11 Eylül 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6

11 Eylül 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2—SON TELGRA F-İ1 EYLOL 1sxs GAT İZMİR FUARINDA DALGALANAN BAYRAKLAR Polonyalılarla Almanlar, kanlı - bir muharcbe içindedirler, Fakat, gazete- lerde güzel bir havadis okudam. Al - manlarla Polonyalıları dahi dost güzlle gören, yalnız, Türkiyedir. İzmir fuarında, Alman ve Leh bay- gakları bü iki devlete ald olan pan yeonların ürerinde yanyana dalgalamı- yermuş.. Yanyana iki pavyom. Dosiça, ahbabca komçuluk ediyorlar. Belki de, Leh ve Alman pavyonundaki mümes- siller, her gün birbirlerile dostça ko- muşuyorlar, oturup beraber yemek da- hi yiyorlardır. Hayatın me garib cil- Harb harekâtına dair sarih ve taf- silâdi malâmat alınamadığı için birçok okuyucular şikâyet ediyor. Pakal, bu işte gazetelerin tamamen haksıa el - kolay bir iş değildir. Ben size, başka bir misal söylüye - yim: Asıl işin garib tarafı yu: Biz, İs- ald havadisleri bie ekseriya değrü ve amam alamıyoruz. Meselâ, Gün gazetelerden birinde şöyle bir ha- vadis. okudum: Bu sene orta mekteblerde kadrolar aynen birakılmıştır. iiç bir değişiklik yapılmıyacak, meklebler, geçen sena- Şu Madam Atina vardı. Meşhür ran- | devacu.. Aylarca evvel gazeteler, anun ' HASISELID KARSI Eğâze İKDAM: Kbüzriyaznde Velid «Büyük harbde Almanların Tanenberg zaferini kazan- maları Marn muharebesini kaybetme- lerine sebeb oldu. Şimdi de Almanlar Ai ateş arasındadır. Bu vaziyet belki de harbin çabuk bitmesini mucib olur. Zaten harbi umumt kime ne kazandır- & ki; ondun daha foci olacağına şüp- he edilmiyen bu harb neticede Al - manlura da milyonlarca eesedden ve ©n milyonlarla ağlıyan insandan baş- ka birşey kazandırsın» diyor. CUMHURİYET; Yunus Nadi, Alman - İtalyan çelik İttifakına rağmen İtalyanın yeni harb- | de bitaraf kalması sebeblerini tahili | ediyor. Alman taleblerinin — İtalyan menfaatlerine uygun olmayıp tehli - kali bile olduğunu tebarüz etüren mu- | harrir diyor ki, İtalya reslixt bir si- | yasetin en zaruri icablarına uygun ba- | reket ediyor. Bu suretle harbin kua sürmesini de tamin ile insanlığa bü- yi hizmet edebilir, VAKİT: Asım Ua, İtalyan bitaraflığını mü- | Gi de, ne gibi iddinlar ileri sürüyarlar- YENİ SABAN: KARŞISINDA Son” Telgraf- davasından her gün bahsederlerdi. Sonra, arkası kesildi. Ben, muhake menin bittiğini zannetmiştim. Dün, Madam Atinanın ismini tekrar gaze- gelerde görmiyeyim mi?. Meğer, anu. Bakemesti, hâlâ devam ediyormuş.. Fa- Kst, artık, son safhaya gelmiş. Madam cenablarımın tecziyesi isteniyor. Sayısız İnsanın canımı yakan, evini, Barkını bozan bir imsan olduğunda süphe bulunmuyan bu kadının — cera görmesinden zacmmun olmıyacak var mıdır?. | LOKANTACILAR VE URFA YAĞI Lokantacılar, yeni yapılan tarifeden memanun değillerimiş.. Kim bilir, şim- dur, Hele Urfa yağı da beş en kuruş fırladıktan sonra, mutlaka: — Efendim, yağ. diğer malzeme de pahalandı, diyorlardır. Fakat, ben, le- kanlaların Urfa yağı kullandıklarına kani değilim. Haleb orada ise, arşın burada.. Hangi mulavasıt tetikki el- tiğiniz lokanlada yemek yesenlz, mnl- deniz bozulüyor. Binaemaleyh, lokan- facıların, havayici zaruriyenin iyi ka- Htedeki maddelerile esasen alâkaları, münasebetleri yok Ki BOZULAN SADE —aasan BİZİM YAZILAR MIT Bir müuharrir için karlin fikrinl âk- Tenmek eksertya çok müşküldür. Bazı tesadüfler, onların düşündüklerini bi- ze aksettirir. Dün bir dastum geldi. Ba- ma şunları söyledi: — Vapurda geliyordum. — Yanımda oturanlar senin yazılarını ekuyarlardı. İçlerinden biri seni methetti. Bır diğeri de: «Evvelce Iyi yazıyordn amıma, son günlerde biraz sudan.» dedi. Ba arkadaşın bana anlattığı bu mü- gahededen sonra, kendime ceki düzen vermek icab ettiğini anladım. Fakat, okuyuculara şunu sormak isterim: Bo- zulan sade benim yazılarım midir?. M 2İ_ talca edorek diyor ki, İngiltere — ve Fransanın Almanyaya harb iüân etme- lerine rağmen İtalyanın bitaraf kalma- #1 ve bu halde bile İtalyan - Alman Aakerl ittifakının bozulmaması çayanı dikkattir. İtalya bitaraf kalmıyarak harbe girseydi Almanlar ona yardıma mecbur olacaklardı. Halbuki bu vazi- yette, Almanlar iktısadi müttelikler te- min edebiliyorlar. TAN: M. Zekeriya Sertel <Harb uzun sü- recektirr diyor, Hitler Polonyayı ez- dikten sonra İngiltene Vve Fransa ile kolayca bir sulh yapabileceğini sanı- yordu. Halbuki hesablarında yanıldı Harb İngiliz ve Pransızların ann zaferi kazanıncıya kadar devam edecek ve Hitlerirm yeryüzünden k: dar harb bitmiyecektir.> Hüseyin Cahid Yalçın, Göcingin nut- | kunu tahlil ederek diyor ki; — Vilson | prensiplerine dayanarak yapılan Ver- Say müahedesinin haksızlıklarından bah zeden Almanlar, bu haksızlığı düzelt mek İsterlerken kendileri daha büyük MKSTT ZABITA ROMÂANI No. 34 1 — Ganım, adi, bizim senden bir ı' vey istediğimiz yok ki... Siz bura- | dan gid'n, bu İşler böyle sizin ] düşündüğünüz gibi devam etmesin. Onun için burada bulunan ark daslarınızın isimlerini öğrenmek isteriz. Onlara da tazranint vere - ceğiz. Ne dersiniz? Bir pazarlık ya- piyoruz, uyuşalım. «Aziz> cevab verdi: — Doğrusunu isterseniz, benim bu taraklarda bezim yoktur. Ve gülerek ilüve etti: ! — Ben namuslu bir kızım. Felder tekrar söylendi: — Çok acayib adam. | Orkrid fena halde hiddetlen - | mişti, Fakat belli etmemeğe, hatta gülümsemede çalışarak <Aziz, e | baktı, sonra vüzü birdenbire ta - | kallüs etti ve gözkapaklarımı varı kapadı: — Beni dinle. dedi, ben alay et- miyorum, selâmetiniz icin size bir fırsat hazırlamış oluyorum. Nedeni kabul etmiyarsun? — Siz çok yanlış düşünüyorsu- nuz. Bir defa benim ortağım, ar - kadaşım yoktur. Tek basıma hare-, ket ediyorum. Mevcud olmuyan in- satıların kim oldukları söylenir mi? | | | lise benzemiyordu. Vaziyeti e Orkrid alnını kırıştırdı: — Hımm dedi, biz o mavalleri yutmayız. Size kim para veriyor? Templar meram — anlatamamış insanlar gibi omuzlarıpı silkti: — Söyledik yahu! dedi, ortada kimse yok. Ben yalnızım. Adam - larımızın her birine sorun baka - hm, benim yanımda başka biri - sini görmüşler mi? Verin iki yüz bin doları! Vedalaşalım! Orkrid bir müddet muhatabının * yüzüne baktı. Sonra Kulman ile | Yıld'ın arasındaki sandalyaya o - | turdu. Ortalığı bir süküt kapladı. | Felder mütemadiyen içinden” <A- — cayib adamı» diyordu. Templar kendisine en yakın bu-! Tunanlardan birinden bir sigara »- todi. Öteki hiçbir şey söylemeden paketini uzattı. Templar, sigarasını yakarken. etrafındaki adamların hic oynamıvan vüzlerini tetkik eı-l ti. Meclis, vek o kadar sen bir mec-| lenceli olarak kabul etmek ic'y. | Templar kıratında bir insan zamdı. Bundan çok daha vahim teh-| atlatmamıs mıydı? Meclisin en enteresan - safhasının artık nihavet bulduğunu anlamış- tı. Temaplar şimdi Yild ile Orkrid'in) haydudlarla beraber çalıstıklarını anlamış bulunuyordu. Fakat âsıl mühim olan Tamani hükü - Ölüme sebebiyet veren şoför| aearaeseseseanamenAenAn nn | den anladığına gö: | Gi ki: POLİS MAHKEMELER Silâh Sesleri Bundan bir müddet evvel Çatalcıda arkadaşı Arnavud İzmti mavzerle öl- düren, korucu Rüstemin duruşmasına ağırcezada devam edümişti Sığırtmaç — Yusuf mamında - birizi gahki sıfatile sorguya çekilmiştir. Du zat şunları söylemiştir. «— Hidise günü kırda babam — ve diğer sığırlmaç Yuzufla konuşurken, bir urulık birbirini takib eden iki silâh eti — işittik. —Aradan üç — beş dakika geçmeden yanımızdan Rüstem geçti. Omuzunda bir mavzer vardı. Kendizine: «— Ne oldu?> diye sorduk. «— Hiçbir şey olmadı..> dedi ve uzak- laştı, gilti. İki sant socra Arnavud İz- zetin öldürüldüğünü haber aldık.» Duruşma diğer şahidlerin de çoğımı- larak dinlenmeleri için başka bir güne | talik edilmiştir. | Geçenlerde bir gün şoför Kemal o- tonobil ile Tozkopuranda yakuş aşağı Kiderken, frenlerin tutmaması yü - zünden Agavni mamında bir kadını Tei ğ . Şaför Kemalin muhakemesine bi - Tinci cezada devam edilmiştir. Birkaç sahidi sorguya çekilmiş ve evrak tetkik edilmek Çrere müddetumumiliğe ve - rilmiş, duruşma başka güne talik o- Tunmuştur. Bin kiloluk ayı balığı Dün balıkçılar bin kilo ağırlığında bir ayı balığı yakalamışlardır. Bu canavar dün aabahtan — itibaren — balıkhanede teşhir edilmeğe başlanmıştır. Aradaki fark Bazı açıkgözler, ihlikâr yolunu tat- mak islerken, buzünkü — Türkiyenin, 1914 deki Osmanlı imparatorluğu ol- mmadığını, bir an için unutmuş oincak- lar, Kanun ve hükümelin aldığı şid - Gelli tedbirler yanu isbat eder ki, ar- tık bu memlekelte gayri meşru, zayri- kanani hiçbir hareketle bulunulamaz. Harbi Ümumiye giren Onmanlı dev- deti, en Düyük halayı böyle bir harbe Zirmekle yapımıştı. Bu kadar idraksiz olan bir devlei, şüphesiz, memleketle Hhtikârın önüne geçemes, halkın ıti - çabını dindiremesdi. “Çünkü, © asrada devletin başında bu- aanlar, devlet idaresini daha ” yeni Gğreniyorlardı. Milletin sırlanı bir nevi tecrübe tahtası yapmışlardı. Baucün, vaziyet böyle değildir. Genç Cemhurtyet Türktyesi hilekârın, gayri meşru kazamç ariyan “ dalaverecimin mefes almasına bile meydan — vermez. Büzün, slebe. demeden” Teblebi. oldu. #unu anhıyorur BURRAN CEVAD haksızlık ediyorlar. Önüerü: -Çekosle- vakyayı hür bırakımız, Arnavütli Çekiliniz. Romanya ve Yuşoslavya zerindeki tazyiklere nihayet veriniz. Lahistani tahliye ediniz, hayat sahası tabirinden vazgeçiniz denilse ne ce- vab vorirler?. ——— ——— ——— ! metinin hâkimi mutlakı olan bir a-| damın Terapların faa.iyetine karşı göstermiş olduğu alâka idi. J Templar, bu teklifin samimi ol- mâdigini pek iyi buuyorau. Poli- sin, kendisine iki yüz bin dolar ödenmesne hiç bir zâman müsa- ade etmiyeceğine —şüphe yoktu. Templar'e iki yüz bin dolar vere- Ceker ve Avrupaya giderken de teşyie gelecekler, *Güle, güle'» diyecekler. Hiç olur mu bu? | Şimdi Templar, bulunduğu müş- kül vaziyetten yakayı sıyırmayı düşünüyordu. Fakat nasıl? Devem eden fısıltılardan kula- fına kadar “>len bazı ke'imeler- , haydudlar cetesi kendi hakkında bir hüküm vermek üzereydi. Bilhassa Or - krıd'in nekadlar yavaş da olsa, söy- lediği sözleri daha iyi işitiyordu. O sırada bir ses çıktı: Bir tek adamın hepimize ka- fa tutmasına imkân yoktur. Baş hâkim vavaş sesle cevab verdi, 'Templar bu cevabt işitme- di, Sonra Orkrid yüksek sesle de- — Beon bu adamın sözüne ina- mirim, Evet, şimdiye kadar ken- disini başka bir adamla görme - dik. Kulman: — Evet, dedi, bütün dünyayı hayrete düşüren bir adam! Fakat onun hakkından gelmeği bana br-. rakıtız. Orkrid ise başka türlü düşü - nüyordu: Biz, biraz da efkârı umumi -< | vam suretile sırf bir ilim adamı | |Harbiye-Şişli yaya — kaldırımı Vdeğildi. yeyi düşünmek mecburiyetinde- Yük Arabaları | Belediye atlı nakil | vasıtalarını kaldıracak | Belediye kanununun muaddel 19 uncu maddesi Belediyeye ve - aalti nakliyeyi bizzal yapmak ve yahud da bir müesseye devir ver- mek salâhiyetinden başka yük ta- Şıma vesaiti üzerinde de ayni hak- ları vermekledir. İstanbul beledi- yesi bu naktaları ehemmiyetle tet- kik etmeğe karar vermiştir. Bunun. için Belediye rels muavini Rifat | Yenelin riyaseti altında bir ko - misyon teşekkül etmiştir. Komisyomun tetkik edeceği hu- susların başında araba ile nakli - yat gelmektedir. Beledite reisliği iptidai —vasıta olan atlı yük arabalarının İstan- buldan tamamen kaldırılması fik- | Tindedir. Bu takdirde komisyon | yük tramvayları ihdası imkânını da tetkik edecektir. Resmi dairelerin serbest dövizle mübayaatı Dahiliye Vekâleti İstanbul vi lâyetine gönderd'ği bir tamimde, devlet dairelerile sermayesinde devletin iştiraki bulunan müesse- selerin serbest dövizle mübayaatta bulunabilmeleri veya serbest dö- | vizle taahhüdlerde bulunab'lme- leri için muhakkak Heyeti Vekile kararı lâzım olduğunu bildirmiş- tir. —— Üniversitede yeni tedrisat talimatnamesi Üniversite edebiyat — fakültesi profesörler meclisi fakülte için ye- ni bir tedrisat — talimatnamesir hazırlamağa başlamıstır. Bu talimatname ile fakülte şim- diye kadar tatbik olunan *sınıf u- sulü» — kaldırılmakta ve yerine | «Sertifika» usulü konmaktadır. — | 'Yani fakülteye devam edecek ta- lebelerden bir kısmı serbest de- | olarak yetişebilecek; — muntazam devam edenler ise edebiyat mual- limi olabileceklerdir. bi Ada suyu ucuzlıya bilecek | Adalara verilen su flatı üzerinde! sular idaresi tetkikler yapmakta- dır. Bu fiatlarda yeniden tenzilât imkânları aranacaktır. Diğer ta - raftan Adalara yapılan su tesisatı da tetkik mevzuu olmaktadır. Ada-ı larda yapılan tesisat masarifinde esas olarak tefriş olunan boruların maktaı nazarı Itibare alınmakta - dır. — Haber aldığımıza göre ya - pılan tetkikler — Adalarda su sar- fiyatlarını tenzil imkânlarının mevcud olduğunu göslermekte dir. M Ha a genislemesi işi m buren bir sene tehir olunmuştu. Yapılan hesablara göre bu tretu - arların inşası için bi hiblerinden tahsil edilmek üzere 32 bin lira sarfolunmasına İüzum vardır. Halbuki Belediye bütçe - sinde bu sene buraya sarfoluna - cak tuhsisat yoktur. Gelecek sene bütçesinde bu iş için ieabeden parı ayrılacaktır. giz. Bu adamı şimdi şurada ge- bertmek işten değildir. — Lâkin | efkârn umumiyeyi de büsbütün a- | leyhimize çevirmiyelim. Bizim yapacagımız iş, bilakis elkârı u- Mümiyeyi bu adamın — aleyhine tahrik setmektir. Yild: — Bu şüpheli bir iş, dedi, heri- fi mahkemeye verebiliriz. Fakat Jüri huzurunda söz söylemesine Mâni olamayız. Sonra ben hafi celse talebinde bulunamam. Ga- zeteciler muhakkak kendisile ko- nuşacaklardır. — © halde başka türlü düşüne- lim, Haydudlar arasında mırıltılar baslamıştı. Templar sakin sakin sigarasını içiyordu. Gangisterlerin kend: önünde böyle açıktan açığa konuşmalarına da hayret etmiyor! Bu odanın içinde — hayatlarını hırsızlığa ve cinayete - vakfetmiş '©on beş kadar insan vardı. Haydud-| ları bu işi meslek ittihaz ettik - leri icin mazur görmek bile müm- kündü. Fakat halkın reyile inti- hab edilip hâkimlik mevkilne yük- sel insanların, ayni halkı soymak işinde elbirliği yapma - larına ne demeli? Kanun bu adamların elinde! İs- tedikleri gibi hırsızlığı ve einaye- ti kolavlastırabilirler, Bu adın etrafında yedi milyon insanın barındığı birçok adlar, da- ha doğrusu koskoca bir şbir var ve bu adamlar bu bir avuç hergele Rüruhusa vergi verir gibi para kuvvetlidir Fransız müstahkem hattı karşısında | ve heman hemen ona müvazi olarak yapılmış olan Almanların — Zlegirled müstahkem hatlının yarılması, bütün Günya askeri müşabidlerinin mütalca- sına göre gayrimümkün birşey değli- Gir. Almanlar, bu hatlı çok acele inça etmişlerdir. Burada kullarılan malze- mmenin iyi olmadığı lddiası yabana a- flmamalıdır. — Hattâ, bazı — kimseler, hattın inşaakının tamamen — bitmemiş olduğunu dahi ileri sürüyorlar. Malırlarda olsa gerektir ki, bundan Birkaç ay evvel, Ziegiried elvarındaki mehirler, fazla yağrmarlardan taşmış ve Almanların meşhur. müstahkem hattı tü O zamanki afans telgrafları, Hitle- Fin, bu hattı derhal tamire başlattığını, haltâ, İaşaslın neden bü kadar mü- kavemetsir yapıldığının da, Almanyada günün mevzmu olarak, sorukduku ya- galmıştı. Mubakkak olan cihel şudür ki, Al- manların müstahkem hattı, Pramaz - karın Maginot'suna müvazi elarak ya- pilmiş olmasına rağmen, mükavemel kudreti, harb kıymetli, aslu müsavi de- Hildir. Yapılacak bir mukayese mut- dak sürette Alman hatlınn aleyhine- dir. Wramsızların — Maginol — istihkâmları da mular llnda kalmış, karab elmüş- | ÇOCURÜUN Moltebsiz bırakılmaması-| ilk Mektebler Bu sabahtan itibaren talebe kaydına başlandı Şehrimizdeki bütün ilk mekleb-| lerde bu sabahtan itibaren yeni | talebe kayıd ve kabulüne başlan- dıştır. Bu münasebetle bugün bütün muallimler mekteblerinde bulu - nacaklar ve meclis halinde toplar narak mekteblerinin yeni ders waziyelini tesbit edeceklerdir. Yapılan tahminlere göre pu yıl Beyazıd, Fatih ve Aksaray civarı mekteblerinin 1 inci sınıflarına daha fazla müracaat olacağı zan- nedilmektedir. Maarif Vekâleti bu sene 'uiç bir ı kat'i suretle bildirdiğinden mü-| racsat nekadar çok da olsa bütün gocuklar kabul olunacaktır. Diğer taraftan ilk mekteblerde ikmal imtihanlarına da ayın 25 in- de başlanması kararlaştırılmıştır. Gümrükteki Alman mallarının — bedelleri Alman ticaret anlasması nihayet bulmadan evvel, gümrüğe gelen Alman mallarının bedellerini Mer- kez Bankasına yatıran tüccarların| bir âlemdir. Bütün Alman hududu bo- yunca, Mazinci, âdela yeraltında, bir | dünyadır, Toprağın altında yayılmış | saralanmış kasabalardır. Magiaot, dün- yanın en meşhar ve mukavim müs tahkem hallı olarak şöhret bulmakta haklıdır. — HABERLER | * İnhisarlar idaresi bu sene üzüm mübayastını arttıracak ve farla aldığı üzümlerle şazab, lizör imal ederek bun- darı ihrac edecektir. Haricde likörleri- mize fazla rüğbet gösterilmesi ihracatı kolaylaştıracaklır. v Tiftik ihracatı menedilmemiş ol- duğundan bugünlerde yeni ve mühim salışlar beklenmektedir. * Belediye şehrimizdeki pastırma i- malâthanelerini sıkı bir kontrol altına almıştır. Son zamanlarda piyasaya çı- karılan pastırmaların yenilmiye salih olmadığı görülmüştür, Alınan nümune- ker tahlil ettirilmektedir. *& Şehrimizdeki bütün memba suları da belediyeye devredilecektir. O zama- 'na kadar sular belediyenin kontrolu al- dında bulunacaktır. * Sehrimizdeki şoförlerden birçoğu orduda çalışmak için müracaat etmiş - derdir. Tatibler imtihanla alınacaklardır. * Adalarla plâj iskeleleri araxzındaki vapur seferleri mevsim dolayısile bu- günden ilibaren löğvedilmişlir. mallarını gümrükten çıkarmaları için yaptıkları müracaatta güm - rükler idaresi vaziyeti Merkez Bankasından sorarak tetkik etme- Bi lüzumlu görmüştü. Haber aldı- fımıza göre Merkez Bankası bu malların tüccarlara teslim edilme- sinde bir mahzur görmediğinden yakında kendilerine gümrükler idaresi tarafından icabeden mü - saade verilecektir. ÜdieE Zonguldaga giden vapurlar Yalnız kondi vakacak kömürle- rini almak üzere Zonguldak ve E- i itmanlarına gelecek bilümum) gemilerin sıhhi muameleye tâbi olmakla beraber bu uğrayışların- dan dolayı sıhhat resmi alınma - ması kararlaştırılmıştır. Bunların yakacak kömürlerini alırken su, nya gibi mübrem ihtiyaç - larını teyin etmele: fiyeti bozmuyacaktır. Ayni karar hbükmünden Boğauzları transit ge- çen gemiler de faydalanacaktır. Bu husustaki karar dün alâkadar- lara tebliğ edilmiştir. li Ankarada bulunan Belediye ik- tısad müdürü Bay Saffet bugün şehrimize gelmiştir. Bay Saffet ih- tikâr meselesi etrafında muhtekir- lerle İstanbulda yapılacak mücı dele üzerinde direktifler almıştır. Bay Saffet bu direktifler üze - vinde Vali ve Belediye relsi Lütfi Kırdara izahat vermiştir. Hemen | tatbikata -geçilecektir. Almanyanın Kuvveti İngilizlerin tahminlerine göre 2,000,000 süngü ne idi ? Harb uzadıkça Almanyanın sanayi ve ziraat menbaları kuruyacak, tehdidini göstermeğe başlıyacaktır. İngilir matbuatının Alınanya ile çok meşgul oldukları zörülüyor. Almanyu- mn mevcut küvveti ne olduğunu merak eden İngiliz okuyucuları tatmin etmek Üzere salâhiyettar olan erbabı tara - fından yazılmış malümat da mevcud dür. Almanyanın küvveli İngilterede 'ne tahmin ediliyor? Buna dair İngilterenin sayılı politika adamlarından Sir Grani Roberison la- rafından Taymisde yazılmış bir yazı yardır. Ba yazıyı takib edince şu ne- ticelere varılıyor. Buzün Almanyanın askeri kuvveli 2,400,000 insandan mürekkebdir. Bü - tü Iki mülyon kişinin giydirilmesi, yedirilmesi, içirilmesi, barındırılması ikam geldiğine süphe yok değil mit, Fazla olarak eli silâh tutan böyle iki milyon kişinin işinden gücünden alı- konarak nihayeti belli elmıyan — bir zaman için bunların kazançlarından, işlerinden mahrum edilmeleri de mem- lekelin iktiradiyalında ayrıca mütkiş sarsıntlara sebeb olacaktır. Yani iki mülyon Dadamın istihsal ve çalışma membaları kurrmuş demektir. Kadınlara gelince; onlara da büyük işler veriliyor. Almanya buçün — her manasile yalnız askeri bir memlekel olmuştar. Kadınlar bu askeri mem - lekelle ancak askeri iş görebilirler. Kadınlar da ordunun. hastabakıcı: lik ve diğer yardımcı işleri için ça Bırılmışlardır. Bu süretle Almanyada 15 hayatında çalışan, kazanan kadm- lar da bu faaliyek sahalarından çe - kilmiş otuyorlar. Bu suretle çekilmiş olan kadınların mikları 100000 olarak £Devamı var) fahımla ediliyor, Hiç olmama bu mik- açlık ve imalatsızlık farm 230.000 çibi bir dereceye çıkma- S da tahmin edilebilir. Demek ki bu kadınlar da Bühsal ve çalışma saha- darından çıkmışlar, askeri hizmeme gir- mişlerdir. Bir de nazi fırkasının işlerinde bu- dunan ve memleketin sanayl ve Üca- reti, ziranii için hiçbiri —bir tatihsal kuüvveti olmuyan kimseler vardır. Bun- lar da fırkanın adamlarıdır. Bunların kaç kişiye çıktığını gösle- ven Kati rakam yeksa da yüz binleri balduğu fahmin edilebiliyormuş. Çün- Kü bunlar olmama, nazl fırkasının ya- şaması ve nazi fırkasile beraber Ai - manyada bugünkü hükümetin devamı mümkün olamıyacakmız. Bu yazı İngilterenin Almanyaya kar- 44 harb halini ilân etmesinden de ev- vele alddir. Halbuki şimdi — cephede Birçok kimseler ölecek, yaralanacak. Bınların eksikliği yalmız Almau or- düsündan şa kadar kimsenla fanli - yetten çekilmiş olmasından iburet do- #i Almanyanın istihsal — hayatından bir okadar kimsenin eksilmesi olacak- dar. Bunun İktisadi — tesirleri — gilgide | kendini gösterecektir. THarb uzadıkça bu fena tesirler de daha artacak, bu - zünkü variyel bundan 25 sene evvel, yani 1914 de Almanyanın harb açması Kibi değildir. O zamanki imparalarluk Almanyasının icabında müracaat ede- veği ihliyat çalışma ve istihsal kuv - veli vardı: Erkek v ekadın olarak cephe| gerisinde kalanlar icabında gerek a6- keri hizmetlere ve gerek sanayi ve «i- rant işlerine çağırılahilirlerdi. Rugün- Kü Almanyanın e böyle ihtiyat bir isühsal kuvvoti de yokter, AELEMLA Jofr'in uykusu Yazan: Ali KEMAL SUNMAY Yıldönümü uldu. Yirmi beş sent #7 'vel bügünlerde Jofr Almaniarın ttf Tuzunu durdurarak Fransa içiğ vaB zaferini temin etmişti. Joic bugün değildir. Lâkin yirmi beş sene ""d onun yardımcısı ulan General GÖf bugün müttefik Fransız ve İngiliz Ö7 dularının başkumandanı — bulunurül Karşıdaki Almanya ise yirmi beğ evvelki gibi değildir; sürüklenmik g | duğu bu harbde birçok mahrumiyek” derle karşılaşmaktadır. Fakat biraz da Jofr'dan bahrelbtk mrası geldi: Bu Fransız Generali DN bina, tedbirine von derece itimadı GÜ bir axkerdi. Ona dair sanradan pek Ş geyler yazıldı ki bunları okurktn kumandanın hait olması lâzım gel meriyetlerin başında — serinkanlıklk fevkalâde anlarda hiç hesabımı şafif Mmıyarak iş görebümek — hasleleik geldiği anlaşuılyor. İşte meselü JORUf #u haline bakınız: Her gece sark ÖL da yatan bu asker, Marnde Almali arruzuna karşı o büyük muvatlüi demin ettiği günlerin heyecanlı BEÜ lerinde de yine saat ada yotıp M terih üykusunu üyüyan bir xııı'î danmış. Onun bu halinden dolyi #i ©e kimseler telâş etmiş, şizâyet ':ı. böyle en tehlikeli gecelerde bile W santini şaşırmıyan bir. kumandtl kayıdsızlığı yüzünden Almanların bucak Parise gelivereceklerini. #f yenler çoğalmıştı. Fakat pariâmetlii, ve efkâri umümiyeye karşı Jafri dafaa edenlerin bu müstesna KURİ dana olan itimadı hiç sarsılmıyanlar başında Briand bulunuyordu. n;, Bin bu meşhur devlet adamı da Hi at değildir. Belend saker l beraber pekâlâ anlamıştı ki cenhti, Kumandan öyle kolay kolay d v rilemer, Bühassa uykusunu ıııl:" tirmiyecek kadar da kendine | olurea.. Jofr o zaman önündeki haritaff silinemiyecek bir çizgi çekerek , — Almanlar buradan öüye SA mezleri. diyebilmisti. S14 sonbala 5ğ manlar için böyle olmuştu. 98 # ma da mağlübiyoti getirmiş oldu. FJ serin Almanyası ile harbederkti iç Gütere ve Fransa için çok müşkl Ce reler oldu. Birkaç defa da sulh Üi dıları ortaya atıldı. Pakat İngilleff , Franso harbin sonuna kadar, Yöfİ Ö manyanın tamamile silâhini tedlif e deceği gün gelinciya kadar devaf ceğini tekrarlıyorlardı. »br © da oldu. Kayser Almanyasi Piy yet acı bir mütareke ile galibleft g lim olmuştu. Bu mütarekeden GA e 'acı olmayan bir musaleha da v-;y manya sulha varmak için aCi kabul etti. v Fakal o ağır şartlardan biref y kurtulmak için sulh ve müzaktf g karında yürüdükçe muvaffak Öpir ve galibler arasındaki ihtilâflarii g tifde etmiştir. Lükin şimdikl Âğek ya bilmasse gu bir dti senedi Şi kuvvetine dayanarak küçük ;ıı“*’ ezmek yoluna gidince Avrups # yyg tehlid eden bir tehlike halini * vt oldu. Şimdi ona karşı İngilitf gr Fransanın dediği yine şu ol Buna kadar hari Yeni hapishane ve a#d sarayları ” a ol Grl Mimar Asım kömürcü O haf zafından yapılan yeni HAP' y binasının plânı ikmal ılî!”n’;üsl" zeredir. Yeni plânın bURÜL yal tanahmed h Sultanahmed camii ile tup olmadığı tetkik olun! Lüzum görülürse plândâ yapılacaktır. A Diğer taraftan yeni ıdw ğ projesinde de tadilât yi ıı!"' tadır. Çünkü yeni adliyt Jâtı ile İstanbul mıhıİM sayıları çoğalmıştır. salonu li ferid hâkimlikler i keme salonları ilğve olun! / Birimizin Derdi * Hepimizin Jaf Seyyar satıcı!” , Beşiktaşta Ve

Bu sayıdan diğer sayfalar: