3 Eylül 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

3 Eylül 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 KURUSA BİR KANVE Bir muhacrir arkadaş, Taksim belediye gazinosunda, bir fincan kabvenin 70 kuruşa içildiğinden şikâyet ediyor ve bu kadar yüksek ücreti İstanbulda veredilecek, a- caba kaç kişi bulunduğunu e - rakla şoruyor. Bu arkadaşa naza- ran, Taksim bahçesinin fiât tari- fesini yeniden tanzim etmek lâ- zımdır. Bizim hatırladığımıza göre, Tak- Bim gazinosu esasen Jükş sınıla halkın midesini bozacak madde - ler imal etmelerine şaştırm, doğ - rusu.. Cünkü, pasta kibar, nazik, centilmen bir salon gıdasıdır. Pas- 'tanın böyle bir kötü işe vasıta e- dilmesi, kimbilir, çayı ne kadar , malüm pasta iki kapıyoldaydır ki, tikleri ayrı gilmez. Çayın asa- Biyet derecesine bakınız ki, kız- gonlığından eve, barka sığmaz o du. “Mütemadiyen — havalanıyor, vükseliyor. Kimbilir. kilesu kaç liraya çıktı. dahildir. Ve bu sıniftan olan ga- | ETRÜSKÜN zinolarda bir fincan kahve çalgıh | SÜR'ATİ zamanlarda ancak 50 kuruşa veri- | — n 1 lebilir. Aradaki 20 kuruş fark ne olacak, diyeceksiniz?. Fakat, unu- tüvorsanuz ki, Taksiim gazino - sunda ayrıca artistlerin numara- ları da var, Binsenaleyh mımu.dı,ııhıı jatma payı olmak lâzın. YENİ YÜK TRAMVAYLARI Gazeteler haber veriyor: İstan- bul tramvay idanesi, sebah ve ak- şamları, evlerin eşyasını taşıyan, leri yolculuk eden vatandaşlar olmak Tâzam. Çünkü, kuvvetle tahmin edi - | yorum ki, yük tramvaylarında se- yahat, yolcu tramvaylarında se - yahatten daha rahat ve konforlu olacaktır. Meselâ, bir yatak den- ginin üstüne kurulmuşsunuz, si- #arayı tellendirmişsiniz. Oh!. Yob Cu arabasında, istif halinde seya- hat ederken, bu rahatlık nerede?. PASTALAR VE CAY Belediyomiz, yaptım vemşler gırasında, sıhiinte muüzit bir çok da pasta bulmuş!. Pastacıların da, AVYRUPA - HARBİNİN YENİ MESELELERİ Bade harabülbasra... Fransada harbin mesullerini a- Tamak için yüksek bir divanın ku- rulduğu malümdur. Fransiz gaze- teleri harb mesullerinden batıse- gerlerken, Fransanın neden mağ- lüp olduğunu araştıran neşriyata da davam ediyorlar. Sou muharebeler tank, ve mo- törize kuvvet denilen bindirilmiş kılaatın tayyare himayesi altında mekadar büyük bir kuvvet oldu - Bunu açıkta göstermiştir. Vakıa- lar #östenmistir ki, müttefik dev- letler. Almanların tatbik elik - leri bu arza lâyık olduğu ehemmi- eti vermemişler ve eski tekniği #nuhafazada ısrar etmek süretile gaflete düşmüslerdir. Gocen eylülde — başlayın o ay içinde biten Polbuyadaki Alman harckâtının venilik ve mahiyetini öğrenmek ve bunun üzerinde iş- lemek zaman ve imkânı olduğu halde bunu da yapmamıslardır. Polonyada harbin bittiği tarih- ten altı ay gibi uzun bir müd - det sonra, Fransanın meşhur Lö Tan gazetesinin askeri muhar - Tiri, tank, tavyare mevzauna Fran- sada lâyık olduğu kıymetin veril- mediğini gösteren bir yazı neş- retmişti. Lö Tan o zaman diyor- du ki: «Zırhlı fırsalar tarafından harebe meselesini ilk plâna almış- tır. Tayyarenin de tankın en kor- Zavallı Etrüsk vapuru!. Yine, sür'atinden yâvaş yavas kaybet - meğe başlamış!. Gittikçe eriyen bir mum gibi, g bir gün ge- lecek, Etrüskün sür'ati sıfıra ine- cek!. Talihsizlik para ile, pulla, Sra ile değil ki... Bazılarına, Allah: «Yürü ya ku- kutal» der.. Bazılarına da bir arpa boyu mesafeyi çok görür. Böcr, bir gün, Etrüsk. tamamen sür'atinden düşerse, Tophane rıh- tımına bağlayıp gazino haline ge- tirmelit!, AĞLAMAK VE GÜLMEK. mıknkıduııhluhkhidmımlı ki, insanlar muntazaman ağlıya- fedilmiş olur, bu suretle, her nevi hastalıktan kurtulurmuşuz!. Bu doktorlara da akıl sır enmi- yor. Bazan, gülmek, neş'elenmek Tibattir. derler. Böran, ağlemak sıhhidir, diye fetva verirler, Galiba, ikisinin ortasını en iyi bulanlar, başcı dükkâm: camekân- larındaki pişmiş kelleler: Onlar, sadoce ve muntazaman sırıtırlar!. AHMET RAUF kunc düşmanı olduğu o zaman an- Taşılmıstır. Tavyarenin zırhlı ma- kinelere karşı, diğer hicbir harp wasıtasının malik olmadığı üstün- lükleri münakaşa götürmez. Tayyaroecilik yer — değiştirme kudretinden ve süratinden İstifa- de ederek, — hücumlara karşı ilk olarak mmüdahale edebilir. Düş - manın ay bimayesile düli top - “cusu seyrekleseceği icin, havaya hâkim olan hücum tayvareleri te- sirli neticeler alabilirler. 'O zaman Lö Tan'ın salâhiyettar ' olması lâzım gelen askeri muhar- riri, bu yazısında bunları söyle - dikten sonra; huldsa olarak, tay- yarenin kara harolerindeki taar- Tuz ve istilâ — hareketlerinde en büyük ve tesirli #lâh olduğunu inkâr ediyor, ancak müdafsa harp- lerinde çok işe yarıyacajlını an - latıvordu. Polonva — harbinden altı, yedi &y zonra söylenen bu sözler, Fran- sadaki gafletin derecesini ve aza- metini göstermeğle kâfidir, İste tayyare silâhinin ne yaman bir silâh olduğunu bilmemek gibi ko- vu cehalettir ki, Fransadâ tay - yarelere fazla ehemmiyet veril - mremesine sebev olmuş. Fransanın' sür'atle hezimete uğramasındaki âmilerden birincisini teşkil etmiş- di İste Fransız gazeteleri, iş işten gectikten sonra, harp mesulle - rini ararken, Lö Tan gibi büyük gazelelerin askeri muharrirlerinin de' gösterdikleri — gafleti am acı hatırlatmakta ve Fransada barp mesuliyetinin öyle — zannedildiği gibi, mahdut birkaç sahsa mün- hasır olmadığını ve cok sümullü olması lâzım geleceğini yazmak- tadırlar, Son Telgraf'ın edebi romanı: 47 GÖZYAŞLARI 'ETEM İZZET BENİCE — Müsbet bir delil bulunmadığı için ademni mes'uliyet vetnen'i mu- hakemenize karar verilmiş. Karar We. rica etti: — Fakat, siz benden bir şey duymuş olmayınız!, Kendisine teminat verdim: — Sizi temin ederim!, Saniyeler içinde,. Gözüm yolda, Bekliyorum. ve. desinler: — Haydi, hm*Bım çıkınız!, Çıkar çıkmaz bacaklarıma ku. mandayı vereceğim: — İstikamet Gönül apartımanı. Mars marş!. Gideceğim. Hemen Naram ku- çaklıyacağım. Maşımı göğsüne yas- İryacağım. Büfün yorgunluğumu çekaracağım!, İnsan vücudü barometre gibi. İyi haber, kötü haber.. Birdenbire çıkarıyor, birdenbire düşürüyor!, Bu dakikada ııudur_ı o kadar kuv- vetli hissediyorum kil. Sanki hiçbir şey olmamış ve. bi avdanberi bu taş oda içinde çürüyen benim vücudüm değilmiş!. Taptazeydim. Gencim. Kuvvet- liyim!: Sinirlerimi bozan hiçbir geyim yok. Seviyarum ve. sevili- yorum!. Bundan daha üstün ne olabilir?. Seyyar esnaf Belediye reisliği bu ka- bil satıcılar için yeni bazı kayıtlar tesbit ediyor Beledive reisliği seyyar esna - fın şehir içindeki vaziyetlerini e- saslı Ölr şekilde tetkik etmekte - Gir. Bu tetkikatla Vali ve Beledi- ye Reisi Lütfi Kırdar bizzat meş- Kul olmaktadır. Beledivenin noktai nazarıma gö- re, seyyar satıcıların ana cadde - lerde ve pazar yerlerinde de aatış yapmalarınâ mâni olmak icap et- mnektedir. Bunun icin; seyyar sa- tıcıların bulunabilecekleri yerler takalara ayrılacaktır. Seyyar satıcılar; kendilerinin sattıkları ayni cins malı satan dükkânların önünde ve civar:nda da bulunsmıyacaklardır. ğit Açık iş ve memuriyet'er Maliye Vekâleti merkez dalrele - rinde münhal olan daktiloluklar için 10 eylül salı günü bir imtihan icra olunacaktır. Memurin kanununun $ inei madde- sinde şariları haiz olan kadın ve er- kekler eylâlün © uncu pazartesi gü- mü akşamına kadar Maliye Veküâleli müracaat kalemine V—k.ıln'k müra- Ankara blediyesi levazım müdüre Tüğüne imtihanla İise mezanlarından bir memur alınacaktır. $ eylül teri- hine kadar vesmaikle merkür belediye Jevazım müdürlüğüne müracaat olu- nabilir. İmtikan 16 eylül cuma günü sast 15,5 dadır. Kırtasiye satıcımı yetitirmek üzere iki genç aranmaktadır. Talipler el yas zıları ve fotograflı tercümei hallerini Ankara posta kutusu 82 adresine gün- derebilirler, Karabük demir ve çelik (abrikaları demiryollarına askerliğini yapmış öl- mak ve 45 yaşından yukarı bulunma- mak Şartile yevmiye & - 4 lira ile B adet makinist alınacaktır. 15 eylâle ka- dar mezkür müessece — müdürlüğüne mürsesatları icabetmektedir. e— Fiatları yükselten sinemalar Sehrimizde havanın yağmurlu «€itmesi üzerine de bazı sinemalar Hemen yazha Hatlarını - bıraka- rak vüksek, kışlık tarifeleri tat » bika başlamışlardır. Bu meyanda Gedikpasada bir sinema evvelki gün aksama kadar 15 kurus olan fiatları aksşam üstü 25 kurusa çı- karmıştır. Halbuki henüz kış mev- simi celmediğinden belediye re - isliği bu kabil flat terfilerini yer- €«iz bularak kaymakamlıkların na- zarı dikkatini celbetmeği karar « lastırı iaybolan servet | İstanbulda şöyle bir takım hâ. diseler eluyor: Bir gün, bir apar- tımanın Üst katı ruhsatsız inşa e- dildiği Için yıkılıyor. - Bir başka gün, bir bina, mahkeme kararile Bir yapı kanunu vardır, Binayı yaptıran zat, inşa- at esansında, bu zmun büli maddelerine riayat elmemişti Sonra, belediye tarafından yapı- lan teftişte, usulsürlük meydana çıkmıştır. Bir katın veya bir bina- | nn tamamının yıktırılması değ- rudur. Ancak, ortada kavbolan — bir servet, enerji vardır. Binaenaleyh bu teftişler daha evvel yapıla . maz mu?, ıoııııı CEVAT Eh.. O hariciye nazırının elim - den çekeceği var!. Naranın göğsünde bütün yor - gunluüğumu aldıktan sonra ilk i- şim nazıra gilmek;, — Yaplığlınızı beğendiniz mi?. Demek olacak ve., ağzıma gele- ni söyliyece; Ya v müsteşara neler yapacağım nelet?. Muhak - ikak ki nazırı aleyhime o kadar kışkırtan o oldu. Amma önun da alacağ olsun!. İlk önce hakkım - gaki o azil kâğıdının da, yerime Şapılan inhanın da mürekkebii © herife yalatacaflrm ve bir daha kimseve böyle hırıev yapmasına Gardiyan gekli, Güler vüzlü t — Müdür Bey Dedi. Tek kelime — Çıkıyor muvum?, Ondan başka hiçbir sey ne ak- hma geldi ve ne söyledim, he - men kostum!. SON DARBE VE YIKILIŞ Tevkifhane müdürüne: — Allah bir daha buranın yü- ayrı ayrı tesbit olunacak ve mın- l Heyecanlı bir vatan perver Muallim Cemal Özkaynak im- zalı bir ekuyucum bana gönder « diği bir mektupta hulâsalan şöyle <29/VMI/1940 çarşamba' gecesi Taksimde (. . ..) adındaki eğ - lence yerine gittim. Seniye Tepsi isimli artistin zeybek oyununu seyrettim. Fakat, bu artist zeybe- gin vakar ve safvetine uymıyan bir sürü hareketler yaptıktan son- ra, üstelik, şu mahos hareketi ile, tuz biber ekti: Artişt elile bur- numu sildi ve sonra, cepkeninin yenile de temizledi. Güya, Türk zeyğeği bu iğrenç hareketi yapar- , onu Caklit ediyordu. Milli devim renelde olmuştu. Bu çir. kin harekete daha fuzla taham- mül edemedim. Milessesenin sa - hibini aradım. Beni, artisi Kendisine hatalı nlattım. Bu zat, ba- ma, ayni artistin bu zeybek o) munu Pariste dahi oynadığını söy. ledi.> Bu münevver okuyucumun bah- settiği hâdise hazindir. Yimc, ayni mektuplan şu satırları kopye edi- yorum: <Bu işler neden kontrol edil - miyor?. Milli saydığımız herşeyi, böyle rasgele herkes, neden ka- Zanç vesilesi yapıyor? .» Bu genç ve koyu milliyetperver muallim arkadaşı takdir ederim. Mevzuu bahis artistin, milli oyu- numuz olan © canım zeybeği ber- bat ve yüreğimizi sızlatan bir ha. le getirdiği anlaşılıyor. İsin şa - yanı dikkat tarafı, artisti müda - faa icin esbabı mucibe serdeyli- yen zatın ortaya attığı garip fi- Demek Türk milli oyununu, bu artist Pariste de böyle oynamış, elâleme, bizi bu şekilde teşhir et- miş!, Bu mesele ile bangi makam Mmetoul oluvorsa, bu çirkin ve uy- durma zeybek oyununu — derhal menelmelidir. RESAT FEYZİ * İzmürin Hilâl istasyonunda manevra yapan bir tren dondür - macı İbrahim isminde birini altına alarak parçalamış, öküürmüştür, v Matbuat umum müdürü Se - lim Sarper İstanbul radyosunun | acılmasının heaüz bir tasavvur ha- linde olduğunu ve ne vakit tat- tlkata geçileceğinin ds ha malüm adığını söylemiştir. * Trakyada yol insastımla ça- bsan amelelere ucuz ekmek teml- ni için dün vilâvette bir toplantı yarılınıslır. Nasliye mastalı ile ekimekler amelelere pahalıya mal- olduğundan toprak mahsulleri o- fisi fiatları ucuzlatmak icin daha *# Devlet limanlariı umum mü- dürü Raufi Mariyas İzmire gitmiş- tir. Deniz nakliyat reisi Ayct Al- tuğ da sehrimirze gelmiştir. * Galata rihtimi: aıslud.u!ınden pıı-v:.ı parca umi Tata gecilmiştir. — e İstanbul güreş takımı yarın Bandırma yolu ile şehri « mizden İsmire gid. olun pehliyan! net, İla- ll İzzet, Faik, İsmall, Muslab_ Ahmetten mürekkeptir. Kafileye Saim riyaset edecek, İsmall Hak- kı ve Sadullah da hakemlik eüc- ceklerdir. * İzmirdeki mensucat, zeytin- yağ ve deri fabrikaları koordinas- yon heyetinin kararı üzerine gün- ge 14 saat çalışmağa başlamışlar- ar. zünü göstermesin!. Liyip sokağa fırladığım zaman gebimde tam, kuruşu lirası hepsi vüz yirmi bir kuruş on para v. dı. İlk işim hasmama, berbere baya atladım: — Çek Harbiyeye, Dedim! Ne parasızlığım. n memuriye- timden olus hiçbir sev gözümde voktu. Her kederimi, kaybettiğim bütün şeyleri onun göğsünde te- Son meulldmıe varıncıya ka « dar hoosini soföre — verdim. Ve., arabadan indim. Gönül apartımanının merdi - venlerini atlıya atlıya cıkıyar, — Beni görür görmez kimbilir ne kadar sevinecek dım, Amma o kadar hızlı, © Iı- dar uzun calıyordum ki, — Her halde içendekiler de şa- sıracaklar!, (Arkası van) el Gönli İKLÇÜK HABERLERİ mek oldu. Sonra, hemen bir ara- | 1&li edeceğim zannediyorum, Ba- kıslarımda havat hareket, ümit | vardı!. Diyordum. Merdivenleri zor cak-| tım, kapının zilini darı darına cal- Kadın muallimler Anneliğe namzetlikle- rinde bunlara 1 yıltam maaşla mezuniyet | verilecek İlk mekteplerle örta okullarda ve liselerde çalışan kadın mual- limler kanda şehrimiz maarit | anüdürlüğü sıhhat kurulu taralın- dan Maarif Vekâletine yeni bir müracaatta bulunulmuştur. Bu müracaatla hâmile olan ka- dım öğretmenlerin. bamil müd - detlerinin sekizinci ayından iti - baren 1 yıl mmüddetle vazifelerinin tecili ve yerlerine vekil ikamesi suretile tam maaşla mezun addos Tunmaları istenilmistir. Buna sebep; kadın öğretmenle- rin cemiyeti beşeriyenin temeli addolunan nüfus artımı siyase - tinde en başta gelen doğumun ari- masını ve en İyi çocuk bakımını temin eylemektir. Mazrif Vekâletinin bu mükim müracasti kabul eyliyeceği kuv- vetle tahmin olunmaktı ——— Yeniçeri Edirnesinin alâmetini gösteren | taşlar Edirne kahristanlarında tarih ve! sanat cihetlerinden cok kıvmetli | taşlar bulunmustur. Bilhassa Ye- miceri Edirnesinin alâmetini gö teren bu tasların benzerlerine bir verde rastlanmadığı ve mez - kür tasların üzerlerinde bulu - nan Yeniçeri bölüklerinin alâ - imetlerinin - sancaklarının - şim- diye kadar matbu kitaplarda gös- terilen Yeniçeri alâmetlerinin yan- | hs olduklarını meydeana cıkardı - ği da sehrimiz müzeler müdür - lüğüne dün bildirilmistir. Bu tarihi taslar Edirne müze- sine naklolunmuslardır. teplerin kayıt ve kabul şartları ! Nafıâ fen mektebinin inşaat ve makine şube'eri | Beşiktaşta Yıldızdaki nafıa fen gektebinin mühendis ve fen me- SADA | mürü kısımlarının insaat ve ma- | kine şubelerine lise mezunları im- tihansız, orta okul mezunları im- | tihanla kabul — olunmaktadırlar. | Kayıtlara dünden itibaren baş - lanılmıstır. 30 eylül aksamına ka- | dar devam evlivecektir. Kayıt mu- amitleleri bugün saat 9 dan 12 | ve kadar iera olunacaktır. | Banka memuru olarak, yetiştirilecek gençler | Cumhuriyet merkez bankası as- gari Hise tahşili törmüş olan | genclerimiz arasından lüzumu ka- | dar memür alıp bunları bankacı | olarak yetistirmek ve Darem ka- nununa göre maas vermek üzere bir imtihan 18 - 35 yaş âari r | icap eden talipler 5 eylâl tari - | bine kadar sebrimiz subesine de | müracsat edebileceklerdir. İmti- han 10 eylül pazarlesi günü seh- rimizde, Ankarada ve İzmirde ic- i ra olunacaktır. İlk mektebi bitirenlerin girebileceği okullar Sehrimizde ilk mektepleri biti- ren talebelerin devam edebilecek- leri orta mektepler, oturdukları yerlere göre tesbit olunmuştur. Bu husustaki kati Histeler dün Ok mektep müdürlükleri ile orta ©- “No. 151 ©O gün, Nupoli kralı Allonsun Sizilyaya kaçlığı baber alındı. Kral, düçar olacağı cezayı düşün- | müş, Fransa kralı gelmeden Na - poliden firar etmişti. Alhım İspanyadan ve Türkiye- den yardım görmek istedi. Alfons, Sultan Beyazıt nezdin- de bulunan elçisine Fransız ordu- sımım muzafferen ilerlediği, Sul. tan Cemi yanına alarak Türkiye- i haber ver- © gece Sultan Cem, kral ile be- | raber Marinoda kaldı. Ertesi gün Valleteriye geldi. Sultan Com Valleteride dört beş katil olan polis! a Cem, anasına mektup gondermişti MAHKEMELER Aşk yüzünden Bir kaç ay evvel Turlabaşında metresi Nebahatin evinde karşı - Halili aşk ve kıskançlık tabanca ile öldüren polis memuru Arap uuııım muhakemesine dün ağır cozada başlanılmıştır. Mevkuf po- Hs memuru mahkemede şunları söylemiştir; «— Vak'adan iki ay kadar evvel Tarlabaşında nokta beklerken bir hizmetçi geldi ve küşedeki evde #turan Nebahatin beni ııvlıdı. Gittim. Bana Nebahat ra- | kı içirdi ve kendisile dost olmamı | teklif etti, Evli ve iki çocuk babası | olduğum için kabul etmedim. Fa- kat beni polislikten ati söyliyerek tehdit etti. Böylece zor- Ja seviştik!. Vak'adan bir gece ev- vel beraber sinemaya — gitmiştik. Sabahleyin giyinirken birdenbire oda kapısı zorlandı. Otobüsçü Ha- Ki kapıyı kırıp içeri girdi. Neba - hati dövmeğe buşladı. Sonra ma- sanın üzerinde duran tabancamı kapmak istedi. Ben aldım ve bo- Kgusmağa başladık. Nasıl oldu bil- miyorum. Tabancam karyola de- mmirine çarptı ve patladı. Halil de | öldü. Ben Halili niçin kasden öl- düreyim?. Asıl bunları başıma sa- ran Nebahati öldürür temizler - şahit celbine kalmıştır. Akrabasını diri diri yakmak istiyen mirasçı ! Komalpaşa kazasının Nobi ma- hallesinde esrarlı bir hâdise o- l mustur: Mezkür mahallede oturan 73 yaşlarında Halil oğlu Hüseyin is- minde birinin oturduğu evde mu- matleyhin yattığı pdanın kapısı bir gece vakti dısarıdan tokmak- lar birbirine iple bağlanmak su- retile kapatılmış ve sonra ateşe yerilmiştir. Yangını gören komşu- dar ev kısmen yandıktan ve ih- tiyar kurtarıldıktan sonra ateşi söndürmüslerdir. Bu işi Mehmet oğlu Ali Ünal isminde bir akrabanın mirasa kon-, mak icin ihtiyarı uyurken diri di- ri yakmak kaygusile vaptığı zan- nolunmus ve maznun yakalanarak tevkif olunup İzmir — ağır ceza mahkemesine verilmiştir. Muha - ikeme sahit celbine kalmıştır. Birimizin Dardi Hepimizin Derdi Camide güvercin gübreleri leki okuyu « il Akdoğan Nuruosmaniyedi cularımızdan yazıyor: «Nuruosmaniye cemaati ka- labalık Kapalıçarşıya gelen seyyahların da bu aralık zi- -aret ettiği büyük bir cami- mizdir. Fakat cami cok ba - kımsızdır. Kubbedeki camlar ğu İçin, üvercinler. pisi ni sahvermekte, câ- nem halıları berbat etmekte ve namaz kılanları da rahatsız eylemektedir. Acaba evkaf bu kırık cam- ları yaptıramaz mif.» ki 'a gönderilmiştir. Her ilk e- kul mezunu muhakkak bu liste- lere göre kendine ayrılan orta mektebe girecektir. Yıın.ı: M SMM gün kaldı. Daha sonra Montona geldi. Oradan da - Fiyorantineya , Burası büyük bir müs tahkem mevki ldi. Fransa kralı bu kaleyi teslim almak istedi. Fakat, kale teslim olmadı. Muhasara etti. Fransız askerleri kral Şarlin kumandasında kaleye bücum et- tiler. İkl saat zarfında kaleyi al- dılar, Bu kalenin zaptından sonra, han. gi kale önüne geldilerse hepsi a- mansız teslim oldular. Fransız ordusunun muzaffera - me ilerleyişi İstanbulda da aksi te- sir husule getirdi. Sultan Beyazıl, Çanakkaleyi, * Transilvanyan! taksimi 'Yazan: AHMET SÜKEÜ F İki ay içinde Romanyâ cü defu olarak taksime u tadır. Viyana kararı, mihver P tikasından yardım uman ya için üçüncü hayal teşkil etmektedir. rerek İngiliz garantisini mis ve dabili rejimini bile tirerek mihver devletlerinin yesine sığınmıştı. Bundan İanan Sovyetler Besarabya meselesinin Romanyaya bir ültümatom etti. Romanya mihver d Yinden hiç bir yardım gö Hinden Bulgaristan ve tanla rabyayı Sovyetler Birliğin? ketti. meşgul olmak üzere BİĞİ AA Fakat Sövyetler Birliği ÜeâÜ sındaki ihtilâfta mihver di lerinden yardım görmiyen manya, Bulgaristanla Dabrll' selesinin ballinde de ransta Romanya, dahil olduğu kalde cenubi D ceyi Bılıınıtııı terketmeğt vafakat etmi; u yi Bu ikinci teksimden sonrü İ caristanın — davasına sıra # Macaristanın hak iddin ettiği silvanvanın nüfusu, Macarl | ve Romanyalılardan ç mektedir. Böyle karışık olması dolayısile Romanya. senedenberi, en müşkül bir ekalliyet meseleleri ka kalmıştır. Nüfeus mübr retile bu ekalliyet meselelerifiy kurtulmak sartile ,Roman$ caristana oldukça geniş top dakârlığında bulunmuya a kat etmişti. Fakat Macarlar razı olmadılar. Ve ihtilâf safhaya giriüce, mihver deVİt olmatifiyi ." ) müdahale ederek Viyanada * nada 5) dikleri kararia Transilvanyi taksimini kararlaştırdılar. —© Diğer taraflan Almanya, nada yaptığı bu <hizmetine" İg| şılık olmak üzere, gerek Matif fandan ve gerek Romanyadil hemmiyetli konsensiyonlar parmıstır: Her iki memlel kin bulunan Alman nü tâbi olacakları ikamet kında Romanyaya ve Macari? bir takım hükümler kabul ki, bunlar, bilhassa lar için istikbalde büyük B ihdas edecektir. Meselâ bu rasında Macaristanda! ların, aralarında nazi :ıh“' rabilecekleri gibi İ 'bükümler dır ki, bunlar, yaktile Avı daki ve Çekaslovakyadaki lar için kabul ettirilen vazi yePrİ uırlatmaktadır. Ukramyalı e| yetler de Macaristan balde bir gaile mevzuu eli eektir. Çünkü bunlar, Polo *i inhidamından ıoıın. Sovyel dutları dışında kalan ranyalı halktır ve Sovyetlef y ekalliyet hakkında alâka mesi beklenir. Romanya üç dela parçi tan ve kendisini iktısaden Aliy yava ilhak ettikten sonra # tak, mihver devletlerinin sine mazhar olmaktadır. lld çinde üc defa taksime uğrü topraklarının — yarısını kal bir devletin hudutlarında larının gözü olmuyacağı Nâra burnunu tahkim € du. Kuvvetli bir Türk donan! ordusu hazırlıyordu. Kral Şarl Arnavutlukta | misköposları elde etmişti. muhaberatta bulunuyordu. Bu papaslar Kolonyadant bula kadar bütün haristi Ü | /| e — narsnsa N— rzRAR ei İ l d sarie ae HD Gdi Üele aeit d. n eee ÜMÜĞÜLE 6 S ğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: