5 Eylül 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

5 Eylül 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

S—SON TELGRAF —5 EYLÜL 105 ——— .— — İTALYANIN ROLÜ MMALK ç27 Askeri İttifak Ne © FU Olacak? EMeancer Polonya . Almanya harbi başe Musoli'ninin Berlini İkna Edemediği Anlaşıldı. | (zW'e, Bizlesik Amerika Devlet- 4 Şimdi Bu Sual Soruluyor leri Cumhur Reisi Ruzvelt, Av « Almanya ile İtalya arasında meler 1-Pahalı, 2- Kifayetsiz, 3 - Gayri Muntazam Dahiliye Vekâl -(| İstanbul a idaresile birleğliril- iğini gazetelerde oku- ettiğini Tupa devletlerine bir mesaj gö - dererek, vukua gelecek muhare « On Binlerce Ametenin Kürek zindir ki bunun günlerce devam etmesi Gürültüsü Ayyuka Yükselmişti Rumelihisarının İnşaatı Uçbuçuk Ay Gibi Kiısa Bir Zamanda Bitirilmişti Çök geçmeden başda ikincl Meh-| med, binlerce insan abdest alıp kıbleye yüz dönmüşlerdi. Namazdan sohra; imamın dua- ası heyecanlı idi. — İnna Fetehnüleke,.. Suresini okuyor ve Cenabı Yez - dandan fetih 'ordu. İmamın duası binlerce kişiyi ağlatmıştı. İkinci Mehmedin, gözlerinden yaş aktığı görüldü. Ellerini sema- ya kaldırmış, Allahından tazarru ve niyaz ediyordu: — Ya Rabbim- Beni, milletime karşı mahcub eyleme... Dnlığında duvarlara, üç büyük kaleye maliktir. O devrin en me- tin kalelerindendi. Kuleleri, Padişah, Öç veziri x- rasında taksim etmi Zagnos paşa bir kuleyi inşa ediyordu. Ve- zirlazam Halil Paşa ve Karaca Paşa da diğer kulelerin — inşa - sına memurdu. Vezirler birer ır- gadbaşısgibi ellarinde kazma kü- rek eksik olmadan çalışmışlardı. Az zaman sonra, müteaddid bureları meyanında, en kuvvet - lileri olan üç burctan ikisi kara sellesi kale, meydana geldi. Bugün bile seyyahların teme- | şasına doyamadıkları o lâtif hi- sar, Boğazın şimal sahili üzerin- de cihana meydan okurcasına se- maya yükseldi. Kale biter bitmez toplar yerleş- tirildi. Sahile doğru bağdaş kur- muş büyük çapda toplar, kuvvet- | Mi bombardlar, boğazdaki seyrü - | sefere tamamen hâkim olmuşlar. d Üç yüz kilb ağırlığında taş Bgülleler atıyorlardı. İstanbul bir kere erzakını tüketince, Karade- de oturanlar bu tramvay idaresin- | den elâman çekiyorlar. Bilet üc- retleri çok pahalıdır. İdarenin 750 bin lira horcu varmış: Olabilir. | İdare etmiyormuş: Olabilir. Yol- Ç Bütün bunlar, bilet ücretlerinin pahalı olması için esbabı mucibe sayılamaz. Tramvay umumi na- kil vasıtasıdır. Rahat ve ucuz ol- mak gerektir. İdare edilemiyorsa, masraf ne diye halkın sırtına yük- leniyor? Zaten, halkın şikâyoti —yalnız bilet ücretlerinin pahalılığı ile de bitmiyor. Bu tramvayları işleten idare, servisleri — ihti; şekilde tanzim eden Sefer saatleri daima aksaklık gör- Tahrik edilen araba sayısı daima gayrikâfidir. BURHAN CEVAD Evvelce Yapılan eluyor?. Bu sualin cevabi çök merak ediliyor. İlalya Hariciye Nazırı Kont Cianonun gazetesi olan Telegrafonun geçen cuma ve cumartesi günleri Ber- Tin ile Roma arasında neler cereyan et tiğine dair verdiği meraklı malümatı «Son Telgrafı m bu sülunlarında an- İalılmaştı. Yeni gelen Avrupa zazete- | lerinin Remadaki muhabirleri tarafın- dan verilen daha başka malümat da mevcutlur. Bunlara da zöz atmak Tâzam geliyor. Bunun hulâsası şöyle- dir: Hiller Musoliniye Romadaki Al- man elçisi yasıtasile (&lefonla haber gönderiyor. © da cevab veriyor, Yine bir telefon, yine bir cevab. Rüylelikle we azudıya bir konuş- madır devam ediyor. — Bütün — bunlar zösteriyor ki İtalya bugünlerde poli- fika âleminde gürülen şiddetli faaliye- te hiç yahancı kalmamıştır. Almanlar e yapmak istiyorlardı Müsolini bunu biliyor. Hem de bu b hususta esasda iki taraf arasında an- Taşına da olmuşlür, Fakal u var ki İtalyanın maksadi. Avrupada sulhun devamıdır. Almanyaya da sulhtan ay- rılmamayı nasihal etmiştir. Hulâsa İ- | nihte sulhun devamı için müdahale et- Üömiş ise de sanradan . Pranserlar tarı | rafından bu hizmetin tal mümkün değildir. — Mutlaka tehlikeli bir takım hâdiseler çıkacaktır. Sinir - | ler gergiğydir. Diğer taraflan devletlerin çoğu se- ferberlik yapmışlardır. Bununla be - raber sakin olarak geçen günler de kâr sayılmaktadır. — Diplematlar arasında Mmüzakereler oldukca toplara sıra gel- miyecektir. İlalyada halkın fikrine gö- re bu buhranın da bir sonu gelecek, erzeç bir kolaylık bulunacağı merke- zinde idi İlalyan zazelelerine relince. bunlar hep Almanya ile İtalya arasındaki it- tifaktan bahsederek Almanyayı haklı. Lehistanı haksır görüyorlardı. İlalyan zazetelerinin bu tarzdaki Mdiaları yeni | değildir. Cürnale Ditalya — gazetesi de bam Fransır razelelerinde son zamanlarda görülen neşriyata cevab veriyor. Bu Neşriysi hep İlalyanm d Salişe ma - hafara için araya girerek — tavassutta bulunması darcındaki fikirlerdir. Bu gazeleye göre gecen sene Musolini Mü- edilme - ateş edilmemesini Ruzveltin bu çok insani ve mede- ni temennisine, ya riayet edeceklerini söylediler. çocukl; dirdi. Alman devlet reisi, geçen “gün Mecliste söylediği nutkunda bu noktaya temas ederek, hatlâ, | teminat dahi verdi. da ne hazin aykırılıklar, t ı dakikadan henüz mişti ki, Polonyaya taarruz eden Alman - tayyareleri, birçok açık Leh şehirlerini bombardıman tiler, Varşovadan dışarı çıl kadın ve çocukları nakleden bir yolcu trenini de bombaladılar. Bir | çok kadın ve çocuk öldü. belerde kadınlara ve çocuklara rica etmişti. garb devletleri reisleri cevab vererek, bu nokta- Bu ada Hitler de, kadın ve ateş açmıyacağını bij - Fuakat, sözlerle hâdiseler araşın- var. Hitler, bu nutkunu söylı u t geçme- Gayrimuhariblere ve sivil halka nizden hayatı için elzem olan buğ-| dayı artık alamazdı. üleüne-ve bişl koğata mhtarne. Kanalizasyon | 2550 M ni eli Namazdan sonra çok teşkilâth diğini Weri sürüyor. ateş edilmiyeceği yolundaki te « olan Osmanlı Türkleri hazırlanan | cih olduğu halde, muazzam mü- ö (Devamı var) I 0_'_'_""""_:"*_:::"“ y e | Diğer İlalyan gazeleleri de yöyle de- | Minat da, harb sonrası insan ah - Sabah çorbalarınin başıa geç - aa eee şe Yaramıyor | Şecvce e Maa y apdiki DİT Üymek isüyorlar: Sulhan muhafarası Je- | lâkıyatının bir hususiyetini teğ « | hinde Ülalya yine çalısacaktır, fakat | b hüzmeli müküfatar kalmamalı, İ- falya buna emla olmadıkca herhanzi | bir tavanata girişecek değildir! İtalyanın milli emelleri vardır. Bun- lar tatmin edilmeli!, Hem de diyorlar | eker İlalya yalnız Tenüs, Cibuti ve | Süveysi istiyorsa diğer islediklerini el- de elmek için kıher kâfi olacağına e- min bulunduğundandır. Bugünkü İlal- YANIN Hanmmiş bir siyasi mubarriri | slan ve resmi İlalyanın fikirlerini an- İatan Gayda da yazdığı bir makalede vaziyetin gentin safhayı aştığını ha- tırlatarak diyor ki: T kil eden «sözünde durmamake | prensipi mucibince, unutuldu, git- ti. Bugünkü harbler orduların de- K, milletlerin carpışmasıdır. Harb, düşman tarafın bütün maddi ve yok etmektir. mişlerdi. Rümelihisarının kayalık ve ba - yaban yerine ayak ba ler derhal kazanları: gerdan suyile pirinc pişirmişlerdi. İkinci Mehmed de, elinde bir tas ve bir tahta kaşık yeniçerivari çorbasını içiyordu. Bu da çok sürmedi. Padişahın elinde bir kazma maiyetile bera- Ber meydana yürüdüğü görül- | dü. züzetesi söyle diyor: «Bugünkü meselede — İtalya değru- dan duğruya alâkadar değildir. Onun için ühtilüfin halledilmesinde de mü - | eksir bir tavassutta bulunabilir. Börle | Belediye İstanbul Tâğımlarının | bİF riYayet dürmektedir. Böyle düşü. tamiri isini ve yeniden fenni ve | Senler vardır. Fakat şunu da unut. sihhi kanalizasyon — yapılması işi | Semal Vi Almasya We İtalya arasın. askeri bir ittifak vardır. Bunun e- hakkında da tetkiklere başlamıştır.| Diae Kunda BU hkenimlyetini kimse inkâr etmemeli.» | Bugürikü vaziyetin lüğim ve kana- gaç yapalığın gazeta bürle direrek nazarından elim Na Alman - İtalyan ittifakının unutul - lmüştür. Bundan 15 | mamasını hatırlatıyor. Diğer taraftan sene evvel şehrin küçük bir sal Musolininin İtalyan kara, deniz — ve | sının kanalizasyonu ecnebi bir şir- Delikanlı Karanlıkta veznedarın — Gelen parası | Tek Yolcu Asliye dördüncü cezanın muha-| — Asliye dördüncü ceza mahke - keme salonu.. mesi dün enteresan bir karman- Yeniden Lâğamlar Yaptırmak Lâzım çorbalarını bet ettirmektir. Kudın ve çocuklara ateş edilme: mesini t hava erduları erkânı ile uzun uzadıya Paşalar üzerlerine terettüb e- | den vazifeyi icra için her biri bi- rer mevkide yer almıştı. Kadılar amele bölüklerinin ba- şında ellerinde kazma bekliyor- lardı. Ş İmam, kısa bir dua okudu. Dua biter bitmez bir top atıldı. Ve, padişahın elinde kazma çalışmağa başladığı görüldü. On binlerce amelenin kazma, kürek, el arabası sedası ayyuka yükselmişti. Kıyametten bir nü- mune idi. Her kuleyi bir paşa deruhde ot- mişti. Zagnos Paşa, Halil Paşa, Karaca Paşa da ellerinde kazma bi ırgad gibi çalışıyorlardı. İkinci Mehmed, o kadar çalış mışti. ki; kadılardan biri yanına vararak: — Padişahım; inayet buyuru- nuz.. Vücudü — hümayunlarınızı yormayınız.. dedi. Hazreti Fatihin verdiği cevab şu oldu: — Din ve millet uğruna fisebi- lilâh çalışanlara Allah cennetini ve zafer rasib eyler. Kadı, Padişahın bu sözleri ü- zerine tersyüz edip eline kazma- sını alarak cübbesini toplayıp ça- lışmağa başladı. Rumelihisarının inşaatı üç bü- çuk ay gibi kısa bir zamanda bit- ti. Bu hisar yirmi beş hatve ka- —a No. 28 Paket iki çalılık arasına düş - müştü. Sanki kırda yiyip, içip eğ- Jenmeğe gelmiş bir kafilenin ye- mek artıkları... Templar bulun - duğu yerden paketi hiç gözden ka- çırınıyordu. Acaba kim gelip a- lacaktı? Eli gayri ihtiyari taban « A iye sonra eldivenli bir. arasından pakete doğ- | ru uzandı. 'Templar sâkin bir sesle: | de olsam pa- kete dokunmam, dedi. Felder şaşkırı, şaşkın bakındı. 'Templar gülümsedi. — Bir iki haftaya Xadar, böyle | Gürprizlerle karşılaşmağa alışacak-, fanız. Papu'nun bana söylediğine göre, dizin elleriniz. mitralyözler üzerinde pek çabuk işleyir. Birdenbire yerinden fırladı, pa> Maznunlara mahsus olan yerde tahminen 30 yaşlarında, uzunca boylu, esmer bir genç bulunuyı du. Adının Rıza olduğunu söyli 'yen buadam, evrak arasında mev- cud olan kararnamede, geçen sene Galata postanesi — havale tediyat memuru iken, ihtilâsen zimmetine para geçirmekten ve bu suretle vazifesini suüstimalden suçlu gös- teriliyordu. Rıza kendisine isnad edilen su- çu inkâr ederek, kendisini şöyle müdafaa etti: — Ben geçen sene Galata posta- nesi havale tediyat memuru idim. Bu işe Ankara telgraf gişesi me - murluğundan — getirildim. Yarım günlük bir stajdan sonra bu va - zifyi görmeğe başladım. Yanımda bir de muavin vardı. Fakat onun vazifesi yalnız ihbarnameleri dol- durmaktan ibaretti. Benim bulun- duğum havale tediyat gişesi ayda| aşağı yukarı bir milyon lira tediye yapar. Vezneden tediye için aldı- Zımız paraların hesabını her gün mafevkime vermezdim. Yalnız 15 günde bir ona resmi bir rapor ve- rirdim. Zimmetime para geçirdi- iim iddia ediliyor. Halbuki bu para hususi surette tuttuğum hesabda yekünları yanlışlıkla fazla yaz mamdan dölayı hasıl olan hesab hatasından ibarettir. Ben masumum, Vazifemi sulis- timal etmedim. Yarım günlük bir stajdan sonra, tayin edildiğim va- zifemin ağır yükü altında kaldım. ve bu işteki acemiliğimden dolayı bu hataları yaptımn.. Duruşma, sahidlerin de çağırıla-, rak dinlenmeleri için başka bir gü-) ne talik edildi. keti aldı. Felder değil mukavemet etmek, hatta sesini bile çıkarmadı. Yalnız dedi ki: — Acaib adam! Templar cevab vej — Benim acele seninl var. Şimdi meşgül olamıyacağım, Ya- kında inşallah görüşütüz Birdenbire sesini kesti. Sağ tas raftan bir ayak sesi işitmişti. Fel- der'in gözleri ümidle parladı. Templar derhal ağacın arkasınal çekildi. Yoldan bir ses duyuldu: — Felder, paketi uldın mı? Felder, geniş geniş nefes alıyor-| du. Bu suale vevab vermedi. Fakat| onun yerine 'Templar cevab verdi: — Hayır dostum, Felder paketi alamadı. Paket bendedir. Felder tabancamın namlusu — karşısında bekliyor. Sen yavaş yavaş ellerini yukarıya kaklırarak, bu — tarafa doğru gel, biraz yüzünü göreyim. Ay, o sırada bulutun arkasından| sıyrılmıştı. Templar, caddeden ge-| len adamın. ağacların arasını doğrü olduğunu gördü. yolacılık davasına bakmışt: Evvelki gece Süleymaniyede yangın yerinde cereyan eden hâ- disenin suçluları Hüsnü, Clâl, Fa- zıl ve Cemal isimlerinde dört ki- şidir. İddiaya göre bu dört kişi o ak- şam kafaları iyice tütsültyerek bü-| tün paralarını rakıya vermişler, bilâhare de parasızlıktan kurtul mak için bir çare aramağa başla. mışlardır. Bu suretle konuşa konuşa Sü- leymaniye yangın yerine yakla - şan kafadarların uzaktan tek şına geler bir dama tesadüfleri birden onlara ani bir düşünce il- bam etmiş, muhitin sessizliği ve süküneti içinde bu yalnız adamı soyup kolayca paralarını almak fikri hepsinin içini burkuğamış- tır. Nihayet bu fikir tatbik sahası- na da konulmuş, Dimitri isminde bulunan iyolcunun yanına diğer dört yolcu gibi yaklaşan kafadar- lar biraz sonra onun üzerine hü- €um etmişlerdir. Lâkin Dimitri hemer feryada başladığından o civarda dolaşan Rıdvan isminde bir kahveci ile adkudaşı Niyazi derhal tecavüze imdadına koşmuşlardır. izler hiç ummadıkları bir sırada karşılaştıkları müda hale üzerine Dimitriyi bırakıp işi firara dökmüşlerse de — etrafları yetişen polis memurları tarafın - dan yakalanıp adliyeye teslim o- hunmuşlardır. Mahkemede suçluların hepsi de cürümlerini inkâra kalkışmışlar- dır. Fakat tahkikat evrakını ha- zırlıyan polis; bu işe ald tam 24 içinde bir ışık parladı, bir silâh sesi duyuldu. Kurşun Templar'ın arkasında saklandığı ağaça sap- landı. Fakat Templar, ağacın arkasım- dan kendisne tevcih edilen taban-| caya karşı nişan aldı, teliğe do - kundu. Karşıdaki adamın elindeki) silâh yere düştü. Adam ıztırab sayhasile karışık bir; küfür savurdu ve Templara doğ- Tu hücum ederek: — Felder, diye bağırdı, koş su herifin hakkından gelelim. Templar, herifin üzerine doğru gelisini kolladı. Bütün soğuk kan-| hlığı ile tetiği çekti, fakat tabzpeal ateş almadı. Templar paketi yere Çeviren: MUAMMER ALATUR kete ihale olunmuş ve Belediye tarafından şimdiye kadar bu uğur- da 10 milyon liza sarfı , bu- Künkü şerait dahilinde bundan is- tifade edecek mülk sahiblerinden bu masraflar alınamadığı için di Rer sahaların inşaatına herne ka- dar elde kat'i bir keşifname yok- sa da, Şehrin yalnız İstanbul kıs - mının yani sürler dahilinin kana- lizasyonunun yapılan saha ile ya- pılmiyan sahanın - nisbetleri göz önüne getirilirse en aşağı bir tah- minle (100) milyon liraya ihtiyaç &örülmektedir. Şehrin Beyoğlu ve Anadolu ci- hetleri de hesaba katılırsa kan: zasyonun umum mi yondan aşağı düşmiyeceği zan ve tahmin edilmektedir. Belediye bu mühim meblâğ üzerinde şimdi e- tüdler yapmaktadır. Belediye reis liğinin fikri mühim — semtlerden başlamak üzere bu kat'i isi senele- Te taksim etmektir. İlk iki kana- lizasyon faaliyetine her halde ha- ziranda başlanması için yeni büt- çeye bir kısım tahsisat konacak- tır. sererar nnn an n eAananAnce şahid gösterdiğinden dür bunla- rın 21 j dinlenmiştir. 17 namına malümatlarını bildiren şa- hidler ifadelerinde suçluların a - leyhinde bulunmuşlardır. Müdafaa şahidi olan diğer 4 ki- şi de mühim birşey söylememiş- Tepdir. Neticede muhakeme diğer 3 şa- hidin celbi için başka bir güne ta- lik olunmuştur. ' GANGSTERLER CELLÂDI IVT LNİ “Ayni zamanda gecenin karanlığı | bırakarak, derhal tabancasını yok-| ladı. Bozuk bir kurşunun bulun- | masi ihtimalini düşünerek, sar - joru açtı. Yeni sarjor yoktu. Fa- kat o zamana kadar da öteki adam üzerine çullanmıştı. Temlârı ağaca doğru öyle bir fır- latış fırlattı ki, «Aziz» bir an bel kemiğinin kırıldığını zannetli. Bu- nunla beraber hasmının göğsüne doğru kuvvetli bir yamruk indir- di. Fakat öteki Tamplara yapıştı, her ikisi beraber yere yuvarlan - dilar. Temblar müskül vaziyötle idi. Güçlükle nefes alıyordu. Bayıl - | | mamak ve mücadeleyi karşılıyabil- mek için sön derece kendisini 20r- duyordu. Üzerine hücum eden a- zörüştüğü gibi münakalât ve iaşe mü- tehassıslarının da fikrini aldığı söy - bir tesir hasıl etmiştir. Bu toplanlı ee nasında Müsolini İlalyanın askeri hi zırlığını anlatmış, lâzım gelen kararlar yerilmiştir. Afrikada Lihi yalisi olan Mareşül Balbo da Trablusgurba git - malş, oradan da leftişlere çıkacakmış. * | Komadaki Avrupalı muhabirlere cö- | re buzünkü İlalyanın siyasi mehafili 'Taksim Kışlası| 50 Bin ;Liraya Alınıyor İstanbul Belediyesi ile Maliye Vekâleti arasında yapılan müza- kerelerden sonra Taksim kışlası bakkında (50) bin lira üzerinde anlaşma olmuştur. Yakında kışla- nın tapuda Belediyeye devri yapı- lacak ve bu kanuni muameleyi mü- teakbı Belediye derhal kışlayı yı- kacaktır, Kışlanın yerinde yeniden yapılacak Inşaatla İstanbulun gü- zel bir köşesi meydana getirilecek- tir. Bu arada büyük bir sergi binası da yapılacağı malümdur. Vali ve Beledive reisi doktor Lütfi Kırdar yapılacak sergi — binasının avan projelerini hazırlamak üzere dün Belediye imar müdürlüğüne emir-| ler vermiştir. Haber aldığımıza göre yapıla - cak binada bir de modern konşer salonu insa olunacaktır. dam, en asağı otuz kilo daha faz- laydı. Eğer Felder de yerinden fır- lar, arkadaşının yardımına k. 88, 0 zaman Tempların hali bitikti.| İriyarı adam eğildi, Tempların başını kollarının arasına aldı. Yü- vaş yavaş sıkmağa ve Tempların kafasını birçok defalar sert top- rağa vurmağa başladı. Templar ar-| tık mücadele edecek halde değildi.| Hasmı bağırdı: — Felder, neredesin yahu? He- rifin işi bitik, Templar, elini uzattı, biraz ile- rideki tabancasını kavradı ve bir- denbire kendisini toplıyarak, üze- rine çullanan adamla yardıma ko-| san Felderin arasından — sıyrıldı. Silâh rolünü — oynamıştı. Felder leniyordu ki bu haber İtalyada mühim | kirdedir: Buzün vasiyet öyle ger- | | tün bu kanlı hâdiseye sebeb olan | maketi de alarak otomobiline doğ- | ru yürüdü. milyanlarca adam silâhtan- maş, hududlarda bekleşiyor. Sulhu te- min için bir tek çare vardır: «Milletlerin bakiki İhtiyaçları tanın - malitx Gaydanin ne demek istediği de ma- düm. Mülletlerin hakiki ihtiyaçları de- mek İtalyanın, Almanyanın istedikleri verilmeli demek oluyor. Bu neşriyat İlalyanın bugün ne dü- şündüğüne dair az çek bir fikir ve- vebitir. Çöpler Para Ediyor, iş İnceleniyor İstanbulda çöplerin toplanması, imhası ve bunlardan istifade edil- mesi hakkında Belediye tetkikler yapmaktadır. İstanbulun topoğ - rafik vaziyeti, çöplerin ilttısadi ve ziraf kıymeti nevi icab ettiriyorsa Belediye onu düşünüp yapmak is- temektedir. Bu arada çöp fabrika ve fırınları tesisi fikri yeniden ile-| ri sürülmektedir. Fakat alâkadar makamlar evvelce yapılan tetkik- lerin bunun çok pahalıya mal ola- cağı merkezinde olduğunu ve İs- tanbul çöpleri için bugünkü usu- lün en iyi usu) olduğu ve onu te - kemmül ettirmenin en iyi tedbir olduğunu ileri sürmektedirler. Diğer taraftan Ziraat Vekâleti de Belediyeye müracaat ederek İz- tanbul çöplerinin israf olunmama- sı bunlardan ziraatte istifade edil- mesi çarelerinin teminini istemiş- cansız yatıyordu. Öteki adam da yanıbaşında.. Templar, Felderin cebinden çı - rdığı ipek mendille elindeki nı ve sonra tabancasını sildi. Bü- —i TEMPLAR MİLYONERLE KO - NUŞUYOR KULMAN AĞLIYOR İnsellayn'ın Yahudi olduğunu söylemeğe lüzüm yok. Çıplak ka- fasının etrafını siyah saçlar sar - mış bir adam. Mütebessim bakış- latı var. Fakat burnu da büyük mü büyük! Yazıhanesinin başında bir kol- tuğa oturmuş, düsünüyordu. Ma- sanın üzerindeki lâmba yüzünün sarılığını büsbütün daha sarı bir hale getirmişti, Küçük kızı üÜst kattaki odasında Uyuyordu. <Aziz> denilen insanın müdahalesine rafmen, İnselhayn | kücük kızının hayetının gene gan-, Resterler tarafından verimcek ka- | rara, daha doğrusu — taksitlerin yeti! Bu asrın insanları büt san nesillerinin en medenisi ol duklarını iddin ediyorlar. Yine bu günkü uj merhameti düşünemiyecek kada vahşet unutuyorlar. muntazaman tediyesine bağlı ol duğunu biliyordu. Viola'yı kaçıta kunu sıktı, yüzünde ıztırab çizgileri bes kette namuslu bir vatandaşın hi dudl. raca kesili Zavallı yirminci asır medeni insanlar, kadına, gösterdiklerini manleset Birimizin Derdi Hepimizin Derdi Oteller Tıklım Tıklı: Bir okuyucumuz yazıyor: | «Son günlerde şehrimizden | taşraya gidenler ve müteka-, bilen #elenler pek çoğalmıs-|| tır. Bu yüzden Sirkecideki o-|| rilmiştir. Belediye reisliği b vaziyetin yolcuların sıhhi üzerine zararlı olduğunu dü- şünerek — odal haddinden fazla yatak koy - durmasa ve bu darlığın önü- sa çok iyi olur.» mak hiç şüphesiz bir ihtar mabi - yetinde idi. Bugünkü gangester « lerin ne modern vasıtalarla eâ;- hştıklarını da pekâlâ — biliyorda, Daha o sabah sert bir ses telefon> da bankeri tehdid etmişti. Bütüm bunları düşünerek — yumru, Hirdi, Bu kadar medeni bir memle, - ar tarafından nasıl böyle ha- Rine bir türlü aklı miyordu. En küçük hâdiselelrin. hemen ne gecen polis, naşıl oluyor da Nevyorkta oturanların hayat ve mallarını muhafaza ali da bulunduramıyordu? Fakat bütün bu suallere vej cek cevabları da vekâlâ biliyol Çünkü hâkimler satılmıştı, kü polisler satılmıştı. Elbette le olür. Korkudan dehset iç! kalmış bir halkın, birbirlerine hangi bir yardımdan da ümid tu. Acaba bu Gangesterlerin kından gelmeğe hiç de bir yok muydu? :

Bu sayıdan diğer sayfalar: