21 Temmuz 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

21 Temmuz 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Uşakta Bir Arabacının (Afşehir Bir Evinde Bomba Patladı Uşak, (Özel aytarımız bildiriyor) — Arabacı Kel Eminin evin de bir bomba patlamıştır, Bu patlama neticesinde Emin hemen ölmüş, karısı ve kızı yal lardır. Yaralananlar hastahane» ye kaldırılarak tedavi altına alınmışlardır. Tahkikatın neticesine göre, Emin, harbi umumiden kalma bir bombayı karıştırırken in- filâk vukua gelmiştir. Hâdise gece olduğu için bir hayli korkan- Jar olmuştur. Üç Ay Kaçak Dolaşmış Bartın, (Özel aytarımız bildiriyor) — Üç ay önce hapisha- nenin iş yurdundan kaçan İsmail isminde bir mahküm, İzmirde yakalanarak buraya getirilmiştir. Mahkümun Safranbolu yo- lile Ankaraya, oradan da İzmire geçtiği ve sahte bir hüvivet cüzdanı ile bir müddet saklandığı anlaşılmıştır. inhisarlar Anason Alıyor İzmir, (Özel aytarımız bildiriyor) — İnhisar Başdirektörü Hüsnü, buradan Çeşmeye gitmiştir. Bu gidiş İnhisar İdaresi- nin anason alımı ile ilgilidir. Çeşme anason üretmenleri, İnhi- sar İdaresinin piyasayı açmasını beklemektedirler. , Bu yıl anason rekoltesi 10 bin kilo kadar tahmin ediliyor. Alacak Yüzünden Bir Cinayet Bartın, (Özel aytarımız bildiriyor) — Burada bir cinayet iş- İenmiştir. İhsaniye köyünden Şaban, ayni köyde oturan İsbak- tan alacağını istemiş, bu yüzden aralarında bir kavga çıkmıştır. Şaban, arkadaşına birkaç tokat indirince İshak belindeki ta- bancayı çekmiş ve kalçasımdan ağır surette yaralamıştır. Zon- guldak hastanesine kaldırılan yaralınm sıhhi vaziyeti ağır'lır. İshak tutulmuştur. Uşakta Bir Yangın Uşak, (Özel aytarımız bildiriyor) — Sabah mahallesinde te- nekeci Sadığın evinde çıkan yangın neticesinde ev tamamen yan mıştır. Şeker fabrikasındaki vasıtaların yardımı ile, yangın bü- yük müşkülâtla söndürülebilmiştir, Adanada Bir Tren Kazası "Adana, (Özel aytarımız bildiriyor) — Burada evvelki gün bir tren kazası olmuştur. 5039 numaralı trenin lokomotifi, şehri - mize yakm bir geçitte önüne çıkan taş yüklü bir kamyona çarp- mıştır, Kamyon devrilmiş, şoförle muavini ağır surette yara» lanmıştır. Adliye, tahkikata başlamıştır, Turhal Modern Şehir Oluyor Tokat, (Özel aytarımız bildiriyor) — Modern bir sistem da- hilinde hazırlanan Tokat - Turhal yolu üzerinde 80 kadar ev kurulmasına başlanmıştır. Köy plânma göre, evler, on altışar metre genişliğinde ayrılan caddeler üzerinde kurulacaktır. Bü- tün köylüler, canla, başla çalışmaktadırlar, oo“ Tokattâ yeni yapılan Halkevi e Lise istiyor Yedi yıl önce “Ikmal Mektebi” namı altında açılan ve açılışının üçücü yılı ortamektep haline gelen Akşehir Orta Okulası, bü yıl yeni- den birçok mezun vermiştir. Okulayı mali durumları yüzünden yüksek tahsillerini takip edememek vaziye- tinde kalmışlardır. Akşehirde, bir lise açılması, kültür bakımından çok önemli bir ihtiyaç haline gel- iştir. Akşehirden aldığımız bir mektupta, bu dileğin ilgililere du- yurulması istenmektedir. LI KAİ Ankara veFethiye Bisikletçileri Aydın, (Tan) — tur yapan Ankara Gücü bisikletçile- rinden Niyazi, Orhan, Galip, Talât ve Eyüple, Fethiyenin Ege kulübü bisik- letçilerinden Haydar, Osrnan ve Ha- Batı illerde bir lil buraya gelmişlerdir. Kendileri Parti tarafından konuklanmışlardır. Ankaralı bisikletçiler, buradan Nazil- liye gitmişlerdir. Fethiyeli bisikletçi- ler de bugün Çine yolu ile Muğlaya hareket etmişlerdir. — Kuyuya düşen m Aydın, (Özel aytarımır bildiriyor) — Erbeylide oturan Hüseyin oğlu Ib- rahim, bahçesinde kuyu kazarken şark kırılmış, kuyuya yuvaranarak ağır surette yaralanmıştır. Yaralı raemleket. hastanesine İKÜÇÜK TELGRAF | İ HABERLERİ —— rk e V zirmediimekte: | £ ir * Tokat, (Tan) — Hava kurumu için önemli çalışmalar devam etmek- tedir. Seçilen iki kol, her hafta mun- tazam toplantılar yaparak hava teh- Yikesini bilen üye yazmaktadır. * Tokat, (Tan) — İlin bütün yok larında çalışmalar başlamıştır. “To « kat 1» Srvas şosesi üzerinde altı silin- dir devamlı şeki de çalışmaktadır. To- kat - Turhal yolu tamamen yapılmış- tar. * Tire, (Tan) — Tireye atayan 1l- çebay Şefik dün trenle gelmiş, bugün işe başlamıştır. # İzmir, (Tan) — Liman genel di- rektörü Muhsin Ankaradan buraya gelmiş. liman işleri hakkında tetkik- lerde bulunduktan sonra Istanbula gitmistir. ie dn (Tan) — Yeni Tlbay Sa- İzdemir bugün buraya gelmiş, törenle ai mia a ei Uşak, (Tan) — Burada sıcak ve kuraklık elân devam ediyor. Çiftçi ze- riyat işinden endişededir. Sıcaklar de- yanılmaz bir hale gelmiştir. bitiren birçok gençler, AN HAKYERLERİ Adliyede tatil Başladıktan sonra Dün, adliyede tatilin başladığı ilk gündü. Nöbetçi kalan ceza mahkeme lerinde, iş çok az olduğundan, ancak bir kaç mevkuflu davaya bakılmış - tir, * Fenerde, çeltik fabrikasında ça- lışan işçilerden Ali oğlu Meymet, dün fabrikada temizlik yaparken an sızın düşerek yaralanmış ve Cerrah. paşa hastahanesine kaldırılmıştır. * Tevkifhanedeki omevkuflardan Süleyman oğlu İhsan, dün birdenbi re delirmiş ve bir takım akılsızca ha reketler yapmağa başlamıştır. Süley man oğlu İhsan, muayene edilmek Üzere tıbbı adliye gönderilmiştir on şirketine ait de - | çalmaktan suçlu Ham di oğlu Bekirin duruşması dün bi - rinci sulh cezada yapılmış ve suçlu 3 ay on beş gün hapise mahküm ol- muştur # İstanbul Amerikan hastahanesi | doğum mütehassısı doktor Galip Hakkı ve operatörü doktor L A. Shepard hakkında genel savmanın - dan bir müracaat yapıldığını, zarar ve ziyan istendiğini yazmıştık. Hâdi s6 İle alâkadar bu iki doktor bize dün şu tashih mektubunu göndermiş lerdir:: 19.7.1935 günlü gazetenizde Ba - yan Besime Taşar için hakkımızda yanlış yazı yazılmış olduğundan va- kayı olduğu gibi size bildirmeyi doğ | rü gördük, | Bayan Besimeye Amerikan hasta- | hanesinde hiç bir ameliyat yapılma - | mıştır. Ve çocuğunu Bay doktor Da nikyanın femmi yardımı İle normal | surette doğurmuştur. Doğumdan son a lâzım gelen tedavi yapılmakta i- *n, doğumun altıncı günü akraba tının arzuları ile hastahaneden çık iak istemiştir. Çıkmaması için sid» detli ısrarlarımıza rağmen, mesuliye ti kendisi yazı ile kabul ederek has- tahaneyi terketmiştir. e Nakledildiği diğer hastahanede sekiz gün sonra iktiza eden ufak bir müdahale yapıl- mış ve halen hastanın sıhhati yerin- de olduğu ve kocası Bay Hamdinin meseleyi yanlış telâkki ederek genel savamanlığa baş vurduğu anlaşılmış» tir. 5 bin lirayı ödemeden kaçtı! Eroin yapmak suçile bir sene hapi *e ve 5 bin lira para cezasına mah - küm edilen Armando isminde birisi, mahkümiyet müddetini bitirerek ha pisaneden çıkmıştır. o Armando, 5 bin lirayı da ödemek için iki ay mü. saade istemiş, fakat ortadan kaybol muştur. Sekizinci ihtisas mahkeme - si, Armandonun aranmasını polisten | * Ma'atya, (Tan) — Malatya - Ur- fa yolu üzerinde 100 metrelik bir kısmın beton olarak yapılması eksilt- meye konulmuştur. *Tarsus, (Tan) — 3 - 4 senelik ku- raklıktan sonra iki yıldır bol mahsul alan Tarsusta vergi borçlarmın tahsi- | İline devam ediliyor. 800 bin liraya yakın olan tahakkukatın yüzde dok- san üçü tahsil edilmiştir. # Sivas, (Tan) — Posta, telgraf ve telefon müfettişi Fevzinin Trabzon mıntakâsına atanması üzerine, yeri - ne Kastamonu müfettişi Fahri Kut- luay getirilmiştir. # Mersin, (Tan) — Evvelki gün saat 9,50 de Ceyhandan Osmaniyeye giden marşandiz treni, Ceyhan istas- yonu civarında makaslardan geçer - ken iki vagon hattan çıkmış ve yolu kapamıştır. Vaka yerine gelen imdat treni bir sâat şonra yolu açmıştır. Ö- len ve Yaralanan yoktur. * Sivas, (Tan) — Ulaş nahiyesi. nin Her hafta cumartesi günleri ge- nel bİr pazar kurulmasına başlan - miştar. No, 63 odasına gitti, Kapıyı açıp içeri- 'YOSMA! Etem İzzet BENICE lerini kızarttı, ıslattı, saatlardır ağlıyormuş gibi yüzüne deği şiklik verdi. Doktor salonda bir aşağı bir yukatı sinirli sinirli dolaşıyor, kafasının içi bir mahşer yeri gi- bi bin bir fikirle dolup boşalır hu. Öfkeli öfkeli seslendi: — Marika., Marika?. z Hizmetçinin derinden $esi geldi: — Buyurun. — Gel buraya.. Marika geldi. Doktor hiç onun yüzüne bakmadan sordu: ye girdiği zaman gördüğü şüuy- du: Karyola karmakarışık, Oda havasız. Komodinin üzerinde tentürdiyot, aspirin şişeleri, pa” muk paketi var. Güney arkasın- da bir beyaz gecelik, yatağın içine yüzükoyun yatmış. Saçı başı dağınık. Yüzünün rengi kıpkırmızı. Yatakta kıvrılır gi- bi uzanmış. Gözleri soluk soluk. Kirpikleri ıslak. Fazıl bütün bunları görünce: — Güney. Diye seslendi. Genç kadın hiç cevap vermedi. Fazıl ilerle- di, yatağa sokuldu, bir daha ses- lendi: — Güney.. Genç kadın yine cevap verme- di. Doktor sinirli sinirli: — Tabii sabahtan akşama ka» dar bir kadın sokak sokak dola- — Nabzıma bakacaktım.. Dedi, — Nabzıma bakacağın yerde bir hâstanm kalbini kırmamağı düşünseydin. Doktor sertti: — Hastanın sokakta işi ne?. Güney yataktan hızla doğrul- az — Ben sokağa gitmedim. Doktorun gözleri bir yıldırım alevine tutulmuş gibi parladı: — Onüç kere eve telefon ettim. Yoktun, — Ben evdeydim. Hem de burada, yatağımda. — Lâf. — Neden lâf olsun. Senin sersem hizmetçin bir kerecik ol- sun yanıma uğramadı diye sana yalan mı söylemiş olacağım! Ve Güney birden köpürdü, birden taştı: Derin bir yara bir dertli mektubu ki, eğer bu mektubu aynen geçirmeğe kalk sak, bu sayfaların biri ikisi “lo- lar. N, A. nm derdini hulâsa edelim: Bu genç Üniversite Edebiyat Şubesine devam ediyor. Fakat bir sene geri kalmıştır. Derdi pek çoktur, Hangisinden başla- mal: derken biricik derdini, sev- gisini, sevgilisini anlatmağa başlıyor ve başlarken: “Sizden anlamak istediğim, onu sevip diyor. Evvelâ bir düğün balosunda tanışıyorlar. Dans ediyorlar, o- nü ertesi gün mehtap âlemine, sinemaya davet ediyor. Fakat sevmediğimd kabul olunmuyor. Sonra bir başka tesadüfle ikisi de bisiklet- le gezerlerken dost oluyorlar. Fakat işte o kadar... Bu dost - Tuktan ileri gitmiyor. Günler, haftalar, aylarca beraber, başba- şa dolaşıyor, geziyor, yalnız ka- liyor, anlaşıyorlar; fakat oda, öteki de sevgiden bahsetmeğe cesaret edemiyorlar. Yalnız bir gün, yine bağlar - da, bahçelerde ,sık yapraklı kayısı ağaçlarının gölgesinde gezip dolaştıktan sonra bisiklet- lerine binip dönerlerken: “ww Ö benim önümde, ben önun kolunu tutarak bisikleti- mi idare ediyorum. Bir aralık artık memlekete gideceğimi ve aynılacağımızı söyledim. Sustu. Kendimizi grubun güzelliğine bırakmış, sessizce akıp gidiyor. duk, Birden onun başı benim ya eğ tane saçları yüzüme doldu, etinin taze sıcaklığını duydum. Neden bilmem, birdenbire mâ nasızlaşmıştım. Kendimi geri çektim. Ö da doğruldu. Evlerine yaklaşıncıya kadar bir şey söy - lemedi. Sonra yalvarmaya, bir gün daha kalmamı istemiye baş ladı. “Olamaz, gideceğim... di yordum ve böyle diyerek ayrıl - miştım, Ertesi gün onunla her zaman buluştuğumuz yere gittiğim za man onu gene orada buldum. Dört gün sonra artık ondan ayrılarak uzaklara gittim. Imti- handa muvaffak olamadım ve bir daha yanına dönemedim. Bir | çok defalar gel, seni bekliyo - İrum,, seni unutabilsem..... diye ! mektuplar yazdı. Aldırmadım. Atadan aylar geçti, Önu deli gi bi sevdiğimi biliyorum. Fakat cevap veremiyorum. Bana yazdı ğı bir mektupta kendisini bir mühendise vermek istediklerini bildirmişti. Kendisine bizim bir N. A.imzasile uzun, çok uzun | 217-955 ileşmemizin imkânsızlığıR! makla iktifa ettim, Velt sıl anlatayım; istiyorum yalnız beni sevsin, takât © karım da olamıyacak.. © Aradan bir sene geçiYi genç şimdi her şeyin 9 kail, Fakat hâlâ içinde © yara sızlıyor... Beni artık unutmuştu Fakat bugün geçen senet gitiğimiz yerlere gidip d& ken onu hatırlamamak mıyor. Çabuk unutacağI mıştım, Bunun içindir & da beni çabuk unutması '$i şeyi yapmıştım, Fakat şi man mıyım? Belki... Anlamak istediğim Ben bir sene evvel çok $ şimdi artık beni hiç bir zi kadar etmiyor. Neden? mıyım? Eğer ondan dahâ lini bulursam kur yapay Belki onu gene unutmam; olur. Fakat ben unutman Je olur. Fakat ben unut istemiyorum. Hülâsası mek istiyorum. Fakat kadın benim karım olr: sevgim eksilmesin, art: Bir gün kendi istikbali vetmekten de korkuyorü na bir seyahat mi tavsiy€ sunuz?,, Sonra bu vazi; görmeliyim?.. Şimdi her $* bıkmış vaziyetteyim. Hef den çabuk usanıyorum. Görünüyor ki, bu gen? ran içinde bocalıyor. Baf” talarını alarak büsbütün hem biraktığımız çtub” kâğıt olduğu halde aşkmi çok safhalarmı epeyce 1 memiş, yalnız geçirdiği 9 canlandırmıştır. Sevdiği sıya sevdiği bu kıza yan çizişi nedendir? Sev€ den veya sevildiğinden e yoayıyından gil ley ği | halde, kıza mukabele et halâ inat ediyor. Bu bir i#* fis meselesi mi? Yoksa © hiç bir meslek sahibi o kendi istikbalini temin ©* ği için kızın istikbalindeli; kusundan mı? Bize ikisi © nasız görünüyor. A N. A, evlenmekten kor” nu yazarken sevgisinin € yerek artmasını bu kor bep göstermektedir. İşt€, bu buhranların ipucu... gibi evlenmek istemiyeP bulamadıkça o gönül m rinde mesut olamaz. Dediğimiz gibi uzun bunda bir çok müphem var, N. A. gönlünün > rin yarasını bize deşerk© ranın hakiki sebeplerini & memiştir, Bundan dolay” sine yalnız, şu aldığımı. satırmdan da çok sevdiğ' lâ çok sevmekte olduğ” dığımızı yazarken hiç tavsiye edemiyoruz. — Ben hastaydım. Sen git-| di: tikten sonra tekrar uyumuşum. | — Marika.. Marika.. Belki saat on dörtte uyandım. Doktor şaşkına dönmüştü Kırıklığım gitmemişti. İki as-| Odaya ,karyolaya, ilâç şişeleri- pirin aldım. Uşümüşümdür.. di- | ne ,sonra karısının yüzüne, ağ” ye kaburgalarımın üzerine biraz | lamaktan şişer hale giren göz- tentürdiyot sürdüm. Terlemek | lerine, soluk yanaklarına, saçr- için tekrar yorganı başıma çek» | na başına ve daha sonra hizmet- tim, Hemen yataktan çıkmıştım | çi hakkındaki ağır, kuvvetli söz- ki sen telefon ettin. Ben doktor | lerine bakıyor bakıyor ne Yapa- kocamdan hasta bırakıp gittiği | cağını, ne diyeceğini şaşırıyor- karısının sağlığını, esenliğini | du. Güney bir daha seslendi: soracağını beklerken o bana ağız — Marika.. dolusu Iğf etti, Marika, ağır, ürkek adımlar- Ve hemen karyoladan keskin | la, fakat başı daima önünde; bir atılışla indi: gözleri daima yere iğik içeriye — Şimdi o hizmetçi alçağını | geldi. Güney Marika'yı görün- kovacağım. Hem yalan söyledi- | ce öfkesinden bir pars gibi kız- ği için, hem de sabahtan bu sa- | dr, kabardı, sanki üzerine atıla- ate kadar bir kerecik yatak oda- | cak ve onu parçalıyacakmiş gi- sına gelmediği için. Ben ger-|bi: 5 çekten de evde olmasaydım, de- | — Alçak kız. Doktora nası) mek ne yatak odasının kapısını | yalan söyledin. Şimdi sana gös- sonda yatak odasını © cektim, Bayanı evin meyince sizinle be sandım. Diye, doktorun ayi pandı, Doktorun bir mesine vakit kalmadâ”& bağırdı: ği — Bu kadar kepa#€” tıktan sonra yalv yok. Çabuk bohçanı #* den. Ve ilâve etti; — Sersem., Doktor: j — Dur bakalım G8. Diyecek oldu, gene “e da sert bir karşılama — Laf istemiy: ! gidecek. Bütün bu zasmı ben çekecek © Ve ayaklarını yef€ ra Marika'yı bir ker€” — Güney nerede?, şırsa işte böyle olur.. — Hem, bana: yalan söylü- | açacak, ne odayı, yorganları ha- | tereceğim. Hâydi çabuk bohça | du: — Yatak odasında... Dedi, hasta karşısmdaki alış- | yorsun.. demek hakkını sana| valandıracak, ne de temizlik | nı al, evden çik!, — Hâli burada İÜ — Ne vakit geldi?. kanlığın itişi ile eli kendiliğin- | kim verdi?. Şimdiye kadar be- | yapmıyacaktı?. Şimdi onu ko- Dedi. Hizmetçi kız: Haydi, şimdi çık git Hizmetçi bu sorguya hiç ce- | den Güney'in bileğine gitti, Gü- | nim sana tek kelime yalan söy. | vacağım. Üstelik kocamla ara-| — Suç bende doktor. Yatak| buradan, sana. vap vermedi, önüne baktı: ney birden elini çekti: lediğimi gördün mü?. mı açmak için de bir sürü kepa- | odasına hiç girmemiştim. Salo-| Ve Marika'nın ü3 —..... — İstemivorum! Ve sinirli sinirli, dik konuşa» | zelik yapıyor. nu, yazı odanızı temizliyordum. | yürüdü. ui Fazıl sert adımlarla yatak Fazıl: rak devam etti; Ve çığlık koparır gibi seslen. ! Mutfakta ta çok işim vardı. En l

Bu sayıdan diğer sayfalar: