19 Mayıs 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

19 Mayıs 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> 2 BUDA BENDEN MODA Tevfik Fikret “Putunu kendi yapar, kendi tapar,, diye bir söz etmiştir. Doğru sözdür bu doğ: rusu. Yalnız tapmak sözü için- de kul olmak, tutsak olmak an- damı da varsa bu sözün doğrulu- Zu bir kat daha artmış olur, Adam oğulları, birçok işler - de, kendi ellerinin, kafalarının yarattığı nesnelere boyun eğer- ler, onların oyuncağı olurlar. , Moda denilen işte bunlardan biridir. Modaya, bir çoklarımız bilerek, bir çoklarımız sezne- den uşak oluruz. Ne kötü bir u- şaklık. o ,, Geçen gün köprüden geçiyor- dum, Önümde üç genç kız yürü- yor. Birden bire gözlerim şap - kajarına ilişti. Yandan püsküllü, İtalyan Faşist milislerinin, bali- Jalarının giydikleri şapkalardan dı bunlar. Anlaşılan, dedim, İtal yan yolcuları gelmiş olacak. Yanlarından yürüyüp geçerken külağıma türkçe sözler ilişti. Durdum, kızların yüzüne bak - tm, bunlar dumanı üstünde yerli, İstanbul kızlarıydı. o. iz İki gündür merak sardı beni, gözlerimi dört açtım, bir de ne göreyim, Beyoğlu, saat beş ge zintilerinde, Patzo Çiğiden ye- pi dağılmış bir Faşist kongrası kalabalığını taşıyor. Yalnız bü- | tün kongra üyeleri kadın olan bir karagömlekliler kongrasının kalabalığıydı bu!.. Orhan SELİM Sütten 15 kişi Zehirlendi Evvelki gün Üsküdarda bir sütçünün sattığı süt on beş ki- $iyi zehirledi, Sütü satan Üskü- darda Kör bakkal caddesinde Oturan sütçü Ziyadır. Zehirle- enler de şunlardır: Pazarbaşı mahallesinde boya cı Kâzrm karısı Nazife, Neâibe ve Mehmed reisin yanmda çalı- şan Hayri ile Mehmed. Bunlar- dan başka Mehmed reisin kar - deşi Bilâlin dokuz kişilik ailesi ve yine Pazarbaşında oturan A- leko, Bunlar sütü içtikten sonra zehirlendiklerini anlayarak dok tora ve polise malümat vermiş - lerdir. Sütten zehirlendikleri an TAN SEHİRDE OLUP Güzel San'atlar Akademisinde marangozluk şubesi bugünlerde ilk eserlerini vermiye hazırlanıyor — Belediye Yenicami kemerinin altında kazaların önüne geçmek için iki yanlı yaya kaldırımı yaptırdı (RÜŞÜK MABERLER J Makam Tahsisatları Verilmiyormu? Dün Maarif idaresi bütün ilk mekteplere bir temim göndere - rek Haziran maaş bordrolarına başmuallimlerin makam tahsi - satının konulmamasını bildir - miştir. Müfettişlerin makam tebligatı da çıkarılmıtşır. Çün « kü umumi mecliste akbul edilen ve tasdik için Ankaraya giden bütçede makam tahsisatı yok - tur. İç işler Bakanlığı ve Kül - tür Bakanlığı ileride yeni hir Şekil bulmazsa, makam tahsisat Jarı verilemiyecektir. —— Belediye polisleri çoğaltılacak Hile yapan esnafı kontrol et- | mek ve diğer bütün belediye zabıtası vazifelerini göfimek i - çin İstanbulda her gün faaliyet- te bulunan ancak 48 memur var dır. İstaubulun belediye hududu çok geniş olduğundan bu 205 memur gelmemektedir. lediye zabıtası kadrosunun ge - nişletilmesi esas itibarile-karar- laştırılmıştır. > Takas işlari Aramızda takas işi olan dev- etler ile muamelesi olan tüc - carların işlerini tetkik eden ta- kas komisyonu dün de toplan- mıştır, laşılmştır. Ziya hakkında yapı- Jan tahkikata zehirli sütü bile- Tek mi sattığı araştırılmaktadır. Boğazı şenlendi Şirketi Hayri rmek için Hayriye, Boğaziçini şenlenmesi için bi yap - ig epey. ki bütün spor ğ mas ederek spor heri ii zeltilmesi için b lunmağa karar vermiştir. Bun - dan başka şirket, cuma günleri maça gidenler için de cuz bir tarife tatbik edecekiin. *Tenzilât miktarı dilmemiştir. edecektir, henüz tayin g- m, Erik Çiçekleri Bu, galiba patronun müstes - na ikramlarından ve hele karşı- Jıklı içmemiz, her kula müyes - ser olmıyacak iltifatlardandı. Bu adamın, garip alışkanlık- ları vardı. Konuşurken daima ayakta duruyordu. Fakat bu duruş, ona mahsus bir duruştu. Paltosunun alt düğmesini çöz - dükten sonra sol elini pantalo - nunun cebine sokuyor ve sağ €- Tinin baş ve orta parmakları ile, pıhtı burnunun bir yara kabu - ğuna benzeyen bıyık gölgesini, okşar gibi kaşıyordu. Sustuğu zamanlar, soluk gözleri, sonsuz O vakit, neler düşünüyordu? Daldığı boş İukların rengi, mânası var mıy- dı? Karşımda, ayakta o durmuş, anlatıyordu: — Piyasanm kesatlığı, dur - gunluğu, umurumda değil ya... 27 birinci kânundan evvel dışarı çıkarılmış mallara karşı olarak içeri mal sokacak tüccar lar, çıkarılan malların mahalli piyasa değerlerine karşı mı, yok sa malların satış değerlerine karşı mı mal getirteceklerini öğrenmek istemişlerdir. Takas komisyonu bu mesele hakkında Ekonomi Bakanlığı- nın mütaleasını sormuştu. Ba kanlık bu hususta etraflı tetki - kat yapılarak kararını verince- ye kadar satış değerlerine karşı olarak mal getirilmesine izin verilmiştir. Halka satılan Hileli sular Belediye kapalı şişeler içinde satılan memba suları muaye- ne etmeğe başlamıştır. Su mem balarının başında bulunan ve Şi- şeleri, damacanaları mühürle. yen belediye memurları çağır larak, bunlardan izahat alınmış- tır. Yapılan bu tetkikatta çok dikkate değer sonuçlar elde €- dilmiştir. Alem dağmdaki Taşdelen memba suyundan bu kışne ka- dar su alındığı, buradaki me - murun ne kadar şişe ve damaca na mühürlediği tesbit olunmuş- tur, Kışın fena havalarda, Alem dağından ancak haftada bir ara- basu şehre indirilmiştir. Bu miktar bazı haftalar iki arabaya ıkmıştır, Halbuki bütün kış, istanbulun her tarafında bol bol | Taşdelen suyu bulunmuş veiğil miştir. Duşişölerin üzerinde 'de bandrol-ve'mühür vardır. Beledive bu garipişi tetkik etmektedir. —- Sokakları temizlemek için Bazı mıntakalrda temizlik iş- leri memurları mahalle aralarr- nı ve iç sokakları temizlemek" için iyi bir usul bulmuşlardır. O semtin temizliğine memur bü- tün amele, her gün bir başka s0- kak veya mahallede toplatılmak ta ve burası iyice temizletilmek. tedir. Ondan sonra, sokağın te- mizlendiğine dair, bütün o mâ hallede oturanlara bir kâğıdı im zalatmakta ve sokağa çöp dök- memeleri kendilerinden rica e dilmektedir. m İstanbul sokakları Kanalizasyon taksiti olarak belediye her yıl 750 bin lira ö- düyor. İki yıl sonra, bu taksit- ler bitecektir. Belediye iki yıl sonra, bu parayı şehrin yolları- na sarfetmek üzere bir program hazırlamağa başlamıştır. Her yıl, mühim olan bu miktar, yol- ların inşasına sarfedilecek, kısa bir müddet içinde, İstanbulun bütün bozuk, kaldırımsız taraf- ları düzelecektir. | # İstanbul vilâyeti parti idare hes yeti başkanlığına, seçilmiş olan eski Bayındırlık Bakanı Bay Hilmi yarın gelecektir. # İstanbul Tapu idaresinde yıllık teftişlere başlanmıştır. Yakında bite » cektir, * Kızılay Cemi; kaza kollar: başkanları dün de İstanbul mümessil. liğinde toplanmışlardır. * Ankarada toplanacak olan Ti - Garet odaları kurultayına gitmek için, İstanbul vilâyeti tarafından delge o- larak seçilen Murat Furtun ile Hüse- yin Sabri bu akşamki Ankara ekspre- si ile Ankaraya gideceklerdir. # Halkalı Ziraat mektebi muallim. lerinden Rifat, Necati, Seyda ve ü - güncü sınıf talebesi, araştırmalar yap mak üzere Trâkyaya gitmişlerdir. * Mil Reasürans'ın eski muhase- becisi Osman 250 fira ücretle İstan - bul muareli isi müteh, ğ die Lİ mütehassıslığına * Dul, yetim ve mütekaillerin'ii « çer aylıklarının yoklaması bu ay s0- nuna kadar bitirlecektir. Aylıklar'da Haziranda başlıyacaktır. * Limanda yükleme ve boşaltma işlerinin yavaşlığından şikâyet edil - miş ve ilişiği olanlarca bu işin yolu na konması istenmiştir. Yapılan tet- kikat sonunda, yükün Rıhtım vasıta» sile doğrudan doğruya antrepolara nekli için rıhtrmların den sonra burun kabil olacağı anla- şılmıştır. Bu işin sonunda İşsiz kalan mavnalarla, köprünün Haliç tarafında zaten boş duran salapuryalar, Kâad- kane deresine götürülerek münasip bir yere bağlanacaklardır. <meta oturan Geler VAP “hürrem VE yâpılan tetkikat sonunda şaftı karıl- dığı görülmüştütr. Vapur Amasraya çekilmiştir. Ayni zamanda bir taife. nin hoğulmasile sonuçlanan kaza hak kında Deniz Ticaret Müdürlüğümce tahkikat yapılmaktadır. * 1 Temmuz denizciler bayramı hazırlıklarile uğra: komite dün de Deniz Ticaret Müdürlüğünde topla - narak şenlik programı tanzimine de- vam etmiştir. Komite dün diğer li - manlarımızdaki deniz teşekküllerine birer tezkere yazarak bu husustaki likirlerini sormuştur. ## Bundan birkaç ay evvel Ereğli. de karaya oturmuş olan ordu vapu- ru uzun çalışmalara rağmen yüzdürü- lemiyordu. Vapur, sahibi Eşref adlı bir gemi tarafından kurtarılmış ve ta- mir edilmek üzere limanımıza getiril. miştir, # General Von Stcuben vapurile Şunun şurasında ne kazanaca - Ez? Senede yedi sekiz bin... on bin, on beş bin olmuş, ne çıkar? Paraya ihtiyacım yok ki... is ve çay söyleseğe gi | ve çay söylemeğe gi - ri in birini de işaret etti: unlar da burada geçini - yorlar... Geçen gün ya; bu işi, zevkim için yapıyoru Para kazanmak için deği Kirli bir kahveci çırağı, üst - ten asma kulplu bir tepsi için « de, iki küçük fincan getirmişti. Sade dükkânda ( çalışan ço - cuklar değil, kahveci çırağı bile patronun titizliği alışmıştı, hemen, kasada küçük kâğıt rafı içinde duran eski zarflardan bi- rini çekip aldı, benim dayandı - serdi ve üstüne çay fincanını koydu. Çırak giderken, patron arka- sından bağırdı: — Kapıyı sıkıca kapa... Bana döndü, başını salladı: — Her defasında söylemeli - | sin... o Kabiliyet yok efendim, kabiliyet yok... İşte bu, çıraklık» İ tan bir parmak ilerliyemez. Son ra, sırası gelir, patrondan şikâ- yet ederler. Ama sormazlar, bil- mezler ki, o adam, patron olun- caya kadar neler çekmiş, nelere katlanmıştır. Para kazanmak ko lay değil... ç Elini bıyığından çekmişti, dört tane kesme şekeri küçücük ince belli fincana doldurdu, ka- şıkla karıştırmağa başladı: — Bir insanda cevher olma - yınca, hiç bir işte ilerleyip tutu- namaz. Ben, bugün para kazan- Kir iy) ... Elbette bende bir cevher var ki bu mev- kie çıkmışım... Artık ne örnek gösteriyor, ne kumaş çıkarıyordu; i iyor, z tün Mn di >. Ti — Para kazanmak ii - selmek için, bir tik N den evvel, muntazam olmalıdır. Gayrı muntazamlıkla iş yürü - mez. Ben, her işimde, intizam isterim; intizam olmayan yer - deki işten hayır gelmez. Gayrı muntazamlığa sinirlendiğim ka- dar, bir şeye sinirlenmem, Her şey, yerli yerinde olmalı, Ne, nereden alındıysa, geneoraya konmalı... Toz, kir istemem. Ci- gara külüne bile ( sinirlenirim. Parayı sarfederken de oöyle... Para ,sokakta toplanmıyor ki, avuç avuç sokağa şerpesin.. Her şeyin bir yeri, bir yolu var. Bütün karakteristik pintiler gibi hasis görünmekten korku- yordu, hemen soldan geri etti: — Bu sözümden, beni para sarfletmez, sanmayın... Benim, bir merakım da eşyayadır. Ga - yet nadide, ağır, kıymetli eşya- lar alırım. Keyifli keyifli gülüyordu: — Evin içini görmeyin, artık eşya almıyor; odalar, sofalar taştı, doldu. Öyleyken bir yerde bir müzayede satışr duydum mu kaçırmam, koşarım. Bizim karı ile, her seferinde kavga ederiz. Onun da hakkı var. Gel gele - şehrimize gelen seyyahlar dün ak - am memleketlerine gitmişlerdir # Belediye ile Sanasaryan vakfı mütevellileri arasındaki dava, beledi- ye lehine bitmiştir. Han belediyenin | olmuştur. Esasen belediye hana altı yıl evvel elkoymuştu. Bu dava 1928 yılında asliye hukuk mahkemesinde başlamıştı. * Büyük harbin başından beri Ev kafla belediye arasındaki anlaşama - mazlıkları halletmek için kurulan ko- misyona belediye namına hesab işleri müdür muavini Nail ve bir avukat, vilâyet muhasebecisi Vâhid ve bir ha Zine avukatı memur edilmiştir. * İstinye ile Büyükdere arasında yeni yapılmakta olan yolda Belediye Sular İdaresi yeni Terkon boruları dö şetmektedir. Bu boruların uzunluğu âltı kilometredir. Bu ay sonunda bü- rada faaliyet bitmiş olacaktır. 1934 yılında başlanan Terkos ıslahat pro » jesi de önümürdeki kışa kadar bitir. il m lee havlar ape AP Tem-ise edilecektir. Kışa kadar ber tarafın börü Yrüyanı da bitirilmiş olacaktır. * Bursa Halkevi İstanbul konser» vatuvarına bir mektub yazarak, kon- servatuvarı Bursaya davet etmiş ve birkaç konser verilmesini rica etmiş- miştir. 25 Haziranda başlayacak olan | imtihanlar bivwesini müteakıp, kon Servatuvar orl gidecektir. ge İemiyecektir, Profesörün sonbaharda gelmesi bekleniyor. # Köy mekteplerinde imtihanlar dün akşam bitmiştir. Köylere giden #mlifettişler İstanbula dönmüşlerdir. Bu yıl köy mektepleri son sınıfların» da 2000 talehe imtihe ma si—iyii # Fransanın Ankara müs- | teşarlığına, Kahire elçi tibi Lescuyer tayin edilmiş ve Kahire den şehrimize gelmiştir. Lescuyer bir | iki güne kadar Ankaraya gidecektir. İ # Ecnebi ve ekalliyet mekteple - İ rindeki imtihanlar, hususi talimatna- meye göre olacaktır. Ancak bu mek- teplerde türkçe ve kültür imtihanları yeni yoklama talimatnamesine göre yapılacak ve mümeyyizler hazır bu. lanacaktır. # Lise ve orta mektep müdürleri dün tekrar Maarif idaresinde toplan- dılar. Haziranda yapılacak sözlü im- tihanlarda bulunacak mümeyyizlerin Bstesini gözden geçirdiler. * Muallim mektepleri tatbilcat im- tihanları yarın bitiyor. Talebeler tat- bikat imtihanlarına kur'a ile girmek- tedirler. * Ta aylarında, tasarruf yapmak Bir yudum çayından içiyor, bir nefes cigarasını çekiyordu: — Artık müzayede memurla- rı, koltukçuların, hepisi, beni öğ rendiler, huyumu biliyorlar. Bir malı gözüm kesti mi, pey vur - mağa başladım, tırnağımı tak - tım mı bir daha bırakmam, Bu yüzden, çok ta ziyan etmişim - dir. Koltukçular arttırırlar bir yandan, ben arttırırım bir yan - dan... Malın kıymetini aşar da taşar da... Bütün bu övünmeler, gözle - rimi iyice kamaştırdığına emni- yet gelmişti; yüzü, içten bir se- vinçle parlıyordu: — Geçen gün çıkardığım ku- maşları, pek gözünüz tutmadı. Hepsi de pahalı, ağırdır ama, gönlünüz çekmediyse, ne denir? Pahalılığını, hiç düşünmeyin... Size göre değil... Bir kaç güne kadar, ıs#marladığımız yeni çe şitler gelecek... & Siz, uğrayın, bir kere de onları görün. ün... Be - lim, bendeki merakın önüne geç menin imkânı, ihtimali yok... Ben, bu malları ne yapacağım? satamam da... Zeneceğinize eminim... Bana duyurmadan, gayet us- talıkla dükkâna ayağımı alıştı - nyordu 19.5. 935 ere Biz Diyoruz ki O! Vergiyi (0) verir diye söze baş lamak istemeyiz. Çünkü vergi ver Lâhin biz de hep (0) na yükle nirizs, Istanbulda zerzevat ve çiçek pa halı yetişirmiş. Dışarıdan geler zerzevatlar ve çiçekler İstanbul bahçelerinin yetiştirdiklerine re kabet ediyor, onun ucuza satılma sına yol açıyormuş... İstanbul bal <evanları şikâyetçi. İstanbula dı yarıdan zerzevat ve çiçek gelme sin diyorlur. Gelmesin de (0) ucuz zerzevat bulamasın ve pahalıy: satın alsın! Berberler de düşünmüşler ki; jilet biçimi usturalar çıktı çrkal zenaat çoraklamıştır. (Bununla beraber her gün yeni ve modern bir dükkân açıldığı da görülü yor.) Kimse suratını berber usta sının eline bırakmıyor. Hattâ gü zel kızlara tıraş yaptıran dükkân lara bile yüz vermiyorlar... Buna karşı ne yapmalı? Hükü mete başvurup usturaların gümrü. ğünü arttırtmalı, O kadar arttırt malı ki; (o) ustura satın alacağı na, berbere tıraş olmayı daha u suz bulsun... Bu şikâyetçileri dinlerseniz hak Ut bulursunuz. Bu adamlar da ek. mek yiyecek, geçinecek, aile, o cak geçindirecek. İyi ama neden bunun yolunu hep (0) nün artık para vermesinde ararlar?.. Bu (0) şu içinde yaşadığımız halk kümesi olduğunu anlamışsı. nızdır. Bahçevan geçinmek için, berbe: yaşamak için (0) nun kesesine ba kar. Lâkin (0) nan kesesine ne giriyer? Ne kadar kazanabiliyor? Bunu onlar düşünmezler... "İsdlikları kökünden kazımak için İşünülöğek çare “o) na, yani si se ve bize çok para serfettirmek değil, ucuza yaşatmayı başarabil mektir. (O) na yüklendikçedir Ri güçlükler artar. Buna: Siz ne dersini>? Fuad Köprülü Bir denberi Ankarada bulu ev a fakültesi des kanı Profesör Fuad Köprülü dün sabah şehrimize dönmüş - tür, Fuad Köprülü bize dedi kis — Saylav seçilirsem, bundan sorra Ankaraya gidip, orada ça lışacağım. Ankarada kurulacak edebiyat fakültesi dekanlığına getirileceğimi gazetelerde oku- dum, Resmi malümatım yoktur. Yakında Ankaraya gidib çalış- mağa başlayacağım. m —— m — maksadile, her ilk mektepten birer hsdemenin işine nihayet verilecektir. Ders senesi başında bu hademeler tek rar alınacaktır. ' * Universite kimya profesörlerin «i den Bendrof'un mukavelesi bitmiştir« Imtihanlaşdan sonra, memleketine gi” decektir. Bunun yerine başka bir pro- fesör getirtilecektir. Ah, onun aldığı pahalı, ağır. kibar kıymetli eşyaları ne kadaf görmek isterdim. Bir hırdavatç! dükkânına çevirdiği evini geZ ” mek için ömrümden bir seneyi feda edebilirdim! Dalgın dalgın dinleyişim, ©“ nu, kuşkulandırmış gibiydi; 50“ luk gözlerini kırpıştırıyordu: — Hangi semtte oturuyorsü” nuz? Birdenbire bunu, muştu? yi İtirafa © srkılıyormuşum gil utana ia “e verdim: — Kasımpaşada... O, dikkatli dikkatli yüzüm” — Biraz sapa bir semttir. baktı: Boynumu büktüm: Ev, kendimizin... Teselli eden bir tavırla basi” sallıyordu: var” Ew niçin sor * — O, başka... Hakkımız Biz, Şişhanede oturuyoruz. karımındır. Çıkıp kiraya ceğiz. Taksimde, (yeni yapi”. apartımanlardan birine tad mak fikrindeyiz. Daha keyfi 7 (Arkası VW.

Bu sayıdan diğer sayfalar: