1 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 12

1 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TAN KONYALILAR SİZİN İCİN!.. Beyşehir Gölündeki Ameliyeye Derhal Başlamalıyız. Konya Ovasını Susuzluktan Kurtaralım |! Susuzluktan yanan Konya ovasının oÇümrasından bir görünüş Konya İlbayı Diyor ki Konyanın kuraklıktan için çalışın Konya İlbayı Cemal muhabirimize uzun bir diyevde bir lunmuştur. Bunun en esasi noktala- rını neşrediyoruz. İlbay Cemal Bardakçı demiştir ki — Profesör Salamonla Beyşehir gölü çevresinde yaptığımız gezinti bizim evvelce ulaştığımız neticenin doğruluğunu açığa vurmuştur. Biz Sarısu'yun Beyşehrine akıtılmasını istemiştik, profesör bunu doğru bul- luğunu söyledi. Sarısu göle akıma Konyanın çok kıymetli ve iyi görüşlü İibayı Cemal Bardakçı su sathı derhal yükselecek ve sula- ma kanallarına her zaman bol su bu- İundurmak mümkün olacaktır. Sille barajı İlbay yapılacak bir baraj etrafında da şunları söylemiştir: — Profesörle Silleye de gittik (1) burada düşündüklerimizi doğey bul- du. Biz, bir boğazım kesilmesini iste- miştik. Bu boğaz sarp bir kayalıktır. Su bu kayalıklardan sızıntı yapamı- yacağı gibi suyun gelişi bakımından da burası pek zengin bir baraj ol mak istidadındadır. Şimdi projeler hazırlanmaktadır. Çok çabuk dav- sacağız, bu İşi tez elden bitirece- Karaman Karaman işine gelince; burada bir baraj yapılmasını profesör Salomon doğru bulmamıştı. Arazinin durumu» | na göre bir başka türlü sulama terti- batı lâzm olduğunu O söylemişti. Şimdi profetör o Şevketin Karamanı tetkik etmesine karar verilmiştir. | Bunun neticelerine göre bir sulama | plâmı düşünülecektir Bir de obruk işi vardı. Acaba ob- ruklar yüzünden mi Beyşehir gölü- nün suları azalıyordu. Bir mütehas- sı gönderdik, bunun yaptığı tetkik- ler müspet bir netice vermedi. Yani daki suyun gölden ayrılma. »ğr anlaşıldı. Gerek obruklardaki ge- rek göldeki balıklar tetkik edildi. Bunlarm cinsleri biribirine beizeme- diği görüldü. Gene anladık ki bunlar kayalıkların yıkılmasiyle hâsl olmuş birtakım derin kuyulardır. Şimdi bu sulardan da nasıl istifade edilebilece- ğini profesörün vereceği rapordan öğreneceğiz. Yibay diyevine devamla Tigin hak- kında da şunları söylemiştir: — Bir Balkı Boğazını kapayıp İl- gın için de bir baraj yapılmasını & ru bulmuştuk. Profesör buna da li zum olmadığını, simdilik oraya bir kanal açılması kâfi geleceğini söyle- di. Böylelikle sular Bulasan dersin- de toplanılacak ve Atlandı, Ko'ukra köylerinin sulanma © ihtiyacı temin kurtulması | Konyaya karşı yepyeni bir alâka göstermeyi insanlığımızın bellibaşlı bir vazifesi sayıyoruz. Konya... Coğrafya kitaplarında “Orta Ana- | dolunun buğday ambarı, diye anı- lân bu geniş ziraat mıntakast son on yıldanberi pek acınacak bir hale gel- miştir. Yağmursuzluk ve susuzluk yüzünden yakıcı bir güneş altında çoraklaşan tarlalar, köylüyü ve bü” yük ekim.yapanları pek fena netice- lerle karşılaştırmıştır. Her ne kadar 931 yılında tabiat biraz güler yüz göstermiş ve yağan yağmurlar tarlaları © yeşertmiş ve hatta biraz bolca bir hasat yapılabil- miş idiyse de, aksilik bu ya, o za- man da buğday para etmemiş çift çinin eli gene böğründe kalmıştı. Konya ovasının yirmi beş yıllan. beri dinlediğimiz bir sulama hikâye- si de vardır. Kâh Fransız, kâh İtal yan sermayedarların alâka beden bu İş imparatorluğun nafıa nezaretinde büyük bir komisyona urun zaman dolgun 'maaşlar dağıtan bir kayırma vasıtası oluştu. y Konyanın Selçukspor klübü futbol birinci takımı Bereketile bir zamanlar ordu ambarı adını alan Konyanın sayfiyesi olan Meram Nasıl dokunabilir ki kanallarm ken- dileri bile susuzluktan şahrem şah- rem çatlamış bulunuyor. İş bununla kalsa gene iyi... Geçen sene Konya ovasının bügün için de- ğilse yarın için medet umduğu Bey- şehir gölü de kurumağa yüz tutmuş ve suları bir kilometre çekilmişti. Bunun ne kadar mühim bir şey ol- duğunu anlamak için bu sene yağan bol yağmurlarla gölün bu bir kilo- metrelik su azalışından ancak seksen O halde ne olacak? Artık bu göl den Konya ovası istifade edemiye- cek mi? İşte cevabı Eğer tesisat bugünkü şeklinde ka- lırsa pek tabii olarak sulama şebeke- sinden istifade mümkün olamıya- caktır, Fakat suların azalmasından doğan yeni vaziyete göre gölde yeni bir ameliye yapılacak olursa Beyşe- hir gölü ovaya faydak olabilecektir. Konyadan aldığımız haberlere gö- re bu sene bu işin yapılacağını ümit etmekteydiler. Yakat yâzın geçmek Üzere olduğunu gördükçe hepsinde meyus olmaktadırlar. Konya, Çörnre, Cihanbeyli ve Kadınhanı tarafların- da kuraklık ber vakit beklenen şey- dir. Tarla sulamak göyle dursun, ek GKONYADA SPOR, (i Konya kızları mekteplerde spor zevki alarak yetişmektedirler, Konyada spor —— e — edilecektir. Üzerinde en büyük bir önemle du- Tacağımız İşlerden birisi de Beş Göz suyudur, bu su saniyede bin metre mikâbı üzerinden akmaktadır on metre yüksekten düşürdü takdirde bin beygir kuvvetinde bir muharrik kuvvet temini mümkün ola caktır. Bu suretle çalıştırılacak bir elektrik fabrikası bize elekt ğin ki- lovatını beş paraya mal edeçek ve bununla etratafki kuyularıg sularını çıkaracak vesaiti kolaylıkla ve ucüz- ca işletmek kabil olacaktır, Sarayönü kısmı bu su ile sulandığı için bara- ja tabi ihtiyacı olmıyacaktır, Cihan- beylideki İn suyu ile ise bir baraj yapmak imkânsız görülmüştür. Bu gibi yerler için başka çarelere başvu- racağız. İlbay Cemal burada bitiyor. Çalışkan ilbaym Konya için gös- terdiği karşısında Tarım ba» kanlığından beklenen şey, tezcanlı! tır.En büyük istihsal mıntakalarımız- dan birini yanmaktan kurtarmalıyız. Bardakçının sözleri > (1) Konyaya yarım saat mesafede bir köy. erir kaynaklar ve kuyular bile ku» kintr gekiği zamanlar oluyor. Bir çokları kuyuları derinleştirmekten başka çare bulamamışlardır. Tabii bu yüzden hasat son derece fena oluyor ve her gün biraz daha borçlanan çiftçi cın: yeniden kazanmak imkânlarını bit türlü bu- lamama ktadır. Memleketin en iyi idar ellerimden biri olan Konya İlbayr Cemal Bar- dakçı bütün mıntakayı yer yer do- laşmış ve yaptığı İncelemelerin ilk neticesi olarak yüksek makamlar köylüye tekrar tohum dağıttırıdmas- nı ve ziraat bankasının yardım et- mesini doğru bulmuşlardır. Bize kalırsa ilk yapılacak şey im- paratorluğun bir türlü faydasını tattırramadığı sulama zerinde durmak ve Bey» Faraza bu sene kırk beş gün de- vam eden susuzluk yüzünden Konya ve içerilerindeki mahsul yüzde elli azalmıştır. Eğer bu susuzluğun te- melli çaresi bulunmazsa bu çiftçiler bir gün gelecek tohumlukları bir ke- nara dursun yiyeceklerini bile bu topraktan çıkaramıyacaklardır, Tek- rar ediyoruz: Beyşehir gölünü yola getirelim. Tarım bakanlığı Sarısuyun yatağını değiştirip bu göle akıtılmasına karar vermiş bulunuyor. Bunu bilmiyor değiliz. Yalnız Tarım bakanlığımızın projelerle pek başı hoştur. Bu Sarısu ile gölün seviyesi yükselebilir amma bu yükselişin bir an evvel realize edil miş olması lâzımdır. Konya, Tarım- cılardan proje değil su istiyor, su Çirkin Bir Vak'a... Konya Şarbayı Şevki Ergun Çok çirkin bir hâdiseden bahset- meğe mecbur kaldığımız için acı du- yuyoruz. Fakat bunun üzerinde dur- mak ve vak'anın asıl can alacak tara- fınr gözönüne vurmak vazifemizdir. Ekekon gazetesinde okuduğumuza görei onya belediyesi zenrta memur: larından Fahri, hiç kimsesi olmıyan Azime adında bir genç kazı hizmet- gi olarak evine almıştır. Azime 14 yaşındadır ve Fahrinin evine girdik- ten bir müddet sonra karakola gide- rek şikâyet etmiş Fabri tarafından kirletildiğini lemiştir. Yapılan tahkikat Azime'nin doğru söylediği. ni ortaya çıkarmış ve tabibi adli ra- poru 14 yaşmdaki evlâtlığna Fahri. nin saldırmış olduğunu fennen tesbit (TAN)IN OYKUSU 1:54035 e Bir Boşanma Hikâyesi — Karımdan ayrılıyörum, dedi, — Nasıl olur, dedim, daha evlene- Mi bir yıl olmadı. — Evleneli demc, dedi, nikâh olalı bir yıl olmadı. Beraber yürüdük. Susuyordu. Su- ratı asıktı. Bir türlü çözemediği bir düğüme takılmış gibiydi. — Yanıyorum, dedi Şu dondurmacıya girsek. Dondurmacıya girdik, Arka arkaya iki dondurma yedi. Mendiliyle yü- zünü sildi. — Niye ayrılıyorsunuz, dedim. Hemen cevap vermedi. Fakat şim- di konuşmak, anlatmak, çözemediği düğümde kendisine yardımım olur umuduyla anlatmak istediğini sezi- yordum. — Çok mu merak ettin? dedi, Başımı salladım Öyleyse dinle, dedi. Ben bundan üç yıl önce rasladım. — Sözümlü kesme. Ben, Ayşeye bundan üç yıl önce rasladım. Bizim dairenin karşısındaki büyük mağaza- da tezgâhtardı. — Biliyorum. — Sözümü kesme. Tezgâhtardı.. Gözleri şeytan gibiydi. Konuşması kurnaz, Güzel bir kız, — Biliyorum. — Sözümü kesme.. Güzel bir kiz.. Git, gel, ahbap olduk. Ben bekârım, © bekâr. Ben kimsesizim. Onun âne- 8ı babası Anadoluda, Kendisi tek ba- şına burada bir ailenin yanında pan- siyon oturuyor. — Biliyorum. — Sözümü kesme. Pansiyon otü- ruyor. Gezdik beraber, dolaştık. So» nunda ben ona şık oldum, o bana. Sözümü kesme.. Beraber yaşama; karar verdik. Aldım, üç odak bir ev tuttum, getirdim. Tam iki yl dünya- mın en bihtiyar çilti gibi yaşadık. Benim, kesildikten sonra filan, elime doksan lira bir para geçiyordu. O ça- lıştığı mağazadan kırk kâğıt alıyor- du. Sözümü kesme,, Beraber kazanı- yor, beraber yiyorduk. Ne ben onun eline bakıyordum, o me © benimkine Ne ben onun gırtlağın doyurmak, östünü başını yapmak pahasma ko- calığını yapıyordum, ne © beni beş- elmek karşılığında kartlığımı. Sözü. mü kesme. İkimizi bağlıyan sevdadan ve karşılıklı anlaşmadan başka bir bağ yoktu. Gel gelelim, hangi saadet uzun sürer? Bizimkinin de sonu yak- laşmışmış meğer. Oturduğumuz ma- halleden bir başkasına taşındık, — Biliyorum. . — Elbet de bileceksin. İlk taşındı- ğmız gece misafir gelmiştin. Her ne İse. Yeni evimizde bir hafta rahat oturduk oturmadık, bir akşam geldi beni dairenin kapısından aldı. Bak- tım, gözleri kıpkırmızı, Ağlamış, Su- ratı bir karış, Üzülmüş. Şöyle biraz yürüdük. Bir şey söylemiyor. Daya- Damadım ben, sordum : *Nen var, ni ye canm sıkıldı?,, dedim. “Komşular dedi, dedikodu yapıyorlar. Ben se ninle metres hayatı yaşıyormuşum. Bu, mahalle için, mahalle arasında rezaletmiş. Hele sağ tarafımızdaki komşu hanım anamın eski arkadaşıy- mış. Ona yazacakmış, kızm orospu oldu, sen nerelerdesin, diyecekmiş,,, Güldüm. “Komşulardan bize nı dedim. “Anan sana ne karışır? Biraz yatıştı. — Biliyorum. — Sözümü kesme. Biraz yatıştı. e — etmiştik Adliye büyük bir hassasiyetle işe el atmış ve bu adamı derhal tevkif etmiştir. Gene şüphe etmiyoruz ki, bu tevkif müzekkeresi bir hapis ka- rarma tebeddül edecektir. Ve Fahri birdenbire. Ayşeye Yazan : 0. 8: Gel gelelim iki gün sonra yine © kızarmış gözler, yine o asık suratı Baktım olacak gibi değil. “Bu mahal- leden çıkalım,, dedim. “Nereye git“ sek ayni şey. dedi Ya beni nikâh eder alırsın, ya ayrılırız. Baktım olacak gibi değil, Nikâh kıydik., — Biliyorum. —Sözümü kesme. Nikâh kıydı Kıydık amma, ikinci ayda işler de Zişmeğe başladı .Bizim eski metres, şimdiki nikâhlı; “Ben artık mağazalarda tezgâhtarlık edemenu Bugüne bugün senin karınım, beni beslemeğe mecbursun.,, diye tuttir- du. Ve dediğini de yaptı,çıktı, çalış tığı yerden benim sırtıma bindi. Baş“ ladık biz hanımı beslemeğe, giydir« meğe, kuşatmağa. İnsan tufeyliliğe alışmıya görsün. Bizim hanım hazıf yeyiciliğe başlayınca, günden güne, Şumu İsterim, bunu İsterimleri arttıre dıkğavartıytdı. Ben bir sabrettim, iki sabrettim. Sonunda başladım kafa tutmağa. O istedi, ben kafa tuttum, çıngar çıktı sonunda, Ayrılıyoruz iş“ ta. — Biliyortan, — Evet biliyorsun, demin söyler dim, Yalnız sana bir sorgun var, Şü- mu da bil bakalım. Benim hatun, be“ nim yanımda nikâhsız yaşar, fakat kendi ekmeğini kendi kazanıp yal « Bız bana gönülden bağlı olduğu va- kit mi utanılacak bir haldeydi, yoksa şimdi mi? — Bilmiyorum... Fakat bu yalnız sizde görülen bir şey. Kimse duyma" sın | dedim. ———— e Türkiye -Romanya Ticaret müzakeresi Türkiye ile Romanya arasındaki tecim münasebetleri son zamanlarda durmuş gibidir. Bunun sebebi Tür kiye ile Romanya arasında mevcut tecim anlaşmasının Türkiye tara “ fından feshedilmiş olması ve yeni anlaşmanın henüz imza edilmemiğ olmasıdır, Bunun neticesi olarak Türkiye den Romanyaya ithalâtta bulunan Türk tecimenlerinin Romanyaya sat tkları malların bedelleri de Roman yada kalmıştır. Ankarada yeni bir tecim ve taka$ anlaşmaşı için müzakerelere başlan” mıştır. Müzakerat henüz bitmemiş tir. Bu anlaşmada tediye şekilleri bir esasa bağlanacak ve Türk tücca” rmın Romanyada kalmış olan patâ* sinin tediyesi için bir formül bulu“ macaktır. Müzakerenin neticesi hak“ kında mikbinlik eseri gösterilmekte” İstanbul ve İzmirden Avusturya» Çekoslovakya, Lehistan gibi Ort# Avrupa memleketlerine Yapılan iv halâtm bilhassa yaş meyvalarımızı? daha kısa olan, Romanya transit yol# ile yapılması İçin birkaç gündenb” ri şehrimizde Türk ve Romen mü” tehassısları arasında o müzakerelef€ devam edilmektedir. Bu heyet Re manya tarikile Orta Avrupa meml#” ketlerine gönderilecek Türk eşyaf” nın ne suretle sevkedileceği hakkin” da bir rapor Bazırlayacaktır, Bu FX por Türkiye ve Romanya bil leri tarafından tetkik edilecektir. Romanyadan transit suretile gö” derilecek mallar Bakkinda Le trenlerde hususi ve tenzilâtiz bir (8 tife tatbik edilecektir. Mütekasurslar, —— görüşmelerind. müsbet metiçeler elde ettikleri t8 dirde şimdiye kadar Orta Avrup3# Triyeste yolile yapılan gönderme © ler, bundan sonra Köstence yolile 7 pilacaktır. ei Romanyanın Ankara sefiri Filot' dün Türk ve Romen mütehassıs mutlaka bu cürmünün cezasını göre- tektir, şerefine Perapalas otelinde bir Öl yemeği vermiştir, /

Bu sayıdan diğer sayfalar: