11 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

11 Haziran 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11.-6-035 “İKENDİ KENDİMİZE ÇATIYORUZ| — Ucuz() Vapur | Aziz Hüdayi AKDEMIR | MataHari,Londra Emniyet Direktörüne Çekinmeden Söylüyor: Ben Casusum, Fakat Almanların avaş bütün hızıyla devam e- » Matahari artık dansı bı- rakmış, Parise yakım, Polonya ne çekilmiş ve, Fransız diasına göre, Aman ca- fet ve sını bir cazibe merkı mıştı. incelik K Matahari Almancayı, İngiliz yordu. Köşkte yüz bi flarından başka 5 eler yapma: acak gibi değ piyonaj bütün bunları | Alman istihbaratının direktifle- riyle kurulmuş bir tuzak gör- meğe başlamı. ruz. İngiliz ve Fransız kontres- piyonajları birleşmiş, bu kadını Ş içine almıştı. 1916 da Matahari İngiltereye geçi- yor. Bu tarih Almanların ala- bildiğine denizaltr savaşları ilân i, ticaret — gemilerinin radır. Mata yalnız gitmiş değil- dir, İspanyada bir ingiliz deni l ni elde etmiş, bu âşık zabit te onu Londraya gö- türmüştür. Matanm casusluğu- nu gösterir bir şey elde edilme- mekle beraber İngiliz emniyet işleri Müdürü Sir Basil Thom- | son kadını çağırıyor. Sıkı bir sorgudan ge r. Gene bir sey bulamıyor. Fakat onun İn- | f lıçr:;lc boş durmıyacağını da ildiğinden; — Madam diyor, siz bir Al- | man ajanısınız, lik veriyor: yliyeceklerim var, fakat yalnız kalmalıyız. Tomson odadakileri çıkarı- yor, Mata ile baş başa kalıyor- lar; kadın: — Evet, diyor, ben casusum. Fakat İngiltere aleyhine değil, ben Fransız casusuyem. Tomson, Matanın bu oyunla- Değil, Fransızların Casusu! Garp cephesinde Amerika contre espionage'ı, bir casusu söyetmek için neler yapıyor (Alman vesikalarından ) şüphelerinden biri bu olmuş. Anlaşılıyor ki, Mata yalnız para ve ün için değil, casuslu- | susluğunu açıkça gösteren bir delil bulunamamıştır. Matanın bütün mehareti buradadır. Ken- mek rınt bildiği için bu söze kanmı- imdilik bir şey yap- mryoruz, diyor, sınır dışına karacağız, yine İspanyaya g dereceğiz. Fakat bundan son- ra ayağınızı denk almız. Güya Mata Tomsona oyna- mak istediği oyunu Fransada da oynamış, Fransız kontrespi- onajına yhine çalışmak 'a bir Fransız c derdikten sonra Almanlara ha- ber vererek kurşuna dizdirmi: Fransa polisinin en kuvvetli rı kaparsak, herkes hafta iz - mi beraber aldığından artık â- di günlerde bu fazla kalfaya lü- zum görülmez. İstanbulda böy- fazla kalfa çalıştıran 500 dük- Yân varsa pazarları kapamağa başlayınca beş yüz kalfa işsiz kalacaktır.,, Bu doğru sözlere ekleyecek bir şey — bulamıyorum. Yalnız nu görüyorum ki, rinin ağfi bir özelliği galiba! B. FELEK girmiş ve Almanlar | izere Belçi- | susu gön- | . | | ğun verdiği merak ve kuvvetle işlemiştir. Eğer İngilterede sı- nır dışına çıkacağına esir veya mahpus olarak kalmağı kabul etseydi Almanların bol parasiy- le savaş bitinceye kadar kalır ve ondan sonra yine yüksek ha- yatına kavuşabilirdi. Mata İngiltereden çıkarılı- yor. Fakat İspanyaya gitmiyor, tekrar Paristeki köşküne dön- yor. Gemi Boulogne ına yanaştığı sırada, Ma- unlarından — olacak, iz zabiti dansöze soku- larak kulağına diyor ki: — Fransa toprağına ayak at- mayınız, tehlikerlesiniz, gemide kalınız ve yolunuza devam edi- niz. Mata bu öğüdü dinliyor. İs- panyada Riviera eyaletinin li- manı olan Bigaya çıkıyor ve, şaşılacak bir çekinmezlik daha, gidip Alman konsolosu ile gö- | rüşüyor. Tekrar Fransaya git- mek kararını veriyor. Diyorlar ki, bu karar Mataharinin şefi tarafından konsolos vasıtasiyle verilmiş bir emir Üzerinedir. Mata Harinin şefi? Bunun kim Polduğu acıkça anlaşılamamış- tır. Fakat burada da Matmazel Doktorun adı çok geçer ve Ma- tahariyi onun yetiştirdiğini söy- lerler. Mata trene biniyor ve Saint | Sabastien üzerinden Fransaya giriyor. Fransa — polisi, daha uîende onu - tutuyor, Paris ha- Pishanesine götürüyor. Niçin? Yeni bir vesika mı bulmuştu? ! Hayır, Almanların iddiasına gö- re Mata kurşuna dizilinceye ka- dar ve hatta ondan sonra da ca- | yüzbaşısı Maroff | anlaşılıyor? disi gerek aldığı iş ve gerek girdiği hayat itibariyle sağlam bir kadın olmamakla beraber | evine gelip gidenlere karşı o | kadar ağır, o kadar kibar, o ka- | dar sevimli bir ev kadını görü- nürdü ki, bunların içinde ken- disinden bir parça olsun şüphe eden bulunmamıştı. Bir Alman yazıcısı diyor ki: “Matahari ar. tık ölmüştür. Şimdi doğruyu söyliyebil! Evet, Mata bir | Alman ajanı idi, Bir zabit ka- dar askerlik ve savaş bilgilerini öğrenmişti. O sık sık gezer ve her tarafa dağılmış olan Alman casuslarına para ve emir götü- rür, onlardan rapor ve haber getirirdi.,, | Bir ingiliz yazıcısı da şöyle bir ifşada bulunuyor: “Matanım — casusluğu nasıl anlaşıldı? Bunun hakkında bir çok şeyler söylendi halde doğrusunu bilen pek azdır. Fa- kat ben söyliyeyim ki bu mese- le bir aşk oyunu yüzünden ol- müştur, (1) Şöyle ki: Mata çok defa cephe larında hasta bakıcı gibi bulu- | nur. En ziyade tayyarecilerle görüşür, gerçekte ise cephesinde çalışan Rus t: ile sevişi (2) | Matanın casus — olduğu nasil l (Arkası var) (1) Fransız Hanri Musnik bu id- diayr doğru bulmuyor. Ve Matanın en gerçek hikâyesini Charles Hey. nac “Gerçek Matahari,, kitabında yazmıştır diyor. (2) Matahari için çevrilmiş olan film bu esasa göre yapılmıştır. Biletleri! “Tan, — idaresinde dert yandı: — Geçen pazar, bilet fiatla- rındaki yüzde elli ucuzluktan | istifade etmek için, sabah saat 8 de kalkan Adalar vapuruna ye- tişmek istedim Köprüye geldiğim zaman, sa- |at sekize yirmi vardı. Hemen bilet verilen gişeye koştum. Fa- | kat memur, çatık bir suratla: — Tenzilâtlı bilet buradan verilmez! dedi, kesti. Bu sefer, öteki gişeye koş- tum. Tenzilâtlı bilet, bu gişe- den de verilmez; dediler. En sonunda bilet verilen gi- şeyi buldum, bileti aldım. 3ileti aldım ama vapura gi- remedim, Çünkü hareketine da- ha bir çeyrek varken kapıları kapıyarak: — Vapur verdiler. — Peki, dedim, tim ne olacak? — Biz orasına karışmayız.... cevabını verdiler. İster istemez ikinci vapuru bekledim. Yalnız bu arada na- sılsa, acele ile, başka bilet al- doldu! haberini şimdi bile- mağı unutmuşum, Benimle bir- | likte ayni tedbirsizliği, bilerek bilmiyerek yapan otuz kırk ki- şi daha vardı. Heybeliadaya çıkarken me- | murlar bizi yakaladılar. Bir ci- nayet işlemişiz gibi iskele üs- tünde posta edildik. Sorgulara çekildik. Ve nihayet bilet para- sını vererek, kurtulduk.,, Şimdi, müsaade edilirse sora- hmn: 1 — Tenzilâtır bilet, vapur şirketlerinin halka bir sadakası mıdır ki, yolcuları gişeden gi- şeye koşturarak yoruyorlar? 2 — Dolmuş bir vapur için Çilleri kat'iyyen izale eder kremlerin en nefisi, en sıhhisidir. Nazik cildli kadınların ha- yat arkadaşıdır. İh- tiyarları gençleştirir ve gençleri güzelleş- tirir. İnsana ebedi bir taravet veren Hasan kremini unutmayınız. Kutusu 50, tüb halin- de 20, Türkiyede ya- pılıb da Avrupa eti- keti yapıştırılan ve halkı aldatan krem- lere, vesair ıtrıyata aldanmayınız. Hasan | markasına dikkat edi- niz. Hasan Deposu: Ankara İstanbul, Beyoğlu TEŞEKKÜR Sevgili zevcim Çorum İlbayı Arıf Aykaçın ölümü münasebe- tile gerek bizzat ve gerek telg- raf ve mektupla acılarımıza iş- tirak buyurmuş — olanlara ayrı ayrı teşekkür etmeğe acılarımız mani olduğundan — gazetenizin tavassutunu dilerim, Zevcesi Seniha çalışan | genç bir yazıcı, dün bana şöyle | Avrupa tecim (ticaret ) ala- mında yerleşmiş bir töre vardır. Her malın neden yapıldığı söylenir ve üstüne yazılır. Yün, pamuk, ipek, ve yapma ipeh gibi. Hiç kim #e bunun aksine yalan söyliyemez. Hatta kaplama çatal bıçak gibi üs- tü gümüş kaplama takımların ta- nesinde kaç gram gümüş olduğu da söylenmek ve yazılmak gerek. SlüıfçıîçöPc Ne Dersiniz? iPEK KONTROLU ipeklilerimiz. mi?.. Ondan evvel kontrol edilecek bir sürü şey var. Başta gıda maddeleri gelir. Bize sorsalar, Trabzona bir yağ kontrol merkezi yapılmasını ipekten önce buluruz. Çünkü ipekli kumaş her l yerde Jüks eşyadır. Karışık olursa | sağlığa bir zararı dokunmaz. Böyle harışık kumaş satandan bir daha mal almazlar. O kendi kendine tas- tir. Pariste böyle, bir çatal bıçak | Fiyeye uğrar. Ama yağ öyle midir? yapan Ffabrikanın yaptığı takım - | Bir çiftçi memleketi olanTürkiyedı larda dediğinden az gümüş bulun- | temiz ve karıştırılmamış sadeyağ duğundan dolayı 300 bin frank pa- | bulmak güç bir iştir. Bu karışıklı ra cezasına çarpıldığını gazeteler- de görmüştük. Bizde böyle bir şey yok. Yok ama olacağını gösteren işaretler var, Meselâ Bursada bir ipek kontrol santralı yapılmak i #t yapanlar bir taraftan halkı sağlığile oynuyor, öbür taraftan iyi | bir şöhreti berbat ediyorlar. Onun için kontrola ilk önce böyle şeyler- | den başlamalıdır. Biz böyle düşür teniyormuş. Güzel düşünce. Lâkin | nüyoruz. Bunu görünce hatıra şu gelir. Ka- | Si .2 iz ne dersiniz? rışıksız olmaları istenen ilk matah ' AAA AAA AA M AA AM A | letler bu kadar rağbet görüyor, sabalıları Adalara, bir yerine iki vapur hareket ettirilse kıyamet mi kopar? Salâhaddin GÜNGÖR MiLLt1 nasıl bilet kesiyorlar? 3 — Biletsiz seyahat eden bir yolcu, cinayet işlemiş mi sayı- liyor? 4 — Mademki, tenzilâtlı bi- | İTTİHADI . | Türk Sigorta Şirketi | Harik ve hayat üzerine sigorta muameleleri icra eyleriz. | Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir. Merkezi idaresi : Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. Telefon : Usküdar Cumhuriyet mumiliğinden: Üsküdar Ceza Evinin Haziran 1935 - tarihinden Ma- yıs 936 sonuna kadar mahküma yevmiye 960 graıudarğ 250 mahküma 240 kilo olarak ekmek ihtiyacı birinci nev'i undan 86400 kilo en çok beher mahküma ycvmî-' ye 960 gramdan 200 mahküma yevmiye 192 kilo on iki aylığı cem'an 69120 kilo en az olarak tesbit edilerek kapalı zarfla münakasaya konulmuşdur. 27 Haziran 935 tarih Perşembe günü saat 10 da Üsküdar Cumhu- riyet Müddeiumumilik dairesinde toplanacak Komis- yon huzurile ihalesi yapılacakdır. Taliblerin yüzde ğ buçuk nisbetinde depo akçalarile her gün —Üsküdar Müddeiumun:iliğine müracaat edebilirler. Fazla malü- mat almak isteyenlerin Üsküdar Ceza Evi Çevirgenli- ğine müracaatları ilân olunur. (3213) eai ai ğ ben ea öre e Şürayı Devlet Umum!i Kâtipliğinden: Münhal olduğu evvelce ilân edilen 3500 kuruşluk * Ganp lisanlarından birini bilmeyenler için 30 liradır.» İkinci sınıf mülâzımlıkdan başka diğer bir ikinci sınıf mülâzımliğe tayin muamelesi daha yapılacağından me- murin kanununun 4 üncü maddesinde yazılı şartlari haiz ve Mülkiye veya Hukuk mektebi mezunu olup 30 yaşını geçmemiş olanlardan müracaat edecekler arasın” da Haziranın 12 inci Çarşamba günü saat 14 de Müsa- baka yapılacaktır. İsteklilerin evrakı müsbiteleriyle birlikte Umumi Kâtipliğe müracaat etmeleri. (3207) — ÖPERATÖR Doktor Nimet | Ankara caddesi Zorlu | apartmanı No. 21. | | Cumadan maada hergün | saat ?-6 hastalarını kabul L SA T AAA 38 LİRA—Tuvalete ve ıtriyata alt hef ne yapmak isterseniz herkesin vı!"; 'apal sonfen bileceği şekilde formülünü gönderirim veya öğretirim. ı |6uçuk 1LANL EF | lâboratuvarı, Kadıköy rıhtım .; Üa Gder, SI S 201

Bu sayıdan diğer sayfalar: