30 Nisan 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

30 Nisan 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Başmuharrirler Ne Diyorlar? İKDAM Şimdiye kadar olanlar- dan ziyade bundan sonra olacaklar vardı.. A HARBİNİN ) ”) A OGEKEL Huzikiklo Deniz mevsimine daha ne kadar za- nnn | “El Elden Üstündür.. ki evvelâ havada ve Profesör Şükrü Baban <Ne olmcak?» #österilmiştir. Lâ- farafının kuvveti, Çünkü ya büsbü- veya nüfuzu al- leketlerde Alman Çalışan milyon- Almanyada elin- kadın ve erkek hizmetlerfle- "ıîş olarak mil- te n çalışmasından a- Acaba İngilterede ve ge Lâkin Alman ta- Asıl harbe yarıyabi- denizaltı Börecekler var. iörenin kuvvet ve ser- daha işletmek, istifade edilmiye- Olanları da bulup ç- © da yapılacaktır. M a na azmetmiş Amerikanın da ona ttmin etmiştir. İngilte- Metaisi Amerikalılarda şu Amerikanm sana- N işletmesi, yardımı gçıkarması Tâzan vi #Pilacak ; ae bundan — Türk kadınlarının vazife A V islmli bugünkü baş yazısında - Balkan SUŞ cak iş.. | daülnme eee n D mrizln e |Arşa Varınca...,, Szüzm—Lz ça L sonra 3 AĞ : lâk ız amevsimine da| a arafının Aıî.UNuf yacak hale getirilmesi en büyük | yurdda en geniş eZ <Büyük Brllanyanız saktıt base- | varı” Fakat,— çocuklar; * bazı İ Hak oluşu fagilizlercee | gayedir. Mücadelede birinci ::ıık iııdıı.nzoç;a why;'"dB“Wb:"_f: Bir çırpıda bakkalı’ kasabı, bö- — | katöda siyasi “endiselerin çok Tz | sahillerde şimdiden banyo ah hK? Bu bir bahistir | sebat ve tahammül gerek. İngil- | önü luğu Bir ae . ö b n mıya başladılar. Dostumuz : aei | önü B LA 7 an. ifadelez çıkça/ anlaşılıyor. KESRR Tinda harbin baş- | çere harbin başlangıcındanberi ta- | Türk kndııı(aıı. yn.rd mgdn— ı'ekçıyı kandırıp on ı“_a almış. z lurd»mlmî::d;ıu“m; SAT ea eat dasink Birin ) .ııı:, buçük sene | y mül ve sebat hususunda bir- | faasında, üzerlerine düşen ıbu' mukavemet çizgisi çizmek ve Si | çocukları Modada görmüş. Giçen yitdiki zaman ara- n ördü, geçirdi. Kuv-| yazifeyi şimdiden takabbül İK DA LÜT Ze LAĞ Üsküdarda gördü ğ dihanlar gördü, geçi vazifeyi şimi Ülaninen öatleni ” | Ben de, Üsküdarda gördüm. e t gea ha | G lzleniye b imtihanlarda ü Götiler. | Yazan: HÜSEYİN BEHÇET n kaylartmak Ltin Sadnz | — Bunları düşünürken, gaze- R ıı'ıı:uuıırıuııl: ;ı—koluılı kendini göstermiştir0n- | — İstanbulda ayrılan bir ko- TAlnei'prd' _:":mmıdı:in hareket UNo g beyadiş İlç. ş yav Tüfuzunu birer su- | dan sonra filen düşmana karşı ha- | — ,L l Yakında, bu | —— Ay, bu, yine mi meydana | reği mektebe götürüyor ki, kim. | x u amamirl mee aa Harekst | tiz eye Pa gi tevsi etmiş olan | rekete geçmek devresi gelmiştir. | , , n aA a LKit | çıktı? | senin, ne börekten, ne paradan | istifade ederek evvelâ Mısırı Ve soara cBılı:dlyı. Üsküdardaki L ğ tanliyet | komil Ha 5 — Kim ot haberi var... Kati olarak adaları şu veya bu şekilde | halk plâjını 15 Mayısta Bi Bamema e hai çei a ire |£ Si ae e e Dü Ğ i hammülden aşağı olmamak iktıza ediyor, n Hava - kuvvetlerinin — göre - bileceği işi Almanya göstermş ol- : tarafının elindeki ve- ga ae nerelere kadar varabilece- iinl anlamak için beklemek de İn- giliz tarafı için hu:: :;.—:î l olmi ::_':ı'ı: ıaıâ: a d-x"— in bundan sanra ne e ::: :_ yerine göre merak veya en- ler uyandıran bir meseledir. Fakat çabucak biteceğini hiç bir kâhinin iddin edemiyeceği bir harp cereyan ediyor: Onun için e- Jacak şeyler şimdiye kadar olan- fardan az değildir. HALK ÜTUNU —— İş Ve İşçi Arıyanlar, gikâyetler, temenni- e ler ve müşküller Bir genç her nevi iş arıyor 25 yaşında elektrik ve her nevi iş- derden anlar müstzit bir genç kanazt- | kar bir ücretle iş aramaktadır. Muh- terem iş sahiplerinin Tütfen — Cibalide | İnhisarlar Matbaasında mürettip Bay | Bamiiye müracaatları rica olunar, İş arıyorum | Örtamektep mezunü genç bir. ka- | zım. Yaşım 20, daktilo bilirim. — Malt | waziyetimin darlığından — dolayı çalış- mak- meçbüriyetindeyim, — Yazıhane veya herhangi bir müşesesede müna- #ip bir iş arıyorum. Taliplerin - Son Telgrafta Muallâ rumuzuna müraca- Btları. İş arıyor Lise son sanıfa geçtlm. Yaz tatilinde yaziyetimle mütenasip bir İş yapmak arzusundayım. Ücretin az olmasında İstanbul kadınını seferber e- deceği şüphesizdir. Kazalarda, nahiyelerde ve mahallelerde vücude getiri- lecek sistemli bir teşkilâtın, aranan milli müdafaa hizme- tini çok iyi yapacağına kani bulunuyoruz. Kadınlarımızın yurd mü- dafaasında görcekleri hiz- met tesbit edildikten sonra, muayyen esaslara göre iş taksimi yapmak lâzımdır. Şe- hir içinde, İstanbulan her ka- za ve nahiyesi üzerine mu- ayyen bir iş yapmalıdır. İs- tanbul kadınlarının üzerleri. ne alacakları bu hizmetleri lâyıkiyle yapacakları muhak- kaktır. Bu taşkilirü kuratmasında, | münevver - kadınlarımızdan, mektep hocalarından, Üni- versite talebesi kızlarımız- dan çok istifade edilebilir. BÜRHAN CEVAT DOKTOR Rahatuyumak için uykusuzluğun sebebini gidermeli Bazan muhtelif — şebeplerle uy- kumuza halel gelir. Sabahlara ka- dar uyuyamayız, Uykusuzluk, vü- cutta umumi bör rahalsızlık ve kı- görünmüyordu. — Bik sık görünmek âdeti mi idi? — Hayır canım., Hemen birkaç senedir mahkemelerde görünmü- yordu da yonu söylemek istiyo « rTum, — Kimdir bu? — Kim olacak? Nev'i şahsına münhasır bir dolandırıcı.. Sabi « kalının biri. — No yapar? — Acayip acayip — dolandırı - tılıklar.. — Ne gibi? — Meselâ, kalabalık bir semtte bir bakkal dükkânına gider.. «Ben şu karşıki apartımana yeni t: şındım.. Bir kilo kaşar peyniri, sekiz kutu sardalya, yarım kilo salam, yirmi yumurta, dört tane limon gönder.. On Hiranın da üs. tünü yolla!» der; gider ve apar. tımanın kapısında, yahut antre- | sinde bekler.. Bakkalın çırağının | elinden hem ısmarladığı şeyleri, | hem paranın üstünü alır., Bir ko- layını bulup sıvışır. Tabil, çırak ustasından dayak yer.. Bu da, çok | göçmeden yakalanır.. Çünkü ma. Tümdur.. Bu neviden hokkabazlığı ancak bu yapar. Çoktandır mey. danda yoktu.. Demek, yine çık - Müğ-e. — Bu da acaba eskilerine ben. zer bir dava mı? — Tabil, Ne olacak? Bunların hepsinin yaplığı, yapacağı şey, bilenler için, bellidir. | Bu muhavere, eski bir gazeteci arkadaşla benim aramda, Adliye koridorunda cereyan — ediyordu. Ben de bu işlerin pek yenisi sa- yılmazdam.. Fakat, bunu tanı - miyordum. — Şu davayı dinliyelim.. dedim. — Dinliyelim ya!, İşimiz ne? — Evet.. Buydu... Sonra polise haber verdik. Yakaladılar.. Bana gösterdiler, «Evet, budur!» dedim. Bakkal M&hir anlatmağa baş - ladı: — Bir akşamdı.. Müşteri bas - tırmış, kalabalık.. Bu geldi. «Ben Maliye memuruyum. Şu karşı sı- rada Sulh apartımanına taşındım. İki baston francala, yarım kilo Avrupa turşusu, yarım kilo ince doğranmış — pastırma, bir paket kibrit, on liranın da üstünü yollar dedi. Çırakla yolladım. Apartıma. nın kapısında çırağın elinden hep. sini almış. — Altı paket de Yenice sigarası getir.. Yukarıda 2 numaralı da - iredeyim ben! demiş. Çırak gelip, altı paket de «igara götürdü. İki numaralı dairede böyle birisi yak- muş. Sonra şikâyet ettik. Bunu yakaladılar. — Bu mıydı? İyi biliyor musun? — Bilmez olur muyum elfen . dim? buydu. Kasap Salih ayağa kalktı : — Efendim, dedi; karşımızdaki apartımanın sahibi Süleyman Bey vardır. Müşterimizdir; muteber &. damdır.. Her zaman bizden aksu- vata eder. Bazı beş lira, en lira birikir.. Gelip öder. Bu, dükkâna girdi. Süleyman Beyin ismini ver- di.. — Süleyman Bey iki kilo kuzu pirzolası istiyor. On liranın da | üstünü göndi dedi.. gitti Çocukla yolladım. Süleyman | Bey aparlımanın dördüncü katın. | da oturur. Çırak merdivenlerden çıkarken, ikinci kat merdivenine leyman Bey bir kilo da kıyma is- tiyor. Çabuk getir.. On lirayı al; demiş. Çocuğun elinden paranın üstile pirzolaları almış. Merdi « venlerden yukarı çıkmış. Tabil çe- «Harpte muvatfakıyot basit bir İki o- yunün oynanabilmesindedir.»* CUMHURİYET B. Nadir Nadi eDemokrasiler daha hazlı çelışamazlar mi? > isimli bugün- Kü baş yazıında harbi kazanmak is- tiyen tarafın —onu bir ân önee olür mok mecburiyetinde olduğunu —söylü- yerek Amerikan Cümhurrelsi Ruzvel- tin, müstakil Miletlerin hayatı uğrun- da Amerikanın elden gelda yardımı muhakkak yapacağı hakkındaki beya- natı takdirle karşılamakta ve şu suali Sorup yazısına devam etmektedir: 4Etkârı umumiye esasına — Gayanan devlet #stemini — zamanın «aplurına Vygun cir şekilde daha hızi. — yürüe tötk imirönı yok mü?> Türk irkılâp tarihi bu sunls tered. dütata a — Bvet, vart Diyor, 13 Nisun 1020 senesinde milletimiz, bugün içinde yaşadığımız ileri rejime kavuşmuztu. O zamanlar biz. hemen bütün dünya fle dövüş halinde idik, Milletin mukadderatı Türkiye Büyük Millet Meclisinin şahsında teçelli edi- yordu. Çok feci, çok Istıraplı ânlar ya- yadık. Bir ân geldi ki hamle kudreti- mizi teksif elmek, mütemadiyen iler- liyen düşman karşısında dakika — ka- Çırınamak icap etti. Gittiğimizden bin gefa daha hizli yürümemiz, koşmamız Mârım geliyordu. İşte o zaman Türkiye Büyük Millet Meclisi, yani Büyük 'Türk — Mületi, kahraman evlâdi Mustafa “Kemali kendine Başkumandan seçerek kayıt- #uz, çartaır bülün salâhiyetlerini onun kuüretli ellerine verdi. Ve — milletten #ldığı salâhiyetleri zamanın ant icap- ları karşısında beklemeksizin kullanan Ebedi Şef yurdun istiklâlini - kurtar- Miya müvafak oldu. Türk inkılâp tarihinin bu — sahifesi, efkâri umumiye esasına dayanan dev- let siştemlerinin, lüzum hasıl olduğu zaman yıldırım hizi ile de yürüyebi- Jeceğini bütün dünyaya açıkça göster. miyor mu?, YENİ SABAH B. Hüseyin Cahit Yalçın «İngiliz yardımı ve Yunanisların — komşuları isimli bugünkü yazısına: » Bazı plâjlar, Hazira: 'a kapılarını açarlar. Halk p.a- jJının diğerlerine takaddüm etmesi, bir zaruretin ihti- yacın — cevabıdır. Şimdiden denize girmiye başlıyan ço- cukları, halk plâjında suya sokmak, banyo aldırmak, el- bette daha mâkul ve muva- fıktır. Gazetelerin verdiği haber- ler cümlesinden olmak üzere şunu da öğrendim. Belediye- miz, bu yıl, Üsküdardaki halk plâjını daha ziyade gü- zelleştirecek, tanzim edecek, yeni kabineler ilâve edecek- iş! Halk plâji bakımından, Üsküdarlılar talihli insanlar- dır. Çünkü, şehrin başka hiç bir sahilinde bu nevi ve cins- ten bir'başka plâj yoktur. Fa- kat, geçen yaz, halk plâjları sayısının çoğaltılacağı yazıl- hp söylenmişti. Hecınalde, bu sene, ayni mevzua dair bir iki haber daha okur, duyarız. İstanbulda, halk plâjı tesis e- dilecek pek âlâ münasip sa- hiller vardır. meyince denize girilmez, di- ye, bir eski atalar sözü var- dır. Bu sözün mânasındaki azami ihtiyatın, insanların sıhhatini korumayı istihdaf | ettiği muhakkak. Benim hesabıma göre, kar- puz kabuğu sonun- ga, hattâ, Temmuz SİROMAN: 158 en de Seveceksin / Yazan : ETEM İZZET E V ; Esik cümleler halin- | yecanı kadar bende de dinleyİş $e beraber eyvelki gün hk, dizlerde kesiklik, hiç blr yeye M Mir. Çörçi) Yunanistana yardım için Temmuz ve " Bilhassa kâtiplik gibl ya- | küslermemek gibi haller ha- cuk şüphelenmemiş. Çünkü, yu. | gönderilen — İngiliz — kuvvetlerinden Üzerinde uzun uza- :ff,.î:s;' .=k:.nu vazifeleri tercih :f:ı..,, * karıya cıkıyor. Çırak geldi. Bir | behsettiği sırıda şöyle diyor: İyi lııtırlıywıı_ı; geçen se- Yürüten Garvin gihi ederim, Fakat başka türlü işler de o- | Uykusuzluk gönçlere nisbetle Biraz sonra, bu acayip dolandı. | kilo da kıyma verdik.. Götürdü.. «Yunanistana göndereceğimiz kuv- | ne banyo mevsimi çok kısa t Müharrirleri şunu | Spilir. e a eğ e lran =., ahat | | yacıyı salona aldılar. Yanıma da, | Ters yüzüne geldi. Süleyman Be- '.;ı"ı'.: slmen Stiamnı durdurmuya | sürmü İlkbahar İ & ee n et Ba aa Ba ibllr çerı ve İ | bir sıraya döP kişi dizildi; bunlar| yin Bir şeyden haberi yokmuş. | Kui âUcmenli. Tekat müdahalemi. |- bir türlü şiddetli sıcaklar gek M daha ziyade hare- | mektupla mi karışmak ı kahveyi — azaltmalıdırlar' — Bazı davacı idiler. Hepsinin hüviyet . | Polise haber verdik.. Tanıdılar.. —| bekledik. Buna imkân hasıl olmadı» | memişti. Bir çokları, denize aft Ki kçifin iki mühim â- İş hayatına yeni Birlü | | vimecler de yemeği müteakıp yat- | | leri tesbit edildi; Biri Börekçi Sa-| — «Rüştü yapmıştır.. dediler.. Bu.| — Ajans telgruflarından aynon önla- | girmek için bu şiddetli sıcak- A *_':i—!ngıumııı harp isteyen genç Ka | f an ":_-u"""'“;_; dik, öbürü bakkal Mahir, onun ya-| Nu yâkaladılar. —— . | Gğım çu fikma üzerişde birse dur- | ları bekler. Sonra, güz mev- 'daha büyük iş | — yazım düzgün, biraz daköi bilen ve VÜĞ Siserak enlek “ tiyadın. | | mındaki kasap Salih, onun yanın. | ”î;n fırıncı Mühittinde,, Hâkim | “mak kap ediyor. Çünkü aü Fi | alani'de kru dij v . Diğeri de ot | Oataokulun & inci sınıfına Ka < | Üoaa olantardır.. Yemekten — sanra daki de fırincı Muhittindi; maz. z a çabucak 'd-"'_ Mi Tühim olmyan bir | meş 17 yaşında bir kzm. Arevi va | Üa aa ea a aa ga sabıkalılardan Rüştü.. | — — Sen söyle bakalım Mühittin. | aa Mmaek ieniree (l a =“— Tüzgür ve yağmurlar | edecek, düş- | siyetim dölayısiyle hayatımı, BÜKÜL | Ü melidir. Birer birer, davalarını anlat - | Nasıl oldu? | de Yanmldanin bamçulari eit eeti C - , SK ölan Küvvi |a aa ae aa a Gi İ çak'l Kytaalapa aei Sökbiir | | *Teğa başladılar... Börekçi Sadık: | — — Tapki bunlarırki gibi elen. | beya ütüek elmeyi:bir manhedename | , Yöyle “!k'kw:' d BU Ş - v b ile, taahbüt etmiş olsalardı. bu ymülü- ee . Banâ (4 aa. güti sokumunlağa dövet ö Bir kalabalık zamanda dük- U7 | mevsimi İRet bu ikinci âmülin İ A aŞ Minryaye n | Ü göş çe DA izale | | kâna girdi;. diye söze Başladı. | — — Nasil bunlarınki gibi? hazaların Öbiç biri “varld eı-!"t:. memişti. İnşaallah bu sene u- çaç bir kıza en büyük bir yardımda | | Cöilebilecek haller vardır: Ekze- #Karşıdaki sokakta mektep var. — Beni de öyle kandırdı. On | (Tt u_m"“'“L ...S w *:_*7' ” | zun sürer, gönül hoşluğu, a- irmiş bulunuyor. | pulunncak ve hem de onun istlibalni | D ma, temriye, tızla balmım, do D | Oradan, dört kilo börek istiyotlar. | İiranın üstünü aldı. Ahbül yalmız. İngillerede vardı o ap | Giz tadiyle bol bol banyo alı- maylini ileri gö | bazırlıyacak O yar n D D n ga gae ya a a p | | On liranın da üstünü yolla.» dedi | — — Anlatsana. Nasıl kandırdı? | bu taahhüdünü kayıtsr ve şarinı a | Taz. R. SABİT lilar için — bu | eet Ve EnE T Sölunü Be | Ü earaa e vpam, arsu edilen bir | | Çırakla diöct kilo börekle on İL | — — Efendim. Fırma geldi. «Şu | ya mecburdu. Yunanistana, komşula- feşkil etmişlerdi. _":... ismine mürocaatlarını diler ve şeye muvaffak olamamak gibi ma- ranın üstünü yolladım, Mektebin | arka taraftaki sokakta Tahir Be. | rımın yardımını tahrik ümidiyle ge- Denizde ubu b.hçeı' kendilerine şimdiden ea derin minatt, | | neviyat kapısının önünde, çocuğun elin. | yin nikâhı var. On okka ekmek | Mtcek değildi, bu ümit hiç olmasa du bisleriyle teşekkürü bir borç Bu sebepleri kaklırmak, uykuyu aB Yeğlla y derdimk. H detir - | İmzasına hürmet — mecburiyetiyle ge- | — japonların denizleri — sebze bahçeşi şökran “.| | ©en börekleri de paray ş.. | istiyorlar, Çırakla yolla.. On lira- getirmiye kâbdir. Asabi hastalık- Si istiyorl ö HK OA decekti. Binaenaleyt, hârbe iştirak et- | halinde — kullandıklarını hiç iyittiniz B mektupları | | lar neticesi uykusuzluğa, yazın «İki kilo daha istiyorlar.. Çabuk | nın da üstünü ver.. Parayı evden | yediğimizden dolayı bizi muahazeye | mi? Evet, Japonlar deniz - otlarından Gelen iş verme deniz ları iyidir. | getir» demiş. Çocuk da saf.. Dö- | verecekler.» dedi. Bir cuvala on K â b Si : Parmakkapıdan mek- SA ge İ bir hak olabileceğini — zannetmiyoruz. | Yyemeklerinde son derece istifade et- Bayan N. A Pai İ | nüp gelmiş. Tekrar iki kilo bö « (Devamı 6 wmcı sahifede) | Yugoslavya zaten kendisi istilâya mektedirler. Suhi ve Jakam — denilen i olacaklardır. Öyle BĞ Mubunuz vardır. ENİCE a ve heyetmı veRĞi. Vaç X zaman evleniyorsunuz ba. hıl_nımu' Halil Necibin sağ ol- duğuna ve.. bir gün yine karşına eminim. Ve., yine ilk fikrinde wsrar elt — Halil Neciple evlenmen için | en önce serbestliğini elde etmen düzım. Beni dinle ve Salihten ay- Dzai Ben de ona müjdeledim: —— — Artık eskisi gibi kararsız de- zanlık âdilerin harcıdır. Nifakeâi olmadan, öyle görünmeden, dü- Tüst davranmayı tercih edeceğim. Bunun en doğrusu da düpedüz fırsatını bulmak, kendisine — her şeyi açıkça söylemektir. Belki sak. Tasam saklasam bir noktayı sakla- Tım, 6 da Halil Necip meselesini, Bunu saklamakta da herhalde hak. h olmalıyım. Çünkü ortada henüz fol yok, yumurta yok, Hem Halil bu kabiliyet yok. Sevemiyor, sev- mesini bilmiyor, yahut da beni sev- Mmiyor Onun için daha çok yıpran- madan, daha çok sinirlerimi boz- madan — tutulduğum — kasırgadan kendimi korumıya ve. kurtarmı- ya mecburum. Ve, öyle yapucağım!, EN SIKIŞIK BİR GÜN Salih az kalsın dün beni yaka- ı koymakla meşgul bulüunürken Yü nanistana tabildir ki, bir yardım ya- pamazdı. Türkiye ise bir harbe atılacağı za- man, —ne olursa olsun buna iştirake bir muabedename ile mecbur - bulun- mamasından dolayı— bir çok nokta- ları derin bir zurette hesaplamıya mecbur idi. Bu hesapların neler ola- bileceğini İngiltere Haşvekili salâhi- yettar İngiliz Generallerinden öğrene- bilir? demektedir. TAN E Hüi ; b lena il) | byordu. Hiç ummadığım bir sa- D * | gilim. İşin o safhasını hallettim. | Necibin ne olduğu bile belli değil. u. Hiç R. Zekeriya Sertel bir. «Evet> veya | — Uzak Şarkta Cin Hindiştanının Ce- İ LA K FD Fdi y9 el açilleri Yaşayıp yaşamadığı meçhul - bir | *tle birdenbire eve geldi. Eğer, | <Hayır» meselesi isimli Bazünkü bas | nubunda bir de irlli ufaklı adalardan F eli eee — Ne olursa olsun Salihten 6y- | hüviyete bağlanarak, onun için | Hizmetçi olsaydı tabii derhal ka- | yamıında tatihle bezan bir kelimenin | mürekkep Felemenk Hindistanı var. işerek sözlerine ekledi: rılacağım. Ancak o vakit belki bi- | senden ayrılıyorum.. demek ka- | PiYi açacak, o da yukarıya gelecek | bit miületin hattâ dünryanın Brmekedir, a. yi Diyerek sözlerini ğım. | B derati oynadığı- tredır. En güzelleri de Cava ve — Bugün yarın gelip beni ba: | ., Çardımıma muhtaç olacağım. | dar gülünç şey olmaz. Ve. ger- | *t- beni defterimi yazarken ma- | vi Çok görüldüğünü bunun son mi- | Bali sdalarıdır. l bamdan istiyecek. Ondan sonra bü | — X, O Gi Dü tekrarladı. Hem | çekten de Halil Necip meselesi ije | *31m başında bulacaktı, Kapı ça- | salinin de bu kerre Yunan harbinde | — Hollanda 1798 denberi buralara yer- İA ÇEdim. ksrar etti. O | formaliteler bitecek ve yine fer- | ( OL DÖ bir salühiyetle: aynlamtın Siçbir rabetesı olme |- ÜvL lmıcaz bce kemos yansa İ menkeli eetükeü #oraede ve | aai ve iarasine “başlestisler. 3öt Sehejiiğime ağladığımı söy-| malitelere uygun olarak evlenece- | — Li A AD | yacak. Ben sıri kendi şahsi sel- 'ı::“:d',':; $e ;Sn,';:'::.'.::_ sbaylr> cevabini. vermesini ieberiz | Unmiya başlanmıştır. — ea Ni sordu. Kendisini hazırım!. met ve vazuhumu muhat KUĞ ğ ettirdikten sonra: Felemenk Hindistanı elli defa —da- g0 İ ir ihtirasla _,f._'.,_“_ her| — Ben onu e beni bararetle tebrik luğ:_ e nn ı AM T N Şasedmyheni v ea b :::u ıı.ı-;t[ı.ı.ınıııs:dmı :lc;ıkl h: #Türkiyenin, istiklâl ve tamamiye- | ha geniştir. Nüfusu da on defa fazla- " Arliğa kendimi attığımı | ederken: | kendime kaldım ve kararımı bir | ve inanıyorum ki, Salihle benm a- * ç. * tini ihlâl edici herhangi bir teklif kaz- inün Hü N | lurmadan zili çaldı. Kapıyı açtı- | şızında vereceği cevap ta bir tek kell- Wti p SA kızlık, istikbal — Darısı senin de baştı em | kere daha tazeledim: | ramda bir düzenli kazı kocalık ha- | JP D inede mündemiçtir: eHayıri? Türkiye, korkanalım üzerindeki a- | — Dedi ve Halil Neciple evyeamem | L a c Vaşı ve garlı yaratmanın imkânı | ÖTT ŞAĞ Çok beklet- | hic kimseye tecavüz niyetinde değii- | dir. Kakao, şeker, kauçuk ve bilbassa € ükıbeti, a ennisinde bulundu. 1 | yek. Ben ne kadar onun üzerine | -- dir; Fakat bir tecavüz karşısında mad- | petrol.. BCi eee z LA onimkisi pek çıkar iş | Bi? | tin beni.. di ve manevf bütün kuvvetiyle müda | — Bütün bunlar, daha ziyâde petrol SKİ l ae yü ğ n h a B ean aet ade | o Anama l Ve plânın AI“_—H-dı:—._n Te :m_uıı:mhıınaıîk Te alan | — Diyerek hafif tertip bir serze- | çaya azmelmiş ve bu armini müdafma | Japonyanın ça el Ye bu m., dedi, İş- iıgi:.ı da beni yine yüzde yüz — Kendisi ile kavga ı d:m ı' u;dk' Z t'dı -“- İ mişte bulundı hazırlıklarını — tamamlamak cwretiyle | miştir. Fakat Amerika da lauçuğu bu y lim, o mcağızın belki de yaradılışında ea yamıyacağım, Kavga, oyun bo- tez etmiştir» demektedir bölgodi bir inanla tulmin ve teselliye ca- | igoden tedarik eder, — SAlatışındaki sevinç he- l dülinein iüdkrü

Bu sayıdan diğer sayfalar: