmiştir. Türkiye, kara su- ve cenebi kuvvetlerin yaşamasına ta- hammül edemez.» VAKİT: Rene Pion imzalı ve «Şark cep- hesinin organizasyonu» adlı ma- kalede deniyor ki: «Şarkta İ fiyasko vermiştir. İngiltere ve Fransa sıkı surette teşriki mesaf ederek cenebi - entrikalarını ve Azab âleminde müfrid nasyona- | Kist tahrikatımı karşılamalıdırlar. Nihayet harb halinde en ziyade tehlikeye maruz olun şark cephe- sini takviye etmek İçin garb dev- letleri hiç olmazsa Rusyanın yırbab bilaraflığın: tem im mesele: Almanlara, yahut İtalyanlara hakikatin sesi- ni işittirmektir. hiş makine ö waveylâ ile artalığı gürüllüye bo- ğayor ki hakikatin kolay kolay rağbet görmiyen cılız sesi bir si- nek vıziltisı kadar bile kuvveti haiz olm! Busabah Gelen Seyyahlar Bu sabah saat 10 da gelen «Ro- manya» vapurunda eski Romen vekillerinden Karanlil ve karısile Kostinesku bulunmaktadır. Ayni vapurla Romen yat kulü- büne mensub 30 aza da deniz ku- lübüne misafir olarak gelmekte - dir, Deniz kulübünün kotralarile ya- rış etmek üzere sekiz Romen kot- rası da bugün limanımıza gelmiş- En Ateşli Milliyetperver Halk Gazetesi Olarak Çıkacaktır İKDAM: Halkın sesi d | odasında Vali ve Belediye Reisi lyan propagandası Şehirde | Temiz Süt. Ziraat Vekâleti de Bu İşle Meşgul Olacak Ziraat “Vekileti de İstasbulüğ Süt işile yakından alâkadar. ol - | anağa karar vermiştir. Şehrimizde Bulunmakta olan — Vekil Muhlis Erkmen, bu alâkanın bir delili ol- mak üzere dün vilâyete gilerik. Vilâyet Ziraat Müdürü Tahsinin Lütfi Kırdarla bu mevzu üzerinde görüşmüştür. — Ziraat Vekili bu teması sırasınıda Doktor Lütfi Kır- dardan, yapılmış olan süt etüdü hakkında uzun uzadıya izahat al- mıştır. B uizahattan sonra Muhlis Erkmen, Vekâletin İstanbul süt işlerile yakından alâkadar olaca- ğini, bu maksadla kurulacak te - şekkülün, Vekâletin elindeki ör- man, mer'a ve hayvanattan da is- tifade edeceğini, ayni zamanda Vekâletin bu teşekküle nakden yardım etmesi süretile iştirak et | mesinin de mümkün olduğunu be- yan etmiştir. Bu konuşma neticesinde İstan- buldaki süt etüdünü yapan Yüksek Ziraat Enstitüsü —Sütçülük do - çenti Ekrem Rüştü ile Belediye İktisad Müdürü Saffet Vekâletin bu, yardım ve iştirakinin teferrü- atını tesbit etmek üzere Ankaraya gideceklerdir. Vaziyet tesbit edil- dikten sonra Ziraat Vekâleti, Be- tahsillerinin İş- kirakile bir şirket kurulacaklır. Ticaret Odası Toplantıs! Dün Ticaret Odası meelisi top lTanmış ve Zahire Borsası mecli- si idaresint iki aza seçimi yap - mıştır. Bu azalıklara Murat For- tun ile Kerim seçilmişlerdir. İskeleye Çarptı İbrahimin idaresindeki motör, Haliç vapurları idaresine sid Ye- miş iskelesine çarparak hasara tğ- rattığından — İbrahim hakkında | takibata başlanmı; Büyük hazırlığımız matbuatta hakiki bir sürpriz. yapacak (İkdam idaresinden tebliğ edilmiştir). EPİTOEUEDERI PIT RIT PŞ larda dilenirsin! Melin geri çekildi: — Sen çıldırdın mı, Mecdi? Se- ni bu kadar çok seven bir kadının iyiliklerine karşı böyle mi muka- bele edilir?. — Benim tepem attığı zaman, gözüm hiç bir şey görmez. Kafa- mu daha fazla kızdırma, beni ba- na bırak. Kadehini uzattı: — Haydi doldur şunu... Melin Çekinen bir eda ile ka - dehi doldurdu: — Rakı beynine vurursa, kor - karım ki büsbütün rahatsız olur- sun! İstersen yat biraz.,. Mocdi rakısını susuz olarak bir şudumda içti. — Bu halde insanın gözüne uy- ku girer mi be? Sen amma da ge- niş yürekli kadınsın! Ya herif bi raz Bonra polislerle buraya bastı- rırsa.. O zaman ne yaparız?. l — Yapılacak ne var? Talihimi- ze küser otururuz. — Benim kodese girmeğe niye- tim yok. Sen, uykun geldiyse ya- tabilinsin. — Ya sen.? — Bir kaç kadeh daha içip ciz- Tamı çekeceğim. Melin kolunu Mecdinin boynu- na doladı: — Vallahi bırakmam bu gece se- ni. Ben korkarım burada yalnız yyatmağa, — Hele dur bakalım.. Etrafı bir gözden geçirelim. Bu evin arka- sında ne var? — Büyük bir bahçe., Yanıbaşı- mızda da bir viranelik. — Fena değil, i — Neye sordun? — Kaçması kolay olur mu diye sordum. Eğer bir baskına uğrar» sak, sen kapıdakileri lâfa tutarsın. Ben de arkadan kaçarım. (Devamı var) | sulhu, hem de kendi | “Muhteşem,,Bitâ Yazan: Ahmed Şükrü ESM Büyük harpten evvel ve F yük harpten sonra da bİr İngiltere tarafından takip ©İ Avrupa siyasetine «muhtaştft firat> politikası adı verild lümdur. İngiltere politi mahiyeti şu idi: Manş detifi ) hilleri büyük devletlerden b istilâsı tehlikesine maruz İ ça Avrupa işlerine karışff Deniz hâkimiyetini mek şartile Avrupayı kendli ne birakarak uzaktan seyi İ müak. İngilizler, hem miza$i#fi hem de menfaatlerine uYi bu siyasete —«muhteşemi> vermişlerdi. Fakat beynelmilel müna$i lerin yeni istihalesi içinde muhteşem infirat giyastti " da kalmıştır. Bir defa sil tekemmülü İngiltereyi A kılasından ayrı bir ada oli çıkarmıştır. Sönra deyletlef wazenesine dayanan bugü! nelmilel münasebetlerde yanın Manş sahillerini i$€ mesile, şarkta hâkimiy arasında esasli bir fark Almanya ve İtaly önce garbı istild leri yerde, şarkı tahâkki tına geçirip oradan alacaki vetle garba dönmek, — dal bir programdır. Bu dir ki İngiltere - Münihlef artık infirat siyasetine - VE ” ihtişamına veda etmiştir. Fakat bazı devletler, mü*” harpte bitaraf kalabileceki miîlp ediyorlar. Harpten ı*"J giliz siyaseti hakkında bir tâbiri bu damıerin n leri siyaset hakkında d& © narak buna emuhteşem bİY liks» politikası adı m—lle“" hakika bütün Avrupa Katf Zulmuş iken bu manzar$f ve sükün içinde ÇELART katen muhteşemdir. Fakâf bir politikanın realite ilt sebeti olmadığını bu d bugünden bilmeleri, hemi a H 4 bakımından faydalıdır. B ığ hukuk telâkkilerine göre, ? lığın kitapta yeri yoktuf. raf» devlet Milletler Cen Kellogg misâkiyle gıfıııîl hütlerden kaçınmak istiyef, lettir. Milleler Cemiyeti ? ilga edilmedikçe, bitara? bir vaziyet hukuken tasl dilemez, Fakat hukukts mıyan bu vaziyetin fi yeri yoktur. Yani moderü şartları arasında hiç bir & bitaraf olarak kalmasına yoktur. Her devletin bit Ması, iki muharip taraflai Ç işine elverişli olur. Bu d zarar gören tarafın, bir Ü taraflığı kabul etmiyı dır. Almanya harb plâ tir. Ve Büyük harpt ü y w | bu plâmı yıldırım süt | | etmiye çalışacaktır. 191 dç Sehlieffen plânını tT ken, önünde Belçika devletin bitaraflığına YAT 4| mi? Bugün de ayni şeyi * gP| tıt. Fakat bu/ defaki N" harpte taarruza geçmi etmediğine göre, ,_,ç,J raflığına hürmet edebilir' ( taraftan Belçikanın bitâf giltere ve Fransa için olabilecektir. Nasıl ki AF plânınım istikamet ve İT göre, diğer Avrupa merp nin bitaraflıkları da Al mahzurlu olacaktır. VE bu devletler bitaraf diy& nını değiştirmiyeceğii letlerin bitaraflıklarına " miyecektir. Şu hi ne * nazariyatta, mevcut olmadığını bugünden bilme ziyet alm 1 lâzır 'ai

Bu sayıdan diğer sayfalar: