20 Ağustos 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

20 Ağustos 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ E'Bıî NELER. ” ma! Fiatları istediğimiz gibi art. İSTİYORLAR?, Kendilerine cera kesflen gazt . molardan hemen hiçbiri, belediye- nin u.raı mı dinlemiyor ve mah- yör Bu valda, belediyenin ale hine aç lmış bir sürü dava birik- ti!, Bu itirazlara bakarak sanır: nız ki, bütün verilen cezalar hak- sızdır. Yalnız, gazinocuların, mah Ktme huzurunda da asla söyliye- miyecekleri bir iki cümle var ki, ben onları bir yerde kulak misa- firi olarak duydum. Asıl istedikleri şudur: Ey belediye, bize hiç karış- tıralım.. Tomizlik, ntizam, sağlık teftişleri yapılmasın. Hattâ, mali- ye memurları defterlerimize dahi bakmasın!, Biz, halka ne verirsek verelim, kaç paraya verirsek ve- relim. Bizi rahat bırakın ve iste- diğimiz gibi iş yapıp para kaza- nalım -EKMEKTEN SİKÂYET!. , ekmeklerden şikâyet art- #i İstanbulluları, bu şikâyete ba- kıp, küfranı nimetlikle, ekmeğini tepmekle, nanıaziz düşmanlığı ile ğ yiniz. Hakikaten, şeh- rin her tara GÖkü ebadek Bel Büyük ve güzel ekmek çıkaracak bövle bir fırın, İstanbul ekmeğ ellerinde oyuncak edi hakâo yola getirecektir. yeTütkiye buğday ıeçınçmkmıın— leki Bir basmacı tevkif edildi Asliye 8 inci ceza mahkemesin- de dün iki ihtikâr davasına bakıl- mıştır. Bunlardan biri Sultanha- mamında «Sultanhamamı pazarı» tuhafiye maBazası sahibi Hayim. dir. Müumalleyh metresi Yerli Mallar Pazarında 44 kuruş olan tobrako denilen basmayı metresi »60 kuruştan satmakla suçludur. illi korunma kanununun 32 nci Mmaddesine göre tecziye edilmesi talebile mahkemeye verilmiş olan Hayim, kendisi dükkânda bulum- madığı bir sırada tezgöhtar çocuk | taralından bu satışın yapılmış ol- duğu, çocuğun da mevzuu bahis | basmanın fiatını kat'i olarak bil- | gnediği için takribi bir fiat söylek gmek suretile sattığını bildirmiştir. Mabhkeme bazı hususalın munta- SD A E A A Y L İ DA I DY A m hâlâ, bir türlü bulunamıyore Bu bayan kimdir, ismi ne- Belli değil!. Bu ezer tutmuştu. Mütercimin bir de alacağı tercü- e hakkı ver. Bu parayı dahi kim- se gelip almamış!. Bu bayanın çok mütevazı, çok mahçup olduğuna hükmediyorlar. arayıp tarı. yorlar, nasıl bulalım' . Gazetelere şöyle bir ilân «Yelpaze piyesinin ihtiyar — ve muhterem mütercimi bayanın 70 inci doğum yıla münasebetile bir jübile hazırlanmaktadır.» Meçhul bayan, tashihi sin için ayni sabah saat 8 de mutlaka şehir tiyâtrosuna müracaat edecektir!. EVLENME REKORU rikada Salen isimlı bir şehkir sokaklarında şöyle afişler varmış: «Otomabilden inmeğe zahmet et- meyin. Yalnız, bir dakika araba- nız: durdurunuz, kâfi!» Bir dakika da pek az!. Meselâ, otomobille bu şehirden geçiyor - sunuz, benzin bitti. Arabanızı bir ân durduruyorsunuz, Yanınızda gene bir kadın arkadaşmnız var. Evlenme memurları, hemen etra. fınızı sarıyor. Derdinizi anlatmağa vakit bulamadan nikâhınız kıy ıh. iyörl. Allah muhalaza buyursun!. İSTANBULUN ŞİKÂYETİ Bir gazetede, bir okuyucu smek- tubu okudum: Balatta bir sinema- dan -ikâyet ediliyor. Yahu, İstan- bul halkı da amma, çenesi düşük oldu. Herşeyden şikâyet eder. Ga- zinodan, plâjdan, hamamdan, si. emadan, ekmekten, an, Lramvaydan, sudan, sütten, meyvadan, pıhıhluun' pazar gez- mesinden, gürültüden, parasızlık- tan, karısından, kocasından ilâh.. Bari, İstanbul! ın şikâyet et- medikleri şeyleri öğrensek!, Muhtekir aile mahküm oldu Hirant ve Asavni isminde bir karı koca kira ihtikârı suçile as- liye 8 inci ceza mahkemesine tev- di olunmuşlardır. Boğuziçindeki yalılarını her yıl 20 lirava kizaya verirken bu yıl 25 liraya kiralamaktan suçlu bu- | lunan bu karı kocanın mülli ko- | rurnma kanununa muhalif harc- ketleri ve kira ihtikârı yaplık - ları mahkemece tesbit olunmuş - tur. Neticede her ikisi de 25 lira afır bara cezasına mahküm edil- taka ticaret müdi düğünden s0 - için başka güne bırrakıl mış, Hayimin de t werilerek tevkilhaneye gönderil - miştir. Garip bir hareket! Piyazcı ve kebabcı dükkânlarının kapa- tılmalarını Lokantacılar cemiyeti istemiş | Şehrimizdeki köfteci ve piyazcı | kânlarının kapatılacağı hak- laki haber küçük esnaf ve iş çileri telâşa düşürmüştür. Bu ka- bil dükkânların sahipleri de istik- ballerinin ne olacağı endişesile a- lâkadar makamlara müracaat edip izahat istemektedirler. Halbuki bu bususta yaptığımı son tahkikata göre, piyazcı kânlarının kapatılmalarına alâ - resmi makamlar kat'iyyen taraflar değildirler ve esnafın a- leybine olan bu işi ortaya atans ların da kokantacılar cemiyı dare heveti azalarından bir olduğu anlaşılmıştır. Lakantalara rekabet eden piyazcı, köfteci dük-! kânlarının kapatılması işi yalnız kokantaclar cemiyeti tarafından bir düşünce olarak teemmül edil- miştir. Halbuki esnafın alı ine olan böyle garip birseyin ileriye sürülmesi bile doğru görülmemiş- tir, —ezoğinn Kadıköy Çocuk Esir- geme Kurumunun sünnet düğünü Kadıköy cocuk esirgeme kuru- mu 24 ağustos cumartes! günü ak-| samı jçin küçük Moda bahçesinde zengin programlı bir sünnet dü- ğünü hazırlamıştır. Fakirler ve eehit çocukları meccanen diğter - leri de 75 - 10 liraya sünnet edi- leceklerdir. Mezkür kurumda ka- yıtlara başlanılmıstır. Kurbağalı dere beş bin liraya temizletilecek Kadıköyündeki Kurbağalıdere- nin esaslı bir şekilde temizletti - rilmesi belediye reisliğince karar- faştırılmıştır. Bu işe 8000 lira sr- folunacak ve eylülün haftasında başlanılacaktır. İKUÇÜK HABERLEâ * Bulgar ticaret firmaları bize| çam kerestesi satmak islemekle- dirler, * Çamlıca civarindaki Bul - gurlu köyü halkı vilâyete müra - caatla bakımsız olan köylerinin imar olunmasını istemişlerdir. * Üsküdar meydanı asfaltla - nacaktır. Kadıköy, Üsküdarın imar| plâmı da belediye imar müdürü tarafından bu akşam Ankaraya götürülecektir. * Hindistandan gelirken Ça - makkalede karaya olturan Kalin- yatis Yunan vapuru ile Midilli ci-| varında kayalara bindiren Bakır şilebi dün Limanımıza gelmişler- dir. Yunan vapurunda GölÜ ton Çuval ve kanaviçe de vardır. * Fenerbahçe mesire yörinin belediyece istimlâki için faali - yete geçilmiştir. * Plüjlardan 3 ndet mayyo ile 350 kuruş calan Ahmet Refik ve Kur! isimlerinde iki genç yakala- Tp tevkit edilmişlerdir. Hem beni sevsen hemen dediği- in benden d&ha ehemmiyelli | değl ya?, eeburdum. — İmkânı yokt, 'vahedenin imzasında hazır bu- Turacağım.. Gitmemek çok çirkin olur!. Dedim. Koşları çatıktı. Suratı değişikti. — Ne muahedesi? Dedi. — Almanlarla gizli bir ittifak muahedesi imzalıyoruz. Çok bü vük ehemmiyeti var. Mutlaka gil- mmeliyim!, Dedim. l Son Telgraf'ın edebi romanı: 33 S B aeee l ge GÖZYAŞLARI ETEM İZZET BENİCEI — Peki amma, muahedeyi sen imzalıyacak değilsin ya?. Dedi, — Evet hariciye nazırı imza e. decek amma, ben de murah Dedim, Sonra, mual hiyetini anlattım, tini söyledim, . Herhalde git- Dak nn söblvülün lediklerim bir kulağından girdi, edı Diye yine tutturdu. — A... hiç bövle şey görmedim. Dedim, ben de inat ve ısrara baş- Tadım: n — Gideceğim. İşime karışmamalısın!. Fecakârlıktan çekinen bir adam değilim... Senin isin nelere katlandım. Ben son sözümü söyler söylemez üzerime atılacak gibi yerinden kalktı; bağırarak: — Hep bana bunu söylüyorsun. Fodakârlık, fedakârlık. Yeter ar- fek: Biliyorum. Fedakârlık yaptın. Karını bıraktın, çocuğunu bırak « tın. Bana geklin, t ücide bir | . bunu başıma kakmakla ne mana var?. Dedi. Yüzü sapsarı olmuştu. O- nu hiç bu kadar hırçın, sinirli gör- memiştim. Ben de hırçındım. Ben e sinirli İdim, Ağzımdan birden- bire kaçtı: — Köüşke ne seni görseydim, ne de bu işler başıma gelseydi. Perişan oldum! — Vay bunu söyliyen sen misin? l Der gibi yataktan dışarıya fır- | adı. Ve bir makine eibi söyle- meğe başladı: — Demek beni sevmen felâket oldu!. Pişmansın?, Ben fazla geliyorum!, Seni sık:yoru, Başının belâsıyım!. 'Tepihiyordu. Hiddet ve asabi . n hiç yer bul! , rinde şimşek fırtıngları esip sav- rülüyordu. Ve gesini yükselte yük- selte âdeta hakaret ediyordu: — Bayağı erkekler. Zaten hepiniz böylesini Cavit te, Reşat da, Turgut da senin gibi değil miydiler?, Ve.. küfür ediyordu: Adil. Alçak... Fena halkde kızdım, tepem attı, ne yaptığımı bilmiyerek: — Artık baltettin!. Dedim ve.. yüzüne bir tokat at- — Tuhhh utanmaz!. Kaba, Vahşi... Dünden bugün Bir edebiyat lügati hazırlamak üzere teşekkül eden komisyonun, Maarif Vekâletinde mesaiye baş- ladığını gazete havadisi ” olarak gördük. Edebiyat lügat deyince, bugünkü ve yarınki nesiller için böyle hususi bir lâgat iamesile o. kunacak edebi metinler olarak, ilk | hatıra gelen nümuneler divanlar- dır. Osmanlı şairleri, asırlarea, hiç | bir milli teyakkuz kaydına bağlan- madan, nrapçadan, farsiçeden temadiyen kelime almışl zan, bu kelimeleri, kendi kaynak- Jarında kullanıldığı şekilden baş. ka tarzda telâffuz etmişler, yaz - mışlar veya manalandırmışlardır. İslâmiyetlen evvel veya islâmi altında ilk hicret asırlarında eserler de, muhtelif Türk dehçeleri ile vücude getirilmiş ol- ması bakımından, bugün! yarınki nesiller Tügatten istianc edilmeden okuna- bilecek metinler değildir. Maarif Vekâletinde çalışmağa başlıyan komisyon, elbet eder ki, müthiş güç bir işi omuz- larına almış bulunmakladır. Hu- kuyacak veya tetkik edeceklere en | sahih ve faydalı bir vasıta olacak olan <edebiyat lügati» herhalde bir çırpıda cilt haline getirilebilecek eserlerden olmamak lâzımdır. Yi- eskilerin tabirile <efradını ca- ağyarını müni» bir edebiyat lügati yapmak için, herşeyden ev- vel sabırlı, titiz, son derece ince eleyen, sık dokuyan bir mizaca ih- tiyaç wardır, Temenni edelim ki, bu iş için kurulmuş olan komls- yonun mesai havasında böyle bir ciddi mizaç bulunsun!. | mn FEYZİ ve mendireği Beylerbeyinde yeni bir men - vek yapılacağını haber vermiş- tik. Belediye reisliği bu veni men- gdireğin vabur iskelesi — vanında rıbtımla beraber inşası için 2646 Bra tahslsat ayırmıs! dlün 8 incl günü, şaata başlanılacı Büyükı&ı. Üsküdar ve Beylerbeyi mektepleri Sehrimizdeki ilk — mekteplerde yeni dors yılı bazırlıklarına baş - Janılmıştır. - Belediye reisliği de tamire muhtaç mektepler meya- nında Büyükada tik mekteh bi- nasını 1049 Jira, Beylerbeyi 27 inci ilk okul binasını 2558 Hra, Üskü- dar 22 inci ilk okulu 666 lira ve Üsküdar 48 inci ilk mektebi de V1 lira sarfile eylülün ilk hai- tasında tamir edecektir. KF Bösctli Ten Yeşilayın üzüm günü 'Yeşilay ve Yesilav gençlik şu- besi her yıl yaptığdı vaz gezintisini bü vıl 1 eylül tarihinde — hususi tu ötobüslerle Halkalı zirsat e ve «üzüm günüs İsimile| yapacaktır. Üvelerine ve ülküsünü sevenlere| ivi bir gün geçirlmek ve bilhassa parandası Yyapmak mak- sadile bu gezinliye kurum ayrı bir ehemmivet vermektedir, Diye dağru lavumanın başına git- ti Burnundan kan geliyordu. Ö. nü böyle görünce şaşırdım. Kork- tum, ne yapacağımı bümedim. — Çok fena yaptırm... Diye kendi kendime düşüne dü- güne yanına gittim: — Naran Dedim, elimi tel tel alnına dö » külen ipek saçlarına göti — Çek elini hayvan... Dedi, başını çekti. Gözlerinden yıldırımlar fışkırıyordu. Kan he- 'nüz kesilmemişti. Yüzü demdeği- sik olmuştu. Hiddet, belki de nef retinden morarmıştı. Kaşlar: çatıl- peni — Yüzünden düşen bin parça | kesili Dedikleri işte tam Naranın bu Fakat, ben ne ya- Dövmek istiyordunu. Okşamak istiyordum. Nefret ediyordum. Bütün bu tezatlar içinde çırpını- Yordum. Amma, en çok galiba tar- tanın sevgi tarafı ağır basıyordu. Bir daha elimi uzattım. Bir defa daha: — Naran., Dedim. Bir defa daha saçlarını oksşamak, gönlünü almak istedim. Yine elimılttî. Yine ters ters: Beylerbeyı rihtim — | | ve onunla beraber Avusturya hu AVRUPA HARBNİİN ———ü D N v “|YENİ MESELELERİ takdir | | | talya arasında bir gün vekayiin Tiryestenin istikbali Yazan: ALİ KEMAL SUNMAN | Düyük bir programla İalyanın geçen harbin başında | tekmil yollır asfalta u: 8 bir hariciye namrı V: di San Culyano Alman taraltarı | olduğundan $A de harp çıklığı za- man pek müşkül günler geçirmiş, | mihayet İtalyanım bitaraf kulacı ımı mrlrmıllın başka çare 1 de Trablusgarbi al- in de Bıbıiliyı nola günde- ren yine bu Marki di San Culyano olmuşta. Harp çıktıktan bir kıç ay a bu İtalyan diplomatı öldüğü © zaman evvelâ ııuıı( kal- mak, sonra da müttefikler tarafına geçmekle sonunda İtalyanın ettiği istifadeyi görememiştir. Bu meşhur diplomat - İtalyada Alman politikasını güdenlerin bir timsali sayılarak 6 gün bugün is- mi unutulur gihi değildir. O za- man İngiliz ve matbuat Markinin istikbali keşfe. | demediğini, çünkü istikbali keş - feder gibi olsaydı bir an evvel İlal- yayı da mütlelikler tarafına gel receğini yazmışlardı. Türlü mü - Hu- | 4 mücadeleler içinde kalan di dutsuz Türk edebiyatı tarihini o0. | ç. Culyano nihayet bastalanarak jmrü vefa etmemişlir. Fakat onun adını unulturmuyan keyfiyet, ni Alman taraftarlığı bugün ada hâlâ mevcut bulunuyor, İtal ya kaç sene'sonra Almanya ile ( mamile teşziki mesaiye karar ve- rerek onunla birlikte harbe gir - miş bulundu. Vaktile Markinin Alman taral- tarlığını müshaze edenler o za. | man şöyle diyorlardı: — Almanyanın, Avusturyanın huımelı İtalya için çok faydalı o- | di San Culyano hâlâ an- maştır. Bir kere Almanya harpte galip gelirse İtalyaya Av- rüpa kıt'asının haricinde ne kadar zengin yerler verirlerse versinler Avusturyanın - dolayısile de A- manyanın demek , Adriyatikte ka- zanacağı mevki e bir olamıya - caktir. Tiryesteyi Avusturya - yı ni Almanya hiçbir zaman İtaly ya vermiyecektir. O zamanki Avusturya impara - torluğu, başta imparator Fransua jozelin Alman imparatara ikinci Vilhelmi hiç sevmemesine rici işleri tamamile kendi etmek istemesine rağmen - yine Almanların tesir ve nüfuzü a)tıa- da demekti. Bugün ise artık müstakil — bir Avusturya tarihe karışmış bulu- nuyor. Eski Avusturyanm miras- çısı diye kendini sayan ve ©0 mil- yonluk bir Cerman kütlesile ha. reket eltiğini süylenen Almanya Adriyatik denizinin mukezddera - tına lâkayt kalamıyacaktır. Tir - | vestenin istikbali Almanya ile İ- sevkile mevzuu bahsolacaktır. Di San Culyano öldükten sonra İtalyanın barici siyasctini idareye keçen Salandra ortaya —meşhüir mukaddes hotkâmlığı koymuş o- lan İtalyan diplomatıdır. Bu mu- kaddes hotkümlık, yalnız İtalyanın menfaatini düşünerek bumu en yüksek birşey bilmek fikri o mem. Teketin devlet adamları için dal- | ma her devirde tâkip edilen başlı- | ça siyaset olmuştur. O zaman İtal- yanın mukaddes botkümlığı Al - manya ile Avusturya ile olan itti- fakını bir tarafa bırakarak evvelâ seyirci kalmak, sonra da Fransa, İngiltere ve Rusya tarafına geçe. rek Avusturya ve Almanyaya kar- «t harbetmekti. Bugün ne Marki di San Culyano var, ne de Sin- yor Salandra. Fukat di San Culya- monun Alman taraftarlığı mevcut. Yine o zaman söylenmiş olan ne varsa mana ve ehemmiyetini mu- hafaza etmektedir: - İtalya geçen sefer galiplerle beraber olduğu i- çin Tiryesteyi almıştı. Adriyatik üzerindeki Âlman nazarı acaba oradan avrılmış mıdır?, C: Bunada şükretmeli Bir gazete havadisine göre, orta mekteplerin muallim kadrolarına bu sene de yardımcı öğretmenler alımacaktır. Birkaç ay evveline ka. dar vaziyet böyle değildi. Artık, yardımcı öğretmen alınmıyacak ve mevcutlar vazifesine de niha- yet verilecekti. Kanuni şartları haiz olanlar asil hocalığa tayin edilecekti. Yıllar var ki, orta tedrisatta bu neviden yüzlerce hoca vaziyetinin y büyük bir program hazrlanmış - Fransız müttefik * Beçilecektir. | ne olacağını bilmiyor, Böyle bir kadro ile iş “ören mekteplerden, lıyi.ıhlk-ıl—ıh—hı, bu kadarına da “Nümunei hamiyet,, 20 liğ alunmustu: Hatay | yolari Ay başında yeni ve çevriliyor Hatayda yölsişleri için yeni ve tir. Hatay valisi B. Şükrü Sökmen- süer, nafıa işlerini imar plânında da birinci kısma almıştır. Tekmil Hatay yolları peyderpey asfalta çevrilecektir. İlk partide 250 bin metre — murabbat bir yol asfalt kaplanacak, 15 bin metre murab- | bar da blokajlı şose vapılacaktır. ( Bu faalivete ay basında başla- nilacaklır. Artakya - İskenderun- Kırıknan arasında da 40610 met- re murabbat şöse inşaatı ile 3 kat asfalt kaplama işine de hemen Diğer taraftan xıL Hatayda bu-| u da katifadayi lemine calış - İlk kedin adli — | doktorumuz rsite adli tp asistanlığına Kınine Zihni Bağdat tayin Terfi eden kaptan ve makinistler kaptan ve gecenlerde tebinde yabı- 'den 16 ki- Vekâletince| görülmüs ve şehade yollanı niştir Nezihi Zeki Oranoı zer, baş kaptanlığa, B. Nureddin Öget 1 inci smıf ba, inistiğe, B. kinistliğe, B. Hakkı Saltan B. İh- san Toksoy ve B. Tahsin Bahadır etmeğe İnüvaflak olmuşlardır. günde parçalanacak Avakapı kayık izkelesi civa - rında batmış olan eski «Nümu - nti hamiyet» torpidosunun par - Lâman reisliği bu ise ayın 23 ün-| cü günü sabahından itibaren baş- lamağı kararlaştırmıstır. | Parcalama isi dinamit kullan- mak süretile yapılacağından o ci vardan kayık, motör, — vapur ve emsali deniz vasıtalarının 20 gün) müddetle açıktan gecmeleri teb- İPUNYANINİÇİNDEN| Küremiz soğuyor mu? Küremizin mütemadiyen soğu. | mak'a olduğuna dair bir iddia yardır. Kutup mınlakalarında an- cak sıcak iklimlerde yetişen ve yaşıyan ağaç ve hayvan müsteha- seleri bulunması, küremizin tedri- cen soğumakta olduğuna misal o- larak gösterilir. Hararet hattıisti- waya doğru çekiliyor. Bir gün Rö. zümüzü açınca, kendimizi ebedi buzlar arasında bulacağız. Halbuki bu görüşün hatalı ol- duğu söyleniyor. Küremizin sat - hundaki hararet hiçtir. Sıcaklık ve isık bize günesten gelir, Küremi- zin iç taraflarının soğumasının sat- hile münasebeti yoktur. Hat vanın hararet derecesi Iptidai de. wirlerin aynidir. Ancak güneşin - şığı söndükten sonra, arzımızı buz- lar kaplıyacak ve hayat bitecekç tir. Fakat ne zaman?. Bu k&estirilemez. Yalnız gu var ki, küremizin iç hararetinin azab Ması satha üzerinde bir tesir br Takmıyor. Tank mı, lahit mi Rus tanklarını sevk ve idare e. den Sovyet zabit ve neferleri bir HDIŞ.POLiTiK Taarruz başladı m! Başlamadı mı? Yasan: AHMET ŞÜKRÜ Fransa ile mütareke tereye karşı tuarruza geçmel leriyor. Çünkü İngiltereyi G0f lüp etmedikçe Almanyanın nihayetlendirmesine waküâli tur. İngiltereyi mağiüp et “de İngiltere adalarına askef © Taklarında döğüşmek lâzi İniltereye yapılacak olan bir hareketin muvaffakiyet timalleri üzerinde askeri hassıslar çok söz söyle Ekseriyetini ve ikirlerine çok ehemmiyet verilebil Jarın öörüşleri şöyle hulâsü lebilir: t Buçün malâm olan va larmın bir düşman - tardl istilâsi mü değildir. Dünya efkârı umumiyesi Te bir taarruz — hareketinin İngiltereyi tayvarelerile D0t dıman ediyordu. Bu bombul! gittikçe şiddetlendi, İngili? lerini üç, beş ve on tayyar'e yaret eder danbe yere ziy en, elli, ve bir de her gün yı Tet etmeğe Tafından karşılanmakta VE Dalar attıktan sonra zaylat şrek Aımurııı'ı a avdet eti ler. Taynare bombardımi Tmin netice rvilen zayiatır daki malüm; birbirine “8l rini iddia ediyorlar. Almat daima ehemmiyetli ve haytl deflere isabet ettirdi lüyorlar. Zeyiata geli aların hangisi doğrucur? Dbilmiyoruz. Yalrız Almanilü tedenberi takip ettikleri P ganda sistemi, sözlerine madı sarsmışlır. Almnu'v gizler. Alman milleti, eci zete okuyamaz. — Ecnebi merkezlerini dinliy bugün herkesin ve alâka ile sorduğu tual Almanların iddiaları — doğfü, olsa, İngütereye karsı gü rilen muazzam taa bunu takip edecek kıkt taarruz için hazırlık Fühakika bu suale cevap O siyasi ve askerl muharrirle? tilâfa düştükleri — görüln ler. Ve süphesiz Almanla haftadanberi başladıkları bir taarruzdur. Fekat Al İtalyar pronagandasının, yu_lınnuzm önüne ci değildir. Bu. itibarlı hölâ birçokları, bunum, gelecek kakiki taarruz içift ğunüu iddia ediyorlar. Toarruz mu, taa bir' müddet beklemek Birimizin Da Hopimizin D Yevmiyeleri verilif yen orman memu Okuyucularımızdan B ri bildiriyor: «Ben İztanbül v.Lâv man ürlüğü mes'i” kasiplik kadrosuzda £ evrak tasnif memuru çalışıyorum, Ağustosüf cu günü 1288/5575 ni bir tezkere ile ve duftl diler. Fakat o güne İ lemiş olan 9 günlük hasebeci bu hakkımı Ü varak «para — vermiyi” cevabile mukabele et tank içinde değil, seyyar bir lâhit içinde gibidirler. Buradan sağ çı- kabilmeleri imkânı yoktur. Meğer buki işten çıkarılmı liğine kadar işleyen ve yevmiyelerin nun icabıdır. Feyzi bir enemurla Hasan bir amele de gündenberi — Atmanyanın İf ç) tayyereler, İngiliz tayyarelefi Bazaları, işte taarruz budür Ü etmek ve İngilizlerle kendi #f SA CDESPESSE F, C - ve Tâbiye usullerile İngiltere FÜ damasını beklerken, Almaniffği tarafed Ü r, tayyarelerin ıııcw İ ise, bunun tamı . tersidir. Bu Ö efkörmmumiyesinden — hur ğ “ bi lacağını haber | dan ibaret midir? Yokaa, ÖĞÜ " Va T z rruza İ mi? Bu male cevap vermik rürken hizmetime ıım;Y;( yemi istediğim zamaf Ü AklefİÇİ malkta olan ihzari harekef ) 0 S PERR MA BA F, .>Ia=ı,vrn- BELESSELENER ER Bv Kai RÜÜÜ D on.a v e

Bu sayıdan diğer sayfalar: