29 Temmuz 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

29 Temmuz 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TRABZONDA BALIK BOLLUĞU Bu Yıl 1600 Kayık Hamsi 76Bin Yunus Balığı Tutuldu Trabzon, (Özel aytarımız bildiriyor) — Trabzon ve mülk hakatı bir balıkçı mıntakasıdır. En zengin ve çeşitli balıklar hep bu sahillerdedir. Bugünkü Karadeniz balıkçılığı kıyı ba- lıkçılığıdır. Zengin kaynaklara el sürülmemiştir. Halbuki bu sahillerde modern balıkçılık tesis edilerek, yurda birçok men- faat temin edilebilir. Bu yıl Trabzonda 1600 kayık hamsi tutulmuştur. Diğer cins balıklardan tutulan miktarın mecmuu sekiz milyon kilodur, 76 bin yunus balığı da tutulmuştur. Bu sene 150 bin liralık istihsal yapılmışır. 76 bin yunus balığından bir buçuk milyon kilo yağ alınmıştır. Gaziantep Güzellesiyor : —— TE YY ME Gaziantepte bir cadde Gazlantep, (Özel aytarımız bildiriyor) — Yurdun Her tara- #ında olduğu gibi burada da büyük bir imar faaliyeti vardır. Resimde görülen yer, Anteb'in en işlek caddesinin iki sene ön- ceki durumunu gösteriyor. Fslbuki şimdi Atatürk bulvarma dahil olan bu yolun çirkin- fikleri giderilmiş ve görünen gayrimuntazam yol asfaltlanmış- tır. Yanlardaki harabeler kaldırılmıştır. Şarımızın diğer kısımlarında da bir yenileştirme çalışması göze çarpmaktadır, Denizli Memleket Hastanesi #anesi, vlây&tn'en faiydalı kurum e e ea e civar için çok fayda temin etmektedir, Hasanenin faaliyeti yıldan yıla arıyor. Noksanları tamamlanıyor. Son bir yıl içinde “hastaneye 2048 hasta girmiştir. 332 büyük ameliyat yapılmış, 691 döntgen işi yapılmıştır. Bu hastane 20 yıla yaka hir za- mandanberi çalışmaktadır. Denizli memleket hastahanesi - No.7i YOSMA! Etem Izzet BENİCE çıkarırsan bir saat bile oturma mışım demek, Ama, bu kadarcık sokak ta benim hakkım değil mi?, Hiçbir yere çıkmıyorum. Ne sinema, ne tiyatro, ne gez- me, ne tanış evi,ne hiçbir şey. Bir insan göz altında gibi aylar- ca da evin içinde kapanıp kal- maz ya. Gezmeyi, yürümeyi, açılmayı siz doktorlar sağlık ve- xiyorsunuz, Fazıl, karısının bu şen, tatlr, bayıltarak anlatış karşısında hiçbir şey söylemedi; bir saniye kendi kendisine düşündü. — Peki karıcığım. Üzülme dim. Dedi. Güney gözlerini parlata parlata: — Gerçek mi söylüyorsun... Diye sordu. Doktor başını sal İadr, Güney: — Yo olmaz. Ağzından sö; 1c. İçim rahat etsin... Dedi, doktor güldü: — Gerçekten üzülmedim... Derk.ı, Güney yanağını uza- tarak: — Öp buradan kocacığım... Kapı arkasından Geceyi iyi geçirdiler. Fakat, doktor içten epeyce düşünceliy- di. Bu düşüncesini sezdirm*ine- ye çalışıyordu. Sabahleyin kahvaltı ederken hizmetçiye seslendi: — Marika... Hizmetç' geldi: — Buyurun... — Şoförü bana zağır... Doktor Ler.sabah Güneyden “nce kalka ; yıkanır, k: hvaltıs.- nı yapar wv mu yatak.. bıra- “, saat sekizde yurda gitmek için evzen çıkarı. Doktor yan- daki odad” * şoförü çağırtmakla teraber Güney © ul işitti, Ken- EL gg ay AŞ izmir incir müstah- sillerinin Vaziyeti fena ! | İzmir özel aytarımız yazıyor; | izmirin eski bir derdi var. Bu | dert her sene tazelenir. Ağustosta | başlar, ihayet üç ay devam e - der, Dert teşhis edilmiştir. Maale - sef kökünden kaldırılamıyor. İzmir mıntakasının incir yetişen muntakalarında senede 2 « 3 bin çu - gal arasında incir istihsal edilir, Bu mikdarın dörtte üçü İzmirden ihraç edilir. Fakat malın ihracını temin eden firmalar çok mahduttur. Bu firmalar, müstahsilin elinden malı âdeta bedavaya kapatmak isterler. Müstahsil çok şikâyetçidir. Bütün bir yıl çalışır. Emeğinin bedelini kendisi değil, ihracatçı alır. Bu dert Izmir için çok mühimdir. Bir iki se- ne evvel bu işin tetkik edilmesi için teşebbüsler yapılmıştı. Bir ses çık - madı, Sekiz on incir ihracatçısı, bu yıl da bir alım tröstü yapmak için hazırlanıyorlar. İzmir incir müstahsilini kurtar - mak lâzımdır. demem m m Balıkesirde Bir cinayet Balıkesir, (Özel aytarımız bildiri- yor) — Kepsut nahiyesinin Servet köyünde kanlı bir cinayet olmuş, Çoban Ahmet oğlu Kâzım, âyni köy- den Mustafa tarafından öldürülmüş- tür. Cinayetin sebebi henüz meçhul- dür. Bir kadın meselesinin bu cina- yete sebep olduğunu söyliyenler var- dır. Jandarma kumandanlığı ve ad- liye tahkikat yapmaktadır. 8) zifon arasında sür'at ve mukavemet yarışı yapılmıştır. Yarısa 14 kişi iş- #irak etmiş, birinciliği Veysel almış- tır. Veysel 45 kilometrelik yolu iki saatte almıştır. * Sıvas, (Tan) — Sıvasta bu yıl arpa mahsulü iyi değildir. e Yağmu- run zamamında düşmemesi mahsulün az olmasına sebep olmuştur. Saplar ns muallimlerinden beş kişilik bir he- yet buraya geldi. Şereflerine ziya- fet ve müsamereler verildi. Mual - limler burada tetkikat yaptılar. Me- raşın tarihi hakkında kendilerin: hat verildi. Halkevinde gençlikle sa- mimi hasbihaller yapıldı, # Aydın, (Tan) — Koçarlı kamu - nunda birkaç ay önce birkaç at hirsiz lığı olmuştu. Jandarma, çalınan atla- rın bepsini uzak ilçelerde bularak sahiplerine vermiş, hırsızlar hakye - | rine gönderilmiştir. İki gün önce bir! at hırsızlığı vakası daha olmuş, suç | lular derhal yakalanmışlardır. * Giresun, (Tan) — Hava tehli- kesi için iki komisyon seçilmiştir. Bir taraftan üye kaydı, bir taraftan da te- berrular devam etmektedir. Müstah - siller find:k ürününün kilosundan 20 para vermeği kararlaştırmışlardır. Vi- İâyetimizin yapacağı yardımın 100 bin lirayı bulacağı umuluyer. * Lüleburgaz, (Tan) — Ziraat Bankası bu yıl mahsulünü, yeni açtı ğı satm alma İstasiyonunda almağa başlamıştır. Bu kolaylık ilçe halkmı pek çok sevindirmiştir. * Uşak, (Tan) — Ergenekon Ku- lübü toplantısında yeni idare heyeti TAN Çanakkalede Yeni Göçmenler | Çanakkale (Hususi o muhabirimiz | tyor) : Bütün İlbeylıkta Göçmen | için çok çalışılmaktadır. Bu| Bursa vapuru ile Lapsekiye Romanya göçmeni gelmiştir. Va- purdar. çıkma işine bakmak Üzere iğyet Sıhhat Direktörü Dr, Şe- İskândan Fazıl Lapsekiye git- xdir, içmen işlerini inceleştirmek için ân ve nüfus Genel Direktörü Faikle, Mülkiye o Enspektörü Şefik Gelibolu yolu ile gelmişler ve Ezine ilçesindeki ederek İstanbula dönmüş lerdir. Göçmenlerin tarrmsel duru- mu tetkik edilmektedir. . Bun- ların o biran evvel yedrici o ha- le gelmeleri temin edilecektir. Gelen Göçmenler anayurda kavuştukların- özn sevinç duymakta ve kendilerine bütün devlet U teşekkülleri ve halk yönünden gösterilen candan ilğiden minnetle bahsetmeketedirler. Truva yıkıklıklarında Norveç bandıralı Piresola yatile gelen gezginlerden 80 kişi Tiruva yr- kıklarını gezerek dönmüşlerdir. İtalya, Amerikaya ihracatımız Bu hafta Çanakkaleden | İtalyaya 400 ton bakla ve Amerikaya 450 ton palamut yollanmıştır. Buğday fiyat- lsrr 4 kuruşa düşmüştür. Yulaf çok alıcı bulmakta ve istekle 4 kuruşa satılmaktadır. Göçmen evleri İlimizde eskiden yanmış ormanlar» daki yanmış çamların damğalanarak göçmen evleri yapımına verilmesine Tarım bakanlığınca izin - verilmiştir. Bu suretle yanmış ağaçlar, hem çü. rümekten kurtarılacak O hem de çok yerinde ve'faydalı bir işe sarf edile cektir, Biga sporcuları gezide Biğa sporcuları Kaza ilçebayı H. Yavuzun başkanlığında il için bir geri yapmışlardır. Bayramıç, Ezine, Ayvacık kentlerinde fudbol maçı ya- pan ve mlisamereler o veren bu grub lerdir. Halkevinde toplantı Çanakkale Halkevi yönetim kuru- mu sosyal yardım, w şubesine önem verilmesine, sünnet ol .k İsteyen çocukların sünnet etti- rilmesine ve tenis kordu yaptırılma- sa, Köylü Duvar garetesile Anafar- ta derğisinin daha iyi çıkartılmasına k“rar vermişlerdir. Söğütlü Çanakkalede Söğütlü yatile Deniz tecim talebe- si gelmiş ve gezerek İstanbula dön- müğlerdir. Yönetim ücretleri İlk okul öğretmenlerinin 14000 lira tutan yönetim. ücretlerinin ve- rilmesi temin edilmiştir. C. Tanısman Tekmen, ikinci başka, hsan Öz- | bayrak, genel (o yazganlığa Eşref| Ogün, üyeliklere Mehmet Ermen ve Alâeddin getirilmişlerdir. * Çorum, (Tan) — Çorumda sar- mısak olmadığı ve kilosunun 200 ku- ruşa kadar yükseldiğini bildirmiş « tim. Birçok balıçıvanlar, bütün bâh- çelere sarmısak ekmişlerdir. Bu yüz- den sarmısağın kilosunun 2 kuruşa Canakkale yolu ile yerlerine dönmüş | karışık değildir. Bir kadın, her öylü komite» i i ihtiyacı artıyor... tonlantilâr yaptıfılmasına Ve Deniz | hazırlâdığı bir rapora göre Almanya SedatSim Bir Kadın Evvelâ Anadır Bu bakımdan bir ananın kocasını fe- da etmesi kadar tabii ne olabilir? Muvaffak olmuş mecmuaci- mız “Yedi Gün,, sahibi Sedat Simavi'yi, yüzlerce klişe ile dolu büyük masasının başın- da kâğıt ve resim yığınları içine gömülmüş buldum. Sedat Simavi'nin yirmi yıla yaklaşan gazetecilik hayatın- da, boş vakti olduğunu hatırla» madığım için; ankete cevap is- temeğe geldiğimi birden kendi- sine söylemedim: — Hele işinizi bitirin de ko- nuşuruz! dedim. Güldü: — Benim işim bitmez ki... Sen bir sey soracaksan sor... — Ankette sizin de cevabı- nız bulunmasını istedim. — Peki! dedi, ben yazar, gön- deririm. | İki gün, üst üste uğradım. “Vakti olup, o yazamadığını | söyledi. Nihayet, dün yakaladım. Bel- ki gene atlatacaktı, fakat. na- sılsa, üç beş dakikası vardı: — Öyleyse; dur... dedi, yazı yorum.. Sorgunuz, koca ve evlât sevgisi üzerineydi değil mi? — Evet! Sedat Simavi dedi ki: — Sorduğunuz sual, bence iy. şeyden önce anadır. Hele çocuk Almanyanın yumurta yumurta piyasası kuvvetlenmektedir. Piyasaya çıkarrlan yerli ve ecnebi bü tün mallar toptancılar tarafından derhal alınmıştır. Buna karşı pera- | kendecilerin ellerindeki mallar önem- | Ni nisbetlerde azalmıştır. Öte yandan | da tavukların yumurtlama (derecesi biraz daha gerilemiştir. , Yumüurtalara istek bir taraftan bü- vük şehirlerce öte yandan da deniz banyoları ve benzeri gibi tourisme Koca Sevg Evlât Sevgi$ 25.17» . avinin! Sedat Sin doğurduktan sonr guları, bütün duy çalar. Bu bakımdan, casını feda etmesi ” ne olabilr? Ama, siz diyecei “Evlâtsız kalan * ber yaşadığı ko cuk daha meydana * Evet, yalnız S8 kaybettiği o çocuğ hiçbir zaman unu nun yarası, ölüncey” de kalır. gi Halbuki, çocus” memek için kocas” bir ana, bir daha ilk kocasının açıs” Evlâdınm analara gelince: makla gösterilece$ “& Halbuki, o kocalafi mezara kadar, sü kaç tane zevce niz? y* Salâhattin Hava tehlil yardım re kamukusa gideti V va tehlikesine karşı “eg mıya, veritte bulun”? Bütün etraf köylerdi”. kurulun bu anlatı! lemiş ve'bu küçük K saat içinde bin Jirâ üye yazılmışlardır. dilmedik yalnız bir © Önümüzdeki cuma muna gidilecektir. Hayvan cinsinif merkezlerinden gösterilmektedir. Re- koltenin yaklaşması dolayısile doğru- dn doğruya köylü dahi fazlaca yu- murta yemektedir. Alâkadarlar yu- murta piyasasındaki canlılıkla ve yumurta sarfının çoğalmasında bu — —————ğ—ğ— aralık işsizliğin bir hayli daba azal masmın dahi rol oynadığına kanidir- ler. Dikkate değer oki ecnebi memle- ketlerden istenildiği Okadar teklif a- lınamadığı dabi söyleniyor.Çünkü bu rassrda da yumurta İstihsalâtı azal- iyasaların dahi kuvvetlen- or. Söz gelimi Danimar- iç istihlâkin arttığı yazılıyor. Tokat, 28 A.A. — hafta içinde baş işler: 1 — Eylülde aç ile sergisi hazırlıkları İt 22 metre genişliğin” çılmasına başlanıldı. 5 2 — Hayvan Gin? ei çin yeni yapılan 2 damızlık hayvan 8* 3 —İlin Bizeri “ de yatı bölge okul di, # yerli gerkse ecnebi ihracatı geriler geçen hafta bildi seçilmiştir. . Başkanlığa (o Alâcddin | düşmesini bekliyenler vardır. Gerek bu memleketin gerekse İsvöçin | de kalmıştır. m m - — — dı, — Ne olacak?. da karşrlar, söylersin, seslendi: Şoför geldi, doktorun yanma Doktor, şoföre söyledi: — Baş üzerine,. — FazılcığıMk girdi, — Bundan sonra arabayı alıp Ve. şoför odadan çıktı, Adam | ziye gideceğim» Doktor işmar etti: kapı önünde bekliyeceksin. cağız şaşkına dönmüştü. Düsü-| — Nevakit — Kapıyı kapa... Sabahleyin sekizde kapı önün | nüyordu: — Belki öğli Şoför kapıyı kapattı. de olacaksın. Akşam yediye ka- | — Ne oluyor. Doktor karısın.| oODoktor: Güney usulcacık, yalın ayak, parmaklarının ucuna basa basa kendi odasından çıktı, kapının ârkasıma geldi. İçerde konuşu lanları dinliyordu, Doktor şoförden soruyordu: — Dün Güneyi sen mi götür- dün?, — Hayır. —- Hergün sokağa çıkıyor mu?, — Benimle hiç çıkmadı. — Arabaya hiç binmiyor mu? — Şimdiye kadar hiç binme- di. Hergün belki emirleri olu diye bekliyorum, Fakat, hiç bin- miyorlar, — Sokağa mı çıkmıyor?, di kendizine “işündü: — Bilmiyorum, — Acaba'arab ilemigide-| Döktor sustu. cık? Şoför de sustu. Yoksa başka birşey mi var?. Güneyin kalbi heyecandan İçine bu kurd düşünce genç | zonk zonk atıyordu ve,. Kapı ar- kadını yatağında rahat bırakma- | kasında bekliyordu: i dar. Güney sokağa çıktığı 24- man arabaya binerse istediği ye- re götürürsün. Binmezse kendi- ni belli etmeden ve.. görünme den izleyeceksin ve.. her akşam bana bir rapor vereceksin anla dın mı?,, Dedi ve.. ilâve etti: — Bu işi başaramazsan seni değiştiririm. Bu son söz doktorun hayatım- da birinci kere ağzından çıkan bir lâftı, Güney bunları işitince: — Ya, doktor... Dedi, gene usulcacık, parmak larmın ucuna basa basa odasma döndü. Şoför: — Peki, istediğinizi yapmaya ! çalışırım.. Derken, soruyordu: — Raporum sözle mi, yazı ile mi olacak?, — Akşamları ben gelirken yol dan şüphe mi ediyor?. Karı ko- ca arasında bu ne biçim şey?. Ve.. Gney düşünüyordu: — Şoförün yanmda bir insan karısını vu kadar aşaltır. Fa- kat, dur. Doktor sana bir oyun edeyim de gör. Bakalım benim ne yaptığımd n, ne yapacağım- dan, neler yapmak istediğim - den ruhun bile birşey duyacak mı?, Ve,. bu hizla saba ığını gi- yindi, odadan *ıktı. Bir rastla- naymış gibi Gürey doi. iliş- ti: — Öo kocacığım gitmedin mi?, Dedi, İ — Şimdi çıkıyorum Güney. Bonjur... — Bonjur kocacığım... Ve.. genç kadın beyaz ipekli sabahlığının içinde bir güneş parçası gibi yanarken kocasına — Peki ka ” Dedi, Ayrıldılaf öbürü banyoya 8 Saat on üçtür, Güney giyindi. Aynada kenö” baktı. Yepyeni dı. Siyah, ge“ lan, iri katmerli renginde göfÜ leri kumrallaş” zam-atı. Duru © rine her vakit £ larak yayılan P den çekilmiş; zünü, yanak. Saçları sarıya e daha yakın bit 2 du. P

Bu sayıdan diğer sayfalar: