4 Temmuz 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

4 Temmuz 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MEMLEKETTE TAN Almanyadan Kayseriye Uçan Ve Olen Leylek! Kayseri, (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Kuşların ve di- Ber hayvanların tabii ömürlerini anlamak, onların nerelerde ya- şadıklarını ve nereleri dolaştıklarını tesbit etmek için Almanya- da çalışan eski bir cemiyet vardır. Kayseride bir kaç gün evvel bir ölü leylek bulunmuş, ayağında, bu cemiyet tarafından takıl- dığı anlaşılan alüminyum bir halkaya rastlanmıştır. Almanyadan uçurulduğu anlaşılan leyleğin ayağında bir numara ve “derhal iade ediniz!,, ibaresi yazılıdır. Gedizde Yapılan Toplantı Gediz, (Husust muhabirimiz bildiriyor) — Hava kurumu için burada büyük bir toplantı daha yapılmıştır. Halk ve civar köyler- den, gelen köylüler, seve seve 3800 lira vermeği taahhüt ederek ilgi ve heyecanlarını göstermişlerdir. İlçemizin ufak bir kamosu olan çayhanede de bir toplantı ya- pılmış, vatandaşlar 600 lira vermeği taahhüt etmişlerdir. Ça- lışmalara devam olunuyor. Gene Bir Kamyon Kazası -Aydın, (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Bozdoğanla Na- zilli arasında işliyen bir kamyon, 38 yolcu ile Ova kahvesi önle- rinde hendeğe devrilmiştir. Şoför kendisini dışarıya atmağa mu- vaffak olmuş, yolculardan üçü yaralanmışlardır. Ekmek Fiyatı Düşürülüyor “Aydın, (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Buğday piyasası- nın düzelmesi üzerine ekmek narlıı 10 kuruşa indirilmiştir. Şar- baylık, narhın daha indirilmesi için, un piyasası Denizliden telle sorulmuştur. Yerli buğdayın kilesi 80, arpanın kilesi 35 kuruşa düşmüştür. Afyon tohumu 10, bakla ımnda satılmıştır. Edirneye Ve Trakyaya Gelen Yeni Göçmenler 'Edirneye son Kdirne, (Hususi muhabirimiz bildi- tiyor) — Göçmen akını günden güne artıyor. Romanyadan kollektif pasa- portlarla gelen soydaşlarımız, Trak - yanın Tekirdağ mıntakasında iskân edilmektedirler, Bulgaristanda varla- rını yoklarını yüzüstü bırakan göç - menler, sınır boylarında en ağır ha- karetlere maruz kalarak ve adamakıl- h soyularak ana vatana gönderilmek- tedir. Göçmenler, önce Karaağaçtaki ko- Yozgattan ( Husust Muhabirimiz Bildiriyor ) — Vilâzet köy öğretmenleri kend - lerine düşen gerekli işleri görüşmek üzere vilöyet merkezinde bir toplantı yap- gelen göçmenler nuk evinde konuklanmakta, işleri bi- | ter bitmez Trakyanın muhtelif yerle- rine ve daha ziyade Lüleburgaz ile Saray ve Vize kazalarına iskân edil- mektedirler. Son yirmi beş gün için- de Pilevne, Niğbolu, Razgrat, Yalı- pınar, Kemallar, ve Es ve köylerinden 1600 göçmen gelmiş- tir. Bu göçmenler de Bulgar memur- ları tarafından birçok baksızlıklara uğratılmışlar, paraları ellerinden alm- mıştir. mışlardır. Yukarıki resim bu toplantıyı gösteriyor. , ama kasaba | Kontrolun ilk faydası | Bir müddet önce bu sütunlarda Aydın - Nazilli otobüslerinden bah- sederek, halhın enwniyeti noktasın- dan fazla yolcu almamaları lüzu- muna işaret etmiştik. Memnuniyetle görüyoruz ki, Ay- dın Şarbaylığı bu konu üzerinde büyük bir alâka göstermiştir. Kon- trollar meticesinde şriyatımızın doğruluğu anlaşılmış ve çamurluk- larına varıncaya kadar yolcu akıfı bir otobüs şoförü derhal cezalandı rılmıştır. Bu vaziyet bir daha gör: teriyor ki, otobüslerin dış yollarda kontrol edilmeleri çok lüzumlu ve faydalıdır. Daha iki gün önce Ova kahvesi önünde 38 yolcu ile hende- #e yuvarlanan otobüs, bunun en açık örneğidir. Aydın Şarbayının gösterdiği alâ- hkaya teşekkür ederken, bu işi esas- lı bir düzene koyacak tedbirlerin bir an evvel alınacağını umduğu- muzu da ilâve ediyoruz. AAA Busuya İuşurulen Göçmenler Edirne, (Hususi muhabirimiz bildi- riyor) — Eskicumanım Selim köyün- den Hacı Hüseyin isminde bir soyda- sumuzla birlikte yola çıkan 28 göçmen gayri kanun! sebeplerden ötürü Sivi- | lingrat kasabasında nezaret altına alınmışlardır. Hacı Hüseyin'in, sonradan iltihak etmek üzere geride kalan oğlu —Ali, 350 koyunile birlikte köyden ayrılı ken Bulgarlar tarafından pusuya t ratılarak öldürülmüştür. Ali'nin sürü- SÜ dağılmış, Sivilingrat'ta bekliyen babası oğlunun ölümünü henüz haber almamıştır. İİkKÜÇÜK TELGRAF | HO NABERLER'İ | “ Aydın, (T: — Halkevinin ha- pishanede açtığı okuma yazma kursu bitirilmiş, kursta ders görenlerin im- tihanları yapılarak 89 mahküma bel- geleri dağıtılmıştır. * Tirebolu, (Tan) — Köyl zin tohum ve yiyecek almaları için Ekim Bankası, kooperatif ortaklarına ve kooperatifte olmıyanlara zincirle- me ile para vermektedir. Bu parala- rın tutarı 12 bin lirayı bulmuştur, * Akdağ, (Tan) — Hava kurumu | için burada da çalışmalara başlanmış- tır. Hava tehlikesine karşı korunma. ği öğreten bitekler halka dağıtılmış- tır. Korunma çareleri ve hava kuru- muna üye olmak için hükümet heki- mi özlü bir söylev vermiştir. Halk, hava kurumuna yardım için taahhüt- lere girmiştir. Memurlar maaşların- dan €5 2 veri * Aydın, 9 finansal yılı vergi tahsilâtr vasati ola- rak ©p 76 nisbetindedir. Ve geçen yı- la nazaran *5 8 farladır. * Ayıntap, (Tan) — Burada ikisi sazlı olmak üzere beş yazlık bahçe açılmıştır. Bunlardan birisi fırka ve ev, i k, üçüncüsü de ordu ve Halkyurdu bahçeleridir. * Balıkesir, (Tan) — İzmir Hal- kevi musiki kolundan bir heyet bu- raya iki konser vermek için gelmiş- tir. Bu heyeti çağıran ve misafır eden Balıkesir halkevi kendilerine büyük mişafirperverlik göstermiştir. San'at- | kârlar, iki könser verdikten sonra İzmire dönmüşlerdir. * Balıkesir, (Tan) — Bu sene kampa girecek orta mektep ve liseli okullar 250 kadardır. Kamp Bandır- mada denize yakın bir yerde kurula- | tak ve gençler oraya hususi bir tren- le gideceklerdir. aen LONDRA - ISTANBUL ni çai ünle ddti öleakni Edirne -İstanbul Yolu 16 Ayda Bitirilecek Londra - İstanbul yolunu araştırmak için otomo - bille şehrimize gelmiş olan oto- mobil mator fabrikası mümes - silleri evvelki akşamki ekspres- le Londraya gitmişlerdir. He - yetle beraber gelmiş olan İngi- liz gazetecilerinden Daily Ex- press gazetesinden — Harold Pemperton, Daily Mail gazete- sinden Roger Fulles ve Daily Herald gazetesinden Thomas Wisalem de dün otornobille ha- reket etmişlerdir. Gazeteciler ha reketlerinden evvel Londra - İs- tanbul yolunu nasıl — buldukla- rını şu süretle anlatmışlardır: — Bu seyahat bize büfün Av- rupadan geçen bu uzun - yolda şimdiye kadar neler yapıldığını ve bunu seyrüsefere açmak için daha neler yapılması lâzım ge- diğini anlamak fırsatını verdi. Bu yolun bugünkü hali aslâ ümi di kesecek bir halde değildir. Londradan Avusturyada bulu nan Linz'e kadar yol,iyidir.Ara- da bazı bozuk kısımlar varsa da bunlar da tamir edilmektedir. Macaristanda Budapeşteden 70 kilometre mesafesine kadar şo- seler yeniden ve iyi bir haldedir. Bu yolun Yugoslav hududuna kadar olan kısını da yapılmak üzeredir. Yugoslavyadan yollar -Bel - grada fenadır, Belgrattan - son- ra iyileşir. İşittiğimize göre ye- ni yollar inşası için bir kaç mil- yon dinarlık tahsisat verilmiş - tir. Bulgaristanın da yolları çok fenadır. Bilhassa Dragomandan sonra şöse Sofyaya kadar harap bir haldedir. Bundan sonra yol geçilemiyecek bir hale gelir ve etomobilciler bu yolda saatte 30 40 kilometreden fazla yapamaz- otomobil | lar. Edirneden Silivriye kadar yol iptidai bir haldedir. Fakat Siliv- riden sonra yolda mühim inşaat vardır ve otomobille gelen sey - yahlar başka yollardan geçmek mecburiyetindedirler. İşittiğimize göre Atatürkün emri üzerine Trakya yolu 16 ay- da ikmal edilecektir. Bu yol da Yeni Türkiyenin başardığı mü - him bir eser olacak ve memle - ketler bundan istifade edecek - tir. Budapeştede toplanacak olan türizm köngresine vereceğimiz ihtisaslarımız bundan ibarettir. Bu konferansa İngiltere, Avus - turya, Macaristan, Türkiye, Bel çika, Yugoslavya, Bulgaristan ve Almanya yani Brükselde baş layan büyük arsıulusal yolun geçtiği memleketler iştirak e - decektir. Üç sene evvel yaptığı- mız araştırma seyahatinden son ra bugüne kadar yapılmış olan şeyleri gözönünde tutarak yol inşaatının iki senede bitirilece - ğini ve bu sayede Londra - İs- tanbul yolunu altr günde katet- mek kabil olacağını ümit ederiz. Bundan sonra programın ikin ci kısımı ile meşgul olacağız. Bu da, yine arsıulusal iltisak nokta- sı İstanbul olmak üzere Suriye ve Kahireden geçecek olan Hin distan yolunun yapılmasıdır.,, Gazeteciler bundan sonra İs- tanbulun iklimi, güzelliği hase- bile seyyah celbetmemesi kabil değildir. Fakat seyyahı yolcu - luk zamanında olduğu gibi bu - rada kalacağı gzünlerde kentisi- ne-göstüfilecek kolaylıklar ve konfor ile celbetmeğe çalışma - lıdır.,, HAK YERLERİ Aliyi Edirnekapı Dışına atanlar Erenköyünde oturan Ali is- minde birini, Fatihteki kızının evine giderken, taksi parası yü- zünden çıkan münakaşa üzerine sur haricinde bir yere götürerek 159 lirasını çalmışlardı. Müddei umumilik vaka tah - | kikatile — meşgul olmaktadır. Remzi isminde biri, sorguya çe- kilmek üzere sulh ceza mahke- mesine verilmiştir. * Eyüpte, karısı Dilberi öldü- ren Aıiıi_lı. duruşması, dün ağır cezada bitirilmiştir. Suçu sabit görülen Aziz, 18 sene hapse mahküm olmuş, ancak karısının bazı hallerinde tahrik mahiyeti olduğundan cezası 9 seneye in- dirilmiştir. * Melâhat adında bir kadm, dün Polis relakatinde birinci sulh Ceza mahkemesine getiril- miştir. Dört aydanberi aranmak ta olan Melâhat, bir kaç arka - daşile birlik olarak dördüncü va kıf hanı önünde Kadriye adın - da bir kadını dövmekten suçlu- dür. —— Bâkim, Melâhata, gelecek cel sede gelmediği takdirde kendi - sini tevkif ettireceğini söylemiş tır. * Koca Mustafa paşada otu- ran Âyşenin ansızın odasına gi- rerek elindeki yanar mangalı üstüne devirmek ve yere düşü - rerek ayağınım kırılmasıma se- bep Olmaktan suçlu camcı Ali - nin düuruşmasına dün üçüncü ce- zada bakıldı. Bir kaç şahit dinlendi. Du- ruşma Öteki şahitlerin | çağrıl - ması için başka güne bırakıldı. * Binci ihtisas mahkemesi müddei umumiliği, takas yol - suzluğu evrakımı tetkike başla - mıştır. Evrak ve dosyalar, 37 ki- lo 600 gram ağırlığınadır. Bun- ların en kısa zamanda tetkikine çalısılmaktadır. * Kumaş kaçakçılığından suç- Tu Alis Bahar, Melhame ve Jer- menin duruşmalarına dün 8 in- vi ihtisas hakyerinde devam e- dikli. Duruşmada iki tercüman vardı. Şahitler dinlenildi. Du- ruşma, tahkikatın genişletilme- si icin. haeka eiine bırakıldı, — Nasıl gitmiş ? Beyoğlunda Yazıcı sokağın - da 31 numaralı evde oturan Es- ter Araf ötedenberi çamaşırcı- lık yaparak biriktirdiği 800 lira- sinı Osmanlı Bankasma yatır- mıştır. Beki Susi isminde aynı sokak- ta oturan diğer bir kadın da Esterin — Osmanlı Bankasında 800 lirası olduğunu duymuş ve Estere: — Paranı bankadan al, ne o- lür, ne olmaz, demiştir. Cahil ve hattâ biraz akli mü- vazenesi bozuk olan Ester, buna inanmış, Beki ile nişanlısını sa- hit göstermek suretile parayı bankadan mühürle çekmiştir. Para - bankadan alyunca Beki Susi : — Sen'bu paraları saklaya- mazsın. Bana ver, Lâzım olduk- ça gelir alırsın demiş, ve kadının eline de ne oldu- ğu anlaşılamıyan bir pusula ver miştir. Puslada imza da yoktur. Bir kaç defa parasını istiyen Ester şimdi büsbütün sapıtmış ve âdeta hakkını müdafaa ede- mez bir hale gelmiştir. Polis, tahkikata devam etmek tedir. Bir motör kazaya uğradı Evvelki gece 23 te Çankaya adlı küçük bir motor, Saraybur- nundan geçerken dalgaların te- sirile orada bulunan bir şaman- | diraya çarpmış, baş tarafından zedelenmiştir. Çankayanın içi deki yolcular başka bir motorla karaya çıkarılmış ve sakat mo- tor da Sirkeci iskelesine çekil - miştir. Şapkayı kapan çaylak Verilen bir habere göre, bun- dan bir kaç gün evvel Kürkçü- başı camii müezzini Süleymanın başından garip bir vaka geçmiş- tir: Süleyman, bir öğle üzeri mi - nareye çıkmış, ezanını okumuya başlamıştır. Ezanın ortasında bir çaylak adamcağızın tepesine doğru inmiş ve şapkasını kap - tıktan sonra havalânmıştır. Şaşkın şaşkın ezanını bitiren Süleyman, minareden - inmiş ve başından geçenleri arkadaşları- 4-7-935 —et AAA AA A AA SAGLIK ÖGÜTLERİ <n AMAD | L Deniz banyoları Karpuz kabuğunun denirde yüzdü- ğünü hehüz görmedimse de, karpu- zun kendisini manav dükkânında gördüm. Elbette biri deniz kenarın- da karpuz yemiş ve kabuğunu denize atmıştır. En ziyade ihtiyata Tiayet edenler için bile deniz banyosu mev- simi gelmiş sayılır. Şu halde deniz banyolarınm faydalarını saymak ta- manı da gelmiş demektir. ü 1 — Deniz suyu insanın bedenin- den biraz daha soğuk — olunca, karit dışardan içeriye doğru iter. Denize girince titreme bundan ileri gelir, fa- kat ayni zamanda yüreğin kuvveti artar, bazı daha yavaş yani daha kuv- vetli olur. Kanın içindeki kırmızı kü- reciklerle onların kesafetleri,kırmızı- lık veren maddeleri, kanın yapışkan- lığı da hep artarlar. Bunların hepsi bedenin genel kuvvetinin artması de- mekt ; 2 — Tasan denize girince nefes al- ması daha derinleşir. Nefes almanın sayısı azalır, fakat kuvveti çoğalır. Hİ Deniz banyolarının tesiriyle ter azalır, idrar azalır. Yenilen ye- meklerden alınan gidalar - bedende daha iyi yerleşirler. Bundan dolayı insan deniz kenarında ar yemek yese de daha iyi beslenir. * — Denizde derinin işlemesi ar- tar. Bu da teneffüsün fazlalaşması, kanın daha iyi temizlenmesi demek- tir. Bilirsiniz ki, teneffüs işinde de- rinin pek büyük hizmeti vardır. $ — Deniz banyoları pek uzun sürmezler, mutedil olarak yapılırsa irleri de kuvvetlerdirirler, Fakat biraz ifrata gidilince, baygınlık, baş Ağrısı, ağır uyku — gelebilir. Pek si- nirli olanlarda ateş bile artar. Onun için olanlara deniz banyoların- da ihtiyatlı bulunmak gerektir. 6 — Deniz banyoları — iştahı arttı- rırlar. Bir taraftan da yenilen ye- meklerden daha ziyade istifade edi- lince, deniz banyoları iştahsız, zayıf kimseler için pek iyi bir ilâç olur. 7 — Deniz banyoları bayanlara mahsus-tahil halleri kolaylaştırırlar. Sancılar geltitden o tabil haller dü- zelirler. Çocuklart olmiyam bayanlara deniz banyoları tavsiye edildiğini, biroçklarının bu tavsiyeden — istifade ederek © kadar özledikleri anneliğe kavuştuklarını bilirsiniz. 8 — Deniz banyoları çocukların büyümelerine, gelişmelerine çok yar- dum eder, Ancak, çocukları denize sokmak için hiç olmarsa iki yaşına gelmiş olmalarını beklemek Tâzrmder. 9 — Boyunlarında vesleri . Lüylür müş çocuklar, kemiklerinde ve oy- nak yerlerinde verem hastalığı bulu- mnan çocuklar, kansız çocuklar, hele iştahsız çocuklar deniz - banyoların- dan çok fayda bulurlar. 10 — Denizin soğuk suyuna gire- miyecek kadar zayıf olanlara da, de- niz suyu'rsıtılarak onutla baye5) ya- piler. Bu suretle onlar da tuzlu ban- yolardan fayda bulurlar. Gazetede bu öğütlere verilen yer müsait olsaydı, deniz banyolarını” dşha başka faydaları da sayılabti 'akat deniz banyolarının *0 ddi fanıtmak için bu kad>t 'da yetmez mi? Lokman Hekim ——— ça TIİFOBİLF” Dr. Ihsan Sami || Tito ve paratifo hastalıklarına tu- tulmamak için ağızdan alınan tifo > baplarıdır. Hiç rahatsızlık ver- mez. Herkes slabilir. Kutusu —— 55 kuru. 3379 <—— 4230 —— ——— na anlatmış, etrafındakileri hay li güldürmüştür. * Dün saat onda Çifte saray- lar caddesinde 21 numaralı Ser- kisin evinde bacanın kurumları tutuşmuş ve hemen - söndürül - müştür. * Dün Fatih cami avlusunda abdest alan Karagümrüklü Ha- lit cüzdanmı çaldırmıştır. H,ılit. abdest almak üzere ceketini Çı- karmış ve duvardaki mıştır. O sırada Fatihli balon- cu Remzi, asılı duran ceketin cebinden eüizdanı almış ve kaç- mıya başlamıştır. Vakayı gören ler Remziyi bırakmamışlar ve gelen polislere teslim etmişler- dir. * Ortaköyde oturmakta olan Nezahat, dün Mahmutpaşada eldiven alırken işportacı Mayta çantasını aşırmıştır. Nezahatin çantanın içinde 35 lira ile hususi bazt evrak olduğunu iddia etme- si üzerine Mayta yakalanmıştır. * Mahmutpaşada Yarımhan- da 9 numaralı Fikretin yapısın- da çalışmakta olan amele Hara- lambo, dikkatsizlik yüzünden taraçadan düşmüş v€ tedavi edilmek üzere Cerrahpa- şa hastahanesine gönderilmsitif aa e dÜŞDĞT UAOAĞ ea aa aa DŞU SD Ğİ aa AAA ÜNU DAG Ç

Bu sayıdan diğer sayfalar: