30 Ekim 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

30 Ekim 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yalmız BALSAMİN kremlerini kullanınız KANZUK (Balsaminkzemien Cildinize da! azelik ve ma ıle SABAH ÖĞLE ve AKŞAM Her yemekten sonra günde 3 defa muntazaman dişlerinizi fırçalayınız. CUT GOT ŞA CENEYD DS DA ı Inhisarlar U. Müdürlüğünden: Ii I— Şartname ve nümünesi mucibince 2/X/83P tarihinde kapalı zarfla ihale olunamıyan 10 milyon adet bira şişesi kapsülü yeniden — pazarlıkla — ekalitmeye konmuştur. Ti— Muhammen bedeli, beher bin adedi 260 kuruş hesabile 26 bin lira mu- vakkat teminatı 1980 Hiradır. Hi— Pazarlık 16/X1/039 Perşembe günü saat 14 de Kabataşta Leyazım ve Mübayaat şubesindeki alım kamizyonun da yapılacaktır IV— Şartnümeler her gün Levazım şubesi veznesinden Başmüdürlüklerinden 130 kuruş mukabi linde alınabilir. V— İsteklilerin pazarlık için tayin edilen gün ve saatte © 7,5 güvenme pa- galarile birlikte yukarıda adı geçen ko mizyona gelmeleri ilân olunur. — (8093) DAR Muhammes — ©/ 7,5 bedeli — teminati Lira Kr. — LiraKr, 4664 — 34040 — Açık Ek. — 1430 3150 — 29615 > 18 KANZUK Balsamin Eksiri Yüzdeki çil ve giderir 'Traştan sonra lâtif serinlik ve yumuşaklık bahşede TAKSiM'de KRiSTAL SALONU MÜDİRİYETİ ayan SAFİYE Yi Cumhuriyet Bayramının ikinci gecesi sayın halkımıza dinletebileceğini müj- delemekle bahtiyardır. Kıymetli san'atkârımıza memleketin en güzide SAZ HEY'Tİ refakat edecektir. Cumhuriyet Bayramı münasebetile sureti mahsusada Ankara rad- yosunda Konser vermeğe davet edilmiş olan değerli san'atkârı mız, 29 T. evvel akşamı Radyoda ve 30 T. evvel akşamı da müesse- semizde okuyacak ve ondan sonra könserlerine her gece devam edecektir. Ayrıcı Macar Kadın Orkestrası ve İzmir, Ankara Vendîğînîz paranın Cinsi Eksiltme gekli — aati Miktarı Fıçi mantarı — 212.000 adet Kamyon K Kımpara taşı €0 8/m 280 > 3700 — 2td— Pazarlık 1530 I— Şartnameleri, mevcut fıçı mantarı nümunesi mucibince yukarıda miktarı yazılı 3 kalem malzeme hizalarında gösterilen üsullerle satın alınacaktır. Hi— Muhammen bedelleri, muvakkat teminatları, eksiltme saatleri hizalarında yazılıdır I— Eksiltme 10/X1/839 Cuma günü Kabataşla Levazım ve Mübayast Şube- | sindeki alım komisyonunda yapılacaktır. IV— Şartnameler her gün sözü geçen şubeden —parasız alınabileceği — gibi | fıçı mantarı nümünesi de görülebilir. V— İsteklilerin eksiltme için tayin edilen gün ve saatlerde © 755 güvenme paralarile birlikte mezkür komisyona gelmeleri ilân olunur. 48850> Dmisk kiymetinde 'aryete ve Balet numaraları. Tel: 40099 —I A bir Radvo almış olursunuz... | i— Orman Urmmum Müdürlüğü için 2560 edet devlet orman çekicinin imali | 15 gün müddetle eksiltmeyo konulmuştur | — â— Mezkür çekiçlerin muhammen Bedeli ceman (24000) liradır. 8— Eksiltme 939 ikinciteşrin (1) inci Çarşamba günü saat 15 Orman Müdiriyeti odasında yapılacaktır. — Muvakkat teminat 1800 tiradır. 5— Şartname ve nümuneler İstanbul Orman Müdürlüğünde görülebilir. 6— Eksiltmeye girebileceklerin şimdiye kadar bu gibi işleri yaş maları ve ehliyetlerile birlikte belli gün ve zaatte süzü geçen kon (80 KIŞ MEVSİMİ GELDİ Her renkte 1940 modeli kürk mantolarımız gilmiştir Uzun vade ve kefaletsiz olarak Mağazamızda — satılmaktadır . ARJANTE TİLKİ Mahmutpaşa cad. No. 137 Telefon : 2255 Dr. İHSAN SAMİ GONOKOK AşıisI #olsoğukluğu ve ihtilâtlarına kar- f pek tesirli ve taze aşıdır. Divan-İl) Göz ayarından başka 11 lâmbalı PHIİLCO ayarı bozulnaz 2770-TROPİK modeli e€n mütekâmil radyo ahizesidir. Fen bakımından diğer markaların hepsinden iki sene ileridedir. er mühim tadyo fabrikası oban Filidelfiyada PHILCO RADYO AND TELEVİSİON CORP oramulitidi 939 senosi zarfında yalnız ZENI'I'H RADYO Bütün dünyada diğer 3 muh- telif fabrikanın satmiş oldu - — İl! u radyolardan fazla radyo satmıştır, 6 ve 8 lâmhalı En son model ZENİTTH radyo- de İstanbul bulun- DEVREDİLECEK İHTİRA BER «Kurşun kalemler> hakkındaki icat | için alınmış. ö ettiği hukuk bu kerre başkar ve yahul ikadı Türkiyede mevkil fi koymak için icara dahi verilebileceği teklif edilmekte a bu hususa mererereLALALALELEREAAA | *Bahibi ve neşriyatı idare eden lerin Galata- | Baş muharriri ETEM İZZET BENİCE Soa Telgraf Matbaası KANZUK BESLEYI(I UNlARI VİTAMiN vt KALORİ CİHETİLE ÇOK ZENGİNDİR. ÇOCUKLARA “İSHÂAL: YA Patates .Yulaf. Mercimek .Bezelya. lemmik N UA LA MN ecra depolarile büyük.. bakkaliyelerde . Satılır. DETTA AA FuRa Ti DA L DN vflı'vra - 3 numa- HELİDS MÜESSESATI. #4777 Ze nn TÜRKİYE UYUM HÜMESSİLİ RiPiN Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizi? Nevralji, kırıklık, ve bütün ağrılarınızı derhal ketf) İcabında günde 3 kaşe alınabilir. 1855 Rumi 1L ci Teşrin 1457 Wüleri 1939, Ay 10, Gün 308, Hazır 178 30 Birinciteşrin PAZARTESİ Vakitler Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İmsak Yazan: M. SAMİ KARAYEL — | TürkOrdusunun Şenliklerini Seyreden İmparator Ve Maiyeti Çılgın Bir Hale Gelmişlerdi Haliçte, Marmarada bulunan Türk harp gemileri de tenvirat için hazar- Tanmışlardı. Hücumü ümümiden — ve bu süretle bayram olacağından haberi olmiyan İslanbul Rumları — sessiz ve gakin kale bedenlerinde düşmanlarını gözlüyorlardı. Akşam ezanı öldü. Yatsı geçti. Bir- denbire İstanbul surları ve Galata te- peleri etratında bulunan Türk ordü- Sunun aşıklara garkolduğu — görüldü. Yüzbinlerce mum ve meş'ale ışıkları İstanbulu çerçevelemişt Yüzbinlerce Türk davul çalarak garkı söylüye cümbüş eyliyorlardı Türklerin bu görülmemiş şenlikleri, İstanbul halkını — şaşkına çevirmişti. Herkes surlara koşuşmuştu. Ne olu - yört. Nedir?. diye Biyurlardı. Ortalık karışmıştı. abırnnı, evlerini terkeden Ruz rlara kaşuşmuşlardı. Türklerin bu şenliklerine, başta im- pörator olduğu halde hiç kimse mana Hettâ, bir aralık impa - retor Notarasa sordu: pete, oynuyorlar, du- hep Kiliselerini birbirlerine söyle- | Amiral, bu ne halt. — Bilmem haşinetpei — Ne demek istiyor — Belki, milli ediyarlar. — Acaba dersin? — Başka ne olabilir. haşmetmeüpi. — Yoksa bir hücum arifesi şenliği maldir. dersin? — Zannelmem imparator... Her - halde büyük bir bayramları olsa ge- 'vek — Fakat; ne muszzam bir şenlik bu. | Evet; bütün Türk ordusu oldu. | Bu ibi görülüyor.. Çok muhteşem bir | Eitzaf o derece işıktı ki, bütün Türk ordusu tamamile ayan görülüyordu. Toplar parlıyor, Türk akıncıl ir yandan bir yana t sürüyor, kaca ka- Yuklu sipahiler elele vermiş milli o - yunlar oynuyarlardı. rkler? bayramlarını tes'it Rüumlar, başta imparatorları olduğu halde, TTürkleri seyre daldılar... Cid- den, eğlenceli bir ölemdi. İstanbul kumandanlığını üzerine al- miş ölan meşbür İtalyan kumandanı Jüstinyani, Topkapıda bulunan mev- KEN Mi Her yerde pullu kutuları israrla isteyiniz. Şi klinden bazin ve kederli Türkleri seyre dulmişt düşünüyordu. —- 'e korkünç insan Gece yarısı oldu. Birdenbire büyük | toplardan biri gürledi. Ve bir anda meş'aleler, mumlar, ateşler söndü. Ör- kalık kapkara kesildi. Trampeteler, davullar, şarkılar bir anda durdu. Beş altı saattir devam eden velvele ve işık bir anda durmüştü. Surlar ü- zerine dolan Rum seyirciler ne oldu- Bunü : şaşırmışlardı Demek, Türkler bayramlarını tev'it etmiş ve bitirmişlerdi. Artık, yatacak- lardı. İstirahate çekileceklerdi. İstanbul halkı, bu düşüncelerin tahtı tesirinde olarak seyir yerlerini terk ile | ayrılacakları zaman birdenbire sur- ların etratından ve karanlıklardan ilâ- hi sesler geldiğini işittiler Yüz binlerce Türk secdel kapanmış tekbir getiriyordu: — Allahüekberi Bu, korkunç olduğu kadar azametli ve ilâhi ses, İstanbul surlarır dükça akisler yapıyor yükseliyordu. İstanbul halkı v yından biraz ev mua bir m llet rahmana vur - ve üsümane «Vlakerna> sara- Türk ordusunun | genliklerini seyreden imparatar Kos- tantin ve maiyeti çılgın bir hale gel- mişlerdi. Bu, mütbiş ve korkunç mun- zara karşısında tirtir titremeğe baş - lamışlardı. Herkes, kesik ve kisik bir sesle bire birine soruyardı Ne olüyoruz?. Ne aluyor?. Bu suale kimsecikler cevap veremi- yerdu. Çünkü; birbirini takip eden ve yine, birbirine zit olan bu muhteşem | | maüş, tekbir Artik, su anda işiklar sön sedalarından başka — bir #ey işitilmiyordu Azametli bir uğultu, dehşet veren ediyordı yalnz 'i tutulan bir seda, durmadan devam Buna mukabil, bir İs adamın gözleri gibi pa | tun aşıkları görülüyordu Fakat; Türklerin bu dehşet şaçıcı genliğine santler geçtiği hakde ve hattk sabaha kadar kimsecikler mana ve- rememişti Lükin bunun manası sabah namazın- | dan sonrâ Rumlarca anlaşılacaktı. Hazreti Fatih; İstanbulu fethe kat- iyyen karar — verdiği için azminden dönmiyecekti. Bilhassa ordusunun kuvveeci man- viyesini yükseltmek ve Bizans halkına korku ve dehşet vermek için elinden De geliyorsa hepsini yapıyardu. Bütün ordunun hep birden yataı na- mazından gece yarımna kadar yaptığı mum alayı şenliği gayet muhteşem ve muazzam — olmakla beraber — bilhassa gece yarıtından sanra bütün mumla- FIN ve işiklerin sönerek tâ sabahadek bep birden tekbir getirmesi bütün hı ristiyanları ürkütmüştü Fatihin yüz elli bin kişiden mürek- kep ordusundan başka, ordusile bera- ber İstanbul kaleleri önüne gelmiş on binlerce ülema, şeyh ve mürldan vardı. | Bunlar da muntazam teşkilâta zahip ordular gibi şeyhlerinin emrinde hare- ket eden birer kafile idi (Devamı var) —— — — Hanımefendiciğim reddetmeyin. Bütün ko- nak yeis içinde! Hepimiz sizi bekliyoruz. Her $e öyle yüzüstü kaldı. Kimsenin canı bir işe el sür- mek istemiyor! Diye, birçok şeyler — söyledi. Bu kız, benim yalıya kapandığım Hk günderberi kâh — uzaktan, kâh yakından hayatımın hemen her safhasını bi- len, görebilen bir kızcağız. Ondan sakınmadım, ona bütün yaramı açlım, nasıl bir felsefenin beni an- cak yaşatabildiğini, yaşamak için yaşamanın ne demek olduğunu ona uzun uzün anlattım. Ve: | | — Görüyorsun ki, ben gelemem Ulviye... Dedim. Zavallı kız, boynunu büktü, bilmiyo - rum neden ve niçin gözünden bir damla yaş aktı!. İçlendim. Eğer, kalkıp gramofona bir şen plâk | koymasaydım, belki ben de ağlıyacaktım. | Yarabbim bu ağlayış ne tehlikeli, ne korkunç | bir ağlayış ahardu! Ben ki, ilk günü bu kızın diz- lerine bir yangın alevinde kavrılarn başımı koy « muş — Ulviye, beni kurtar... — Bana yardım et!. — Bana Cahidi bul. — Beni, kaçır!. Diye yalvarmıştım. O zaman no masumdum, ne bambaşkaydım, bu kızın temiz ve hâlâ gözü yaşlı, gönlü yaslı kalbine ne kadar yakındım! Hab Yazan: Etem İzzet DENİK r' — * BEŞ HASTA VAR buki, şimdi aramızda katrandan, balçıktan bir rum var!, Ona bakarken kendimden utani küçülüyorum, küçülüyorum, bir avuç — kül yere yığılacağımı zannediyorum! Bunun içindir ki, onun yaşaran gözlerini bakmadım, onun ruhundaki derin sızıya hi lık göstermedim. e| Plüktaki Kazaska aklımı çeldi ve.. Bı!“ yerlere götürdü. Ondan Nedim Bey Nazmiyi dum: — Ne yapıyor?, Dedim. Baktım, aramızda göçen hâdist” hiç haberi yok. — İyi. Demekle geçti!. Ve. — Geliniz. — Hanımetfendiciğim konağa dönünüz. — Diye yalvardı, durdü. Fakat, ne yapebilirdim ki, olmıyacak # kimse: Âmin... Demez.! Boyuna bana: * Nedim Bey Nazmiyi Ulviyeden ne di düm bilmem? Târabyada karşıma çıkıverd” (Devami

Bu sayıdan diğer sayfalar: